Sanayi Üretimi Kasım’da Beklentileri Aştı

TÜİK’in açıkladığı verilere göre, sanayi üretimi aylık yüzde 3,3, yıllık yüzde 11,4 arttı. Bu rakamlar piyasa beklentisinin üzerinde. Ekonomistlerin medyan beklentisi aylık yüzde 0,5, yıllık yüzde 8 artıştı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım 2021 Sanayi Üretim Endeksi verilerini açıkladı.

Buna göre, sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2021 yılı Kasım ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,5, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 12,5 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,0 arttı.

Sanayi üretimi aylık yüzde 3,3 arttı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2021 yılı Kasım ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 1,6 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3,8 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,4 arttı.

Paylaşın

Genel Sağlık Sigortası Primine Yüzde 41 Zam

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 2022’de Genel Sağlık Sigortası (GSS) primini aylık 150,12 lira, emzirme ödeneğini 316 lira, cenaze ödeneğini 1.250 lira, geçici iş göremezlik ödeneğini ise günlük 166,80 lira olarak duyurdu.

Kurum’dan yapılan açıklamaya göre, sigortalı bir işte çalışmayan veya herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan kişiler, 2022’de ayda 150,12 lira Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi ödeyerek kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek.

GSS primini ödeyecek maddi gücü olmayan vatandaşların ise ikametlerinin bulunduğu yerdeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına müracaat ederek gelir testi yaptırmaları gerekecek.

Gelir testi yaptıran kişilerin aile içinde kişi başına düşen geliri brüt asgari ücretin üçte birinin altında ise GSS primleri devlet tarafından karşılanacak. Bu kişiler devlet ve üniversite hastanelerine başvurduklarında sağlık hizmetlerinden ücretsiz faydalanabilecek.

Emzirme ve cenaze destekleri de arttı

Doğum yapması halinde sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması halinde sigortalı erkeğe verilen emzirme ödeneği, yeni yılla birlikte 232 liradan 316 liraya yükseltildi.

Emzirme ödeneğinden faydalanabilmek için 4A’lı (SSK) çalışanların doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları priminin yatmış olması, 4B’li (Bağ-Kur) çalışanların ise doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları priminin yatmış olmasının yanında prim borcunun bulunmaması gerekiyor.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen ya da sürekli iş göremezlik geliri, malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken ölenlerin ve en az 360 gün prim bildirilmiş olup da ölen sigortalıların hak sahiplerine verilen cenaze ödeneği de 2022 için 1250 lira oldu.

Asgari günlük kazanç üzerinden hesaplanarak, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri nedeniyle istirahatli olan sigortalılara verilen geçici iş göremezlik ödeneği, 2022’de sigortalıların istirahatli bulundukları günlerde 166,80 lira üzerinden hesaplanacak.

Çırak ve öğrenciler için ise bu hesaplama 83,40 lira asgari üzerinden yapılacak. Bu artıştan, rapor kullanmaya 2021’de başlamış olanlar da yararlanacak.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Dünya Bankası, Türkiye’nin Büyüme Beklentisini Yarıdan Fazla Düşürdü

Dünya Bankası 2022’de Türkiye için gördüğü büyüme oranını yarıdan fazla düşürerek yüzde 2’ye çekti. Banka, Türkiye ekonomisinin 2021 için büyüme tahminin yüzde 9,5, 2022 için yüzde 2 ve 2023 için yüzde 3 olduğunu bildirdi.

Banka, Haziran 2021’de yayımladığı raporda, Türkiye ekonomisinin 2021’de yüzde 5, 2022’de yüzde 4,5 ve 2023’te yüzde 4,5 büyüyeceği tahmininde bulunmuştu. Banka, Ekim 2021’de ise tahminlerinde güncellemeye giderek, Türkiye’nin 2021’de yüzde 8,5, 2022’de yüzde 3 ve 2023’te yüzde 4 büyüyeceğini öngörmüştü.

Dünya Bankası, Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda gelişmiş ekonomiler için büyüme beklentilerini düşürdü, gelişmekte olan ekonomilerde ise ekonomik toparlanmanın yüksek borç seviyeleri, artan gelir eşitsizliği ve yeni koronavirüs varyantları nedeniyle tehdit altında olduğu uyarısı yaptı.

Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Grubu Direktörü Ayhan Köse’nin hazırladığı raporda geçen yıl yüzde 5,5 olarak kaydedilen küresel ekonomik büyümenin “belirgin” bir yavaşlamayla 2022’de yüzde 4,1’e ve 2023’te yüzde 3,2’ye gerileyeceği öngörüsünde bulunuldu. Uluslararası Para Fonunun (IMF) da 25 Ocak’ta açıklanacak raporunda ekonomik büyüme beklentilerini düşürmesi bekleniyor.

Omicron beklentileri daha da düşürebilir

Koronavirüsün hızla yayılan Omicron varyantının etkisini sürdürmesi durumunda gerilemenin daha da fazla olabileceği endişesi dile getirildi. Ayhan Köse, Reuters ajansına yaptığı açıklamada, Omicron varyantında bir tırmanışın, küresel ekonomik büyüme beklentilerini yüzde 0,7 oranında geriye çekebileceğini kaydetti.

Raporda gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde 2020’deki daralmanın ardından 2021’de ekonomik faaliyetlerde güçlü canlanma yaşandığına işaret edilirken uzun süreli enflasyon, tedarik zincirleri ve iş gücündeki süregelen sıkıntılar ve koronavirüs varyantlarının dünya çapında büyümeye olumsuz etki edebileceği uyarısında bulunuldu.

Beslenme, sağlık ve eğitimde geriye gidiş

Dünya Bankası Başkanı David Malpass, gelişmekte olan ülkelerin düşük aşılama oranı, küresel makroekonomik politikalar ve borç yükü ile bağlantılı uzun vadeli sorunlar yaşadığını belirtti. Yoksulluk, beslenme ve sağlık alanlarındaki olumsuz gidişle pandemide okulların kapatılmasının kalıcı etkilerine işaret eden Malpass, “düşük ve orta gelirli ülkelerdeki 10 yaşındaki çocuklar arasında basit bir hikayeyi okuyamayanların oranının yüzde 53’ten yüzde 70’e çıktığını” kaydetti.

2019 Aralık ayında patlak veren koronavirüs pandemisi dünya çapında 5,8 milyon kişinin ölümüne yol açtı, 300 milyon kişi Covid-19’a yakalandı. Dünya nüfusunun yüzde 59’unun en az tek doz aşı olduğu, buna karşılık düşük gelirli ülkelerde bu oranın yüzde 8,9’da kaldığı tahmin ediliyor.

Dünya Bankası Başkanı Malpass, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme oranları arasında “büyüyen bir uçurum” bulunduğunu belirterek bu durumun toplumsal gerilim ve huzursuzlukları da tetikleyebileceği uyarısı yaptı.

Büyüme beklentileri

Rapora göre ABD’de 2021’de yüzde 5,6 olan büyüme oranı 2022’de yüzde 3,7’ye ve 2023’te yüzde 2,6’ya gerileyecek. Geçen yıl yüzde 5,2 büyüyen Euro Bölgesinde ise 2022’de yüzde 4,2, 2023’te ise yüzde 2,1’lik büyüme öngörülüyor.

Gelişmekte olan ülkeler sınıfındaki en büyük ekonomi olan Çin’de de 2021’de yüzde 8 olarak kaydedilen büyüme oranının 2022’de yüzde 5,1, 2023’te yüzde 5,3 olması bekleniyor.

Genel olarak gelişmekte olan ülkelerin genelinde ise 2021’deki yüzde 6,3’lük büyüme oranı 2022’de yüzde 4,6’ya ve 2023’te yüzde 4,4’e gerileyecek.

Türkiye tahminleri

Dünya Bankası 2022’de Türkiye için gördüğü büyüme oranını yarıdan fazla düşürerek yüzde 2’ye çekti. Banka, Türkiye ekonomisinin 2021 için büyüme tahminin yüzde 9,5, 2022 için yüzde 2 ve 2023 için yüzde 3 olduğunu bildirdi.

Dünya Bankası, Haziran 2021’de yayımladığı raporda, Türkiye ekonomisinin 2021’de yüzde 5, 2022’de yüzde 4,5 ve 2023’te yüzde 4,5 büyüyeceği tahmininde bulunmuştu. Banka, Ekim 2021’de ise tahminlerinde güncellemeye giderek, Türkiye’nin 2021’de yüzde 8,5, 2022’de yüzde 3 ve 2023’te yüzde 4 büyüyeceğini öngörmüştü.

“Sert iniş” riski artıyor

Ayhan Köse de gerekli finansmanı sağlamadaki seçeneklerin sınırlı oluşu, sürekli enflasyon baskısı ve artan mali kırılganlıklar nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin “sert iniş” yaşama riskinin yükseldiğini belirtti.

Artan faiz oranlarının ek riskleri beraberinde getirdiğine işaret eden Köse, özellikle de ABD ve diğer büyük ekonomilerin faiz oranlarını beklenenden aylar önce, ilkbaharda yükseltmesi durumunda ekonomik büyüme tahminlerinin de olumsuz etkilenebileceğini kaydetti.

Köse, pandemi nedeniyle toplam küresel borçların son 50 yılın en yüksek seviyelerine çıktığını belirterek borçların yeniden yapılandırılmasının hızlandırılması için ortak çaba gerektiğini kaydetti.

Dünya Bankası raporunda enflasyondaki hızlı artışa dikkat çekilerek enflasyon oranlarının gelişmiş ekonomilerde 2008, gelişmekte olan ekonomilerde 2011 sonrasının en yüksek seviyelerine çıktığı ve bu durumun özellikle düşük gelirlileri olumsuz etkilediği vurgulandı.

(Kaynak: DW Türkçe ve Euronews Türkçe)

Paylaşın

Kademeli Elektrik Faturası Yurttaşı ‘Çarptı’

Elektrikte ‘kademeli zammın’ ilk faturaları yurttaşa ulaşmaya başladı. Tüketimin büyük bir bölümü aralık ayında olmasına karşın zamlı yeni tarifeden hesaplanan faturalarda ‘düşük, yüksek kademe’ detayları da gösterildi.

Zammın 1 Ocak’ta yürürlüğe girmesine, sayaçların ise 8 Ocak’ta okunmasına karşın aileler beklenildiği gibi yüzde 125 zam gelen ikinci tarifeye girdi. Gelen faturalara göre bazı ailelerin faturalarında 50, bazı ailelerin faturalarında da 100 liraya yakın artış oldu.

Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Çakır’ın haberine göre Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu üyesi Olgun Sakarya, yüzde 125’lik artışın ‘örtülü zam’ olduğuna işaret ederek “Genel olarak bir ailenin ikinci kademeye girmemesi mümkün değil. Toplumu bu zamlarla büyük bir yük altına soktular. Normal yaşam koşullarında biz aylık 230 kWh’i baz alıyoruz. 30 günlük dönem için eski fatura 210.60 liraydı. Şimdi 370.80 liraya çıkıyor” diye konuştu.

Üç zamanlı aldatmaca

Sakarya, yurttaş için başka bir sakıncaya da dikkat çekti. Bazı meskenlerin üç zamanlı tarifeyi seçtiklerine işaret eden Sakarya, “Tamamı için zam oranı yüzde 125. İnsanlar üç zamanlı tarifeyi seçince sanki tasarruf edeceğini düşünüyor. Oysa EPDK daha önce gece tarifesine ciddi oranda zam yaptı. Ayrıca insanlar bütün hayatını geceye aktaramaz ki. Meskenler tarife seçerken çok iyi irdelemeli” dedi.

Paylaşın

Batık Krediler 200 Milyar Liraya Yaklaştı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre, izlemedeki krediler 450 milyar liraya yükselirken bu kredilerin bir bölümünün gelecek 3-4 ayda donuk alacağa dönüşeceği ve bu miktarın 200 milyar liraya doğru gideceğine dikkat çekiliyor.

BDDK verilerine göre, Kasım 2021’de bankaların sektörlere kullandırdığı toplam nakdi kredi miktarı bir önceki yıla göre yaklaşık 1 trilyon 170 milyar TL artışla 4 trilyon 944 milyar liraya yükseldi. Bankaların batık kredi oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artışla 150 milyar 305 milyon liradan 159 milyar 943 milyon liraya yükseldi.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre, yakın izlemedeki krediler 450 milyar liraya yükselirken bu kredilerin bir bölümünün gelecek 3-4 ayda donuk alacağa dönüşeceği ve bu miktarın 200 milyar liraya doğru gideceğine dikkat çekiliyor.

BDDK’nin verilerine göre en fazla kredi batıran sektörler ise şöyle:

Perakende ikinci oldu

Miktar olarak en fazla krediyi son bir yılda inşaat sektörü batırdı. Toptan ve perakende ticaret, motorlu araçlar servis hizmeti sektöründe takipteki kredi miktarı 23 milyar 774 milyon lira oldu. Geçen yıl aynı dönemde bu miktar 24 milyar 110 milyon liraydı. Perakende sektörü takipteki kredinin en fazla olduğu ikinci sektör oldu.

2020 Kasım döneminde imalat sanayisinde takipteki kredi miktarı 27 milyar 832 milyon lirayken geçen yılın aynı döneminde bu miktar 23 milyar 417 milyon liraya indi. Bu rakamla imalat sanayisi en fazla takipteki kredi miktarı olan sektörler arasında üçüncü oldu.

Turizm sektöründe son bir yılda batık kredi miktarı 785 milyon liralık artışla 8 milyar 262 milyon liraya yükseldi. Bu dönemde taşımacılık, depolama ve haberleşme sektöründe takipteki kredi miktarı 6 milyar 901 milyon lira olurken tarım sektöründeki batık miktarı ise 4 milyar 416 milyon liraya çıktı.

Paylaşın

‘Kur Korumalı Mevduat Hesabı’ndan Şirket Ve Kurumlar Da Yararlanabilecek

Döviz ve altın hesaplarının Türk Lirası mevduata dönüşüm esaslarında değişiklik yapıldı. Merkez Bankası’nın hazırladığı tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebiğe göre şirket ve kurumlar da artık döviz hesaplarını TL mevduata dönüştürebilecek. Tüzel kişiler 6 ay veya 1 yıl vadeli TL mevduat hesabı açabilecek.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından döviz hesaplarının Türk Lirası mevduata dönüşümün esaslarında değişiklik yapılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre şirket ve kurumlar da döviz hesabını TL mevduatadönüştürmeleri halinde mevduat ve katılım fonu sahiplerine destek sağlanacak. Tüzel kişiler 6 ay veya 1 yıl vadeli TL mevduat hesabı açabilecek.

Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Resmi Gazete’nin 11 Ocak 2022 tarihli nüshasında yayımlandı. Tebliğin amacı, “yurt içi yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin döviz tevdiat hesaplarının ve döviz cinsinden katılım fonlarının Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüşmesi halinde mevduat ve katılım fonu sahiplerine sağlanacak desteğe ilişkin usul ve esasları düzenlemek” olarak ifade edildi.

Tebliğde “Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin 20/12/2021 tarihinde mevcut olan, yurt içi yerleşik tüzel kişilerin ise 31/12/2021 tarihinde mevcut olan ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri, hesap sahibinin talep etmesi halinde dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilir” denildi.

Uygulamadan “Bankalar ve Merkez Bankasınca belirlenen diğer mali kuruluşlar hariç olmak üzere Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan tüzel kişiler” yararlanabilecek.

Paylaşın

IMF’den Gelişmekte Olan Ülke Ekonomilerine ‘Türbülans’ Uyarısı

ABD Merkez Bankası Fed faiz artırımına hazırlanırken ve küresel ekonomik büyümenin Omicron varyantı nedeniyle yavaşlaması beklenirken, Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) gelişmekte olan ülke ekonomilerini “zor zamanların” beklediği uyarısı geldi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) 25 Ocak’ta güncellenmiş ekonomik tahminlerini yayımlamaya hazırlanırken, küresel ekonominin bu yıl ve gelecek yıl pandeminin etkilerinden toparlanmaya devam etmesinin beklendiğini açıkladı.

Ancak IMF ekonomistleri Stephan Danninger, Kenneth Kang ve Helene Poirson tarafından yapılan değerlendirmede “pandeminin yeniden güçlenerek ekonomik büyümeye yönelik riskleri artırdığının” altı çizildi.

Aralık ortasında bu yana büyük bir hızla yayılan Omicron varyantı nedeniyle Covid vaka sayıları katlanarak artıyor. Omicron önceki varyantlara göre hastalığın daha hafif geçirilmesine neden olsa da ülkelerin vaka sayıları sebebiyle kısıtlamalara gitmesi ekonomilere darbe vuruyor.

“Türbülansa hazırlıklı olun”

IMF ekonomistleri “Bu durumun Fed’in daha hızlı parasal sıkılaştırmaya gitmesi ile kesişmesi riski düşünüldüğünde, gelişmekte olan ülke ekonomileri ekonomik türbülans potansiyeline karşı hazırlıklı olmalı” diyerek gelişmekte olan ülkelerin yüksek enflasyon ve kamu borcuyla da karşı karşıya olduğuna da dikkat çekti.

Fed, ABD’de büyümenin lokomotifi olan hane halkı ve tüketimi vuran enflasyona karşı koymak için faizleri planlanandan daha hızlı ve sert artırabileceğinin işaretlerini vermişti. Faizlerin yükselmesi dolara endeksli borcu olan gelişmekte olan ülke ekonomilerinin finansman maliyetlerinin artması anlamına geliyor.

IMF bu ülkelerin küresel ekonomik büyümenin gerisinde kaldığını belirterek ek maliyetler konusunda daha duyarlı olabileceğini kaydetti.

IMF “Dolar borçlanma maliyetleri birçoğu için düşük olsa da yerel enflasyon ve istikrarlı yabancı finansman endişeleri geçen yıl Brezilya, Rusya ve Güney Afrika gibi birçok gelişmekte olan ülkenin faiz artırmasına neden oldu” dedi.

Aynı değerlendirmede Fed’in hızlı bir şekilde faiz artırmasının finansal piyasaları sarsmasına ve küresel ölçekte finansman koşullarının daralmasına neden olabileceği belirtildi.

“Sermaye kaçışına neden olabilir”

Bu durumun ABD’de talebin ve ticaretin yavaşlamasına, ayrıca gelişmekte olan ülkelerden sermaye kaçışına ve ülke para birimlerinin değer kaybetmesine neden olabileceği de kaydedildi.

IMF gelişmekte olan ülkelerin “mevcut koşullarını ve hassasiyetlerini” dikkatte alarak bu duruma nasıl karşı koyacaklarına dair hazırlık yapmalarını tavsiye etti.

IMF enflasyonla mücadele etmek için faiz artıran merkez bankalarının da “net ve tutarlı bir iletişim” kullanmalarıyla fiyat istikrarının gereğinin insanlar tarafından daha iyi anlaşılabileceğinin altını çizdi.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: İşsiz Sayısı Sadece 3.7 Milyon Kişi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım 2021 dönemine ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı. Açıklanan verilere göre Türkiye genelinde işsiz sayısı, geçen yılın Kasım’ında bir önceki aya göre 39 bin kişi artarak 3 milyon 777 bin kişiye çıktı.

İşsizlik oranı önceki ayla aynı kaldı ve yüzde 11,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı geçen yılın aynı ayına göre ise 1,8 puan azaldı.

İstihdam edilenlerin sayısı Kasım’da bir önceki aya göre 228 bin kişi artarak 29 milyon 855 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puanlık artış ile yüzde 46,6 oldu.

İşgücü de bir önceki aya göre 267 bin kişi artarak 33 milyon 632 bin kişiye çıktı. İşgücüne katılma oranı 0,4 puanlık artış ile yüzde 52,5 seviyesinde gerçekleşti.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,7 puan artarak yüzde 22,3, istihdam oranı 0,1 puanlık artışla yüzde 33,2 oldu.

Kadınlarda ise işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,6 arttı. 32 Milyon 280 bin kişilik kadın nüfusunun sadece 11 milyonu işgücüne dahil. 1 milyon 597 bin de işsiz kadın var.

İstihdamın yüzde 55,2’si hizmet sektöründe 

Kasım’da istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 49 bin kişi, sanayi sektöründe 73 bin kişi, inşaat sektöründe 10 bin kişi, hizmet sektöründe 96 bin kişi arttı.

İstihdam edilenlerin yüzde 17,1’i tarım, yüzde 21,6’sı sanayi, yüzde 6,1’i inşaat, yüzde 55,2’si ise hizmet sektöründe yer aldı.

Kasım’da sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı ayına göre 0,7 puan azalarak yüzde 29 olarak gerçekleşti.

Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,2 puan azalarak yüzde 17,9 oldu.

Paylaşın

Euro Bölgesi’nde Enflasyon Yüzde 5’le Rekor Tazeledi

Avrupa İstatistik Ofisi’nin verilerine göre 19 üyeli Euro Bölgesi’nde Aralık’ta yıllık enflasyon yüzde 5 ile 1997’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Euro Bölgesi’nde ülkeler bazında en yüksek enflasyon ise yüzde 10,7 ile Litvanya ve yüzde 12 ile Estonya’da ölçüldü.

Euro Bölgesi’nde yıllık enflasyon Aralık ayında beklentileri aşarak yüzde 5 olarak kaydedildi. Enerji fiyatlarındaki artışla Kasım’da yüzde 4,9 olarak ölçülen yıllık enflasyon artış trendini sürdürmüş oldu.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan son enflasyon verisi, Avrupa Birliği’nde para birimi olarak euroyu kullanan 19 ülkenin dahil olduğu Euro Bölgesi’nde bugüne kadar ölçülmüş en yüksek yıllık enflasyon.

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yıllık enflasyon hedefi yüze 2 seviyesindeydi. Yüksek enflasyon oranlarının geçici olduğunu savunan ECB fiyat artışlarının 2022’de zirve yaptıktan sonra 2023’te düşmeye başlayacağını savunuyor.

Avrupa’da en yüksek fiyat artışı enerjide

Aralık’ta yıllık bazda en fazla artış yüzde 26 ile enerji fiyatlarında gerçekleşti. Enerjiyi, yüzde 3,2 ile gıda, alkol ve tütün ürünleri, yüzde 2,9 ile enerji dışı sanayi ürünler ve yüzde 2,4 ile hizmetler izledi.

Ülkelere bakıldığında ise büyük ekonomiler arasında yıllık enflasyon İspanya’da yüzde 6,7, Hollanda’da yüzde 6,4, Almanya’da da yüzde 5,7 olarak ölçüldü. Enflasyon Fransa’da 3,4, İtalya’da yüzde 4,2, Belçika’da 6,5 oldu.

Almanya’da sanayi kış uykusuna yatabilir

Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’da ekonomik yavaşlama bir süredir istatistiklere yansıyordu. Aralık ayında üretimde yüzde 1’lik artış beklentisine rağmen yüzde 0,2 oranında düşüş kaydedildi.

ING’den uzman ekonomist Carsten Brezeski, Almanya ekonomisinde bu yavaşlamanın süreceğini belirterek, “Pandemide dördüncü dalga ve Omicron varyantı sanayi faaliyetlerini kış uykusuna yatıracaktır” dedi.

Euro Bölgesi’nde ülkeler bazında en yüksek enflasyon ise yüzde 10,7 ile Litvanya ve yüzde 12 ile Estonya’da ölçüldü.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

2021’de 95 Milyar TL’lik Özelleştirme Yapıldı

Rekabet Kurumu 2021 Yılı Birleşme ve Devralma Görünüm Raporu yayımlandı. Rapora göre, yıl boyunca toplam 95 milyar TL bedelle yedi özelleştirme yapıldı. İşlemlerden 3 adedi “elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı” alanında gerçekleşirken, “havalimanı işletmeciliği”, “liman işletmeciliği”, “yat limanı işletmeciliği” ve “kargo ve lojistik firmaları tarafından paket ve koli gibi kargoların taşınması ve dağıtımı faaliyetleri” alanlarında da birer adet özelleştirme yapıldı.

En yüksek özelleştirme bedeli yaklaşık 89,3 milyar TL ile “havalimanı işletmeciliği” alanında gerçekleşti. Rekabet Kurumu’nun 2021’de karara bağladığı birleşme, devralma ve özelleştirme işlemlerine ait veriler çerçevesinde hazırladığı raporda başlıca şu tespitlere yer verildi:

2021 yılında Rekabet Kurumu tarafından toplam 309 adet birleşme, devralma ve özelleştirme işlemi incelenmiştir.
Özelleştirmeler hariç olmak üzere, bu işlemlerden 118’inde hedef şirket Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş (Türkiye kökenli) şirketlerdir. Bildirilen bu işlemlerin toplam işlem bedeli yaklaşık 42 milyar 568 milyon TL’dir. Aynı dönemde toplam işlem bedeli yaklaşık 95 milyar TL olan 7 özelleştirme işlemi incelenmiştir. Böylelikle 2021 yılında Türkiye kökenli şirketler için 125 işlemde öngörülen toplam işlem bedeli yaklaşık 137,5 milyar TL düzeyindedir.

2021 yılında hedef şirketin Türkiye kökenli olduğu birleşme ve devralmalar içinde en çok işlem, 14 işlem adediyle “elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı” alanında; en yüksek işlem değeri ise yaklaşık 3,7 milyar TL ile “plastikten paketleme malzemeleri imalatı” alanında yaşandı.

Aynı dönemde incelenen 7 özelleştirme işlemi içinde de işlem sayısı bakımından 3 adetle “elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı” alanı öne çıkarken; bildirilen en yüksek bedelli özelleştirme işlemi yaklaşık 89,3 milyar TL ile “havalimanı işletmeciliği” alanında oldu.

2021 yılında yabancı yatırımcılar tarafından 50 ayrı birleşme ve devralma işleminde Türkiye kökenli şirketlere yatırım yapılması öngörüldü. Yabancı yatırımcılar arasında işlem bazında yapılan sıralamaya göre ilk sırada on işlem ile Lüksemburg kökenli yatırımcılar yer aldı. Hedef şirketin Türkiye kökenli olduğu bu işlemlerde yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirileceği bildirilen yatırım tutarı yaklaşık 22 milyar TL’dir. Aynı dönemde incelenen bir adet özelleştirme işleminde işlem tarafları yabancı yatırımcılar olup işlem bedelinin 89,3 milyar TL olduğu bildirildi.. Özelleştirmeler de dâhil edildiğinde, 2021 yılında yabancı yatırımcılar tarafından 51 işlemde Türkiye kökenli şirketler için öngörülen toplam yatırım tutarının yaklaşık 111,3 milyar TL olduğu bildirildi.

2021 yılında ayrıca, yabancıların yurt dışında gerçekleştirdikleri 173 birleşme ve devralma işlemi incelenmiştir. Türkiye kökenli şirketlere doğrudan yatırım öngörülmeyen bu işlemlerde, bildirilen toplam işlem bedeli 5 trilyon 654 milyar TL’dir.

51’i Türkiye’de ve 173’ü yurtdışında olmak üzere, yabancı yatırımcıların 2021 yılında küresel düzeyde gerçekleştirmeyi planladıkları toplam 224 işlem ekonomik faaliyet alanlarına göre işlem bedeli baz alınarak sıralandığında, dünya genelinde yatırım yapılan sektörlerden öne çıkanlar şu şekildedir:

  • Finansal hizmetler
  • Kimyasal ürünlerin imalatı
  • Programcılık ve yayıncılık faaliyetleri
  • Makine ve ekipman imalatı
  • Temel eczacılık ürünleri imalatı

2021 yılında Rekabet Kurulu, birleşme ve devralma işlemlerini son bildirim tarihinden ortalama 11 gün sonra karara bağlandı.

Rekabet Kurumu nedir, ne yapar?

Rekabet Kurumu, rekabet ortamının sağlanması, geliştirilmesi ve korunması misyonu ile kurulmuş ve 5 Kasım 1997 tarihinde faaliyete başlamış bir kamu kurumudur.

Rekabet kültürünü ve ortamını yaygınlaştırmak, kamunun karar ve eylemlerinin rekabetçi anlayış çerçevesinde oluşturmak için gerekli tasarruflarda bulunur. Rekabet hukukunun gelişmesine katkılar sağlar. Rekabetin iktisadı ve politikalarını geliştirmek veya korumak için gerekli araştırmaları yapar. Yeni rekabet politikaları oluşturur, geliştirir ve bu yönde katkılarda bulunur.

Rekabet Kurumu’nun temel amacı; 7 Aralık 1994 tarihinde kabul edilen 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanmasıdır. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlıdır. Kurum’un verdiği kararlar Danıştay’ın denetimine tabidir.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın