Yıllık Enflasyon 2022 Ve 2023 Sonunda Ne Kadar Olacak?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık enflasyon haziranda yüzde 79’a dayandı. Muhalefet partileri ve bağımsız kurumlar Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) daha yüksek olduğunu savunurken iktidar enflasyonu kontrol altına aldığını ve aralık ayından itibaren düşeceğini iddia ediyor.

Peki, 2022 yılı sonunda enflasyon kaç olacak? Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tahminleri 2023 yılı sonunda enflasyonu kaç gösteriyor?

OECD’nin Haziran 2022 tarihli Ekonomik Görünüm Raporu’nda yer alan tahminlere göre Türkiye’de 2022 sonunda yıllık enflasyon yüzde 72 olacak. Türkiye bu oranla tüm OECD ülkeleri arasında zirvede yer alacak. OECD ortalaması ise yüzde 8,8 olacak.

OECD tahminine göre 2022 yılı enflasyon sıralamasında Türkiye’nin ardından ikinci sırada yüzde 60,1 ile Arjantin olacak. Bu iki ülkeden sonra gelen ülkelerde ise enflasyon belirgin şekilde düşük seyrediyor. Üçüncü sıradaki Rusya’da yüzde 16,2 olacak. Rapor, OECD üyesi olmayan önde gelen ülkeleri de kapsıyor. Rusya ve Çin bunların başında geliyor.

En düşük Japonya, Çin ve S. Arabistan’da

OECD tahminlerine göre 2022 yılı sonunda en düşük yıllık enflasyon yüzde 1,9 ile Japonya’da olacak. Bu oran Çin’de yüzde 2 ve Suudi Arabistan’da yüzde 2,2 seviyesinde seyredecek. Diğer bazı ülkelerde 2022 sonunda yıllık enflasyon şöyle olacak: Hollanda yüzde 9,2; Yunanistan yüzde 8,8; Almanya yüzde 7,2; ABD yüzde 7 ve Fransa yüzde 5,2.

2023’te Türkiye’de enflasyon yüzde 39 olacak

OECD’nin 2023 yılı tahmini ise Türkiye için yüzde 39. Türkiye 2023’te yüzde 51 ile zirvede yer alması beklenen Arjantin’in ardından ikinci sırada olacak. OECD ortalamasının ise yüzde 6,1 olması bekleniyor.

2023’te en düşük TÜFE ise yüzde 1,8 ile İsviçre ve yüzde 1,9 ile Japonya’da olacak. 2023 sonunda yıllık enflasyon diğer ülkelerde ise şöyle tahmin edildi: Yunanistan yüzde 3,4; Almanya yüzde 4,7; Hollanda yüzde 4,8 ve İngiltere yüzde 7,4.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Türkiye, Neden En Çok Buğday İthal Eden 3. Ülke?

Birleşmiş Milletler’in (BM) Haziran ayında yayımladığı iki ayrı gıda görünümü raporunda Türkiye en çok buğday ithal eden ülkeler arasında sıralanıyor. Ancak aynı zamanda en çok buğday üreten ülkelerden biri.

Uzmanlara göre, Türkiye’nin buğday ithalatı, ihracata yönelik üretimde hammadde olarak kullanılıyor. Bu nedenle iç piyasada kendine yeterliliği artırması gerekiyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) bu yıl Haziran ayı başında yayımladığı BM Gıda Görünümü raporunu ay sonunda, FAO ile Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) hazırladığı Gıda Görünümü 2022-2031 raporu izledi.

BM Gıda Görünümü raporuna göre, 2020-2022 ortalamasıyla Türkiye en çok buğday üreten ülkelerden biri. 2022’de Türkiye’deki buğday üretim miktarı 19 milyon ton olarak öngörülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, Türkiye’de buğday üretiminin 2020’de 20,5 ton; 2021 yılında ise 17,6 ton olduğunu gösteriyor. Bu düşüşün başlıca sebebi olarak kuraklık, gübre ve mazot fiyatlarındaki artış gösteriliyor.

BBC Türkçe’den Günce Akpamuk’un sorularını yanıtlayan FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, “Türkiye son 5 yılda FAO verilerine göre ortalama 19,7 milyon ton yıllık buğday üretimi ile dünyanın sayılı buğday üreticisi ülkeleri (Avrupa Birliği, Çin, Hindistan, Rusya Federasyonu, ABD, Kanada, Ukrayna, Pakistan, Avustralya ve Arjantin ile birlikte) arasında. Türkiye bu üretim seviyesi ile dünya buğday ticaretinin de, ithalat ve ihracat bakımından, önemli aktörleri arasındadır” diyor.

Ancak Türkiye önemli üreticiler arasında olmakla beraber en çok buğday tüketen ülkelerden biri aynı zamanda.

Gıda Görünümü raporunda, Türkiye’nin buğday kullanımı 2021/22 döneminde 24,2 milyon ton olarak belirtiliyor. Bunun 2022/23’te 24,4 milyon tona çıkacağı öngörülüyor. Türkiye bu konuda Çin, Hindistan, Pakistan ve Rusya gibi ülkelerin ardından ilk sıralarda yer alıyor.

Fakat Türkiye’deki buğday üretimi ve iç tüketim neredeyse başa baş giderken nasıl oluyor da en çok buğday ihraç eden ülkeler arasında ilk 10’da ve en çok buğday ithal edenler arasında üçüncü sırada yer alıyor?

“Buğday ithalatı, buğdaya dayalı gıda endüstrisini karşılamaya yönelik”

Gıda Görünümü 2022-2031 raporuna göre, 2019-2021 yıllarının ortalamasında Türkiye 9,5 milyon ton ile Mısır ve Endonezya’nın ardından en çok buğday ithal eden üçüncü ülke oldu ve bu rakamın 2022/23’te de aynı kalması bekleniyor.

Aynı dönem buğday ihracatı ise 4 milyon ton olarak ölçülmüş ve önümüzdeki dönemde bu şekilde kalması öngörülüyor.

Selışık, Türkiye’nin iç piyasa tüketiminden çok buğdaya dayalı gıda endüstrisinde kullanmak için ithalat yaptığını, bu ürünleri de ihraç ettiğini belirtiyor.

Türkiye’nin “toplam buğday kullanım düzeyi, üretim düzeyinden fazla. Bunun temel nedeni Türkiye’nin buğdaya dayalı gıda endüstrilerindeki üretim potansiyeli ve avantajıdır” diyen Selışık şunları ekliyor:

“Buğday ithalatı, bu endüstrilerdeki buğdaya dayalı mamul madde ihracatını (un ve diğer unlu mamuller, makarna, bisküvi, bulgur gibi) karşılamaya yöneliktir. Örnegin, Türkiye un ihracatında dünyada ilk sırada, makarna ihracatında ise İtalya’nın ardından ikinci sırada bulunmaktadır.

“Türkiye’nin buğday ithalatı, dahilde işleme rejimi çerçevesinde (ithal edilen ham maddenin ihracat için işlenerek gıda ürünlerine dönüştürülmesi), iç tüketimden ziyade buğdaya dayalı gıda sanayi ürünlerinde çoğunlukla ihracat için üretim girdisi ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmaktadır”.

Özellikle Covid-19 salgını nedeniyle küresel ölçekte dayanıklı kuru gıda ürünlerine olan yüksek talebin, buğday ve buğday ürünlerine olan tüketim talebini tetiklediğini; haliyle dünya buğday dış ticaretini artırdığını vurgulayan Selışık, “Bu konjonktürel sebebin yanı sıra, ülkedeki buğday ekim alanlarındaki daralma ve aşırı hava olaylarından kaynaklanan verim kayıpları da buğdayın ithalat miktarını etkilemektedir” diyor.

Buğday fiyatları küresel olarak arttı

FAO Fiyat Endeksi’ne göre küresel gıda fiyatları halihazırda savaş öncesine göre yükseldi.

Ukrayna’da devam eden savaş ve bölgedeki tahılın ülke dışına çıkarılması sorununun yanı sıra güçlü bir gıda ve hayvan yemi talebi, ana tedarikçilerde kötü hava koşullarının yaşanması, bazı büyük ihracatçıların politikalarındaki belirsizlikler, ihracatçı ülkelerdeki enerji ve gübre başta olmak üzere yüksek nakliye ve üretim maliyetleri ile COVID-19 nedeniyle tedarik zincirlerindeki kesintiler bu artışın başlıca sebepleri.

Buğday fiyatları da savaş başladığından beri rekor seviyede arttı.

BM Gıda Görünümü raporunda, Ukrayna ve Rusya’nın buğday, arpa, mısır, ayçiçeği tohumu başta olmak üzere dünyanın en önemli ekilebilir bitki üreticileri ve ihracatçıları arasında olduğu belirtiliyor.

Son beş sezonun ortalamasına göre Rusya ve Ukrayna’nın, dünya buğday üretiminin sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 3’ünü; küresel ihracatın sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 10’unu oluşturduğu; Rusya’nın birinci ve Ukrayna’nın beşinci en büyük buğday ihracatçısı olduğu vurgulanıyor.

Savaşın başından bu yana Türkiye’nin buğday ithalatının neredeyse tamamının Rusya ve Ukrayna’dan yapıldığı (2021’de yüzde 70’e yakını Rusya olmak üzere toplam yüzde 87’si) tekrar tekrar vurgulanmış, savaş dolayısıyla buğday ve ürünlerinde fiyat artışı ya da kıtlık görülüp görülmeyeceği tartışılmıştı.

Tarım ve gıda sektörüne yönelik çalışan gazeteci İrfan Donat BBC Türkçe’ye, Türkiye’nin Haziran 2022’de Rusya’dan buğday tedarikiyle ilgili bir problem yaşamadığını, yine de savaşın yarattığı ek maliyetler olduğunu söylemişti. Bu nedenle Türkiye’nin iç piyasada kendine yeterliliği artırıp arz fazlasıyla ihraç edeceği hammaddeyi kendisinin imal etmesi için üretimini 24-26 tonlara çıkması gerektiğini ifade etmişti.

Paylaşın

AK Parti İktidarı Döneminde Çiftçilerin Borcu 86 Kat Arttı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Orhan Sarıbal, çiftçilerin borcunun AKP iktidarı döneminde 86 kat artarak 206 milyar liraya çıktığını söyledi. BDDK verilerine göre de çiftçilerin son bir yılda kullandığı kredi tutarında yüzde 43’lük artış yaşandı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, artan girdi maliyetleri nedeniyle çiftçilerin bankalardan kullandığı kredi tutarı son bir yılda yüzde 43 artarak 205,8 milyar liraya çıktı. Çiftçilerin son bir yılda kullandığı kredi miktarının ise 61,8 milyar liraya çıktığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bu bir rekordur. Çiftçi borçlanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Çiftçi çığ gibi artan borçlar altına eziliyor, batıyor” dedi.

Halk TV’den Nuray Tarhan’ın haberine göre “Çiftçilerin 2002 yılında bankalardan kullandığı kredi miktarı 2,4 milyar lira iken, 20 yıllık AKP iktidarı döneminde 86 kat artarak 206 milyar liraya çıktı” bilgisini veren Sarıbal, “Bu borç cumhuriyet tarihinin borç rekorudur” ifadesini kullandı.

‘Çiftçi başına 100 lira borç’

Sarıbal, sözlerine şöyle devam etti:

“Her ay çiftçimizin bankalardan kullandığı miktarı da artmaktadır. Çiftçimiz bir yılda 29 milyar lira destek alırken sadece bir ayda kullandığı kredi miktarı 11 milyar lira, yılbaşından bu yana ise 40 milyar lira oldu. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 2,1 milyon çiftçinin borcu 206 milyar liraya ulaştı. Bu, çiftçi başına yaklaşık 100 bin lira borç demektir. Hiç bankalardan kredi kullanmayan çiftçiler olduğunu düşünürsek, borçlu çiftçinin kişi başına borç miktarının çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Ayrıca çiftçilerimizin Tarım Kredi Kooperatifi ve serbest piyasada tarımsal girdi sağlayan akaryakıt istasyonları, gübre, zirai ilaç, tohum ve ekipman tedarikçilerine borçlarını da ilave edersek, borcun 300 milyar lirayı geçtiğini rahatlıkla ifade edebilirim. Artan maliyetler nedeniyle çiftçi ürettiğinden para kazanamıyor. Çiftçi mevcut borçlarına takla attırarak daha çok borçlanıyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Bu borç sarmalı için çözüm bulunmaz ise borç balonu yakında patlar.”

Paylaşın

JP Morgan, Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Tahminini Yükseltti

Merkezi New York’ta bulunan yatırım bankası ve finansal hizmetleri şirketi JP Morgan, Türkiye için yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 49,5’ten yüzde 63,1’e çıkardı. 2023 sonu tahminini de yüzde 19’dan yüzde 22,5’e yükseltti.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün açıkladığı haziran ayı enflasyon rakamlarının ardından JP Morgan, Türkiye için 2022 yıl sonu enflasyon tahmini yukarı yönlü revize etti.

‘Ölçmek ve tahmin etmek zor’

Para politikasının aşırı şekilde gevşek olmaya devam ettiği ve enflasyona neden olan dış faktörlerde değişiklik olmadığı ortamda fiyat baskılarının büyümeye devam ettiğini belirten JP Morgan, “Enflasyonunun böyle çılgın seviyelerde olduğu zamanlarda, enflasyonu ölçmek ve tahmin etmek çok daha zor hale geliyor” değerlendirmesini yaptı.

Dünya’nın haberine göre “Bugünkü verilerini enflasyon beklentilerinde daha da kötüleşmeye yol açması büyük olasılık ve politika görünümü dikkate alındığında enflasyon muhtemelen bir süre için daha büyük bir problem olmaya devam edecek” ifadelerini kullanan JP Morgan, 2022 yıl sonu için TÜFE beklentisini yüzde 49,5’ten yüzde 63,1’e çıkardı. 2023 yıl sonu için TÜFE tahminini de yüzde 19,0’dan yüzde 22,5’e yükseltti.

Seçim yorumu

Enflasyon tahminleri için risklerin hala yukarı yönlü olduğunu belirten JP Morgan, yaklaşan seçimlerin zamanlaması ve sonuçlarının, seçim öncesi uygulanacak politikaların, ortodoks politikalara ne zaman dönüleceğinin, enflasyonda orta vadeli rotayı belirleyeceğini de vurguladı.

Paylaşın

Çaya Son İki Ayda Üçüncü Zam Geldi

Mayıs ortasında yüzde 43.7 zamlanan çayda fiyat artışı sürüyor. Geçen hafta fiyatı yüzde 2.5 artan çaya bugün de yüzde 9.5’lik bir zam daha geldi. Sektör paydaşları, yeni zamların gelebileceğini öne sürüyor.

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (Çaykur) 16 Mayıs tarihinde çaya ortalama yüzde 43.71 zam yapmasının ardından fiyat artışları sürüyor.

Bloomberg HT’nin haberine göre, geçen hafta fiyatı yüzde 2.5 artırılan çaya bugün de yüzde 9.5 zam daha geldi.

Böylece çaya iki aydan daha az bir sürede toplam yüzde 61.3 zam yapılmış oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs tarihinde 2022 yılı yaş çay taban alım fiyatını açıklamıştı. Yaş çayda geçen yıl 3,87 TL olan alım fiyatı yüzde 73 artışla 6 lira 70 kuruşa, kilogramda 13 kuruş olan destekleme primi de yüzde 130,8 artışla 30 kuruşa çıkarılarak fiyat 7 TL seviyesine yükseltilmişti.

Sektör paydaşları, Temmuz ve Ağustos aylarında çaya yeni zamların gelebileceğini öne sürüyor.

Paylaşın

Üretici Enflasyonu Haziran Ayında Rekor Kırdı

TÜİK’e göre, Haziran ayında Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) bir önceki aya göre yüzde 6,77, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 61,68, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 138,31 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 88,77 artış gösterdi. 

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran ayına ilişkin üretici enflasyonu verilerini açıkladı. Buna göre 2022 Haziran’da Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) bir önceki aya göre yüzde 6,77, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 61,68, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 138,31 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 88,77 artış gösterdi.

Geçen ay yüzde 132 ile endeks tarihinin rekorunu kıran olan üretici enflasyonu, bu ay da yüzde 138’i aşarak rekorunu yineledi.

Sanayinin 4 sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında yüzde 142,68, imalatta yüzde 120,47, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 369,20 ve su temininde yüzde 81,47 artış olarak gerçekleşti.

Enerjide artış yüzde 317’yi aştı

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 126,06, dayanıklı tüketim malında yüzde 85,98, dayanıksız tüketim malında yüzde 111,81, enerjide yüzde 317,87 ve sermaye malında yüzde 85,65 artış olarak gerçekleşti.

Sanayinin 4 sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında yüzde 6,97, imalatta yüzde 6,33, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 9,53 ve su temininde yüzde 6,94 artış olarak gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 6,07, dayanıklı tüketim malında yüzde 4, dayanıksız tüketim malında yüzde 5,05, enerjide yüzde 12,02 ve sermaye malında yüzde 6,27 artış olarak gerçekleşti.

En yüksek artış elektrik ve gazda

Yıllık Yİ-ÜFE’ye göre 24 alt sektör daha düşük, 5 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi. Yıllık en düşük artış; yüzde 45,19 ile temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları, yüzde 49,59 ile giyim eşyası, yüzde 61,76 ile diğer ulaşım araçları alt sektörlerinde gerçekleşti.

Buna karşılık elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme yüzde 369,20, kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 297,28, ham petrol ve doğal gaz yüzde 264,60 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Tek azalış tütünde

Aylık Yİ-ÜFE’ye göre 19 alt sektör daha düşük, 10 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi. Aylık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 0,82 ile tütün ürünleri oldu.

Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 24,94, ham petrol ve doğal gaz yüzde 11,29, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 9,82 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

Şirketlerin Yüzde 83’ü Ara Zam Hazırlığında

Yapılan bir araştırmaya göre, 2022 yılı için, yılbaşından bu yana bir kez ara zam yapmış veya yıl içinde ara zam yapmayı planlayan şirketlerin oranı yüzde 83 olurken, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 17’si ara zam yapmayı düşünmüyor.

Enflasyon yaz aylarına rağmen artmaya devam ederken, şirketler de ücret politikasını yeniden belirlemeye başladı. Kariyer.net, iş dünyasında ara dönem ek ücret artışı trendini ortaya koyan Ara Zam Araştırması’nın sonuçlarını yayınladı.

Ek zam oranı yüzde 20-29 arasında

2 bin 231 şirket yöneticisinin ara zam konusunda görüşlerini paylaştığı araştırmanın sonuçlarına göre, 2022 yılı için, yılbaşından bu yana bir kez ara zam yapmış veya yıl içinde ara zam yapmayı planlayan şirketlerin oranı yüzde 83 olurken, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 17’si ara zam yapmayı düşünmüyor.

Araştırmaya en çok katılım gösteren 10 sektörde planlanan ara zam oranı ise çoğunlukla yüzde 20-29 arasında değişiyor.

Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 64’ü yıl boyunca toplamda bir kez ara zam yapmayı planlarken, yüzde 19’u iki ve üzeri ara zam yapmayı planladığını belirtiyor. Şirketler ara zam yaparken en çok enflasyon oranını neden olarak gösteriyor.

Aynı sektörde bulunan rakip firmaların zam oranları da bir diğer önemli etken olarak öne çıkıyor. Teknoloji, internet ve otomotiv sektörleri yüzde 40’a ulaşan oranlarda yaptıkları ara zamla bu noktada ön plana çıkıyor.

Paylaşın

Enflasyon, Son 24 Yılın Zirvesinde: Yüzde 78,62

Haziran ayında enflasyon bir önceki aya göre (aylık enflasyon) yüzde 4,95 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre (yıllık enflasyon) yüzde 78,62’e yükseldi. Aralık ayına göre de yüzde 42,35 olarak ölçüldü.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran’a ilişkin enflasyon verilerini yayımladı. Buna göre Haziran’da enflasyon bir önceki aya göre (aylık enflasyon) yüzde 4,95 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre (yıllık enflasyon) yüzde 78,62’e yükseldi. Aralık ayına göre de yüzde 42,35 olarak ölçüldü. TÜİK, Mayıs enflasyonuyla birlikte yayınlamayı durdurduğu ürün madde sepetini bu ayda da yayınlamadı.

Hem yıllık hem de aylık bazda en fazla artış ulaştırmada

Yıllık bazda artışın en yüksek olduğu ana gruplar sırasıyla, yüzde 123,37 ile ulaştırma, yüzde 93,93 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 81,14 ile ev eşyası şeklinde sıralandı.

Yıllık en düşük artış ise yüzde 23,74 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Onu sırasıyla yüzde 26,99 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 27,76 ile eğitim ve yüzde 39,34 ile sağlık izledi.

Aylık bazda ise artışın yüksek olduğu ana gruplar yüzde 10,59 ile ulaştırma, yüzde 8,34 ile konut, yüzde 5,42 ile lokanta ve oteller oldu.

Haziran ayında en az artış gösteren ana gruplar da yüzde 0,18 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 1,97 ile sağlık ve yüzde 2,02 ile eğlence ve kültür oldu.

Haziran 2022’de, endekste kapsanan 144 temel başlıktan, 12 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 3 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 129 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

ENAG’a göre enflasyon yüzde 175,55

Enflasyon Araştırma Grubu ise Haziran ayı enflasyonunu yıllık yüzde 175,55 olarak duyurdu. ENAG’a göre aylık bazda ise enflasyon yüzde 8,3 olarak gerçekleşti.

Enflasyon Araştırma Grubu, TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en düşük aylık artışın yüzde 0,8, aylık en fazla yükselişin ise yüzde 16,51 ile konut kaleminde gerçekleştiğini belirtti.

Citigroup tarafından yapılan bir analize göre enflasyon Kasım ayına kadar yıllık yüzde 80 seviyelerinde takip edecek. Yıl sonunda baz etkisiyle yüzde 65’lere gerileyecek.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mayıs ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Enflasyon düşüş eğilimine girmiştir” demişti. Mayıs ayında enflasyon oranı yüzde 73,5 olarak açıklanmıştı.

20 ekonomide en yüksek enflasyon Türkiye’de

Bloomberg HT’nin haberine göre Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisinde açık ara en yüksek enflasyona sahip ülke. Türkiye’nin ardından ikinci sırada yüzde 51,27 ile uzun süre ekonomik kriz ile mücadele eden Arjantin geliyor.

Paylaşın

ENAG: Haziran Ayında Enflasyon Yüzde 175,5

Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) göre, Haziran ayı enflasyonunu yıllık yüzde 175,55 olarak açıkladı. Aylık bazda ise enflasyon yüzde 8,3 olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / ENAG’a göre TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en düşük aylık artış yüzde 0,8 ile sağlık en fazla yükseliş ise yüzde 16,51 ile konut kaleminde gerçekleşti.

TÜİK’e göre ay bazında Haziran ayı enflasyonu ise yüzde 4,95 olarak gerçekleşti. Kurumun açıkladığı verilerde yıllık TÜFE’ye göre sekiz ana grubun daha düşük, dört ana grubun daha yüksek değişim gösterdiği görülüyor.

Buna göre, yıllık en düşük artış yüzde 23,74 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde 26,99 ile giyim ve ayakkabı, yüzde 27,76 ile eğitim ve yüzde 39,34 ile sağlık oldu.

Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla yüzde 123,37 ile ulaştırma, yüzde 93,93 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 81,14 ile ev eşyası oldu.

Bloomberg HT’nin haberine göre Türkiye dünyanın en büyük 20 ekonomisinde açık ara en yüksek enflasyona sahip ülke. Türkiye’nin ardından ikinci sırada yüzde 51,27 ile uzun süre ekonomik kriz ile mücadele eden Arjantin geliyor.

Citigroup tarafından yapılan bir analize göre enflasyon Kasım ayına kadar yıllık yüzde 80 seviyelerinde takip edecek. Yıl sonunda baz etkisiyle yüzde 65’lere gerileyecek.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mayıs ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Enflasyon düşüş eğilimine girmiştir” demişti. Mayıs ayında enflasyon oranı yüzde 73,5 olarak açıklanmıştı.

Paylaşın

Ankara, Yabancı Çalışanlar İçin Dünyanın En Ucuz Kenti

Yabancı çalışanlar için dünyanın en pahalı şehirleri listesinde Hong Kong ilk sırada yer alırken, Ankara dünyanın en ucuz kenti oldu. İstanbul da en ucuz 10 kent arasına girdi. 

Mercer adlı uluslararası araştırma şirketinin son raporuna göre bu yılki listede İsviçre’den dört şehir, yabancı çalışanlar için dünyanın en pahalı ilk 10 kenti arasına girdi. Bu kentler Zürih, Cenevre, Basel ve Bern oldu.

En pahalı ilk 10 kent arasında Asya’dan Hong Kong’un yanı sıra Tokyo, Pekin, Singapur da yer aldı. Orta Doğu’dan ise sadece Tel Aviv ilk 10 sıralamasına girdi.

En ucuz kent son sırada yer alan Ankara oldu

Dünyanın yabancı çalışanlar için yaşam masrafları en düşük şehirleri ise Türkiye’nin başkenti Ankara oldu.

Ankara, 227 kentin incelendiği araştırmada son sırada yer aldı. 222. sırada yer alan İstanbul da en ucuz 10 kent arasına girdi.

En ucuz 10 arasında yer alan diğer kentler Cezayir, Almatı, Tunus, Taşkent, Karaçi, İslamabad ve Duşanbe oldu.

İstanbul ve Ankara son yıllarda geriledi

Mercer firmasının araştırmasında ev kiraları, enflasyon, ürün ve hizmetlerin ücretlerindeki değişime bakıldı. Batı Avrupa şehirlerinin sıralamada üstlerde çıktığı görülürken, yabancı çalışanlar için İstanbul ve Ankara ucuzladı.

Örneğin uluslararası işçiler için 2020 sıralamasında 153., 2021 sıralamasında ise 173. sırada yer alan İstanbul, 2022’de 224. sıraya geriledi. Ankara 2021 ve 2020 çalışmasında yer almadı.

2022 listesinde Türkiye’den sadece İstanbul ve Ankara girdi.

Mercer’in ‘Yaşam Maliyeti’ araştırması

Mercer’in dünya çapında yüzlerce şehri kapsayan kapsamlı çalışması, her yıl yayımladığı Yaşam Maliyeti veri araştırmasına dayanıyor.

Şirket, internet sitesinde bu araştırmayı yılda iki kez gerçekleştirdiğini ve çalışmanın, dünyanın dört bir yanındaki çok uluslu şirketlerin ve hükümetlerin yabancı çalışanları için ücret stratejileri belirlemelerine yardımcı olmak üzere tasarlandığını belirtiyor.

Yaşam Maliyeti endeksi nasıl hesaplanıyor?

Mercer’e göre Yaşam Maliyeti araştırmasında 200’den fazla mal ve hizmet analiz ediliyor.

Araştırmada uluslararası çalışanlar için maliyet belirlemede, bulundukları ülkenin para birimi dalgalanmalarının, enflasyonun ve konaklama fiyatlarındaki istikrarsızlık gibi temel faktörlere bakıldığı belirtiliyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın