Kasım Ayında En Çok Altın Kazandırdı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Kasım 2021 Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları” verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, en yüksek aylık reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 9,10, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 15,93 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti. 

Haber Merkezi / Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 6,69, Amerikan doları yüzde 6,08 ve euro yüzde 4,28 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 8,07 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 8,53 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise BIST 100 endeksi yüzde 13,37, Amerikan doları yüzde 12,72 ve Euro yüzde 10,81 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 2,32 ve DİBS yüzde 2,80 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 9,72, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 20,17 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13,57, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 5,33 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13,43 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 0,78 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 17,12, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 5,26 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 10,35 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 13,43 oranında yatırımcısına kaybettirdi.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 13,88, külçe altın yüzde 15,22, Euro yüzde 16,56, mevduat faizi (brüt) yüzde 27,60 ve DİBS yüzde 32,29 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir. TÜFE ile indirgendiğinde ise BIST 100 endeksi yüzde 9,77, külçe altın yüzde 8,06 ve Euro yüzde 6,36 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 7,72 ve DİBS yüzde 13,70 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

Moody’s Türkiye’nin Kredi Notunu ‘B2’ Olarak Teyit Etti

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, yeni raporunda Türkiye ekonomisi için mevcut B2 olan notunu teyit etti ve ‘öngörülemeyen politikalar’ gerekçesiyle negatif olan görünümü de korudu. Moody’s raporunda, Türk Lirası üzerindeki baskıdan bağımsız olarak, ülkenin ‘dış kırılganlık riskinin’ azaldığını belirtti.

Moody’s, Türkiye’nin kamu maliyesinin nispeten güçlü kalmasını beklediğini, Türkiye’nin kamu borcunun da 2022’de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yaklaşık %40 oranında kalacağını öngördü.

Türk özel sektörünün kur oynaklığına karşı nispeten direnç gösterdiği belirtilen raporda, öngörülemeyen politikalara atıfta bulunarak Türkiye’nin negatif olan görünümü teyit edildi.

Moody’s ayrıca “Mevcut ekonomi politikası, önümüzdeki aylarda daha yüksek enflasyona yol açacak, hane halkının satın alma gücünü aşındıracak ve düşük faiz oranlarına rağmen büyümede keskin bir yavaşlama olasılığını artıracaktır.” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kasım ayında enflasyonun 3,51 artarak yıllık bazda yüzde 21,31 olduğunu duyurdu. TÜİK’in kasım ayına ilişkin cuma günü açıkladığı verilere göre, Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 21,31, aylık yüzde 3,51 arttı.

Moody’s derecelendirme kuruluşunun yanı sıra Fitch de önceki günkü açıklamasında, Türkiye’nin kredi notunu ‘BB-‘ olarak teyit ederken, kredi notunu görünümünü negatife çevirdi. Kurum Türkiye’nin büyüme beklentisini ise yüzde 9,2’den yüzde 10,5’e çıkardı.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global ise Merkez Bankası’nın piyasaya dolar sürerek, Türk lirasında değer kaybını önlemeye çalışmasının Türkiye’yi daha fazla hasar alma riskiyle karşı karşıya bıraktığı uyarısında bulunmuştu.

Paylaşın

Fitch Ratings, Türkiye’nin Kredi Notu Görünümünü ‘Negatif’e İndirdi

Türkiye’nin ‘durağan’ olan kredi notu görünümünü ‘negatif’e indiren ABD merkezli derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ‘erken’ parasal gevşeme döngüsüne girdiğini belirterek, yurtiçi güvende bozulmaya dikkat çekti.

Fitch Rating, resmi internet sitesinde yer alan açıklamada, kredi görümünün negatife düşürülmesinin gerekçeleri arasında, enflasyondaki artış gösterildi. Açıklamada şöyle denildi:

“Merkez Bankasının para politikasında erken gevşeme döngüsüne girmesi ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce faizlerde daha fazla indirim veya ek ekonomik teşvik beklentisi yurtiçi güvende bozulmaya yol açtı ve bu da benzeri görülmemiş gün içi oynaklıklar da dahil olmak üzere Türk Lirasının keskin bir şekilde değer kaybetmesine ve enflasyonun artmasına neden oldu. Bu gelişmeler makroekonomik istikrar ve finansal istikrar için risk oluşturmaktadır ve potansiyel olarak dış finansman baskılarını yeniden alevlendirebilir.”

Ekonomiye yönelik siyasi müdahalelerin belirsizlik ortamını körüklediğine işaret edilen açıklamada, “Cumhurbaşkanı da dahil hükümet yetkililerinin düşük faiz oranlarını savunmaları, kamuoyuna lirayı daha da zayıflatacak açıklamalar yapmaları ve Merkez Bankası kararlarına ve yönetimine siyasi müdahalenin artan görünürlüğü nedeniyle politika tepkisinin zamanlaması ve türü konusunda yüksek derecede belirsizlik var” ifadelerine yer verildi.

Merkez Bankası’nın Eylül ayından bu yana yaptığı 400 baz puan faiz indiriminin reel faizi negatife çektiğini belirten Fitch, bu durumun yurtiçi güveni zayıflattığını ve dövize talebi arttırdığını belirtti. Fitch Merkez Bankası’nın dövize doğrudan mühadalesi devam etse de “Tek başına TL üzerinde baskı yaratan ana unsurları gidermeye yönelik olmadığını ve bankanın zaten zayıf olan uluslararası rezervlerine daha da zarar verebileceğini” kaydetti.

Paylaşın

S&P Global’den Dikkat Çeken ‘Merkez Bankası’ Yorumu

S&P Global, Merkez Bankası’nın piyasaya dolar sürerek, Türk lirasında değer kaybını önlemeye çalışmasının Türkiye’yi daha fazla hasar alma riskiyle karşı karşıya bıraktığı uyarısında bulundu. Merkez Bankası’nın artan enflasyona rağmen üçüncü kez faiz oranlarını düşürmesinin ardından geçen ay Türk lirası yüzde 30 değer kaybetmişti.

Merkezi ABD’de bulunan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global, Reuters’e yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de Merkez Bankası’nın döviz kurunu korumak için ‘ödünç alınmış’ rezervleri kullanmasının liraya olan güveni daha fazla zedeleme riski taşıdığı yorumunu yaparak, ekonomi alanındaki son gelişmelerin mevcut ülke kredi notunu da riske attığı değerlendirmesinde bulundu.

Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin büyük bir kısmının, yerleşiklerin bankalardaki döviz ve altın mevduatları için tutulan zorunlu karşılıklar yoluyla dolaylı olarak veya Türk ticaret bankalarının yaptıkları swap aracılığıyla borçlanma yoluyla sağlandığı belirtilen açıklamada, “bir döviz kurunu savunmak için bu ödünç alınan rezervleri kullanmak, liraya olan güveni daha da fazla zedeleme ve potansiyel olarak finansal istikrar sorunlarını yeniden gündeme getirme riskini taşıyor.” denildi.

Açıklamada, Türk bankalarının ilerde daha fazla sorun yaşamaları halinde önemli miktarda sermaye desteğine ihtiyaçları olabileceği uyarısı da yapıldı.

Paylaşın

Merkez Bankası, Politika Faizini Yüzde 15’e İndirdi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) , bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 100 baz puan indirerek yüzde 15’e düşürdü. TCMB, eylül ve ekimde de toplamda 300 baz puanlık faiz indirimine gitmişti.

Haber Merkezi / Karar sonrası Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, “Kurul, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesini beklemektedir. Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını Aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir” denildi. Açıklamada, ayrıca, “Gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir” ifadesi de kullanıldı.

Bankadan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 16’dan yüzde 15’e indirilmesine karar vermiştir.

Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.

Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır.

Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir.

Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır.

Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında toparlanma devam etmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır.

Para politikası duruşunda yapılan güncellemenin ticari krediler üzerinde olumlu etkileri görülmeye başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerle ilgili gelişmeler yakından takip edilmektedir.

Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirerek politika faizinin 100 baz puan indirilerek yüzde 15 olarak belirlenmesine karar vermiştir.

Kurul, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesini beklemektedir. Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını Aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir.

Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır.”

Paylaşın

“İşlem Limitlerini Belirleme” Yetkisi Hazine’ye Verildi

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de yaptığı değişiklik ile “işlem limitlerini belirleme” yetkisi  Hazine ve Maliye Bakanlığı’na verildi. Değişikliğin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararı öncesinde gelmesi dikkat çekti.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de yapılan değişiklik yayımlandı. Tebliğdeki değişiklik ile Hazine “işlem limitlerini belirleme” yetkisine sahip oldu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından düzenlemeye dair yapılan açıklamada “Döviz alım satımı piyasada alıcılar ve satıcılar arasında serbestçe gerçekleşmektedir. Düzenlemenin serbest piyasaya müdahalesi kesinlikle söz konusu değildir” denildi.

Tebliğ’de yapılan değişiklikler

Resmi Gazete’de tebliğin 30’uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “zorunlu halleri değerlendirmeye” ibaresinden sonra gelmek üzere “işlem limitlerini belirlemeye” ibaresi eklendiği belirtildi.

Bu madde Hazine Müsteşarlığı’nın tebliğin tatbik edilmesi için gerekli göreceği her türlü tedbiri almaya yetkili olduğu belirliyor. Müsteşarlığın “mücbir sebep hallerini, veya zorunlu halleri değerlendirmeye, tereddütlü hususları gidermeye ve Tebliğde öngörülen haller dışında kalan özel durumları inceleyip sonuçlandırmaya yetkilidir” ifadeleri yer alan tebliğe eklenen “işlem limitlerini belirlemeye” ibaresi ile Hazine’nin döviz işlemlerinde limit belirleyebileceği belirtiliyor.

Tebliğde ayrıca döviz alım satımında kimlik tespitine ilişkin tüm işlemler yerine sadece 100 dolar ve üzeri döviz işlemlerinde kimlik tespiti isteneceğine dair bir değişiklik yapıldı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklaması;

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından düzenlemeye dair yapılan yapılan açıklamada “Bugün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Düzenlemeye yönelik bazı yorumların yapıldığı görülmüştür. Düzenleme ile döviz bürolarında alım satım işlemlerinde kimlik ibrazı limiti 100 doların üstü ve karşılığı Türk Lirası olarak yeniden belirlenmiştir” denilerek şöyle devam edildi;

Söz konusu değişiklikte “işlem limitlerini belirlemeye” ifadesi ise sadece kimlik ibrazına yönelik olup, bu ifade 100 dolar limitini artırma veya azaltmaya yönelik bir yetkilendirmeyi ifade etmektedir. Döviz alım satımı piyasada alıcılar ve satıcılar arasında serbestçe gerçekleşmektedir. Düzenlemenin serbest piyasaya müdahalesi kesinlikle söz konusu değildir.”

Ayrıca Tebliğ’in 18’inci maddesinin 7’nci fıkrasında yer alan “mevcut ortaklar dışında kişilere” ibaresi yürürlükten kaldırıldı.

Paylaşın

Fed, Piyasaların Beklediği Faiz Kararını Açıkladı

ABD Merkez Bankası (Fed), Kasım ayı faiz kararıyla varlık alımlarını azaltmaya başladığını duyurdu. Fed, beklentilere paralel olarak federal fonlama faizini değiştirmeyerek oy birliği ile yüzde 0-0,25 aralığında sabit bıraktı.

Blomberg HT’de yer alan habere göre; ABD Merkez Bankası, federal fonlama faizinde değişiklik yapmadı. Fed, Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) Ekim ayı toplantısının ardından beklentilere paralel olarak federal fonlama faizini değiştirmeyerek oy birliği ile yüzde 0-0,25 aralığında sabit bıraktı.

Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin medyan beklentisi politika faiz aralığının yüzde 0-0,25’te bırakılması yönündeydi. Yapılan açıklamaya göre, Fed varlık alımlarını azaltmaya Kasım’da başlayacağını ve varlık alımlarının ayda 15 milyar dolarlık hızla azaltılacağını kaydetti.

Fed, Hazine tahvillerinde 10 milyar dolar ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerde 5 milyar dolar azaltım gerçekleştirecek. Diğer taraftan, Aralık ayında 60 milyar dolar tutarında Hazine tahvili ve 30 milyar dolar tutarında ipoteğe dayalı menkul kıymet alacak.

Fed, kararmetninde enflasyonun geçici faktörlerden dolayı yüksek olduğunu, tedarik ve arz dengesizliklerinin fiyatlardaki artışı etkilediğini belirtti. Ekonomik görünümde risklerin devam ettiği vurgulanan metinde, ekonomik toparlanmanın Kovid-19 salgınının seyrine bağlı olduğu açıklandı.

Açıklamalarda, verilerin ekonominin güçlenmeye devam ettiğini gösterdiği kaydedildi. Buna ek olarak, varlık alımlarının hızı azalsa bile Fed politikasının ekonomiye güçlü destek sağladığı vurgulandı.

Anketine katılan 49 ekonomistin büyük bir kısmı Fed politika yapıcılarının varlık alım programını daraltmaya başlayacaklarını duyurmasını bekliyordu. Fed’in halihazırda aylık toplam 120 milyar dolar olan varlık alımlarını, Hazine tahvillerinde 10 milyar dolar ve mortgage bazlı menkul kıymetlerde 5 milyar dolar azaltma kararı alması bekleniyordu.

Paylaşın

MB, Yıl Sonu Enflasyon Tahminini Yüzde 18,4’e Yükseltti

TCMB, yıl sonu ve önümüzdeki iki yıl için enflasyon tahminlerini değiştirdiğini açıkladı. TÜİK ise, daha önce yaptığı açıklama ile yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 19,25’ten yüzde 19,58’e yükseldiğini açıklamıştı.

Haber Merkezi / Merkez Bankası Başkanı Şahab Kavcıoğlu, bankanın dördüncü çeyrek enflasyon raporunu açıklamak için yaptığı toplantıda, yıllık enflasyon oranının önceki beklenti olan yüzde 14,1’e yerine yıl sonunda yüzde 18,4’e ulaşmasının beklendiğini söyledi.

MB Başkanı Kavcıoğlu, beklentilerdeki revizyonun temel nedenin ithalat maliyetleri ve gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını açıkladı.

MB Başkanı Kavcıoğlu, enflasyon oranının bir önceki yüzde 7,8’lik beklentilere kıyasla gelecek yılın sonunda yüzde 11,8’e ulaşmasının beklendiğini açıkladı. Kavcıoğlu, ayrıca, enflasyonun 2023’ün sonunda yüzde 5’te sabitlenmeden önce yüzde 7’ye ulaşmasının beklendiğini de sözlerine ekledi.

Cari dengeyi sağladığı noktada Türkiye ekonomisinin finansal istikrarı sağlamış olacağını söyleyen Kavcıoğlu, cari açığı kapamayı dövizdeki yükseliş ile sağlama hedefi olmadığını, cari denge sağlandığında kur üzerindeki baskının azalacağını belirtti.

MB Başkanı Kavcıoğlu, ayrıca cari dengenin sağlanmasıyla gerçekleşecek dezenflasyon sürecinin daha kalıcı olacağı değerlendirmesini yaptı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),  yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 19,25’ten yüzde 19,58’e yükseldiğini açıklamıştı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçen ay 100 baz puan indirerek yüzde 18’e düşürdüğü ana faiz oranını ekim ayında 200 baz puan daha indirerek yüzde 16’ya çekmişti.

Paylaşın

Tarihi Yükselişin Ardından Bitcoin’de Sert Düşüş

Dünyanın en ünlü dijital para birimi Bitcoin, tarihi yükselişin ardından 60 bin dolara kadar gerileyerek, önemli bir düşüş kaydetti. Bitcoin, yüzde 2’den fazla değer kaybettiği için en çok kaybeden kripto para birimleri arasında yer aldı.

Haber Merkezi / Bitcoin’in piyasa değeri 1,14 trilyon dolara düştü. Öte yandan Chainlink, yüzde 4’ün üzerinde artışla bugünkü işlemlerde en büyük kazancı getirdi. Dijital para birimlerinin değişen fiyatlarına rağmen, küresel enflasyondaki sürekli yükseliş nedeniyle, önümüzdeki dönemde 100.000 dolar engelini aşması ve 135.000 dolara ulaşması bekleniyor.

Kripto para oranları;

Bitcoin’in fiyatı yüzde 2,40 düşüşle 60,906.2 dolara ulaşırken, Ethereum (ETH) ise, yüzde 1,4 artarak 4.258,59 dolara yükseldi ve piyasa değeri 502,08 milyar dolar oldu.

Binance Coin’in fiyatı yüzde 0,09 azalarak 483,99 dolara, piyasa değeri 80,64 milyar dolara ulaşırken, Cardano ADA’nın fiyatı, 71.05 milyar dolarlık piyasa değeriyle yüzde 1.44 düşüşle 2.1412 dolar rekorunu kırdı.

XRP’nin fiyatı, yüzde 1,93 oranında azalarak 1,10224 dolara ulaştı ve piyasa değeri 5,80 milyar dolar oldu. Polkadot DOT’un fiyatı yüzde 1,8 artarak 44,680 dolara, piyasa değeri ise 44,29 milyar dolara ulaştı.

DOGE’nin(Dogecoin) fiyatı, 34.07 milyar dolarlık piyasa değeri ile yüzde 2.35 düşüşle 0.258152 dolara düşerken, Chainlink LINK’in fiyatı yüzde 4,14 artarak 33,27 dolara ulaştı ve piyasa değeri 15,35 milyar dolar oldu. Litecoin’in (LTC) fiyatı ise yüzde 2,21 artarak 199,886 dolara ulaştı ve piyasa değeri 13,77 milyar dolar oldu.

Paylaşın

MB, Faizi Yüzde 16’ya Çekti: Dolar Ve Euro Rekor Kırdı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), faiz kararını açıkladı. MB, politika faizini yüzde 18’den yüzde 16’ya indirmesiyle, yükselişe geçen Dolar ve Euro kuru, rekor kırdı.

Haber Merkezi / Dolar/TL 9,28’den 9,48’e yükselirken, Euro/TL’de 11 seviyesi ilk kez aşıldı ve 11,05 seviyesi görüldü. MB, 23 Eylül’de de 100 baz puan faiz indirimine gitmişti.

Dolar/TL’de bugün görülen yeni zirveyle, 5 Eylül 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı onayıyla açıklanan Hazine ve Maliye Bakanlığı imzalı Orta Vadeli Program’da (OVP) 2022 yılı için öngörülen ortalama 9,27’lik beklenti de şimdiden aşılmış oldu.

MB’nin 200 baz puan indirimine gittiği karar metninde şu ifadeler kullanıldı:

Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endeksleri, salgının etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.

Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir.

Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir.

Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir. Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir.

Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır.

Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır.

Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makro ihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir.

Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve Döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir.

Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Piyasa 50 baz puan indirim bekliyordu Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin 17 kurumla gerçekleştirdiği ankette genel beklenti, politika faizinin yüzde 17,50 seviyesine indirilmesi yönünde oluşmuştu. 17 kurum arasında 3 kurum politika faizinin 1 puan düşürüleceğini tahmin ederken, 4 kurum ise faizin sabit tutulacağını öngörmüştü.

Yabancı kurumlar da TCMB’nin bu toplantıda faizi indirmesini bekliyordu. Societe Generale, 2021 yıl sonu için Dolar/TL tahminini 9,25 seviyesinden 9,80’e çıkarırken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bu toplantıda faizleri 100 baz puan indirmesini beklediğini söylemişti. Bank of America ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nda yaşanan görevden almalar sonrasında yıl sonuna kadar 150 baz puan faiz indirimi yapılacağına yönelik beklentisini yukarı yönlü revize ederek 200 baz puana çıkarmıştı.

Morgan Stanley, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bu toplantıda politika faizini 50 baz puan indirmesini beklediklerini, fakat 50-100 baz puan arasında bir indirimin de kendilerini şaşırtmayacağını belirtmişt. Yeni PPK üyeleriyle ilk toplantı Son toplantıdan bu yana beklentileri en fazla etkileyen gelişme TCMB’de yaşanan görevden almalar oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile TCMB Başkanı Kavcıoğlu’nun basına kapalı gerçekleştirdiği toplantının ardından, Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararına göre, TCMB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Tümen, TCMB Başkan Yardımcısı Dr. Uğur Namık Küçük, Para Politikası Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdullah Yavaş görevden alındı. Boşalan Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı koltuğunu, BDDK Başkan Yardımcısı Taha Çakmak devraldı. Para Politikası Üyeliğine ise Prof. Dr. Yusuf Tuna atandı.

Paylaşın