İstanbul’da Yaşamanın Aylık Maliyeti Son Dört Yılda Yüzde 977 Arttı

İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti son 4 yılda yüzde 977 arttı. 2020 yılının aksım ayında 7 bin 749 lira olan yaşam maliyeti, bu yılın kasım ayında 73 bin 739 oldu.

Haber Merkezi / İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) kasım ayına ilişkin “İstanbul’da Yaşam Maliyeti” araştırmasının sonuçları paylaşıldı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti kasım ayında bir önceki aya göre, 2 bin 308 lira aratarak 73 bin 739 lira oldu.

Öte yandan İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti son 4 yılda yüzde 977 arttı. 2020 yılının kasım ayında 7 bin 749 lira olan yaşam maliyeti, bu yılın kasım ayında 73 bin 739 oldu.

İPA Başkanı Buğra Gökce, verilere ilişkin yaptığı değerlendirmede, “2020 yılı Kasım ayında İstanbul’da 3 asgari ücretle yaşam maliyeti karşılanabiliyorken, bugün 4,5 asgari ücretle yaşam maliyeti ancak karşılanabiliyor” ifadelerini kullandı.

“Yaşam maliyeti ile alınan ücretler arasındaki fark açıldı” vurgusunu yapan Gökce, şunları söyledi: “Asgari ücretlinin maaşının neredeyse yarısı eridi! Yani asgari ücretli 4 yıl çalıştı, çabaladı, emek verdi, ter akıttı ama 4 yıl önce mutfağına aldığı kadar ekmeği, eti, sebzeyi şimdi alamıyor, bugün 4 yıl öncesinden de kötü bir şekilde yaşıyor.”

İstanbul’un enflasyonu yüzde 57,99

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2024 Kasım Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı. Buna göre; Kasım ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 3,07, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 2,68 oranında arttı.

2023 Kasım ayına göre 2024 Kasım ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 57,99, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 42,72 olarak gerçekleşmiştir.

Kasım 2024’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Giyim Harcamaları grubunda yüzde 5,65, Konut Harcamaları grubunda yüzde 5,25, Gıda Harcamaları grubunda yüzde 3,28, Ev Eşyası Harcamaları grubunda yüzde 1,54, Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamaları grubunda yüzde 1,08, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 0,15 artış; Ulaştırma ve Haberleşme Harcamaları grubunda yüzde -0,81, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamaları grubunda yüzde -1,27 azalış izlendi.

Kasım 2024’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İşlenmemiş Maddeler grubunda yüzde 8,08, İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 5,44, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 2,41, Madenler grubunda yüzde 1,01, Yakacak ve Enerji Maddeleri grubunda yüzde 0,55 artış; Kimyevi Maddeler grubunda yüzde -7,57 azalış izlenmiştir. Mensucat grubunda ise fiyat değişimi gözlemlendi.

Paylaşın

Mehmet Şimşek: Türkiye Ciddi Bir Enflasyon İle Karşı Karşıya

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’de ciddi bir hayat pahalılığı sorunu olduğunu belirterek “Programın temel hedeflerinden biri, ana hedefi fiyat istikrarını sağlamaktır” dedi.

Piyasalara kur mesajı da veren Mehmet Şimşek, “Net bir şekilde bizim ne üstü örtük, ne de açık bir kur hedefimiz yok, piyasalara bu mesajım” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomik Büyüme ve Enerji: Geleceğin Ekonomisini Şekillendirmek temasıyla düzenlenen IICEC Konferansı’nda konuştu.

Cumhuriyet’in aktardığına göre; Mehmet Şimşek, Türkiye’nin enflasyon ve hayat pahalılığı sorunuyla mücadele ettiğini, ancak dezenflasyon sürecinin başladığını ve devam edeceğini belirtti. Şimşek, “Kur hedefimiz yok, olamaz da” diyerek, ekonomi politikalarının önümüzdeki dönemde Türkiye’yi daha iyi finansal koşullara taşıyacağını iddia etti.

Bakan Şimşek, Türkiye’deki enflasyonun hâlâ ciddi bir sorun olduğunu ancak bunun üstesinden gelmek için mücadele ettiklerini ifade etti. Şimşek, temel mal enflasyonunun yüzde 29’a, gıda enflasyonunun ise yüzde 40’ın altına indiğini ve enflasyonda ciddi bir düşüş yaşandığını iddia etti. “Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu var. Programın temel hedeflerinden biri, ana hedefi fiyat istikrarını sağlamaktır. Büyük resme bakarsanız, dezenflasyon başladı ve devam edecek” dedi.

Bakan Şimşek, Türkiye’nin büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu ve önümüzdeki tarihi belirsiz yıllarda yüksek gelirli ülkeler arasına katılma fırsatının bulunduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında ciddi yatırımlar yapacağı ve bu alandaki üretim kapasitesinin artırılacağı iddia etti.

Türkiye’nin borçluluk oranının düşük olduğunu ve rezervlerin arttığını ifade eden Şimşek, “Net rezerv 50 milyar doların üzerine çıktı ve uluslararası standartlara göre yeterliliğimizi sağladık” dedi. Deprem nedeniyle başlatılan büyük konut seferberliği ile 2024 sonuna kadar 200 bin konutun teslim edileceğini belirten Bakan Şimşek, önümüzdeki 1-1,5 yıl içinde 250 bin konut daha yapılacağını söyledi. Gıda arzını artırmak için de önemli politikaların hayata geçirileceği ifade edildi.

Paylaşın

İcradaki Dosya Sayısı 23 Milyona Yaklaştı

Ekonomik kriz vatandaşın belini bükmeye devam ediyor. İcra dairelerinde işlem gören dosya sayısı, aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre 1 milyon 49 bin artarak, 22 milyon 673 bine yükseldi.

Adalet Bakanlığı’nın Ulusal Yargı Ağı Platformu (UYAP) üzerinden icra dairelerine gelen yeni dosya sayısı, 1 Ocak – 20 Aralık 2024 tarihleri arasında 9 milyon 77 bin olarak kaydedildi. Geçen yılın aynı dönemine göre, yeni dosya sayısında dikkat çekici bir azalma yaşanırken, icra dairelerindeki derdest dosya sayısı ise artış gösterdi.

2023’ün aynı döneminde, icra dairelerine UYAP üzerinden gelen yeni dosya sayısı 13 milyon 291 bin olarak kayıtlara geçmişti. Cumhuriyet’in haberine göre bu, yeni açılan dosyalarda bir yıllık süreçte önemli bir düşüş yaşandığını ortaya koyuyor.

2024’ün ilk 11 ayında 7 milyon 712 bin dosya ya sonuçlandırıldı ya da işlemden kaldırıldı. Buna rağmen, icra dairelerinde derdest dosya sayısındaki artış dikkat çekiyor.

UYAP üzerinden açılan ve halen icra dairelerinde işlem gören dosya sayısı, 20 Aralık itibarıyla 22 milyon 673 bine ulaştı. Bu rakam, 2023’e kıyasla net bir artışı işaret ediyor. Geçen yılın aynı dönemine göre derdest dosya sayısındaki artış 1 milyon 49 bin olarak belirlendi.

(Kaynak: Ekonomim)

Paylaşın

Tarımsal Girdi Enflasyonu Yüzde 32,59

Tarımsal girdi enflasyonu, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 27,92, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,59 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 42,03 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) Ekim 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarımsal girdi enflasyonu, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 27,92, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,59 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 42,03 arttı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 3,04, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 1,10 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 31,03, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 42,35 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 64,81 artış ile diğer mal ve hizmetler, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 5,32 artış ile hayvan yemi oldu.

Paylaşın

Türkiye, Emeklilere En Az Kaynak Ayıran Ülkeler Arasında

Verilere göre Türkiye emeklilik harcamalarına en az kaynak ayıran ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’de GSYH’den (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) emeklilere yaklaşık yüzde 4 civarında kaynak ayrılırken, dünya ortalamasının yüzde 8.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı sosyal koruma istatistiklerine göre 2023 yılında emekli ve yaşlılara gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 4,4’ü kadar kaynak ayrıldı. Bu oran 2021 yılında yüzde 4,9, pandemi öncesi 2019’da ise yüzde 6,1 idi. Verilere göre emekli ve yaşlılara yapılan harcamaların GSYH içindeki payı son beş yılda yüzde 28 azaldı.

Sosyal koruma harcamalarının içerisinde emekli ve yaşlılara yapılan harcamaların yanı sıra hastalık/sağlık bakımı, engelli/malül, dul/yetim, aile/çocuk, işsizlik ve sosyal dışlanma yardımlarına ilişkin harcamalar yer alıyor. Bunlar içinde en büyük paya sahip olan kalem yüzde 43,6 ile emekli ve yaşlılar için yapılan harcamalar.

Sosyal koruma harcamalarının genel olarak GSYH’den aldığı pay da son beş yılda azaldı. Bu pay 2019’da yüzde 12,5 iken, 2021’de yüzde 10,9’a, 2023’te ise yüzde 10,1’e geriledi.

DW Türkçe’den Pelin Ünker‘e konuşan çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik’e göre Türkiye’de hem sosyal koruma harcamalarının genelinde hem de emekliler için yapılan harcamalarda ciddi bir gerileme var. Veriler ayrıca pandemi döneminde bile sosyal korumanın zayıfladığını gösteriyor.

Çelik, “Bunun anlamı emeklilerin ve sosyal koruma kapsamında olanların milli gelirden daha az pay alması ve yoksullaşmalarıdır. GSYH içinde payınız düşüyorsa pastadaki payınız azalıyor ve bölüşüm eşitsizliği artıyor demektir” diyor.

Bunun beklenen bir tablo olduğunu vurgulayan Çelik, “Çünkü emekli aylıkları ciddi biçimde düşürüldü. Emekliler ciddi biçimde yoksullaşıyor” diye ekliyor.

Verilere göre Türkiye emeklilik harcamalarına en az kaynak ayıran ülkeler arasında yer alıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2024-2026 Dünya Sosyal Koruma Raporu’na göre emeklilik harcamalarına en fazla kaynak ayıran ilk üç ülke yüzde 16,9 ile İtalya, yüzde 16,3 ile Yunanistan ve yüzde 14,7 ile Fransa.

Türkiye’de GSYH’den emeklilere yaklaşık yüzde 4 civarında kaynak ayrılırken, dünya ortalamasının yüzde 8. Avrupa ortalamasının ise yüzde 11 civarında olduğunu belirten Prof. Dr. Çelik, “Bu tablo ’emekliler SGK bütçesine yük’ gibi iddiaların temelsiz olduğunu sadece neoliberal safsatalardan ibaret olduğunu gösteriyor. Dahası sosyal harcamalar yük olamaz. Sosyal koruma harcamaları haktır” ifadelerini kullanıyor.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Merkez Direktörü Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz da TÜİK verilerinin kamu ve özel sektör tarafından yapılan sosyal koruma harcamalarının tümünü kapsadığına işaret ediyor.

Yılmaz, sosyal koruma harcamaları GSYH’ye oranı 2023’te yüzde 10,1 iken bunun yüzde 7,5’inin kamuya ait olduğu, kalan kısmın özel sosyal harcamalardan oluştuğunu söylüyor. Kamuya ait sosyal koruma harcamalarının ise yüzde 85-86’sının emekli aylıklarından oluştuğunu belirtiyor.

Kamudan emekli aylıklarına yapılan harcamaların nasıl azaldığının 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’ndan da görülebileceğine işaret eden Yılmaz, 2019’da GSYH’nin yüzde 8,5’ini oluşturan bu harcamaların 2022’de yüzde 5,2’ye kadar gerilediğini, 2023’te ise yüzde 6,4 olduğunu aktarıyor. Yılmaz’a göre bu veriler, emeklilerin refahtan pay alamadığının göstergesi.

Eurostat verilerine göre Avrupa’da sosyal koruma harcamalarının GSYH’nin ortalama yüzde 20’sini oluşturduğunu, bu harcamaları ise sadece kamunun yaptığı bilgisini veren Yılmaz, Türkiye’deki yüzde 7,5’lik oranın Avrupa’nın ayırdığı payın oldukça gerisinde olduğunu vurguluyor.

Yılmaz’a göre Türkiye’de aile ve çocuğa yapılan sosyal koruma harcamaların düşüklüğü de önemli sorunlardan biri. Yılmaz, “Avrupa’da GSYH’nin ortalama yüzde 1,7’si kadar harcama yapılırken Türkiye’de kamunun sosyal koruma harcamalarında aile ve çocuğa giden rakam GSYH’nin binde 5,5’i” diyor.

Sosyal koruma harcamalarının geleceğe ilişkin önemli bir sinyal verdiğine işaret eden Yılmaz, “Gelir eşitsizliği de dikkate alınarak, asgari ücretin ve emekli aylıklarının özellikle en alt gruplar için sosyal koruma programları ile birlikte bir harmanlanmış bir şekilde düşünülmesi, kamunun sosyal destek programları geliştirmesi gerekiyor” diye ekliyor.

Prof. Dr. Hakan Hakkı Yılmaz, Türkiye’de en yoksul yüzde 10’luk kesimin yüzde 30’unun yaşının 65’in üzerinde olduğu belirterek en yoksul hanelerin toplam kullanılabilir geliri içinde emeklilik kaynaklı transferlerin ağırlığının yüzde 46 olduğu bilgisini veriyor.

Emeklilik dışı sosyal transferlerin kullanılabilir gelir içindeki payının ise özellikle kamu sosyal transferlerinin düşüklüğü nedeniyle en yoksul dilim için yüzde 14,7 olduğunu söyleyen Yılmaz, yaklaşık üç milyon hanenin asgari ücretin altında bir gelirle yaşadığını ifade ediyor.

Yılmaz, “Emekli aylıklarının öncelikle geçimlik ücret ve enflasyon oranlarının altına belirlenmesi özellikle düşük gelirli hanelerde yoksulluğu daha derinleştirecek ve gelir dağılımını bozacak” uyarısı yapıyor.

Kamunun sosyal koruma harcamalarının Türkiye’de düşük olmasının toplamda vergi yükünün düşük olmasıyla ilişkili olduğu görüşünü paylaşan Yılmaz, “Bizim vergi yükümüz gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 17’si iken bu ortalama bir AB ülkesinde yaklaşık yüzde 23-24. Özellikle belli kesimlerden vergi toplayamadığımız için dönüp bunu da harcamaya çeviremiyoruz. Bir de harcamayı çevirirken başka şeyleri daha çok seviyoruz. İnşaat yapmak gibi” ifadelerini kullanıyor.

“Enflasyona ezdirmedik söylemi inandırıcı değil”

Prof. Dr. Aziz Çelik ise sene başında İşçi ve Bağ-Kur emeklilerine son altı ayın enflasyonu oranında (yüzde16-17) zam yapılması yasanın bir gereği olduğuna işaret ediyor. Memur emeklilerinin toplu sözleşmedeki hüküm nedeniyle bundan yaklaşık 5 puan az zam alacaklarına dikkat çeken Çelik, iktidar tarafından dillendirilen “enflasyona ezdirmedik” söyleminin inandırıcı olmadığını belirtiyor.

Enflasyonun doğru ölçülmediği görüşünü paylaşan Çelik, doğru ölçülse dahi emeklinin enflasyonuyla diğer grupların enflasyonunun aynı olmadığını, örneğin aralık ayında ortalama gıda enflasyonu 48,5 iken emeklilerin gıda enflasyonunun yüzde 67 olduğunu vurguluyor.

“Önemli olan enflasyon değil emeklilerin GSYH’den ne kadar pay aldığı” diyen Çelik, “En düşük emekli aylığı tamamlama işlemiyle 12 bin 500 TL. Bunu enflasyon oranında artırsanız ne olur? Emekli aylıkları sisteminin kendisi adaletsiz” diye ekliyor.

Paylaşın

2024 Yılında Kapanan Şirket Sayısı Yüzde 19,7 Arttı

2024 yılının ilk 111 ayında, 2023 yılının ilk 111 ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 19,7 kapanan kooperatif sayısı yüzde 3,1 arttı. Öte yandan kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 48,4 azaldı.

Haber Merkezi / Ayrıca 2024 yılının ilk 11 ayında, geçen yılın ilk 11 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 11,4 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 19,8 kurulan kooperatif sayısı yüzde 15,4 azaldı.​

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), kasım ayına ilişkin kurulan ve kapanan şirket istatistiklerini yayınladı. Buna göre, 2024’ün ilk 11 ayında, 2023’ün ilk 11 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 11,4 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 19,8 kurulan kooperatif sayısı yüzde 15,4 azaldı.

2024’ün ilk 11 ayında, 2023’ün ilk 11 ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 19,7 kapanan kooperatif sayısı yüzde 3,1 artarken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 48,4 azaldı. Kasım 2024’te, Kasım 2023’e göre kurulan şirket sayısı yüzde 3 kurulan kooperatif sayısı yüzde 19,6 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 10,1 azaldı.

Kasım 2024’te, kapanan şirket sayısı 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 8,9 kapanan kooperatif sayısı yüzde 27,5 oranında artarken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 83,9 azaldı. Bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 6,6 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 11 ve kurulan kooperatif sayısı yüzde 11,4 oranında azaldı.

Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 7,8 kapanan kooperatif sayısı yüzde 12,1 artarken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 1,1 azaldı. Kasım 2024’te kurulan toplam 10 bin 301 şirket ve kooperatifin yüzde 86,2’si limited şirket, yüzde 11,7’si anonim şirket, yüzde 2’si ise kooperatifti. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 36,8’i İstanbul, yüzde 11,5’i Ankara, yüzde 6,7’si İzmir’de kuruldu. Bu ay Bayburt’ta şirket kurulmadı.

2024 yılında toplam 105 bin 290 şirket ve kooperatif kuruldu. Bu dönemde kurulan toplam 90 bin 896 limited şirket, toplam sermayenin yüzde 64,5’ini, 11 bin 896 anonim şirket ise yüzde 35,4’ünü oluşturdu. Kasım ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, ekim ayına göre yüzde 18,3 oranında arttı.

Kasım 2024’te şirket ve kooperatiflerin 3 bin 442’si ticaret, bin 520’si inşaat ve bin 266’sı imalat sektöründe kuruldu. Kasım 2024’te kurulan gerçek kişi ticari işletmelerinin; 565’i inşaat, 475’i toptan ve perakende ticaret motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 108’i imalat sektöründendi.

Bu ay kapanan şirket ve kooperatiflerin; 938’i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 362’si imalat, 328’i inşaat sektöründendi. Bu ay kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 594’ü toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 246’sı inşaat, 153’ü imalat sektöründendi.

Kasım 2024’te kurulan 209 Kooperatifin 147’si Konut Yapı Kooperatifi 37’si İşletme Kooperatifi, 9’u Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak kuruldu.

Kasım ayında 599 yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu

Kasım 2024’te kurulan 599 yabancı ortak sermayeli şirketin 349’u Türkiye, 26’sı İran, 18’i Azerbaycan ortaklı olarak kuruldu. Kurulan 599 yabancı ortak sermayeli şirketin 77’si anonim, 522’si limited şirketti.

2024 yılında kurulan şirketlerin 873’ü Belirli bir mala tahsis edilmemiş mağazalardaki toptan ticaret, 323’ü İkamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı ve 318’i İşletme ve diğer idari danışmanlık faaliyetleri sektöründe kuruldu. Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin %75,9’unu yabancı sermayeli ortak payını oluşturdu.

Paylaşın

Merkez Bankası, Yıl Sonu Enflasyon Tahminini Yüzde 45,28’e Yükseltti

Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 44,81’den yüzde 45,28’e yükseltti. Banka yıl sonu dolar kuru tahminini ise 35,72 liradan 35,30 liraya düşürdü.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu büyüme beklentisini yüzde 3,1’den 3’e çekti. Banka, yıl sonu politika faizini ise yüzde 50’den 48,59’a çekti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Aralık Ayı Piyasa Katılımcıları Anketini açıkladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 44,81 iken, bu anket döneminde yüzde 45,28 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 27,20 iken, bu anket döneminde yüzde 27,07 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 18,33 ve yüzde 18,47 oldu.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 50,00 iken, bu anket döneminde yüzde 48,59 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 50,00 iken, bu anket döneminde yüzde 48,51 oldu.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 35,72 TL iken, bu anket döneminde 35,30 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,75 TL iken, bu anket döneminde 43,23 TL oldu.

Katılımcıların GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 3,1 iken, bu anket döneminde yüzde 3,0 oldu. GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3,2 iken, bu anket döneminde yüzde 3,1 oldu.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Tüketici Güven Endeksi 81,3’e Yükseldi

Kasım ayında 79,8 olan tüketici güven endeksi aralık ayında yüzde 1,9 oranında artarak 81,3 oldu. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Güven Endeksi Kasım 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, kasım ayında 79,8 iken aralık ayında yüzde 1,9 oranında artarak 81,3 oldu.

Alt endekslerden, mevcut dönemde hanenin maddi durumu yüzde -3,5 azalarak 63,8 seviyesine geriledi. Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi yüzde 1,6 artarak 81,9, gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde -4,0 artarak 76,8, gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi yüzde 4,1 aratarak 102,6 seviyesine yükseldi.

Tüketici güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Tüketici güven endeksi, aylık tüketici eğilim anketi ile tüketicilerin maddi durum ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülmektedir.

Anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabilmektedir. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Tüketici eğilimine ilişkin endekslerden, tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali endeksinin artması iyimser durumu, azalması ise kötümser durumu göstermektedir.

Benzer şekilde tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin düşünce ve beklenti endekslerinin artması tüketici fiyatlarında düşüş düşüncesini/beklentisini, azalması ise tüketici fiyatlarında artış düşüncesini/ beklentisini göstermektedir. İşsiz sayısı beklentisi endeksinin artması işsiz sayısında azalma beklendiğini, endeksin azalması ise işsiz sayısında artış beklendiğini ifade etmektedir.

Paylaşın

Yurt Dışı Üretici Enflasyonu Yüzde 25,19

Yurt dışı üretici enflasyonu kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 0,86 azalırken, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 22,39, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,19 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 44,56 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) Kasım 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Yurt dışı üretici enflasyonu kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 0,86 azalırken, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 22,39, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,19 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 44,56 arttı.

Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 24,18, imalatta yüzde 25,21 arttı. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 22,99, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 30,39, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 25,44, enerjide yüzde 4,19, sermaye mallarında yüzde 31,18 arttı.

Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,01, imalatta yüzde 0,82 azaldı. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 0,85, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 0,29, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 0,15, enerjide yüzde 1,91, sermaye mallarında yüzde 1,49 azaldı.

Paylaşın

Türkiye’de Evlenmenin Ortalama Maliyeti 1 Milyon Lira

Düğün organizasyonu, gelin ve damatlık, nişan yüzüğü, beyaz eşya, yatak odası ve oturma odası, küçük ev aletleri, çeyiz paketleri vesaire derken evlenmenin maliyeti 1 milyon lirayı buluyor.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum’da gerçekleştirdiği ziyarette, Gençlerle Buluşma programına katıldı. Gençlerin evlenmemesine tepki gösteren Erdoğan, “Gençler nedense evlenmiyor. Ben 25 yaşında evlendim. Ama şimdi bakıyoruz; 30, 35, 40… alıp başını gidiyor. Bir an önce evliliği yapmak lazım” demişti.

Gençlerin evlenmesinin önündeki en büyük engellerden biri ise ekonomik koşullar. İki genç evlilik yolunda ilerlemeye başladığında pek çok masrafla karşılaşıyor. Sözcü’nün yaptığı hesaba göre, gençlerin yeni bir ev kurma ve düğün masrafı olarak en ucuz harcamalarla dahi 750 bin TL ile 1 milyon TL arasında değişiyor.

İstanbul’da düğün organizasyonu 200 kişi için ufak atıştırmalıklar, ses sistemi, fotoğraf çekimi ve sade masa düzeninin olduğu paketlerde 275 bin TL’den başlıyor, 500 bin TL’ye kadar çıkıyor. Gelin ve damatlık için de ortalama 50 bin TL gerekiyor. Teklif ve nişan yüzüğünün toplam maliyeti 50 bin TL olurken, harici başka takılar da istenirse işler iyice içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor.

Bu aşamaların hepsini geçen gençler, 2+1 eve çıktıklarında ise bu kez de İstanbul’da en az 25 bin lira kira veriyor. Taşınma masraflarıyla bu tutar 100 bin TL’ye çıkıyor. Beyaz eşyalar 100 bin TL, yatak odası ve oturma odası takımı yine en düşük fiyatlarla toplamda 150 bin TL tutuyor. Küçük ev aletleri, nevresim takımları, mutfak eşyalarının yer aldığı çeyiz paketlerinin en düşük fiyatı da 25 bin TL. Hal böyle olunca da gençler ya evlenmiyor ya da evliliği ilerleyen yaşlara bırakıyor.

Bugün üniversite eğitimini tamamlayıp işe başlayan orta halli bir genç, 22-23 yaşlarında hayata borçla ve kredilerle yani birkaç sıfır eksiyle başlıyor. İşe girdiklerinde de maaşının çok büyük kısmı ile kirasını ödediği için birikim yapmak bir yana günlük hayatını kıt kanaat idame edebiliyor.

Paylaşın