Cari Denge Şubat Ayında 3,27 Milyar Dolar Açık Verdi

Cari denge ocak ayında 2,52 milyar dolar açık verirken, şubat ayında 3,27 milyar dolar açık verdi. Böylelikle cari dengede 5,7 milyar dolarlık açık görülen temmuz ayından bu yana en yüksek açık rakamına ulaşıldı.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ödemeler Dengesi Gelişmeleri Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Şubat ayında cari işlemler hesabı 3 milyar 265 milyon doları açık kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 2 milyar 106 milyon dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 4 milyar 751 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 2 milyar 381 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 1 milyar 957 milyon dolar oldu. Birincil gelir dengesi ve ikincil gelir dengesi kalemleri sırasıyla 849 milyon dolar net çıkış ve 46 milyon dolar net çıkış kaydetti.

Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net çıkışlar 142 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları 4 milyar 415 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 136 milyon dolar net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 98 milyon dolar net alış yaptığı görüldü.

Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak; bankalar, Genel Hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 2 milyar 659 milyon dolar, 3.000 milyon dolar ve 500 milyon dolar net borçlanma gerçekleşti. Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 1 milyar 696 milyon dolar net artış kaydetti.

Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 220 milyon dolar net artış ve Türk lirası cinsinden 274 milyon dolar net azalış olmak üzere toplam 54 milyon dolar net azalış kaydetti.

Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak, bankalar ve diğer sektörler sırasıyla 115 milyon dolar ve 265 milyon dolar net kullanım, Genel Hükümet ise 138 milyon dolar net geri ödeme gerçekleştirdi. Resmi rezervlerde bu ay 6 milyar 230 milyon dolar net azalış oldu.

Paylaşın

Merkez Bankası Başkanı Karahan: Enflasyonu Düşürmeye Çalışıyoruz

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, “Enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz ve geçen haziran ayında başlayan kapsamlı bir sıkılaştırma programı izliyoruz.” dedi. 

O zamandan bu yana politika faizini yüzde 50’ye çıkardıklarını belirten Karahan, bunun talepte bir miktar normalleşmeyi sağladıklarını söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın her yıl küresel ekonomiyi konuştuğu toplantılara katılmak için ABD’ye gitti.

Bianet’in aktardığına göre; Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan burada Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü (PIIE) ve Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) düzenlediği “Gelişmekte Olan Piyasalarda Merkez Bankası Yönetimi” başlıklı etkinlikte konuştu.

Fatih Karahan, Türkiye’nin makroekonomik ortamda karşı karşıya olduğu temel sorunun enflasyon olduğunu söyledi. Fatih Karahan, “Enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz ve geçen haziran ayında başlayan kapsamlı bir sıkılaştırma programı izliyoruz.” dedi.

O zamandan bu yana politika faizini yüzde 50’ye çıkardıklarını belirten Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Karahan, bunun talepte bir miktar normalleşmeyi sağladıklarını söyledi.

Aylık enflasyonun aralık ayı boyunca düşüş gösterdiğini, asgari ücret artışları nedeniyle son birkaç ayda artış yaşandığını aktaran Karahan, “Genel olarak bu yıl için yüzde 36, gelecek yıl için yüzde 14 ve 2026 için yüzde 9 olarak belirlediğimiz enflasyon hedefine ulaşma yolunda ilerliyoruz. Tek haneli rakamlara dönmek istiyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin enflasyonda yüzde 5 hedefine geri dönmek istediğini ifade eden Fatih Karahan, çok fazla sıkılaşma yaptıklarını, talebin ılımlı seyrettiğini ve Banka’nın mevcut duruşunun uygun olup olmadığını değerlendirmek için gelen verileri izlediklerini dile getirdi.

Karahan, öncelikli hedeflerinin politika faizini, yeniden para politikasının temel aracı yapmak olduğunu vurgulayarak, “Ne gerekiyorsa yapacağımızın sinyalini her zaman verdik. Piyasaların beklediğinden çok daha fazla miktarda sıkılaştırma yaptık ve dezenflasyon konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu gösterdik.” dedi.

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Karahan, “Güvenin yeniden tesisi ve enflasyon beklentilerini daha iyi yönetebilmemiz için politika faizinin birincil araç olduğu politikayı yeniden oluşturmak için çok şey yaptık ve daha fazlasını yapmaya hazırız.” ifadesini kullandı.

Enflasyon beklentilerine ilişkin Karahan, “Piyasa katılımcıları, önümüzdeki 12 ay için yani önümüzdeki aydan itibaren bir sonraki marta kadar 2024 yıl sonu hedefimiz olan yüzde 36 enflasyon bekliyorlar. Yani üç aylık bir gecikmeyle hedefimize ulaşacağımıza inanıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Karahan, bundan sonraki stratejilerinin ve en büyük önceliklerinin, enflasyonla mücadele ve piyasa koşullarına bağlı olarak mümkün olduğu kadar rezerv biriktirmek olduğunu söyledi.

Karahan, jeopolitik riskler ile büyük merkez bankalarının para politikalarının Türkiye için iki endişe unsuru olduğuna işaret ederek, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) herhangi bir faiz indirimi yapmayacak gibi bir politika izlediğini ve bunun politika oluşturmada daha ihtiyatlı bir yaklaşım olduğunu anlattı.

Paylaşın

Şimşek, Artış Olmayacağını Açıklamıştı: Lokanta Ve Kafelerde KDV’ye Zam Geliyor

Kahvehane, kafeterya, pastane, hazır yemek şirketleri dahil lokantalarda Katma Değer Vergisi (KDV) oranı yüzde 8’den yüzde 10’a yükseltilecek. Bu işletmelerde alkollü içecekler için uygulanan yüzde 18 KDV oranı da yüzde 20’ye çıkartılacak.

Gazino, bar, dans salonu, pavyon, taverna, birahane gibi yerlerde verilen hizmetlere uygulanan KDV oranı yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltilecek. Karar, Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecek.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, lokanta ve kafelerde Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarında artışa hazırlanıyor.

Konuya ilişkin tebliğ taslağına göre, Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin yiyecek ve içecek sunulan yerlerde KDV oranını düzenleyen maddesinde değişiklik yapılacak. Yiyecek ve içecek satılan yerlerde yüzde 8 olan KDV oranı yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV oranı da yüzde 20’ye çıkartılacak.

Buna göre, kahvehane, kafeterya, pastane, hazır yemek şirketleri dahil lokantalarda KDV oranı yüzde 8’den yüzde 10’a yükseltilecek. Bu işletmelerde alkollü içecekler için uygulanan yüzde 18 KDV oranı da yüzde 20’ye çıkartılacak.

Gazino, bar, dans salonu, pavyon, taverna, birahane gibi yerlerde verilen hizmetlere uygulanan KDV oranı yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltilecek. Tebliğ taslağı görüşlerin alınmasının ardından Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecek.

Mehmet Şimşek, KDV’de artışı olmayacağını açıklamıştı

Seçimden önce hem Bakan Mehmet Şimşek’in hem de İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) yaptığı açıklamalarda KDV artışı olmayacağı belirtilmişti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Mart ayında televizyon programında yaptığı açıklamada, “KDV, Kurumlar ve Gelir Vergisi’nde genel oranlarında artış olmayacak. MTV’ye ilişkin yeni bir düzenlemeyi hiç aklımızın ucundan geçirmedik” ifadelerini kullanmıştı.

DMM, KDV artışı olmayacağına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: “Bazı basın yayın organlarında yer alan, ‘Gerekirse kura müdahale edilecek, ÖTV ve KDV’de artış olacak.2 iddiası doğru değildir.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, basına kapalı bir toplantıda, oda ve borsa başkanlarının yanı sıra iş dünyası temsilcileri ile bir araya gelmiştir.

Bahse konu toplantıda Bakan Şimşek’in kura müdahale edileceğini veya ÖTV ve KDV’de artış olacağını söylediği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Yetkili kişi ve kurumların açıklamaları dışında yapılan spekülatif haberlere itibar edilmemelidir.”

Paylaşın

IMF’den Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Tahmini: Yüzde 59

Uluslararası Para Fonu (IMF), bugün yayınladığı raporunda, Türkiye için enflasyon tahminini bu yıl için yüzde 59,5 ve gelecek yıl için yüzde 38,4 olarak beklediğini belirtti.

Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,1 ve gelecek yıl yüzde 3,2 büyümesi beklenen IMF raporunda, parasal sıkılaşmanın sona ermesi ve tüketimin toparlanmaya başlamasıyla birlikte 2024’ün ikinci yarısında ekonomik aktivitenin güçlenmesi öngörüldü.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünümü raporunu yayınladı. VOA Türkçe’den Mehmet Toroğlu‘nun aktardığına göre raporda, Türkiye ekonomisinin büyüme tahminlerinde değişiklik yapmadı.

IMF en son Ocak ayında yayınladığı raporun son güncellemesinde, Türkiye ekonomisinin 2024’te yüzde 3,1, 2025’te ise yüzde 3,2 büyüyeceği tahmininde bulunmuştu. Bugün yayınlanan raporda da bu tahminler sabit tutuldu. Raporda Türkiye’ye ilişkin enflasyon tahminiyse 2024 için yüzde 59,5 oldu; 2025 içinse yüzde 38,4 olarak verildi.

Raporda yer alan bir başka tahminse cari açıkla ilgili. Buna göre IMF, Türkiye’nin cari denge/GSYH tahminini 2024’te eksi yüzde 2,8, 2025’te ise eksi yüzde 2,2 olarak öngördü. IMF’nin rapordaki tahminlerine göre, Türkiye’de işsizlik oranı da hem 2024 hem de 2025’te yüzde 9,6 olarak gerçekleşecek.

Raporda, Türkiye’de ekonomik faaliyetin, parasal sıkılaştırma politikasının sona ermesi ve tüketimin toparlanmaya başlamasıyla birlikte 2024 yılının ikinci yarısında güçleneceği öngörüsünde bulunuldu.

IMF, Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, küresel büyüme tahminini ise bu yıl için yükseltti. Küresel büyüme tahmini, raporun Ocak ayı versiyonundaki tahmine göre binde 1, geçen Ekim ayındaki tahmine göre de binde 3 arttırıldı.

Raporda, küresel büyümenin hızının, hem hala yüksek seviyede olan borçlanma maliyetleri ve mali desteğin geri çekilmesi gibi yakın vadeli faktörler hem de Kovid-19 pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin uzun vadeli etkileri, verimlilikteki zayıf büyüme ve artan jeoekonomik parçalanma nedeniyle tarihsel standartlara göre düşük olduğu tespiti yapıldı.

IMF’nin ABD ekonomisindeki büyümeye ilişkin tahminiyse bu yıl için ileri yönlü olarak revize edildi, gelecek yıl içinse hafif düşürüldü.

Raporda ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,1, gelecek yılsa yüzde 1,8 büyüyeceği öngörüldü. Bu rakamlar, Ocak ayındaki tahminlere göre 2024 için binde 6 artışa tekabül ederken, 2025 yılı içinse binde 1’lik düşüşü yansıttı.

Almanya, Fransa, İtalya, İspanya gibi Avrupa’nın önemli ülkelerinde büyüme beklentileri bir önceki tahminlere göre düşürülürken, örneğin Almanya’da Ocak ayındaki yüzde 1,1 büyüme tahmini, bugün açıklanan raporda binde 7’ye indirildi; gelecek yıl içinse yüzde 1,9’dan yüzde 1,8’e çekildi.

Ocak ayında Japon ekonomisindeki büyüme tahminini yüzde 1,6 olarak açıklayan IMF, son raporunda bu oranı yüzde 1,7’ye yükseltti. Çin ekonomisi içinse bir önceki raporda bu yıl için öngörülen yüzde 4,4’lük büyüme son raporda da sabit bırakıldı, gelecek yıl içinse yüzde 0,1 arttırıldı.

Küresel manşet enflasyonun 2023’te yıllık ortalama yüzde 6,8’den 2024’te yüzde 5,9’a ve 2025’te de yüzde 4,5’e düşmesi, gelişmiş ekonomilerin yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilere kıyasla enflasyon hedeflerine daha erken dönmesinin beklendiği de raporda belirtildi.

Bugünden beş yıl sonraki küresel büyüme için en son yüzde 3,1 seviyesinde olan tahminin son on yılların en düşüğü olduğuna dikkat çekildi. Raporda, dünya genelindeki ekonomik faaliyetin 2022-2023 yıllarındaki küresel dezenflasyon boyunca şaşırtıcı derecede dirençli olduğu değerlendirmesi de yapıldı.

Küresel enflasyon 2022 yılı ortasındaki zirvesinden aşağı inerken ekonomik faaliyetin istikrarlı şekilde büyüyerek stagflasyon ve küresel durgunluk uyarılarına meydan okuduğu kaydedildi.

Küresel görünümün önündeki riskler

Raporda küresel görünüme yönelik risklerin de genel olarak dengelendiği kaydedildi.

Ancak Ukrayna ve Gazze’deki savaş dahil jeopolitik gerilimlerden kaynaklanan yeni fiyat artışlarının, işgücü piyasalarının hala sıkı olduğu yerlerde devam eden çekirdek enflasyonla birlikte faiz oranı beklentilerini yükseltebileceği ve varlık fiyatlarını düşürebileceği belirtildi.

IMF raporunda, büyük ekonomiler arasında dezenflasyon hızlarındaki ayrışmanın da finansal sektörleri baskı altına alan kur hareketlerine neden olabileceği kaydedildi.

Raporda, yüksek faiz oranlarının, sabit faizli konut kredilerinin sıfırlanması ve hane halklarının yüksek borçla mücadele etmesi nedeniyle beklenenden daha fazla soğutma etkisi yaratarak finansal strese neden olabileceği değerlendirmesi de yapıldı.

Çin’de sorunlu emlak sektörüne kapsamlı bir müdahale yapılmadığı takdirde büyümenin durabileceği ve bu durumun Çin’in ticaret ortaklarına zarar verebileceği tespiti de raporda paylaşıldı.

IMF, birçok ekonomide yüksek kamu borcunun olduğu bir sırada vergi artışları ve harcama kesintilerine dönüşün, ekonomik faaliyeti zayıflatabileceği, güveni aşındırabileceği ve iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri azaltmaya dönük reform ve harcamalara desteği azaltabileceği riskine dikkat çekti.

Öte yandan, maliye politikasının gerekenden ve tahminlerde varsayılanlardan daha gevşek olmasının, kısa vadede ekonomik faaliyeti arttırabileceğini kaydeden IMF; ancak bunun, ilerleyen süreçte daha maliyetli politika ayarlamaları riskini beraberinde getirebileceğini de ifade etti.

Küresel Ekonomik Görünüm raporunda enflasyonun, işgücüne katılımın daha da artmasıyla beklenenden daha hızlı düşebileceği ve merkez bankalarının gevşeme planlarını öne çekmesine olanak tanıyabileceği belirtildi.

Paylaşın

Kamuda Tasarruf ‘Kağıt’ Üzerinde

Bütçe giderlerine yönelik veriler, israf harcamaları arasında gösterilen kiralama işlemlerinin tam gaz devam ettiğini ortaya koydu. Kamunun mart ayı kiralama giderlerinin 1 milyar 813 milyon 445 bin TL olduğu bildirildi.

Kamunun faiz giderinde de çarpıcı artış yaşandı. Merkezi yönetimin Ocak-Mart 2023 döneminde 100 milyar TL olan faiz gideri, Ocak-Mart 2024 döneminde yüzde 150’lik artış ile 250 milyar TL ile ifade edildi.

Ocak ayında 18,8 milyon TL, şubat ayında 92,2 milyon TL olan temsil ve tanıtma gideri, mart ayında 714,4 milyon TL’te fırladı. Temsil ve tanıtma giderindeki artış akıllara 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçim döneminde bakanlıklar eliyle yürütülen seçim propagandasını getirdi.

Birgün’den Mustafa Bildirici’nin haberine göre; Türkiye’de on milyonlarca yurttaşı yoksulluğa mahkum eden ekonomik kriz, iktidarın kaynakları kullanma tercihini değiştirmedi. Hemen her dönem olduğu gibi 2024 yılının ocak-mart döneminde de kaynaklar adeta savruldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullanımına sunulan ve hesabı sorulamayan gizli hizmet gideri harcamasının yanı sıra temsil ve tanıtma harcaması, faiz harcaması ve kiralama harcamalarının büyüklüğü de dudak uçuklattı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, merkezi yönetimin bütçe geliri Mart 2024’te, Mart 2023’e oranla yüzde 68,7 artarak 483 milyar 842 milyon TL olarak gerçekleşti. Mart 2024’teki bütçe giderleri ise Mart 2023’e oranla yüzde 107,4 artış ile 692 milyar 807 milyon TL olarak kaydedildi. Merkezi yönetimin üç aylık bütçe açığı ise kayıtlara, 513 milyar 482 milyon TL olarak geçti.

İktidarın bütçe kullanım tercihleri de dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde tarihi rekorlar kıran Gizli Hizmet Giderleri, Ocak-Mart 2024 döneminde de kesmedi. Cumhurbaşkanı tarafından harcanabilen ve hesabı sorulamayan kalemden mart ayında yapılan harcama 322 milyon 263 bin TL, 2024’ün ilk üç ayında yapılan toplam harcama ise 2 milyar 504 milyon 301 bin TL oldu.

Tasarruf kağıt üzerinde

Bütçe giderlerine yönelik veriler, israf harcamaları arasında gösterilen kiralama işlemlerinin de tam gaz devam ettiğini ortaya koydu. Kamunun mart ayı kiralama giderlerinin 1 milyar 813 milyon 445 bin TL olduğu bildirildi. Toplam kiralama giderleri içinde 970 milyon 799 bin TL’lik harcama ile personel servisi kiralama gideri büyük yer tuttu.

Kiralama giderlerinin mart ayına yönelik ayrıntıları, bakanlığın raporunda şöyle sıralandı:

Taşıt kiralama: 373 milyon 424 bin TL
Hizmet binası kiralama: 192 milyon 64 bin TL
Hava taşıtı kiralama: 198 milyon 412 bin TL
Lojman kiralama: 36 milyon 423 bin TL

Kamunun faiz giderinde de çarpıcı artış yaşandı. Merkezi yönetimin Ocak-Mart 2023 döneminde 100 milyar TL olan faiz gideri, Ocak-Mart 2024 döneminde yüzde 150’lik artış ile 250 milyar TL ile ifade edildi.

Bakanlığın verilerine göre, temsil ve tanıtma harcamasında rekor kırıldı. Ocak ayında 18,8 milyon TL, şubat ayında 92,2 milyon TL olan temsil ve tanıtma gideri, mart ayında 714,4 milyon TL’te fırladı. Temsil ve tanıtma giderindeki artış akıllara 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçim döneminde bakanlıklar eliyle yürütülen seçim propagandasını getirdi.

Kamunun müteahhitlik giderindeki çarpıcı artış da verilere yansıdı. Buna göre, ocak-mart dönemi müteahhitlik gideri 56 milyar TL’ye dayandı. Müteahhitlik giderinde aylara göre gerçekleşmeye, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerinde şöyle yer verildi:

Ocak: 1,2 milyar TL
Şubat: 23,4 milyar TL
Mart: 31,3 milyar TL

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Tarım Üretici Enflasyonu Yüzde 61,87

Tarım üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5.57, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 17.51, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61.87 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,98 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) Mart 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarım üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5.57, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 17.51, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61.87 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,98 arttı.

Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 5,84, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 3,52 arttı. Balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde yüzde 1,18 azaldı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde yüzde 3,27, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yüzde 7,60 ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 7,12 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 170,17 ile yağlı meyveler, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 13,54 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları oldu.

Paylaşın

Bütçe, Üç Ayda 513,5 Milyar Lira Açık Verdi

2024 yılının ilk üç aylık döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 2 trilyon 150,7 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 637,2 milyar lira ve bütçe açığı 513,5 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Mart ayında ise merkezi yönetim bütçe giderleri 692,8 milyar lira, bütçe gelirleri 483,8 milyar lira ve bütçe açığı 209 milyar lira olarak kayıtlara geçti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Mart 2024 Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri” verilerini açıkladı.

Buna göre; 2024 yılı Mart ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 692,8 milyar lira, bütçe gelirleri 483,8 milyar lira ve bütçe açığı 209 milyar lira oldu. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 618,3 milyar lira ve faiz dışı açık ise 134,4 milyar lira olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Mart ayında 47 milyar 223 milyon lira açık vermiş iken 2024 yılı Mart ayında 208 milyar 965 milyon lira açık verdi. 2023 yılı Mart ayında 2 milyar 148 milyon lira faiz dışı açık verilmiş iken 2024 yılı Mart ayında 134 milyar 412 milyon lira faiz dışı açık verildi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Mart ayı itibarıyla 692 milyar 807 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 74 milyar 553 milyon lira, faiz hariç harcamalar ise 618 milyar 254 milyon lira olarak gerçekleşti.

2024 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 11 trilyon 89 milyar 37 milyon TL ödenekten Mart ayında 692 milyar 807 milyon lira gider gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayında ise 334 milyar 44 milyon lira harcama yapıldı.

Mart ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 107,4 oranında artmıştır. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 6 iken 2024 yılında yüzde 6,2 oldu.

Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 114 oranında artarak 618 milyar 254 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 5,8 iken 2024 yılında yüzde 6,3 oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Mart ayı itibarıyla 483 milyar 842 milyon lira olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 420 milyar 468 milyon lira, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 50 milyar 593 milyon lira oldu.

2023 yılı Mart ayında bütçe gelirleri 286 milyar 821 milyon lira iken 2024 yılının aynı ayında yüzde 68,7 oranında artarak 483 milyar 842 milyon lira olarak gerçekleşti. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin Mart ayı gerçekleşme oranı 2023 yılında yüzde 5,8 iken 2024 yılında yüzde 5,7 oldu.

2024 yılı Mart ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 111,7 oranında artarak 420 milyar 468 milyon lira oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 4,7 iken 2024 yılında yüzde 5,7 oldu.

2024 yılı Ocak-Mart döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 2 trilyon 150,7 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 637,2 milyar lira ve bütçe açığı 513,5 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 1 trilyon 900,2 milyar lira ve faiz dışı açık ise 263 milyar lira olarak gerçekleşti.

Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Ocak-Mart döneminde 250 milyar 25 milyon lira açık vermiş iken 2024 yılı Ocak-Mart döneminde 513 milyar 482 milyon lira açık verdi. 2023 yılı Ocak-Mart döneminde 149 milyar 367 milyon lira faiz dışı açık verilmiş iken 2024 yılı Ocak-Mart döneminde 263 milyar 6 milyon lira faiz dışı açık verdi.

Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak-Mart dönemi itibarıyla 2 trilyon 150 milyar 680 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 250 milyar 476 milyon lira, faiz hariç harcamalar ise 1 trilyon 900 milyar 204 milyon lira oldu.

2024 yılı Ocak-Mart döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 105,9 oranında artarak 2 trilyon 150 milyar 680 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 101,3 oranında artarak 1 trilyon 900 milyar 204 milyon lira oldu.

Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak-Mart dönemi itibarıyla 1 trilyon 637 milyar 198 milyon lira olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 1 trilyon 343 milyar 960 milyon lira, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 233 milyar 929 milyon lira oldu.

2023 yılı Ocak-Mart döneminde bütçe gelirleri 794 milyar 728 milyon lira iken 2024 yılının aynı döneminde yüzde 106 oranında artarak 1 trilyon 637 milyar 198 milyon lira olarak gerçekleşti. 2024 yılı Ocak-Mart dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 113 oranında artarak 1 trilyon 343 milyar 960 milyon lira oldu.

Paylaşın

Çiftçinin Kredi Borcu Bir Yılda Yüzde 75 Arttı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2023 yılının şubat ayında tarım sektörünün bankalara olan borcu 363 milyar 395 milyon TL iken, 2024 yılının aynı ayında bu rakam yüzde 75 artarak 637 milyar 438 milyon TL’ye yükseldi. Tarım sektörünün takipteki kredi tutarı ise 2 milyar 262 milyon TL olarak gerçekleşti” dedi.

Ömer Fethi Gürer, “Çiftçiye 2024 yılında toplam 91.1 milyar destek verilmesi beklenirken sadece çiftçinin kullandığı mazottan 43.6 milyar vergi alınacak. Ayrıca çiftçiye verilecek mazot desteğinin yaklaşık 3 katı çiftçiden vergi olarak geri alınmış olacak” ifadelerini kullandı.

Birgün’de yer alan habere göre; Tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ülke konumundaki Türkiye, AKP iktidarında yanlış politika ve tercihler nedeniyle dışa bağımlı bir ülke konuma düştü. Kontrolsüz ithalat nedeniyle zarar eden yerli üreticilerin büyük bir bölümü üretimden çekildi.

Üretimde kalmayan çalışanlar ise yüksek girdi maliyetleri altında eziliyor. Borçlanarak üretim yapmaya çalışan çiftçilerin kredi borcu son bir yılda yüzde 75 artarak 637,4 milyar TL’ye kadar yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri Türkiye’nin bir çok alanda kendine yeterli üretimi yapamadığını ortaya koyuyor. Türkiye, tarımsal ürünlerde meyve ve sebzede kendine yeterli üretim yaparken yağlı tohum, bakliyat gibi ürün gruplarında kendine yeterli üretimi yapamıyor. Yağlı tohumlardan soya da Türkiye ihtiyacının ancak yüzde 5,2’si kadar üretiyor. Kalan yüzde 94,8’lik kısmı dışarıdan ithalatla karşılıyor.

Kolzade (kanola) kendine yeterlilik oranı yüzde 47,9 olurken daha önce yüzde 60’ın üzerinde olan ayçiçeğinde kendine yeterlilik oranı yüzde 51,3’e geriledi. Türkiye’nin kendine yeterli olamadığı ürünler arsında yüzde 60,2 yeterlilik derecesi ile yeşil mercimek, yüzde 74,3 ile pirinç, yüzde 85,8 ile mısır, yüzde 85,9 ile kırmızı mercimek var. Arpada kendine yeterlilik yüzde 90, kuru fasulyede yüzde 91,4 olarak gerçekleşti.

TÜİK verileri hayvancılık alanında da üretimin giderek gerilediğini gösteriyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılı büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,6 azalarak 16 milyon 583 bin olurken, küçükbaş hayvan sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 6,9 azalarak 52 milyon 362 bin oldu.

Sektör temsilcilerine göre özellikle 2015 yılı sonrası artan kontrolsüz ithalat üretim dengelerini bozdu. İthalat yerli üretici zarar etmesine sebep verdi ve kırsaldaki üretim rekabet edemeyince yerli üretici üretimden çıktı. Küçük aile işletmeleri azaldı ve farklı iş kollarına yönelen yerli üretici, artan maliyetler nedeniyle üretime geri dönmek istemiyor. Üretimin azalması gıda enflasyonu konusunda Türkiye’yi dünyadan ayrıştırıyor.  Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilere göre dünya çapında gıda fiyatları mart ayında yıllık yüzde 7,7 geriledi. Aynı dönemde Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 70,5 olarak kaydedildi.

Yüksek maliyetlerden dert yanan besiciler, çözüm bulunmadığı taktirde hayvancılığın bitme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtiyor. Besicilerin önemli girdi kalemlerinden yem fiyatlarındaki artış dikkat çekiyor. Sığır besi yemi 2024 yılında standart pelet yüzde 12,90 artışla 4 bin 465 TL, çuval fiyatı 223,27 TL; kuzu büyütme yemi pelet 5 kilogaram 444,50 TL, 1-2 aylık kuzu yemi 640 TL, koyun- keçi süt yemi 595 TL’ye kadar çıkmış durumda. Elazığ’da 30 yıldır küçükbaş hayvan besiciliği yapan Burhan Ayın, özellikle son iki yıldır kâr elde edilemediğine dikkat çekti.

Ayın, “Bu sene için yem fiyatları yüksek. Sadece o da değil, çoban aylıkları, ilaçlar ve ot fiyatları da yüksek. Fiyatlar geçen seneye göre yüzde 200-300 oranında artmış durumda. Maliyetlerden dolayı sayıyı çoğaltamıyor her defasında azaltıyoruz.  Bölgede hayvan kalmadı. Yem fiyatlarının yüksek olması ve göçten dolayı insanlar hayvanlarını sattı. Eskiden bu köyde 10 bin küçükbaş hayvan vardı şuan köydeki 12 kişinin kısıtlı sayıda hayvanı kaldı” ifadelerini kullandı.

CHP’li Gürer: Çiftçinin kredi borcu katlandı 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım sektörünün kredi borçlarının bir yılda yüzde 75 arttığını ve çiftçilerin borçlanarak üretim yapmaya çalıştığını vurguladı. Gürer ayrıca tarımsal desteklemelerin yetersiz olduğunu, yaptığı mazot hesabıyla ortaya koydu.

Gürer, “2023 yılının şubat ayında tarım sektörünün bankalara olan borcu 363 milyar 395 milyon TL iken, 2024 yılının aynı ayında bu rakam yüzde 75 artarak 637 milyar 438 milyon TL’ye yükseldi. Tarım sektörünün takipteki kredi tutarı ise 2 milyar 262 milyon TL olarak gerçekleşti” şeklinde konuştu. Çiftçilerin üretimde kalmak için yüksek faizlere karşın borçlanmaya gittiğini belirten Gürer, beklediği geliri alamayan üreticilerin çıkmaza girerek üretimden uzaklaştığını vurguladı.

Gürer, iktidarın çiftçilere destek politikalarını mazot desteği üzerinden verdiği somut bir örnekle eleştirdi. Gürer, “Çiftçiye 2024 yılında toplam 91.1 milyar destek verilmesi beklenirken sadece çiftçinin kullandığı mazottan 43.6 milyar vergi alınacak. Ayrıca çiftçiye verilecek mazot desteğinin yaklaşık 3 katı çiftçiden vergi olarak geri alınmış olacak” diye konuştu.

Paylaşın

AK Parti Döneminde 2 Trilyon Liralık Özelleştirme Yapıldı

AK Parti’nin iktidarda olduğu 21 yılda toplam 2 trilyon liralık özelleştirme yapıldı. Özelleştirme İdaresi verilerine göre 2003 – 2024 tarihleri arasında iktidar, devlete ait 5 binden fazla taşınmazı özel mülkiyete devretti.

BirGün’ün derlediği verilere göre, AK Parti’nin Kasım 2002’de iktidara gelmesinden bugüne kamuya ait fabrikalar, tesisler, araziler, oteller, limanlar, enerji üretim ve dağıtım şirketleri bir bir satıldı.

Cumhuriyetin kazanımlarının çok büyük bir bölümü son 21 yılda toplam 2 trilyon lira bedelle kamunun malı olmaktan çıktı, yerli ve yabancı şirketlerin eline geçti. Hisse satışından 1 trilyon 248 milyar lira, tesis ve işletmelerin tümüyle devrinden 550 milyar lira gelir elde eden iktidar satacak kuruluş kalmayınca gayrimenkul ticaretine başladı.

Devlete ait otel ve sosyal tesisleri 20,8 milyar liraya elden çıkartıldı. Arsa, tarla, fabrika arazisi gibi mülklerin satışından 21 yılda yaklaşık 147 milyar lira elde edildi. Özelleştirme İdaresi verilerinden yaptığı hesaplamaya göre 2003- Mart 2024 tarihleri arasında iktidar, devlete ait 5 binden fazla taşınmazı özel mülkiyete devretti.

Ekonomik krizin derinleştiği 2021 yılından itibaren gayrimenkul satışı hız kazandı. 2020 yılında 22 milyon dolar olan arazi satışı, 2021’de 187 milyon dolara, 2022’de 441 milyon dolara çıktı. Seçim yılı olan 2023’te satışlar 179 milyon dolarda kaldı.

Bu arada Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, 47 ilde, 826 muhtelif arsayı, satışa çıkardı. Açık artırmalar 24-25-26 Nisan günleri saat 10:30’da yapılacak. Bakanlık, peşin ödemelerde yüzde 20 indirim yapacağını duyurdu.

Paylaşın

Et Fiyatları Yıllık Yüzde 100.4 Arttı

Türkiye’de de et fiyatları şubatta yıllık bazda yüzde 100.4 arttı. Türkiye’den sonra et fiyatlarındaki en büyük artış yüzde 10.2 ile İzlanda’da görüldü. Sırbistan yüzde 9’luk artışla üçüncü olurken, Sırbistan’ı Bulgaristan ve Karadağ izledi.

Avrupa Birliği’nin İstatistik Ofisi Eurostat’ın şubat ayına ilişkin raporuna göre AB’nin 27 ülkesinde et fiyatları, geçen yılın şubat ayına göre ortalama yüzde 3.3 yükseldi. Türkiye’de de et fiyatları şubatta yıllık bazda yüzde 100.4 arttı. Böylece et fiyatlarındaki artış AB ülkelerini yaklaşık 30’a katlamış oldu.

Sözcü’den Tolga Uğur’un aktardığı habere göre, Avrupa’da Türkiye’den sonra et fiyatlarındaki en büyük artış yüzde 10.2 ile İzlanda’da görüldü. Sırbistan yüzde 9’luk artışla üçüncü olurken, Sırbistan’ı Bulgaristan ve Karadağ izledi. İspanya’da ise et fiyatları yüzde 4.7, İtalya’da yüzde 3.1, Almanya’da yüzde 3, Fransa’da ise yüzde 2.3 arttı. Danimarka’da et fiyatları yıllık bazda yüzde 0.6, Finlandiya’da yüzde 2.2, Çekya’da ise yüzde 5.1 oranında düştü.

Bazı Avrupa ülkelerinde et fiyatları gerilerken Türkiye’de fiyatlar yükseliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre martta aylık enflasyon yüzde 3.1 olurken et fiyatları hızla arttı. TÜİK verilerine göre martta kuzu eti yüzde 18.8, dana eti yüzde 14.7, tavuk eti yüzde 12.2 zamlandı. Bir başka ifadeyle Türkiye’de aylık et enflasyonu, Avrupa ülkelerinin yıllık enflasyonunu geçti.

Paylaşın