Yurt Dışı Üretici Enflasyonu Yüzde 67,25

Yurt dışı üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,70, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 12,10, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,25 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,14 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) Mart 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; YD-ÜFE mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,70, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 12,10, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,25 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,14 arttı.

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 67,20, imalatta yüzde 67,25 arttı.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 58,67, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 72,76, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 72,70, enerjide yüzde 69,88, sermaye mallarında yüzde 76,14 arttı.

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 5,46, imalatta yüzde 4,69 arttı.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 5,03, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 3,64, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 4,76, enerjide yüzde 3,55, sermaye mallarında yüzde 4,72 arttı.

Paylaşın

Tüketici Güven Endeksi 80,5’e Yükseldi

Mart ayında 79,4 olan tüketici güven endeksi nisan ayında yüzde 1,4 oranında artarak 80,5 oldu. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Güven Endeksi Mart 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Mart ayında 79,4 iken Nisan ayında %1,4 oranında artarak 80,5 oldu.

Alt endekslerden, mevcut dönemde hanenin maddi durumu yüzde -2,3 azalışla 65 gerilerken, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi yüzde 5,0 artışla 82,9, gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde 4,4 artışla 78,1’e yükseldi. Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi yüzde -1,2 azalışla 95,8 seviyesine geriledi.

Tüketici güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Tüketici güven endeksi, aylık tüketici eğilim anketi ile tüketicilerin maddi durum ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülmektedir.

Anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabilmektedir. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Tüketici eğilimine ilişkin endekslerden, tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali endeksinin artması iyimser durumu, azalması ise kötümser durumu göstermektedir.

Benzer şekilde tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin düşünce ve beklenti endekslerinin artması tüketici fiyatlarında düşüş düşüncesini/beklentisini, azalması ise tüketici fiyatlarında artış düşüncesini/ beklentisini göstermektedir. İşsiz sayısı beklentisi endeksinin artması işsiz sayısında azalma beklendiğini, endeksin azalması ise işsiz sayısında artış beklendiğini ifade etmektedir.

Paylaşın

Mehmet Şimşek, IMF Başkan Yardımcısı İle Görüştü

Uluslararası Para Fonu (IMF) – Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında Washington’da bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, IMF Başkan Yardımcısı Gita Gopinath ile görüştü.

IMF Başkan Yardımcısı Gopinath, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda görüşmeyle ilgili, “Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Türkiye ve dünyanın ekonomik görünümü üzerine mükemmel sohbet” yorumunda bulundu.

Görüşmenin detayları ile ilgili Gita Gopinath ya da Mehmet Şimşek’ten bir açıklama gelmedi.

Öte yandan IMF Avrupa Dairesi Direktörü Alfred Kammer, “Türkiye’de yeni bir IMF programına ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda Türk yetkililerle görüşmeler yapılıyor mu?” sorusunu yanıtladı.

Türkiye’de hayata geçirilen reform programını çok desteklediklerini ifade eden Kammer, “Biz de Türkiye’deki ekonomi ekibinin uyguladığı programı tavsiye ederdik. Hayır, Türkiye’yi desteklemeye yönelik herhangi bir IMF programı konusunda bir görüşme yok” dedi.

Kammer, “Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ekonomi politikasında yapılan değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu politikanın kalıcı olacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki bir başka soru üzerine, Türkiye’de uygulanan programın kırılganlığı daha da azaltmasının, enflasyonu zaman içerisinde kalıcı olarak düşürmesinin ve yatırımlar için uygun ortamı yaratmasının beklendiğini söyledi.

Türkiye’de 2023 yılı ortalarında ekonomi politikasında değişikliğe gidildiğine ve parasal alanda ciddi boyutta sıkılaşmayla yeni politikaların hayata geçirildiğine dikkat çeken Kammer, mali alanda da, depremden kaynaklı artan harcamaları karşılamak dahil mali konsolidasyonun başlatıldığını belirtti.

“Bu alanda bazı başarıları zaten görüyoruz” diyen Kammer, dezenflasyon tarafında başarıların tam olarak görülmesinin daha uzun zaman alacağını, ancak bu politika ortamı sayesinde Türkiye’deki kırılganlıkların azaldığını kaydetti.

Kammer, dün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le görüştüğünü ve Şimşek’in, “reformların devreye sokulduğunu, bunun uzun vadeli bir program olduğunu ve kendisiyle Merkez Bankası’nın bu programı icra edeceğini” söylediğini aktardı.

Alfred Kammer, “Bu programın kırılganlığı daha da azaltması, enflasyonu zaman içinde kalıcı olarak düşürmesi ve yatırımlar için uygun ortamı yaratması bekleniyor, ki böylece büyüme modelinde değişim olur ve büyüme yeniden dengelenir” diye konuştu.

Öte yandan IMF, toplantıda sunduğu Avrupa için görünüm raporunda İtalya ve Fransa’nın borçlarını kontrol altında tutmak için harcamalarını planladıklarından daha hızlı kısmaları gerektiğini belirtti. Almanya içinse büyümeyi canlandırmak için harcamaları arttırması tavsiyesinde bulundu.

IMF’nin raporunda Belçika, Fransa ve İtalya örnekleri verilerek “Nispeten yüksek borç seviyelerine sahip gelişmiş Avrupa ekonomileri, yetkililerin mevcut politikaları kapsamında öngörülenden daha önemli ve önden yüklemeli mali düzenlemeler uygulamalı.” denildi.

IMF’nin Avrupa direktörü Alfred Kammer, “piyasaya güçlü bir sinyal” göndermek ve yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve artan askeri harcamalar gibi uzun vadeli zorluklar için kaynakları serbest bırakmak amacıyla kemer sıkma politikasının öne çekilmesini tavsiye etti.

Uluslararası Para Fonu, orta ve uzun vadeli finansman baskılarının 2050 yılına kadar Avrupa’nın gelişmiş ekonomilerinin GSYH’sinin yüzde 5,5’ine ulaşacağını öngörüyor.

Mehmet Şimşek’in katıldığı toplantıların sonunda dünya ekonomisine ilişkin raporlar yayımlanacak. IMF’nin ülke ve bölgelere ilişkin ayrıntılı istatistiklerini içeren veri bankası da güncellencek.

Geçtiğimiz Ekim ayında yapılan son toplantıdan çıkan verileri soL’daki köşesinde değerlendiren iktisatçı Prof. Korkut Boratav, kapsamlı bir ekonomik dönüşümün tasarlandığını söylemişti.

Boratav, IMF’nin öngördüğü senaryonun “sermayenin tahakkümünü bu kez yeniden uluslararası ortama ve 2028’e taşımayı” hedeflediğini belirtmişti.

IMF programlarının Türkiye’de daha önce iktidar değişikliklerinde belirleyici rol oynadığını hatırlatan Boratav, şu değerlendirme bulunmuştu:

“IMF, 2023-2028 döneminde Türkiye ekonomisinin durgunlaşarak kendine özgü bir istikrara ulaşacağını beklemektedir. Temel varsayım, geçmiş yedi yılda neoliberal ilkeleri çiğnemiş olan ‘aykırı’ politikalardan geleneksel reçeteye dönüştür. ‘Sağduyulu bir ekonomiye geçiş’, parasal ve malî disiplin yöntemleriyle gerçekleşecektir.”

Paylaşın

Türkiye, Enflasyonda Tüm Afrika Ülkelerini Geçti

Türkiye’de enflasyon yüksek olmasına rağmen bazı Afrika ülkeleri genellikle Türkiye’den daha kötü durumda oluyordu. Ancak son verilere göre Türkiye’nin üstünde yer alan Afrika ülkesi bulunmuyor.

Sudan yüzde 63,3 ile altıncı sırada. Diğer bazı ülkelerde ise yıllık enflasyon oranı şöyle: Zimbabve yüzde 55,3; Etiyopya yüzde 26,2; Pakistan yüzde 20,7.

Türkiye dünyada yıllık tüketici enflasyonunun (TÜFE) en yüksek olduğu dördüncü ülke konumunda. Türkiye’de mart ayında yıllık enflasyon yüzde 68,5 oldu. Trading Economics sitesinin Mart 2024 veya buna en yakın tarihi içeren verilerine göre, bu oran tüm Afrika ülkelerindeki enflasyon oranlarından daha yüksek.

Peki, dünyada en yüksek enflasyon hangi ülkelerde? Enflasyon sıralamasında Türkiye dünyada ve Avrupa’da kaçıncı sırada yer alıyor?

Trading Economics sitesi ülkelerin açıkladığı son enflasyon verilerini kapsıyor. Verilerin çoğu Mart 2024 ve Şubat 2024’ten oluşuyor.

19 Nisan 2024 günü Trading Economics’te yer alan verilere göre dünyada yıllık enflasyonun en yüksek olduğu ülke açık ara Arjantin. Bu ülkede Mart 2024’te yıllık enflasyon yüzde 288.

Ardından yüzde 140 ile Suriye ve yüzde 123 ile Lübnan geliyor. Dördüncü sıradaki Türkiye’de Mart 2024 itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 68,5. Venezuela yüzde 67,8 ile hemen Türkiye’nin ardından beşinci sırada bulunuyor.

30. Sıradaki Kazakistan’da yıllık enflasyon yüzde 9. Bu Türkiye’nin dahil olduğu ilk beş ülkenin ne kadar kötü durumda olduğu gösteriyor. Yıllık enflasyon dünyada sadece yedi ülkede yüzde 50’den daha yüksek durumda.

Türkiye Avrupa’da açık ara enflasyonun en yüksek olduğu ülke. AB üyesi veya aday ülkeler içinde Türkiye’den sonra enflasyonun en yüksek olduğu ülke yüzde 6,6 ile Romanya. O da dünyada 43. sırada.

Türkiye’de enflasyon yüksek olmasına rağmen bazı Afrika ülkeleri genellikle Türkiye’den daha kötü durumda oluyordu. Ancak son verilere göre Türkiye’nin üstünde yer alan Afrika ülkesi bulunmuyor. Sudan yüzde 63,3 ile altıncı sırada.

Diğer bazı ülkelerde ise yıllık enflasyon oranı şöyle: Zimbabve yüzde 55,3; Etiyopya yüzde 26,2; Pakistan yüzde 20,7.

AK Parti’nin 2002 sonunda iktidara gelmesinin ardından kısa sürede hızla düşen enflasyon 2021 yılı sonundan itibaren tırmanışa geçti.

Yıllık enflasyon Ekim 2022’de yüzde 85’i aşarak AK Parti iktidarının en yüksek noktasına ulaştı. 14-28 Mayıs seçimlerinden sonra ekonominin başına Mehmet Şimşek’in geçmesinin ardından beklentiler enflasyonun düşmesi idi ancak hala yüzde 70 sınırına yakın seyrediyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

IMF Avrupa Direktörü Kammer: Türkiye İle Bir Görüşme Yok

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Alfred Kammer, “Biz de Türkiye’deki ekonomi ekibinin uyguladığı programı tavsiye ederdik. Hayır, Türkiye’yi desteklemeye yönelik herhangi bir IMF programı konusunda bir görüşme yok” dedi.

Alfred Kammer ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le görüştüğünü ve Şimşek’in, “reformların devreye sokulduğunu, bunun uzun vadeli bir program olduğunu ve kendisiyle Merkez Bankası’nın bu programı icra edeceğini” söylediğini aktardı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) – Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında Avrupa ekonomileri konulu bir basın brifingi düzenlendi.

Brifingde IMF Avrupa Dairesi Direktörü Alfred Kammer, “Türkiye’de yeni bir IMF programına ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda Türk yetkililerle görüşmeler yapılıyor mu?” sorusunu yanıtladı.

VOA Türkçe’den Mehmet Toroğlu‘nun aktardığına göre; Türkiye’de hayata geçirilen reform programını çok desteklediklerini ifade eden Kammer, “Biz de Türkiye’deki ekonomi ekibinin uyguladığı programı tavsiye ederdik. Hayır, Türkiye’yi desteklemeye yönelik herhangi bir IMF programı konusunda bir görüşme yok” dedi.

Kammer, “Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ekonomi politikasında yapılan değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu politikanın kalıcı olacağına inanıyor musunuz?” şeklindeki bir başka soru üzerine, Türkiye’de uygulanan programın kırılganlığı daha da azaltmasının, enflasyonu zaman içerisinde kalıcı olarak düşürmesinin ve yatırımlar için uygun ortamı yaratmasının beklendiğini söyledi.

Türkiye’de 2023 yılı ortalarında ekonomi politikasında değişikliğe gidildiğine ve parasal alanda ciddi boyutta sıkılaşmayla yeni politikaların hayata geçirildiğine dikkat çeken Kammer, mali alanda da, depremden kaynaklı artan harcamaları karşılamak dahil mali konsolidasyonun başlatıldığını belirtti.

“Bu alanda bazı başarıları zaten görüyoruz” diyen Kammer, dezenflasyon tarafında başarıların tam olarak görülmesinin daha uzun zaman alacağını, ancak bu politika ortamı sayesinde Türkiye’deki kırılganlıkların azaldığını kaydetti.

Kammer, dün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le görüştüğünü ve Şimşek’in, “reformların devreye sokulduğunu, bunun uzun vadeli bir program olduğunu ve kendisiyle Merkez Bankası’nın bu programı icra edeceğini” söylediğini aktardı.

Alfred Kammer, “Bu programın kırılganlığı daha da azaltması, enflasyonu zaman içinde kalıcı olarak düşürmesi ve yatırımlar için uygun ortamı yaratması bekleniyor, ki böylece büyüme modelinde değişim olur ve büyüme yeniden dengelenir” diye konuştu.

Öte yandan IMF, toplantıda sunduğu Avrupa için görünüm raporunda İtalya ve Fransa’nın borçlarını kontrol altında tutmak için harcamalarını planladıklarından daha hızlı kısmaları gerektiğini belirtti. Almanya içinse büyümeyi canlandırmak için harcamaları arttırması tavsiyesinde bulundu.

IMF’nin raporunda Belçika, Fransa ve İtalya örnekleri verilerek “Nispeten yüksek borç seviyelerine sahip gelişmiş Avrupa ekonomileri, yetkililerin mevcut politikaları kapsamında öngörülenden daha önemli ve önden yüklemeli mali düzenlemeler uygulamalı.” denildi.

IMF’nin Avrupa direktörü Alfred Kammer, “piyasaya güçlü bir sinyal” göndermek ve yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve artan askeri harcamalar gibi uzun vadeli zorluklar için kaynakları serbest bırakmak amacıyla kemer sıkma politikasının öne çekilmesini tavsiye etti.

Uluslararası Para Fonu, orta ve uzun vadeli finansman baskılarının 2050 yılına kadar Avrupa’nın gelişmiş ekonomilerinin GSYH’sinin yüzde 5,5’ine ulaşacağını öngörüyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Tahmini Yüzde 44.16

Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu enflasyon beklentisini yatay bir seyirle yüzde 44.16 olarak belirledi. Banka yıl sonu dolar kuru tahminini 40.53 liradan, 40.01 liraya çekti.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu büyüme beklentisini yüzde 3.3, yıl sonu politika faizini de yüzde 50 olarak belirledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketini yayımladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 44,19 iken, bu anket döneminde yüzde 44,16 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 36,70 iken, bu anket döneminde yüzde 35,17 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 22,67 ve yüzde 22,05 oldu.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 45,82 iken, bu anket döneminde yüzde 51,43 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 45,00 iken, bu anket döneminde yüzde 50,00 oldu.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 40,53 TL iken, bu anket döneminde 40,01 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,79 TL iken, bu anket döneminde 42,47 TL oldu.

Katılımcıların GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 3,3 oldu. GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3,8 iken, bu anket döneminde yüzde 3,7 oldu.

Paylaşın

Özel Sektörün Yurt Dışı Kredi Borcu 163,4 Milyar Dolar

Şubat sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu 163,4 milyar ABD doları olurken, borcun 153,9 milyar doları uzun vadeli; 9,5 milyar doları (ticari krediler hariç) kısa vadeli.

Haber Merkezi / 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 58,5’inin dolar, yüzde 35,4’ünün euro, yüzde 2,2’sinin lira ve yüzde 3,9’unun ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu ve 9,5 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 45,3’ünün dolar, yüzde 28’nin euro, yüzde 21,8’inin lira ve yüzde 4,9’unun diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Şubat sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, 2023 yıl sonuna göre 394 milyon doları azalarak 163,4 milyar dolar oldu. Vadeye göre incelendiğinde, 2023 yıl sonuna göre, uzun vadeli kredi borcunun 782 milyon dolar azalarak 153,9 milyar dolar; kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 389 milyon dolar artarak 9,5 milyar doları düzeyinde gerçekleşti.

Borçluya göre dağılıma bakıldığında, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 126 milyon doları arttığı, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının ise 1,0 milyar dolar artışla 15,8 milyar doları seviyesinde gerçekleşti.

Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 152 milyon dolar azalmış, tahvil stoku ise 27 milyon doları azalarak 1,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmalarının 1,4 milyar dolar azaldığı, tahvil stokunun ise 18 milyon doları azalarak 10,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, 2023 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 16 milyon dolar azalışla 4,5 milyar dolar; finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 313 milyon dolar azalışla 1,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, Şubat sonu itibarıyla tahvil hariç özel alacaklılara olan borç, bir önceki yıl sonuna göre 1,3 milyar dolar azalarak 106,1 milyar doları olarak gerçekleşti. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, tahvil hariç özel alacaklılara olan borcun bir önceki yıl sonuna göre 354 milyon dolar azalarak 7,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Döviz kompozisyonuna bakıldığında, 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 58,5’inin doları, yüzde 35,4’ünün euro, yüzde 2,2’sinin lira ve yüzde 3,9’unun ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu ve 9,5 milyar doları tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 45,3’ünün dolar, yüzde 28,0’ının euro, yüzde 21,8’inin lira ve yüzde 4,9’unun diğer döviz cinslerinden oluştu.

Sektör dağılımı incelendiğinde, şubat sonu itibarıyla, 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli toplam kredi borcunun yüzde 37,8’ini finansal kuruluşların, yüzde 62,2’sini ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu. Aynı dönemde, 9,5 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 73,1’ini finansal kuruluşların, yüzde 26,9’unu ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, şubat sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 49,7 milyar  doları tutarında oldu.

Paylaşın

Tarımsal Girdi Fiyatları Yüzde 49,92 Arttı

Tarımsal girdi fiyatları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 3,59, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 11,37, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,92 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 36,71 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarımsal girdi fiyatları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 3,59, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 11,37, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,92 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 36,71 arttı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 3,63, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 3,34 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 46,51, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 75,27 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 164,78 ile veteriner harcamaları oldu. Aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 5,85 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

Paylaşın

Et Fiyatlarına Yüzde 25 Zam!

31 Mart yerel seçimler sonrasına ertelenen zamlar, bir bir ürünlere yansıtılmaya devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Et ve Süt Kurumu (ESK), et satış fiyatlarına yüzde 25 oranında zam yaptı.

Sözcü’de yer alan habere göre zamlı fiyatlar bu sabahtan itibaren uygulanmaya başlandı. Et ve Süt Kurumu’nda (ESK) kıyma kilogram fiyatı 229 liradan, kuşbaşı kilogram fiyatı 259 liradan satılıyordu.

TÜİK verilerine göre, martta bir önceki aya göre zam şampiyonu yüzde 21,30’luk artışla orta öğretim olurken, kuzu eti yüzde 18,58’lik artışla ikinci, dana eti yüzde 14,65’lik artışla üçüncü, kümes hayvanları eti yüzde 12,19’luk artışla dördüncü olmuştu.

Eurostat’ın Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) aldığı verilere göre Türkiye, sağlıklı beslenme konusunda Avrupa’da son sırada yer alıyor.

Eurostat’ın verilerine göre 27 üyeli AB ülkelerinde iki günde bir et, tavuk veya balık tüketemeyenlerin oranı 2022’de yüzde 8,3 oldu. Avrupa ülkeleri arasında en yüksek oranlar yüzde 22,1 ile Romanya ve yüzde 21,6 ile Bulgaristan’da görüldü.

Türkiye’de iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını karşılayamanların oranı olan yüzde 41,5 ile ikinci sıradaki Romanya’yı ise neredeyse ikiye katladı.

Paylaşın

Mehmet Şimşek: Yapısal Reformları Hızlandıracağız

Mehmet Şimşek, kamu maliyesi alanında Merkez Bankası’nı destekleme konusunda kararlı olduklarını vurgulayarak, “Programı güçlendireceğiz, ileriye dönük yapısal reformları hızlandıracağız” dedi.

Mehmet Şimşek, “Türk varlıklarına çok güçlü bir ilgi var. Halkı enflasyonun düşeceğine ikna etmemiz gerekiyor” dedi. Şimşek, piyasanın enflasyon beklentilerinin ise gelecek 12 ayda yaklaşık yüzde 36 civarında olduğunu belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen Küresel Görünüm Forumu’nda Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Enflasyonun düşürülmesinin öncelikli hedef olduğunu söyleyen Bakan Şimşek, OVP’nin “güçlü ve güvenilir” bir çerçeveye sahip olduğunu söyledi.

Mehmet Şimşek, “Program, fiyat istikrarını ve kamu maliyesi disiplinini yeniden sağlamayı aynı zamanda cari açığın azaltılması gibi diğer bazı makroekonomik zorlukları da ele almayı amaçlıyor. Nihai hedef sürdürülebilir yüksek büyüme oranı ve herkes için refah sağlamak” dedi.

Kısa vadede en önemli zorluğun yüksek enflasyon olduğunu belirten Bakan Şimşek, “Maliye politikasıyla merkez bankasının enflasyonla mücadele çabalarını desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu. Şimşek, programın temel amaçlarının fiyat istikrarının sağlanması, rekabetçilik ile verimliliğin artırılması ve yapısal reformlar olduğunu anlattı.

Türkiye’de geçen yıl meydana gelen depremlerin bütçede büyük bir açığa neden olduğunu anımsatan Mehmet Şimşek, açığın azaltılmasına yönelik önemli tedbirler aldıklarını kaydetti. Türkiye’nin ana ticaret ortaklarının büyüme beklentilerindeki iyileşmenin dış talebi destekleyeceğini belirten Şimşek, “Cari açık program hedeflerimizin ötesinde daralıyor” diye konuştu.

Bakan Şimşek, aylık enflasyonun yavaşladığını ve yıllık enflasyonun ise bu yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başlayacağını kaydetti. Şimşek, “Enflasyonun düşürülmesi öncelikli hedefimiz. Bunun işaretlerini zaten aydan aya görüyoruz, ancak yıllık bazdaki eğilimi yılın ikinci yarısında göreceğiz. 2026 yılına kadar enflasyonun tek haneli rakamlara indiğini görmek istiyoruz ve o zamana kadar oldukça kapsamlı yapısal reformları uygulamaya koyacağız” diye konuştu.

Mehmet Şimşek, yatırımcılarla çok sayıda toplantı yaptıklarını belirterek, “Yatırımcıların Türkiye’ye bakış açısı geçen seneye göre değişti. Geçen yıl yatırımcıların ortodoks politikalardan geri adım atılması, programın uygulanmaması ihtimali konusunda şüpheleri vardı. Bu yıl bu konuda neredeyse hiç soru gelmedi. Yani programın sürekliliğine dair soru gelmiyor, artık sorular daha çok programın detaylarına ilişkin oluyor” dedi.

Kamu maliyesi alanında Merkez Bankası’nı destekleme konusunda kararlı olduklarını vurgulayan Mehmet Şimşek, “Programı güçlendireceğiz, ileriye dönük yapısal reformları hızlandıracağız.” dedi. Bakan Şimşek, “Türk varlıklarına çok güçlü bir ilgi var. Halkı enflasyonun düşeceğine ikna etmemiz gerekiyor” diye konuştu. Bakan Şimşek, piyasanın enflasyon beklentilerinin ise gelecek 12 ayda yaklaşık yüzde 36 civarında olduğunu belirtti.

“2028’e kadar seçim yok”

Türkiye’de Haziran 2028’e kadar seçim olmadığına işaret eden Bakan Şimşek, bunun da program sonuçlarını almak için siyasi istikrar açısından bolca zaman vereceğini söyledi. Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin dayanıklı olduğunu belirterek, ülkede canlı bir özel sektör ve güçlü girişimcilik kültürü bulunduğunu vurguladı.

Türkiye’nin emsal ülkelerle karşılaştırıldığında uzun vadede avantajları olduğuna dikkati çeken Bakan Şimşek, küresel borçluluğun büyümenin önünde hız kesen bir faktör olduğunu ve Türkiye’nin borcunun gayrisafi yurt içi hasılasına oranının gelişmekte olan ülke ortalamasına kıyasla düşük seyrettiğini kaydetti.

Mehmet Şimşek, ticaretteki parçalanmalara değinerek, jeostratejik rekabet ve jeopolitik gerginliklerin parçalanmalara neden olduğunu anlattı. Türkiye’nin bundan faydalanabilecek en iyi adaylardan biri olduğunu vurgulayan Şimşek, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya ile yakın ilişkilerden bahsetti.

Yeşil dönüşümün Türkiye’nin en büyük önceliklerinden biri olduğuna dikkati çeken Bakan Şimşek, geçen yıl itibarıyla kurulu güç kapasitesinin yüzde 55’inin rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerjiye dayandığını, inşaatı devam eden nükleer santralin de devreye gireceğini kaydetti.

Mehmet Şimşek, fosil yakıtlara bağımlılığın giderek azaldığına işaret ederek, “Yeşil dönüşüm ile rekabet gücü ve üretkenliği artırmaya yardımcı olacak yatırımlar yoluyla Türk ekonomisini karbondan arındırmaya kararlıyız” diye konuştu.

Paylaşın