Ekonomistlerden Faiz Yorumu: Yanlış Ekonomi Politikasını Düzeltmek Zor Ve Sancılı

Ekonomistler, Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltmesini değerlendirdi.

Haber Merkez / Mahfi Eğilmez, “TCMB, politika faizini 500 baz puan artırarak % 40’a yükseltti. Doğru karar. Yanlış ekonomi politikasını düzeltmek zor ve sancılıdır” ifadelerini kullanırken, Selçuk Geçer, “Merkez Bankası faizi 500 baz arttırarak yüzde 40 yaptı. Yetmez ama evet” dedi.

Mustafa Sönmez ise, “Yazdığım gibi 5 puan artış yapıldı ve politika faizi %40 a çıktı. Kasım’da %5 enflasyon artışı yıllık tüfe yi %65 e çıkaracak. Böylece fark 25 puan olacak. Çarpıklık devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.

Tunç Şatıroğlu, “Nas orada dururken sana bana ne oldu? 19’u beğenmediniz 40 oldu ama yetmedi. Devamı da gelecek dendi. Mandacı denilen ekonomistlerin haklı olduğunun kabulüdür” sözleriyle kararı değerlendirdi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltti.

AA Finans ve Bloomberg HT beklenti anketine katılan ekonomistlerin beklentisi politika faizinin yüzde 37,50 seviyesine çıkarılması yönündeydi.

JPMorgan, Morgan Stanley ve SocGen gibi yabancı kurumlar da TCMB’nin politika faizini bu toplantıda 250 baz puan artıracağını öngörmüştü.

Merkez Bankası (TCMB), 750 baz puan faiz artışı kararı alınan Ağustos toplantısıyla beraber sıkılaşmada agresif adımlar atmış, Eylül ve Ekim aylarında da politika faizini 500 baz puan artırma yoluna gitmişti.

Ekonomistler, Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararını değerlendirdi. Mahfi Eğilmez: TCMB, politika faizini 500 baz puan artırarak % 40’a yükseltti. Doğru karar. Yanlış ekonomi politikasını düzeltmek zor ve sancılıdır.

Alaattin Aktaş: Aklın yolu bir… Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 40’a yükseltildi… PPK açıklamasından: -Kurul dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Çok doğru bir yaklaşım.

Selçuk Geçer: Merkez Bankası faizi 500 baz arttırarak yüzde 40 yaptı. Yetmez ama evet.

Uğur Gürses: 1. Piyasa analistlerinin % 2.5’luk artış beklemesi güven eksikliğinin göstergesiydi. Bunun farkında olup 5 puan yaparak yola devam etmeleri doğru olmuş. 2. “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.” gibi muğlak lafı çöpe atmaları iyi olmuş.

Yön belirtir bir metin gayet açık: “Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.” 3. Kendi tahminlerinin gösterdiği ivmeye uygun politika faizine erişmezlerse TL teşvikine uygun eşiği aşamazlar.

Fatih Özatay: Merkez Bankası’ndan doğru bir faiz kararı. Ayrıca, politika faizini bir kez daha artırıp (muhtemelen Aralık’ta) sonra duracağını da ima etti. Bu da mevcut koşullarda uygun görünüyor. Karar metni de düzgün.

Mustafa Sönmez: Yazdığım gibi 5 puan artış yapıldı ve politika faizi %40 a çıktı. Kasım’da %5 enflasyon artışı yıllık tüfe yi %65 e çıkaracak. Böylece fark 25 puan olacak. Çarpıklık devam ediyor.

Tunç Şatıroğlu: Nas orada dururken sana bana ne oldu? 19’u beğenmediniz 40 oldu ama yetmedi. Devamı da gelecek dendi. Mandacı denilen ekonomistlerin haklı olduğunun kabulüdür.

İdris Cibre: Dezenflasyon tesisi için gerekli sıkılaşma düzeyine yaklaşıldığı için sıkılaşma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaşma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır Evet, 2 ay daha 250 şer bps artırım ile pivot 45% olacak anlamını çıkarıyorum 1) Beklenmedik artırım fakat enflasyonu arkadan kovalamayı bırakmak çok doğru hareket 2) MB dikkatinizi çekerim artık çok daha şeffaf. Beklentileri yönetmek açısından çok olumlu 3) Ne yazık ki döviz girişi hala sağlanamadığından FX’te piyasa yapıcı rolünde kalmaya devam fakat bu PPK kararlılığın ispatı niteliğinde.

Özlem Derici Şengül: TCMB’den 5 puan daha artış… Kararın en önemli cümlesi: Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.

Hakan Kara: TCMB’nin verdiği mesajdan anladığım İki seçenek var: 1) Aralık-Ocak’ta atılacak iki adımla faiz artırımının %45’te sonlanması. 2) Aralık’ta son bir adımla %42,5 civarında durması. Hangi seçeneğin uygulanacağına açıklanacak verilere göre karar verilecek gibi görünüyor.

Paylaşın

Merkez Bankası, Politika Faizini Yüzde 40’a Yükseltti

Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 35’ten yüzde 40’a yükseltti. Bankanın politika faizini 250 baz puan artırarak yüzde 37,50 seviyesine çıkaracağı öngörülüyordu.

Haber Merkezi / AA Finans ve Bloomberg HT beklenti anketine katılan ekonomistlerin beklentisi politika faizinin yüzde 37,50 seviyesine çıkarılması yönündeydi.

JPMorgan, Morgan Stanley ve SocGen gibi yabancı kurumlar da TCMB’nin politika faizini bu toplantıda 250 baz puan artıracağını öngörmüştü.

Merkez Bankası (TCMB), 750 baz puan faiz artışı kararı alınan Ağustos toplantısıyla beraber sıkılaşmada agresif adımlar atmış, Eylül ve Ekim aylarında da politika faizini 500 baz puan artırma yoluna gitmişti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltilme kararı aldı.

Merkez Bankası’ndan (TCMB) karara ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Ekim ayında bir miktar gerileyen manşet enflasyon son Enflasyon Raporu’nda sunulan görünümle uyumlu seyretmektedir. Yurt içi talebin mevcut seviyesi, hizmet fiyatlarındaki katılık ve jeopolitik riskler enflasyon baskılarını canlı tutmaktadır.

Öte yandan, yakın döneme ilişkin göstergeler, parasal sıkılaştırmanın finansal koşullara yansımasıyla yurt içi talepteki dengelenmenin başladığına işaret etmektedir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında sınırlı bir iyileşmenin başladığını da değerlendirmektedir.

Dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, talepteki dengelenmenin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artması, döviz kuru istikrarı ve para politikasının etkinliğine güçlü katkıda bulunmaktadır. Bu çerçevede, aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlenmektedir.

Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.

Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Kredi faizlerinin hedeflenen finansal sıkılık düzeyiyle uyumlu olduğu değerlendirilirken, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin ve parasal sıkılaşmanın, aktarım mekanizmasını güçlendirmeye ve bankacılık sisteminin fonlama kompozisyonunu iyileştirmeye devam edeceği öngörülmektedir.

Kurul, faiz kararlarının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek miktarsal sıkılaştırma kararları almayı sürdürecektir.

Kurul politika kararlarını, parasal sıkılaştırmanın birikimli ve gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir.”

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervleri Eksi 52,9 Milyar Dolar

Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervleri eksi 56,7 milyar dolardan eksi 52,9 milyar dolara geriledi. Bankanın brüt rezervleri ise 5,9 milyar dolar artışla 134,5 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Haber Merkezi / Öte yandan Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 40 seviyesine yükseltirken, kredi kartında azami faiz oranlarında Aralık’ta değişiklik olmayacağını duyurdu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde toparlanma ivmesi geçen hafta hızlanarak devam etti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2,5 milyar dolarlık sukuk ihracının hesaplara girdiği 17 Kasım haftasında Merkez Bankası (TCMB) brüt rezervleri 5,9 milyar dolar artışla 134,5 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) net rezervleri ise 25,4 milyar dolardan 29 milyar dolar düzeyine çıktı.

Veriler swap hariç net rezervlerde de hızlı bir toparlanma gerçekleştiğini gösterdi. Buna göre Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervleri eksi 56,7 milyar dolardan eksi 52,9 milyar dolara geldi.

Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltilme kararı aldı.

Merkez Bankası (TCMB), kredi kartında azami faiz oranlarında aralık’ta değişiklik olmayacağını duyurdu.

Bankadan yapılan ayrı bir açıklamada Aralık ayı için kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları ile üye işyerlerine uygulanacak azami komisyon oranlarının hesaplanmasında kullanılan referans oranın ayın sondan beşinci iş günü olan 24 Kasım 2023 tarihinde ilan edileceği belirtildi.

Merkez Bankası (TCMB), 750 baz puan faiz artışı kararı alınan Ağustos toplantısıyla beraber sıkılaşmada agresif adımlar atmış, Eylül ve Ekim aylarında da politika faizini 500 baz puan artırma yoluna gitmişti.

Paylaşın

JPMorgan’dan Merkez Bankası İçin Faiz Tahmini: Yüzde 37,50

SocGen ve Morgan Stanley’den sonra ABD merkezli yatırım bankası JPMorgan’dan da Merkez Bankası’nın (TCMB) kasım toplantısında politika faizinin 250 baz puan artışla yüzde 37,50 seviyesine çıkacağı tahmininde bulundu.

JPMorgan, Merkez Bankası’nın (TCMB) 2024 sonuna kadar faizi yüzde 45 seviyesinde koruyacağını tahmin ettiklerini duyurdu.

Yabancı kurumlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) önceki toplantılara göre Kasım toplantısında daha sınırlı bir sıkılaşma kararı alacağını tahmin ediyor. Son analiz JPMorgan’dan geldi.

BloomberHT’nin aktardığına göre; JPMorgan Türkiye Ekonomisti Fatih Akçelik, TCMB’nin Kasım toplantısında politika faizini 250 baz puan artışla yüzde 37,50 seviyesine çıkaracağını öngördü. Akçelik, Aralık ayında da politika faizinde 250 baz puanlık artış tahmininde bulundu.

Akçelik, JPMorgan müşterilerine ilettiği notta 2023 Kasım ve Mayıs 2024 dönemi dikkate alındığında yıllık enflasyonda yükseliş beklentisi ve olumsuz cari denge görünümünün ilave artışlar gerektirdiğinin altını çizdi. Akçelik TCMB’nin son yönlendirmelerinde şahin göründüğüne de dikkat çekti. Akçelik TCMB’nin 2024 sonuna kadar faizi yüzde 45 seviyesinde koruyacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Akçelik raporunda 2023 yıl sonu enflasyon beklentilerinin yüzde 65 olduğunu belirtti. Enflasyonda Mayıs 2024’te yüzde 73 ile zirve yaşanacağını öngören Akçelik, 2024 yıl sonu enflasyon beklentilerinin ise yüzde 40 olduğunu ifade etti.

Parasal sıkılaştırmanın büyüme görünümü üzerindeki etkilerini de değerlendiren Akçelik, sıkılaşmanın 2024’te büyümeyi yüzde 3’ün altına çekeceğini öngördü.

Cari dengeye ilişkin beklentilere de yer veren Akçelik, 2023’te cari açığın milli gelire oranının yüzde 4,6 olacağını, 2024’te ise bu oranın yüzde 2,9’a gerileyeceğini tahmin etti.

Daha önce analizlerini paylaşan SocGen ve Morgan Stanley de Kasım toplantısında politika faizinin 250 baz puan artırılacağını öngörmüştü. Bloomberg HT’nin yurt içindeki kurumlarla gerçekleştirdiği ankette aynı beklentiye işaret etmişti.

Paylaşın

Morgan Stanley’den Merkez Bankası İçin Faiz Tahmini: Yüzde 37,50

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, Merkez Bankası’nın (TCMB) kasım toplantısında politika faizinin 250 baz puan artışla yüzde 37,50 seviyesine çıkacağı tahmininde bulundu.

Avrupa merkezli finans şirketlerinden Societe Generale (SocGen), Merkez Bankası’nın (TCMB) kasım toplantısında politika faizinin 250 baz puan artışla yüzde 37,50 seviyesine çıkacağı beklentisini paylaşmıştı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sıkılaşmaya daha yavaş bir tempoyla devam edeceğini öngören kurumlar arasına Morgan Stanley de katıldı.

BloombergHT’nin aktardığına göre; Morgan Stanley CEEMEA Ekonomisti Hande Küçük tarafından hazırlanan notta önümüzdeki toplantıda politika faizinin 250 baz puan artırılacağı tahmin edildi.

TCMB Para Politikası Kurulu’nun son açıklaması ve TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın Enflasyon Raporu sunumunda yaptığı açıklamaların enflasyona ilişkin ilave sıkılaştırma adımlarının sinyali olduğunu belirten Morgan Stanley, ancak ileriye dönük spesifik bir yönlendirme yapılmadığının da altını çizdi.

Notta TCMB’nin sıkılaştırma döngüsünde yavaş bir tempoya geçebileceği yönünde bir yönlendirme olmasa da banka temponun yavaşlayacağını öngördü.

Morgan Stanley, parasal duruş büyük ölçüde normalleştiğinden ve şimdiye kadar yapılan sıkılaştırmanın etkisi önümüzdeki aylarda daha görünür hale geleceğinden, bir sonraki toplantıda 250 baz puanlık daha küçük bir artış beklediğini ifade etti.

Notta, “Büyümede ılımlı bir ayarlamaya yönelik politika tercihi ve parasal aktarımdaki gecikmeler göz önüne alındığında, TCMB’nin artış hızını azaltması ve birikimli sıkılaştırma adımlarının ekonomik aktivite ve enflasyon üzerindeki etkisini değerlendirmesi muhtemel” değerlendirmeleri yer aldı.

Faizde zirve beklentisi

Ayrıca 20 kurum 2024 yılına ilişkin faizde zirve beklentisini paylaştı. Buna göre 2024 yılında politika faizinin yüzde 40 seviyesinde zirve yapması bekleniyor. 2024 yılında zirve seviyeye ilişkin maksimum beklenti yüzde 50 olurken, minimum beklenti yüzde 38’de gerçekleşti.

Son olarak anket katılımcılarına faizde ilk indirim beklentileri de soruldu. Buna göre tahminini paylaşan 15 kurumun 7’si Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan ilk hamleyi 2024’ün son çeyreğinde bekliyor.

TCMB Para Politikası Kurulu Ekim’de bir haftalık repo faizini 500 baz puanlık artışla yüzde 30’dan yüzde 35’e yükseltmişti. Son artışla TCMB, yeni yönetiminde 5. faiz artışına imza atmıştı.

Paylaşın

Societe Generale’dan Merkez Bankası İçin Faiz Tahmini: Yüzde 37,50

Avrupa merkezli finans şirketlerinden Societe Generale, Merkez Bankası’nın (TCMB) kasım toplantısında politika faizinin 250 baz puan artışla yüzde 37,50 seviyesine çıkacağı beklentisini paylaştı.

Societe Generale (SocGen), aralık ayında da benzer bir hamle ile politika faizinin yıl sonunda yüzde 40’a çıkarılacağını tahmin etti. Merkez Bankası (TCMB), son olarak banka 500 baz puan artışla politika faizini yüzde 35 seviyesine çıkarmıştı.

BloomberHT’nin aktardığına göre; Yabancı kurumlar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sıkılaşma döngüsünde Kasım ayında tempoyu düşüreceğini öngördü.

Societe Generale (SocGen) analistleri TCMB’nin Kasım toplantısında politika faizinin 250 baz puan artışla yüzde 37,50 seviyesine çıkacağı beklentisini paylaştı. SocGen Aralık ayında da benzer bir hamle ile politika faizinin yıl sonunda yüzde 40’a çıkarılacağını tahmin etti.

Bankanın tahminleri yurt içindeki piyasa oyuncularının tahminiyle aynı yönde. Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi de politika faizinin Kasım ayında yüzde 37,50 seviyesine çıkarılacağı yönündeydi.

TCMB bundan önceki üç toplantıda şahin hamleler yapmıştı. Son olarak banka 500 baz puan artışla politika faizini yüzde 35 seviyesine çıkarmıştı.

Öte yandan Bloomberg HT’nin Kasım ayı Merkez Bankası (TCMB) faiz kararına ilişkin anketi sonuçlandı. Ankete katılan 27 kurumun medyan beklentisi, Kasım ayında faizin 250 baz puan artarak yüzde 37,5 seviyesine çıkacağı yönünde oldu.

Kasım ayı faiz anketinde; maksimum beklenti yüzde 40, minimum beklenti yüzde 37,5 oldu.

Öte yandan bu anket döneminde 25 kurum 2023 yıl sonuna yönelik tahminlerini aktardı. Kasım ayı anketinde 2023 yıl sonu için medyan beklenti yüzde 40 seviyesinde gerçekleşti. 2023 yıl sonuna ilişkin maksimum beklenti yüzde 42,5, minimum beklenti ise yüzde 38 seviyesinde oldu.

Faizde zirve beklentisi

Ayrıca 20 kurum 2024 yılına ilişkin faizde zirve beklentisini paylaştı. Buna göre 2024 yılında politika faizinin yüzde 40 seviyesinde zirve yapması bekleniyor. 2024 yılında zirve seviyeye ilişkin maksimum beklenti yüzde 50 olurken, minimum beklenti yüzde 38’de gerçekleşti.

Son olarak anket katılımcılarına faizde ilk indirim beklentileri de soruldu. Buna göre tahminini paylaşan 15 kurumun 7’si Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan ilk hamleyi 2024’ün son çeyreğinde bekliyor.

TCMB Para Politikası Kurulu Ekim’de bir haftalık repo faizini 500 baz puanlık artışla yüzde 30’dan yüzde 35’e yükseltmişti. Son artışla TCMB, yeni yönetiminde 5. faiz artışına imza atmıştı.

Paylaşın

Kısa Vadeli Dış Borç ‘211 Milyar Dolar’ İle Tarihi Zirvesinde

2023 Eylül sonu itibarıyla kısa vadeli dış borç stoku, 211,0 milyar dolar oldu. Kısa vadeli dış borç stoku, borçlu bazında değerlendirildiğinde, kamu sektörünün yüzde 20,5, Merkez Bankası’nın yüzde 21,7,  özel sektörün ise yüzde 57,8 oranında paya sahip olduğu gözlemlendi.

Haber Merkezi / Eylül sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yıl sonuna göre yüzde 9,6 oranında artışla 163,3 milyar dolar oldu. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 3,3 oranında artarak 64,2 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 1,3 oranında azalarak 53,4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri Eylül 2023 raporunu yayınladı.

Rapora göre; Eylül sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yıl sonuna göre yüzde 9,6 oranında artışla 163,3 milyar dolar oldu. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 3,3 oranında artarak 64,2 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 1,3 oranında azalarak 53,4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2022 yıl sonuna göre yüzde 14,3 oranında artarak 12,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 8,8 oranında azalarak 19,7 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 7,4 oranında artışla 18,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 9,1 oranında artışla 14,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 3,1 oranında azalarak 47,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,2 oranında artarak 31,8 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 1,8 oranında azalarak 85,7 milyar dolar oldu.

Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 23,6 oranında artarak 91,7 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 5,0 oranında azalarak 70,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

2022 yıl sonunda 676 milyon dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2023 Eylül sonu itibarıyla 978 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 270 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2023 Eylül sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 49,4’ü dolar, yüzde 23,5’i Euro, yüzde 9,9’u TL ve yüzde 17,2’si diğer döviz cinslerinden oluşmuştur.

2023 Eylül sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 211,0 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti

Söz konusu stokun 16,2 milyar dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 20,5, Merkez Bankası’nın yüzde 21,7,  özel sektörün ise yüzde 57,8 oranında paya sahip olduğu gözlemlendi.

Paylaşın

Türkiye’nin Kredi Risk Primi 348,2 Puana Geriledi

Türkiye’nin 5 yıllık CDS (Credit Default Swap) puanı bugün itibariyle 348,2 seviyesine geriledi. Risk primi, geçen yıl 885 puana kadar çıkarak 2003’ten beri en yüksek seviyesini görmüştü.

Haber Merkezi / Türkiye’nin kredi ödeyebilme durumunu gösteren ve risk primi olarak adlandırılan beş yıllık kredi temerrüt takası (CDS), yakın zamanda 364 puana gerilemişti. Bugün ise CDS, 36 ayın en düşük seviyesine gerileyerek 348,2 puan oldu.

Öte yandan ekonomideki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Uluslararası finansal kuruluşlarla ilişkilerimizi daha da güçlendiriyoruz. Makro finansal istikrarı sağlamak için uygulamaya koyduğumuz programımıza güçlü bir destek var. Uluslararası rezervleri artırarak kırılganlığı azaltıyoruz. Enflasyon ve cari açıkta kalıcı düşüş için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” dedi.

CDS primi nasıl hesaplanıyor?

Ülkelerin dış borçlanmalarına karşı CDS’leri genelde büyük uluslararası yatırım bankaları sağlıyor ve o ülkelerin borcunu çevirememesi halinde ödemeyi bu banka üstlenmiş oluyor. Bu bankalar da söz konusu ülkenin geri ödeme yeteneğini, makroekonomik koşullarını inceleyerek bir risk oranı belirliyor.

Bu oran belirlenirken uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar önemli bir rol oynasa da bunun dışında da bir çok faktör göz önünde bulunduruluyor.

Ekonomisi sağlam ve geri ödeme sorunu yaşamayacağı düşünülen ülkelerin risk primi düşük olurken geri ödemekte sorun yaşayacağı düşünülen ülkelerin risk primi yüksek bir orandan belirleniyor.

Türkiye’nin CDS oranı neden yükseliyor?

Ekonomist Mahfi Eğilmez’e göre ülke CDS priminin yükselmesine iç ve dış nedenler olmak üzere iki etken grubu yol açıyor. Koronavirüs salgını ya da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve yükselen enerji fiyatları bu dış nedenlere örnek olarak verilebilir.

İç nedenler ise enflasyonun yükselmesi, dış borçların artması, kurların yükselmesi, sosyal çalkantılar ve afetler olarak sıralanabilir.

Dış nedenler konusunda yapılabilecek şeylerin sınırlı olmasına rağmen iç nedenleri yönetmenin mümkün olduğunu vurgulayan Eğilmez bu sayede dış nedenlerin de etkisinin azaltılabileceğini belirtiyor.

Türkiye’nin CDS primlerinin 2008 yılındaki küresel mali kriz sırasında yükseldikten sonra gerilediği görülüyor. Ülkenin makroekonomik dengelerinin bozulmaya başladığı 2018 yılından itibaren ise dalgalı bir seyirle de olsa yükseliş trendini sürdürdüğü görülüyor.

CDS priminin artmasının sonuçları ne olur?

Kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri CDS primine paralel olarak artar.

Burada kendini besleyen bir döngü oluşur. Borçlanma maliyetinin artması döviz girişini azalttığı için dış borcu ödemeyi zorlaştırır. Bu da riski daha da çok yükseltir.

Artan maliyetler, daha fazla kaynağın borç ödemesine ayrılması ve daha az harcanabilir gelir (yani refah kaybı) anlamına gelir.

Döviz girişinin azalması içerideki likidite krizini daha da derinleştirirken enflasyonist baskıları artırır.

Ulaşılabilecek en uç nokta, CDS ile sigortalanan temerrüt riskinin gerçekleşmesi durumudur. Dış borcun çevrilemez hale gelmesi ya da “iflas” durumu, başta enerji olmak üzere ithal ettiğimiz pek çok ürünü alamayacak hale gelmemiz, ithal ara malına dayalı üretim yapımızın durması anlamına gelir.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervi Eksi 56,7 Milyar Dolar

10 Kasım haftasında Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervi eksi 55,4 milyar dolardan eksi 56,7 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde net rezerv ise 24,7 milyar dolardan 25,4 milyar dolara yükseldi.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde toparlanma ivmesi geçen hafta da devam etti. Swap hariç net rezervlerde gerilemede dikkat çekti.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 10 Kasım haftasında brüt rezervler 128,6 milyar dolara yükseldi. Bankanın bir önceki hafta brüt rezervler 128,4 milyar dolar olmuştu.

Bankanın net rezervler 24,7 milyar dolara yükselirken, swap hariç net rezervler ise eksi 55,4 milyar dolardan eksi 56,7 milyar dolara geriledi.

Kur Korumalı Mevduatta düşüş sürüyor

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduatların toplam büyüklüğü 10 Kasım haftası itibariyle 82,9 milyar TL düşüşle 2,8 trilyon TL oldu.

Dolar cinsinden bakıldığında ise KKM büyüklüğü 100 milyar doların altına geriledi.

KKM tarafında ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlerin etkisini sürdürdüğü görülüyor. 2 Kasım günü açıklanan düzenlemeye göre Kur Korumalı Mevduat’ta (KKM) zorunlu karşılık oranı yükseltildi ve Döviz deposu için TL türüne ilave zorunlu karşılık oranı getirildi.

Düzenlemeye, göre, KKM’nin yoğunlaştığı 6 aya kadar vadelinin zorunlu karşılık oranı 5 puan artırılarak yüzde 30’a yükseltildi. 1 yıla kadar vadeli ile 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için zorunlu karşılık oranı ise yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarıldı.

TCMB, Eylül ayında KKM’nin yoğunlaştığı 6 aya kadar vadenin zorunlu olarak değişme oranı yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltilmiş, 1 yıl kadar vadeli ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için karşılama oranları yüzde 5 olarak belirtilmişti.

Paylaşın

Goldman Sachs, Merkez Bankası’nın Faiz İndirimine Başlayacağı Tarihi Verdi

ABD merkezli çokuluslu yatırım bankası Goldman Sachs, 2024 görünüm raporunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) ilişkin tahminlerini paylaştı. Raporda, TCMB’nin bu yıl faiz artırımlarına devam edeceği ve politika faizinin yüzde 40’a kadar yükseleceği öngörüldü.

Goldman Sachs, 2024 yılının 3. çeyreğinde faiz indirimlerinin başlayacağı, yıl sonunda faizin yüzde 40’tan yüzde 25’e gerileyeceği tahminine yer verdi. Yıl sonunda enflasyonun da yüzde 35’e gerileyeceği öngörüldü.

Merkez Bankası (TCMB) son toplantısında politika faizini 500 baz puanlık artışla yüzde 30’dan yüzde 35’e yükseltmiş ve faiz artırım döngüsünün süreceği mesajını vermişti.

Bankacılık sistemindeki likidite fazlası ortadan kaldırıldı

Öte yandan Merkez Bankası’nın (TCMB) zorunlu karşılıklarla ilgili uygulamasının devreye girmesinin ardından sistemdeki likidite fazlası çekildi. TCMB verilerine göre 10 Kasım itibariyle net fonlama 75,6 milyar TL ile pozitife döndü. Verilere göre Ekim sonu itibariyle sistemdeki likidite fazlası 228,6 milyar TL seviyesindeydi.

Kasım başında açıklanan önlemlerle TCMB kur korumalı mevduatlarda zorunlu karşılık oranlarını artırırken, yabancı para mevduatta TL cinsi ilave karşılık uygulaması getirmişti. Söz konusu önlemlerle sistemden 350 milyar TL çekilmesi öngörülüyordu.

Bankacılık sisteminde likidite çekilirken TCMB taraflı Döviz karşılığı TL swap piyasasında yabancı para swap stoku 55,7 milyar dolar oldu. Altın karşılığı TL swap piyasasında ise swap stoku 3,2 milyar dolar olarak kaydedildi.

Döviz depo stoku ise 290 milyon dolar oldu. Gün sonu toplam swap pozisyonu ise döviz depolar dahil 58,9 milyar dolar olarak gerçekleşerek yeni tarihi zirveye işaret etti.

Paylaşın