KDV İndiriminin Enflasyona Etkisi Yalnızca Yüzde 0.7

Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, gıda ürünlerinde KDV’nin düşürülmesine ilişkin, “KDV indiriminin TÜFE’ye etkisi yalnızca 0.71 puan. Eğer şubatta diğer mal ve hizmetlerin fiyatı sabit kalırsa bu indirim sayesinde TÜFE yüzde 0.71 gerileyecek, hepsi bu” dedi.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, “yeni ekonomi paketi”ne ilişkin detayları açıklamıştı.

Erdoğan’ın duyurduğu gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesine ilişkin hesaplamalarda bulunan Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, gıda ürünlerinin enflasyon hesaplamasında bu sene yüzde 25,32 olduğunu ancak KDV indiriminin her üründe geçerli olmadığı için bu oranın yüzde 21,90’a gerilediğini belirtti.

Aktaş, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Gıda maddelerinin şubat ayı ortalamasında 21.19 olan fiyatı, ocaktaki 21.90’a göre yüzde 3.25; mart ayında 20.48 olan fiyat da şubattaki 21.19’a göre yüzde 3.34 gerileyecek.

KDV indiriminden yararlanan ürünlerin ağırlığı (ya da fiyatı) 21.90 düzeyinde. Yani TÜFE’nin kalan kısmı 78.10’luk bir ağırlığa sahip. 78.10’un hiç değişmediğini varsayıyoruz. Ne fiyat artışı var, ne ucuzlama, bu düzey sabit.

Şubata geldik; ocak ayında 21.90 olan KDV indirimine konu gıdanın payı, şubatta 21.19’a geriledi. 21.19 ile sabit varsaydığımız 78.10’u topluyoruz; bulduğumuz değer 99.29.

TÜFE ocak ayında 100 düzeyindeydi. Şubatta inilen düzey ise 99.29. Yani gıdadaki KDV indiriminden şubat ayı TÜFE oranına yansıma yalnızca 0.71 puan. (Bunu yüzde değişim olarak ifade etmek de yanlış olmaz.) Bir başka ifadeyle şubatta hiçbir mal ve hizmette fiyat değişimi olmazsa, gıdadaki bu KDV indiriminin etkisiyle TÜFE yüzde 0.71 düşecek.

Hepsi bu! ‘KDV yüzde 7 düştü (düşüş yüzde 7 değil, 7 puan, ikisi çok farklı), bu sayede fiyatlar da yüzde 7 gerileyecek’ beklentisine girmek güzel de, bu yapılırsa 3 Mart Perşembe günü şubat ayı oranları açıklandığında hayal kırıklığına uğramak kaçınılmaz olur.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Temel Gıda Ürünlerinde KDV İndirimi Yürürlüğe Girdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı temel gıda maddelerindeki KDV indirimine ilişkin karar Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan ve yarından itibaren yürürlüğe girecek olan kararla KDV oranı yüzde 8’den yüzde 1’e indirilen gıda maddeleri şunlar:

“Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar, domuz, kümes hayvanları, balık, yumurta, bal, bağırsak, çeşitli sebze fideleri, yenilen sebzeler ve bazı kök ve yumrular, yenilen meyveler ve yenilen sert kabuklu meyveler, kahve, çay, baharat, Paraguay çayı, hububat, değirmencilik ürünleri, malt, nişasta, inülin, buğday glüteni, sebze meyve tohumları, nane, şeker kamışı, pamuk tohumu, yağlı tohum ve meyvelerin unu, hayvansal ve bitkisel yağlar, et, balık, kabuklu hayvanlar, şeker ve şeker mamulleri, kakao ve müstahzarları, hububat, un, nişasta veya süt müstahzarları, pastacılık ürünleri, sebze, meyve, sert kabuklu meyveler ve bitkilerin diğer kısımlarından elde edilen müstahzarlar, yenilen çeşitli gıda müstahzarları, su ve soda, zeytin küspesi, tuz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Ekonomi Modeli Yeni Adımlar ve Enflasyon Tedbirleri Tanıtım Toplantısı’nda temel gıdada yüzde 8 olan KDV’nin yüzde 1’e indirilmesinin kararlaştırıldığını açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi günü yaptığı açıklamada “KDV sistemini sadeleştirme programımız kapsamında, temel gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV’yi yüzde 1’e indiriyoruz. Bilindiği gibi un ve ekmekte KDV’yi zaten yüzde 1 olarak uyguluyoruz” dedi.

Türkiye’de Ocak ayında enflasyon oranı yüzde 48,7 olarak açıklanmıştı. TÜİK verilerine göre, 2021 yılının Ocak ayına göre fiyat artışının en yüksek olduğu grup, yüzde 68,89 ile ulaştırma oldu. Yüzde 55,61 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 54,53 ile de ev eşyası grupları, ulaştırmadan sonra en yüksek değişim gösteren gruplar olarak kayda geçti.

Paylaşın

Bakan Nebati, Yeni Teşvik Ve Tedbir Paketini Açıkladı

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıkladığı yeni teşvik ve tedbir paketi kapsamında, işletmelere 6 ay ödemesiz, 24 ay vadeli, ihracatçılara 6 ay ödemesiz, 18 ay vadeli kredi desteği verilecek.

Enflasyonla mücadele için de halkın uygun fiyatlı ürünlere ulaşabilmesi için bir mobil uygulama devreye sokulacak.

Nebati, “ekonomik modelle yastıkaltı birikimlerin finansal sisteme kazandırılacağını ve bunun için Mart’ta 81 ilde birer tane, 2022’de de 1500 adet fiziki altn teslim noktası belirleneceğini, fiziki altının kuyumcular ve bankalar aracılığı ile sisteme sokulacağını, istenildiğinde de fiziki olarak geri çekilebileceğini” söyledi.

Bakan “Altın dönüşümlü mevduat hesabı ile vatandaşlar risksiz bir kazanç sağlayacak. Fiziki teslim noktasına yılsonuna kadar 10 bin kuyumcu katılmış olacak, Bankalarımız her ilde en az bir şubesi kuyumculuk faaliyetlerini sürdürecek hale getirilecek” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati şöyle devam etti;

“Hazine destekli 60 milyar liralık kefalet paketi açıklıyoruz. Bu bitince yenilenecek paketin ilk adımı. Yatırım destek paketi 25 milyar TL, ihracat destek paketi 25, işletme harcamaları destek paketi 10 milyar TL olacak.

“Yatırım destek paketi 24 ay ödemesiz dönem, 96 ay vadeli olacak. Her bir KOBİ için limit 25 milyon, büyük firmalar için 100 milyon TL olacak. İhracat destek paketi 6 ay ödemesiz dönem, 18 ay vade olacak. İşletme harcamaları destek paketi 6 ay ödemesiz 24 ay vadeli olacak”

“Elektrik fiyatlarındaki yükselişten serzenişte bulunanlar iyi bilsin, elektrik ve doğalgaz fiyatları reel fiyatların altındadır” diyen Nebati “döviz kurunda sağlanan istikrar enflasyonun düşmesine katkı sağlayacağını” savundu.

Nebati ayrıca “Üretim ve satış noktalarının gönüllülük esasıyla fiyat indirimlerine katkı vermesini sağlayacağız. Bir mobil uygulama devreye giriyor, vatandaş en yakınındaki en uygun fiyatlı ürünü bulacak.” diye konuştu.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Yüzde 34,06

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), reel sektördeki işveren kuruluşları ve holdingler, finansal sektördeki bankalar ve banka dışı finansal sektör temsilcilerinin yanı sıra öğretim üyeleri ve diğer profesyonellerle yaptığı Şubat ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’nin sonuçlarını açıkladı.

Buna göre katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisinin bir önceki anket döneminde yüzde 29,75 iken bu anket döneminde 34,06 olduğu tespit edildi.

Anket sonucunda 24 ay sonrası TÜFE beklentisinin ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 15,54 ve yüzde 15,42 olarak belirlendiği aktarıldı. Katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 21,4 olasılıkla yüzde 22,0 – 24,99 aralığında, yüzde 25,36 olasılıkla ise yüzde 25 – 27,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.

Faiz ve döviz kuru beklentileri

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 14,27 iken bu anket döneminde yüzde 14,19 olduğu belirtildi. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 14,00 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 16,13 TL iken bu anket döneminde 16,04 TL oldu. Katılımcıların 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 16,85 TL ve 16,62 TL olarak belirlendi.

Ocak ayı enflasyon oranı neydi?

Türkiye İstatistik Kurumu, tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) Ocak ayında yüzde 11,10 artarak yıllık bazda yüzde 48,69’a çıktığını açıklamıştı. Ekonomi uzmanları ile akademisyenlerden oluşan ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) ise kendi çalışmaları ile hesapladığı Ocak ayı enflasyon oranını yüzde 15,52 artışla son bir yıllık artışın yüzde 114,87 olarak gerçekleştiğini açıklamıştı.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Sanayi Üretimi Yüzde 14,4 Arttı

Aralık ayında sanayi üretimi 2020’nin aynı ayına göre yüzde 14,4 yükseldi. Aylık bazdaki artış ise yüzde 1,6 oldu. Arındırılmamış sanayi üretim endeksinde de yıllık bazda yüzde 14,28 artış oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçen yılın Aralık ayına ilişkin sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı.

Buna göre, Aralık ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 2020’nin aynı ayına göre yüzde 14,4 yükseldi. Aylık bazdaki artış ise yüzde 1,6 oldu. Arındırılmamış sanayi üretim endeksinde de yıllık bazda yüzde 14,28 artış oldu.

2021 yılı Aralık ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,5 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 16,2 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 6,0 arttı.

Sanayi üretimi aylık yüzde 1,6 arttı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2021 yılı Aralık ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 3,4 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,9 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,6 arttı.

Paylaşın

Cari Açık 1,5 Yılın Zirvesinde!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Aralık ayına ilişkin ödemeler dengesi istatistiklerini yayımladı. Buna göre cari işlemler hesabı Aralık 2021’de 3 milyar 841 milyon dolar açık verdi.

Bu, cari dengede yaklaşık 1,5 yılın en yüksek aylık açığı. 12 aylık cari işlemler açığı ise 14 milyar 882 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2020 yılında Türkiye ekonomisinin cari açığı 35,5 milyar dolar olmuştu.

Çekirdek cari denge göstergesi olan altın ve enerji hariç cari dengede Aralık ayında 2,28 milyar dolarlık fazla görüldü. 2020 Aralık ayında bu rakam 700 milyon dolar olarak kaydedilmişti.

Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 2020 yılının Aralık ayına göre 1,12 milyar dolar artarak 1,71 milyar dolara yükselirken, seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, 2020 yılının aynı ayına göre 689 milyon dolar artışla 1,31 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Resmi rezervlerde hızlı düşüş

Doğrudan yatırımlarda aralık ayında 739 milyon dolar net giriş gerçekleşirken, portföy yatırımlarında 2,01 milyar dolar tutarında net çıkış kaydedildi.

Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak; genel Hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 48 milyon ABD doları ve 1,69 milyar dolar net kullanım gerçekleştirmişken, bankalar 243 milyon dolar geri ödeme gerçekleştirdi.

Resmi rezervlerde bu ay 13.781 milyon ABD doları net azalış gözlendi. Aralık ayında net hata noksanda 8,69 milyar dolarlık çıkış olurken, yılın tamamında ise 10,47 milyar dolarlık fazla görüldü.

Dış ticaret açığı hızlı yükselmişti

Aralık ayında Türkiye’nin dış ticaret açığının hızlı yükseliş kaydettiği görülmüştü. Buna göre, aralık ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,3 artarak 4 milyar 550 milyon dolardan, 6 milyar 792 milyon dolara yükselmişti.

Paylaşın

DİSK-AR, TÜİK’i Yalanladı: Gerçek İşsiz Sayısı 8 Milyon 365 Bin

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Aralık 2021’de geniş tanımlı işsiz sayısının bir önceki aya göre 314 bin arttığını, geniş tanımlı işsizlik oranının ise yüzde 22,6 olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Aralık 2021’e ilişkin işgücü istatistiklerini açıklamasının ardından DİSK-AR’ın İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu da yayımlandı.

Rapora göre geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22,6, gerçek işsiz sayısı 8 milyon 365 bin oldu. DİSK-AR, dar tanımlı genç işsizliğinin yüzde 20,8, dar tanımlı genç kadın işsizliğinin yüzde 26,1, geniş tanımlı kadın işsizliğinin de yüzde 29,6 olduğunu açıkladı.

TÜİK’e göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 11,2, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 22,6 seviyesinde gerçekleşti.

TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2021 Aralık ayında bir önceki aya göre 2 bin kişi artarak 3 milyon 794 bin kişi oldu.

DİSK-AR tarafından hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Aralık 2021’de 8 milyon 365 bin kişi olarak gerçekleşti.

Raporda, cinsiyete göre işsizlik oranlarında kadın işsizliğinin tüm işsizlik türlerinde en yüksek kategori olarak görülmeye devam ettiği vurgulandı.

Erkek işsizliği 159 bin azaldı

Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 9,9 iken kadınlarda yüzde 13,8’e yükseldi. Son 1 yılda kadın işsizliği 164 bin artarken, erkek işsizliği 159 bin azaldı.

Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) ise erkeklerde yüzde 18, kadınlarda ise yaklaşık yüzde 30 oldu. Geniş tanımlı kadın işsizliği ile geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark ise 10,8 puan.

İŞKUR verilerine göre kayıtlı işsiz sayısı Aralık 2020 ve Aralık 2021 arası bir yıllık dönemde 2 milyon 959 binden 3 milyon 171 bine yükselerek 212 bin kişi arttı. TÜİK’e göre ise son bir yılda dar tanımlı işsiz sayısı bu dönemler arası 159 bin azaldı. Böylece iki veri arasındaki işsizlik sayısı farkı 371 bin oldu.

DİSK-AR buna dair “Ancak TÜİK yıllık işsizlik verilerinde bu eğilim yer almadı. TÜİK’in yıllık işsizlik verilerinin salgın dönemindeki işten çıkarma yasağı nedeniyle karşılaştırılabilir olmadığını ve yıllık karşılaştırmada ciddi sorunlar olduğunu düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

TÜİK’e Göre İşsizlik Düşmeye Devam Ediyor

TÜİK’in verilerine göre; 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,6 puanlık azalışla yüzde 20,8, istihdam oranı 0,6 puanlık artışla yüzde 34,1 oldu. Bu yaş grubunda işgücüne katılma oranı ise bir önceki aya göre 0,2 puanlık azalışla yüzde 43,0 seviyesinde gerçekleşti.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Aralık 2021’e dönemine ilişkin işgücü istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 2 bin kişi artarak 3 milyon 794 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık azalış ile %11,2 seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam edilenlerin sayısı 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 236 bin kişi artarak 30 milyon 141 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puanlık artış ile yüzde 47,0 oldu.

İşgücü 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 238 bin kişi artarak 33 milyon 935 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,3 puanlık artış ile yüzde 52,9 olarak gerçekleşti.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,6 puanlık azalışla yüzde 20,8, istihdam oranı 0,6 puanlık artışla yüzde 34,1 oldu. Bu yaş grubunda işgücüne katılma oranı ise bir önceki aya göre 0,2 puanlık azalışla yüzde 43,0 seviyesinde gerçekleşti.

Aralık ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 10 bin kişi azalırken sanayi sektöründe 108 bin kişi, inşaat sektöründe 5 bin kişi, hizmet sektöründe 134 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 16,8’i tarım, yüzde 21,7’si sanayi, yüzde 6’sı inşaat, yüzde 55,4’ü ise hizmet sektöründe yer aldı.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 0,5 puan artarak yüzde 22,6 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,4 iken, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,7 olarak gerçekleşti.

İşsizlik oranı yüzde 11,3, istihdam oranı yüzde 46,0 oldu

İşsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,7 puan azalarak yüzde 11,3 oldu. İşsiz sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre 195 bin kişi azalarak 3 milyon 749 bin kişi olarak gerçekleşti.

İstihdam oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 4,3 puan artarak yüzde 46,0 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı 3 milyon 223 bin kişi artarak 29 milyon 550 bin kişi oldu.

İşgücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 4,0 puan artarak yüzde 51,9 oldu. İşgücüne katılan sayısı 3 milyon 27 bin kişi artarak 33 milyon 298 bin kişi olarak gerçekleşti.

Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 18,3 oldu

Aralık ayında sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı ayına göre 0,1 puan azalarak yüzde 27,8 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,5 puan artarak yüzde 18,3 oldu.

Paylaşın

‘Yastık Altındaki Altınlar’ İçin Yeni Paket Yolda

İngiltere’nin başkenti Londra’da dün ve önceki gün bankacı ve yatırımcılarla bir araya gelen Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, temasları sonrası yaptığı açıklamada gelecek dönemde finansal piyasalara ilişkin önemli bir paketin açıklanacağını duyurdu.

Bu paketle birlikte yastık altındaki altını sisteme sokmak istediklerini belirten Nebati, yastık altında 5 bin ton civarında altın olduğunun tahmin edildiğini söyledi. Nebati, “Bunun da karşılığı 250-350 milyar dolar. Bunun belli bir miktarı, Merkez Bankası’na destek olacak ve döviz ihtiyacını giderecek” dedi. Nebati, sözlerini “Ama en önemlisi, modelimizin esasını teşkil eden Türk Lirası’nın (TL) özendirilmesi noktasında katkı sağlayacak bir enstrüman dahil edildi” şeklinde sürdürdü.

Reuters haber ajansının Nebati ile Londra’daki toplantıya katılan iki yatırımcıdan edindiği bilgiye göre, Türk hükümeti söz konusu paketi hafta sonu açıklayacak. Yatırımcılardan biri Türk hükümetinin planına ilişkin “Altınları bankacılık sistemine aktarmak istiyorlar” şeklinde konuştu. Reuters’ın haberinde, açıklanacak yeni programın nedeninin döviz mevduatlarının TL’ye çevrilmesini amaçlayan Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı uygulamasının beklentilerin gerisinde kalması olduğu değerlendirmesi yapıldı.

“Kur korumalı mevduat bir defa kullanılan bir enstrüman değil”

Bakan Nebati, Londra’da düzenlediği basın toplantısında kur korumalı mevduata yönelik de açıklamalar yaptı. Kur korumalı mevduat tek bir defa kullanılabilen bir enstrüman olmadığını belirten Nebati, “Şu anda 10 milyar dolar civarına gelen bir döviz, toplamda da dün itibariyle 312 milyar lirayı aşan ciddi bir mevduat oluşmuş durumda. İlk günlerde toplam mevduat içerisinde yüzde 10’larla başlarken, dün akşam itibariyle gelen rakam yüzde 45’ler seviyesine ulaşmış durumda. Şu anda vatandaş ilgi gösteriyor. Optimal nokta vatandaşın ilgisinde en üst seviyenin nerede yakalanacağıdır” diye konuştu.

Londra’da toplam 100’e yakın üst düzey yönetici ile görüşmeler gerçekleştirildiğini belirten Nebati, toplantılar sırasında “Türkiye Ekonomi Modeli” hakkında kapsamlı bilgilerin verildiğini, gelecek döneme ilişkin öngörüler üzerinde görüş alışverişinde bulunulduğunu söyledi. Döviz kurlarında sağlanan istikrar ile birlikte ülkedeki enflasyonun geçici olduğunun toplantılarda dile getirildiğini belirten Nebati, bankacı ve yatırımcılarla belirli periyotlarda iletişimin sürdürülmesinin hedeflendiğini anlattı.

Paylaşın

‘Türkiye Dolarizasyon Etkisine Maruz Kalacak’ Uyarısı

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Latin Amerika ve gelişmekte olan Avrupa ülkelerindeki bankaların gelişmekte olan ülkeler arasında dolarizasyon etkilerine en yoğun maruz kalacak bankalar olacaklarına dikkat çekti.

Moody’s, dün yayımladığı raporda ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faizleri artırmasının büyük ihtimalle gelişmekte olan piyasalara sermaye akışını yavaşlatarak bu ülkelerin para birimlerinin ve ekonomik büyümelerinin zayıflamasına yol açağını ve muhtemelen dolarizasyonun fazla olduğu bankalarda kredi risklerini tetikleyeceğini belirtti.

Reuters’ın aktardığına göre; Moody’s analistleri, “Bilançolarında büyük miktarda yabancı para kredileri ve mevduatları olan bankalar yerel para birimlerinde sert değer kaybı durumunda sorunlu kredilerde artış yaşanması, kârlılık ve likiditelerinde baskı oluşması ihtimaliyle karşı karşıyalar” diye belirtti.

Raporda yer alan tahminlere göre, yüksek enflasyonla ve kurdaki değer kaybıyla mücadele eden Türkiye’de de döviz mevduatın toplam mevduata oranının 2022 sonuna kadar yüzde 65’e yükselmesi bekleniyor. Türkiye’de döviz mevduatı 2020’nin sonunda yüzde 47, geçen yıl yüzde 63 seviyesindeydi.

Türkiye üç ülkeden biri

Avrupa’da, Türkiye, Azerbaycan ve Belarus en fazla dolarizasyonun olduğu üç ülke konumunda. Moody’s, “Kur riskine karşı koruma altında olmayan yabancı para kredilerinin ödenmesi gittikçe zorlaşıyor ve mevduat sahipleri fonlarını çekmeye eğimli hale geliyor. Merkez bankalarının, bankaların dolar zararlarını kapatmak için yeterli rezervlerinin olmaması durumunda kriz döneminde yüksek dolarizasyon aynı zamanda finansal istikrara karşı tehdit oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Dolarizasyonun nedenleri nelerdir?

Dolarizasyonun ortaya çıkmasında iki temel unsuru vardır.

  • Birincisi makroekonomik istikrarsızlık ve ekonomik birimlerin istikrarsızlığa karşı yabancı para birimine yönelerek korunma istekleridir.
  • İkinci temel unsur ise piyasa eksiklikleri ve düzenleyicideki aksaklıklardır.

Dolarizasyon yükselmesinin altında birçok neden yatabilir. Ancak en birincil neden ekonomiye ve yerel paraya karşı güven kaybıdır. Diğer etkenler arasında yüksek enflasyon, negatif reel faiz, paranın dış değerinin hızla düşmesi…

Dolarizasyonun yükselmesi halinde belli başlı ekonomik sıkıntılar baş gösterir. Bunlardan bazıları şöyle:

  • Ülkenin ekonomik şoklara karşı kırılganlığı artar.
  • Ödeme yeteneğine yönelik riskler nedeniyle finansal kesimlerde kırılganlık artar.
  • Gelirinin önemli kısmı ulusal para cinsinden olan kamunun yabancı para cinsinden borçları nedeniyle borçluluğun sürdürülebirliği konusunda sıkıntı yaşanır.
  • Döviz kurununun fiyatlara etkisi yüksek olur.
  • Dolarizasyon, firmaların bilançolarında kur uyumsuzluklarına neden olarak kırılganlığın artmasına yol açabilmektedir.
Paylaşın