‘Türk Lirası’nın Değer Kaybı Neden Hızlandı?

Aralık ayında dolar/TL kurunun 18’e ulaşması sonrasında devreye sokulan Kur Korumalı Mevduat sistemi ile kısmen sakinleşen ve 12 TL seviyelerine kadar düşen kur, tekrar 17’yi aştı. Peki kur neden şimdi yükseliyor? TL’nin değer kaybını hızlandıran şey ne oldu?

Prof. Selva Demiralp BBC Türkçe için yorumladı. Demiralp’in yazısı şu şekilde;

KKM’ye dair endişelerimi daha ilk yürürlüğe girdiği sırada da paylaşmıştım. O yazıda kötü senaryoyu şu şekilde tanımlamıştım:

“Kötü senaryoda KKM döviz talebindeki artışı durduramaz. Bu durumda kur artışı Hazineyi ve TCMB’yi ciddi bir genişleme zorunda bırakır. Şayet vergilerde bir artış olmazsa (ki seçim öncesi bu olasılık yok denecek kadar az) bütçe açığı artar. Bu durum, sonu hiperenflasyona kadar giden bir süreçle sonuçlanabilir.”

Bugün geldiğimiz nokta kötü senaryoyla oldukça uyumlu.

KKM’nin Hazine’ye yüklediği ek yük 157 milyar TL olarak hesaplanıyor.

Enflasyon resmi rakamlarla yüzde 74 seviyesine ulaştı, ileriye yönelik beklentiler daha da artacağını gösteriyor.

KKM’nin kuru tutmakta giderek zorlandığını görüyoruz.

Peki kurdaki değer kaybı hafta başından beri neden ivmelendi?

Bu soruya cevap ararken, KKM’nin sürdürülebilirliğine dair endişeler, artan cari açık, giderek sıkışan global piyasalar gibi hep konuştuğumuz kırılganlıklara ek olarak hafta başında gelen iki önemli siyasi demecin altını çizmek isterim.

Zira her iki demeç de politika duruşunda geri adım atılmayacağına, mevcut enflasyonist baskıların artarak devam edeceğine, bu durumun da kuru zorlayacağına işaret ediyor.

1: Faiz indirimlerinin devamı geleceği sinyali

Cem Çakmaklı ve Gökhan Şahin Güneş’le beraber yaptığımız araştırma sadece faiz indirimi değil, faiz indiriminin geleceğine dair sinyallerin bile kurda bir zayıflama yarattığını, tahvil faizlerini yükselttiğini gösteriyor.

Çünkü piyasalar faiz indirimi sonrası enflasyonun ve genel risk priminin artmasını bekledikleri için bu olumsuz tablonun TL’yi zayıflatmasını bekliyorlar.

Bu yüzden hükümet kanadından gelen “faizler düşmeli” demeçlerini takiben dolar/TL kuru yükseliyor.

2017 öncesinde faizlerin inmesi gerektiğine dair siyasi demeçleri takiben TL ortalama yüzde 20 değer kaybederken bu rakam ilerleyen yıllarda yüzde 30’a çıkıyor.

Yani siyasi baskıların birikimli etkisi Merkez Bankası kredibilitesinde daha ağır bir erozyon yaratarak olumsuz fiyatlamayı da artırıyor.

6 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faizi düşürmeye devam edeceğiz” demecini bu açıdan değerlendirdiğimizde piyasaların geçmişte verdiği tepki ile tutarlı hareket ettiğini gözlemliyoruz.

2: ‘Enflasyonla beraber büyüme’ tercihi

Geçen günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, “enflasyonla birlikte büyümenin” siyasi bir tercih olduğunu söylerken “Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik. Yüksek faiz artışı yapardık” ifadesini kullandı.

Nebati’nin bu sözlerinin olumlu ve olumsuz iki boyutu var.

Olumlu tarafından bakacak olursak bakanın sözleri hükümetin duruşunda oldukça “ortodoks” bir dönüşe işaret ediyor.

Enflasyonu düşürmek için yapılması gerekenin faizleri yükseltmek olduğunu, ancak faiz artışı ekonomiyi yavaşlatacağı için hükümetin bunu tercih etmediğini söylüyor.

2021’in son çeyreğinden itibaren 5 puanlık faiz indirimine gidilirken hükümet kanadı ve Merkez Bankası bu şekilde enflasyonun da düşeceğini iddia eden “heteredoks” bir anlayışı savunmuştu.

Dünya genelinde uygulaması olmayan ve iktisat disiplinine ters düşen bu görüş maalesef enflasyonu düşürmedi.

Ortodoks politikaların öngördüğü şekilde enflasyonda çok ciddi bir artış ile sonuçlandı.

Kısa vadeli ‘kılıf’ geri tepebilir

Geçen günlerde Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu olarak düzenlediğimiz etkinlikte politika faizi ve enflasyon arasında pozitif bir ilişki olduğunu iddia eden Neo Fisher yaklaşımının fikir önderlerinden Profesör John Cochrane’i ağırladık.

Prof. Cochrane de söz konusu yaklaşımın orijinal Fisher eşitliğinde olduğu gibi uzun vadeli bir ilişkiye işaret ettiğini ve kısa vadeli politika hamlelerini motive etmek için bir “kılıf” olarak kullanılmasının geri tepebileceğini, teori ile uyuşmadığını not etti.

Bakan Nebati’nin sözlerini bu açıdan değerlendirdiğimde, hükümetin Türkiye’de zaten yanlış yorumlanmakta olan Neo Fisher yaklaşımından vaz geçtiği sinyalini verdiği için olumlu bir gelişme olarak görüyorum.

Ortodoks politika anlayışında buluşmak şüphesiz ki bir ilerleme.

Ancak yine ortodoks iktisat politikası “enflasyon ile beraber” büyümenin son derece riskli olduğuna işaret ediyor.

Türkiye’deki enflasyonun iki nedeni

Ülkemizde tecrübe ettiğimiz enflasyon iki temel sebepten kaynaklanıyor:

Arz yönlü baskılar esasen faizin düşük kalması sonucu TL’nin zayıflaması ile ithal ettiğimiz ara malı fiyatlarındaki artışı yansıtıyor.

Talep yönlü baskılar ise düşük faizin borçlanma ve harcamaları teşvik etmesinin bir sonucu.

Yani her iki sebebin kökünde de düşük faiz tercihi yatıyor.

Enflasyon bir ekonominin “yavaşla” sinyalidir, kendi kendini soğutma çabasıdır.

Ortodoks anlayışta merkez bankaları enflasyonist baskılar arttığında faizleri yukarı çekerek ekonominin bu çabasına destek verirler.

Çünkü ancak o zaman enflasyonu kalıcı hale getirmesi engellenir.

Aksi takdirde talep yavaşlasa da enflasyon kendi kendine düşmeyecektir.

Yangına körükle gitmek

Eğer “enflasyonla beraber büyüme” tercihi yapılırsa bu durum kısa vadede ekonominin kendi kendini soğutma çabalarını baskılamaya çalışır.

Yükselen enflasyon talebi geri çekerken düşük faiz ortamı talebi tekrar canlandırmayı dener.

Yani ortodoks anlayış enflasyon yaşanan ülkeyi soğutmak gerektiğini söylerken “enflasyonla beraber büyüme” çabası yangına körükle gitmek anlamına gelir.

Toparlayacak olursak, yüksek enflasyon ortamında hükümet kanadının faiz indirimleri ile büyümeyi desteklemeye devam edeceği sinyalleri hiperenflasyon endişelerini artırarak piyasalardaki tedirginliği artırıyor.

Sürdürülemez ve sonu belirsiz bir yolda devam edildiği inancının altını çiziyor.

Yoksullaşan halk tüketemez

Son söz olarak bir noktanın tekrar altını çizelim:

Şüphesiz hiçbir ülke ekonomisini gereksiz yere daraltmak, istihdamı azaltmak istemez.

Ancak enflasyon nüfusun yüzde 100’üne yoksullaşma olarak yansırken “enflasyona rağmen büyüme” çabası işsizlik oranında birkaç puanlık bir azalışın ötesinde fayda sağlamaz.

O fayda da giderek azalır, çünkü enflasyonla büyüme sürdürülemez.

Yoksullaşan halk tüketemez, enflasyon ortamı yatırımcıyı ürkütür.

İşte bu nedenlerle ortodoks iktisadi görüş “enflasyonla büyüme” kavramının üzerini çizer.

Önceliği enflasyonu düşürmeye verir.

Çünkü enflasyon düştükten sonra gelecek büyüme sağlıklı ve sürdürülebilir olur.

Kısa vadede bir bedeli olsa da bu tercih sonucunda uzun vadede herkes kazançlı çıkar.

Paylaşın

Mayıs Ayında En Fazla Dolar Kazandırdı

Tüketici Fiyat Endeksine (TÜFE) indirgendiğinde mayıs ayında en yüksek aylık reel getiri yüzde 3,86 ile dolarda gerçekleşti. Yıllık olarak değerlendirildiğinde ise külçe altın, yüzde 8,76 ile yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı oldu

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu, Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Mayıs 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, mayısta en yüksek reel getiri, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 3,86 ile dolarda oldu. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde ise dolar yüzde 1,66 yatırımcısını kayba uğrattı.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde, yatırım araçlarından avro yüzde 3,79, külçe altın yüzde 5,9, mevduat faizi (brüt) yüzde 7,02, BIST 100 endeksi yüzde 7,95 ve devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) yüzde 8,25 kayba yol açtı.

TÜFE ile indirgendiğinde avro yüzde 1,61 yatırımcısına reel getiri sağlarken külçe altın yüzde 0,62, mevduat faizi (brüt) yüzde 1,80, BIST 100 endeksi yüzde 2,79 ve DİBS yüzde 3,10 yatırımcısına kaybettirdi.

BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 4,53 ile yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 4,78 kayba neden oldu. DIBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 20,62, TÜFE ile indirgendiğinde de yüzde 12,86 yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 2,78, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde de yüzde 16,95 ile yatırımcısına en az kaybettiren yatırım aracı olarak hesaplandı.

Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 43,27, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 33,59 ile yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı olarak kayıtlara geçti.

Yıllık en yüksek reel getiri ‘külçe altın’da

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 8,76 ile yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı olurken Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 18,72 yatırımcısına kaybettirdi.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde, yatırım araçlarından dolar yüzde 19,06, BIST 100 endeksi yüzde 26,89, avro yüzde 29,45, mevduat faizi (brüt) yüzde 49,82 ve DİBS yüzde 52,98 yatırımcısında kayba yol açtı.

TÜFE ile indirgendiğinde ise dolar yüzde 8,31 yatırımcısına kazanç sağlarken BIST 100 endeksi yüzde 2,17, avro yüzde 5,6, mevduat faizi (brüt) yüzde 32,86 ve DİBS yüzde 37,08 yatırımcısının kayba uğramasına neden oldu.

Paylaşın

İlk Çeyrekte 24 Milyar Dolar Müdahale Satışı Yapılmış!

Dolar/TL’de bu hafta itibariyle 4.5 aydır aşılamayan duvar 15 lira sınırı geçildi. En son Aralık 2021’de 18.3 lirayı aşan dolar/TL ardından devreye giren kur korumalı TL mevduat başta olmak üzere önlemlerle gerilemiş bu yıl ise 15 liranın altındaki seyrini sürdürmüştü.

Ancak dış etkiler, yüksek enflasyon, artan döviz ihtiyacıyla kur yönünü yeniden yukarıya çevirmiş görünüyor. Yıl boyunca talebin yüksek olduğu günlerde kamu bankaları ve Merkez Bankası’nın döviz satışı ile dengeleme çabasında olduğunu piyasa uzmanları sık sık tekrarlıyor ancak artık ne kadarlık bir satış yapıldığına dair resmi bir açıklama ise yapılmıyor.

Dünya’dan Şebnem Turhan’ın haberine göre, ekonomist Haluk Bürümcekçi tıpkı 2019 Mart ayında başlayan ve 128 milyar dolara kadar ulaşan rezerv erimesini takip ettiği gibi bu yıl yapılan değişimleri de verilerle ortaya koydu. Bürümcekçi’nin yaptığı hesaplamalara göre bu yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 24 milyar dolar müdahale amaçlı satış yapıldı.

Bürümcekçi, rakamların son aylardaki döviz akımlarının önemli bir kısmı Merkez Bankası’na yönlendirilmesine rağmen bununla uyumlu bir toplam ve net rezerv birikimi sağlayamadığını yansıttığına işaret ederek rezervlerin sahiplik durumu açısından da bir iyileşme sağlanamadığını vurguladı.

IMF tanımlı net uluslararası rezerv için hesaplama yapan Bürümcekçi, reeskont kredileri, kur korumalı mevduatta döviz dönüşümü ve ihracat gelirinin belli yüzdesinin alınması başta olmak üzere rezervlere döviz girişi sağlandığını belirterek çıkışların ise KİT’lere satış, swaplar, Hazine işlemleri olduğunu belirtti. İhracat bedellerinin 18 Nisan’a kadar yüzde 25’inin Merkez Bankası’na satış zorunluluğu vardı. 18 Nisan’dan itibaren ise hem hizmet ihracatçıları sisteme dahil edildi hem de oran yüzde 40’a yükseltildi.

İhracat geliri hariç 17.1 milyar dolar artmalıydı

Bürümcekçi’nin hesabına göre reeskont kredilerinden ilk çeyrekte 4.9 milyar dolarlık bir katkı sağlandı rezervlere. KKM’de dövizden dönüşten gelen miktar ise yaklaşık 28.6 milyar dolar seviyesinde. KİT’lere 12.8 milyar dolar döviz satılırken swaplardan 2.4 milyar dolar düşüş, Hazine işlemlerinden ise 1.2 milyar dolarlık azalma var. İhracat bedellerinin yüzde 25’i hariç tutulduğunda uluslararası net rezervlerin 17.1 milyar dolar ilk çeyrekte artması gerekiyordu. Ancak resmi verilere göre artış 7.8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yani 9.3 milyar dolar daha az artış oldu. Buna Bürümcekçi yaklaşık olarak her ay 5 milyar dolar seviyesinde ihracat bedeli eklendiğinde artışın yaklaşık 32.1 milyar dolar olması gerektiğini yani bunun da 24.3 milyar dolarlık fark yarattığını vurguladı.

Hesap bize yaklaşık olarak 24.3 milyar dolarlık rezervin kamu bankaları eliyle veya Merkez Bankası tarafından döviz piyasalarına müdahale için kullanıldığını gösteriyor. Bürümcekçi bir çok verinin şeffaf olarak açıklanmadığı için hesaplamalarda hata payı olabileceğine de işaret etti. Bürümcekçi, talebin fazla olduğu günlerde karşılamak için satışların yapıldığını dile getirerek bu yapılmasaydı dolar/ TL’deki seviyenin çok daha yüksek olacağını vurguladı.

Paylaşın

Kasım Ayında En Çok Altın Kazandırdı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Kasım 2021 Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları” verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, en yüksek aylık reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 9,10, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 15,93 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti. 

Haber Merkezi / Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 6,69, Amerikan doları yüzde 6,08 ve euro yüzde 4,28 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 8,07 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 8,53 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise BIST 100 endeksi yüzde 13,37, Amerikan doları yüzde 12,72 ve Euro yüzde 10,81 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 2,32 ve DİBS yüzde 2,80 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 9,72, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 20,17 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13,57, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 5,33 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13,43 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 0,78 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 17,12, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 5,26 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 10,35 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 13,43 oranında yatırımcısına kaybettirdi.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi yüzde 13,88, külçe altın yüzde 15,22, Euro yüzde 16,56, mevduat faizi (brüt) yüzde 27,60 ve DİBS yüzde 32,29 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir. TÜFE ile indirgendiğinde ise BIST 100 endeksi yüzde 9,77, külçe altın yüzde 8,06 ve Euro yüzde 6,36 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) yüzde 7,72 ve DİBS yüzde 13,70 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

Merkez Bankası Faizi Düşürdü!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yüzde 19 olan politika faizini yüzde 18’e indirdi. Piyasanın beklentisi faizlerin yüzde 19 seviyesinde tutulacağı yönündeydi.

Haber Merkezi / Merkez Bankası’nın 100 baz puanlık faiz indirimi kararının ardından, dolar/TL yüzde 1’in üzerinde yükselişle 8.8017’yi gördü. Euro/TL ise 10.32’yi aştı.

Dolar/TL kurunda tüm zamanların en yüksek seviyesi, geçen haziran ayında gerçekleşmişti. Kur, 8.8122’ye ulaşmıştı.

Borsa İstanbul ise kazançlarını sildi. Borsa İstanbul BİST 100 Endeksi’nde yüzde 0,5 civarı eksiye döndü ve 1.400 puanın altı görüldü.

TCMB’nin karar metninde çekirdek enflasyona ilişkin gelişmelerin değerlendirildiği ifade edilirken, metinden “kararlı sıkı duruş” ifadesi de çıkarıldı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre ağustosta tüketici fiyat endeksi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19.25 artmıştı.

Paylaşın

Dolar ve Euro’da son durum!

Dolar ve Euro karşısında değer kayı devam eden Türk Lirası, gün içerisinde en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi oldu. Haftaya 8,07’den başlayan dolar/TL bugün 8,31 seviyesini gördü. Euro/TL 9,74’lerde değerleniyor.

Haber Merkezi /  Türk Lirası (TL) yeni işlem gününde gelişen ülke para birimlerine kıyasla negatif ayrışma sergileyerek gün içerisinde en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi oldu.

Dolar kuru, TCMB’de yaşanan yönetim değişikliği sonrası yukarı yönlü hareketine haftanın 2. işlem gününde de devam ediyor. ABD tahvil faizlerinin tekrar 1.76 seviyelerine yükselmesi de dolar kurunda yaşanan artışta etkili oldu. Haftaya 8,07’den başlayan dolar/TL bugün 8,31 seviyesini gördü. Euro/TL 9,74’lerde değerleniyor.

Altın

Haftaya değer artışıyla başlayan çeyrek ve gram altın fiyatları haftanın ikinci işlem gününde de yukarı yönlü seyrini sürdürüyor. Dolar/TL’deki yükselişle 456 TL’ye kadar tırmanan gram altın, küresel altın fiyatlarındaki düşüşün dolar/TL’deki yükselişi dengelemesiyle 452.7 TL civarında bulunuyor.

Aynı dakikalarda çeyrek altın 742 lira, Cumhuriyet altını da 3.020 liradan satılıyor. Altının ons fiyatı ise dün yüzde 1,2 değer kaybetmesinin ardından bugün de yüzde 0,6 azalışla 1.702 dolardan alıcı buluyor. Dolar/TL’deki yükseliş ile beraber geçen hafta değer kazanan gram altın, 470 TL seviyesine kadar tırmandıktan sonra gerilemişti.

Petrol

Petrol fiyatları, yatırımcıların bu hafta yapılacak OPEC+ toplantısına odaklanması ve grubun üretim kesintilerine devam edeceği beklentileriyle kazançlarını korudu. Brent petrolün varili 65 dolar seviyesinde işlem görürken, Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili ise 61 dolar civarında alıcı buldu.

Mayıs vadeli Batı Teksas Petrolü, Nymex piyasasında, yüzde 0,3 yükselişle varil başına 61,73 dolara yükseldi. Mayıs vadeli Brent petrol, Londra ICE Futures Europe piyasasında, yüzde 0,3 değer kazanarak varil başına 65,16 dolara ulaştı.

Amerikan Petrol Enstitüsünün bugün açıklayacağı tahminde, ABD’nin ticari ham petrol stoklarında düşüşe işaret edilirse fiyatların yükselmesi bekleniyor. Brent petrolde teknik olarak 64,82 ile 65,08 dolar aralığının direnç, 64,39 ile 64,22 dolar aralığının ise destek bölgesi olarak izlenebileceği belirtiliyor.

 

Paylaşın

Dolar ve Euro kurunda son durum!

Dolar ve Euro kurlarında yatay hareketler gözlemlenirken dolar/TL, 7,50’nin hemen altında; euro/TL ise 8,98-8,99 bandında işlem görüyor. Dolar endeksi 91.5 altına inerken, ABD borsalarında yeni zirveler görüldü.

Haber Merkezi / Dolar ve Euro kurlarında yatay hareketler gözlemlenirken Dolar/TL, 7,50’nin hemen altında; Euro/TL ise 8,98-8,99 bandında işlem görüyor. Dolar endeksi 91.5 altına inerken, ABD borsalarında yeni zirveler görüldü.

HDP’nin kapatılmasına yönelik dava açıldığı haberiyle kurda bir dalgalanma yaşanmış, Fed’in 2023 sonuna kadar faiz artışına gitmeyeceği yönündeki mesajlarının ardından risk iştahındaki toparlanmanın etkisiyle kur yönünü aşağı çevirmişti. Yeni işlem gününde risk primi 325 baz puandan işlem görürken, gösterge tahvil faizi ise yüzde 16,36 seviyesinde.

Borsa İstanbul

Borsa İstanbul BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 5,68 puan ve yüzde 0,36 değer kazanarak 1.567,79 puana kadar yükseldi.

BIST 100 endeksi dün gün içinde 1.589,47 puanla tüm zamanların en yüksek seviyesini görmesinin ardından gelen satışlarla düşüşe geçerek, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,53 değer kaybıyla 1.562,11 puandan tamamlamıştı.

Altın

Altın talebi, Amerikan Merkez Bankası Fed’in 2023 sonuna kadar faiz artışı olmayacağı yönündeki mesajını vurgulaması sonunda yükseliş kaydederken, fiyatlarda da yukarı yönlü bir seyir görüldü. Gram altın 420,1 TL, çeyrek altın 686 TL, Cumhuriyet altını da 2.790 TL’den satılıyor.

Petrol

ABD’de petrol stoklarının artması ve Uluslararası Enerji Ajansı’nın fazla stok olduğunu belirtmesi petrol fiyatlarında 2021’deki yükselişi duraklattı.

Petrol, bugün bir önceki kapanışa göre yüzde 0,69 azalışla 67,53 dolar civarında işlem görürken, Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varil fiyatı ise ise 64,20 dolar civarında alıcı buluyor.

Nisan vadeli Batı Teksas tipi ham petrolün varil fiyatı yüzde 0.6 düşüşle 64.22 dolardan işlem gördü. Fiyatlar bu hafta yüzde 2.2 gerileyerek Ekim’den beri en büyük haftalık kayba yöneldi.

Mayıs vadeli Brent petrolün varil fiyatı ise yüzde 0.7 düşüşle 67.54 dolardan işlem görerek 9 Mart’tan beri en düşük kapanışa ilerledi.

Paylaşın

Borsa İstanbul’da yükseliş devam ediyor!

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, güne 5,68 puan ve yüzde 0,36 değer kazanarak başladı. 1.567,79 puana kadar yüksel BIST 100 endeksi, dün günü yüzde 0,53 değer kaybıyla 1.562,11 puandan tamamlamıştı.

Haber Merkezi / Borsa İstanbul BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 5,68 puan ve yüzde 0,36 değer kazanarak 1.567,79 puana kadar yükseldi.

BIST 100 endeksi dün gün içinde 1.589,47 puanla tüm zamanların en yüksek seviyesini görmesinin ardından gelen satışlarla düşüşe geçerek, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,53 değer kaybıyla 1.562,11 puandan tamamlamıştı.

Dolar ve Euro

Dolar ve Euro kurlarında yatay hareketler gözlemlenirken dolar/TL, 7,50’nin hemen altında; euro/TL ise 8,98-8,99 bandında işlem görüyor. Dolar endeksi 91.5 altına inerken, ABD borsalarında yeni zirveler görüldü.

Altın

Altın talebi, Amerikan Merkez Bankası Fed’in 2023 sonuna kadar faiz artışı olmayacağı yönündeki mesajını vurgulaması sonunda yükseliş kaydederken, fiyatlarda da yukarı yönlü bir seyir görüldü. Gram altın 420,1 TL, çeyrek altın 686 TL, Cumhuriyet altını da 2.790 TL’den satılıyor. Altın ile birlikte gümüş, platin ve paladyum gibi emtialarda da yükseliş izlendi.

Petrol

ABD’de petrol stoklarının artması ve Uluslararası Enerji Ajansı’nın fazla stok olduğunu belirtmesi petrol fiyatlarında 2021’deki yükselişi duraklattı.

Nisan vadeli Batı Teksas tipi ham petrolün varil fiyatı yüzde 0.6 düşüşle 64.22 dolardan işlem gördü. Fiyatlar bu hafta yüzde 2.2 gerileyerek Ekim’den beri en büyük haftalık kayba yöneldi.

Mayıs vadeli Brent petrolün varil fiyatı ise yüzde 0.7 düşüşle 67.54 dolardan işlem görerek 9 Mart’tan beri en düşük kapanışa ilerledi.

Paylaşın

Borsa İstanbul’da yatay seyir!

Perşembe günü 0,5 oranında kaybın yaşandığı Borsa İstanbul, güne yatay bir giriş yaptı. BIST 100 endeksi güne yüzde 0,12 artışla 1.558 puandan başlasa da, Merkez Bankası’nın verileri yabancı yatırımcının hisseden çıkışının sürdüğünü gösterdi.

Haber Merkezi / Küresel piyasalarda tahvil piyasasına yönelik gelişmeler risk iştahını desteklerken, Borsa İstanbul güne yatay bir giriş yaptı. BIST 100 endeksi güne yüzde 0,12 artışla 1.558 puandan başladı.

Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası faiz açıklamaları ve ABD piyasalarının açılmasının ardından Dolar/TL’de görülen hareketlenme özellikle banka hisseleri kaynaklı olarak BIST-100 endeksinde yüzde 0,5 düzeyinde kayba neden olmuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 5 Mart haftasına ilişkin verileri yabancı yatırımcının hızını kaybetse de hisseden çıkışının sürdüğünü gösterdi.

Altın

Son üç haftayı da kayıpla kapatan altın, tahvil faizlerindeki düzeltme ve zayıflayan dolar ile birlikte bu haftayı kazançla kapatmaya doğru ilerliyor. Haftaya 1.700 dolar civarında başlayan ons altın, 1.680 dolara kadar geriledikten sonra haftayı yüzde 1,11 yükselişle 1.719 dolar seviyesinde işlem görüyor.

Dolar/TL kurunun 7,50’ye kadar gerilemesiyle beraber gram altın 414 lira, çeyrek altın 682 lira, cumhuriyet altını ise 2.715 lira seviyelerinde seyrediyor.

Dolar ve Euro

Hafta başında yaşanan yüzde 3’lük yükselişin ardından üst üste 3 gündür gerileyen döviz kurları haftanın son gününe hafif yukarı yönlü hareketlerle başladı.

Dolar/TL de yine gelişmekte olan para birimlerinde olduğu gibi hafta başında 7.8’e yaklaşmasının ardından nispeten sakinleyerek 7,55’in etrafında pazartesi günü 9,22’yi gören Euro ise 9,02-9,03 düzeyinde dalgalanıyor.

Dolar, bu yıl 6.9’a kadar gerilemiş ancak sonrasında yönünü yükselişe çevirmişti. 6.9 seviyesinden başlayan yükselişle birlikte bu hafta Dolar en yüksek seviye 7.7840 olmuştu.

 

Paylaşın

Dolar ve Euro yönünü yukarı çevirdi

Üst üste 3 gündür gerileyen döviz kurları haftanın son gününe hafif yukarı yönlü hareketlerle başladı. Dolar, 7,55’in hemen üzerinde, Euro ise 9,02-9,03 düzeyinde işlem görüyor. 

Haber Merkezi / Hafta başında yaşanan yüzde 3’lük yükselişin ardından üst üste 3 gündür gerileyen döviz kurları haftanın son gününe hafif yukarı yönlü hareketlerle başladı.

Dolar/TL de yine gelişmekte olan para birimlerinde olduğu gibi hafta başında 7.8’e yaklaşmasının ardından nispeten sakinleyerek 7,55’in etrafında pazartesi günü 9,22’yi gören Euro ise 9,02-9,03 düzeyinde dalgalanıyor.

Dolar, bu yıl 6.9’a kadar gerilemiş ancak sonrasında yönünü yükselişe çevirmişti. 6.9 seviyesinden başlayan yükselişle birlikte bu hafta Dolar en yüksek seviye 7.7840 olmuştu.

Altın

Son üç haftayı da kayıpla kapatan altın, tahvil faizlerindeki düzeltme ve zayıflayan dolar ile birlikte bu haftayı kazançla kapatmaya doğru ilerliyor. Haftaya 1.700 dolar civarında başlayan ons altın, 1.680 dolara kadar geriledikten sonra haftayı yüzde 1,11 yükselişle 1.719 dolar seviyesinde işlem görüyor.

Dolar/TL kurunun 7,50’ye kadar gerilemesiyle beraber gram altın 414 lira, çeyrek altın 682 lira, cumhuriyet altını ise 2.715 lira seviyelerinde seyrediyor.

Borsa İstanbul

Küresel piyasalarda tahvil piyasasına yönelik gelişmeler risk iştahını desteklerken, Borsa İstanbul güne yatay bir giriş yaptı. BIST 100 endeksi güne yüzde 0,12 artışla 1.558 puandan başladı.

Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası faiz açıklamaları ve ABD piyasalarının açılmasının ardından Dolar/TL’de görülen hareketlenme özellikle banka hisseleri kaynaklı olarak BIST-100 endeksinde yüzde 0,5 düzeyinde kayba neden olmuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 5 Mart haftasına ilişkin verileri yabancı yatırımcının hızını kaybetse de hisseden çıkışının sürdüğünü gösterdi.

Paylaşın