Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 2,5 Milyonu Geçti

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) açıklamasına göre 24 Şubat tarihinde başlayan Rusya işgalinde Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2,5 milyonu geçti. Öte yandan son iki günde 100 bin kişi kentlerden tahliye edildi.

UNHCR Başkanı Filippo Grandi “Yaklaşık 2 milyon kişinin de Ukrayna içinde yerini değiştirdiğini tahmin ediyoruz. Milyonlar bu anlamsız savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyor” dedi. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü de Ukrayna’yı terk edenler arasında 116 bin başka ülke vatandaşı bulunduğu bilgisini paylaştı. Ukrayna’nın nüfusu savaştan önce yaklaşık 37 milyondu.

Şimdiye kadar 549 sivil ölüm kaydedildi

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği 24 Şubat tarihinde başlayan Ukrayna savaşında şimdiye kadar 549 sivil ölüm kaydettiklerini açıkladı. 957 sivilin de çatışmalarda yaralandığını açıklayan kuruluş “insani acıların” artarak sürdüğünü ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de savaşta şimdiye kadar sağlık kuruluşu, sağlık çalışanı ve ambulanslara yönelik 29 saldırı kaydettiklerini açıkladı. Bu saldırılar arasında Rus güçlerinin Mariupol’deki çocuk ve doğum hastanesi binasına Çarşamba günü düzenlediği saldırı da sayıldı. DSÖ Sözcüsü Margaret Harris saldırıda 12 kişinin hayatını kaybettiğini ve 34 kişinin yaralandığını aktardı.

Savaşın Ukrayna’ya şu anki maliyeti 119 milyar dolar

Ukrayna Ekonomi Bakan Yardımcısı Denis Kudin 24 Şubat tarihinde başlayan savaşın Ukrayna’ya şimdiye kadar olan maliyetini 119 milyar dolar olarak açıkladı. Ukrayna resmi haber ajansı Ukrinform’un haberine göre Kudin, maliyetin savaşın sürdüğü her gün daha da arttığını belirtti. Çatışma bölgelerinin bölgelerinde firmaların yüzde 75’inin ekonomik faaliyetlerini sonlandırdığını belirten Kudin hesaplamalarında doğrudan zararların yanı sıra ekonominin gerilemesiyle kaydedilen dolaylı kayıpları da dikkate aldıklarını söyledi.

Son iki günde 100 bin kişi kentlerden tahliye edildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy, son iki gün içinde 100 bin insanın çatışmaların olduğu kentlerden tahliye edildiğini açıkladı. Zelenskiy’nin verdiği bilgilere göre, Perşembe günü tahliye edilenlerin sayısı 40 bini geçti. Bunların çoğunun başkent Kiev’in etrafındaki yerleşim yerleri ile kuzeydoğudaki Sumi ve doğudaki İzyum’dan tahliye edildiği belirtiliyor.

Zelenskiy gece yarısı yayınladığı görüntülü mesajda Rusya’nın Mariupol ve Volnavaha’da ise tahliye koridorları oluşturulmasını engellediğini ifade etti. Rus ordusunun Mariupol’de bir kaçış koridoruna saldırı düzenlediğini belirten Zelenskiy, “Rus birlikleri ateşi kesmedi. Yine de Mariupol’e gıda, su ve ilaç taşıyan bir araç konvoyu gönderilmesi kararını verdim. Ancak işgalciler bu koridorun geçeceği yerde bir tank saldırısı başlattı” dedi.

Azov Denizi kıyısında yer alan ve stratejik önemi yüksek olan Mariupol’de insanlar 10 gündür abluka altında bulunuyor. Mariupol Belediye Başkanı Vadim Boyçenko Rus savaş uçaklarının perşembe günü kentteki yerleşim yerlerini “30 dakikada bir” bombardımana tuttuğunu ve “sivilleri, yaşlıları, kadın ve çocukları öldürdüğünü” söyledi.

Yardım kuruluşları kentte durumun dramatik bir hal aldığını ve yaklaşık 300 bin sivilin kentte su ve elektrik olmadan hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirtiyor. Geçen haftalarda da Mariupol’de tahliye girişimleri başarısız olmuş, Ukrayna ve Rusya durumdan birbirlerini suçlamıştı.

Bu arada Ukrayna’nın pek çok bölgesinde çatışmalar dün gece de devam etti. Ukrayna ordusundan yapılan açıklamaya göre Rus güçleri Kiev’i abluka altına almak için saldırılarını başkentin batı ve kuzeybatısında yoğunlaştırdı. Ayrıca Çernihiv ve Harkiv ile güneydoğudaki Severodonetsk’te de çatışmalar yoğunlaştı.

Paylaşın

Vladimir Putin’den Savaşmak İsteyen Gönüllülere İzin

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada Ukrayna güçlerine karşı savaşmak isteyen gönüllüleri memnuniyetle karşıladıklarını ve savaş bölgelerine ulaşmalarına yardımcı olacaklarını söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Putin ayrıca Ukrayna’ya Batı ülkelerinden gönderilen ve kendilerinin ele geçirdikleri roketatarları Rusya yanlısı ayrılıkçılara vereceklerini belirtti.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Amerikan yapımı Javelin ve Stinger gibi anti-tank sistemlerinin Luhansk ve Donetsk’teki ayrılıkçılara verilmesini teklif etmişti. Şoygu ayrıca, Ortadoğu’da Rusya yanlısı ayrılıkçı güçlerle birlikte savaşmaya istekli 16 bin gönüllü olduğu bilgisini verdi.

Volnovaha Rusya yanlısı ayrılıkçıların eline geçti

Rus RIA haber ajansı, Rusya yanlısı ayrılıkçıların Ukrayna’nın Volnovaha kentini ele geçirdiğini duyurdu. Ajans haberini Rusya Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına dayandırdı. Volnovaha Rus güçlerinin ablukası altındaki liman kenti Mariupol’ün kuzeye açılan kapısı olmak bakımından stratejik önem taşıyor.

Rusya ayrıca Lutsk ve Ivano-Frankivsk kentlerindeki havaalanlarına da saldırılar düzenledi. Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov’a göre 24 Şubat tarihinde başlayan “askeri operasyonda” Rusya, şimdiye kadar Ukrayna’nın 3 bin 213 askeri tesisini tahrip etti.

Son iki günde 100 bin kişi kentlerden tahliye edildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy, son iki gün içinde 100 bin insanın çatışmaların olduğu kentlerden tahliye edildiğini açıkladı. Zelenskiy’nin verdiği bilgilere göre, Perşembe günü tahliye edilenlerin sayısı 40 bini geçti. Bunların çoğunun başkent Kiev’in etrafındaki yerleşim yerleri ile kuzeydoğudaki Sumi ve doğudaki İzyum’dan tahliye edildiği belirtiliyor.

Zelenskiy gece yarısı yayınladığı görüntülü mesajda Rusya’nın Mariupol ve Volnavaha’da ise tahliye koridorları oluşturulmasını engellediğini ifade etti. Rus ordusunun Mariupol’de bir kaçış koridoruna saldırı düzenlediğini belirten Zelenskiy, “Rus birlikleri ateşi kesmedi. Yine de Mariupol’e gıda, su ve ilaç taşıyan bir araç konvoyu gönderilmesi kararını verdim. Ancak işgalciler bu koridorun geçeceği yerde bir tank saldırısı başlattı” dedi.

Azov Denizi kıyısında yer alan ve stratejik önemi yüksek olan Mariupol’de insanlar 10 gündür abluka altında bulunuyor. Mariupol Belediye Başkanı Vadim Boyçenko Rus savaş uçaklarının perşembe günü kentteki yerleşim yerlerini “30 dakikada bir” bombardımana tuttuğunu ve “sivilleri, yaşlıları, kadın ve çocukları öldürdüğünü” söyledi.

Yardım kuruluşları kentte durumun dramatik bir hal aldığını ve yaklaşık 300 bin sivilin kentte su ve elektrik olmadan hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirtiyor. Geçen haftalarda da Mariupol’de tahliye girişimleri başarısız olmuş, Ukrayna ve Rusya durumdan birbirlerini suçlamıştı.

Bu arada Ukrayna’nın pek çok bölgesinde çatışmalar dün gece de devam etti. Ukrayna ordusundan yapılan açıklamaya göre Rus güçleri Kiev’i abluka altına almak için saldırılarını başkentin batı ve kuzeybatısında yoğunlaştırdı. Ayrıca Çernihiv ve Harkiv ile güneydoğudaki Severodonetsk’te de çatışmalar yoğunlaştı.

Paylaşın

Rusya: Siviller İçin Her Sabah İnsani Koridor Açılacak

Rusya Savunma Bakanlığı Ukrayna’da sivillerin Rusya’ya tahliyesi için her gün sabah 10:00’dan itibaren tek taraflı olarak insani koridorlar açacaklarını duyurdu. Çatışma bölgelerinden 400 binden fazla sivilin tahliye edildiğini açıkladı.

Ukrayna’dan Rusya yönüne olan insani koridorların Kiev’le koordine edilmeden açılacağını söyleyen Savunma Yönetimi Ulusal Merkezi Başkanı Tümgeneral Mihail Mizintsev, diğer yönlere dönük koridorlar için Kiev’in mutabakatının alınacağını kaydetti.

BM, Ukrayna işgalinde 549 sivilin yaşamını yitirdiğini belgeledi

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Rusya’nın Ukrayna işgalinde şimdiye kadar 549 sivilin yaşamını yitirdiğini belgeledi. Cenevre’deki merkezden yapılan açıklamada bu sivillerin 41’inin çocuk olduğu kaydedildi. BM’nin elinde 957 kişinin yaralandığına ilişkin doğrulanmış bilgi bulunduğu aktarıldı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet gerçek sayıların kesinlikle önemli ölçüde daha yüksek olduğunu söyledi. Bachelet çalışanların kurbanların sayısını doğrulamak için süreye ihtiyacı olduğunu kaydetti. Yüksek Komiserlik sadece bağımsız olarak doğrulayabildiği rakamları açıklıyor.

Antalya’daki dışişleri bakanları görüşmesinden sonuç alınamadı

Türkiye’nin arabuluculuğunda Rusya ile Ukrayna arasında Antalya’da düzenlenen dışişleri bakanları toplantısı sona erdi. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba toplantı sonrasında yaptığı açıklamada ateşkes konusunda ilerleme sağlanamadığını, Rusya’nın şu anda bir ateşkese hazır olmadığını söyledi.

En sıkıntılı durumun Ukrayna’nın liman kenti Mariupol’de yaşandığını belirten Kuleba, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un insani koridorlar konusunda bir taahhütte bulunmadığını kaydetti. Kuleba, Rusya’nın Mariupol’de kaçış koridorlarına izin vereceğini ümit ettiğini söyledi.

Kuleba ayrıca aynı formatta Rusya ile tekrar görüşmeye hazır olduklarını belirtti. NATO’nun tam üyesi olma hedefini koruduklarını söyleyen Kuleba, “Ancak bunun yakında ya da yakın gelecek içinde olmayacağını anlıyoruz” diye konuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise Batı’nın Ukrayna’daki tutumunu “tehlikeli” olarak niteledi. Batı’nın Ukrayna’ya ölümcül silahlar temin ettiğini belirten Lavrov, verilen bu silahların kimlerin eline geçebileceğinin belirsiz olduğunu kaydetti. “Ukrayna’nın militarizasyonunu istemiyoruz” diyen Lavrov “Ukrayna’nın nötr olmasını istiyoruz” diye konuştu.

Sonuç alınamamasından dolayı Ukrayna tarafını da suçlayan Lavrov, Ukrayna hükümetinin “görüşmek için görüştüğünü” söyleyerek Ukrayna’dan önerilerine yanıt istediklerini söyledi.

Lavrov Mariupol’de vurulan hastaneye ilişkin de buranın radikal savaşçılardan oluşan Azov Tugayı tarafından kullanıldığını söyledi. Lavrov 7 Mart tarihinde Birleşmiş Milletler’i eski hastanede tıp personeli olmadığı konusunda bilgilendirdiklerini belirtti.

Paylaşın

Rusya’nın Ukrayna İşgalinde 549 Sivilin Yaşamını Yitirdiği Belgelendi

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Rusya’nın Ukrayna işgalinde şimdiye kadar 549 sivilin yaşamını yitirdiğini belgeledi. Cenevre’deki merkezden yapılan açıklamada bu sivillerin 41’inin çocuk olduğu kaydedildi.

BM’nin elinde 957 kişinin yaralandığına ilişkin doğrulanmış bilgi bulunduğu aktarıldı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet gerçek sayıların kesinlikle önemli ölçüde daha yüksek olduğunu söyledi. Bachelet çalışanların kurbanların sayısını doğrulamak için süreye ihtiyacı olduğunu kaydetti. Yüksek Komiserlik sadece bağımsız olarak doğrulayabildiği rakamları açıklıyor.

“En az 71 çocuk öldürüldü”

Ukrayna parlamentosu İnsan Hakları Görevlisi Lyudmila Denisova, Rusya’nın saldırılara başladığı 24 Şubat’tan beri ülkede en az 71 çocuğun hayatını kaybettiğini açıkladı. Denisova Telegram kanalından yaptığı açıklamada, 100’den fazla çocuğun da yaralandığını bildirdi.

Mariupol kentindeki çocuk hastanesi ve doğumevine yönelik dün düzenlenen saldırıda da biri çocuk, üç kişi yaşamını yitirdi, 17 kişi de yaralandı. Hastane saldırısına uluslararası toplum tepki gösterdi. Hastanenin hedef alındığını yalanlamayan Rusya ancak “Ukraynalı milliyetçi taburların” binayı çatışmalarda kullanabilmek için hastaları ve personeli tahliye ettiğini iddia ediyor.

Antalya’daki dışişleri bakanları görüşmesinden sonuç alınamadı

Türkiye’nin arabuluculuğunda Rusya ile Ukrayna arasında Antalya’da düzenlenen dışişleri bakanları toplantısı sona erdi. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba toplantı sonrasında yaptığı açıklamada ateşkes konusunda ilerleme sağlanamadığını, Rusya’nın şu anda bir ateşkese hazır olmadığını söyledi.

En sıkıntılı durumun Ukrayna’nın liman kenti Mariupol’de yaşandığını belirten Kuleba, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un insani koridorlar konusunda bir taahhütte bulunmadığını kaydetti. Kuleba, Rusya’nın Mariupol’de kaçış koridorlarına izin vereceğini ümit ettiğini söyledi.

Kuleba ayrıca aynı formatta Rusya ile tekrar görüşmeye hazır olduklarını belirtti. NATO’nun tam üyesi olma hedefini koruduklarını söyleyen Kuleba, “Ancak bunun yakında ya da yakın gelecek içinde olmayacağını anlıyoruz” diye konuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise Batı’nın Ukrayna’daki tutumunu “tehlikeli” olarak niteledi. Batı’nın Ukrayna’ya ölümcül silahlar temin ettiğini belirten Lavrov, verilen bu silahların kimlerin eline geçebileceğinin belirsiz olduğunu kaydetti. “Ukrayna’nın militarizasyonunu istemiyoruz” diyen Lavrov “Ukrayna’nın nötr olmasını istiyoruz” diye konuştu.

Sonuç alınamamasından dolayı Ukrayna tarafını da suçlayan Lavrov, Ukrayna hükümetinin “görüşmek için görüştüğünü” söyleyerek Ukrayna’dan önerilerine yanıt istediklerini söyledi.

Lavrov Mariupol’de vurulan hastaneye ilişkin de buranın radikal savaşçılardan oluşan Azov Tugayı tarafından kullanıldığını söyledi. Lavrov 7 Mart tarihinde Birleşmiş Milletler’i eski hastanede tıp personeli olmadığı konusunda bilgilendirdiklerini belirtti.

Paylaşın

Vladimir Putin: Enerji İhracatını Aynen Sürdürüyoruz

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, enerji tedariki konusunda Rusya’nın tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek Ukrayna üzerinden yapılan sevkiyat dahil, tüm petrol ve doğal gaz ihracatını sürdürdüklerini kaydetti.

Televizyondan yayınlanan kabine toplantısında konuşan Putin, “Tüm taahhütlerimize riayet ediyoruz. Ukrayna doğal gaz sistemi bile, sözleşmelerde öngörüldüğü üzere yüzde 100 oranında dolu” diye konuştu.

Batılı hükümetleri Ukrayna’daki durum konusunda kendi halklarını kandırmakla suçlayan Putin, Batı’nın kendi hatalarının suçunu Rusya’ya yüklemeye çalıştığını belirtti.

“Yaptırımlar meşru değil”

Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının meşru olmadığını savunan Putin, yaptırımlardan kaynaklı sorunları sükunet içinde çözeceklerini söyledi. Yaptırımların etkisinin hissedildiğini belirten Rusya Devlet Başkanı, “Bu tür dönemlerde belirli grup mallara talebin hep arttığı açıktır. Ama tüm bu sorunları sakin bir şekilde çalışarak çözeceğimize şüphemiz yok” diye konuştu.

Yaptırımlardan kaynaklanan sorunların üstesinden gelip krizden daha güçlü ve daha bağımsız bir ülke olarak çıkacaklarını savunan Putin, “Rusya, kısa vadeli ekonomik kazançlar için egemenliğinden taviz vermeyi kabul edecek bir ülke değildir” dedi.

Toplantıda konuşan Maliye Bakanı Anton Siluanov ise son iki haftada Batılı ülkelerin Rusya’ya karşı ekonomik ve mali bir savaşa giriştiğini belirterek “Altın ve döviz rezervlerini dondurmak suretiyle Batı kendi yükümlülüklerine aykırı hareket etmiş, dış ticareti durdurmaya çalışmıştır” dedi.

Maliye Bakanı, Rusya’nın sermaye çıkışını engellemek için önlemler aldığını ve dış borçların ruble cinsinden ödeneceğini belirterek “Bu şartlar altında önceliğimiz mali sistemdeki durumu istikrara kavuşturmaktır” diye konuştu.

Paylaşın

Ukrayna’daki Savaş için ‘Arap Baharı’ Etkisi Uyarısı

Dünya Bankası, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle artan gıda ve enerji fiyatlarının gıdaya erişim sorunu yaşayan ülkeleri daha da zora sokacağı ve sosyal huzursuzluğa neden olabileceği uyarısında bulundu.

Euronews’ta yer alan habere göre; Dünya Bankası baş ekonomisti Carmen Reinhart Ukrayna’daki savaşın Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Sahra altı Afrika ülkelerine önemli yansımaları olabileceğini belirtti.

Reinhart, “Aşırı duygusal olmak istemiyorum ama Arap Baharı’nın arkasındaki hikayenin bir kısmı da gıda güvensizliği ve ayaklanmalardı” diye konuştu.

Arap Baharı bir dizi Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesinde 2010 yılında başlayan demokrasi yanlısı hareketler olarak biliniyor. Tunus’ta başlayan hareket, daha sonra Libya, Mısır, Yemen, Suriye ve Bahreyn’e sıçradı. Arap Baharı protestoları bazı ülkelerde rejim değişikliğine yol açarken, Suriye’de 10 yıldır süregelmekte olan iç savaşa neden oldu.

2007-2008 yılları arasında ve ardından 2011’de gıda fiyatlarında yaşanan keskin yükseliş sosyal çalkantlara yol açtı ve 40’tan fazla ülkede küresel gıda fiyatlarındaki artışla bağlantılı olarak ayaklanmalar yaşandı.

Orta Asya ülkeleri büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir

Reınhart, Rusya ile sıkı ticaret ve ekonomik bağları bulunan Orta Asya ülke ekonomilerinin Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımları dolayısıyla büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekti.

Reinhart, Reuters haber ajansına verdiği röportajda yaptırımların bu ülkelerdeki para birimini vurduğunu ve bankalarda güven sorununa dair işaretlerin gelmeye başladığını belirtti. Bu olumsuzluklara gıda güvensizliği ve parasal işlemlerdeki düşüşün etkileri eklendiğinde potansiyel mülteci akını da dahil birçok karmaşık durumun önünün açılabileceği uyarısında bulundu.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Batı’nın yaptırımları sonucu bu yıl içinde Orta Asya ekonomilerinin resesyona girebileceği beklentisinde olduğunu belirtmişti.

Borçlanma artabilir

Dünya Bankası artan gıda ve enerji fiyatları karşısında hükümetlerin alacağı tedbirlerin de varolan sorunlar zincirini derinleştirebileceği uyarısında bulunuyor.

Artan fiyatlara karşı hükümetlerin teşvikleri arttırabileceğine dikkat çeken uzmanlar bu durumun özellikle düşük gelirli ülkelerin ağır borç yükünü daha da arttıracağını belirtiyor. Banka uzmanlarına göre bu durumdaki 60 kadar ülke borçlarını ödeyemez hale geldi ya da gelmek üzere.

Mısır ve Mozambik’e dikkat

Geçtiğimiz yıla göre Ocak ayında yüzde 35 daha yüksek gerçekleşen tarım ürünleri fiyatlarının Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucu daha da artması bekleniyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda fiyatlarının bitkisel yağlar ve süt ürünleri öncülüğünde şubatta tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını bildirdi.

Verimli toprakları nedeniyle dünyanın tahıl ambarı olarak görülen Ukrayna’da buğday, mısır, arpa ve ayçiçeği gibi gıdaların üretim ve ihracatının düşmesinin gıda fiyatlarına çok olumsuz yansıyacağı tahmin ediliyor. Dünyanın önde gelen gübre üretici ülkelerden Rusya’nın işgal dolayısıyla uğradığı yaptırımlar sebebiyle küresel çapta tarımcılık faaliyetlerini vuracak kesintiler yapabileceği kaydediliyor.

Dünya Bankası geçtiğimiz ay yaptığı değerlendirmede Ukrayna’daki gelişmelerin en olumsuz etkileyebileceği ülkeler arasında buğday ve yağ ithalatını büyük oranda Rusya ve Ukrayna’dan yapan Mısır ve Mozambik’i öne çıkarmıştı. Mısır buğday ithalatının yüzde 80’ini Rusya’dan karşılıyor.

Paylaşın

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy: Rusya İle Uzlaşmaya Hazırım

Rusya ile Perşembe günü Türkiye’de yapılacak görüşme öncesinde açıklamalarda bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya ile uzlaşmaya hazır olduklarını söyledi. Zelenskiy, ayrıca, ‘karşı tarafın da uzlaşmaya yanaşması gerektiğini’ belirtti.

Haber Merkezi / Alman Bild gazetesine konuşan Zelenskiy, “Her müzakerede hedefim Rusya ile savaşını sona erdirmek” dedi. “Uzlaşmaya varılabilir ama bu ülkeme ihanet olamaz” diyen Zelenskiy, karşı tarafın da uzlaşmaya yanaşması gerektiğinin altını çizdi.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarını başlatmasından bu yana iki ülke arasındaki üst düzey ilk görüşme Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Ukraynalı mevkidaşı Dimitro Kuleba arasında Perşembe günü Antalya’da yapılacak. Lavrov’un Antalya’ya geldiği bildirildi.

Zelenskiy iki bakan arasında yapılacak görüşmeye ilişkin ayrıntılar hakkında “henüz konuşmak istemediğini” belirtti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile henüz doğrudan teması olmadığını belirten Zelenskiy, “Sadece iki devlet başkanı arasındaki doğrudan görüşmeler ile bu savaşı bitirebiliriz” diye konuştu.

“Antalya’daki buluşma çok önemli”

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba arasında 10 Mart tarihinde Antalya Diplomasi Forumu’nda yapılması planlanan görüşmenin “çok önemli” olduğunu söyledi.

“Dışişleri bakanlarının toplantısıyla ilgili olarak; bu, müzakere sürecinin sürdürülmesidir ki bu da çok önemlidir” diyen Peskov “Önceden davranmayalım. Görüşmeleri bekleyelim” diye konuştu.

Kuleba ise görüşmeye dair büyük umutlar taşımadığını belirtti. Beklentilerinin düşük olduğunu söyleyen Kuleba “Ateşkesi, topraklarımızın kurtarılmasını önemsiyoruz ve üçüncü nokta da tüm insani sorunların çözümü” dedi.

Müzakerelerde Rusya’nın iki temel talebi ise 2014’te ilhak ettiği Kırım Yarımadası’nın Rus toprağı olarak tanınması ve Dohetsk ile Luhansk’taki “halk cumhuriyetlerinin” bağımsızlığının Ukrayna tarafından kabul edilmesi.

Antalya’daki buluşma, 24 Şubat’ta başlayan savaşta taraflar arasında hükümet düzeyinde ilk resmi görüşme olma niteliği taşıyor. Şimdiye kadar Rus ve Ukrayna heyetleri üç kez Belarus’un sınır bölgesinde bir araya geldi. Müzakerelerde siviller için kaçış koridorları oluşturulması kararı alındı ancak bunların hayata geçirilmesi sırasında da sıkıntılar yaşandı.

“Ukrayna hükümetini ‘devirmeye’ çalışmıyoruz”

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Ukrayna’da niyetlerinin hükümeti devirmek olmadığını açıkladı. Rus ordusunun misyonunun “mevcut hükümeti devirmek” olmadığını belirten Zaharova, Rusya ile Ukrayna heyetlerinin işgalin başlamasından bu yana üç kez bir araya geldiğini hatırlatarak, bu müzakerelerde kısmen ilerleme sağlandığını ifade etti.

Zaharova ayrıca, yaklaşık 140 bin Ukraynalının Rusya’ya kaçtığı bilgisini paylaştı. Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk’ta sivillerin tahliyesine Rusya’nın işgali başlamadan önce start verilmişti.

Paylaşın

Dünya, Rusya Petrolüne Ne Kadar Bağımlı?

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Avrupa Birliği (AB), Rusya’dan petrol ithalatını kısıtlayacaklarını açıkladı. Petrol ithalatı yasağının gündeme gelmesiyle Rusya, Avrupa ülkelerini doğal gaz akışını kesmekle tehdit etti.

ABD, Ukrayna’nın yaptırımların genişletilmesi çağrısında bulunmasının ardından Rusya’dan petrol, gaz ve kömür ithalatını tamamen yasakladığını duyurdu. İngiltere, Rus petrolünün ithalatını yıl sonuna kadar aşamalı olarak durduracak ve AB, gaz ithalatını üçte iki oranında azaltacak.

İngiltere hükümeti, bunun tedarik alternatfilerini bulmak için yeterli zaman sağladığını söylüyor. Rusya’nın Başbakan Yardımcısı Aleksander Novak, Rus petrolünü reddetmenin “küresel pazar için feci sonuçlara” yol açacağını söylemişti.

Petrol ve gaz fiyatları şimdiden keskin bir şekilde yükseldi. Rusya ihracatı tamamen durdurursa daha da yükselebilir. Petrol fiyatlarının artması sadece benzin fiyatlarını etkilemiyor, küresel emtia fiyatlarının daha da yükselmesine neden olup yaşam standartlarını düşürebilir.

Rusya ne kadar petrol ihraç ediyor?

Rusya, ABD ve Suudi Arabistan’ın ardından dünyanın üçüncü büyük petrol üreticisi. Rusya’nın her gün ihraç ettiği yaklaşık beş milyon varil ham petrolün yarısından fazlası Avrupa’ya gidiyor.

Rus ithalatı, toplam İngiltere petrol talebinin yüzde 8’ini oluşturuyor. 2020’de petrol arzının yaklaşık yüzde 3’ünün Rusya’dan karşılayan ABD ise ülkeye daha az bağımlı.

Alternatif petrol kaynakları neler?

Enerji Politikası Araştırmaları Analisti Ben McWilliams, alternatif petrol tedarikçileri bulmanın gaza göre daha kolay olması gerektiğini söylüyor, “çünkü çok fazla boru hattı yok. Bazıları Rusya’dan geliyor ama başka yerlerden de çok fazla sevkiyat var.”

ABD, Suudi Arabistan’dan petrol üretimini artırmasını istiyor. Ancak ülke daha önce ABD’nin petrol fiyatlarını düşürmek amacıyla üretimi artırma taleplerini geri çevirmişti.

Suudi Arabistan, uluslararası ticareti yapılan ham petrolün yaklaşık yüzde 60’ını üreten petrol karteli OPEC’in en büyük üreticisi. Bu nedenle OPEC, petrol fiyatlarını belirlemede kilit bir role sahip.

Rusya OPEC’e üye değil, ancak 2017’den beri organizasyonla birlikte çalışıyor. Ülkeler üreticilere kazanç sağlamak amacıyla petrol üretimine sınırlamalar getirebiliyor.

ABD ayrıca Venezuela’nın petrol yaptırımlarını gevşetmeyi de düşünüyor. Ülke, eskiden ABD’nin önemli bir petrol tedarikçisiydi ancak son zamanlarda Venezuela, petrolünün büyük bölümünü Çin’e satıyor.

Rus gazının Batı Avrupa’ya akışı durursa ne olur?

AB’de halihazırda yüksek olan enerji fiyatları daha da artacaktır. Rus gazı, AB’nin doğal gaz ithalatının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Bu kesilirse, İtalya ve Almanya özellikle savunmasız kalacak.

Avrupa, Katar veya Cezayir ve Nijerya gibi mevcut gaz ihracatçılarına yönelebilir, ancak bu ülkeler için üretimi hızla artırmanın önünde pratik engeller var.

Rusya, İngiltere’nin gaz arzının yalnızca yüzde 5’ini sağlıyor ve ABD, Rusya’dan gazı ithal etmiyor. Bununla birlikte İngiltere ve ABD’deki fiyatlar, arz kıtlığının zincirleme etkisi nedeniyle hala önemli ölçüde yükseliyor.

Rus gazına alternatif bulunabilir mi?

Rus gazına alternatif bulmak çok kolay değil. Ben McWilliams, “Gaz ithalatının kaynağını değiştirmek daha zor çünkü Rus gazını Avrupa’ya taşıyan büyük borularımız var” diyor.

Ekonomi alanında düşünce kuruluşu Bruegel, Rusya’nın Avrupa’ya gaz arzını durdurması durumunda, Avrupa’nın ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal edebileceğini öngörüyor. Gaz arzının kesilmesi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını da hızlandırabilir, ancak bunu yapmak hızlı veya kolay değil.

Araştırma Analisti Simone Tagliapietra, “Yenilenebilir kaynakların kullanıma sunulması zaman alıyor, bu nedenle kısa vadede bu bir çözüm değil” diyor ve ekliyor: Yani önümüzdeki kış için kömürle çalışan elektrik santrallerinin açılması gibi yakıt değişimleri fark yaratabilir. Bu, İtalya ve Almanya’nın acil durum planları arasında.

AB, 2030’dan önce Avrupa’nın Rus fosil yakıtlarına bağımlılığını bitirmek için bir plan önerdi. Bu plan gaz kaynaklarını çeşitlendirmeyi, ısıtma ve elektrik üretiminde gazın yerini almaya yönelik önlemleri içeriyor.

İngiltere’de enerji faturaları yükselebilir

Savaş nedeniyle tüketicilerin doğal gaz faturaları da artacak. İngiltere’de, hane halkı doğal gaz faturaları, belirlenen bir tavan fiyatıyla kontrol altında tutuluyor.

Ancak tavan fiyatlar Nisan ayında artırıldığında yıllık faturalar 700 sterlin artarak yaklaşık 2 bin sterline çıkacak. Bu sonbaharda üst sınır tekrar artırıldığında faturaların 3 bin sterline yükselmesi bekleniyor.

İngiltere’de benzin ve motorin fiyatları da yükseldi. Savaş devam ederken benzinin litre başına 175 peniye çıkması bekleniyor. Amerikan Otomobil Birliği’nin pompa fiyatlarının geçen hafta yüzde 11 arttığını açıkladığı ABD’de petrol fiyatları 2008’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

McWilliams, “Bence Rus petrol ve gazının Avrupa’ya akışının durduğu bir dünyadaysak o zaman oranlama gibi önlemlere ihtiyacımız olacak” diyor ve ekliyor: Şu an konuşulan konulardan biri de hanelere termostatlarını bir derece kısmalarını söyleyemek. Bu da önemli miktarda gaz tasarrufu sağlayabilir.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı İki Milyonu Aştı

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Rusya’nın işgali sonrasında Ukrayna’yı terk edenlerin sayısının 2 milyon 100 ile 2 milyon 200 bin arasında olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / UNHCR’den yapılan açıklamada henüz sürecin sonunun görünmediği belirtildi. Ukraynalı sığınmacıların büyük çoğunluğunun Polonya’da olduğu belirtiliyor.

UNHCR Başkanı Filippo Grandi sığınmacıların Avrupa ülkelerine dağıtılmasındansa şu anda yapılması gerekenin sınırlarda gelenlere yardımcı olmak olduğunu belirtti. Grandi sığınmacı krizinde Moldova’nın özellikle kırılgan olduğunu belirtti.

Rusya ile Ukrayna arasındaki ateşkes 12 saat sürecek

Rusya ile Ukrayna gün boyunca ateşkes ve tahliye koridorları oluşturulması konusunda mutabık kaldı. Ukrayna Başbakan Yardımcısı İrina Vereşçuk ateşkesin sabah 9’dan akşam 9’a kadar yoğun çatışmalara sahne olan altı bölgede süreceğini söyledi.

Vereşçuk bu bölgeler arasında başkent Kiev, güneydeki Zaporijya ve Ukrayna’nın kuzeydoğusundaki bazı bölgeleri saydı. Başkent yakınlarında bulunan İrpin ve Buşa’dan siviller Kiev’e nakledilecek.

“Ukrayna hükümetini ‘devirmeye’ çalışmıyoruz”

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Ukrayna’da niyetlerinin hükümeti devirmek olmadığını açıkladı. Rus ordusunun misyonunun “mevcut hükümeti devirmek” olmadığını belirten Zaharova, Rusya ile Ukrayna heyetlerinin işgalin başlamasından bu yana üç kez bir araya geldiğini hatırlatarak, bu müzakerelerde kısmen ilerleme sağlandığını ifade etti.

Zaharova ayrıca, yaklaşık 140 bin Ukraynalının Rusya’ya kaçtığı bilgisini paylaştı. Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk’ta sivillerin tahliyesine Rusya’nın işgali başlamadan önce start verilmişti.

Ukrayna iktidar partisinden, Türkiye ve ABD’nin güvenlik garantörü olması teklifi

Ukrayna’da iktidarda olan Halkın Hizmetkarları Partisi, ülkenin egemenliğinin korunması yeni güvenlik garantilerini gündeme getirdi. Partiden yapılan açıklamada, Türkiye olası garantör ülkeler arasında sayıldı.

“NATO, en azından gelecek 15 yıl Ukrayna’yı almaya hazır olmayacak, bunu açıkça belli etti” denilen açıklamada, Ukrayna’nın güvenliğinin zemini sağlam bir anlaşma ile garanti altına alınması gerektiği vurgulandı.

Türkiye’nin yanında ABD ve komşu bazı ülkelerin, garantör olarak askeri, ekonomik ve siyasi alanda Ukrayna’yı koruyabileceği kaydedildi.

Parti açıklamasında Rusya’nın da bu garantilere imza atması ve Ukrayna’nın egemenliğini yasal olarak tanıması gerekliliği vurgulandı. Açıklamada Kırım, Luhansk ve Donetsk bölgelerinin teorik olarak bile kabul edilmeyeceği ifade edildi.

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Vatandaşlara Enerji Tasarrufu Çağrısı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rus petrol, doğal gaz ve kömürüne bağımlılığı daha hızlı bir şekilde azaltmak için halka enerji tasarrufu çağrısında bulundu.

Alman kamu yayıncılık kuruluşu ZDF’e konuşan Von der Leyen, bu hedefe herkesin katkı sağlayabileceğini belirterek ekonomi dünyasındaki enerji tasarruf programları; yeni sevkiyat yolları kullanılması ve yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesiyle birleştiğinde Rus doğal gazından çok daha hızlı bir şekilde bağımsız olunabileceğini kaydetti.

Von der Leyen, ABD’nin Rus petrolü ithalatını durdurma kararına atıfla, AB’nin şu aşamada böyle bir adım atmaması kararını da savundu. Moskova’ya yönelik yaptırım kararlarının Batılı müttefikler arasında istişare edilerek alındığına işaret eden AB Komisyonu Başkanı, ABD’nin AB’ye göre Rus petrolünden daha kolayca vazgeçebilecek durumda olduğunu söyledi.

“Kendimize zarar vermemeliyiz”

Von der Leyen, “Petrol fiyatlarının çok fazla yükselmemesine dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü bu bize zarar verir. Kendimize zarar vermeden Putin üzerinde azami etkiye ulaşabilmek için hassas bir denge gözetmemiz gerek” diye konuştu.

Ukrayna’daki savaştan kaçan 2 milyon kişiye de değinen von der Leyen, “Korkarım ki bu daha başlangıç. Çok daha yüksek rakamlar göreceğiz” öngörüsünde bulundu. AB üyesi 27 ülkenin  sığınmacılara kapıları açtığına ve oturma izni, istihdam piyasasına erişim, sağlık hizmetleri, çocukların okula gitmesi gibi haklar tanıdığına işaret eden von der Leyen, en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan Polonya, Macaristan, Romanya ve Slovakya’ya bu bağlamda teşekkür etti.

AB, enerjide ‘Rusya’ya bağımlılıktan kurtulma’ planı hazırladı

Öte yandan Avrupa Birliği, Rusya’dan ithal ettiği doğal gaz miktarını 1 yıl içinde 3’te 2 oranında azaltmak için plan hazırladı.

AB Komisyonu, enerji arz güvenliğini artırmak ve Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmak için yeni doğal gaz tedarikçileri bulmayı, alternatif yakıtlara yönelmeyi, yenilenebilir yatırımları hızlandırmayı ve kış öncesinde doğal gaz depolarını doldurmayı içeren “REPowerEU” adlı planını açıkladı.

Plan şu şekilde olacak:

  • AB ülkeleri sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikini artıracak.
  • Rusya dışındaki tedarikçilerden boru hatlarıyla doğal gaz alımı da yükseltilecek.
  • Hidrojen ve biyometan gibi alternatif gazlara yatırım yapılacak.
  • AB üyesi ülkeler doğal gaz depolarını 1 Ekim’e kadar en az yüzde 90 oranında doldurmak zorunda olacak. Bu konuda AB Komisyonu yasal mevzuat hazırlayacak.
  • Üye ülkelerin gaz depolarının doldurulması için ortak doğal gaz alım operasyonları düzenlenecek.
  • Ortak gaz alımları AB tarafından desteklenecek.
  • Yapıların çatılarına güneş paneli kurulumuna hız verilecek.
  • Isı pompası kullanımı artırılacak.
  • Yapıların yalıtımına öncelik verilecek.
  • Enerji verimliliği artırılacak.
  • Yenilenebilir projelerin izin süreçleri hızlandırılacak.
  • Rüzgar enerji santralleri (RES) ve güneş enerji santrallerine (GES) yatırımlar artırılacak.
Paylaşın