Gıda Fiyatları, Dünya Genelinde Yüzde 11 Düştü, Türkiye’de Yüzde 73,6 Arttı

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da, açıklanan her veri yaşanan ekonomik krizin derinliğini ortaya koyuyor. Son olarak, dünya genelinde gıda fiyatları son 1 yılda yüzde 11,8 gerilerken, Türkiye’de yüzde 73,6 artış gösterdi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Küresel Gıda Fiyatları Endeksi Ağustos verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre; Küresel gıda fiyatları, yemeklik yağ, süt ürünleri ve temel gıda maddelerinin tedarikine ilişkin endişelerin devam ettiği bir ortamda, iki yıldan uzun bir sürenin en düşük seviyesine geriledi.

FAO, Küresel Gıda Fiyat Endeksi’nin geçen ay zayıf talep ve verimli bitkisel yağ ve süt üretimi nedeniyle yüzde 2,1 düşerek 121,4’e gerilediğini belirtti. Göstergeler, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle tahıl ihracatının Mart 2022’de kesintiye uğrayarak rekor seviyelere ulaşmasından bu yana yüzde 24 geriledi.

Ülkelerin tahıl alanında uyguladığı regülasyonlar ve iklim koşulları da gıda tedarikinde tehdit oluşturdu. Örneğin, Hindistan, dünya çapında milyarlarca insanın beslenmesinin hayati bir parçası olan pirince ihracat kısıtlamaları getirerek FAO’nun Pirinç Endeksi’ni geçen ay 15 yılın zirvesine çıkarmıştı.

Diğer taraftan, sıcak hava koşulları çeşitli mahsulleri etkilerken, yüksek enerji ve işçilik maliyetleri nedeniyle birçok ülkede gıda enflasyonu yüksek seyretti. FAO yayımladığı raporda ayrıca, süt ürünleri, bitkisel yağ ve et fiyatlarının geçen ay en az yüzde 3 oranında düştüğünü açıkladı.

TÜİK verilerine göre, enflasyon Ağustos’ta bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,94 olarak gerçeklemişti. Ana harcama gruplarına bakıldığında bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek artış yüzde 89,31 ile lokanta ve otellerde görülmüştü. Bu grubu yüzde 73,6 ile gıda izlemişti.

Bu verilere göre, dünyada gıda fiyatları son 1 yılda yüzde 11,8 gerilerken, Türkiye’de Gıda Fiyat Endeksi Ağustos’ta yıllık yüzde 73,6 artış gösterdi.

Paylaşın

Bitcoin 26 Bin 200 Ethereum Bin 600 Doların Üzerinde

Solana, Polkadot ve Litecoin yatırımcısına kazandıran kripto para birimleri arasında yer alırken, Bitcoin (BTC) yüzde 2 artışla 26 bin 259 dolara yükseldi. Ethereum (ETH) ise bin 650 seviyesinin hemen altında işlem görüyor.

Haber Merkezi / Haftaya yatay bir seyirle başlayan ve daha sonra yönünü aşağıya çeviren kripto para birimleri, dün ve bugün kayıplarını telafi etti.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 1,9 artışla 26 bin 259 dolara yükselirken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise yüzde 0,51 artışla bin 647 dolardan işlem görüyor.

Bitcoin (BTC) dün yüzde 0,06 artışla 25 bin 738 dolara yükselmiş, Ethereum (ETH) ise yüzde 0,23 artışla bin 632 dolardan işlem görmüştü.

Bitcoin’in (BTC) hacmi, son 24 saatte yüzde 0,76 düşüşle yaklaşık 12,18 milyar dolar oldu. Bitcoin’in piyasa değeri ise 512 milyar dolar civarında. Solana, Polkadot ve Litecoin yatırımcısına kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı.

Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 1,32 artışla 1,06 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri dün 1,04 trilyon dolar civarındaydı.

Tüm stabilcoinlerin hacmi şu anda 24,11 milyar dolar, bu toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 93,92’si. Tüm stabilcoinlerin hacmi dün 25,1 milyar dolar, bu da toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 95,46’sına tekabül ediyordu.

Bazı kripto para birimlerinde son durum şöyle:

Bitcoin 26,259 dolar, değer kazancı yüzde 1.9
Ethereum 1,647 dolar, değer kazancı yüzde 0.51
Tether 0.9997 dolar, değer kazancı yüzde 0.03
BNB 217 dolar, değer kazancı yüzde 0.74

XRP 0.5059 dolar, değer kazancı yüzde 0.56
Cardano 0.2575 dolar, değer kazancı yüzde 0.14
Dogecoin 0.06367 dolar, değer kazancı yüzde 0.25
Solana 19.9 dolar, değer kazancı yüzde 1.11

Polygon 0.5613 dolar, değer kaybı yüzde 2.27
Litecoin 63.45 dolar, değer kazancı yüzde 0.63
Polkadot 4.3 dolar, değer kazancı yüzde 0.87
Tron 0.07921 dolar, değer kazancı yüzde 0.22
Shiba Inu 0.000007668 dolar, değer kazancı yüzde 0.15

Paylaşın

JP Morgan’dan Yatırımcılara, “TL’de Ağırlık Artır” Tavsiyesi

ABD merkezli yatırım bankası  JP Morgan, yatırımcılara gönderdiği bilgi notunda, “TL’de ağırlık artır” tavsiyesinde bulundu. Bilgi notunda, “Temmuz başında opsiyonlarda TL uzun pozisyonu almıştık. Artık risk/ödül dengesinin doğrudan TL alımdan yana olduğunu düşünüyoruz” denildi.

Ortodoks politikalara geçişin kararlı olduğu belirtilen bilgi notunda, 250 baz puan artış olacağı yönündeki piyasa beklentilerine karşın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), en son toplantısında politika faizini 750 baz puan artırarak yüzde 25’e çıkardığı, bu sinyallerin, siyasi destekle hareket edildiğine işaret ettiği kaydedildi.

Para politikasında beklentiyi aşan sıkılaşma ve OVP’den enflasyonla mücadele konusunda verilen kararlı mesajların ardından yabancı kurumların pozitif yorumlarına yenisi eklendi. JPMorgan Türk lirasında sınırlı hacimde uzun pozisyon tavsiyesinde bulundu.

BloombergHT’de yer alan habere göre; Aralarında Anezka Christovova’nın da olduğu JPMorgan analistleri yayımladıkları notta, Dolar/TL put spreadleri üzerinden önerdikleri mevcut lira iyimser pozisyonuna “küçük boyutta” lira uzun pozisyon eklediklerini bildirdi.

Analistler, politika yapıcıların dolar/TL’yi yukarı yönlü serbest bırakarak enflasyonu yükseltmeyi istemediklerini atıfta bulunarak “Artık risk/ödülün doğrudan lira uzun pozisyonlarına doğru kaydığına inanıyoruz” dedi

Raporda “Önceki analizlerimiz Türk lirasının ucuz ve rekabetçi olduğunu, bu nedenle ek devalüasyona gerek olmadığını gösteriyor” ifadeleri yer aldı.

Analistler yetkililerin Döviz rezervlerini kaybetmeden dolar/TL’yi sabit tutabileceklerini ifade ettiğine dikkat çekerken döviz rezervlerinin ılımlı bir şekilde artmasının daha olası olduğuna dikkat çekti.

Turizm gelirleri, kredi büyümesindeki yavaşlama ve artan kredi faizlerinin Ağustos-Ekim döneminde ılımlı cari işlemler fazlasına yol açacağını belirten analistler buna karşılık, istikrarlı dolar/TL kurunun pozitif toplam döviz getirisi sağlamaya başlaması gerektiğini ifade etti.

Paylaşın

Enflasyon İle Gıda Enflasyonu Arasındaki Fark Yüzde 20’yi Aştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri son yıllarda enflasyonun dar gelirlilerinin daha çok canını yaktığını gösteriyor. 2004-2019 yılları arasındaki 15 senede yıllık TÜFE ile gıda enflasyonu arasındaki fark yüzde 10 puanı aşmamıştı. 

Bazı dönemler gıda enflasyonu genel enflasyondan daha düşük seyretti. Ağustos 2021’de bu fark ilk kez yüzde 10 puanı aştı. Fark, Nisan 2022’de ise yüzde 21’e kadar çıktı. Ağustos 2023’te fark yüzde 14,7 puan oldu.

Yoksullar ve dar gelirliler için gıda masrafları hanehalkı tüketim harcamalarında önemli bir paya sahip. Bu da gıda enflasyonunun bu kesimleri daha çok etkilediğini gösteriyor.

Türkiye’de gıda fiyatları 3 yıldan bu yana her ay yükseliyor. Gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark da giderek açılıyor.

Son bir yılda genel Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 59 artarken aynı dönemde gıda enflasyonu yüzde 74 artış gösterdi. Yeni ekonomi modeli döneminde yıllık gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark yüzde 20 puanı aştı.

2004 başından bu yana yüzde 25’in altında seyreden yıllık enflasyon Ekim 2018’de bu sınırı aşarak yüzde 25,2 oldu. Yıllık gıda enflasyonu Nisan 2019’da yüzde 33,2 ile zirveyi gördü.

“Yeni ekonomi modeli”ne geçilen Eylül 2021 sonrası enflasyon rekor kırdı. Kasım 2022’de yıllık gıda enflasyonu yüzde 100’ü aşarak yüzde 102’ye kadar yükseldi. Mayıs 2023 seçimleri öncesinde enflasyon düşmeye başlarken 28 Mayıs seçimlerinden sonra yeniden yükselişe geçti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri son yıllarda enflasyonun dar gelirlilerinin daha çok canını yaktığını gösteriyor.

2004-2019 yılları arasındaki 15 senede yıllık TÜFE ile gıda enflasyonu arasındaki fark yüzde 10 puanı aşmamıştı. Bazı dönemler gıda enflasyonu genel enflasyondan daha düşük seyretti.

Ağustos 2021’de bu fark ilk kez yüzde 10 puanı aştı. Fark, Nisan 2022’de ise yüzde 21’e kadar çıktı. Ağustos 2023’te fark yüzde 14,7 puan oldu.

Yoksullar ve dar gelirliler için gıda masrafları hanehalkı tüketim harcamalarında önemli bir paya sahip. Bu da gıda enflasyonunun bu kesimleri daha çok etkilediğini gösteriyor.

TÜİK verileri yıllık genel enflasyon ile gıda enflasyonu arasındaki farkın yeni ekonomi modeli döneminde hızla açıldığını gösteriyor. 5 sene önce TÜFE ile gıda fiyat endeksini eşitliyoruz. Bu şu anlama geliyor: TÜFE sepetinin değeri 100 lira; gıda sepetinin de değeri 100 lira.

Yaklaşık 15 sonra Kasım 2019’da iki mal sepetinin de fiyatı 119 lira. Yani aynı oranda zamlanmış. 2 Eylül 2022’de de endeksler birbirine oldukça yakın.

Yukarıdaki grafiğin gösterdiği üzere yeni ekonomi modelinden sonra gıda fiyatları çok daha hızla yükselmeye başlıyor. Ağustos 2023’e gelindiğinde ise TÜFE sepetinin fiyatı 439 lira olurken gıda sepetinin fiyatı 565 lira olmuş.

Dünyada düşüyor

Son 5 yılda dünyada yüzde 29 artarken Türkiye’de nominal olarak yüzde 465 yükseldi. Ağustos 2018’de 100 birime satın alınan gıda sepeti Temmuz 2023’te 520 birime satın alınabiliyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün açıkladığı endekse göre ise dünyada gıda sepetinin fiyatı 100 birimden 129 birime yükseldi. Hatta son yıllarda dünyada gıda fiyat büyük ölçüde düşüş eğiliminde.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

OVP’de Kredi Kartı Kullanımına Sınırlama

Orta Vadeli Plan’a (OVP) göre, vatandaşların kredi kartı kullanımı, parasal istikrarı etkilemeyecek ve tüketim talebini dengeleyecek şekilde uluslararası standartlarda yeniden düzenlenecek. TL mevduata geçişlerin hızlanmasıyla kredi korumalı mevduatların genel içindeki payı azaltılacak, Yurt Dışında Yerleşik Vatandaşlar Mevduat ve Katılım Sistemi (YUVAM) hesabının yaygınlaştırılması sağlanacak.

Dijital Türk Lirası için idari düzenlemenin 2024 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanırken, kamuda harcama gözden geçirmeleri sistematik hale getirilerek verimsiz harcama alanları tasfiye edilecek. Kamu hizmetleri, azami tasarruf anlayışı içinde yerine getirilecek. Taşıt ihtiyaçları öncelikle geçici tahsisle ya da ihtiyaç fazlası taşıtların devriyle karşılanacak. Vergi cezaları, caydırıcılığı güçlendirecek şekilde gözden geçirilecek. Kadın, gençler ve engelliler başta olmak üzere; uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma gibi esnek çalışma biçimleri yaygınlaştırılacak. İlaç ve tedavi harcamalarını rasyonelleştirecek tedbirler alınacak.

Enflasyonla mücadelede tüketimi dizginlemeyi hedefleyen program uyarınca, vatandaşların kredi kartı kullanımı, tüketim talebini dengeleyecek şekilde yeniden düzenlenecek. Kira ve konut fiyatlarındaki artış ise yeni sosyal konut projeleri ile aşılacak. 2026 yılında yüzde 5’lik büyüme, 2025’te tek haneli işsizlik de programın beklentileri arasında.

Milliyet’in haberine göre, 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Plan’a göre, enflasyonun 2023 sonu itibarıyla yüzde 65 olması, 2024’te yüzde 33’e, 2025’te yüzde 15.2 geriletilmesi hedefleniyor. 2026 yılında ise TÜFE’nin yüzde 8.5 ile tek haneye indirilmesi öngörülüyor. Büyümenin 2026’da yüzde 5’e çıkarılması hedeflenen programda kişi başı gelirin 14 bin 855 dolara çıkarılması planlanıyor.

2023 büyüme beklentisi yüzde 5’ten yüzde 4,4’e, 2024 büyüme hedefi ise yüzde 5,5’ten yüzde 4’e geriledi. 2023 için işsizlik beklentisi yüzde 10,1, 2024 için yüzde 10,3, 2025’te yüzde 9,9, 2026’da yüzde 9,3 olarak belirlendi. Kişi başına gelir hedefi 2023 sonu için 12 bin 415 dolar, 2024 için 12 bin 875 dolar, 2025 için 13 bin 717 dolar, 2026 yılı için 14 bin 855 dolar olarak öngörüldü.

Hangi adımlar atılacak?

Enflasyonla mücadelenin önceliklendirileceği 3 yıllık dönemde, sıkı para politikası ile seçici kredi uygulamalarının desteğiyle iç talepte dengelenme sağlanacak. Dezenflasyon sürecinin önümüzdeki yıl başlamasının öngörüldüğü OVP’ye göre, önümüzdeki dönemde fiyat istikrarı konusuda atılacak bazı adımlar şöyle olacak:

Enflasyonla mücadelede Merkez Bankası tüm politika araçlarını etkin biçimde kullanacak, maliye ve gelir politikaları para politikası ile eşgüdümlü hale getirilecek.
Ekonomik aktivitenin ivmesi, enflasyonist baskı oluşturmayacak şekilde yönlendirilecek.
Ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarını önleyecek tedbirler alınacak.
Reel sektöre uygun maliyetlerle hedef odaklı finansman sağlanacak.

Devlet tarafından yönetilen fiyatlar, geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirlenecek.
Hanehalkı, firmalar ve bankacılıkta varlık ve yükümlülüklerinde TL ağırlığı artırılacak.
Kira ve konut fiyatlarındaki gelişmelere karşı Kovid 19 salgını döneminde daralan konut arzı hızla artırılacak, konut stoğunda deprem yüzünden oluşan kayıpların telafisi için sosyal konut projeleri geliştirilecek ve dar gelirli vatandaşların konuta erişimi artırılacak.

Kamunun uygun koşullu konut kredileriyle ilk kez konut edinimi desteklenecek, dar ve orta gelirli vatandaşlar için uygun fiyat aralığında yeni konut projeleri başlatılacak.
OVP’de yer alan tahminlerden yapılan hesaplamaya göre, doların bu yıl 23.8, 2024’te 36.7, 2025’te 43.9, 2026’da ise 47.7 olması öngörülüyor.

OVP’ye göre, vatandaşların kredi kartı kullanımı, parasal istikrarı etkilemeyecek ve tüketim talebini dengeleyecek şekilde uluslararası standartlarda yeniden düzenlenecek. TL mevduata geçişlerin hızlanmasıyla kredi korumalı mevduatların genel içindeki payı azaltılacak, Yurt Dışında Yerleşik Vatandaşlar Mevduat ve Katılım Sistemi (YUVAM) hesabının yaygınlaştırılması sağlanacak. Dijital Türk Lirası için idari düzenlemenin 2024 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanırken, kamuda harcama gözden geçirmeleri sistematik hale getirilerek verimsiz harcama alanları tasfiye edilecek.

Kamu hizmetleri, azami tasarruf anlayışı içinde yerine getirilecek. Taşıt ihtiyaçları öncelikle geçici tahsisle ya da ihtiyaç fazlası taşıtların devriyle karşılanacak. Vergi cezaları, caydırıcılığı güçlendirecek şekilde gözden geçirilecek. Kadın, gençler ve engelliler başta olmak üzere; uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma gibi esnek çalışma biçimleri yaygınlaştırılacak. İlaç ve tedavi harcamalarını rasyonelleştirecek tedbirler alınacak.

Sosyal yardım sistemi gözden geçirilerek, aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek şekilde yeniden kurgulanacak. Her ailede en az bir çalışan olmasını sağlayacak tedbirler alınacak. Geçici ve uluslararası koruma statüsündeki yabancıların, işgücü temininde güçlük çekilen alanlar öncelikli olmak üzere kayıtlı biçimde çalışmaları sağlanacak. Aile müessesesinin korunması, evlenecek gençlerin desteklenmesi için “Aile ve Gençlik Bankası” kurulacak. İşveren katkısıyla tamamlayıcı emeklilik sistemi oluşturulacak.

Paylaşın

OVP Açıklandı; Ne Kadar Gerçekçi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında katıldığı ve bir konuşma yaptığı törende, Orta Vadeli Program (OVP) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklandı.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, OVP’yi “Orta Vadeli Program’daki ‘yumuşak iniş’ için yol haritası ne kadar gerçekçi?” başlığıyla BBC Türkçe‘ye değerlendirdi.

Geçen seneki program üzerinde yapılan revizyonlara baktığımızda bu seneki programın ayakları daha yere basan, içsel tutarlılığı daha güçlü, ve öncelikleri daha doğru belirlemiş bir program olduğunu görüyoruz.

Öncelikle geçen OVP’den kalan ciddiye alınması mümkün olmayan 2023-2025 enflasyon tahminlerinin her bir sene için iki katından daha fazla yukarı çekildiğini görüyoruz. Verilen hedeflerin inandırıcılığını sağlamak açısından bu kıymetli bir adım.

2023 yıl sonu enflasyon tahminine bir parantez açalım.

Temmuz ayı enflasyon raporu toplantısında Merkez Bankası yıl sonu enflasyonun tahminini yüzde 58 olarak açıkladı.

O günlerde benim Koç Üniversitesi’nden arkadaşlarım Cem Çakmaklı ve Sevcan Yeşiltaş ile paylaştığımız yıl sonu tahmini yüzde 72 idi.

Ağustos ayı Para Politikası Kurulu (PPK) kararı açıklandığında Merkez Bankası (TCMB) 750 baz puanlık “jumbo” faiz artışını açıklarken enflasyon tahmininin de önceki ay açıklanan rapordaki üst banda yakın olacağını yani yüzde 62’lere doğru yükseleceğini dile getirdi.

Dün açıklanan OVP bu tahmini de yüzde 65’e güncelleyerek bizim yıl sonu beklentilerimize bir adım daha yaklaşmış.

Resmi ağızlar tarafından açıklanan enflasyon beklentilerinin bağımsız ekonometrik analizlerimizden elde edilen rakamlara yaklaşması inandırıcılık ve raporun diğer hedeflerini daha ciddi bir şekilde değerlendirmemiz açısından son derece olumlu.

Beni rahatsız eden durum ise şu: 2023’teki yüzde 65’lik enflasyon tahmini, 2024’de yarı yarıya düşüp yüzde 33’e gelecekse ciddi bir dezenflasyon program uygulanacak demektir.

Popüler ifade ile “parasal sıkılaştırma” ya da “kemer sıkma” programı olarak bilinen bu politikalarda “sıkılan kemer” referansı boşuna değildir. Rejim yapıp kilo kaybettiğinizde nasılkemerinizi bir iki delik sıkılaştırıyorsanız, enflasyonu düşürmek için de ülke çapında tüketimi yavaşlatıp kemer sıkmanız gerekir.

Özellikle talep enflasyonu ve beklentilere yerleşmiş enflasyonu değiştirebilmenin başka yolu yoktur. Ancak ciddi bir kredibilite kazanılırsa “minimum kemer deliğini sıkarak” dezenflasyon mümkün olur.

Programdaki en belirgin soru işareti

OVP’deki büyüme tahminlerine bakıp kemerlerde ne kadar bir sıkılaştırma yapılacağını incelediğimizde oldukça ılımlı bir yavaşlama öngörüldüğüne şahit oluyoruz.

Programdaki en belirgin soru işareti bence burada.

2023 büyüme tahmini deprem etkisi ile yarım puan kadar azaltılarak yüzde 4,4’e çekilmiş.

2024’de ise yarım puan kadar daha düşüşle yüzde 4’e inecek büyümenin enflasyonu yüzde 33’lere kadar çekebileceği varsayılmış.

2025’e girerken ise büyüme tekrar 4,5’e yükselirken, enflasyonun yüzde 15’e gerileceği öngörülmüş.

Böylesine “yumuşak bir iniş” mümkün olabilir mi? Bir taraftan iç talebi baskılayıp enflasyonu iki senede 50 puan düşürmek, öbür taraftan yüzde 4-4.5 gibi oldukça yüksek sayılabilecek büyüme rakamları elde edebilmek için hane halkının tüketimindeki yavaşlamaya paralel olarak yatırımların ciddi şekilde artışa geçmesi gerekir. Ekonomiye inancın tam olduğu bir milli seferberlik senaryosu bu.

Bu şekilde, üretici zayıflayan bir iç taleple karşılaşacağı için fiyat artışlarını aşağı çekerken diğer taraftan üretim kapasitesini artıracak yatırımlar olacağından istihdam ve büyüme olumsuz etkilenmez. Nitekim OVP hedeflerinin alt kalemlerine baktığımızda özel tüketimdeki ciddi yavaşlamaya karşılık özel yatırımların güçlü kalışı benzer bir senaryonun öngörüldüğüne işaret ediyor.

Teorik olarak mümkün olan bu dönüşümü 2001 sonrası yaşamıştık. O dönemde bağımsızlığı kanunla tesis edilen Merkez Bankası reel faizi yüzde 20’li seviyelere çekerken, uygulanan programa duyulan güven ile doğrudan yabancı yatırımlar ciddi şekilde artmış ve büyüme rakamları 2002-2006 döneminde yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmişti.

Bugün benzer bir noktadan uzağız. Reel faiz ciddi şekilde negatif. OVP sunumu sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ekonomik büyümeden kesinlikle taviz verilmeyeceğinin” altını çizmesi, eğer büyüme ya da dezenflasyondan birisi seçilecekse, büyümenin seçileceğini düşündürüyor.

Büyümeyi hepimiz istiyoruz. Ancak büyümeden feragat etmeden büyüyebilmek için, tıpkı 2001 sonrası olduğu gibi gerekirse büyümeden feragat edeceğinize piyasaları inandırabilmeniz gerekiyor.

Paylaşın

Ekonomistler ‘Orta Vadeli Program’ı Nasıl Yorumladı?

Ekonominin 2024-2026 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam, büyüme gibi temel makro hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP) bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında konuşma yaptığı programda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklandı.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, “Orta Vadeli Program: Makro-finansal istikrar, dezenflasyon ve yapısal dönüşüm…” dediği programı ekonomistler bu hedefleri nasıl değerlendirdi?

OVP’nin büyümeden taviz vermeden enflasyonu düşürme hedefini sorgulayan Koç Üniversitesi Ekonomi Profesörü Selva Demiralp, ” 3+ sene içinde enflasyon %65’ten alınıp %8.5’e düşecekse bunu potansiyelin altına bile inmeyecek bir büyüme ile gerçekleştirmek nasıl mümkün olacak?” diye sordu.

Demiralp, sosyal medya platformu X hesabından, “Kur patikasının da enflasyona göre daha iyimser kaldığını düşünürsek, 2001 sonrasına benzer bir sermaye girişi varsayımı mı var?” diye ekledi.

Benzer şekilde Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Hakan Kara da kur ve enflasyon tahminlerinin birlikte nasıl gerçekleşeceğini sorgulayarak, “Gelecek yıl kur %44 artıp büyüme ciddi yavaşlamazken enflasyon %33’e nasıl düşecek?” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Mahfi Eğilmez, “Mesela OVP’ye göre TÜFE’nin 2023 sonunda yüzde 65 olması, 2024 sonunda yüzde 33’e düşmesi bekleniyor. Mantıklı bir hedef. İyi hoş da bu ne olacak da 65’den 33’e düşecek? Bu düşerken büyüme ve işsizlik olumsuz etkilenince ne gibi önlemler alınacak?

Sıkı para ve maliye politikası uygulayacağız da düşecek demekle program olmaz. Faizi ne yapacaksınız ve ne zaman yapacaksınız? Bunu yazmadan ve taahhüt etmeden yazılanlar program olmaz, temenni olur. OVP’nin her tarafı bu tür temennilerle dolu” değerlendirmesinde bulundu.

Ekonomist-yazar Uğur Gürses ise OVP’nin “en yumuşak karnının bütçe” olduğuna dikkat çekti. Gürses, sosyal medya hesabından “Deprem harcamaları hariç bütçe açığını GSYH’nın yüzde 3.9’u olarak hesaplıyorum. Yerel seçimden geçecek bir Türkiye için bu oldukça iyimser. Hükümetin tahmin ettiği haliyle bile 2.6 trilyon bütçe açığının finansmanı bu negatif reel faizlerle nasıl olacak merak ediyorum?” değerlendirmesi yaptı.

Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başlanı Kerim Rota, “OVP’deki hedefler tutar mı bilinmez. Ancak kesinlikle tutacak hatta rahatça aşılacak hedeflerin” vergi gelirlerindeki artış olduğunu söyledi.

Ekonomist Mustafa Sönmez ise “Bütçe açığı büyürken enflasyon nasıl düşecek? Faiz politikası? cızzz! Bakalım yabancılar yutar mı? Sanmam… Tel tel dökülüyor” ifadelerini kullandı.

BirGün yazarı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ise OVP’deki hedeflerin tutturulmasının ancak dış borçlanmayla mümkün olacağı değerlendirmesinde bulundu. Kozanoğlu, OVP bütünlemeye kaldı. Geçmesi de zor görünüyor!” yorumu yaptı.

Akademisyen ve programcı Doç. Dr Oğuz Demir de “OVP ile ilgili bir şey söylemek için önce OVP’de yapılacağı söylenen işlerin yapıldığını, bu işlerin sonuç verdiğini görmek gerekir. Aksi boşa umutlanmaktır” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

‘Orta Vadeli Program’da Tek Haneli Enflasyon İçin Tarih Verildi: 2026

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan ‘Orta Vadeli Program’da 2023 yıl  sonu enflasyon oranı yüzde 65, 2024 yılı enflasyon beklentisi yüzde yüzde 33, 2025 yılı için yüzde 15,2 ve 2026 yılı için ise yüzde 8,5 olarak hedeflendi.

‘Orta Vadeli Program’da dolar kurunun ortalama olarak 2023’te 23,9, 2024’te 36,8, 2025’te 43,9, 2026’da 47,8 olması beklendiği ifade edildi. OVP’de İşsizlik oranının ise 2024’te yüzde 10,3’e, 2025’te yüzde 9,9’a, 2026’da yüzde 9,3’e gerilemesinin beklendiği belirtildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Orta Vadeli Program’la ilgili Beştepe’de sunum yaptı. Yılmaz açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün gerçekleşen toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tecrübeli liderliği, 2053 ve ötesine uzanan vizyonu ile her aşamasını yakından takip ettikleri program çalışmamız bugün itibarıyla zatı alilerin onayı ve imzası ile Resmi Gazete’mizde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

OVP merkezi yönetim bütçesinin hazırlanma sürecini başlatan temel dökümanımızdır. Temel ekonomik büyüklükleri, toplam gelir gider tahminlerini, kamu idarelerinin ödenek teklif tavanını içeren temel politika dökümanıdır. 3 yıllık perspektif ile 2024-2026 dönemini kapsayacak olup Cumhurbaşkanı kararı ile resmileşmektedir. 2024-2026 dönemine ilişkin temel amaçlar, makroekonomik hedefler ve politikalar ile öncelikli yapısal alanlar yer almaktadır.

Bu yılki OVP’de ek 3 şeklinde yapısal reformlarımızı içeren takvim dahilinde ortaya koyan çalışmayı kamuoyu ile bugün paylaşmış oluyorum. OVP dediğimiz bir takım çalışmasıdır. Birçok kurulun, Bakanlığı katkı sunduğu uzun bir süreçle hazırlanmaktadır. 2 aylık bir süreçte hazırlandı. Birbirlerini tamamlayıcı, uyumlu bir ekip çalışması olduğunu ifade etmek isterim. Model çalışmaları yapıldı, Merkez Banka’mız başta olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere ekonominin ana kurumları çalışmalara destek verdiler.

Sadece kamunun kendi içinde çalışmalarla yetinmedik sivil toplumun, paydaşların fikirlerini alarak istişare ederek programı hazırladık. İstişare ve ortak akıl bizim temel düsturumuz. Hangi alanda olursa olsun, öncelikle ilgili tarafları belirlemek onlarla istişare etmek politikaların etkinliğini artıran, sahiplenmeyi getiren bir süreç. Geniş istişarelerle bu planın hazırlandığını ifade edebilirim. İhracatçılar birliğinden, sendikalar, memur ve işçi sendikalarına varıncaya kadar, iş dünyasından sanayi odalarına, tarım sektörüne kadar bütün sektörlerle istişareler yaparak hazırladık.

Planın temel çatısını bu slaytta özetlemeye çalıştık. Ana çatıyı bu şekilde ifade edebiliriz. 3 yıllık dönemde neyi gerçekleştireceğiz diye sorduklarında, deprem afetinin yaralarını saracağız. Geleceğe dönük afetlerle ilgili riskleri azaltıcı yatırımları hayata geçeceğiz. İkinci temel amacımız makroekonomik ve finansal istikrarı sağlamak ve orta vadede tek haneli enflasyona ülkemizi kavuşturmaktır.

Para politikasını dönemin ihtiyaçlarına uygun uygulamaya devam edeceğiz. Merkez Bankamız araç bağımsızlığı çerçevesinde üzerine düşeni yapacaktır. Yapısal dönüşümlerde orta vadede somut etkiler bekliyoruz, kısa vadede yapısal dönüşümler gerçekleştiren ülke olarak beklenti kanalıyla olumlu etkileri artırmayı hedefliyoruz. Son 20 yılda ortalama 3,6 büyürken dünya ekonomisi son yıllarda yüzde 3’lere gerilemiş durumda. Bunu 25-26’ya uzattığınızda tablo fazla değişmiyor. Dünya ticareti büyümenin üstünde gerçekleşirdi bu yıl yüzde 2,3 büyüme bekleniyor dünya ticaretinde. Bu dönemin şartlarını iyi okuyarak politikalarımızı şekillendirmek durumundayız.

Son 20 yılda Türkiye’nin ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 5,5 olarak gerçekleşmişti. Dünyanın 2 puan üstünde büyüme performansı sergilemişiz. 2024’te yüzde 4,0, 2025’te yüzde 4,5, 2026’da yüzde 5,0 büyüme bekliyoruz. Bu yıl 1,67 milyar Dolar milli gelire ulaşacağız.  Kişi başına gelirin 2024’te 12,875, 2025’te 13,717, 2026’da 14,855 dolar olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Nüfusumuzun 88 milyon 750 bine ulaşmış olacak.

Ortalama olarak 4,5 büyüme kaydedecek. İstihdamda 2,7 milyon artış bekliyoruz. Yıllık 909 bin ilave, her yıl istihdamda artış bekliyoruz. Buna rağmen işsizlik oranında arzu ettiğimiz ölçüde gerileme olmuyor. İşgücü piyasasına katılım oranında hızlı yükseliş bekliyoruz. İşsizlik oranının 2024’te yüzde 10,3’e, 2025’te yüzde 9,9’a, 2026’da yüzde 9,3’e gerilemesini bekliyoruz. 2023 yılını %4,4’lik büyümeyle kapatmayı bekliyoruz.

“Muhalefetin bize destek vermesini bekliyoruz”

Programın Yılmaz tarından açıklanmasının ardından kürsüye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı. Erdoğan’ın açıklamaları ise şöyle:

Kırklareli ve İstanbul’da yaşanan sellerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. OVP’nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türkiye’nin başta yönetimde istikrar olmak üzere nasıl büyük kazanımlar elde ettiğini her gün çok daha iyi görüyor ve idrak ediyoruz. Sadece Türk siyasi tarihine değil dünya literatürüne de geçen seçimleri hamdolsun tam bir demokratik olgunluk içinde tamamladık. Sandıkların açılmasıyla birlikte belirsizlikler ortadan kalktı, Türkiye’yi kimin yöneteceği belli oldu.

Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden kabinemizi açıkladık, ekonomide kurmay kadromuzu kurduk, yolculuğumuza süratle yeniden başladık. Eski Türkiye’nin alışkanlıklarından kendini kurtaramayanların durumunu içimiz acıyarak izliyoruz. 102 güne rağmen birileri hala kavga ve iç çekişmelerinden başını kaldıramazken biz işimizi yapıyoruz.

Mevcut belirsizliklere yenilerinin eklediği zor bir denklemde krizleri ülkemiz için fırsata çevirmek için çalışıyoruz. Biz Türkiye için en doğrusunu yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ön yargıyla yaklaşmıyoruz. Ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi değerlendirmeye hazırız.

Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak OVP gibi ülkemizin hayrına olan işlerde bize destek vermesini bekliyoruz.

Ekonomiyle ilgili planlarımızda 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizde yaşayan 14 milyonu etkileyen depremi asla göz ardı etmiyoruz. Ülke ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaştırmaktadır. Küresel sorunlara ilaveten asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla Türkiye mücadele etmektedir.

Geçici olarak enflasyonda yükseliş söz konusu. Geçiş döneminin sonrasında çok daha sağlıklı bir zeminde kalıcı olarak enflasyonu düşürmenin yolunu açmış oluyoruz.

2023 yılında yıl sonu TÜFE’nin yüzde 65 olmasını bekliyoruz. 2024 yıl sonunda TÜFE’nin %33,0, 2025 yıl sonunda %15,2, 2026 yıl sonunda %8,5 olmasını bekliyoruz.

İhracatın bu yıl 255 milyar, 2026’da 320 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Cari açığın -2’ler civarında gerçekleşmesini bekliyoruz. Yurt içi tasarruflarımızı artıracağız. 1,6 puan artış göstereceğini tahmin ediyoruz. Yıl sonunda cari işlemler açığının 4 milyar dolar olmasını bekliyoruz.

2023’te depreme ayırdığımız bütçe 762 milyar TL. 2024’te 1 trilyon 62 milyar TL. 3 trilyona yakın kaynağın afetin yaralarını sarmak için kullanılacağını ifade etmek isteriz. 2023 yıl sonunda bütçe dengesinin 1,63 trilyon TL açık vermesini bekliyoruz. 2023 yıl sonunda faiz dışı bütçe dengesinin 966,8 milyar TL açık vermesini bekliyoruz. Gelirlerimizde bir miktar artış öngörüyoruz. Gelirlerimizin milli gelire olan oranı 20,6’ya ulaşmış olacak. Bütçe açığı kademeli bir şekilde düşecek.

AB tanımlı borç stokunu da verdik. Türkiye bu açıdan dünyadaki en iyi ülkelerden biri. İyi ki böyle bir yapımız var, böyle değil borçlu yapıyla afete yakalansaydık bu çalışmaları gerçekleştiremezdik. Sağlam zemin afet konusunda da rahat şekilde vatandaşların yaralarını sarmamızı sağladı.

Yapısal reformları arz etmek istiyorum. Reform başlıklarımız; Büyüme ve Ticaret, Beşeri Sermaye ve İstihdam, Kamu Maliyesi, Afet Yönetimi, İş ve Yatırım Ortamını İyileştirme, Fiyat İstikrarı ve Finansal İstikrar, Yeşil ve Dijital Dönüşüm. 7 öncelikli yapısal alanı tarif ettik. Lojistik imkanları geliştireceğiz, madencilik gibi alanlarda önemli değişimler ve dönüşümlere imza atacağız. Bizim temel hedefimiz insanımıza hizmet, temeli de insan. İnsana yapılan yatırım sosyal refahı artırıyor, beşeri kanaldan ekonomiyi güçlendiriyor. Gençlere ve kadınlara yönelik politikaları odaklayacağımızı söyleyebilirim.

Enflasyon mücadele devam ederken finans piyasalarındaki reformlarla finans piyasalarını geliştirmeye devam edeceğiz. Emeklilik sistemleriyle ilgili yenilikler düşünüyoruz. Afet yönetimi konusunda kentsel dönüşümün hızlandırılmasına, yeni modellerden afet sigortalarının geliştirilmesi konusunda çeşitli başlıklarımız var.

Paylaşın

Bitcoin 25 Bin 700 Doların Üzerinde; Solana Ve Shiba Inu Sert Yükseldi

Solana ve Shiba Inu yüzde 3’e yakın artış kaydederken, BNB, XRP, Dogecoin de yatırımcısına kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı. Bitcoin, 25 bin 700 doların üzerine çıkarken, Ethereum ise bin 600 dolar seviyesinin hemen üzerinde işlem görüyor.

Haber Merkezi / Haftaya yatay bir seyirle başlayan ve daha sonra yönünü aşağıya çeviren kripto para birimleri, bugün kayıplarını telafi etti.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 0,23 artışla 25 bin 762 dolara yükselirken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise yüzde 0,42 artışla bin 629 dolardan işlem görüyor.

Bitcoin (BTC) dün yüzde 1,09 düşüşle 25 bin 693 dolara gerilemiş, Ethereum (ETH) ise yüzde 0,99 düşüşle bin 621 dolardan işlem görmüştü.

Bitcoin’in (BTC) hacmi, son 24 saatte yüzde 1,69 artışla yaklaşık 10,83 milyar dolar oldu. Solana ve Shiba Inu yüzde 3’e yakın artış kaydederken, BNB, XRP, Dogecoin de yatırımcısına kazandıran kripto para birimleri arasında yer aldı.

Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 0,31 artışla 1,04 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri dün de 1,04 trilyon dolar civarındaydı.

Tüm stabilcoinlerin hacmi şu anda 23,36 milyar dolar, bu toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzdee 96,42’si. Tüm stabilcoinlerin hacmi dün 23,1 milyar dolar, bu toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 96,09’una tekabül ediyordu.

Bazı kripto para birimlerinde son durum şöyle:

Bitcoin 25,762 dolar, değer kazancı yüzde 0.23
Ethereum 1,629 dolar, değer kazancı yüzde 0.4
Tether 0.9993 dolar, değer kazancı yüzde 0.01
BNB 214 dolar, değer kaybı yüzde 0.19
XRP 0.502 dolar, değer kaybı yüzde 0.27

Cardano 0.2562 dolar, değer kaybı yüzde 0.15
Dogecoin 0.06392 dolar, değer kaybı yüzde 0.44
Solana 19.8 dolar, değer kazancı yüzde 2.64
Polygon 0.5571 dolar, değer kazancı yüzde 0.41

Litecoin 63.89 dolar, değer kaybı yüzde 0.10
Polkadot 4.24 dolar, değer kazancı yüzde 0.03
Tron 0.07762 dolar, değer kazancı yüzde 0.23
Shiba Inu 0.000007656 dolar, değer kazancı yüzde 1.96

Paylaşın

Bitcoin 25 Bin 500 Doların Üstünde; Litecoin, Solana Ve Shiba Inu Sert Düştü

Bitcoin 25 bin 693 dolardan, Ethereum ise bin 600 dolar seviyesinin hemen üzerinde işlem görüyor. Litecoin, Solana ve Shiba Inu ise yatırımcısına kaybettiren kripto para birimleri arasında yer aldı.

Haber Merkezi / Haftanın ilk işlem gününe yatay bir seyirle başlayan kripto para birimleri, bugün aşağı yönlü bir seyir izliyor.

Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC) yüzde 1,09 düşüşle 25 bin 693 dolara gerilerken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise yüzde 0,99 düşüşle bin 621 dolardan işlem görüyor.

Bitcoin (BTC) dün yüzde 0,20 artışla 25 bin 969 dolara yükselmiş, Ethereum (ETH) ise yüzde 0,02 artışla düşüşle bin 638 dolardan işlem görmüştü.

Bitcoin’in (BTC) hacmi, son 24 saatte yüzde 9,83 artışla yaklaşık 10,66 milyar dolar oldu. Litecoin, Solana, Shiba Inu, Cardano, XRP ve BNB de yatırımcısına kaybettiren kripto para birimleri arasında yer aldı.

Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 0,79 düşüşle 1,04 trilyon dolar civarında işlem görüyor. Küresel kripto para birimi piyasalarının değeri dün 1,05 trilyon dolar civarındaydı.

Tüm stabilcoinlerin hacmi şu anda 23,1 milyar dolar, bu toplam kripto piyasasının 24 saatlik hacminin yüzde 96,09’una tekabül ediyor. Tüm stabilcoinlerin hacmi dün 19,96 milyar dolar, bu toplam kripto pazarının 24 saatlik hacminin yüzde 93,44’üne denk geliyordu.

Bazı kripto para birimlerinde son durum şöyle:

Bitcoin 25.693 dolar, değer kaybı yüzde 1,09
Ethereum 1.621 dolar, değer kaybı yüzde 0,99
Tether 0,9994 dolar, değer kaybı yüzde 0,03
BNB 214 dolar, değer kaybı yüzde 0,02

XRP 0,5035 dolar, değer kaybı yüzde 0,51
Cardano 0,2565 dolar, değer kaybı yüzde 0,25
Dogecoin 0,06375 dolar, değer kazancı yüzde 0,87
Solana 19,26 dolar, değer kaybı yüzde 2,66

Poligon 0,555 dolar, değer kazancı yüzde 1,83
Litecoin 63,02 dolar, değer kazancı yüzde 1,87
Polkadot 4,24 dolar, değer kaybı yüzde 0,71
Tron 0,07738 dolar, değer kazancı yüzde 0,48
Shiba Inu 0,00000748 dolar, değer kaybı yüzde 3,12

Paylaşın