İstanbul’da Enflasyon 19 Yılın Zirvesinde!

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre İstanbul’da perakende fiyatlarında yıllık enflasyon Ocak’ta yüzde 50,91 seviyesine yükseldi. Bu 2002’den bu yana yıllık enflasyonda görülen en yüksek seviye.

Haber Merkezi / İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ocak ayına ilişkin fiyat endekslerini açıkladı. Açıklanan verilere göre İstanbul’da perakende fiyatlarda yıllık enflasyon Ocak’ta yüzde 50,91 seviyesine yükseldi. Bu 2002’den bu yana yıllık enflasyonda görülen en yüksek seviye.

Verilere göre; Ocak 2022’de perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 26,69, Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalar grubunda 21,51, Konut Harcamalarında yüzde 17,19, Gıda Harcamalarında yüzde 13,81, Ev Eşyası harcamalarında yüzde 10,24, Diğer Harcamalarında yüzde 6,87, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 5,28 artış görülmüş, Giyim Harcamalarında yüzde -0,39 azalış görülmüştür.

Yine açıklanan verilere göre; Ocak 2022’de toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 20,43, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 9,82, İnşaat Malzemeleri Grubunda yüzde 7,22, Mensucat Grubunda yüzde 2,15, Madenler Grubunda yüzde 1,44, artış, İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde -6,53, Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde -0,04, azalış görülmüştür.

İTO Ücretliler Geçinme Endeksi Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 34,18 artış göstermişti. Ocak’ta aylık bazda yükseliş de yüzde 13,78 oldu.

Paylaşın

Euro Bölgesi’nde Ekonomik Büyüme yavaşladı

2021 genelinde olumlu seyreden Euro Bölgesi ekonomik büyümesi yıl sonunda yavaşladı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan uzmanlar ekonomik büyümede bir azalmanın sürpriz olmadığını kaydettiler.

Euro Bölgesi’nde ekonomik büyüme, Omicron varyantının etkisini yoğun olarak hissettirdiği, 2021 yıl sonu döneminde yavaşlama gösterdi.

Avrupa İstatistik Ofisi’nin Pazartesi açıkladığı geçici verilere göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) Ekim-Aralık ayları arasında bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 arttı.

Reuters’e konuşan uzmanlar ekonomik büyümede bir azalmanın sürpriz olmadığını kaydettiler. Yaz aylarında GSYİH yüzde 2,3 artış saptanırken, 2021 yılı genelinde ise ön tahminlere göre Euro Bölgesi ekonomisi yüzde 5,2 oranında büyüdü.

Ancak ekonomik büyümede görülen bu olumlu seyir 2021 sonunda kötüleşti. Tedarik sorunları, yükselen fiyatlar ve koronavirüsün yeni mutantı Omicron’un ortaya çıkışı ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi.

2021’in son çeyreğine ait GSYİH verilerinin mevcut olduğu Euro Bölgesi ülkeleri arasında İspanya artı yüzde 2,0, ardından Portekiz artı yüzde 1,6 ile en yüksek ekonomik büyüme oranını yakaladı. Düşüşler ise Avusturya’da eksi yüzde 2,2, Almanya eksi yüzde 0,7 ve Letonya’da eksi yüzde 0,1 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Hükümete ‘Açık Mektup’

Hükümete açık mektup gönderen Merkez Bankası, mektubunda, 2021 yıl sonu enflasyonunun hedef aralığının üzerinde gerçekleştiği belirterek, kısa vadeli geçici kazanımlar yerine uzun vadeli ve kalıcı çözüm önerisinde bulundu.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2021’de yüzde 5 hedeflenen ancak yüzde 36 olarak gerçekleşen enflasyonla ilgili hükümete açık mektup gönderdi. Merkez Bankası bu noktada hedeflenen enflasyonla gerçek arasındaki farka vurgu yaptı.

Mektupta, enflasyonun hedeften sapmasının nedenleri ile hedefe ulaşmak için alınan ve alınması gereken önlemler yer aldı. Mektupta, Merkez Bankası’nın sürdürülebilir fiyat istikrarını hedefleyen bir çerçevede, kısa vadeli geçici kazanımlar yerine uzun vadeli ve kalıcı başarı sağlayacak şekilde geniş kapsamlı bir temel para politikası gözden geçirme sürecini başlatmış bulunmakta olduğu belirtildi.

Son enflasyon raporunda tanıtılan liralaşma stratejisine vurgu yapılan mektupta şu ifadeler kullanıldı:

“TCMB sürdürülebilir fiyat istikrarını hedefleyen bir çerçevede, kısa vadeli geçici kazanımlar yerine uzun vadeli ve kalıcı başarı sağlayacak şekilde geniş kapsamlı bir temel para politikası gözden geçirme sürecini başlatmış bulunmakta, liralaşma stratejisi bu sürecin asli unsurunu oluşturmaktadır.

Liralaşmanın, orta ve uzun vadede enflasyonla mücadelede para politikası araçlarına vereceği destek üç kanalla gerçekleşecektir.

Birincisi, kur korumalı hesaplar ve benzeri araçlar ile Türk lirası tasarruflar teşvik edilecek ve getirilerinin alternatiflerine göre geride kalmasına izin verilmeyecektir. Kur korumalı tasarruf araçlarının, yıllardır çözüme kavuşturulamayan çok kısa vadeli mevduat yapısının vade uzatımı dönüşümüne de destek olacağı daha şimdiden anlaşılmaktadır. Zorunlu karşılıklar ve kur korumalı mevduat kararlarımız ile liralaşma sürecinin orta vadede fiyat istikrarına kalıcı katkı sağlamasını beklemekteyiz.

İkincisi, TCMB likidite ve karşılık operasyonlarında Türk lirası araçlara geçişin kademeli bir şekilde yönetilmesidir. Para takas işlemlerinin toplam fonlama içerisindeki payının azaltılması başta olmak üzere, Türk lirasına erişimde Türk lirası cinsi teminat ve araçlar önceliklendirilecektir. Zorunlu karşılık politikalarında da bu ilke gözetilecektir.

Üçüncüsü, enflasyon ile mücadelede üretim kapasitesini geliştirerek kalıcı kazanımlar sağlayabilmek için, cari dengeyi destekleyen ve Döviz kazandırıcı sektörlere yönelik fonlama ihtiyaçlarının uygun vadelerle lira cinsinden karşılanabilmesi önem arz etmektedir. Söz konusu hedeflere odaklanmış kredilerin desteğiyle üretimin finansmanında dış borçlanmaya bağımlılık en aza indirilerek, kurların serbest piyasa koşullarında ve ekonomik temeller etrafında uzun dönemli istikrarı için gerekli koşullar sağlanacaktır.

Fiyat istikrarını sağlayacak ve sürdürecek adımların başarısı için ekonomi politikaları arasındaki uyum ve toplumsal mutabakatın mümkün olan en geniş tabanda oluşturulması gereklidir. Bu bağlamda, sürdürülebilir fiyat istikrarı için başarı potansiyeli her zamankinden fazladır. Mali disiplin duruşunun enflasyonla mücadeleye verdiği desteğin yüksek olması beklenmektedir. Vergilendirme stratejilerinin fiyat istikrarı hedefleriyle tam uyumlu hale getirilmesi ve ticarette fiyat rekabetini engelleyen unsurlara karşı Kamunun denetim, gözetim ve düzenleme kapasitelerinin etkin kullanımı; fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilebilmesi için önemini korumaya devam edecektir.”

Paylaşın

Türk-İş Açıkladı: Açlık Sınırı 4 Bin 250 TL’ye Yükseldi

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından yayımlanan Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasına göre 4 bin 249 lira 95 kuruş olarak belirlenen dört kişilik bir ailenin açlık sınırı yılın ilk ayında asgari ücreti yakaladı.

Haber Merkezi / Rapora göre ocak ayında gıda enflasyonu yüzde 3,71 olurken yıllık bazda yüzde 59,67 oldu. TÜİK verilerine göre aralık ayında enflasyon yüzde 36 olarak hesaplanmıştı. Yılık ilk ayı ocak içinse enflasyonun yüzde 50’ye yakın olması bekleniyor. Türk-İş’e göre 20 Aralık sonrası yeniden değer kazanan Türk lirasının olumlu etkisi market ve pazarlara yansımadı.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ‘geçim şartlarını’ ortaya koymak için her ay düzenli olarak yaptığı ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın Ocak sonuçlarını yayınladı.

Araştırmaya göre açlık sınırı, Ocak itibariyle 4250 lira olarak belirlenen asgari ücrete yetişti.

  • Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 4 bin 249 TL’ye,
  • Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 13 bin 843 TL’ye,
  • Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 5 bin 587 TL’ye yükseldi.

Aralık’ta açlık sınırı 4 bin 13 TL, yoksulluk sınırı 13 bin 72 TL, bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de 4 bin 926 TL’ydi.

Türk-İş raporda “Aralık’ta ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ programı ile dövizde sert bir düşüş yaşansa da haftalar içinde Türk lirası yeniden değer kaybetmeye başladı. Aralık itibariyle gıda sepetinin genelinde yüksek artış gözlemlenmişti. Ancak daha sonraki günlerde, takip edilen bazı ürünlerin fiyatında gerileme olurken bir kısmının fiyatı değişmedi. Döviz kurlarının son büyük zirvesinden sonra geçen ay yüzde 25’e yakın bir artış gören gıda fiyatlarında, yeniden değer kazanan Türk lirasının olumlu etkisi market ve pazarlara neredeyse hiç yansımadı. Ülkenin en önemli gündemi, bu ay da arka arkaya gelen fiyat artışları oldu. Akaryakıta, elektriğe, doğalgaza, toplu ulaşıma gelen zamlarla işçi ve ailesinin önemli ve çoğu zaman tek geliri olan asgari ücretle geçimi daha da zorlaştı” diye yazdı.

Türk-İş Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin ‘gıda için’ yapması gereken asgari harcama tutarının Ocak’ta bir önceki aya göre yüzde 3,71 arttığını, son 12 ayda artışın yüzde 59,67 olduğunu ortaya koydu. Sadece sütün litre fiyatının 12 TL’lere çıktığına vurgu yaptı.

Bununla birlikte yetişkin bir erkeğin gıda harcaması 1290 TL’ye, yetişkin kadın gıda harcaması 998 TL’ye, 15–19 yaş grubu çocuğun gıda harcaması 1273 TL’ye ve 4–6 yaş grubu çocuk gıda harcaması da 686 TL’ye yükseldi.

Paylaşın

İhracat 2021’de Yüzde 32,8 Arttı

Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun dış ticaret verilerine göre Genel Ticaret Sistemi (GTS) kapsamında ihracat, geçen ay bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,9 artarak 22 milyar 278 milyon dolar, ithalat da yüzde 29,9 yükselerek 29 milyar 70 milyon dolar oldu.

Haber Merkezi / Dış ticaret açığı, Aralık 2021’de yıllık bazda yüzde 49,3 artışla 6 milyar 792 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı Aralık 2020’de yüzde 79,7 iken geçen ay yüzde 76,6 olarak kayıtlara geçti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ‘Aralık 2021 Dış Ticaret İstatistikleri’ni açıkladı Buna göre,  ihracat 2021 yılı Aralık ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,9 artarak 22 milyar 278 milyon dolar, ithalat yüzde 29,9 artarak 29 milyar 70 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2021 yılı Ocak-Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 32,8 artarak 225 milyar 291 milyon dolar, ithalat yüzde 23,6 artarak 271 milyar 424 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Aralık ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat yüzde 22,2, ithalat yüzde 23,2 arttı

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2021 Aralık ayında yüzde 22,2 artarak 17 milyar 125 milyon dolardan, 20 milyar 925 milyon dolara yükseldi. Aralık ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 23,2 artarak 17 milyar 535 milyon dolardan, 21 milyar 596 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Aralık ayında 671 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 22,7 artarak 42 milyar 521 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 96,9 oldu.

Dış ticaret açığı Aralık ayında yüzde 49,3 arttı

Aralık ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,3 artarak 4 milyar 550 milyon dolardan, 6 milyar 792 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 Aralık ayında yüzde 79,7 iken, 2021 Aralık ayında yüzde 76,6’ya geriledi.

Ocak-Aralık döneminde dış ticaret açığı yüzde 7,5 azalarak 49 milyar 879 milyon dolardan, 46 milyar 133 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 Ocak-Aralık döneminde yüzde 77,3 iken, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 83,0’a yükseldi.

Aralık ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,9 oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2021 Aralık ayında imalat sanayinin payı yüzde 93,9, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,0, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu. Ocak-Aralık döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,2, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,8 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2021 Aralık ayında ara mallarının payı yüzde 79,3, sermaye mallarının payı yüzde 13,1 ve tüketim mallarının payı yüzde 7,4 oldu. İthalatta, 2021 Ocak-Aralık döneminde ara mallarının payı yüzde 77,4, sermaye mallarının payı yüzde 13,2 ve tüketim mallarının payı yüzde 9,2 oldu.

Aralık ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Aralık ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 781 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 520 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 336 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 169 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 157 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 32,2’sini oluşturdu.

Ocak-Aralık döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 19 milyar 321 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 14 milyar 722 milyon dolar ile ABD, 13 milyar 704 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 11 milyar 475 milyon dolar ile İtalya ve 11 milyar 133 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 31,2’sini oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Aralık ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 3 milyar 390 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 156 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 17 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 452 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 133 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 38,3’ünü oluşturdu.

Ocak-Aralık döneminde ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Çin’den yapılan ithalat 32 milyar 240 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 28 milyar 959 milyon dolar ile Rusya, 21 milyar 757 milyon dolar ile Almanya, 13 milyar 151 milyon dolar ile ABD, 11 milyar 562 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 39,7’sini oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat yüzde 3,8 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 3,8, ithalat yüzde 3,6 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2021 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 25,3, ithalat yüzde 30,1 arttı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Aralık ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,9’dur. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,6’dır. Ocak-Aralık döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,5’dir. Ocak-Aralık döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,0’dır.

Aralık ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 69,2’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 11,5’tir. Ocak-Aralık döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 75,9’dur. Ocak-Aralık döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,4’tür.

Özel ticaret sistemine göre ihracat 2021 yılı Aralık ayında 21 milyar 171 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2021 yılı Aralık ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,2 artarak 21 milyar 171 milyon dolar, ithalat yüzde 30,3 artarak 27 milyar 420 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Aralık ayında dış ticaret açığı yüzde 51,4 artarak 4 milyar 126 milyon dolardan, 6 milyar 249 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 Aralık ayında yüzde 80,4 iken, 2021 Aralık ayında yüzde 77,2’ye geriledi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2021 yılı Ocak-Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33,0 artarak 213 milyar 676 milyon dolar, ithalat yüzde 24,4 artarak 260 milyar 679 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Aralık döneminde dış ticaret açığı yüzde 3,8 azalarak 48 milyar 878 milyon dolardan, 47 milyar 4 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 Ocak-Aralık döneminde yüzde 76,7 iken, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 82,0’a yükseldi.

Paylaşın

Döviz Kuru Hedefi ‘Kur Korumalı Mevduat’ Sahiplerini Vurabilir

Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda 2022 yıl sonu enflasyon tahmini, neredeyse iki katına çıkarılarak, yüzde 11,8’den yüzde 23,2’ye yükseltildi. Raporda öngörülen hedeflerin, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıkladığı rakamlarla büyük fark gösterdiği de dikkat çekti.

Erdal Sağlam’ın DW Türkçe için kaleme aldığı analizine göre; Enflasyon Raporu’nda yer alan hedefleri inceleyen uzmanlar, -açıkça yazılı olmasa bile- 13,5 TL’lik dolar kurunun yılın ilk yarısında devam edeceği varsayımı bulunduğunu belirttiler. Bunun yanında yıllık büyüme konusunda ise yüzde 4’ün hemen altında varsayımlarla hareket edildiği ortaya çıkarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kadar düşük büyümeyi kabul etmesi beklenmiyor. Yavaşlama gördüğünde Erdoğan’ın krediler başta olmak üzere, yeni önlemleri hızla devreye sokacağını tahmin eden bürokratlar; büyüme yüzde 4’ün üzerine çıktığında, cari açık ve enflasyon başta olmak üzere Merkez Bankası hesaplarının bozulmasının kaçınılmaz olacağı görüşünde.

KKM sahiplerini bekleyen tehlike

Öte yandan “örtülü sabit kur” denilebilecek bu uygulamanın getireceği yan sonuçlar da olacak. Bunların başında da kurları düşürmek için devreye sokulan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı geliyor. Bankalara bu konuda “hem havuç hem sopa” gösterilerek, bu hesapların hacmini artırmaya çalışan ekonomi yönetimi, Mart sonunda itibaren KKM tartışmalarıyla karşılaşacak.

Örnek olarak ele alacak olursak; Aralık sonu ya da Ocak ayı başında 1 ay vadeli normal TL mevduat hesabı açan bir tasarruf sahibi -bir ara yüzde 24-25’lere çıktı ama- diyelim ki yüzde 20-21’den parasını yatırdı. Bazı tasarruf sahipleri de aynı tarihlerde kur korumalı TL mevduat hesabına geçti, en kısa süreli 3 aylık KKM hesabı oluşturdu. Mart sonu geldiğinde, örtülü sabit kur hedefi tuttuğu takdirde, KKM hesabı açanlar zararlı çıkacak. Çünkü KKM’deki faiz oranı politika faizi artı 3 puan yani yüzde 17 ile sınırlı tutuldu. 1 ay vadeli normal mevduat sahibi, dolar kuru mart sonunda, hâlâ hedeflendiği gibi 13,5 TL civarında ise birikimli olarak yaklaşık yüzde 9 civarında fazla getiri sağlamış olacak. KKM’nin stopaj muafiyetini göz önünde tutsanız bile, normal TL mevduat daha kârlı hale gelecek. KKM hesabı olanlar ancak 3 ay içinde kurlardaki artışın yüzde 17’nin üzerine çıkması halinde daha kârlı olabilir ama ekonomi yönetimi bunu öngörmüyor.

Kur tutulamazsa neler yaşanabilir?

Mart sonunda itibaren bu tablonun görülmesiyle yaşanacak tartışmalar ve mevduat sahibinin tercihinin değişip değişmeyeceği konusunda görüş ayrılıkları var. Bazı uzmanlar bunu gören mevduat sahiplerinin, vade esnekliğinin de etkisiyle, 1 aylık TL mevduat hesaplarına döneceklerini söylüyorlar. Buna karşılık aradaki farkın küçük olduğunu, “ne olur ne olmaz” diyerek, olası kur artışı ihtimalini de gözönüne alan tasarruf sahiplerinin bir süre daha KKM’ye devam edeceklerini tahmin eden bankacılar da var.

Özetle; ekonomi yönetimi örtülü sabit kur denilebilecek sisteme geçtiği için KKM hesaplarının cazibesinin azalması kaçınılmaz görülüyor. Eğer kurlar bu seviyede tutulamazsa o zaman tüm makro dengeler değişmek zorunda kalacak.

Nebati ile Merkez Bankası’nın hesapları farklı

Bakan Nebati, Ocak ayı sonunda enflasyonun pik yapacağını daha sonra inişe geçeceğini belirtti. Buna karşılık Enflasyon Raporu’nda; enflasyondaki yükselişin Mayıs sonuna kadar devam edeceği, yani pik noktanın Mayıs sonu yaşanacağı görülüyor. Bakan Nebati, enflasyonun yüzde 40’lara kadar çıkıp yıl sonunda yüzde 30’lara ineceğini belirtirken; TCMB’nin raporunda Mayıs sonunda enflasyonun yüzde 50’yi aşacağı, yıl sonunu ise hızlı düşüşle yüzde 23,2’de bitireceği öngörülüyor. Piyasa uzmanları Bakan Nebati’nin yıllık enflasyon rakamını aşırı iyimser, yılsonu enflasyonu için daha uygun bir tahmin olarak görüyor.

Bakan Nureddin Nebati’nin Ocak enflasyonu için belirttiği yüzde 6-8 aralığının aşılacağı ise hemen hemen kesin gibi. Enflasyon raporunda yer alan “Enflasyon ve çıktı açığı tahminleri”ne bakıldığında, Merkez Bankası’nın Ocak ayında yüzde 9,7 civarında bir enflasyon beklediği anlaşılıyor. Piyasa anketlerine bakıldığında yüzde 10’un altında tahmin vardı ama son enerji krizi ve yoğun kar yağışlarının gıda fiyatlarındaki etkisi, bu ayın sonunda yapılacak tahminleri yükseltecek. TÜİK konusunda uzman Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, Ocak ayı enflasyonu için yüzde 13,5 ile 15,5 arasındaki tahminini açıkladı.

Merkez Bankası dahil, Ocak sonunda yıllık enflasyon oranının yüzde 45’i aşacağı tahminleri ağırlıkta. Yüzde 50’nin üzerine çıkma ihtimali de bulunuyor. Buna karşılık Merkez Bankası’nın politika faiz oranı yüzde 14’te kaldığı için, negatif reel faizin boyutu 30 puanı aşacak. Yani enflasyonun üçte biri seviyesinde bir politika faizinden söz ediyoruz.

Hükümetin kur beklentisini bozacak gelişmeler

İşte bu beklenti aynı zamanda, ekonomi yönetiminin tüm planını üzerine kurduğu, örtülü sabit kuru tehlikeye sokacak bir rakam olarak görülüyor. Bunun yanında FED’in 2022 yılında 4-5 kez faiz artırımı yapacağı, Mart’taki ilk artışın 50 baz puana kadar çıkacağı yolunda artan beklentiler, yine ekonomi yönetiminin hesaplarını bozabilir. Aynı şekilde Rusya-Ukrayna krizinin, enerji maliyetlerine getireceği fatura ve büyük umutlarla beklenen yüksek turizm gelirini tehlikeye atma riski nedeniyle son günlerde ekonomi yönetiminde ciddi bir tedirginlik hakim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yüksek büyüme -düşük faiz” politikası devam eder, banka kredileri beklenenden yüksek miktarda artırılırsa, bunun kur üzerinde baskı yaratması da kaçınılmaz olacak.

Risklere rağmen örtülü sabit kurun 6 ay sürdürülebileceğini söyleyen uzmanlar da var ama bunlar da “en geç Ekim ayında erken seçim olması gerektiğini” söylüyorlar. Ekimin ötesine geçildiğinde borçlanmadaki artış ve bütçe açıklarında bozulmalar görünür hale geleceği için, yılsonunda makro dengelerde büyük bozulmalar yaşanmasının kaçınılmaz olacağını ifade ediyorlar.

Paylaşın

TCMB, Yıl Sonu Enflasyon Tahminini Yüzde 23,2’ye Yükseltti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın ilk enflasyon raporunda 2022 yıl sonuna ilişkin enflasyon tahminini yüzde 11,8’den yüzde 23,2’ye yükseltti. 2023 yıl sonu için beklenti yüzde 8,2 oldu.

Haber Merkez / TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yılın ilk enflasyon raporu sunumu için basın açıklaması düzenledi. Kavcıoğlu, bir gazeteciden gelen soru üzerine kur korumalı döviz mevduat hesabının açıklandığı 20 Aralık günü TCMB’nin döviz satmadığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kur korumalı döviz mevduat hesabının devreye gireceğini açıkladığı akşam dolar/TL kuru hızlı düşmüş, bunun üzerine TCMB’nin döviz sattığı iddiaları ortaya atılmıştı.

Kavcıoğlu’na da bir gazeteci, TCMB bilançosunda döviz satışı yapıldığına dair hareketlerin görülebildiğini, TCMB’nin 20 Aralık’ta döviz satıp satmadığını surdu.

Kavcıoğlu ise Erdoğan’ın açıklama yaptığı akşam vatandaşların döviz sattığını ve kurun bu şekilde düştüğünü, TCMB’nin o akşam tek kuruş döviz satmadığını aktardı.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Son rapordan bugüne dek varyantlara ilişkin risklerin canlı kalması bazı ülkelerde 2022 büyüme görünümünü olumsuz etkiledi.

Aşı sayesinde küresel iktisadi faaliyet üstündeki riskler sınırlandı. Dünya genelinde enflasyon hız kazandı. Enflasyonun tarihi yüksek seviyelere ulaştığını görüyoruz.

Varyantlara ilişkin risklerin canlı kalması bazı ülkelerde 2022 büyüme görüntülerini olumsuz etkiledi ve büyüme tahminlerini aşağı yönlü güncellenmesine sebep oldu.

Türkiye’nin büyüme öngörüleri bir miktar aşağı yönde güncellendi. Türkiye’nin dış talep görünümü güçlü trendini sürdürüyor.

Gelişmiş ülke merkez bankaları arasında söylem farkı artıyor. 2021 yılı 3. çeyreğinde milli gelir çeyreklik bazda 2.7 yıllık bazda ise yüzde 7.4 arttı.

Net ihracatın yıllık büyümeye katkısı 6.8 yüzde puan ile oldukça yüksek seviyededir. İktisadi faaliyetin yılın son çeyreğinde de güçlü seyrettiği görülüyor.

İhracat 2020 yılının 2. yarısından itibaren yakaladığı artış trendini 2021’in son çeyreğinde de sürdürmüştür. Reel kurdaki düşüşe rağmen enerji fiyatlarındaki artışın da etkisiyle ithalat yükselmiştir. Cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vereceğini öngörüyoruz.

Yılın son çeyreğinde döviz kuru gelişmeleri enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicilerinden biri oldu. Enflasyondaki yükselişte temel mal, gıda ve enerji grupları öne çıktı.

Eylül ve Aralık aylarında toplamda 500 baz puan faiz indirimi gerçekleştirdik. Ocak ayında faizin sabit tutulmasına karar verdik. Alınan kararların birikimli etkilerini yakından takip ediyoruz. Türk Lirası’nı öncelikleyen geniş kapsamlı bir para politikası gözden geçirme sürecini yürütüyoruz.

Ham petrol fiyatarına ilişkin varsayımlarımız 2022 için 77.5 dolardan 80.4 dolara, 2023 için ise 74.3’e güncellenmiştir.

20 Aralık’ta TCMB tek kuruş satmamıştır. Bireysel ve kurumsallar 20 Aralık’ta 2.25 milyar dolar sattı. Bilançoda rezervlerin düşmesine yönelik yorumlar yanlıştır.

Rezervlerdeki düşüşte BOTAŞ’a yapılan döviz satışı etkili oldu. Rezervlerimizin yükseltilmesi yönündeki çalışmalarımız yoğun şekilde devam ediyor. BAE ile swap anlaşması yaptık. 1-2 ülke ile görüşmelerimiz devam ediyor.

Liralaşma stratejimizin enflasyonu düşürmede önemli katkısı olacaktır. Dezenflasyon sürecini hızlı bir şekilde başlatacağız. Bankalar da faiz (kredi faizleri) konusunda gerekli adımları atacaktır.

Paylaşın

Vatandaşların Bankalara Borcu İlk Kez 1 Trilyon Lirayı Aştı

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre banka ve özel kuruluşlardan çekilen bireysel kredi miktarı ilk kez 1 trilyon lira seviyesini aştı. Kişi başına çekilen ortalama kredi miktarı ise 29 bin TL’yi geçti.

TBB verilerine göre enflasyon ve kur artışı nedeniyle alım gücü düşen halk, alım gücünü artırmak için bankalara gitti. 2021 Kasım verilerine göre banka ve finansal şirketlerde gerçekleşen bireysel kredi ve kredi kartı borç tutarı ilk kez 1 trilyon 17 milyar lira seviyesine ulaştı. Bireysel krediler Kasım 2020’ye göre yüzde 18 artış gösterdi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) haftalık verilerine göre sadece bankacılık sektöründen kullanılan krediler 14 Ocak itibariyle 987 milyar 131 milyon liraya çıktı. 34.8 milyon kişi bireysel kredi kullanırken kişi başı ortalama kredi bakiyesi de 29.2 bin düzeyine çıktı.

Yüzde 18 artış

Bireysel krediler kasım 2020’ye göre yüzde 18 artış gösterdi. Bireysel kredilerin yüzde 46’sını ihtiyaç kredileri, yüzde 30’unu konut kredileri yüzde 19’unu kredi kartları ve yüzde 5’ini taşıt kredileri oluşturdu. TBB verilerine göre tarihte ilk kez bireysel kredi ve kart borcu 1 trilyon lira eşiğini geçti. BDDK’nın 14 Ocak itibariyle haftalık verisinde sadece bankacılık sektöründe kredi ve kredi kartı borçlarının 987.1 milyar lira seviyesinde olduğu görülüyor.

Takibe dönüşüm arttı

TBB verilerine göre bireysel kredi ve kart borcunda takibe dönüşüm yüzde 2,6 seviyesine çıktı. BDDK’nın sağladığı erteleme avantajının ilk adımı eylül itibariyle kaldırılmıştı. Kasımda ise takibe dönüşüm oranı yüzde 2,6’ya yükseldi. Ekimde yüzde 2,4, eylülde ise yüzde 2,3 seviyesindeydi.

TBB verilerine göre kasım itibariyle 34.8 milyon kişinin bireysel kredi ve kart borcu bulunuyor. Bireysel kredi kullanan kişi sayısı takipteki krediler hariç olmak üzere son bir yılda 800 bin kişi arttı. Kasım itibariyle ilk defa ihtiyaç kredisi kullananlarda da artış gözlendi. TBB verilerine göre kasımda 197 bin kişi ilk defa kredi kartı, 134 bin kişi tüketici kredisi kullanırken konut kredisi ilk kez kullanan kişi sayısı 30 bin oldu. 120 bin kişi ise ilk kez kredili mevduat hesabı kullandı.

Paylaşın

IMF, Ekonomik Büyüme Tahminlerini Düşürdü

Uluslararası Para Fonu (IMF), 2022 yılı için küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 4,9’dan yüzde 4,4’e düşürdü. IMF, Ekim 2021’de yayımladığı raporda, küresel ekonominin bu yıl yüzde 4,9, 2023’te ise yüzde 3,6 büyüyeceğini öngörmüştü.

Uluslararası Para Fonu (IMF) küresel ekonomi için büyüme tahminini revize etti. Koronavirüsün Omicron varyantındaki yayılma, artan enerji fiyatlarına bağlı olarak enflasyonda meydana gelen yükselme ve Çin’in mali sorunlarını gerekçe gösteren IMF, 2022 yılı için küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 4,9’dan yüzde 4,4’e düşürdü.

Güncellenen Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda, küresel ekonominin 2022’ye önceden beklenenden daha zayıf bir konumda girdiğine dikkat çekildi. Raporda, “Omicron enfeksiyonlarındaki küresel artışın azaldığı ve virüsün daha fazla hareket kısıtlaması gerektiren yeni varyantlara dönüşmediği varsayılırsa, olumsuz etkinin ikinci çeyrekten itibaren azalması bekleniyor” ifadeleri yer aldı.

IMF, Ekim 2021’de yayımladığı raporda, küresel ekonominin bu yıl yüzde 4,9, 2023’te ise yüzde 3,6 büyüyeceğini öngörmüştü.

IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahmininde ise bir değişiklik yapmadı. IMF, Türkiye ekonomisinin 2022 yılında yüzde 3,3 oranında büyümesini bekliyor.

Dünya Bankası da düşürdü

Dünya Bankası da Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda gelişmiş ekonomiler için büyüme beklentilerini düşürmüş ve gelişmekte olan ekonomilerde ise ekonomik toparlanmanın yüksek borç seviyeleri, artan gelir eşitsizliği ve yeni koronavirüs varyantları nedeniyle tehdit altında olduğu uyarısı yapmıştı.

Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Grubu Direktörü Ayhan Köse’nin hazırladığı raporda geçen yıl yüzde 5,5 olarak kaydedilen küresel ekonomik büyümenin “belirgin” bir yavaşlamayla 2022’de yüzde 4,1’e ve 2023’te yüzde 3,2’ye gerileyeceği öngörüsünde bulunulmuştu.

Paylaşın

Yoksulluk Sınırı 15 Bin Lirayı Aştı

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ar-Ge Birimi’nin (Kamu-Ar) araştırmasına göre Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ocakta 272 lira artışla, 4 bin 924 liraya, yoksulluk sınırı bin 415 lira artışla, 15 bin 13 liraya yükseldi. Açlık sınırı, yaşanan bu artışla birlikte bu ay 2022 yılı için belirlenen 4 bin 253 liralık asgari ücretin 670 lira üzerine çıktı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın, dört kişilik bir ailenin, dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için tüketmesi gereken gıda miktarlarını esas alarak belirlediği açlık sınırı ile gıdanın yanı sıra diğer ihtiyaçlarını da yoksunluk duygusu çekmeden karşılayabilmesi için yapması gereken gıda dışındaki harcamaları dikkate alarak hesapladığı yoksulluk sınırı araştırmasının Ocak 2022 sonuçları açıklandı.

Buna göre, açlık sınırı ocakta bir önceki aya göre 272 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 572 lira ve yoksulluk sınırı da bin 415 lira arttı. Geçen yıl ocak ayına göre ise açlık sınırı bin 657 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 2 bin 496 lira arttı.

Ailelerin gıda ve gıda dışı ihtiyaçlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden karşılayabilmesi için yapması gereken toplam harcama tutarını gösteren yoksulluk sınırı da son bir yılda toplam 4 bin 126 liralık artışla 15 bin 13 lira oldu.

Açlık sınırı, yaşanan bu artışla birlikte bu ay 2022 yılı için belirlenen 4 bin 253 liralık asgari ücretin 670 lira üzerine çıkarken, kamu çalışanlarının maaş ve ücretlerine 2022 yılı başından itibaren yapılan yüzde 30,9 oranındaki zammı da anlamsız kıldı.

Açlık sınırı

Dört kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için alması gereken kaloriyi sağlayacak gıda maddelerinden oluşturulan bir sepete bir ay süreyle ödenmesi gereken para ocak ayında için 4 bin 924 lira olarak hesaplandı.

Ankara’da en fazla alış-veriş yapılan pazar ve marketlerden derlenen fiyatlara göre sağlıklı beslenebilmek için et- balık- yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar bir önceki aya göre 110 lira, son bir yılda ise 478 lira artarak bin 406 liraya kadar çıktı.

Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 12 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 70 liralık artışla 156 lira oldu.

Süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcama ocakta bir önceki aya göre 54 lira azalarak bin 157 liraya indi. Son bir yıllık dönemde ise 377 liralık artış oldu. Meyve için harcanması gereken para ocakta önceki aya göre değişmezken, geçen yılın aynı ayına göre ise 83 lira artarak 342 liraya çıktı. Sebze harcamasının parasal tutarı da ocakta önceki aya göre 145 lira arttı. Sebze için ödenmesi gereken para geçen yılın sonuna göre ise 157 lira artarak 512 lira oldu.

Ocakta 755 liraya yükselen ekmek, un ve makarna için yapılması gereken harcama son bir ayda 48 lira, son bir yıllık dönemde ise 301 lira arttı. Pirinç ve bulgur harcamaları ocakta 22 lira son bir yılda ise 41 lira artarak 128 lira oldu. Sıvı yağ ve margarin için yapılması gereken harcama ocakta değişmedi, yıllık olarak ise 47 lira artarak 114 liraya yükseldi. Şeker, bal, pekmez, reçel gibi gıda maddelerine yapılması gereken harcama da ocakta 33 lira azalarak 252 lira oldu. Aynı ailenin zeytin için yapması gereken harcama ise 27 lira daha artarak 103 liraya çıktı.

Ocakta açlık sınırı yetişkin bir erkek için bin 415 lira, yetişkin bir kadın için bin 132 lira, çocuk için 849 lira ve genç için de bin 528 lira oldu.

Yoksulluk sınırının belirlenmesinde gıda dışı harcamaların fiyat artışları da esas alınarak yapılan araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin gıda dışındaki gereksinimlerini “yoksunluk hissi duymadan” karşılayabilmesi için gereken harcama tutarı da ocakta 10 bin 89 liraya çıktı.

Ocakta giyim ve ayakkabı için yapılması gereken harcama 766 liraya çıktı. Barınma (kira dahil) harcamaları 2 bin144 liraya yükseldi. Ev eşyası harcamaları bin 323 lira, sağlık harcamaları 425 lira oldu. Ulaştırma harcamaları 2 bin 582 liraya çıktı, haberleşme harcamaları 548 lira, eğlence ve kültür harcamaları 410 lira oldu. Eğitim harcamaları 290 lirada kalırken, otel harcamaları 904 lira, diğer mal ve hizmetlerle ilgili harcamalar 695 lira olarak hesaplandı.
Gıda dışı harcamalarda 2021 yılının tamamında bir önceki yıla göre 2 bin 469 liralık artış yaşandı.

Yoksulluk sınırı

Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmesi için yapması gereken zorunlu gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı (içki ve sigara harcamaları hariç) ise ocakta bin 415 lira artarak 15 bin 13 liraya yükseldi. Yoksulluk sınırında, son bir yılda toplam 4 bin 126 liralık artış oldu.

Paylaşın