Dolarizasyon Yüzde 72’ye Ulaştı!

Dolardaki hızlı yükselişin önüne geçmek ve düşük faiz politikası nedeniyle tercih edilmeyen TL mevduatı daha cazip hale getirip döviz talebini azaltmak için devreye alınan kur korumalı TL mevduat hesabı bankacılık sektöründe mevduatta dolarizasyonu arttırdı.

KKM devreye girdiği ilk hafta TL mevduatın KKM hariç toplam mevduat içindeki payı 37,35 seviyesinde iken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 27 Mayıs haftası verisinde KKM hariç TL mevduatın payı yüzde 28,15’e geriledi. KKM dövizdeki değişime duyarlı olduğu ve mevduat getirisi kurdaki değişime göre mudilere sunulduğu için dövize endeksli olarak değerlendiriliyor. Döviz mevduatının payı ise KKM devreye girdiği ilk hafta KKM ile birlikte yüzde 62,05 seviyesinde iken 27 Mayıs itibariyle KKM ile birlikte döviz mevduatının toplam mevduat içindeki payı yüzde 71,84’e çıktı. Yani KKM’nin devreye girdiği ilk haftadan bu yana TL mevduatın payı 9.2 puan azalırken dövize endeksli mevduatın payı 9 2 puan artmış oldu.

KKM ile Rusya Ukrayna savaşının başladığı şubat ayı sonuna kadar döviz kurlarında bir stabilizasyon sağlanmış ve dolar/ TL 13.5-14 lira seviyesinde kalmıştı. Özellikle şirketlere sağlanan vergi avantajı ile dövizden KKM’ye dönüş hızlanmıştı. Ancak son dönemde kurlardaki hızlı yükseliş ve şirketlerin maliyetler nedeniyle artan döviz ihtiyacı KKM’ye geçişlerin ivme kaybetmesine neden oldu.

KKM’nin payı yüzde 13,68’e yükseldi

Dünya’dan Şebnem Turhan’ın haberine göre; KKM her ne kadar TL mevduat olarak adlandırılsa da vade sonu getirisi döviz kurlarındaki değişime göre belirlendiği için analistler dövize endeksli mevduat olarak değerlendirilmesini daha uygun görüyor. KKM ilk olarak 20 Aralık’ta devreye alındı ve ilk veriyi 24 Aralık 2021 haftasında karşıladık. İlk haftasında 29 milyon lira giriş sağlanırken 24 Aralık haftasında KKM’nin toplam mevduattaki payı yüzde 0,6, KKM hariç TL mevduatın toplam bankacılık sektörü mevduatındaki payı yüzde 37,35, döviz mevduatının payı yüzde 62,05, KKM ile beraber dövize endeksli mevduatın payı ise yüzde 62,64 seviyesindeydi. KKM’ye katılım arttıkça KKM hariç TL mevduatın toplam mevduattaki payı düşüş eğilimine girdi. 27 Mayıs haftasında KKM’nin payı toplam mevduatta yüzde 13,68’e çıkarken KKM hariç TL mevduatın payı da yüzde 28,15’e indi. KKM ile birlikte döviz mevduatının payı da yüzde 71,84’e yükseldi. Analistler KKM’nin her ne kadar döviz talebini azaltmayı hedefl ese ve liralaşma stratejisinin bir parçası olsa da dövize endeksli olması nedeniyle yine dolarizasyonu artırıcı yönde etki yaptığına dikkat çekti.

KKM’nin Merkez Bankası’na olan yükü veriler açıklanmadığı için bilinmiyor. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe sonuçlarında KKM dönüşleri için ne kadar ödediğini açıklıyor. Buna göre mart ve nisan aylarında KKM dönüşleri için 16,3 milyar lira ödendi.

Paylaşın

İlaç Krizi Kapıda

Türkiye’nin ilaç krizine girdiğini söyleyen CHP’li Bulut, “Eczaneler artan giderler karşısında elektrik, doğalgaz, su, kira gibi sabit işletme masraflarını bile karşılamakta yetersiz kalıyor. Eczacılar için artık bıçak kemiğe dayandı. Eczacıların dayanacak gücü kalmadı. Darboğaza giren eczanelerde yaşanan ekonomik sorunlar göz önünde bulundurularak bir an önce İlaç Fiyat Kararnamesi güncellenmeli” dedi.

Birgün’de yer alan habere göre; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Türkiye’nin adım adım ilaç krizine girdiğini belirtti. Artan döviz kuru ve ilaç firmalarının zam beklentisi sebebiyle yüzlerce ilacın eczane raflarında bulunmadığını kaydeden Bulut, “İlaç döviz kuru yıl içinde 3-4 kez güncellenmeli, ilaç yokluğunun önüne geçilmeli” dedi.

Bulut, açıklamasında şunları kaydetti: “Firmaları, ürettiği ve ithal ettiği ilaçları ya hiç getirmiyor ya da çok az getiriyor. Yeni ilaçların yüzde 80’i, yılda bir kez güncellenen ilaç döviz kuru nedeniyle Türkiye’de bulunmamaktadır. Zam bekleyen firmalar piyasaya az sayıda ilaç sürüyor. Defalarca Sağlık Bakanlığı’na çağrı yaptık ama dinlemediler. İlaç krizi her yıl yaşanmasına rağmen Sağlık Bakanlığı, konuya ilişkin kalıcı bir çözüm getiremedi. Eczane eczane gezen hasta ve hasta yakınları ilaç bulamıyor ve mağdur oluyorlar. İlaç-döviz kuru yıl içinde 3-4 kez güncellenerek ilaç yokluğunun önüne geçilebilir.”

“Eczacıların dayanacak gücü kalmadı”

Eczacıların yaşadığı bir diğer sorunun da 13 yıldır güncellenmeyen İlaç Fiyat Kararnamesi olduğunu ifade eden CHP’li Bulut sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülke genelinde 28 bin eczane, toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi için gece gündüz hizmet veriyor. Ekonomik kriz, döviz kurundaki yükseliş, ardı ardına gelen fahiş zamlar, eczanelerin de ekonomik yapısını bozdu. Eczaneler artan giderler karşısında elektrik, doğalgaz, su, kira gibi sabit işletme masraflarını bile karşılamakta yetersiz kalıyor. Eczacılar için artık bıçak kemiğe dayandı. Eczacıların dayanacak gücü kalmadı. Darboğaza giren eczanelerde yaşanan ekonomik sorunlar göz önünde bulundurularak bir an önce İlaç Fiyat Kararnamesi güncellenmeli.”

Paylaşın

Et Ve Süt Kurumu İflasın Eşiğinde!

Kötü yönetim ve liyakati göz ardı eden kadrolaşma, Et ve Süt Kurumu’nu iflasın eşiğine getirdi. Görevinden alınan eski Genel Müdür Osman Uzun’un, “Uzun kuyrukları bitirmek için ete zam yaptık” açıklaması ile gündeme gelen idare 2021 yılında özkaynaklarının tamamını yitirdi.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, 2017 yılında 279 milyon 337 bin 270 TL kâr açıklayan Et ve Süt Kurumu, 2018 yılı itibarıyla düzenli olarak zarar etti. İdarenin 2019 ve 2020 yılındaki zararı sırasıyla 34 milyon 664 bin 593 TL ve 222 milyon 991 bin 213 TL oldu.

Zararı giderek derinleşen idarenin, 2021 yılında da açığı giderek büyüdü. Mali verilere göre Et ve Süt Kurumu, 429 milyon 510 bin 757 TL özkaynak ile girdiği 2021 yılında 520 milyon TL açığa imza attı. 2021 yılında kurumun özkaynağı eksiye düşerek eksi 91 milyon 479 bin 728 TL olarak gerçekleşti.

Milyonlar kiraya

Et ve Süt Kurumu’ndaki batağı gözler önüne seren raporda, dikkati çeken değerlendirmeler de yer aldı. Kurum mağazalarının devam ettirilmesinde, “Karlılıktan ziyade kamu yararı ve piyasa fiyatlarına olumlu etkinin” göz önünde bulundurulduğu savunulurken kurumun 14 kentte faaliyet gösteren toplam 18 satış mağazası olduğu bildirildi. Kendisine ait bir genel müdürlük binası bulunmayan ve 10 yıldır aynı binada kiracı olan kurumun 2020 yılı itibarıyla KDV dahil aylık kirası 292 bin 640 TL olarak hesaplandı.

Sayıştay mali duruma dikkat çekti

2020 yılı mali denetimleri kapsamında kurumun mali hesaplarını denetleyen Sayıştay da dikkat çeken bulgulara ulaştı. Sayıştay’ın Et ve Süt Kurumu’na yönelik adeta bugüne ışık tutan raporunda, kurumun mali tablosundaki bozulmaya dikkat çekilerek, “Tablonun negatife dönme riski var” değerlendirmesinde bulunuldu.

Paylaşın

İstanbul’da Yaşamanın Aylık Maliyeti 19 Bin 950 TL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) 3 aylık periyotlar halinde yayınladığı İstanbul’daki yaşam maliyeti araştırmasının mart-nisan-mayıs sonuçları açıklandı.

Haber Merkezi / Buna göre 4 kişilik bir ailenin İstanbul’da yaşama maliyeti ortalama 19 bin 950 lira oldu. Çayın fiyatı nisan ayından mayıs ayına gelene kadar yüzde 30 arttı.

Araştırmada, İstanbul’da ortalama bir hanenin yaşam maliyetindeki değişiklikler tespit edildi. Yaşam maliyetini etkileyen harcama grupları ve incelenen maddeler paylaşıldı.

Buna göre mayıs ayında İstanbul’da yaşam maliyeti artış oranı yüzde 7,78 olarak gerçekleşti. Mayıs ayı değişim oranlarına göre İstanbul’da yaşam maliyetinin yıllık (son 12 ay) artış oranı ise yüzde 86,02 oldu.

4 kişilik bir ailenin mayıs ayında yaşama maliyeti ortalaması 19 bin 950 lira olarak belirlendi. Maliyet nisan ayına göre 1440 lira arttı. Mart ayı ortalaması 17 bin 77 lira, nisan ayı ortalaması ise 18 bin 510 liraydı.

Raflardaki fiyatlar el yakıyor

Araştırma kapsamında ürün fiyatlarındaki aylık değişimler de incelendi. Buna göre, mayıs ayında nisan ayına göre en çarpıcı fiyat değişimlerinden biri yüzde 30 artışla çayda görüldü.

Yine araştırmaya göre et-kıymanın fiyatı mart ayında yüzde 21, nisan ayında yüzde 2, mayıs ayında ise yüzde 15 arttı. Yoğurdun fiyatı da nisan ayında yüzde 28, mayıs ayında yüzde 19 artarken ağız ve diş bakımı ürünlerinde mayıs ayı fiyat artışının oranı yüzde 22’yi buldu.

TÜİK açıkladı: Enflasyon yüzde 73,50

Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mayıs 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, enflasyon mayısta yüzde 2,98 arttı, yıllık bazda ise yüzde 73,50 oldu.

Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre, Mayıs 2022’de enflasyon yüzde 5,46 olurken yıllık enflasyon yüzde 160,76’ya yükseldi. ENAG nisan ayı enflasyon rakamlarının yıllık yüzde 156,86 oranında olduğunu duyurdu.

İstanbul’da ise perakende fiyatlar Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 87,35 artış kaydedildi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre bu artış 1998’den bu yana görülen en yüksek artış oldu. Aylık bazda artış ise yüzde 5,84 olarak kaydedildi. İTO verilerine göre Mayıs’ta toptan fiyatlarda yıllık yüzde 79,12; aylık olarak ise 5,76 artış oldu.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Enflasyon Yüzde 73,50

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mayıs 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, enflasyon mayısta yüzde 2,98 arttı, yıllık bazda ise yüzde 73,50 oldu.

Haber Merkezi / Ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı mayıs ayında en az artış gösteren ana gruplar yüzde 0,41 ile eğitim, yüzde 1,49 ile haberleşme ve yüzde 1,61 ile sağlık oldu. Buna karşılık, 2022 yılı mayıs ayında artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 6,53 ile alkollü içkiler ve tütün, yüzde 6,15 ile eğlence ve kültür, yüzde 5,47 ile lokanta ve oteller oldu.

Yıllık bazda 8 grup düştü, 4 grup yükseldi

Yıllık en düşük artış yüzde 19,81 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde 27,48 ile eğitim, yüzde 29,80 ile giyim ve ayakkabı ve yüzde 37,74 ile sağlık oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 107,62 ile ulaştırma, yüzde 91,63 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 82,08 ile ev eşyası oldu.

Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre, Mayıs 2022’de enflasyon yüzde 5,46 olurken yıllık enflasyon yüzde 160,76’ya yükseldi. ENAG nisan ayı enflasyon rakamlarının yıllık yüzde 156,86 oranında olduğunu duyurmuştu.

Türk-İş ve İTO enflasyon verilerinde artış sürmüştü

Enflasyon açısından öncü göstergeler olarak kabul edilen Türk-İş Ankara gıda enflasyonu ve İTO İstanbul perakende fiyatlar endeksi Mayıs ayında enflasyonda yükselişin sürdüğüne işaret etti. Türk-İş gıda enflasyonu yıllık bazda Mayıs’ta yüzde 107 olarak kaydedildi.

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 13,04 oranında gerçekleşti. Beş aylık değişim oranı yüzde 46,85 oranında oldu.

İstanbul’da ise perakende fiyatlar Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 87,35 artış kaydetti.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre bu artış 1998’den bu yana görülen en yüksek artış oldu. Aylık bazda artış ise yüzde 5,84 olarak kaydedildi. İTO verilerine göre Mayıs’ta toptan fiyatlarda yıllık yüzde 79,12; aylık olarak ise 5,76 artış oldu.

Beklentilerin altında geldi

Reuters’ın 14 katılımcıyla gerçekleştirdiği ankette, mayıs ayı için yıllık enflasyonun son 24 yılın zirvesi olan yüzde 76,55’e ulaşması bekleniyor.

Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin düzenlediği enflasyon anketine göre ise, ankete katılan 21 kurumun medyan beklentisi mayıs ayında enflasyonun aylık yüzde 4,6; yıllık yüzde 76,2 seviyesinde gerçekleşeceği yönünde oldu.

TL’de değer kaybı endişesi

Merkez Bankası’nın faiz kararları, hükümet ve TCMB’den TL’deki değer kaybını durduracak bir açıklama gelmemesi, buna ek olarak TCMB’nin döviz piyasasına müdahalede bulunmak için geçtiğimiz yıllara göre çok daha düşük döviz rezervinin bulunması TL’nin daha da değer kaybının sürebileceği endişesini yaratıyor.

Paylaşın

ENAG’a Göre Enflasyon Yüzde 160,76

Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) göre, Mayıs 2022’de 12 aylık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yüzde 160 arttı. Yine ENAG’a göre TÜFE aylık bazda ise yüzde 5,46 arttı.

Haber Merkezi / Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), her ay kendi hesapladığı enflasyon oranıyla kamuoyunun karşısına çıkıyor. ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranı ile TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı arasındaki büyük bir makas olması ise dikkat çekiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Mayıs ayında geçen yılın aynı dönemine göre enflasyon yüzde 73,50 artarken, Mayıs ayında aylık enflasyon ise yüzde 2,98 arttı.

Veriler üretici fiyatlarındaki artış ivmesinin de devam ettiğini gösterdi. Buna göre Mayıs ayında üretici fiyat endeksi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 132,16 arttı ve rekor düzeye yükseldi. Aylık bazda üretici fiyat endeksindeki artış ise yüzde 8,76 olarak kaydedildi.

Türk-İş ve İTO enflasyon verilerinde artış sürmüştü

Enflasyon açısından öncü göstergeler olarak kabul edilen Türk-İş Ankara gıda enflasyonu ve İTO İstanbul perakende fiyatlar endeksi Mayıs ayında enflasyonda yükselişin sürdüğüne işaret etti.

Türk-İş gıda enflasyonu yıllık bazda Mayıs’ta yüzde 107 olarak kaydedildi.

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 13,04 oranında gerçekleşti. Beş aylık değişim oranı yüzde 46,85 oranında oldu.

İstanbul’da ise perakende fiyatlar Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 87,35 artış kaydetti.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre bu artış 1998’den bu yana görülen en yüksek artış oldu. Aylık bazda artış ise yüzde 5,84 olarak kaydedildi.

İTO verilerine göre Mayıs’ta toptan fiyatlarda yıllık yüzde 79,12; aylık olarak ise 5,76 artış oldu.

Paylaşın

OECD Enflasyonu: Türkiye Ve Estonya Zirvede

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) bugün (2 Haziran) paylaştığı Nisan 2022 tüketici fiyat endeksine göre, OECD bölgesindeki yıllık enflasyon gıda ve hizmetler sektöründeki fiyat artışlarının da etkisiyle yüzde 9,2 olarak ölçüldü. Bu oran, Mart ayında yüzde 8,8’ti.

OECD bölgesinde, gıda ve enerji fiyatları hariç tutulduğunda Nisan ayı yıllık enflasyonu yüzde 6,3’tü. Mart’ta bu oran yüzde 5,9 olarak ölçülmüştü.

Rusya-Ukrayna savaşının ikinci ayına ilişkin OECD tüketici fiyat endeksi, Mart ayında yüzde 10 olan gıda enflasyonunun Nisan’da yüzde 11,5’e yükseldiğini ortaya koydu. Aynı veriler, Mart’ta yüzde 3,9 artan hizmetler sektöründeki tüketici fiyatlarının Nisan’da yüzde 4,4 arttığını gösterdi.

“Fiyat gelişmelerinin ülkeler arasında değiştiğini” ifade eden OECD, bölgedeki 33 ülkeden dokuzunun tüketici enflasyonunun Nisan’da çift haneleri gördüğünü kaydetti. Buna göre, en yüksek oranlar Türkiye ve Estonya’da görüldü. Açıklanan resmi rakamlara göre, Estonya’nın Nisan enflasyonu yüzde 18,9 iken Türkiye’nin resmi enflasyonu yüzde 70’ti.

Öte yandan, aralarında İtalya, İspanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) de aralarında olduğu beş ülkede enflasyon düştü.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, dün (1 Haziran) CNN’e verdiği röportajda, ülkedeki enflasyonun seyrine ilişkin geçen yıl yaptığı yorumlarda yanıldığını ifade etmişti.

Enerji ile gıda fiyatlarını artıran beklenmedik ve büyük şoklar olduğunu, ekonomiyi kötü etkileyen arz dar boğazlarının yaşandığını anlatan Yellen, ayrıca enflasyonun çok yüksek olduğunu ve düşürülmesi gerektiğini berlirtmiş, çekirdek enflasyonun düştüğünü ancak petrol fiyatlarının yüksek seyretmeye devam ettiğini kaydetmişti.

Euro bölgesi, G7 ve G20 ülkeleri

OECD’nin Nisan 2022 verilerine göre, G7 ülkelerinin yıllık tüketici enflasyonu yüzde 7,1’de sabit kaldı. Enerji fiyatları Fransa, Almanya ve İtalya’da enflasyonun temel sebebi olarak kalırken gıda ve enerji dışındaki enflasyon Kanada, ABD ve İngiltere’de fiyatları yükseltmeye devam etti.

Euro bölgesine bakıldığında, Uyumlaştırılmış Tüketici Fiyatları Endeksi (HICP) tarafından ölçülen genel enflasyon oranının Nisan’da yüzde 7,4’te sabit kaldığı görüldü. G20 bölgesindeki enflasyon ise Çin ve Hindistan’daki artışlar ile birlikte yüzde 7,9’dan yüzde 8,5’e yükseldi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Dış Ticaret Açığı Yeni Rekor Kırdı

Ticaret Bakanlığı’nın öncü verilerine göre Mayıs ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 157 artışla 10,7 milyar oldu. Mayıs ayında öncü göstergeler dış ticaret açığının rekor tazelediğini gösterdi.

Ticaret Bakanlığı’nın öncü verilerine göre Mayıs’ta ihracat yüzde 15,2’lik artışla 19 milyar dolara çıkarken, ithalat ise yüzde 43,8 artışla 29,7 milyar dolar oldu.

Böylelikle dış ticaret açığı yüzde 157 artışla 10,7 milyar dolar oldu ve yeni rekor seviyeye yükseldi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı 15,9 puan azalarak yüzde 64 olarak gerçekleşti. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 12,3 puan azalarak yüzde 77,4 oldu.

Tüketim ithalatı artışı, yatırım ithalatını aştı

Mayıs ayında ekonomik gruplara göre en çok ithalat 24,1 milyar dolarla hammadde grubunda yaşandı. Bu grupta yıllık ithalat artışı yüzde 52,4 oldu.

Hammadde grubunu 3,2 milyar dolarla yatırım malları izledi. Yatırım mallarında yıllık ithalat artışı ise yüzde 10,8 olarak kaydedildi. Tüketim malları ithalatı ise yüzde 22,3 artışla 2,4 milyar dolar oldu.

Ocak-Mayıs döneminde dış ticaret açığı yüzde 136 arttı

Ocak-Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ihracat, yüzde 20,4 oranında artarak 102,5 milyar dolar, ithalat ise, yüzde 40,9 oranında artarak 145,7 milyar dolar oldu.

Bu rakamların ardından aynı dönem için dış ticaret açığı yüzde 136 artışla 43,2 milyar dolar olarak kaydedildi.

Paylaşın

Enflasyon Ve Kur Artışı Kart Harcamalarında Rekor Getirdi

Yüksek enflasyonun yarattığı alım gücü kaybı yurttaşların kredi kartı harcamalarını patlattı. Merkez Bankası verilerine göre 20 Mayıs haftası itibariyle kredi kartı harcamaları 64 milyar 59 milyon 742 bin lirayla yeni bir rekor kırarken geçen yıla göre değişim yüzde 119,2 oldu. Artış enflasyondan arındırıldığında ise bir yılda yüzde 29,25’lik yükseliş görüldü.

Reel olarak en fazla artış ise küresel emtia fiyatları ile vergi ayarlamalarına en çok maruz kalan harcama kalemlerinde yaşandı. Üst üste zam gören benzin, alkol ve bununla bağlantılı sektörlerde bir yılda reel olarak harcamalardaki artış iki katını aştı. Merkez Bankası da Finansal İstikrar Raporu’nda hanehalklarının yükümlülüklerdeki büyümede bireysel kredi kartı kullanımı öne çıktığını belirtirken 6 aylık yıllıklandırılmış kredi kartı yükümlülüklerinin yüzde 54,3 yükseldiğini ortaya koydu.

Nisan ayı itibariyle yüzde 70’e dayanan enflasyonda mayıs verisi yarın açıklanacak. Beklentiler mayısta aylık yüzde 4,8 yükseliş ile yıllık enflasyonun yüzde 76,55 seviyesine ulaşması yönünde şekilleniyor. Öte yandan İstanbul’da İTO tarafından açıklanan mayıs ayı perakende fiyat endeksi mayısta aylık yüzde 5,84 artarak yıllıkta yüzde 87,35’e yükseldi ki bu 1998 yılından bu yana görülen en yüksek seviyeye işaret ediyor. 24 yılın zirvesine çıkan enflasyonda eğlence, konut ve ev harcamalarında aylık çift haneli yükselişler dikkat çekti.

Benzin harcamalında yüksek artış

Dünya’dan Şebnem Turhan’ın haberine göre; bu yüksek enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki bozulma da kartlı harcamaların hızla artması sonucunu doğuruyor. Merkez Bankası’nın 20 Mayıs haftası itibariyle verilerine göre benzin ve akaryakıt istasyonlarında kartlı harcamalar 5 milyar 444 milyon liraya çıktı. Geçen yılın aynı haftasına göre değişim yüzde 229,23 seviyesinde. Enflasyondan arındırıldığında ise benzin ve yakıt istasyonları için yapılan harcamalarda bir yıllık artış yüzde 93,7 ile neredeyse ikiye katlamış durumda. Hem küresel olarak petrol fiyatlarındaki yükseliş, Rusya-Ukrayna savaşının etkileri hem de artan vergiler benzin fiyatlarına sık sık zam gelmesine neden oluyor. Önümüzdeki dönemde de petrol fiyatlarındaki artışın ışığında vatandaşın bu kalemdeki kartlı harcamalarında yeni rekorlara imza atması bekleniyor.

İçkili yerlerde reel artış yüzde 950

Yine enflasyondan arındırıldığında bir yılda oldukça yüksek artış yaşanan bir diğer kalem ise içkili yerlerdeki harcamalar. 20 Mayıs itibariyle harcama tutarı 91 milyon 53 bin lira seviyesinde. Geçen yılın aynı haftasına göre değişim yüzde 1683 olurken enflasyondan arındırıldığında yüzde 948,95 harcamalarda reel bir artış olduğu görülüyor. Bu kalem hükümetin sık sık yaptığı vergi ayarlamaları neticesinde sürekli zamlarla karşı karşıya kalıyor. Mayıs ortasında yine vergisi artırılan alkollü içkilerde temmuzda ise ÖTV ayarlaması ile yeni bir zam da bekleniyor. Vatandaşın harcamalarındaki yeni rekorlar da yolda sayılır.

Havayollarına yapılan harcamalar da hem pandemi sonrası artan talep hem de maliyet artışlarının fiyatlara yansımasının etkisiyle oldukça yüksek seyrediyor. 20 Mayıs haftasında havayollarına 2 milyar 977 milyon 293 bin lira harcandı. Bunun geçen yılın aynı haftasına göre değişimi yüzde 361,8 oldu. Enflasyondan arındırıldığında havayolu harcamalarındaki reel artış yüzde 171,7 seviyesinde.

Yine yaz tatilleri ve petrol fiyatlarındaki artışın getirdiği yüksek maliyet havayolları kalemindeki harcamalarda da yükselişin süreceğini ortaya koyuyor.

Konaklama ve dışarda yemek

Konaklama harcamaları da pandemi dönemindeki kayıplar ve yüksek maliyetlerin fiyatlara yansımasıyla enflasyonun üzerinde artış yaşanan harcama kalemleri arasında yer aldı.

Merkez Bankası verilerine göre 20 Mayıs haftasında konaklama için 1 milyar 43 milyon 772 bin lira harcanırken geçen yıla göre değişim yüzde 339,4 oldu. Reel olarak harcamalardaki artış ise yüzde 158,51’e ulaşarak iki katını aştı.

Tatil sezonunun başlamasıyla da kartlı harcamalarda bu kalemde yükselişlerin devamını takip edeceğiz.

Gıda enflasyonu ve kur etkisi ile maliyetlerin yükseldiği yemek sektöründe de kartlı harcamalar geçen yıla göre yüzde 338,83 artarken enflasyondan arındırıldığında yüzde 158,2 yükseliş yaşandığı ortaya çıkıyor.

Gıda ve market alışverişinde reel artış enflasyonun altında

Vatandaşın kartlı harcamalarında çeşitli gıda ile market alışverişleri her ne kadar yeni rekorlara imza atsa enflasyondan arındırıldığında harcamalardaki yükseliş nisan ayı enflasyonunun altında kaldı. Merkez Bankası verilerine göre çeşitli gıdaya yapılan kartlı harcama yüzde 110,6 değişim gösterirken reel olarak yükseliş yüzde 23,93 oldu. Yine market alışverişlerindeki harcamalardaki değişim yüzde 106,37 oldu, reel olarak artış yüzde 21,41 olarak hesaplandı.

Elektronik eşya ve bilgisayara kartlı yapılan harcamalarda ise geçen yıla göre reel olarak azalma yaşandı. Elektronik eşya ve bilgisayara yapılan harcamalar geçen yıla göre yüzde 65,5 yükselirken reel olarak yüzde 2,65 azaldı. Giyim ve aksesuarda harcamalardaki reel artış yüzde 14,8, mobilya ve dekorasyonda yüzde 3,95, telekomünikasyon sektöründe ise yüzde 12,95 oldu.

Kredi kartı limit kullanımı 2021 sonunda yüzde 49’dan Martta yüzde 48,1’e geldi

Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’nda da bireysek kredi kartı borcundaki artışın öne çıktığı belirtilirken tüketici mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışların bireysel kredi kartı borç gelişiminde etkili olduğu değerlendirildi. Raporda pandemi ile birlikte nakit kullanımı azaldığı kartlı alışverişlerin arttığı ve aktif kart kullanıcılarının yükseldiği dile getirilerek şöyle denildi:

“Aynı dönemde gelir artışına dayalı yapılan kart limiti güncellemelerine bağlı olarak müşteri başına limit tutarı yukarı yönlü bir gelişim göstermiştir. 2021 Haziran ayı sonrasında daha belirgin olmak üzere kişi başı kredi kartı borç bakiyesi artmaktadır. Aşılanmanın hız kazanması ve açılma sonrası hızla artan tüketici talebi, enflasyondaki artış ve bireylerin harcama alışkanlıklarındaki değişimlerin kredi kartı bakiye gelişiminde etkili olduğu değerlendirilmektedir. Öte yandan, limit kullanım oranı 2020 yılı ikinci çeyreğinde tam kapanma etkisiyle yüzde 40,8’e gerilerken, 2021 Eylül ayında yüzde 47,5’e yükselmiştir. 2022 yılında ücretlerde yapılan güncellemelere bağlı olarak kart limitlerinde yüksek artışlar gözlenmiştir. Buna bağlı olarak limit kullanım oranı 2021 yılsonunda yüzde 49 seviyesini gördükten sonra mart ayında yüzde 48,1’e gelmiştir.”

Paylaşın

Euro Bölgesi’nde ‘Stagflasyon’ Korkusu

Euro bölgesinde yaşanan fiyat artışları ve enflasyon rakamlarının yeniden rekor seviyeye ulaşması, AB’nin tek para birliği Euro Bölgesi’nde “stagflasyon” korkusu başlattı. Mayıs ayı fiyatlarındaki artış nedeniyle enflasyon yüzde 8,1’e ulaştı. Euro Bölgesi’ne üye 19 ülke ekonomisinde büyüme yavaşlarken, bunlardan 6’sında enflasyon yüzde 10’u aştı.

VOA Türkçe’den Arzu Çakır’ın haberine göre, Ekonomistler, enflasyonun beklenenden daha hızlı arttığına dikkat çekerek, Euro Bölgesi’nin, ekonomide yüksek enflasyon dönemindeki durgunluk anlamına gelen stagflasyonun eşiğinde olduğu uyarısı yapıyor.

Eurostat tarafından dün yayınlanan verilere göre, Mayıs ayında Euro Bölgesi ülkelerinde enflasyon yıllık yüzde 8,1’e ulaştı. Bu oran, euronun doğduğu günden bu yana tespit edilen en yüksek rakam. Bu yeni rekor, özellikle Pazartesi günü Almanya ve İspanya’da ve dün sabah Fransa’da yüksek enflasyon oranlarının açıklanmasından sonra yüzde 7,7 civarında bekleniyordu. Sonuçta bu rekor, ekonomistlerin beklentilerinin 0,3-0,4 puan daha üzerinde gerçekleşerek yüzde 8.1’e ulaştı. Euro Bölgesi’nde en son 2008 yılında yaşanan Lehmann-Brothers krizinde, enflasyonu tetikleyen fiyat endeksi yüzde 4’e yükselmişti.

Yükselen enflasyonla birlikte büyüme rakamları da keskin bir şekilde yavaşladı. Fiyatlar, özellikle Ukrayna-Rusya savaşının sonuçlarına maruz kalan Baltık ülkelerinden Estonya’da yüzde 20,1’lik rekor artış kaydetti. Para birliği içindeki 19 ülkeden yalnızca biri, Hollanda, enflasyonun Mayıs ayında yavaşladığını gördü, ancak bu oran yine de yüzde 10’un üzerinde kaldı.

Euro Bölgesi’nde, 24 Şubat’ta Ukrayna’da başlayan savaşın sadece beş haftasını kapsayan ilk çeyrekte bu oran yüzde 0,3 olarak belirlendi. Nisan ve Mayıs aylarında, bölge genelinde ekonomik göstergelerin tümü aşağı yönlü seyir izledi.

Rekor savaşın komşusu Baltık ülkelerinde

Avrupa’da 1980’lerden bu yana benzeri görülmeyen enflasyon şokunun boyutunu detaylandıran Eurostat verilerine göre, tek para bölgesine dahil 19 ülkeden 6’sında, Hollanda, Yunanistan, Slovakya, Estonya, Letonya ve Litvanya’da enflasyon yüzde 10’u aştı. Enflasyon artışı Euro Bölgesi’nin büyük ülkelerinde de aynı eğilimi izledi. Almanya’da Mayıs ayı enflasyonu yüzde 8,7, Belçika’da yüzde 9,9, İspanya’da 8,5, İtalya’da ise 7,3 oranında gerçekleşti. Nükleer enerji gücüne sahip olan ve elektrik/gaz fiyatlarında “tarife kalkanı” uygulayan Fransa, yüzde 5,8 ile en az etkilenen ikinci ülke oldu.

Mayıs ayı rakamlarını Fransız medyasına değerlendiren Axa baş ekonomisti Gilles Moec, “Yüksek enflasyon ve gayri safi yurtiçi hasılanın düşmesi, Fransa’nın da negatif bölgede İtalya’ya katılması, stagflasyon korkularını canlandırıyor” dedi. Allianz baş ekonomisti Ludovic Subran da, “Ukrayna’daki savaş ve Çin’in sıfır COVID stratejisi, Euro bölgesinde eşi görülmemiş bir enflasyon zirvesi ve büyümede derin bir gerileme yaratıyor” analizini yaptı.

Enerjiden, ekonominin geneline yayılıyor

Enflayon artışına ana neden olarak maliyeti bir yılda yüzde 39 artan enerji fiyatları gösteriliyor. Ancak, yavaş yavaş, bu eğilim tüm ekonomiye yayılıyor. Avrupa’da, Euro Bölgesi’nde gıda fiyatları yüzde 7,5 arttı. Enerji, gıda, alkol ve tütün hariç, “çekirdek enflasyon” da Mayıs ayında yükselmeye devam ederek, bir önceki aya göre yüzde 3,5 ve Ocak ayındaki rakamlara göre de yüzde 2,3 arttı.

Tüketicilerin güveni azaldı

Enflasyondaki artışın tüketiciler üzerindeki etkisini ölçen Avrupa Komisyonu’nun “hane halkı güveni” hesabına göre, bu gelişmelerin tüketicilerin alım gücüne etkisi oldukça şiddetli. Komisyon tarafından yapılan ve her ay, halka, “mali durumlarının son 12 ayda düzelip düzelmediğini ve yakın gelecekte büyük harcamalar yapmayı planlayıp planlamadıklarını” soran ankete göre, geçen yılın Haziran ayında -1.5 olan hane halkı güven puanı, Ukrayna’daki savaşla keskin bir şekilde düştü ve son 20 yılın en düşük seviyesine ulaşarak -21 oranında gerçekleşti.

Enflasyonu tetikleyen bir başka gerekçe ise Ukrayna-Rus savaşı ve Çin’deki “sıfır COVID” kısıtlamalarının halen tedarik zincirini bozması. Ancak sektörler bu gelişmelere hane halklarından daha güçlü bir direnç gösteriyor. Şirketlerin eğilimlerini gösteren “Satınalma Yöneticileri Endeksi” son aylarda düşse de uzmanlar, şirketlerin tüketicilere oranla, korkulandan daha iyi dayandığını gözlemliyor.

Avrupa Merkez Bankası’nın faiz artışı kararı

Yüksek enflasyon eğilimine rağmen Euro Bölgesi’nde 2022’nin ikinci yarısında durgunluk beklemeyen ekonomistler, Avrupa Merkez Bankası’na faiz oranlarını arttırması çağrısı yapıyor. Avrupa Merkez Bankası (AMB) baş ekonomisti Philip Lane, 30 Mayıs Pazartesi günü İspanyol medyası Cinco Dias’a verdiği röportajda “Süreç kademeli olmalı” diyerek Temmuz ve Eylül aylarında çeyrek puanlık iki artıştan söz etti. Fransız Merkez Bankası Başkanı François Villeroy de Galhau da, 2022’nin sonuna kadar pozitif bir orana ulaşmak için üç aşamalı artış önerdi.

Bununla birlikte, zaten yavaşlamaya giren Euro bölgesi ekonomileri için faiz oranlarındaki her artış, borçlanmayı daha pahalı hale getirecek. Bu da hem AMB’nin hem de maliye bakanları ile merkez bankası başkanlarının hassas bir dengeyi gözeterek adım atması sonucunu doğuruyor. Bu nedenle, önümüzdeki hafta Amsterdam’da toplanacak olan AMB’nin büyümeyi boğmadan fiyatların rahatlamasını sağlamak için şu anda belirtilenden ‘daha agresif bir hızda’ faiz oranlarını yükseltme eğilimine de gidebileceği belirtiliyor.

Paylaşın