Kur Korumalı Mevduat’ta Yeni Düzenleme

İktidarın Türk Lirası’ndaki birikimleri kurdaki değişimlere karşı korumak için uyguladığı Kur Korumalı Mevduat’ta (KKM) yeni düzenleme yapıldı. Düzenlemeye ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

Yapılan yeni düzenleme ile döviz yükümlülüğü olan yurt içi yerleşik tüzel kişilerin yükümlülükleri kapsamında döviz dönüşüm veya Türk lirası cinsinden mevduat ve katılım fonu hesaplarına sağlanacak desteğe ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlendi.

Döviz kredisi olan şirketlere 1 ay vadeli bağlanabilen KKM düzenlemesi getirildi. Vade başında döviz bozan firma, vade sonunda yine aynı döviz kadar TL alabilecek.

Döviz yükümlülüğü olan yurt içi yerleşik tüzel kişilerin bankalarda mevcut olan ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri, hesap sahibinin talep etmesi halinde vade başı kuru üzerinden Türk lirasına çevrilecek. Bankanın bu işlem sonucunda elde ettiği döviz, vade başı kuru üzerinden Merkez Bankası tarafından satın alınarak ve karşılığı Türk lirası ilgili bankaya aktarılacak.

Banka tarafından yurt içi yerleşik tüzel kişiler için 1 aydan az olmamak üzere Merkez Bankasınca belirlenecek vadelerde Türk lirası mevduat veya katılma hesabı açılacak.

KKM’nin kamuya maliyeti 181,5 milyar TL

Öte yandan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), 10 Mart haftasında KKM hesaplarının toplamını 1 trilyon 603 milyar 417 milyon liraya ulaşarak yeni zirvesini gördüğünü açıklamıştı.

KKM’de 1 haftada 26 milyar 227 milyon liralık artış yaşanırken, son veriyle beraber 9 hafta üst üste yükseliş kaydedilmiş oldu. Bu 9 haftada KKM hesaplarındaki artış 233 milyar 408 milyon lira olmuştu.

Faaliyet raporuna göre, Merkez Bankası Başkanı ile Banka Meclisi, PPK, Denetleme Kurulu ve Yönetim Komitesi üyelerinden oluşan TCMB üst yönetimine 2022’de brüt ücret olarak toplam 22.898.133,34 Türk lirası ödenmişti.

Raporda 1211 sayılı TCMB Kanunu’nun 19, 22/A, 24 ve 33. maddeleri gereğince; Başkan ve Başkan Yardımcılarının aylık ücretleriyle temsil ödenekleri, Banka Meclisi üyeleri ve PPK üyesinin aylıkları ile tazminatları ve Denetleme Kurulu üyelerinin ücretleri, Cumhurbaşkanı tarafından tespit edildiği vurgulanmıştı.

Rapora göre, Türkiye’de 31 Aralık 2022 itibarıyla tedavülde 3,5 milyar adet banknot bulunuyor. 2022 sonu itibarıyla emisyon hacminin kupür dağılımında, adet olarak en yüksek paya sahip olan kupürler sırasıyla 100 ve 200 Türk lirası olmuştu.

Adet olarak en yüksek paya sahip iki kupürün (100 ve 200 Türk lirasının) toplam içindeki payı yüzde 60,4. Tutar olarak da en yüksek paya sahip iki kupür olan 200 ve 100 Türk lirası banknotların toplam içindeki payları sırasıyla yüzde 56,6 ve yüzde 34,4 olarak açıklandı. Banknotların toplam değeri ise 341 milyar lira düzeyinde.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat’ta İşler İyi Gitmiyor: Maliyeti 181,5 Milyar TL

İktidarın Türk Lirası’ndaki birikimleri kurdaki değişimlere karşı korumak için uyguladığı Kur Korumalı Mevduat’ta (KKM) işler iyi gitmiyor. Kur Korumalı Mevduat’ın kamuya maliyeti 181,5 milyar liraya yükseldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), Faaliyet Raporu’nda Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) TCMB’ye olan maliyetinin 89 milyar lira olduğu açıklandı. KKM’nin Hazine’ye maliyeti ise 92,5 milyar TL olarak duyurulmuştu.

Böylece KKM’nin devlete toplam maliyetinin 181,5 milyar TL, yani yaklaşık 9,5 milyar dolar olduğu ortaya çıktı.

İlk olarak 22 Aralık 2021’de uygulama kapsamına alınan KKM’de döviz hesabından TL mevduatına dönenler için Merkez Bankası korumalı mevduat hesabı devreye girerken geri kalanlar Hazine ve Maliye Bakanlığı kurallarına bağlı.

Habertürk’ten Rahim Ak’ın haberine göre, bankanın açıklanan kâr zarar tablosunda 2022’de bankanın net faiz geliri 166 milyar, faiz gideri ise 26,8 milyar lira olurken net komisyon ve hizmet geliri ise 18,5 milyar lira olarak açıklandı.

Bankanın net faiz dışı gideri 64,8 milyar lira olarak tabloya yansırken faiz dışı gelir 61,8 gider ise 126 milyar lira oldu. Faiz dışı gider içinde en büyük kalemi oluşturan diğer kaleminde 89 milyar liralık gider dikkat çekerken bu tutarın çok büyük oranda KKM maliyeti olduğu değerlendirildi. KKM’nin bankaya 2021 maliyeti ise 1 aylık sürede 8,6 milyar lira olmuştu.

Haftalardır artıyor

Böylece kuru frenlemek için getirilen düzenlemenin kamuya yıllık maliyeti toplamda yaklaşık 181,5 milyar TL olarak hesaplandı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), 10 Mart haftasında KKM hesaplarının toplamını 1 trilyon 603 milyar 417 milyon liraya ulaşarak yeni zirvesini gördüğünü açıklamıştı.

KKM’de 1 haftada 26 milyar 227 milyon liralık artış yaşanırken, son veriyle beraber 9 hafta üst üste yükseliş kaydedilmiş oldu. Bu 9 haftada KKM hesaplarındaki artış 233 milyar 408 milyon lira oldu.

Faaliyet raporuna göre, Merkez Bankası Başkanı ile Banka Meclisi, PPK, Denetleme Kurulu ve Yönetim Komitesi üyelerinden oluşan TCMB üst yönetimine 2022’de brüt ücret olarak toplam 22.898.133,34 Türk lirası ödendi.

Raporda 1211 sayılı TCMB Kanunu’nun 19, 22/A, 24 ve 33. maddeleri gereğince; Başkan ve Başkan Yardımcılarının aylık ücretleriyle temsil ödenekleri, Banka Meclisi üyeleri ve PPK üyesinin aylıkları ile tazminatları ve Denetleme Kurulu üyelerinin ücretleri, Cumhurbaşkanı tarafından tespit edildiği vurgulandı.

Rapora göre, Türkiye’de 31 Aralık 2022 itibarıyla tedavülde 3,5 milyar adet banknot bulunuyor. 2022 sonu itibarıyla emisyon hacminin kupür dağılımında, adet olarak en yüksek paya sahip olan kupürler sırasıyla 100 ve 200 Türk lirası oldu.

Adet olarak en yüksek paya sahip iki kupürün (100 ve 200 Türk lirasının) toplam içindeki payı yüzde 60,4. Tutar olarak da en yüksek paya sahip iki kupür olan 200 ve 100 Türk lirası banknotların toplam içindeki payları sırasıyla yüzde 56,6 ve yüzde 34,4 olarak açıklandı. Banknotların toplam değeri ise 341 milyar lira düzeyinde.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Döviz Kurlarına Müdahaleleri 128 Milyar Dolara Ulaştı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB), Aralık 2021 yılından bu yana döviz kuru piyasalarına 128 milyar dolar büyüklüğünde müdahale edildiği, aylık ortalama müdahalelerin de 2023 yılında hız kazandığı öne sürüldü.

Bloomberg’in haberine göre Merkez Bankası, Aralık 2021’den bu yana döviz kuru piyasalarına 128 milyar dolar büyüklüğünde müdahale etti.

Bloomberg Türkiye ve İsveç Ekonomisti Selva Baziki, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “TCMB’nin Aralık 2021’den bu yana döviz piyasasına arka kapıdan yaptığı müdahalelerin 128 milyar dolara ulaşmış olabileceğini tahmin ediyoruz. Bir dejavu hissi yarattı. Bu tahmin, ana muhalefet partisinin 2021’de TCMB’nin 2019-2020 döviz piyasası müdahaleleri hakkında yaptığı iddialarla eşleşiyor” dedi.

Baziki, aylık ortalama müdahalelerin de 2023 yılında hız kazandığını belirtirken, Suudi Arabistan’ın Merkez Bankası’na 5 milyar dolarlık mevduat yatırmasını ise “daha fazla müdahale için ek alan yaratabilecek başka bir hamle” olarak değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın ekonomi koltuğunda oturduğu dönemden bu yana dolardaki yükselişi durdurmak için piyasaya müdahale ediliyor.

Albayrak döneminden sonra başta CHP olmak üzere muhalefet partileri, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinden 128 milyar doların satıldığını ve bu miktarın nereye gittiğinin bilinmediğini iddia etmeye başlamıştı.

Devam eden satışlar, yine doları durdurmak için devreye sokulan kur korumalı mevduatla da sürdü.

Paylaşın

S. Arabistan’dan Merkez Bankası’na 5 Milyar Dolar Mevduat

Suudi Arabistan Kalkınma Fonu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) fon aracılığıyla 5 milyar dolar mevduat yatırdı. Merkez Bankası’nın geçen Perşembe günkü verileri, net uluslararası rezervlerin 1,4 milyar dolar azalarak 20,2 milyar dolara indiğini gösteriyordu.

Türkiye’nin döviz rezervleri, piyasa müdahaleleri ve 2021 yılı Aralık ayındaki döviz krizi sonrasında hızla azalmıştı. Türk Lirası, geçen yıl dolar karşısında yüzde 30, 2021 yılındaysa yüzde 44 değer kaybetmişti.

Suudi Arabistan Kalkınma Fonu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) fon aracılığıyla 5 milyar dolar mevduat yatırmak için Türkiye’yle anlaşma imzalandığını açıkladı.

Anlaşma, aynı zamanda Suudi Arabistan Turizm Bakanı olan Suudi Kalkınma Fonu Başkanı Ahmed Akil El Katip ve TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu arasında imzalandı.

Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed Bin Abdullah El Cedan, ülkesinin TCMB’ye mevduat yatırma planını Aralık ayında açıklamıştı.

Türkiye’nin Merkez Bankası net döviz rezervleri, geçen yıl yaz aylarında son 20 yılın en düşük seviyesine gerilemişti. Net döviz rezervleri o dönemden bu yana 6 milyar doların biraz üzerine çıkmış olsa da 6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinden sonra banka 8 buçuk milyar dolar kaybetti.

Merkez Bankası’nın geçen Perşembe günkü verileri, net uluslararası rezervlerin 1,4 milyar dolar azalarak 20,2 milyar dolara indiğini gösteriyordu.

Suudi Arabistan’ın TCMB’ye mevduat yatırımı, hem Ankara hem de Riyad’ın 2018 yılında gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülmesinden sonra bozulan ilişkileri onarma çabalarını izliyor.

Türkiye’nin döviz rezervleri, piyasa müdahaleleri ve 2021 yılı Aralık ayındaki döviz krizi sonrasında hızla azalmıştı. Türk Lirası, geçen yıl dolar karşısında yüzde 30, 2021 yılındaysa yüzde 44 değer kaybetmişti.

Paylaşın

Seçimler Öncesi Döviz Piyasasına İlişkin Uyarı

14 Mayıs’ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öncesi döviz piyasasına ilişkin ABD yatırım bankası Goldman Sachs’tan di,kkat çeken bir uyarı geldi.

Goldman Sachs, seçimler öncesi döviz piyasasında istikrarsızlık ve çalkantı yaşanabileceği yorumunda bulundu.

Goldman Sachs’ın yayımladığı araştırma notunda, Türkiye’de döviz likiditesi risklerinin özel sektörden kamuya kaydığı belirtilerek, “Seçimlerin ardından gelecekte para politikasının nasıl olacağına dair belirsizlik, zamanında yönetilmesi gereken likidite risklerini beraberinde getiriyor” yorumu yapıldı.

Reuters’ın haberleştirdiği bilgi notunda ayrıca, bankanın analistleri, “Enstrümanların kısa vadeli doğası dikkate alındığında, zamanın yetkililerin lehinde olması pek olası değil. Bu nedenle, ara çözümlere ihtiyaç duyulacağına inanıyoruz. Mevcut piyasa belirsizliği önemli riskler oluşturuyor” görüşlerini paylaştı.

Bankaya göre ayrıca, “alınacak önlemlere rağmen Türk Lirası’nda değer kaybı yaşanabileceğinin ve önemli likidite risklerinin mevcut olduğununun” altı çizilerek, daha ortodoks ekonomi politikalarına geri dönüşün uzun vadede Türkiye için faydalı olabileceği kaydedildi.

Goldman Sachs altın, ikili takas hatları ve IMF Özel Çekme Hakları gibi likit olmayan varlıklar denklemden çıkarıldığında, depremlerin ardından Türkiye’nin rezervlerinin 42 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.

Dünya Bankası yayınladığı son raporda, Türkiye’deki depremlerin ekonomiye faturasının 34 milyar doları aşabileceğini bildirmişti.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Bankalara “Kur Korumalı Mevduat” Uyarısı

İktidarın Türk Lirası’ndaki birikimleri kurdaki değişimlere karşı korumak için uyguladığı KKM’de işler iyi gitmiyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), bankalara Kur Korumalı Mevduat (KKM) işlemleri ile ilgili sözlü bir uyarı yaptığı belirtiliyor.

Bloomberg HT’nin haberine göre Merkez Bankası’ndan bankalara iletilen “sözlü uyarı”da, bazı bankaların Hazine karşı taraflı Kur Korumalı Mevduat’tan çıkan yatırımcıların TL’si ile Döviz aldırdığı, ertesi gün bu döviz ile Merkez Bankası’nın sağladığı Dövizli Kur Korumalı Mevduat ürünlerine geçtiği ifade edildi.

Bunu yapan bankaların TCMB tarafından uyarılarak, “Bu işlemlerin tespiti halinde bu işlemlerin TL dönüşüm payına sayılmayacağı” söylendiği vurgulanıyor.

Bankalar açısından Hazine karşı taraflı Kur Korumalı Mevduat ürünü, Merkez Bankası fonlaması haricinde en ucuz kaynak toplama yöntemi haline gelmişti. TL’si olanların Hazine ile yaptıkları KKM işlemlerinde “politika faizi +3 puan” olarak belirlenmiş olan faiz, son faiz indirimi sonrası yüzde 11,5 seviyesine kadar geriledi.

Düşük getirisi nedeniyle mevduat sahiplerinin önemli bir bölümü vadesi geldiğinde ürünü yenilemeyi tercih etmiyor.

Bankalar, zaten TL yatırımcısı olan bu mevduat sahibine düz vadeli mevduata geçmesi halinde yüzde 28-32 arasında faiz vermek zorunda kalıyor.

Merkez Bankası, 26 Ocak tarihinde yaptığı düzenleme ile, döviz karşılığı yapılan Kur Korumalı Mevduat işlemlerinde faiz sınırını kaldırmıştı. Bunun üzerine döviz KKM faizleri yükselerek bankadan bankaya değişmekle birlikte, yüzde 20’ler çevresine oturmuştu.

Dolayısıyla bazı bankaların, yüzde 30’larda yüksek faizli TL mevduat maliyetine katlanmak yerine, müşterilerini kendilerine maliyeti yüzde 20’lerde olan Merkez Bankası karşı taraflı KKM işlemlerine yönlendirdiği vurgulanıyor.

Merkez Bankası bankalara ayrıca, bilançolarındaki TL ağırlığını yüzde 50 ve yüzde 60 sınırlarının üzerine çıkarmaması halinde ek menkul kıymet tutma yükümlülüğü getirmişti. Faizi enflasyonun çok altında olan bu tahvilleri tutmak istemeyen bankalar, ellerindeki döviz mevduatlarını TL cinsi enstrümanlara dönüştürmek için farklı yollar denemeye başlamıştı. Kur Korumalı Mevduat ürünleri, bu dönüşümün sağlanmasının en önemli parçalarından birini oluşturuyor.

Dolayısıyla Merkez Bankası, yaptığı uyarıyla bu yolu tercih eden bankalara “döviz talebi yaratan bu harekete devam edildiği taktirde, bankanın maliyeti düşse de yaptığı işlem TL dönüşümü sayılmayacağı için menkul kıymet tutma yükünü azaltmayacağı mesajını vermiş oluyor.

Paylaşın

Depremler Sonrası TL’yi Korumak İçin 7 Milyar Dolar Harcandı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Kahramanmaraş ve Elbistan’da 6 Şubat’ta meydana gelen yıkıcı  depremlerden sonraki iki hafta içinde Türk Lirası’nın değerini sabit tutmak için rezervlerden 7 milyar dolar harcadığı öne sürüldü.

Reuters haber ajansında yer alan habere göre, devlet politikalarının hassasiyeti nedeniyle adlarının açıklanmasını istemeyen bankacılar, TCMB döviz rezervlerinin önümüzdeki haftalarda baskı altında kalmaya devam edebileceğini belirtti.

Türkiye modern tarihinin en ağır doğal afeti olan 6 Şubat depremleri binlerce kişinin ölümüne ve başta Maraş, Hatay ve Adıyaman olmak üzere güneydeki 10 ilde geniş çaplı yıkıma neden oldu. İstanbul Borsası ise geçici süreliğine kapatıldı.

Ancak 6 Şubat’taki ilk depremden bu yana geçen iki haftalık süre içinde döviz piyasalarında Türk Lirası, ABD Doları karşısında sadece binde 2 oranında değer kaybetti.

Rezervler nasıl değişti?

TCMB verileri, döviz rezervlerinin, 6 Şubat depreminden bir hafta sonra 4 milyar dolar azalarak 125 milyar 600 milyon dolara gerilediğini gösteriyor. Reuters, üç bankacının hesaplamalarının, TCMB döviz rezervinin geçen hafta 3 milyar dolar daha azaldığını ortaya koyduğunu kaydetti.

TCMB, konuya ilişkin açıklama yapmayı reddetti.

VOA Türkçe’nin aktardığı habere göreyse, Reuters’a konuşan bankacılardan biri, TCMB’nin döviz piyasasını “uzun zamandır özellikle ihracattan elde edilen yeni döviz gelirlerini piyasaya aktararak” dengelediğini söyledi. Bankacı, “Rezerv kullanımı uzun zaman sürdürülebilir değil çünkü rezerv yeterliliği düşük. Dövize olan talebi azaltmak için atılan adımların devam etmesini bekliyorum” dedi.

Özellikle lirada 2021 yılı sonundaki tarihi değer kaybından bu yana TCMB döviz rezervlerini kullanmak, hükümetin alışılmışın dışındaki ekonomi politikalarının rutin bir parçası haline geldi.

TCMB, azalan döviz rezervlerini takviye etmek için ihracatçıların elde ettiği gelirin bir kısmını kendisine satmasını şart koşuyor; şirket ve bireyleri ellerindeki dövizi kur korumalı mevduata (KKM) dönüştürmeye teşvik ediyor.

Yetkililer, depremden sonra dövize olan talebi azaltmak için birkaç adım attı. Bankalar, Borsa İstanbul’da türev işlemleri yapmaya çağrıldı. Döviz ve altın işlemlerindeyse alım ve satım arasındaki fiyat farkı arttırılarak talebi sınırlandırma yoluna gidildi.

Reuters’a konuşan bankacılar, TCMB’nin kısa vadede liranın değerini korumak için döviz rezervlerini kullanma baskısı altında kalmaya devam edeceğini kaydetti. Bankacılar, uluslararası yardımların bu baskıyı hafifletmeye yardımcı olabileceğini söyledi.

Mali hizmetler firması JPMorgan, depremlerin binalara ve altyapıya verdiği doğrudan hasarın maliyetinin 25 milyar dolar olduğu tahmininde bulundu ve “uluslararası yardım, lira üzerindeki baskıyı telafi edebilir” dedi.

Faiz indirimi bekleniyor

Türk yetkililer, enflasyonun geçen yıl resmi verilere göre yüzde 85’e ulaşmasına rağmen TCMB’nin faiz oranlarını düşürmesinin yolunu açmak için liranın değerini sabit tutmaya çalışıyor.

Reuters haber ajansının yaptığı ankete göre TCMB’nin perşembe günü faiz oranını 50 baz puan daha düşürerek yüzde 8,5’e indirmesi bekleniyor.

Paylaşın

Borsa’da Yağmaya Fırsat Verildi; Yabancılar Milyonlarca Dolar Kazandı

“Kayıpları giderilemeyen bir kitle var. Borsa işleme kapatılmadığı için 6 ve 7 Şubat tarihlerinde panik olup elindeki hisseleri satanlar. İlk 2 gündeki işlemler iptal edilmediği için hisse satanlar yaklaşık yüzde 10 kayba uğradı. Peki, o 2 günde hisseleri kim aldı? Yabancılar.

Uzun süredir satışta oldukları Borsa İstanbul’da Pazartesi ve Salı günü toplam 130 milyon 500 bin dolarlık alım yaptılar. ‘Herkes satarken al, herkes alırken sat’ şeklinde özetlenen ‘borsa atasözü’ bir kez daha hatırlandı.

Oysa paniği önlemek mümkündü. Eğer Çarşamba günkü işlemler iptal edildiğinde, Pazartesi ve Salı günkü işlemler de aynı gerekçeyle iptal edilmiş olsaydı, yabancılar fırsatçılık yapamayacak, yerlilerin acısını ve paniğini kazanca dönüştüremeyecekti. Ama yaşanan büyük felakete rağmen Borsa İstanbul’un açık tutulması bu ‘yağmaya’ fırsat verdi…”

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat günü saat 04:17’de Pazarcık ilçesinde 7,7, aynı gün saat 13.24’te Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Depremde toplam can kaybı sayısı 40 bini aşmıştı.

Depremin ardından depremzedelerin yatırımlarının da bulunduğu Borsa İstanbul 6 ve 7 Şubat’ta açık kalmış, 8 Şubat’tan itibaren işlemler 15 Şubat’a kadar durdurulmuştu. Bu kararda geç kalınması nedeniyle insanların yatırımlarında da mağdur olduğu kaydedilmişti.

Kısa Dalga yazarı Mehmet Çetingüleç, bugünkü ‘Deprem sonrası piyasalar…’ başlıklı yazısında, yabancıların Borsa İstanbul’da kazandığı parayı gündeme getirdi.

Çetingüleç, Borsa İstanbul’un 6 Şubat’ta yüzde 1.35, 7 Şubat’ta yüzde 8.62’lik kayba uğradığını, 8 Şubat’ta 1 saatteki yüzde 7’lik kayıp üzerine işlemlerin durdurulduğunu anımsattı.

Deprem bölgesinde 381 bin borsa yatırımcısı bulunduğunu ve bu kişilerin işlem yapamadığını belirten Kısa Dalga yazarı, daha sonra kayıpları telafi etmek için atılan adımlardan bahsetti.

Çetingüleç, borsanın işleme başladığı 15 Şubat’ta hisselerin yüzde 9.88 değer kazandığını, 4 milyona yakın yatırımcının kaybının büyük oranda giderildiğini kaydetti.

Kısa Dalga yazarı şunları yazdı: “Kayıpları giderilemeyen bir kitle var. Borsa işleme kapatılmadığı için 6 ve 7 Şubat tarihlerinde panik olup elindeki hisseleri satanlar. İlk 2 gündeki işlemler iptal edilmediği için hisse satanlar yaklaşık yüzde 10 kayba uğradı. Peki, o 2 günde hisseleri kim aldı? Yabancılar. Uzun süredir satışta oldukları Borsa İstanbul’da Pazartesi ve Salı günü toplam 130 milyon 500 bin dolarlık alım yaptılar. ‘Herkes satarken al, herkes alırken sat’ şeklinde özetlenen ‘borsa atasözü’ bir kez daha hatırlandı.

‘Yağmaya fırsat verdi’

Oysa paniği önlemek mümkündü. Eğer Çarşamba günkü işlemler iptal edildiğinde, Pazartesi ve Salı günkü işlemler de aynı gerekçeyle iptal edilmiş olsaydı, yabancılar fırsatçılık yapamayacak, yerlilerin acısını ve paniğini kazanca dönüştüremeyecekti. Ama yaşanan büyük felakete rağmen Borsa İstanbul’un açık tutulması bu ‘yağmaya’ fırsat verdi…

BİST 100 endeksi 17 Şubat’la biten haftayı 5 bin 026 seviyesinden kapattı. Önümüzdeki hafta 5130’daki direnci aşarsa yukarı doğru hareket edebilir. Aşamazsa, aşağıda ilk desteği 4950’de. Bekleyenin ve düşüşü fırsat bilip alanların kazandığı, panik olup satanların kaybettiği bir haftaydı.

Depremde alım yapan yabancılar, 130 milyon dolarla 3 günde yaklaşık 15 milyon dolar para kazandı. Dolar cinsinden yüzde 10’u aşkın kazanç! Amerika’da yükselen faizlere rağmen bunu 2 yılda elde edemezsiniz…”

Paylaşın

Yatırımcı, Borsa İstanbul’da 17 Saatte 870 Milyar Lira Kaybetti

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler Türkiye’nin güneyinde yer alan 10 ilde büyük yıkıma neden oldu. Depremlerde on binlerle ifade edilen insan hayatını kaybetti.

Depremlerde yüz bine yakın kişi yaralanırken, çok sayıda ev depremlerde yıkıldı ve hasar gördü.

Öte yandan depremzedelerin yatırımlarının bulunduğu Borsa İstanbul 6 ve 7 Şubat’ta açık kalmış, 8 Şubat’tan itibaren işlemler 15 Şubat’a kadar durdurulmuştu. Bu kararda geç kalınması nedeniyle insanların yatırımlarında da mağdur olduğu kaydedilmişti.

Kısa Dalga yazarı Mehmet Çetingüleç, Borsa İstanbul’daki ilk iki günlük kaybın 520 milyar lira olduğunu ifade etti.

Üçüncü günde 1 saatte 350 milyar lira daha kaybedildiğini aktaran Kısa Dalga yazarı, “Elinde hisse senedi bulunan 381 bini depremzede olmak üzere 4 milyon yatırımcı, Borsa İstanbul’daki 17 saatlik sarsıntıda 870 milyar lira kaybetti” ifadelerini kullandı.

1999’da ne olmuştu?

Türkiye’nin en büyük depremlerinden 1999 depreminde borsa açılmamış, 7 iş günü de kapalı tutulmuştu.

Çetingüleç, o dönem yatırımcının durumunu şu sözlerle anlattı: “Bu arada panik azalmış, yatırımcılar daha rasyonel hareket etme imkanına kavuşmuştu.

İlk işlemler 26 Ağustos’ta başladı ve kredili hisselerle depreme yakalananlar satışa yöneldiği için ilk günü yüzde 10 kayıpla kapadı. Ancak 6 gün sonra endeks tüm kayıplarını giderdi. Ve o kötü yılı dolar cinsinden yüzde 200’ün üzerinde bir kazançla kapadı.”

Kısa Dalga’ya konuşan dönemin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı Osman Birsen, borsada işlemleri neden durdurduklarını şöyle anlattı:

“Ekonomik açıdan büyük etkileri olabilecek bir depremdi. O sabah hızlı bir şekilde borsa yönetim kurulunu topladık, şirketler ve yatırımcılar açısından durum tespiti yaptık.

Bazı konuların netleşmesini beklemenin işlemler açısından faydalı olacağını düşündüğümüz için kapatma kararı verdik. Eleştirenler de oldu ama bu kararın faydaları görüldü.”

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Ve Dolar Kuru Beklentisi Belli Oldu!

Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 32,46 olurken, döviz kuru beklentisi 23,12 lira oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 22,77 lira iken, bu anket döneminde 23,43 lira olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / Merkez Bankası’nın yıl sonu büyüme beklentisi bir önceki dönemde olduğu gibi bu dönemde de yüzde 4,1 olarak gerçekleşti. 2024 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 4,3 olarak gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2023 yılı Ocak ayı piyasa katılımcıları anketini açıkladı.

Ocak ayı piyasa katılımcıları anketi, reel sektör ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 41 katılımcı tarafından yanıtlanmış ve sonuçlar katılımcıların yanıtları toplulaştırılarak değerlendirildi.

Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 32,46

Buna göre, katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bu anket döneminde yüzde 32,46 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 34,92 iken, bu anket döneminde yüzde 30,44 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 20,56 ve yüzde 17,18 olarak gerçekleşti.

12 ay sonra enflasyon beklentisi

2023 yılı Ocak ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin ihtimal tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 40,74 ihtimalle yüzde 20,00 – 29,99 aralığında, yüzde 30,72 ihtimalle yüzde 30,00 – 39,99 aralığında, yüzde 17,33 ihtimalle ise yüzde 40,00 – 40,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.

Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre ise, katılımcıların yüzde 40,54’ünün beklentilerinin yüzde 20,00 – 29,99 aralığında, yüzde 29,73’ünün beklentilerinin yüzde 30,00 – 39,99 aralığında, yüzde 16,22’sinin beklentilerinin yüzde 40,00 – 49,99 aralığında olduğu gözlendi.

24 ay sonra enflasyon beklentisi

2023 yılı Ocak ayı anket döneminde, katılımcıların 24 ay sonrasına ilişkin ihtimal tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 22,26 ihtimalle yüzde 10,00 – 14,99 aralığında, yüzde 55,50 ihtimalle yüzde 15,00 – 19,99 aralığında, yüzde 13,12 ihtimalle ise yüzde 20,00 – 24,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.

Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre,24 ay sonrası TÜFE enflasyonu beklentileri değerlendirildiğinde, katılımcıların yüzde 18,75‘inin beklentilerinin yüzde 10,00 – 14,99 aralığında, yüzde 46,88‘inin beklentilerinin yüzde 15,00 – 19,99 aralığında, yüzde 21,88’inin beklentilerinin yüzde 20,00 – 24,99 aralığında olduğu gözlendi.

Dolar kuru beklentisi

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bu anket döneminde 23,12 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 22,77 TL iken, bu anket döneminde 23,43 TL olarak gerçekleşti.

Faiz beklentileri

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 9,18 iken, bu anket döneminde yüzde 9,08 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi bir önceki anket döneminde olduğu gibi bu anket döneminde de yüzde 9,00 olarak gerçekleşti.

Büyüme beklentileri

Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde olduğu gibi bu anket döneminde de yüzde 4,1 olarak gerçekleşti. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi ise bu anket döneminde yüzde 4,3 olarak gerçekleşti.

Paylaşın