243 STK’dan Pekin Olimpiyatları’nı Diplomatik Düzeyde Boykot Çağrısı

2022 Pekin Kış Olimpiyatları’nın başlamasına sayılı günler kala 243 sivil toplum kuruluşu hükümetlere oyunları diplomatik düzeyde boykot çağrısı yaptı. Aralarında ABD, İngiltere ve Avustralya’nın da olduğu çeşitli ülkeler Pekin Kış Olimpiyatları’nı diplomatik boykot çağrısı yapmıştı.

İnsan hakları örgütlerinin ortak açıklamasında “2022 Pekin Kış Olimpiyatları, Çin hükümetinin vahşet suçları ve diğer insan haklı ihlalleri eşliğinde başlıyor” denildi. Hükümetlerden diplomatik boykota katılmalarını isteyen sivil toplum kuruluşları, atletlere ve sponsorlara da Çin hükümetinin hak ihlallerini meşrulaştırmamaları çağrısı yaptı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Çin Direktörü Sophie Richardson “Ev sahibi ülke uluslararası hukuku ihlal ederek vahim suçlar işlerken Olimpiyat Oyunları’nın Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin ileri sürdüğü gibi bir ‘iyilik gücü’ olması mümkün değildir” dedi.

İnsan hakları örgütleri, Çin’de Devlet Başkanı Şi Cinping yönetimi altında etnik ve dini azınlıklara muameleye, hak savunucuları, feministler, hukukçular ve gazetecilere yönelik cezai kovuşturmalara dikkat çekti. Ortak açıklamada “Hükümet Hong Kong’da bir zamanlar enerjik olan sivil toplumu zayıflattı, ifade özgürlüğünü, örgütlenme ve barışçıl toplanma özgürlüğünü kısıtlamak için teknolojik imkanları kullanarak gözetlemeyi genişletti, uluslararası hukuku ihlal ederek zorunlu çalışmaya izin verdi” denildi.

Pekin Müslüman Uygur azınlığa yönelik muamele ve Hong Kong’da demokrasiyi kısıtlayıcı adımları nedeniyle uluslararası toplumun tepkisini çekiyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 4 Şubat tarihinde yapılacak açılış seremonisine katılacak siyasetçiler arasında.

Paylaşın

Tunus Açıklarında Mülteci Teknesi Tattı: 6 Ölü

Tunus açıklarında 70 mülteciyi taşıyan tekne battı; 34 kişi kurtarıldı, 6 mülteci ise hayatını kaybetti. Tunus resmi ajansının haberine göre Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Zersiz kenti açıklarında bir teknenin battığı ihbarı üzerine arama kurtarma çalışmalarına başlandığı ifade edildi.

Kurtarma çalışmalarının Deniz Kuvvetlerine bağlı dalgıçlar tarafından yürütüldüğü belirtilen açıklamada, mültecilerin Afrika uyruklu oldukları kaydedildi. 30 kişiyi arama çalışmaları sürüyor.

Tunus Savunma Bakanlığı, son 48 saat içinde Tunus’un Sfax kentinde yola çıkmaya hazırlanan 8 göç teknesini engellendiğini ve 130 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

“En ölümcül rota”

Afrika’nın kuzeyindeki Tunus ve Libya gibi ülkeler, Akdeniz’den Avrupa’ya ulaşmak isteyen mülteciler için bir çıkış noktası olarak görülüyor.

Her yıl binlerce mülteci daha iyi bir yaşam umuduyla Afrika’dan Akdeniz’e açılıyor. Mültecilerin bir kısmı Avrupa’ya ulaşmayı başarırken bir kısmı ise geçiş sırasında hayatında kaybediyor.

Kuzey Afrika’dan güney İtalya’ya uzanan bu Orta Akdeniz rotası, Avrupa’ya giden en yoğun ve “en ölümcül göç rotası” olarak anılıyor. Birleşmiş Milletler Mülteci Teşkilatına göre, geçtiğimiz yıl yaklaşık 60 bin kişi deniz yoluyla İtalya’ya varırken, yolculukta yaklaşık bin 200 kişi hayatını kaybetti veya kayboldu.

Paylaşın

Omicron Varyantı BA.2 Hızla Yayılıyor

İlk Omicron varyantı BA.1, önceki koronavirüs varyantlarına kıyasla bu mutasyonun çok daha bulaşıcı olduğunu göstermişti. Şimdi de buna BA.2 adı verilen bir alt tür eklendi. Yeni virüs tipi, İngiltere’de yeni yılın ilk on gününde en az 400 kişiye bulaştı. Halihazırda dünya çapında 40’tan fazla ülkede tespit edildi.

Dünya çapındaki Kovid vakalarına dair en güncel kayıtlara da ulaşılabilen PANGO adlı açık kaynak kodlu fihrist sistemi, yeni alt varyanta dair vakaların yüzde 79’un Danimarka’da tespit edildiğini gösteriyor.

Bu ülkeyi sırasıyla İngiltere (yüzde 6), Hindistan (yüzde 5), İsveç (yüzde 2) ve Singapur (yüzde 2) takip ediyor. Bununla birlikte Omicron’un yeni alt varyantının tipinin tespitinin, söz konusu ülkelerdeki PCR testlerinin sıklığı ve güvenilirliği ile de yakından ilgisi olduğunu hatırlatmakta yarar var.

BA.2’nin etki gücü henüz belli değil

Yeni alt tipin hızlı yayılması, ilk Omicron varyantından daha bulaşıcı olabileceğini gösteriyor. İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA), BA.2’yi “gözlem altındaki bir varyant” olarak sınıflandırdı.

UKHSA yetkilisi Meera Chand, “Bu süreçte çoğalmak ve mutasyona uğramak virüsün doğasında var. Bu bakımdan, pandemi devam ettiği sürece, yeni varyantların ortaya çıkması beklenmelidir” diyor.

Sağlık kurumları, virüslerin genetik yapısını rastgele aldıkları örnekler üzerinde incelediklerinden, bunları hızlı bir şekilde tanımlamak ve mutasyonların tehlikeli olup olmadığını değerlendirmek de genelde mümkün oluyor.

Ancak BA.2 alt tipi ile ilgili analizler halen devam ediyor. Chand, “BA.2’nin BA.1’den daha ağır bir hastalık seyrine neden olup olmadığını söylemek için elimizde henüz yeterli kanıt yok” şeklinde konuşuyor.

“Yeni varyantla mücadele ancak aşıyla mümkün”

İngiltere Sağlık Bakanı Sajid Javid, yeni varyantın ortaya çıkmasıyla aşılamanın ne kadar önemli olduğunun bir kez daha kanıtlandığını vurgulayarak “Herkesi, hem kendisini hem sevdiklerini korumaya ve üçüncü doz aşıyı hemen yaptırmaya davet ediyorum” çağrısını yaptı.

Fransız epidemiyoloji uzmanı Antoine Flahault ise ülkesinin haber ajansı AFP’ye verdiği demeçte “Bizi asıl şaşırtan şey, Asya’da büyük oranda görülen bu alt değişkenin, Danimarka’daki yayılma hızı” şeklinde konuştu.

Bununla birlikte BA.2 enfeksiyonları, şu ana kadar BA.1 alt tipinden daha şiddetli olmadı. Fransa Sağlık Bakanı Olivier Véran da BA.2 konusunda nispeten rahat. Véran, “Şu anda bildiğimiz en önemli şey, BA.2’nin az çok Omicron’dan tanıdığımız özelliklere sahip olduğudur” şeklinde konuştu.

Delta ve Omicron birleşebilir mi?

Bu arada Berlin Charité Üniversite Hastanesi’nden Alman virolog Christian Drosten, Alman radyosu Deutschlandfunk’a verdiği röportajda, iki Omicron varyantından birinin Delta ile olası kombinasyonu sonucu, çok daha tehlikeli bir virüsün meydana gelebileceğini vurguladı.

Her iki varyantın en güçlü özelliklerinin bir araya gelebileceğini kaydeden Drosten, “Bu ihtimal zaten daha önce de gündeme gelmişti. Şu anda böyle bir birleşmenin olabileceğinden endişe duymamız kaçınılmaz” uyarısını yaptı.

Nitekim bundan kısa bir süre önce Kıbrıslı bir bilim insanı, her iki virüs varyantının kombinasyonu olmasından şüphelendiği yeni bir virüs tipine rastladığını açıkladı. Kimi uzmanlarsa “Deltacron” adı verilen bu yeni bulgunun, bir ölçüm hatasının sonucu olabileceğini savunuyor.

Paylaşın

Ürdün-Suriye Sınırında 27 Uyuşturucu Kaçakçısı Öldürüldü

Ürdün-Suriye sınırında uyuşturucu madde kaçakçılığı yapan 27 kişinin düzenlenen operasyonla öldürdüğünü açıklandı. Açıklamada, öldürülen 27 kişinin dışında bazı kişilerin de Suriye tarafına kaçtığı belirtildi.

Ürdün, Suriye sınırında uyuşturucu madde kaçakçılığı yapan 27 kişinin düzenlenen operasyonla öldürdüğünü açıkladı. Açıklamada operasyonun Ürdün askeri kuvvetleri tarafından yapıldığı vurgulandı.

Konuya ilişkin açıklamada, kaçakçıların bölgede etkili olan kar fırtınasını fırsat bilerek sınırdan yüklü miktarda uyuşturucu geçirmeye çalıştıkları belirtildi.

Operasyon sırasında öldürülen 27 kişinin dışında bazı kişilerin de Suriye tarafına kaçtıkları ifade edildi. Bu kişilerin kaçarken yanlarındaki uyuşturucu maddeleri de götürdükleri belirtildi.

Ürdün ordusunun operasyon sonrasında öldürülen kişilerle birlikte özellikle Captagon olarak bilinen çok sayıda uyuşturucu hap ele geçirdiği açıklandı. Söz konusu hapın Suriye üzerinden Ürdün’e ve oradan da Körfez ülkelerine götürülerek satıldığı belirtiliyor.

Ürdünlü yetkililer, Suriye üzerinden yapılan uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinin Lübnan’da faaliyet gösteren İran destekli Hizbullah militanlarının yardımı ve kontrolunda yapıldığını iddia ediyor. Hizbullah’sa bu suçlamaları kabul etmiyor.

Birleşmiş Milletler de yaşanan iç savaş sonrasında Suriye’nin özellikle Captagon olarak bilinen uyuşturucu hapın üretim merkezi haline geldiğini ve buradan bölge ülkeleri ve Avrupa’ya gönderildiğini belirtiyor.

Paylaşın

Kuzey Kore’den İki Yeni Füze Denemesi Daha!

Kuzey Kore, bugün iki yeni füze denemesi daha gerçekleştirdi. Böylelikle Kuzey Kore, bu ay altıncı kez füze denemesi yaptı. Güney Kore ordusu tarafından yapılan açıklamada, füze denemelerinin yerel saatle sabah 08.00 sıralarında yapıldığı belirtildi.

İki ayrı füzenin Kuzey Kore topraklarından ülkenin doğu kıyılarında denize doğru fırlatıldığının tespit edildiği açıklandı. Füzelerin yerden 20 kilometre yüksekte yaklaşık 190 kilometre kadar mesafe kat ettikleri belirtildi. Kuzey Kore’nin bir ay içerisinde en fazla sayıda füze test ettiği Ocak ayında 6 seferde en az 10 farklı füze fırlattığı belirtiliyor.

ABD’nin Japonya ve Kore Yarımadası’ndan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Lambert yaptığı değerlendirmede, Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan arındırılması konusunun ciddiyetle tartışılması gerektiğini, Kuzey Kore’nin bunu yapmaya istekli olması halinde de umut verici gelişmeler olabileceğini söyledi. Lambert, şu aşamada ABD’nin yapacağı bir şey olmadığını da dile getirdi.

Kuzey Kore son olarak nükleer silahsızlanma konusunda görüşmelere geri dönmek için öncelikle ABD’nin askeri ve ekonomik alanlardaki yaptırımları konusunda adım atması gerektiğini açıklamıştı.

Kuzey Kore’nin füze denemelerinin sadece diğer ülkelere mesaj vermek değil, ülke içerisinde Kim Jong Un’a verilen siyasi desteğin devamı açısından da önemli olduğuna dikkat çekiliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Kuzey Kore’nin son dönemde yaptığı füze denemelerini kınadı ve denemelerin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını da ihlal ettiğini hatırlattı. Japonya ve Güney Kore yönetimleri de Kuzey Kore’nin füze denemelerini kaygı verici olarak nitelendirdiklerini açıkladı.

Paylaşın

2022 Borç Raporu: Birçok Ülke Ekonomik Çöküşün Eşiğine Gelecek

Almanya’da yoksul ülkelerin dış borçlarının azaltılması için çalışmalar yapan iki kuruluş, 2022 Borç Raporu’nu yayınladı. Erlassjahr.de ile Misereor tarafından hazırlanan ve yoksul ülkelerin durumunu inceleyen rapora göre borç indirimi yapılmazsa birçok ülke ekonomik çöküşün eşiğine gelecek.

Raporda 2021 yılında genel olarak borç ödemelerinin  ertelendiği ancak birçok durumda tasarruf tedbirleri alındığı ve yeni borçlanmaların yaşandığına dikkat çekildi.

İki kuruluşun hazırladığı yıllık rapor düşük ve orta gelirli 148 ülkeyi incelemeye alıyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) ve Avrupa Birliği ülkelerinin kamu borçları ise araştırmaya dahil edilmiyor.

Raporda incelenen 148 ülkeden 135’i kritik bir biçimde borçlanmış durumda. Bu gruba dahil olan ülkelerin sayısının bir önceki yıla göre 3 kat arttığı kaydediliyor. Dünya genelinde ise özellikle kritik borçlanmış olan ülke sayısı 39. Erlassjahr.de Politik Koordinatörü Kristina Rehbein “Bu ülkeler arasında Dominika gibi yüksek gelirli küçük ada ülkelerinin yanı sıra kırılgan kalkınma ekonomilerine sahip Sri Lanka ve Tunus da bulunuyor” dedi.

Misereor ve Erlassjahr.de raporda uluslararası toplumun yoksul ülkelerin borç yükünü azaltmak için yaptığı girişimlerin yeterli olmadığını savundu. Özellikle kritik borçlanmış olan ülkelerin yarısından fazlasının G20 ülkelerinin borç yükünün azaltılması için aldığı tedbirlerden muaf tutulduğu belirtildi.

“Ülkeler imkânsız bir tercihle karşı karşıya”

Birçok ülkede kamu borçları kamu hizmetlerinin kısıtlanması yoluyla ödenebiliyor. Rapora göre 2021 yılında 83 düşük ve orta gelirli ülke kamu harcamalarını azalttı. Misereor Kalkınma Finansmanı Uzmanı Klaus Schilder “Ülkeler, nüfuslarının hayatta kalması ile alacaklıların borçların geri ödenmesi isteği arasında imkânsız bir tercihle karşı karşıya bırakıldı” dedi.

Erlassjahr.de Politik Koordinatörü Rehbein da “Hızlı borç indirimleri ve özel alacaklılarının kararlı bir biçimde dahil edilmesi sağlanmazsa düşük ve orta gelirli ülkelerin ekonomik çöküş tehlikesi ortaya çıkacak” dedi.

Türkiye’nin borçluluk durumu “kritik”

Raporda yer alan ülkelerin borçluluk durumları en alt seviyede “kritik değil” ve en üst düzeyde ise “çok kritik” olarak nitelendirilirken, Türkiye “kritik” olarak tanımlanan grupta yer aldı.

Raporda Alman hükümetine de somut tavsiyelerde bulunuldu. Federal Hükümet’ten G7 çerçevesinde borç yapılandırmasına hukuki güvence sağlanmasını savunması istedi. Ayrıca hükümetten koalisyon sözleşmesinde yer aldığı üzere devletler için bir haciz usulünü kısa vadede oluşturması talep edildi.

G20 ülkeleri korona pandemisinin başında yoksul ülkeler için bir borç moratoryumu ilan etmiş ve moratoryumun süresi  2021 yılı sonuna kadar uzatılmıştı. G20 Borç Servisi Durdurma İnisiyatifi’ne paralel olarak Kasım 2020’de ülkelerin borçlarını yeniden yapılandırmak veya indirmek için bir “ortak çerçeve” oluşturmuştu. Ancak bu adımların atılması bankalar gibi özel alacaklılar tarafından ciddi bir biçimde frenlendi.

Erlassjahr.de ile Misereor her yıl bir borç raporu yayınlıyor. Rapor güney yarımküre ülkelerindeki borçlanma durumunu ve alacaklı olarak Almanya’nın konumunu mercek altına alıyor. Bir ittifak niteliği taşıyan Erlassjahr.de bünyesinde kilise, siyaset ve sivil toplum kuruluşu niteliğindeki 600’den fazla kurum yer alıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Kovid 19 Salgınında En Yüksek Haftalık Vaka Sayısı Kaydedildi

Geçen hafta 21 milyon vaka ile pandeminin başından bu yana en yüksek haftalık vaka sayısının kaydedildiğini belirten DSÖ, ayrıca geçen hafta dünya genelinde koronavirüsten ölenlerin sayısı ise yaklaşık 50 bin olduğunu açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yaklaşık 21 milyon ile SARS-CoV-2 pandemisinin başından bu yana en yüksek haftalık vaka sayısının kaydedildiğini açıkladı. DSÖ, Omicron varyantının risk düzeyinin yüksek olmayı sürdürdüğünü belirtti.

DSÖ’nün haftalık raporuna göre geçen hafta dünya genelinde vaka sayısında bir önceki haftaya göre yüzde 5’lik artış kaydedildi. Daha önceki hafta ise artış yüzde 20 olarak ölçülmüştü. DSÖ raporunda vaka sayısındaki artışın yavaşladığı ancak Omicron’un dünya genelinde diğer endişe verici varyantlara göre baskınlığını artırmayı sürdürdüğü ifade edildi. DSÖ raporuna göre geçen hafta dünya genelinde koronavirüsten ölenlerin sayısı ise yaklaşık 50 bin.

DSÖ “Şu anki SARS-CoV-2 küresel epidemiyolojisi, Omicron varyantının küresel çapta baskınlığıyla, Delta varyantının yaygınlığının sürekli düşüşüyle, Alfa, Beta ve Gamma varyantlarının çok düşük seviyede yayılmasıyla ile nitelik gösteriyor” denildi. Raporda “Kasım ve Aralık 2021’de Omicron vakalarında hızlı artış deneyimleyen ülkeler vaka sayısında düşüş görmeye başladı ya da başlıyor” ifadeleri yer aldı. Omicron varyantının taşıdığı riskin genel olarak oldukça yüksek olmayı sürdürdüğü belirtildi.

DSÖ’nün rakamlarına göre son 30 günde alınan vaka örneklerinden yüzde 89,1’ini Omicron oluşturuyor. Daha önce baskın olan Delta varyantının payı ise yüzde 10,7 düzeyinde.

Paylaşın

Fransa ve Almanya’dan Rusya’ya Ukrayna Uyarısı: Bedeli Çok Ağır Olur

Berlin’de bir araya gelen Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması hâlinde bunun bedelinin “çok ağır” olacağı uyarısında bulunurken Kiev’e desteklerini yineledi.

Olaf Scholz, selefi Angela Merkel’den görevi devraldıktan 24 saat sonra ilk yurtdışı ziyaretini Paris’e gerçekleştirmiş, Emmanuel Macron’u en kısa zamanda olmak üzere Berlin’e davet ettiğini söylemişti. Macron’un iade-i ziyaretinde Fransa’nın AB ve Almanya’nın G7 dönem başkanlıklarının ana madde olacağı açıklanmıştı. Ancak Ukrayna krizi, bugünkü görüşmenin ana gündem maddesi oldu.

“Tek çözüm yolu diyalog”

İki lider kapalı kapıların ardındaki görüşmeye girmeden önce basınla biraraya geldi. Başbakan Scholz, krizin giderek büyüdüğünü belirterek, gerilimi azaltabilmek için gerekli her türlü girişimi sürdürdüklerini ve diyaloğun devam etmesine şu an için alternatif olmadığını belirtti. Bununla birlikte, her fırsatta Moskova’ya askeri bir operasyonun çok ağır sonuçları olacağını hatırlattıklarını belirten Scholz, Ukrayna’ya saldırı durumunda Rusya’ya ağır yaptırımların uygulanacağını belirtti.

Almanya’nın Ukrayna’ya neden silah yardımında bulunmadığı şeklinde bir soru üzerine, Almanya’nın tarihsel nedenlerle başka yöntemlerle Ukrayna’ya yardım ettiğini söyleyen Scholz, “Ukrayna’nın, ülkedeki demokrasinin ve hukuk devletinin sürekliliği için Almanya yıllardır en büyük yardımı yapan ülkelerden biri. Ayrıca Ukrayna’nın bir gaz transit ülkesi olması konusunda Almanya’nın garantör olduğunu da hatırlatmak istiyorum” dedi. Scholz, Avrupa’daki barışın sadece ülkelerin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve egemenliğinin dokunulmazlığının tanınmasıyla korunabileceğini de belirtti.

“Almanya ile hemfikiriz”

Fransız Cumhurbaşkanı Macron, ülkesinin ve Almanya’nın Ukrayna’daki kriz ve Rusya’ya karşı tavır konusunda tümüyle hemfikir olduğunu ifade ederken, Rusya ve Ukrayna arasındaki sınırda yaşanan gelişmeleri son derece ciddiye aldıklarını ve yakından takip ettikleri açıkladı. Macron, Scholz gibi sorunun çözümü için diyalog çağrısı yaparken, tarafların biraraya gelebileceği ve arabuluculuk için ‘Normandiya Dörtlüsü’ gibi çok sayıda daimi format olduğunu hatırlattı.

Ülkesinin Ukrayna ile dayanışma içinde olduğunu söyleyen Macron, Rusya’nın olası saldırısının ağır bedeli olacağını açıkladı. Macron, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini de açıkladı. Görüşmenin Cuma sabahı telefonla yapılacağını söyleyen Macron, Putin’e konuyla ilgili gerilimin azaltılması için bir somut plan sunacağını, aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik olası bir askeri operasyonun çok ciddi sonuçlar doğuracağını hatırlatacağını ifade etti.

Paylaşın

NASA’dan 1 Milyon Dolarlık Soru

Gökyüzünde Dünya’dan çok uzak mesafelerde görev yapan astronotların en temel ihtiyaçlarından biri beslenme. Bunu karşılamak için çeşitli deneyler yürütülüyor. Örneğin Uluslararası Uzay İstasyonu’nda biber yetiştiriliyor.

Independent Türkçe’nin aktardığına göre; NASA bununla birlikte kaşiflere uzun süreli görevlerde besleyici, lezzetli ve doyurucu gıda üretme teknolojisi geliştirmek için Kanada Uzay Ajansı’yla (Canadian Space Agency – CSA) bir yarışma düzenliyor.

Üç aşamalı Deep Space Food Challenge (Derin Uzay Yemek Yarışması) adlı etkinlikte katılımcılardan, üç yıllık derin uzay görevine çıkan 4 kişilik bir mürettebat için eksiksiz bir teknoloji geliştirmesi isteniyor. Üretim, işleme, nakliye, tüketim ve atıkların bertarafına kadar her bir noktanın düşünülmesi gerekiyor.

Yarışmacıların teknolojiyi minimum kaynak ve atıkla hazırlaması gerekiyor. Etkinliğe dünyanın her yerinden kişiler katılabilse de NASA, para ödülünü sadece ABD’lilere veriyor. CSA’in de Kanadalı yarışmacılar için kendi seçim ve ödül sistemi var.

450 bin dolar ödül verildi

Yarışmanın ilk aşaması Ekim 2021’de tamamlandı. NASA jürisi, beklentileri karşılayan 18 ABD’li ekibe toplamda 450 bin dolar ödül verdi. Önerilen teknolojiler arasında ekmek gibi hazır gıdaların üretimi, gıdaya dönüştürülebilecek tozlar, mürettebatın yetiştirebileceği ya da üretebileceği kültür mantarları gibi projeler vardı.

Kazanan 10 uluslararası ekipse takdir ödülü kazandı. Yarışmayı destekleyen Methuselah Foundation, uluslararası ekiplerden ikisine 25 bin dolar armağan etti. CSA de 10 ekibe 30 bin Kanada doları bağışladı.

1 milyon dolarlık ödül

Yarışmanın ikinci aşamasında, teknolojilerin prototiplerinin oluşturup sergilenmesi ve gıda üretilmesi isteniyor.

İlk aşamanın kazananları ikinciye davet edildi. NASA hem ABD’den hem de uluslararası arenadan yeni katılımcıları ikinci aşamada beklediklerini de duyurdu. Uzay ajansı ayrıca ABD’li kazananlara 1 milyon dolarlık ödül dağıtacağını duyurdu. İkinci aşamaya katılımlar 28 Şubat’a kadar yapılabiliyor.

NASA’nın Uzay Teknolojisi Görev Müdürlüğü’nün yöneticisi Jim Reuter, “Uzay yolculuğu bazı kısıtlamalar getirdiği için astronotları uzun bir süre boyunca beslemek, yenilikçi çözümler gerektiriyor” diye konuştu: Gıda teknolojisinin sınırlarını zorlamak, geleceğin kaşiflerinin sağlığını korumaya yarayacaktır.

Paylaşın

DSÖ’den ‘Omicron Avrupa İçin Son Dalga Olabilir’ Açıklaması

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa’da pandeminin seyrine ilişkin olumlu tahminlerde bulundu. Örgütün Avrupa Direktörü Hans Kluge, Omicron dalgasının ardından Avrupa’da pandeminin sona erebileceğini söyledi.

DSÖ yetkilisi Hans Kluge AFP’ye açıklamasında, “Bu bölgede pandeminin son aşamalarına girilmesi olası” diye konuştu.

Kluge, mevcut Omicron  dalgasının yavaşlaması halinde “birkaç hafta ve ay için aşılar ve hastalığı geçirmiş olmaktan ötürü küresel bir bağışıklığın” oluşacağını, bahar ve yazın gelmesiyle birlikte mevsimsel faktörlerin de bu sürece katkı sağlayacağını belirtti.

DSÖ Avrupa Direktörü, “Yılın sonuna doğru Covid-19’un geri dönmesinden önce bir rahatlama sürecine girebileceğimizi düşünüyoruz, ancak pandemi artık geri dönmeyebilir” dedi.

DSÖ’den Mart tahmini: Yüzde 60’a bulaşacak

DSÖ’nün tahminlerine göre, Mart ayına kadar Avrupa’da yaşayanların yüzde 60’ına koronavirüsün Omicron varyantı bulaşmış olacak. İki yıl süren koronavirüs pandemisinin ardından Omicron varyantının ortaya çıkmasıyla pandeminin endemiye dönüşebileceği yorumları yapılmaya başlanmıştı.

Bu değerlendirmelere temkinli yaklaşan DSÖ yetkilisi Hans Kluge, “Endemi hakkında çok konuşuluyor ancak endemik demek önceden ne olacağını kestirebilmek demektir. Koronavirüs bizi birçok kez şaşırttı bu nedenle çok dikkatli olmamız gerekiyor” diye konuştu.

Kluge, artık bulaşı engellemekten ziyade risk grubundaki insanları korumanın öncelikli olduğunu belirtti. Uzman, durumun sağlık sisteminin Covid-19 nedeniyle yük altına girmeyecek ve kesintiye uğrayan temel sağlık hizmetlerine devam edilebilecek şekilde isikrara kavuşturulması gerektiğini ifade etti.

Kluge pandeminin sona erdirilmesi için dördüncü doz aşının gerekli olup olmayacağı sorusuna ise çekimser bir yanıt verdi. Kluge, her dozdan sonra bağışıklığın arttığının ise bir gerçek olduğunu söyledi.

Dünya genelinde Covid-19 nedeniyle şu ana kadar 5 milyon 600 bin kişi hayatını kaybetti. Avrupa’da pandemi döneminde hayatını kaybedenlerin sayısı ise resmi verilere göre 1 milyon 700 bine ulaştı.

Paylaşın