Sigarada ÜFE Etkisi: ‘En Ucuz’ Sigara 40 Liraya Yaklaşabilir

Sigara ve alkolde ÖTV tutarı, yasa gereği her altı ayda bir ÜFE kadar artırılıyor. Bu senaryoda en ucuz sigara fiyatı için ortaya çıkan rakam dudak uçuklatıyor. Yüksek enflasyon, sigara ve alkollü içkilerin fiyatını önemli ölçüde artırabilir.

Bunun nedeni ise bu iki ürünün Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) her altı ayda bir otomatik olarak ÜFE bazında artırılıyor olması. Yasa ile yapılan bu düzenleme bu yıl ÜFE oranı çok yüksek olunca sigara ve alkol kullananların ceplerini ekstra yakacak.

Habertürk yazarı Rahim Ak’ın haberine göre, yılın ilk 4 ayında Üretici Fiyat Endeksi yani ÜFE yüzde 39,23 oldu. Yıllık rakam yüzde 121 düzeyinde. ÖTV artışları ise 6 aylık ÜFE artışları kadar yapılıyor.

Eğer kalan 2 ayda ÜFE geçen ayların ortalaması gibi olursa 6 aylık ÜFE yüzde 60’a çıkacak. Yani sigarının ÖTV’si yüzde 60 artırılacak.

“Sigarada öyle karmaşık bir vergi sistemi var ki anlamak biraz zor ama sonuçta alınan her sigara paketinin yüzde 87’si vergiye gidiyor” diyen Ak’ın yazısından ilgili kısım şu şekilde:

“Şimdi dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışalım. Sigaranın ÖTV’si nispi yani oransal olarak yüzde 63 düzeyinde. Ancak o kadar basit değil. Bu vergiye bir asgari maktu ve bir de maktu vergi eşlik ediyor. Asgari maktu çok önemli çünkü bu tutarın altına inilemiyor. En az ÖTV bu tutar kadar olacak. Bu oran şu anda 0.7197 lira. Her bir sigara dalından alınan vergi bu. 20 sigaralık bir pakette 14.39 liraya denk geliyor şu anda.”

En düşük sigara fiyatı ne kadar olacak?

“İkinci adıma geçelim. 23.5 lirayı aldım git demiyor Maliye. Asgari maktu tutar sigara fiyatının yüzde 63’ünün altına inemiyor. Yani 23.5 liralık asgari maktu vergi sigara fiyatının yüzde 63’ü olacak en az. Bu rakam da 36,5 lira. Bir de satış fiyatı üzerinden alınan KDV var. KDV oranı da bildiğiniz gibi yüzde 18. Şimdi sigara şirketleri KDV, bayi karı, maliyeti derken sizce sigarayı kaç liraya satabilir? 36.5 liralık tutar en düşük vergi şu anda 22,8 lira düzeyinde.”

27 liralık sigara 44 liraya yaklaşabilir

“Hadi bir de fiyat üzerinden gidelim. Örneğin şu anda 27 lira olan pahalı sigaranın yüzde 63’ü yani nispi vergisi 17.01 lira. Buna bir de paket başına alınan 0.7150 lira eklendiğinde ÖTV 17,72 lira oluyor. Asgari maktu vergi 14.39 lira olduğu için sınavı geçmiş oluyor bu sigara. Yine sigara öyle bir fiyata satılmalı ki satış fiyatının yüzde 63’ü bu rakamın altına düşmemeli. Bu andaki sınır ise 22.8 lira. KDV de eklendiğinde bu yüzden en ucuz sigara da 23.5 lira civarında satılıyor.

Olası bir 6 aylık ÜFE kadar ÖTV artışı ise 23.5 lirayı 37.6 liraya çıkaracak. 23,5 liralık ucuz sigara 37.6 ve 27 liralık pahalı sigara ise 43.2 lira olacak. Bu ise iki açından önemli bir etki yapabilir. Bunlardan ilk enflasyon. Zaten büyük sorun olan TÜFE’yi bu artışın yukarı iteceği açık. Diğer önemli sorun ise fiyat artışlarının kaçak kullanımını artırması.”

Paylaşın

Stabil Kripto Para Terra UST’nin Çöküşü Piyasaları Nasıl Sarstı?

En çok kullanılan kripto para birimlerinden Terra Luna’nın yüzde 99 değer kaybetmesi ve sabit kripto paraları (stablecoin) da aşağı çekmesi, piyasalarda çöküşe neden oldu.

Geçen ay değeri 118 Dolar olan Terra Luna, dün 0,09 dolara kadar geriledi. Bu çöküş Terra’nın sabit kripto varlığı olan TerraUSD’nin (UST) de sabitliğini kaybetmesine neden oldu.

Yatırımcıların korkuya kapılarak Bitcoin dahil en popüler kripto para rezervlerini satması ile, piyasalar da yere çakıldı. Şirketler, sabit kripto paralarını ABD Doları gibi varlıklarla, örneğin 1 tokeni 1 dolara eşitleyerek denklemeye çalışıyor.

Ancak kripto sitesi Coin Market Cap’e göre sabit kripto para UST, 0.4 dolara kadar geriledi. En çok kullanılan sabit kripto para Tether (USDT) de ABD Doları’na denkliğini kaybederek, 0.95 dolara düştü.

“Yaşananların tam karşılığı, panik”

Yaşanan kriz sonrası “#cryptocrash” (Kripto’nun çöküşü) Twitter ve Google aramalarında en çok kullanılan etiketlerden biri oldu.

An itibarıyla bütün Kripto varlıklarının toplam piyasa değeri 1,12 trilyon dolar. Bu değer, Kasım ayındaki değerin yaklaşık 3’te biri ve bu kaybın %35’inden fazlası geçtiğimiz hafta gerçekleşti.

Coin MarketCap’e göre şu an 27.000 dolara denk olan bir Bitcoin’in değeri, Aralık 2020’den beri görülen en düşük seviyeye geriledi. Bir Bitcoin’in değeri geçen yılın sonlarında 70.000 dolara kadar çıkmıştı.

Kripto dünyasının en değerli ikinci parası Ethereum ise 24 saat içinde yüzde 20’ye yakın değer kaybetti.

Ekonomist Frances Coppola, TerraUSD’nin değer kaybının yarattığı panikle “dev finans kurumlarının toplu olarak varlıklarını sattığını, diğer herkesin de kripto paralarını en hızlı şekilde elden çıkarmaya çalıştığını” söylüyor.

Coppola, “Yaşananların tam karşılığı, panik” diyor.

Cuma günü TerraUSD ve Terra Luna’nın arkasındaki şirket Terraform Labs, tartışmalı ve beklenmeyen bir hamle ile, blok zincirindeki (blockchain) tüm işlemleri durdurdu.

Şirket, Twitter’dan paylaştığı açıklamasında “yeniden yapılandırma için gereken” stratejileri belirlemek amacıyla bu adımı attıklarını belirtti.

Terraform Labs’in kurucusu Do Kwon daha önce attığı tweette, “Bu son 72 saatin hepiniz için çok zor geçtiğini anlıyorum- bu krizi aşmanız için her birinizle beraber çalışma konusunda kararlı olduğumu bilin” ifadelerini kullandı.

Şirket Terra Luna’yı toparlamak için yeni kripto para çıkarma yönünde planlar yaparken, büyük paralar kaybeden bazı Twitter kullanıcıları şirketten yardım istedi.

Öte yandan şirketin Discord (yatırımcıların sıklıkla kripto para piyasalarındaki gelişmeleri tartışmak için kullandığı bir platform) kanalı, yapılan bir duyurunun ardından “yeni kullanıcıların korku, belirsizlik ve yanlış bilgileri yaymalarını engellemek” amacıyla kilitlendi.

Tether’den bir yetkili ise Twitter’dan yaptığı açıklamada, elindeki USDT’leri dolara çevirmek isteyen bütün kullanıcılarına yetecek kadar nakit rezervleri olduğunu belirtti.

Paolo Ardoino isimli yetkilinin açıklamasında, Tether’in son 24 saatte “1 dolar ile 300 milyon dolar arasındaki bütün satış işlemlerini” herhangi bir sıkıntı yaşamadan gerçekleştirdiğini ifade etti.

Yönetmelikte sıkılaştırma çağrısı

Birçok ülkede yetkililer sabit kripto paraların yasal olarak denetim altına alınması çağrısında bulundu.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Senato komitesi ile yaptığı toplantıda TerraUSD’nin yere çakılmasının “finansal istikrara ilişkin riskleri” ortaya koyduğunu ve uygun bir denetim planı hazırlanması gerektiğini söyledi.

İngiltere’nin Maliye Bakanlığı da geçen ay sabit kripto paraların “giderek daha yaygın bir ödeme şekline” dönüşeceği tahminlerine dikkat çekerek, benzer bir çağrıda bulunmuştu.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Borç Altındaki Çiftçi Üretimden Çekiliyor

Çiftçi zor bir dönemden geçiyor. Zam üste zam gelen mazot ve gübre fiyatlarına rağmen çiftçi ürettiğini değerinde satamıyor. Birçok çiftçi borç altında ya traktörü hacizli ya arazisi ipotekli. Ziraat Mühendisleri Odası’ndan (ZMO) alınan bilgiye göre, son 10 yılda çiftçinin ekmekten vazgeçtiği alan miktarı 4,2 milyon hektara ulaştı.

Çekilen çiftçi bir daha geri dönmüyor. Çiftçilerin bankalara 192, tarım kredi kooperatiflerine 13, tüccar başta olmak üzere özel sektöre de 50 milyar TL olmak üzeri toplam 255 milyar TL borcu var. Ayrıca son bir yılda kısa vadeli borçlar yüzde 58 arttı. Bu da çiftçinin borcunu ancak yeni borçla kapattığını gösteriyor.

Bugün Dünya Çiftçiler günü. Peki Türkiye’de çiftçiler ne durumda. Cumhuriyet’te yer alan habere göre güvenceli çiftçi sayısı bir yılda yüzde 13,2 azaldı. Türkiye’deki toplam çiftçi sayısında da belirsizlik var. Ziraat odalarına kayıtlı 4,5-5 milyon civarında çiftçi bulunuyor. Bunun sadece 495 bini primini ödeyebiliyor. Desteklerden yararlanabilmek için çiftçi kayıt sisteminde olmak gerekiyor. Yararlanabilen çiftçi sayısı ise 2 milyon civarında.

Bu da geriye kalan 2,5 milyon çiftçinin destek alamadığını ortaya koyuyor. Köyler büyükşehir yasası ile mahalleye dönüştürüldü. Buralarda ne kadar çiftçi olduğu bile tam olarak bilinmiyor. En fazla kadın istihdamı tarımda. Ancak onlar da büyük oranda ücretsiz işçi olarak çalıştırılıyor. Kayıt dışı istihdam çok yaygın. Kadın ve çocuk emeği sömürülüyor. Mevsimlik tarım işçileri çok zor şartlar altında, düşük ücretlerle çalıştırılıyor.

Çiftçi taban fiyatların gerçek maliyetler üzerine yüzde 20 kâr payı ile açıklanmasını istiyor. Ancak bu hiç gerçekleşmiyor. Örneğin ekmeklik buğdayda alım fiyatı ton başına 2 bin 250 TL olarak açıklandı. Oysa şu anda yurtdışından 6 bin 300 liraya buğday alınıyor. Çiftçi alım garantisi de talep ediyor. Tarım Yasası’na göre tarımsal destekleme için bütçeden ayrılacak kaynağın gayrisafi milli hasılanın en az yüzde 1’i düzeyinde olması gerekiyor. Ancak bu da hiçbir zaman gerçekleşmedi.

Çiftçinin araçları, ödenemeyen borçları yüzünden haczediliyor. Gübre ve toprak geliştiricilerde yıllık fiyat artışı TÜİK verilerine göre yüzde 153,34, enerji fiyatlarında yüzde 101,14 oldu. Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin verilerine göre, tarımsal üretim fiyatları (Tarımsal ÜFE) yıllık bazda lifli bitkilerde yüzde 196,22, sebze meyvede yüzde 112,15, tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlarda yüzde 92 oranında arttı. Buna karşın çiftçinin eline geçen para ise düştü. Geçen yıl bir dekar buğdayın maliyeti 867 TL iken bugün bu rakam 2 bin 382 TL’ye çıktı.

‘2021, çiftçi intiharlarının yaşandığı bir yıl oldu’

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Önceki yıllarda çiftçiler bu özel günlerini buruk kutluyor demiştik. Ancak şimdi ekonomik kriz, yükselen fiyatlar, girdi maliyetleri, savaşın etkisi, taban fiyat açıklanmaması gibi nedenlerle çiftçi önünü göremiyor. Artık buruk kutlama değil de çiftçi ne olacağını endişe ile bekler halde” dedi.

Suiçmez, desteklerin yetersiz kaldığını, sonradan ödendiğini, tarımsal girdi maliyetlerinin de yüksek olduğunu söyledi. Suiçmez, çiftçinin borcunu borçla döndürdüğüne dikkat çekerek “2021, çiftçi intiharlarının yaşandığı bir yıl oldu. Çiftçinin kâr ederek üretmesi sağlanmalı” diye konuştu.

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, bir zamanlar kendine yeterli olmakla övünen Türkiye’nin artık birkaç ürün dışında tüm ürünlerde ithalata bağımlı olduğunu belirtti. Demirtaş, “Çiftçiyi ‘asalak’ olarak gören, devletin yıllar boyu geliştirdiği tarımsal işletmeleri yok pahasına satan neo-liberal siyasetçiler ve ‘ekonomist’ geçinen akıl hocaları gelinen noktada seslerini kesmek zorunda kaldılar. Ancak 1980’li yıllardan bu yana verdikleri zararı telafi etmek artık çok zor” dedi.

‘Üretici iflas ediyor, tüketici gıdaya ulaşamıyor’

Eski Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı ve CHP Parti Meclisi üyesi Gökhan Günaydın, “Tarımın başladığı topraklarda üretici iflas ediyor, tüketici gıdaya ulaşamıyor” dedi. Günaydın, tarımda işlenen alan miktarının son çeyrek yüzyılda 37 milyon dönüm azalmasının ve 700 bin çiftçinin çiftçi kayıt sisteminden çıkarak tarımı terk etmesinin, tarımdaki kötü gidişin sonuçları olduğunu vurguladı. Köylerin boşaldığını, ortalama çiftçi yaşının 58’e çıktığını belirten Günaydın, nüfusun önümüzdeki dönemde daha da artacağını bildirdi. Günaydın, “86 milyonun gereksinimi için yılda 4 milyar dolar açık veren ülkenin, 120 milyon nüfus için ödemesi gereken ithalat faturasının boyutu ne olacaktır?” diye sordu.

Paylaşın

Enflasyon 3 Ayda Asgari Ücretlinin 325 Ekmeğini Yedi

Asgari ücret 1 Ocak 2022’de tarihi bir artışla 2 bin 826 liradan 4 bin 253 TL’ye yükseldi. Bu, yüzde 51 zam demekti. Ancak resmi enflasyonun giderek artması üzerine asgari ücretin alım gücü hızla düştü; düşmeye de devam ediyor. Sene ortasında zam beklentisi doğdu. Resmi veriler asgari ücretin nasıl eridiğini gösteriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Ocak 2022’de 1 aylık asgari ücretle 307 litre motorin alınırken bu miktar Nisan 2022’de 198 litreye düştü. Bu da yüzde 36 erime demek. Peki, gıda ve enerji fiyatları karşısında asgari ücretin alım gücü nasıl düştü?

TÜİK’in güvenilirlik karnesi tartışmalı iken resmi veriler de asgari ücretin alım gücünün enflasyon karşısında nasıl hızla eridiğini ortaya koyuyor. Türkiye’de en temel gıda maddesi ekmekten başlayalım: 1 kg ekmeğin ortalama fiyatı Ocak 2021’de 7,1 TL iken bu fiyat Ocak 2022’de 11,3 liraya; Nisan 2022’de 13,7 TL’ye çıktı. Aylık net asgari ücret 2021’de 2 bin 826 TL iken 2022’de 4 bin 253 liraya yükseldi.

Asgari ücretle alınan ekmek sayısı 3 ayda 325 azaldı

Buna göre Ocak 2021’de 1 aylık asgari ücret ile 397 kg ekmek satın alınırken bu miktar Ocak 2022’de 375 kg’ye; Nisan 2022’de ise 310 kg’ye kadar düştü. Ocak-Nisan 2022 arasını kapsayan son 3 ayda asgari ücretlinin satın alabileceği ekmek miktarı 65 kg azaldı.

Standart ekmek 200 gram olarak hesaplandığında Ocak 2022’de aylık asgari ücretle bin 875 ekmek alınırken bu sayı Nisan 2022’de bin 550 adete düştü. Enflasyonla birlikte 3 ayda asgari ücretli satın alabileceği ekmek miktarı 325 adet azaldı. Bu da 3 ayda yüzde 17 düşüş demek.

Enflasyon 3 ayda 43 kg ayçiçek yağını götürdü

Mutfağın temel ihtiyaçların ayçiçek yağında da benzer bir durum yaşanıyor. Ocak 2021’de 1 kg ayçiçek yağının fiyatı 16,5 TL iken bu fiyat Nisan 2022’de 34,7 TL’ye yükseldi. Ocak 2021’de asgari ücretle 171 kg yağ alınırken bu miktar Nisan 2022’de 123 kg’ye kadar geriledi. Ocak-Nisan arasını kapsayan son 3 ayda ise 1 aylık asgari ücretle alınabilecek ayçiçek yağı miktarı 43 kg azaldı. 3 aydaki bu azalma yüzde 26’ya karşılık geliyor.

Süt ne kadar azaldı?

TÜİK verilerine göre Ekim 2021-Nisan 2022 arasını kapsayan son 6 ayda sütün fiyatı yüzde 50 artış gösterdi. Bu durum asgari ücretle satın alınabilecek süt miktarını da etkiledi. Ocak 2021’de 477 litre süt alınırken bu miktar Aralık 2021’de 315 litreye kadar düştü. Asgari ücrete gelen yüzde 51 zamma rağmen Ocak 2022’de 1 aylık asgari ücretle alınan süt miktarı 437 litre oldu. Asgari ücretteki tarihi artışa rağmen Ocak 2022’de alınan süt miktarı Ocak 2021’den 40 litre eksik oldu. Nisan 2022’de ise asgari ücretle 408 litre süt alınabiliyor. Son 3 ayda düşüş oranı yüzde 7.

Asgari ücretin alacağı et 3 ayda yüzde 28 azaldı

Et fiyatlarındaki artış dikkat çekici. 1 aylık asgari ücret ile Ocak 2021’de 54 kg dana eti alınırken bu miktar Ocak 2022’de 53 kg oldu. Nisan 2022’de ise bu miktar 38 kg’ye kadar geriledi. Aralık 2021’de asgari ücretle alınabilen dana eti miktarı 36 idi. Bu şunu gösteriyor: Asgari ücrete gelen yüzde 51 zamma rağmen 3 ay sonra neredeyse aynı miktarda dana eti satın alınabiliyor.

Domates almak zorlaştı

Akaryakıt, gübre ve ilaca gelen zamlardan dolayı tarımda üretim maliyetlerinin artması sebze fiyatlarında keskin artışa yol açtı. Bunlardan birisi de domates. 1 aylık asgari ücretle Ocak 2021’de 522 kg domates alınırken bu oran Ocak 2022’de 452 kg’ye; Nisan 2022’de ise 230 kg’ye kadar geriledi. Asgari ücretin alabileceği domates miktarı son üç ayda yüzde 49 düştü. Sebze fiyatları mevsime göre değişiyor. Ancak önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında da düşüş ortada. Üstelik 2022 başında asgari ücrette zam yüzde 50’yi aşmıştı. Nisan 2021’de 392 kg domates alınabiliyordu. Bu da 1 sene içinde yüzde 41 düşüş demek.

Asgari ücretle alınabilecek motorin miktarı 3 ayda yüzde 35 azaldı

Asgari ücretin değerinin düşmesi akaryakıtta daha keskin ortaya çıkıyor. Ocak 2022’de 1 aylık asgari ücret ile 310 LT benzin veya 483 LT LPG veya 307 LT motorin alınırken Nisan 2022’de bu miktarlar 221 LT benzin, 371 LT LPG veya 198 LT motorine düştü. Yani aylık maaş ile satın alınabilecek benzin 88 LT; LPG 112 LT ve motorin ise 109 litre azaldı.

Oran olarak bakıldığında ise 1 aylık asgari ücretle satın alınabilecek benzin miktarı son 3 ayda yüzde 28, LPG yüzde 23 ve motorin yüzde 36 azaldı. Hesaplamalar 1 aylık maaş ile sadece bir akaryakıt türünün satın alınmasına dayanıyor.

Asgari ücret karşısında gıda ve enerji fiyatları nasıl seyretti?

Asgari ücretin satın alma gücünün nasıl düştüğünü endeks yöntemi ile de görmek mümkün. Buna göre asgari ücret ve diğer ürünlerinin fiyatı belirli bir tarihte 100’e eşitleniyor. Yine TÜİK verileri üzerinden asgari ücretin yanı sıra gıda ve alkolsüz içecek endeksini, ekmek, ayçiçek yağı, dana eti, doğal gaz, benzin, LPG ve motorin fiyatlarını Ocak 2022’de 100’e eşitliyoruz.

Asgari ücrete zam gelmediği için asgari ücret endeksi Ocak-Nisan arasında hep 100’de kalıyor. Nisan 2022’de gıda fiyat endeksi 129’a yükseldi. Bu şu demek: Ocak 2022’de 100 TL’ye alınan gıda sepeti Nisan 2022’de 129 TL’ye satın alınabilir. Oysa aynı dönemde asgari ücret hala 100 TL.

Nisan 2022’de ekmek fiyat endeksi 121’e, ayçiçek yağı fiyat endeksi 135’e, doğal gaz endeksi 135’e, benzin fiyat endeksi 140’a, LPG endeksi 130’a ve motorin fiyat endeksi 155’e yükseldi. Asgari ücret endeksi ise değişmeyerek 100’de kaldı.

Grafik asgari ücretin Ocak-Nisan 2022 arasında 100 puanda sabit kalırken diğer ürünlerin fiyatlarının nasıl arttığını gösteriyor. Tüm bu hesaplamalar TÜİK’in açıkladığı resmi verilere dayanıyor.

Uzun vadede gıda fiyatları

Alım gücünün değişimine uzun vadede bakmak da mümkün. Aylık asgari ücret ile gıda ve alkolsüz içecekler endeksini bu kez Ocak 2018’de 100’e eşitliyoruz. Nisan 2022’de asgari ücret 264 puana yükselirken gıda fiyat endeksi 338 puana çıkıyor. Bunun anlamı ise şu: Ocak 2018’de 100 lira olan asgari ücret Nisan 2022’de 264 liraya çıkıyor. Ancak Ocak 2018’de 100 liraya alınan gıda sepeti Nisan 2022’de 338 liraya alınabiliyor. Yani, asgari ücret ile aynı miktarda gıda almak mümkün değil.

Asgari ücret bu dönemde bin 613 liradan 4 bin 253 liraya çıkmasına rağmen aynı daha az gıda satın alabiliyor. Ocak 2018-Nisan 2022 arasında asgari ücret yüzde 164 artarken aynı dönemde gıda fiyatları yüzde 238 yükseldi.

Asgari ücretle çalışan oranı en yüksek Türkiye’de

Öte yandan, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre Türkiye’de 2020 yılında kayıtlı işçilerin yüzde 42’si asgari ücretle çalışıyor. SGK verilerine göre 2020 yılında Türkiye’de çalışan kayıtlı işçi sayısı 15 milyon 203 bin. Bunların 6 milyon 390 bini ise asgari ücretle çalıştı. Buna göre kayıtlı işçilerin yüzde 42’si asgari ücret alıyor. Asgari ücretin biraz üstünde kazananlar da eklendiğinde işçilerin büyük bir kısmı asgari ücret veya asgari ücrete yakın bir aylık alıyor.

AB Türkiye’nin alım gücünü yenide hesaplayacak

Bu arada, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) Türk lirasının hızla değer kaybetmesi üzerine asgari ücretin satın alma gücüne dair daha önce açıkladığı 2021 yılı Türkiye verilerini sistemden kaldırarak yeniden hesaplama yapmaya karar verdi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Hazine’nin Borçlanma Maliyeti 3 Ayda Yüzde 65’e Yükseldi

Enflasyonun çift haneye çıktığı 2017 yılından bu yana devletin ‘enflasyon arttıkça artan’ faizlerle yaptığı borçlanma 3 kat birden yükseldi. Borçlanmanın vadesi kısalırken, maliyeti arttı.

Türkiye döviz ve enflasyondan etkilenmemek için faizle TL cinsinden borçlanma politikasından vazgeçerek, döviz cinsi değişken faizle ve TÜFE’ye dayalı borçlanmayı artırdı. Borçlanmanın TÜFE’ye endekslenmesi yüksek seyreden enflasyonun etkisiyle Hazine’nin borçlanma maliyetlerini fırlattı.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine bu yılın ilk 3 ayında Hazine’nin değişken faizli borçlanma oranı geçen yıla göre yüzde 53’ten yüzde 65’e çıktı. TÜFE arttıkça faizi de artan borçlanmanın payı yüzde 11.4’ten yüzde 28.8’e fırladı. Riske açık borçlanma yüzünden Hazine, enflasyon arttıkça rantiyeye daha çok para ödüyor.

Borçlanma vadesi kısaldı

Geleceğe yönelik güven azalınca borçlanmanın vadesi de kısaldı. Hazine 2017’de 71.2 ay, 2018’de 70.8 ay ortalama vade ile borçlanırken bu yılın ilk 3 aylık döneminde iç borçlanmanın ortalama vadesi 54.3 aya geriledi. Aynı şekilde 2017’nin mart ayında 77.6 ay vadeli borçlanan Hazine geçen martta 60.5 ay vadeyle borçlanabildi.

TÜFE, döviz ve altına endeksli borçlanmalar bir yana TL cinsi sabit faizli iç borçlanmanın maliyeti bile iki kattan fazla arttı. Yurt içinden aldığı TL borca Mart 2017’de yüzde 11.4, Mart 2021’de yüzde 15.4 faiz ödeyen Hazine, bu yılın aynı ayında yüzde 25.6 bileşik faiz ödemek zorunda kaldı.

Paylaşın

Türkiye’nin Kredi İflas Riski Son 14 Yılın En Yüksek Seviyesinde

Türkiye’nin kredi iflas riskini gösteren 5 yıllık CDS’leri dün 700 puanı aşarak 2008’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Dolar kuru bandının ise önümüzdeki haftalarda daha net seçilebileceği belirtildi.

Türkiye’ye ait varlıkların taşıdığı risk hakkında gösterge olan CDS’teki belirgin yükseliş Hazine’nin dolar borçlanma maliyetlerini yükseltirken,  bankacılar maliyetlerin çift haneye yaklaştığına dikkat çektiler.

CDS’ler son bir haftada 72 baz puan ile keskin şekilde yükselerek dün gün içinde 7 Mart’ta gördüğü 700 baz puan seviyesini aştıktan sonra günü 697/705 baz puandan kapattı. Böylelikle 2008’den bu yana en yüksek seviye aşılmış oldu.

Dolar kuru tahmini

Bu gelişmelerle birlikte dolar/TL bu sabah 20 Aralık’tan beri ilk kez 15.43’e yakın seviyelerden işlem görürken, bankacılar kurun 15.5’in altında denge bulabileceğini ifade ettiler.

Reuters’ın görüşlerine başvurduğu beş işlemciden dördü dolar/TL’deki yeni bandı 15-15.5 olarak tahmin ederken, bir bankacı ise 15.5-16 bandını öngördü. Bankacılar önümüzdeki haftalarda bandın daha net seçilebileceğini belirtti.

Paylaşın

Sanayi Üretimi Yıllık Bazda Yüzde 9,6 Arttı

TÜİK’in verilerine göre, sanayi üretimi mart ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,6 arttı; aylık bazda ise yüzde 1,8 daraldı. Sanayi üretimi Şubat ayında yüzde 13,3 artmıştı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Sanayi Üretim Endeksi Mart 2022 verilerini açıkladı.

Buna göre Mart ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,9, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 10,6 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,9 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 4,9 ve imalat sanayi sektörü endeksi %2,2 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,8 arttı.

Şubat ayı verileri

Sanayi üretimi Şubat ayında aylık yüzde 4,4, yıllık yüzde 13,3 artmıştı.

Şubat ayı sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,1, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 14,4 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,9 artmıştı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde ise, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 3 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 5,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,1 artmıştı.

Paylaşın

Gelir Eşitsizliğinin En Yüksek Olduğu Yer İstanbul

TÜİK’in açıkladığı verilere göre, İstanbul, gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu bölge olurken, Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, gelir eşitsizliğinin en az olduğu bölge oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları, 2021 verilerini yayımladı. Buna göre, en düşük gelir TRB2 olarak tanımlanan Van, Muş, Bitlis, Hakkari’de gerçekleşti.

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2021 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2020 yılını referans alınıyor. Gelir hesaplamalarında; hanehalkı gelirleri, hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülüyor.

Son yapılan araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2021 yılında 37 bin 400 TL iken, bölgeleri itibarıyla en yüksek olduğu bölge 51 bin 765 TL ile İstanbul bölgesi oldu.

Fert geliri en düşük olan iller: Van, Muş, Bitlis ve Hakkari

Türkiye’de en düşük 20’lik grupta yer alan kişilerin fert geliri ortalama 11 bin 427 lira olurken en yüksek 20’lik grupta yer alan kişilerin ortalama fert geliri 87 bin 366 lira oldu. Bu rakam İstanbul’da en yüksek 20’lik grupta 130 bin 325 liraya çıktı. İstanbul’da en düşük 20’lik grupta yer alan kişilerin ortalama geliri 15 bin 814 lira oldu. Ortalama fert geliri en düşük olan Van, Muş , Bitlis ve Hakkari’de gelir 18 bin 275 lira olarak gerçekleşti.

Bu bölgeyi, 47 bin 595 TL ile İzmir bölgesi ve 46 bin 516 TL ile Ankara izledi. En düşük yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri ise 18 bin 278 TL ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari’de gerçekleşti.

Gelir eşitsizliği en az Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli’de oldu.

P80/P20 oranı, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun gelirinin en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun gelirine oranı şeklinde hesaplanarak ve oran küçüldükçe gelir eşitsizliği azalıyor.

Son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranı Türkiye’de 7,6 iken, bu değerin en düşük olduğu 4,1 ile Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, 4,3 ile Zonguldak, Karabük, Bartın ve Bursa, Eskişehir, Bilecik oldu.

P80/P20 oranının en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 8,2 ile İstanbul, 7,7 ile Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan ve 7,2 ile Adana, Mersin oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli bölgesinde gerçekleşti.

İBBS 2. Düzey bölgelerinin herbiri için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’sine göre hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 14,4 ile Adana, Mersin, yüzde 13,7 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt ve Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük olan İBBS 2. Düzey bölgeleri ise yüzde2,2 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli), yüzde 6,5 ile TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) ve yüzde 7,7 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) olarak hesaplandı.

Paylaşın

Hazine’nin Nakit Açığı 66,8 Milyar Liraya Yükseldi

2022 yılının ilk 4 ayında Hazine’nin nakit açığı 66,8 milyar liraya yükseldi. Nakit dengesi, geçen sene nisanda 13,3 milyar lira, ocak-nisan döneminde 2 milyar lira açık vermişti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2022 yılı Nisan ayı “Hazine nakit gerçekleşmeleri” verilerini dün akşam açıkladı. Buna göre, nisanda Hazine nakit dengesi, 43,7 milyar TL açık verdi.

Yılın ilk 4 ayında Hazine’nin nakit açığı 66,8 milyar TL’ye yükseldi. Nakit dengesi, geçen sene nisanda 13,3 milyar TL, ocak-nisan döneminde 2 milyar TL açık vermişti.

Sözcü’nün aktardığına göre nisan ayında Hazine’nin gelirleri 182,1 milyar TL olurken, giderleri 226,4 milyar TL olarak kayıtlara geçti.

2022’de faiz gideri 93 milyar lira oldu

Hazine’nin faiz giderleri nisanda 15,3 milyar TL olurken, yılın ilk 4 ayında toplam faiz gideri 93 milyar TL’ye ulaştı. Faiz ödemeleri geçen sene nisanda 12,7 milyar TL, ocak-nisan döneminde 57,9 milyar TL olmuştu.

Nisanda faiz dışı nakit açığı 29 milyar TL oldu. Yılın ilk 4 ayında faiz dışı denge, 24,5 milyar TL fazla verdi. Net borçlanma ise nisanda 20,7 milyar TL, ocak-nisan döneminde 82,3 milyar TL oldu.

Paylaşın

Ekonomist Demirtaş’tan Müjde Yorumu: Her Şeyi Daha Berbat Yaparsınız

Prof. Dr. Özgür Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün akşam konut satışlarına ilişkin açıkladığı 3 ayrı krediye tepki gösterdi.

Haber Merkezi / Prof. Dr. Demirtaş, “Açıklanan resmi enflasyonun yüzde 70 olduğu, ucuz krediyle şişirilen ev fiyatlarından insanların yandığı bir ortamda, siz kalkıp yüzde 0.99 faizle bedavaya çuval çuval TL dağıtırsanız, her şeyi daha da berbat yaparsınız” dedi. Demirtaş, “Daha yanlış bir politika düşünemiyorum” diye konuştu.

Erdoğan açıklamıştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam yaptığı açıklamada konut satışlarına ilişkin 3 ayrı paket açıklamıştı. Bunların ilki, ilk kez konut alacakların, 2 milyon liraya kadar değere sahip birinci el satın almaları için, 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0,99 faizle kredi verilmesi idi.

İkinci paket birinci ve ikinci el konutları da kapsarken, üçüncü paket ise, inşaat sektörüne yönelik. Mayıs itibarıyla asgari yüzde 50’si satılmamış inşaat projeleri için 20 milyar liralık bir kaynak ayrıldı.

Detaylar belli oldu

Erdoğan’ın duyurduğu konut sektörüne ilişkin destek paketleriyle ilgili detayları da belli oldu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile istişareler doğrultusunda “İlk evim Konut Finansman Paketi”, “Genişletilmiş Konut Finansman Paketi”, “İnşaat Sektörüne Özel Kredi Garanti Paketi” olmak üzere 3 çözüm paketi oluşturdu. Konuya ilişkin ayrıntıları Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati sosyal medya hesabından paylaştı.

“İlk evim Konut Finansman Paketi” çerçevesinde, kamu bankalarınca, ilk ve tek konutunu alacak vatandaşlara yönelik olarak, birinci el konutlarda uygulanmak üzere, 2 milyon lira değerine kadar konutlar için, 10 yıla kadar vadeli, aylık yüzde 0,99 faizli konut kredisi sağlanacak.

“Genişletilmiş Konut Finansman Paketi” ile de kamu bankalarınca, birinci ve ikinci el konutları da kapsayacak biçimde, konut değerinin en az yüzde 50’si 1 Nisan 2022 tarihinden önce açılmış döviz tevdiat hesaplarının (DTH) yahut hurda altının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) satımı ile karşılanması şartıyla, 2 milyon lira değerine kadar konutlar için 10 yıla kadar vadeli, aylık yüzde 0,89 faizli konut kredisi sağlanacak.

“İnşaat Sektörüne Özel Kredi Garanti Paketi” ile de 1 Mayıs 2022 tarihi itibarıyla asgari yüzde 40’ı tamamlanmış ve yüzde 50’si satılmamış inşaat projesi sahibi KOBİ ve KOBİ dışı inşaat şirketlerinin tamamlanmayan inşaatlarını tamamlamaları hedefleniyor. Söz konusu finansman paketi için 20 milyar lira kaynak ayrıldı.

Paylaşın