Asgari Ücret Görüşmeleri: İşveren 8 Bin, Sendikalar 13 Bin Lira

İşçi sendikaları asgari ücret müzakerelerine 10-13 bin TL ile başlamayı planlıyor. İşveren dünyası ise refah payını da kapsayan artışla asgari ücretin 8 bin -8 bin 500 TL arasında belirlenmesini istiyor.

Yüzde 40 oranında zam yapılması halinde asgari ücret 5 bin 500 TL’den 7 bin 700 TL’ye, yüzde 50 oranında artışla ise 8 bin 250 TL’ye çıkacak. Genel öngörü 8 bin TL’nin altında kalmayacağı yönünde.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun çalışma takvimini belirlemek üzere  Perşembe günü Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol ile bir araya gelecek.

Bilgin Çarşamba günü habercilere yaptığı açıklamada Atalay ve Akkol ile komisyon toplantısıyla başlayacak sürecin şartlarını müzakere edeceklerini vurguladı. Bakan, asgari ücret başta olmak üzere çalışma yaşamını ilgilendiren konularda HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile de görüşeceğini söyledi.

Bakan Bilgin: İşçileri enflasyona ezdirmeyeceğiz

Bakanlık olarak asgari ücretle ilgili anket çalışması yaptırdıklarını anımsatan Bilgin, bu çalışmada küçük, orta ve büyük işletmelerde çalışan işçiler ile işverenlerin yanı sıra diğer vatandaşların asgari ücretle ilgili beklentilerini ortaya çıkarmaya çalışacaklarını kaydetti.

Asgari ücret müzakerelerinde “hayat pahalılığı, genel ekonomik durum, mevcut enflasyon ve enflasyon beklentisi, ve refah payı” ölçütleri belirleyici olacak.

Açlık sınırı 7 bin 785 Tl, yoksulluk sınırı 25 bin 365 TL 

Kasım 2022 açlık ve yoksulluk sınırı rakamları Çarşamba günü TÜRK-İŞ tarafından açıklandı. Buna göre gıda enflasyonu yüzde 137’nin üzerinde artarken Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı -açlık sınırı 7 bin 785 liraya dayandı. Yoksulluk sınırı 25 bin 365 liraya yükseldi. Evli olmayan ve çocuksuz bir kişinin yaşam maliyeti ise 10 bin 171,17 TL’ye vardı.

Asgari Ücret Komisyonu’nun ilk toplantısını gelecek hafta yapması bekleniyor. Sürecin sonunda, 2023 asgari ücret düzeyi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ve işçi ve işveren sendikaları konfederasyonları temsilcilerince belirlenecek.

Bakan Bilgin habercilere yaptığı açıklamada “İşçileri […] enflasyona ezdirmeyeceğiz.” dedi. Geçen sene […] kümülatif olarak yüzde 94 küsur zam verdik ama enflasyonun tahribatı devam ediyor […] Bunu dikkate alan bir düzenleme yapacağız.” dedi.

Patronlar 8 bin TL, işçiler 13 bin TL diyor 

Sendikalar müzakerelere 10-13 bin TL ile başlamayı planlıyor. İşveren dünyasında ise refah payını da kapsayan artışla asgari ücretin 8 bin -8 bin 500 TL olarak belirlenmesi eğilimi var.

Türk-İş evli olmayan ve çocuksuz bir çalışanın hayat pahalılığına10 bin 171,17 TL’lik bir ücretle karşı koyabileceğini savunuyor. Tespit Komisyonu’nda olmayan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ise, yoksulluk sınırının 26 bin 123 lira olduğundan hareketle, asgari ücretin en az 13 bin olmasını istiyor.

Yüzde 40 oranında zam yapılması halinde asgari ücret 5 bin 500 TL’den 7 bin 700 TL’ye, yüzde 50 oranında artışla ise 8 bin 250 TL’ye çıkacak. Genel öngörü 8 bin TL’nin altında kalmayacağı yönünde.

Asgari ücret nasıl artabilir?

Asgari Ücretin hangi süre için belirleneceğini tayin eden bir yasa ya da kural yok. Bakanlığın teklifiyle Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun her hangi bir zamanda bir araya gelip yeni asgari ücreti yıllık ya da aylık dilimler için belirlemesi mümkün. Asgari ücretin artışı ücretlinin kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarının da artmasına temel oluşturuyor.

Asgari ücretin belirlenmesinde işverenin işçiye ödediği ek ücretler ve sosyal yardımlar dikkate alınmıyor. Ücret belirlenirken genel toplumsal ve ekonomik durum, ücretlilerin geçinme indeksleri, geçim şartlarını da göz önünde bulunduruluyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Açlık Sınırı 7 Bin 786, Yoksulluk Sınırı 25 Bin 365 Liraya Yükseldi

Dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması yani açlık sınırı 7 bin 786 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplamı yani yoksulluk sınırı 25 bin 365 TL’ye yükseldi.

Haber Merkezi / Yılbaşında açlık sınırı 4 bin 249 TL, yoksulluk sınırı 13 bin 843 TL, bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ 5 bin 587 TL’ydi.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ‘geçim şartlarını’ ortaya koymak için her ay düzenli olarak yaptığı ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın Kasım sonuçlarını yayımladı.

Araştırmaya göre;

  • Dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını (açlık sınırı) 7 bin 786 TL’ye,
  • Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 25 bin 365 TL’ye,
  • Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 10 bin 171 TL’ye yükseldi.

Yılbaşında açlık sınırı 4 bin 249 TL, yoksulluk sınırı 13 bin 843 TL, bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ 5 bin 587 TL’ydi.

Ayrıca Kasım 2022 itibariyle asgari ücret 5 bin 500 lira. Asgari ücretle çalışan bekar birisinin geçinebilmek için 4 bin 671 TL daha bulması gerekiyor. Eve asgari ücret giren dört kişilik bir hanenin ise açlık sınırını yakalayabilmesi için 2 bin 286 TL daha gerekiyor.

Ankara’da yaşayan 4 kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı, bir önceki aya göre yüzde 4,87 artarken, son 12 ay itibarıyla artış oranı yüzde 137 oldu.

En çok zamlanan ürün siyah zeytin

Araştırmaya göre, Kasım’da süt, peynir ve yoğurt fiyatları arttı. Dana kıyma eti, kuşbaşı ve kuzu eti fiyatları yükseldi. Balık ve tavuk eti fiyatları geriledi.

Kuru fasulye, yeşil mercimek, nohut fiyatı zamlandı. Kırmızı mercimek fiyatı düşerken, yumurtanın fiyatı sabit kaldı. Pirinç ve bulgurun fiyatı arttı. Makarnanın fiyatı düşerken, un ve irmik fiyatları yükseldi. Ekmeğin fiyatı aynı kaldı.

Ayçiçek yağının fiyatı gerilerken, zeytinyağı, tereyağı ve margarin fiyatları arttı. Ihlamur ve bal fiyatı sabit kaldı, reçel fiyatı arttı. Bu ayın en çok zamlanan ürünü yüzde 31 ile siyah zeytin oldu.

Baharatlar, yeşil zeytin ve şeker zamlandı. Bu ay fiyatı en çok düşen ürün yüzde 15 ile pekmez oldu. Salça ve çay fiyatı geriledi.

Semt pazarlarında yeşil soğan, kıvırcık gibi salata yeşilliklerinin fiyatları artarken pırasa, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzelerin fiyatları düştü. Patates yüzde 25 zamlandı, brokoli, karnabahar, yeşil lahana, limon fiyatları düştü, domates, salatalık, biberin fiyatı arttı.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Hizmet Üretici Enflasyonu Yüzde 104

Hizmet üretici enflasyonu, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,05, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 75,79, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 104,28 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 84,03 artış gösterdi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hizmet Üretici Fiyat Endeksi verilerini açıkladı. 2022 yılı Ekim ayında H-ÜFE (2017=100) bir önceki aya göre yüzde 2,05, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 75,79, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 104,28 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 84,03 artış gösterdi.

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 132,35, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 102,21, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 69,01, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 63,28, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 85,62, idari ve destek hizmetlerde yüzde 97,74 artış gerçekleşti.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 0,83 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 1,03 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 5,26 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 0,49 azalış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 7,21 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 0,54 artış gerçekleşti.

H-ÜFE sektörlerinden telekomünikasyon hizmetleri yüzde 41,68, hukuk ve muhasebe hizmetleri yüzde 47,22, gayrimenkul hizmetleri yüzde 63,28 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 155,38, kara taşımacılığı ve boru hattı taşımacılığı hizmetleri yüzde 135,22, programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 123,33 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

H-ÜFE sektörlerinden konaklama hizmetleri yüzde 8,43, seyahat acentesi, tur operatörü, diğer rezervasyon hizmetleri ve ilgili hizmetler yüzde 7,93, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 5,64 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 23,96, bilimsel araştırma ve geliştirme hizmetleri yüzde 20,59, bilgi hizmetleri yüzde 11,47 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

Dış Ticaret Açığı Yüzde 421,7 Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, ihracat 2022 yılı Ekim ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,0 artarak 21 milyar 328 milyon dolar, ithalat yüzde 31,4 artarak 29 milyar 202 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Böylece, dış ticaret açığı Ekim 2022’de yaklaşık 7,9 milyar dolar oldu.

Dış ticaret açığı Ekim ayında geçen yıla göre yüzde 421,7 arttı

Ekim ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 421,7 artarak 1 milyar 509 milyon dolardan, 7 milyar 874 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Ekim ayında yüzde 93,2 iken, 2022 Ekim ayında yüzde 73,0’a geriledi.

Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı yüzde 168,3 arttı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2022 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,4 artarak 209 milyar 394 milyon dolar, ithalat yüzde 39,4 artarak 300 milyar 443 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı yüzde 168,3 artarak 33 milyar 933 milyon dolardan, 91 milyar 49 milyon dolara yükselmiş oldu.

İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Ocak-Ekim döneminde yüzde 84,3 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 69,7’ye geriledi.

Ekim ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,7 oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2022 Ekim ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,7, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,1, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,7 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2022 Ekim ayında ara mallarının payı yüzde 79,3, sermaye mallarının payı yüzde 11,5 ve tüketim mallarının payı yüzde 9,1 oldu.

Ekim ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Ekim ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 688 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 418 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 308 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 146 milyon dolar ile Rusya, 1 milyar 107 milyon dolar ile İngiltere takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 31,3’ünü oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya aldı

İthalatta Rusyailk sırayı aldı. Ekim ayında Rusya’dan yapılan ithalat 4 milyar 989 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 850 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 384 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 963 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 215 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 45,9’unu oluşturdu.

Paylaşın

Ekim Ayında Hazine’nin Borç Stoku 3,8 Trilyon Liraya Yükseldi

Hazine’nin iç ve dış borcu 20 yıllık AK Parti iktidarı döneminde tam 15,5 kat arttı. 2002’de 243 milyar lira olan borç anaparası bugün 3,8 trilyon liraya, faiz yükü ise 3,4 trilyon liraya yükseldi.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre; bu durum CHP TBMM Grubu’nun haftalık ekonomi raporuna şu başlıklarla yansıdı:

– Hazine’nin borç stoku, ilk 10 ayda 1,1 trilyon lira artarak ekim 2022’de 3,8 trilyon liraya çıktı. Bunun vadesine kadar ödenecek faiz yükü ise ilk 10 ayda 2 trilyon lira artışla 3,4 trilyon lira oldu. Bunun için ödenecek faiz yükü 2,6 trilyon lira. 107,8 milyar dolarlık dış borcun TL karşılığı ise 2 trilyon lira. Bunun için ödenecek faiz 802 milyar TL.

– Toplam stokun yüzde 65,5’i döviz ve altın cinsi borç. 10 ayda borç stokunda sadece döviz nedeniyle 700 milyar liralık artış oldu.

– Bu verilere göre Hazine’nin iç ve dış borcu AKP iktidarında tam 15,5 kat arttı. 2002’de 243 milyar lira olan borç anaparası bugün 3,8 trilyon TL. Faiz yükü ise 3,4 trilyon TL’ye çıktı.

– Ayrıca 2022-2024 dönemini kapsayan OVP’ye göre, bu dönem için 851 milyar lira faiz ödenecekti. Ancak Eylül 2021’de başlayan faiz indirimi sonrası yaşanan sorunlarla birlikte bu rakam 1,6 trilyon liraya yükseldi.

Yeni körfez mesaisi

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Suudi Arabistan ve Katar’dan sonra Birleşik Arap Emirlikleri Ekonomi Bakanı Abdulla bin Touq Al Marri ile de bir araya geldi.

Görüşmeyi sosyal medyadan duyuran Nebati, “Ülkelerimiz arasındaki ekonomik iş birliği başta olmak üzere bölgesel ve küresel ekonomik gelişmeleri değerlendirdik” dedi.

Paylaşın

TÜSİAD Başkanı Turan’dan Ekonomi Üzerinden İktidara Sert Eleştiriler

İktidarın uyguladığı ucuz iş gücü strateji hakkında değerlendirmede bulunan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turan, “Düşük TL ve ucuz iş gücü ile Türkiye’nin rekabet gücünün sürdürülebilir olabileceğini düşünmüyorum” dedi ve ekledi:

“Bu, 50 yıl önce Uzak Doğu’nun stratejisiydi. Rekabetçi kur ucuz, iş gücüyle ihracatı büyütmek. Bunları yaptığınızda 5-6 ay nefes alıyorsunuz ama sürdürülebilir hale getiremiyorsunuz.”

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, para ve maliye politikalarının iş dünyasına etkisini ve reel sektörün finansmana erişim sorununu değerlendirdi.

‘Bugün en önemli şey nitelikli insan kaynağı’

Bloomberg HT’ye konuk olan Turan, Türkiye’deki istihdam piyasasına ilişkin yaptığı yorumda, katma değerli üretim yapılabilmesi için ara eleman sorununun çözülmesi ve bu konuda bir ulusal stratejinin oluşturulması gerektiğini önerdi.

Nitelikli insan kaynağı olan şirketlerin ileride daha rekabetçi olacağını belirten Turan, “Bugün en önemli şey nitelikli insan kaynağı. Nitelikli insan kaynağını kaybetmeyip, onları Türkiye’ye çekmemiz gerek” dedi.

‘İşveren çalışanını enflasyona karşı korumak zorunda’

Turan 2023 yılı asgari ücret tutarına da değindiği konuşmasında, “Enflasyonun üzerinde, refah payı olan bir asgari ücret artışı olabilir. İşveren çalışanını enflasyona karşı korumak zorunda” ifadelerini kullandı.

Ucuz iş gücü stratejinin uygulanması hakkında değerlendirmede bulunan Turan, “Düşük TL ve ucuz iş gücü ile Türkiye’nin rekabet gücünün sürdürülebilir olabileceğini düşünmüyorum. Bu, 50 yıl önce Uzak Doğu’nun stratejisiydi. Rekabetçi kur ucuz, iş gücüyle ihracatı büyütmek. Bunları yaptığınızda 5-6 ay nefes alıyorsunuz ama sürdürülebilir hale getiremiyorsunuz” dedi.

‘Eylül’den itibaren ihracattaki yavaşlamayı net şekilde görüyoruz’

Turan, ihracatın euro/dolar paritesinden olumsuz etkilendiğini belirttiği konuşmasında, Eylül’den itibaren ihracattaki yavaşlamayı net bir şekilde gördüklerini dile getirdi. Turan, işletme sermayesi ve şirketlerin krediye erişimi hakkında yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:

“2022’de şirketlerin işletme sermayesi ihtiyacı arttı. Geçen yıl 100 bin dolar işletme sermayesi olan bir şirketin 200, hatta 400 bin dolara ihtiyacı var. Reel sektörün finansmana erişimi rahat olmalı. Son dönemde finansmana erişim ihracatçı firmalar dışında çok kolay değil. Ticari kredilere erişimin rahat olduğunu keşke söyleyebilseydik. Yatırım kredilerine ulaşmak, uzun vadeli kredi almak kolay değil. Şirketler için kredi limitlerinin artması gerek.”

Paylaşın

Ekonomik Güven Endeksi Yüzde 96,9’ya Geriledi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı Kasım ayı ekonomik güven endeksi verisini açıkladı. Ekonomik güven endeksi ekim ayında 97,1 iken, kasım ayında yüzde 0,2 oranında azalarak 96,9 değerini aldı.

Bir önceki aya göre kasım ayında reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 0,7 oranında azalarak 101,3 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 118,1 değerini aldı.

Tüketici güven endeksi yüzde 0,6 oranında artarak 76,6 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 2,1 oranında artarak 121,9 değerini aldı.

İnşaat sektörü güven endeksi yüzde 1,2 oranında artarak 91,6 değerini aldı. Böylece inşaat sektörü 100’den küçük değer alarak kötümserliği gösterdi.

Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Yüzde 93,4 değerinde veri ise piyasanın hâlâ pozitif bir bakış açısına sahip olmadığını ortaya koyuyor.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir. Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır. Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır. Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın

Türkiye’de Her 100 Çocuktan 22’si Yoksulluk İçinde Büyüyor

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da, her geçen gün ortaya çıkan yeni gerçekler iktidarın açıklamalarını yalanlıyor. Türkiye çocuklarda yoksulluğun en yüksek olduğu ülkelerden birisi. Türkiye’de 100 çocuktan 22’si yoksulluk içinde büyüyor. 

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortalaması ise yüzde 12,4. Türkiye OECD üyeleri arasında çocuklarda yoksulluğun en yüksek olduğu ikinci ülke.

Toplam nüfusa bakıldığında ise Türkiye’de yoksulluk oranı yüzde 15. ABD ve Japonya’da yoksulluğun Türkiye’den yüksek olması dikkat çekiyor.

Yoksulluk oranı, yoksulluk sınırı altında yaşayan kişileri ifade ediyor.

Peki, yoksulluğun en yüksek olduğu ülkeler hangisi? Çocuklarda yoksulluk oranı OECD ülkelerinde kaç?

Yoksulluk oranı nedir?

Yoksulluk oranı bir ülkedeki yoksulluk sınırı altında yaşayan insanları ifade ediyor. Yoksulluk sınırı her ülkede farklı tanımlandığından aynı orana sahip iki ülkede bu insanların alım gücü ve hayat standardı farklı olabilir. OECD’nin çocuklarda yoksulluk oranı 0-17 yaş grubunu kapsıyor.

2021 veya en yakın tarihteki verilere göre, OECD ülkeleri içinde çocuklarda yoksulluğun en yüksek olduğu ülke yüzde 27,4 ile Kosta Rika.

İkinci sıradaki Türkiye’de bu oran yüzde 22,4. Ardından yüzde 22 ile İsrail geliyor. OECD ortalaması yüzde 12,4. Türkiye’nin verisi 2019 yılına ait.

Çocuklarda yoksulluk oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Finlandiya.

Diğer bazı ülkelerde 0-17 yaş grubunda yoksulluk oranı şöyle: Yunanistan yüzde 14,4; Japonya yüzde 14; ABD yüzde 13,7; İngiltere yüzde 11,9; Almanya yüzde 11,7; Fransa yüzde 11,7; Kanada yüzde 7,3 ve Danimarka yüzde 4,8.

Japonya ve ABD’de yoksulluk Türkiye’den yüksek

Ülke nüfusunun hepsini yansıtan toplamda ise Türkiye’de yoksulluk oranı yüzde 15. OECD ortalaması ise yüzde 11,4. Toplam nüfusta yoksulluğun en yüksek olduğu ülke yine Kosta Rika (yüzde 20,3). 37 ülke içinde Türkiye 10. sırada yer alıyor.

Japonya (yüzde 15,7) ve ABD (yüzde 15,1) gibi gelişmiş ülkelerde yoksulluğun Türkiye’den yüksek olması dikkat çekiyor.

Ancak OECD ülkeleri kıyaslarken dikkatli olmaya çağırıyor. Çünkü yoksulluk sınırının hayat standardı farklı ülkelerde farklı olabilir.

Toplamda yoksulluğun en düşük olduğu OECD ülkesi ise yüzde 4,9 ile İzlanda.

Diğer bazı ülkelerde bu oran şöyle: Yunanistan yüzde 11,5; İngiltere yüzde 11,2; Almanya yüzde 10,9; Fransa yüzde 8,4; ve Hollanda yüzde 8,3.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Vatandaşın Borcu 1 Trilyon 427 Milyar TL’ye Yükseldi

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da gerçekler, iktidarın açıklamalarını yalanlıyor. İktidarın ekonomi politikaları sonucu bankaların karları katlanarak artarken, yurttaşların yöneldiği bankalara olan borcu da artmaya devam ediyor.

Yurttaşların 11-18 Kasım haftasındaki borcu 2,4 milyar TL artarken, son 6 aydaki artış ise 315 milyar TL oldu.

Bireylerin bankalara ve finansman şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartından kaynaklanan borcu ise takiptekiler de dahil 18 Kasım itibarıyla bir trilyon 427 milyar TL olarak gerçekleşti.

BirGün’ün aktardığına göre Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grubu notunda yurttaşların bu borcunun bir trilyon 43 milyar TL’sinin bireysel (konut, otomobil, ihtiyaç) kredilerinin, 384 milyar TL’sinin de kredi kartı borç bakiyelerinden kaynaklandığı belirtildi.

Son hafta tüketici kredilerinde 2,4 milyar TL’lik artış olurken, kredi kartları borçları ise değişmedi.

Takipteki borçlar 30,8 milyar TL

Kişilerin vadesinde ödeyemediği için bankalar tarafından icraya verilen ve henüz varlık yönetim şirketlerin devretmedikleri takipteki borçları ise 30,8 milyar TL’ye yükseldi. Bankaların takipteki bu borçlarını düşük bir bedel karşılığında varlık yönetim şirketlerine devrediyor olmaları bu rakamı olduğundan daha düşük gösteriyor.

Toplam borç verileri

Yurttaşların varlık yönetim şirketlerine olan borçları son bir yılda 5,3 milyar TL artarak eylül sonunda 36 milyar TL’ye yükseldi. TOKİ’ye olan konut kredisi borçları da 28 milyar TL oldu. Bankalara, finansman şirketlerine, varlık yönetim şirketlerine ve TOKİ’ye olan (tahsili gecikmiş borçlar da dahil) toplam borç bir trilyon 492 milyar TL düzeyinde seyrediyor.

Bankalara olan borçta yılbaşından bu yana 400 milyar TL’lik, toplam borçlarda ise 408 milyar TL’lik artış yaşandı.

Paylaşın

1 Milyon 39 Bin 646 Abone Faturasını Zamanında Ödeyemedi

İktidarın uyguladığı ekonomi politikaları sonucu oluşan ekonomik kriz, her geçen gün biraz daha derinleşiyor. 1 Ocak 2022 tarihinde yüzde 127’yi bulan fahiş elektrik zammının ardından faturasını zamanında ödeyemeyen yurttaşların sayısı arttı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın’ın verdiği bilgiye göre Ocak 2022 fatura döneminde 553 bin 917’si konut abonesi olmak üzere toplam 730 bin 701 abone faturasını süresi içinde ödeyemedi. Zammın faturalara yansıtılmasıyla birlikte Şubat 2022 döneminde ise 859 bin 532’si konut abonesi olmak üzere toplam bir milyon 39 bin 646 abone faturasını belirlenen süre içinde ödeyemedi.

Yüzde 55,1’lik artış

Fahiş zammın ardından faturasını ödemekte zorlanan konut abone sayısı yüzde 55,1 oranında arttı. Mart 2022 fatura döneminde ise 987 bin 453’ü konut abonesi olmak üzere toplam bir milyon 245 bin 391 abone faturasını ödeyemedi.

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre verileri değerlendiren Akın, “Cumhuriyet tarihinin en büyük elektrik zammının ardından faturasını ödemekte zorlanan konut abone sayısı 2 ay içinde yüzde 78,2 arttı. Tüm abone gruplarında ise toplamda yüzde 70,4 oldu” ifadelerini kullandı.

Sanayide artış yüzde 185,3

Enerji zamları sanayiyi de vurdu. Kontrollü elektrik kesintilerinin de yapıldığı dönemde sanayi abonelerinde faturasını zamanında ödeyemeyen abone sayısı bin 584’ten 4 bin 519’a yükselerek yüzde 185,3 oranında arttı. Bu oran tarımsal sulama abonelerinde ise yüzde 89,9 seviyesinde oldu.

Paylaşın