Papa Francis: Edebiyat, Maruz Kaldığımız Kötülüklere Bir Panzehir

Katolik Hristiyanların Ruhani Lideri Papa Francis, edebiyatı, “sosyal medyaya, cep telefonlarına ve diğer cihazlara aralıksız maruz kaldığımız şu günlerde” bir tür panzehir olarak tanımladı.

Papa Francis, ayrıca, edebiyatın, hayal gücünü geliştirmesi, kelime dağarcığını genişletmesi ve okuyucuların “yaratıcı bir empati” geliştirmelerine olanak sağlaması gibi özelliklerinden de bahsetti.

Katolik Hristiyanların Ruhani Lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis, aday rahiplerin yetiştirilmesinde roman ve şiir okumanın teşvik edilmesini tavsiye ettiği bir metin yayımladı.

Papa Francis’in 17 Temmuz’da kaleme aldığı ve çeşitli dillerde “Formasyonda Edebiyatın Rolü Üzerine” başlığıyla yayımlanan mektup, Paul Celan, Jorge Luis Borges ve T.S. Eliot gibi şairlerin yanı sıra C.S. Lewis (“Narnia Günlükleri”) ve Marcel Proust (“Kayıp Zamanın İzinde”) gibi yazarlara da atıfta bulunuyor.

Edebiyatı “bir başkasının sesini dinlemek” olarak tanımlayan Papa, edebiyatın rahiplerin eğitiminde gereksiz görülmesini “sağlıksız” olarak nitelendirdi.

Bu tutumun rahiplerde “entelektüel ve ruhani anlamda yoksullaşmaya” yol açabileceğini dile getiren Papa Francis, “radikal bir rota değişikliği” çağrısında bulundu. Papa, önerilerini yalnızca rahip adayları için söylemedi. “Ruhanilikle ilgilenen herkesin, hatta tüm Hıristiyanların formasyonu” için de çok önemli olduğunun altını çizdi.

Papa Francis, mektubunda, 1964-1965 yılları arasında Arjantin’in Santa Fe kentindeki bir Cizvit okulunda edebiyat öğretmeni olarak yaşadığı deneyime atıfta bulundu.

“Bir lisede öğretmenlik yaptım ve öğrencilere El Cid’i okutmak zorundaydım ancak mutlu değillerdi. Yerine Garcia Lorca okuyup okuyamayacaklarını soruyorlardı. Ben de El Cid’i evde okumalarına karar verdim ve dersler sırasında öğrencilerin en çok sevdiği yazarları tartışmaya başladık” ifadelerine yer verdi.

Papa aynı zamanda tragedyalara olan ilgisini de paylaştı. Papa, “Tragedyaları kendi kişisel dramımızın ifadeleri olarak kendi eserlerimiz gibi benimseyebiliriz. Oradaki karakterlerin kaderi için ağlarken, aslında kendimiz için, kendi boşluğumuz, eksikliklerimiz ve yalnızlığımız için ağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Papa Francis, ayrıca, edebiyatın, hayal gücünü geliştirmesi, kelime dağarcığını genişletmesi ve okuyucuların “yaratıcı bir empati” geliştirmelerine olanak sağlaması gibi özelliklerinden de bahsetti. Papa, edebiyatı, “sosyal medyaya, cep telefonlarına ve diğer cihazlara aralıksız maruz kaldığımız şu günlerde” bir tür panzehir olarak tanımladı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Irak’taki ABD Askeri Üssüne Roketli Saldırı: Çok Sayıda Yaralı

ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin kullandığı Irak’taki el-Esed hava üssüne roketli saldırı düzenlendi. Can kaybının olmadığı bildirilen saldırıda çok sayıda yaralının olduğu duyuruldu.

Roketli saldırı, Beyrut ve Tahran’daki suikastların ardından Orta Doğu’da yükselen gerginliği daha da artıracağı endişelerine neden oldu.

Irak güvenlik kaynakları, saldırıda Katyusha roketlerinin kullanıldığını söylerken, saldırıyı henüz üstlenen olmadı.

İsrail, Lübnan’daki bir saldırıda üst düzey Hizbullah komutanını öldürdüğünü duyurmuş, saatler sonra, Hamas siyasi lideri İsmail Haniye’nin İran’da öldürüldüğü bildirilmişti. İsrail, Haniyeh’in ölümünün sorumluluğunu üstlenmese de İranlı yetkililer saldırıdan ülkeyi sorumlu tutmuştu.

ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in, olayın ardından Beyaz Saray ulusal güvenlik ekibiyle Orta Doğu’daki durumu görüşmek üzere bir araya geldiği aktarıldı.

ABD merkezli haber kanalı CNN’in aktardığına göre ABD’li güvenlik kaynakları, Irak’ta Amerikan askerlerinin bulunduğu Ayn el Esad Hava Üssü yakınlarında bu gece patlamalar meydana geldiğini ve ”birkaç ABD personelinin” yaralandığını doğruladı.

ABD Savunma Bakanlığı (PENTAGON) da Irak’taki hava üssüne yapılan füze saldırısında çok sayıda askerin yaralandığını teyit etti.

İran Devrim Muhafızları’na bağlı Sabereen News isimli haber portalı, CNN’in yayınından önce, İran destekli milis güçlerin Ayn el Esad saldırısının arkasında olduğunu, İran destekli milislerin ABD üssüne roketli saldırı düzenlediğini belirtmişti.

Saldırı, geçen hafta Tahran’da Hamas siyasi lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinin ardından, İran’ın İsrail’e karşı bir misilleme yapmasının beklendiği bir dönemde gerçekleşti. Lübnan’ın İran destekli Şii milis grubu Hizbullah da, Haniye’nin öldürülmesinden bir gün önce Beyrut’ta üst düzey komutanlarından Fuad Şükür’e düzenlenen suikast sonrası İsrail’e bir misilleme ile yanıt vereceğini açıklamıştı.

Saldırı aynı zamanda ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in Ortadoğu’ya ek askeri güç olarak, taarruz grubu bir uçak gemisi, bir savaş uçağı filosu ve ek savaş gemilerinin sevk edileceğini açıklamasından birkaç gün sonra gerçekleşti.

ABD Savunma Bakanlığı Basın Sözcüsü Sabrina Singh, İsrail’in savunmasını güçlendirmek amacıyla ABD’nin Orta Doğu’ya ek askeri kuvvet takviyesi yaptığı açıklamasını tekrar etti.

Ayn el Esad Hava Üssü yakınlarına yapılan roket saldırısının kimin tarafından yapıldığı henüz kesinleşmiş değil. Geçen ay yine Ayn el Esad’a düzenlenen bir dron saldırısının ardından ABD’li savunma yetkilileri bunun “büyük olasılıkla” İranlı milis gruplar tarafından gerçekleştirildiğini kamuoyu ile paylaşmıştı.

Paylaşın

İran’dan Dikkat Çeken Açıklama: İsrail Cezalandırılmalı

İsmail Haniye suikastine ilişkin konuşan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kanani, ülkesinin “bölgedeki gerginliğin çatışmaya dönüşmesini istemediğini ancak daha fazla istikrarsızlık yaşanmaması için İsrail’in cezalandırılmasının şart olduğunu” belirtti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, olası İran saldırısına ilişkin, ülkesinin her şeye hazır olduğunu ve saldırıya uğraması halinde sert bir şekilde karşılık vereceğini söylemişti. Netanyahu’nun açıklamalarından sonra İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkesinin herhangi bir saldırıya güçlü bir şekilde yanıt vermeye hazır olduğunu ifade etmişti.

Hamas lideri Haniye, İran’ın başkenti Tahran’da, Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Şükür ise Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta suikaste uğradı. Art arda yaşanan suikastlerin ardından Orta Doğu’daki gerilim daha da tırmandı.

İran, Tahran’daki suikastin karşılığı olacağını söylerken, İsrail tarafı ise, Hamas militanlarının 7 Ekim’deki saldırısına misilleme olarak “savaşın fitilini ateşleyen” liderlerin öldürüleceği sözünü vermişti.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Hamas lideri İsmail Haniye’yi Tahran’da öldüren “siyonist rejimin büyük bir hata yaptığını” ve “bunun cevapsız kalmayacağını” dile getirdi.

İran merkezli Tesnim haber ajansının aktardığına göre, Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi’yi başkent Tahran’da kabul eden Pezeşkiyan, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, suikastın tüm uluslararası kurallara aykırı olduğunu ifade ederek “İran İslam Cumhuriyeti tüm Müslüman ülkelerden ve bütün özgür milletlerden, işlenen bu cinayetin en sert dille kınanmasını bekliyor” dedi.

“Özgürlük, demokrasi ve insan haklarının en büyük düşmanlarının, tüm bilimsel ve operasyonel kabiliyetlerini terörist faaliyetler ve iğrenç suçlar için kullandığını” belirten Pezeşkiyan, “özgürlük, demokrasi ve insan hakları savunucusu olduğunu söyleyip, kendilerine karşı gelenleri bu prensiplerin ve değerlerin düşmanı olarak tanımlıyorlar” ifadelerini kullandı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kanani de yaptığı açıklamada, İran’ın “bölgedeki gerginliğin çatışmaya dönüşmesini istemediğini ancak daha fazla istikrarsızlık yaşanmaması için İsrail’in cezalandırılmasının şart olduğunu” belirtti. Açıklamasında ABD’ye çağrıda bulunan Kanani, Washington’dan İsrail’e verdiği desteği kesmesini ve “saldırganın cezalandırılmasına” destek vermesini talep etti.

İran Devrim Muhafızları’nın komutanı Hüseyin Selami de, “İsrail’in uygun bir zamanda cezalandırılacağını” ifade etti.

Paylaşın

İsrail’den İran’a Saldırı Uyarısı: Karşılık Veririz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, haftalık kabine toplantısı öncesi olası İran saldırısına ilişkin, ülkesinin her şeye hazır olduğunu ve saldırıya uğraması halinde sert bir şekilde karşılık vereceğini söyledi.

Haber Merkezi / Binyamin Netanyahu’nun açıklamalarından birkaç saat sonra İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkesinin herhangi bir saldırıya güçlü bir şekilde yanıt vermeye hazır olduğunu ifade etti.

ABD merkezli haber sitesi Axios’un yayımladığı bir habere göre, Hizbullah askeri şefi Fuad Şükrü ve Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesi ardından İran’ın 5 Ağustos Pazartesi günü İsrail’e yönelik saldırı başlatacağı ileri sürüldü.

Üç Amerikalı ve İsrailli yetkililerin görüşlerine dayandırılan haberde, İran’ın olası bir misillemesinin, 13 Nisan’da İsrail’e düzenlenen saldırı gibi gerçekleştirmesinin beklendiği ancak kapsamının daha geniş olabileceği belirtildi. Saldırının Hizbullah’ı da içerebileceğinin düşünüldüğü de aktarıldı.

Kuveyt gazetesi El Ceride’nin haberine göre, ABD’li yetkililer gizlice Ankara’dan İran’a giderek, “İsrail’e saldırıp Netanyahu’nun oyununa gelmeyin” diye uyarıda bulundu. Ayrıca, İran’ın İsrail’e saldırması durumunda İsrail’i savunacaklarını, ancak büyük bir savaş istemediklerini belirtti.

İran’da ordu ve istihbarat görevlileri gözaltında

Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinde İsrail’in İranlı ajanları kullandığı öne sürüldü. İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Telegraph’ta yer alan ve İranlı iki yetkilinin ifadelerine dayanan habere göre, İsrail’in dış istihbarat servisi Mossad tarafından devrişilen İranlı ajanlar Haniye’nin Tahran’da kaldığı binanın üç farklı odasına patlayıcı yerleştirmekle görevlendirildi.

Gazeteye konuşan, isimleri gizli tutulan İranlı yetkililer güvenlik kamerası kayıtlarının, ajanların birkaç dakika içinde farklı odalara odaya girip çıktıklarını gösterdiğini iddia etti. Aktarılana göre Haniye’nin kaldığı odadaki patlayıcılar Çarşamba günü saat 02.00’da uzaktan kumanda ile patlatıldı. Ajanların daha sonra ülkeyi terk ettiği ancak hala İran’dan yerel bir kaynakla temas halinde oldukları öne sürülüyor.

Haberde ayrıca Haniye’nin aslında Mayıs ayında helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin cenazesine katıldığı sırada öldürülmesinin planlandığı ancak kalabalığın fazla olması ve eylemin başarısız olma ihtimali yüzünden bunun iptal edildiği iddiası yer aldı.

Bu planın yerine Mossad’ın görevlendirdiği iki İranlı’nın Haniye’nin kaldığı ülkenin en seçkin askeri birimlerinden Devrim Muhafızları’na ait misafirhaneye patlayıcı yerleştirilmesi planının devreye sokulduğu kaydedildi.

Haniye, İran’da göreve yeni seçilen Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak için Tahran’da bulunuyordu.

ABD’nin New York Times gazetesi ise Haniye’nin öldürülmesiyle bağlantılı olarak İran’da en az 24 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan arasında istihbarat ve ordu görevlileri ile Haniye’nin kaldığı misafirhanenin çalışanları bulunuyor. Haberin soruşturmayı bilen iki İranlı yetkiliye dayandığı belirtiliyor.

New York Times birkaç gün önce de Haniye’yi öldürdüğü belirtilen bombanın Devrim Muhafızları misafirhanesine aylar önce sokulduğunu yazmıştı.

Haniye’nin öldüğü haberinin basına yansımasının ardından Hamas liderinin bir insansız hava aracı ya da uçaktan ateşlenen bir füze ile vurmuş olabileceği ihtimali üzerinde durulmuştu. İran ve Hamas saldırıyla ilgili İsrail’i suçlarken, İsrail yönetimi ise şimdiye kadar saldırıyı ne üstlendi ne de reddetti.

Ne olmuştu?

İran’ın İslam Devrim Muhafızları Ordusu, çarşamba günü yaptığı açıklamada Hamas’ın en üst düzey liderlerinden Haniye’nin Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın göreve başlama törenine katılmak için bulunduğu başkent Tahran’da öldürüldüğünü belirtti.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Haniye’nin İsrail’in “Tahran’da düzenlediği bir saldırıda” öldürüldüğü doğrulandı. Haniye’nin bir korumasının da saldırıda öldürüldüğü bildirildi. Suikastin ardından İran’da üç gün ve Türkiye’de bir gün süreyle yas ilan edildi.

Haniye’nin cenaze töreni cuma günü Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirildi. Haniye ve korumasının naaşları, Filistin bayraklarıyla örtülü tabutların içinde taşındı. Hamas’ın Katar merkezli siyasi ofisinin üst düzey liderleri Haniye’nin ailesine baş sağlığı dilerken, erkekler diz çöküp dua etti.

Haniye’nin muhtemel halefleri olarak görülen Halil el-Hayya ile Haniye’nin yakın yardımcılarından eski Hamas lideri Halid Meşal ve Filistin İslami Cihad örgütünün başkanı da cenaze töreninde yer aldı.

Suikastler, İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’nde bulunan Dürzi beldesi Mecdel Şems’e geçen hafta bir roket saldırısı düzenlenmesinin ardından geldi. Saldırı sonucunda 12 kişinin hayatını kaybetti.

İsrail, Hizbullah’ı saldırıyı gerçekleştirmekle suçlamış, Hizbullah ise bunu reddetmişti. İsrail-Hamas savaşının başladığı ekim ayından bu yana Hizbullah ve İsrail arasında çatışmalar devam ediyor. Sınır ötesindeki çatışmalar ölümlere ve on binlerce kişinin yerinden edilmesine neden oldu.

Paylaşın

ABD’den İran’a “Oyuna Gelmeyin” Uyarısı

Hizbullah askeri şefi Fuad Şükrü ve Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesi ardından İran’ın pazartesi günü İsrail’e yönelik saldırı başlatacağı ileri sürülürken, Kuveyt gazetesi El Ceride dikkat çeken bir iddia öne sürdü.

Independent Türkçe’nin El Ceride’den aktardığına göre, ABD’li yetkililer gizlice Ankara’dan İran’a giderek, “İsrail’e saldırıp Netanyahu’nun oyununa gelmeyin” diye uyarıda bulundu. Ayrıca, İran’ın İsrail’e saldırması durumunda İsrail’i savunacaklarını, ancak büyük bir savaş istemediklerini belirtti.

El Ceride’de yer alan habere göre, bir ABD heyeti Perşembe özel uçakla gizlice Türkiye’den havalanıp İran’a gitti. Uçak Tahran yakınındaki Karan kentine indi ve orada İran istihbarat-dışişleri ekibiyle 2 saatlik kritik bir görüşme gerçekleştirildi.

Görüşmede ABD’li yetkililer “Netanyahu büyük bir bölgesel savaş istiyor. İran’ı yıkmak istiyor. Netanyahu’nun oyununa gelmeyin” diye uyarıda bulundu. ABD olarak İsmail Haniye suikastından haberlerinin olmadığını ifade eden yetkililer, Netanyahu’nun kontrolden çıktığını söyledi.

Görüşmede ABD heyeti “Haniye suikastından haberimiz yoktu” dedikten sonra iyi niyet göstergesi olarak İran’daki bazı Mossad ajanlarının listesini İran’a verdi.

Heyet İran’a “Prestij için bir saldırı yapmanızı anlıyoruz. Ama büyütmeyin. Hemen bir nükleer anlaşma yaparsak, Netanyahu’ya en büyük darbeyi vurursunuz” dedi. Burada, Trump’ın İran’a karşı daha sert olduğu hatırlatıldı ve Biden yönetimiyle hemen bir anlaşma yapılırsa, Trump’a hareket alanı kalmayacağı hatırlatıldı.

El Ceride’nin haberindeki ayrıntılar bunlarla da sınırlı kalmadı. Biden’ın İran ile savaşmak istemediği, Netanyahu’dan hiç memnun olmadığı ve İran’ın saldırması durumunda İsrail’i savunacaklarını ancak büyük savaş istemedikleri ABD’liler tarafından İran heyetine iletildi.

Gazete haberinde Netanyahu savaş planlarını son ABD’ye gelişinde Yahudi lobisiyle paylaştığıyla ilgili şu iddialarda bulundu: Ortadoğu’da yalnızca İsrail-ABD/ İran değil, Türkiye dahil bölge ülkelerinin de gireceği büyük bir savaş zamanı geldi.

“Bu savaşta bu ülkelerin altyapısını yok edeceğiz. Sonra sizler (Lobi) şirketlerinizle gelip bu ülkeleri yeniden inşa edersiniz. Savaşın sonunda yeniden büyük masa toplanır ve İsrail’i herkes tanır/sayar “

ABD heyeti perşembe günü İran’a -biz bu senaryoyu istemiyoruz- dedi.

İran pazartesi günü saldıracak

Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli haber sitesi Axios’un Pazar günü yayımladığı bir habere göre, Hizbullah askeri şefi Fuad Şükrü ve Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesi ardından İran’ın 5 Ağustos Pazartesi günü İsrail’e yönelik saldırı başlatacağı ileri sürüldü.

Üç Amerikalı ve İsrailli yetkililerin görüşlerine dayandırılan haberde, İran’ın olası bir misillemesinin, 13 Nisan’da İsrail’e düzenlenen saldırı gibi gerçekleştirmesinin beklendiği ancak kapsamının daha geniş olabileceği belirtildi. Saldırının Hizbullah’ı da içerebileceğinin düşünüldüğü de aktarıldı.

Ne olmuştu?

İran’ın İslam Devrim Muhafızları Ordusu, çarşamba günü yaptığı açıklamada Hamas’ın en üst düzey liderlerinden Haniye’nin Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın göreve başlama törenine katılmak için bulunduğu başkent Tahran’da öldürüldüğünü belirtti.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Haniye’nin İsrail’in “Tahran’da düzenlediği bir saldırıda” öldürüldüğü doğrulandı. Haniye’nin bir korumasının da saldırıda öldürüldüğü bildirildi. Suikastin ardından İran’da üç gün ve Türkiye’de bir gün süreyle yas ilan edildi.

Haniye’nin cenaze töreni cuma günü Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirildi. Haniye ve korumasının naaşları, Filistin bayraklarıyla örtülü tabutların içinde taşındı. Hamas’ın Katar merkezli siyasi ofisinin üst düzey liderleri Haniye’nin ailesine baş sağlığı dilerken, erkekler diz çöküp dua etti.

Haniye’nin muhtemel halefleri olarak görülen Halil el-Hayya ile Haniye’nin yakın yardımcılarından eski Hamas lideri Halid Meşal ve Filistin İslami Cihad örgütünün başkanı da cenaze töreninde yer aldı.

Suikastler, İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’nde bulunan Dürzi beldesi Mecdel Şems’e geçen hafta bir roket saldırısı düzenlenmesinin ardından geldi. Saldırı sonucunda 12 kişinin hayatını kaybetti.

İsrail, Hizbullah’ı saldırıyı gerçekleştirmekle suçlamış, Hizbullah ise bunu reddetmişti. İsrail-Hamas savaşının başladığı ekim ayından bu yana Hizbullah ve İsrail arasında çatışmalar devam ediyor. Sınır ötesindeki çatışmalar ölümlere ve on binlerce kişinin yerinden edilmesine neden oldu.

Paylaşın

10 Bine Yakın Filistinli İsrail’de Tutuklu

İsrail cezaevlerinde bulunan toplam Filistinli tutuklu sayısının 10 bine yaklaştığı açıklandı. Tutuklulardan 3 bin 432’sinin idari tutuklu, 250’sinin çocuk, 86’sının da kadın olduğu aktarıldı.

Haklarındaki suçlamayı öğrenemeden İsrail cezaevlerinde tutulan aralarında kadın ve çocukların da olduğu binlerce Filistinli “idari tutuklu” bulunuyor.

Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti, 7 Ekim 2023 ile Ağustos 2024 arasında Batı Şeria ve Kudüs’te gözaltına alınan Filistinlilere ilişkin rapor yayımladı.

Bianet‘in aktardığı raporda, Ağustos 2024’ün başına kadar İsrail cezaevlerinde bulunan toplam tutuklu sayısının yaklaşık 9 bin 900 olduğu belirtildi.

Tutuklulardan 3 bin 432’sinin idari tutuklu, 250’sinin çocuk, 86’sının da kadın olduğu aktarılan raporda, Gazze’ye yönelik saldırılarda 1584 Filistinlinin esir alındığı bilgisine yer verilerek bu rakamın Gazze’den alıkonularak İsrail ordusunun yönettiği kamplarda bulunanları içermediği ifade edildi.

Raporda, İsrail’in 93 gazeteciyi gözaltına aldığı, bu kişilerden 6’sının kadın olduğu ve 55’inin halen cezaevinde tutulduğuna işaret edilerek, 17’sinin idari tutukluluk kapsamında olduğu açıklandı.

20 kişi yaşamını yitirdi

Raporda, “Gazze’den alıkonulduktan sonra kimlikleri açıklanan 20 kişi öldü. İşgal ordusu tarafından cezaevlerinde katledilerek henüz kimliği açıklanmayan onlarca kişi daha bulunuyor” bilgisi yer aldı. Ayrıca, İsrail’in öldürdüğü onlarca Gazzelinin cenazesine el koyarak ailelerine teslim edilmediği belirtildi.

Rapor göre, hapishanelerdeki Filistinlilere karşı baskılarını artıran İsrail, işkence ve kötü muamele yöntemlerine daha fazla başvuruyor.

İsrail, “idari tutukluluk” adını verdiği uygulamayla Filistinlileri 1 aydan 6 aya kadar alıkoyabiliyor. Askeri mahkemeler, “İsrail’in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine” karar vererek tutukluya hangi suçla itham edildiğini açıklamadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.

Filistin Esirler Cemiyetinin paylaştığı verilere göre, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden İsrail hapishanelerinde tutulan aralarında kadın ve çocukların da olduğu binlerce Filistinli “idari tutuklu” bulunuyor.

Paylaşın

“İran’ın Pazartesi Günü İsrail’e Saldıracak” İddiası

Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin Tahran’da kaldığı konutta öldürülmesi sonrası İran’ın 5 Ağustos Pazartesi günü İsrail’e yönelik saldırı başlatacağı ileri sürüldü.

Haber Merkezi / Öte yandan ABD’li yetkililerin gizlice Ankara’dan İran’a giderek, “İsrail’e saldırıp Netanyahu’nun oyununa gelmeyin” diye uyarıda bulunduğu öne sürüldü.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli haber sitesi Axios’un Pazar günü yayımladığı bir habere göre, Hizbullah askeri şefi Fuad Şükrü ve Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesi ardından İran’ın 5 Ağustos Pazartesi günü İsrail’e yönelik saldırı başlatacağı ileri sürüldü.

Üç Amerikalı ve İsrailli yetkililerin görüşlerine dayandırılan haberde, İran’ın olası bir misillemesinin, 13 Nisan’da İsrail’e düzenlenen saldırı gibi gerçekleştirmesinin beklendiği ancak kapsamının daha geniş olabileceği belirtildi. Saldırının Hizbullah’ı da içerebileceğinin düşünüldüğü de aktarıldı.

Kuveyt gazetesi El Ceride’nin haberine göre, ABD’li yetkililer gizlice Ankara’dan İran’a giderek, “İsrail’e saldırıp Netanyahu’nun oyununa gelmeyin” diye uyarıda bulundu. Ayrıca, İran’ın İsrail’e saldırması durumunda İsrail’i savunacaklarını, ancak büyük bir savaş istemediklerini belirtti.

El Ceride’de yer alan habere göre, bir ABD heyeti Perşembe özel uçakla gizlice Türkiye’den havalanıp İran’a gitti. Uçak Tahran yakınındaki Karan kentine indi ve orada İran istihbarat-dışişleri ekibiyle 2 saatlik kritik bir görüşme gerçekleştirildi.

Görüşmede ABD’li yetkililer “Netanyahu büyük bir bölgesel savaş istiyor. İran’ı yıkmak istiyor. Netanyahu’nun oyununa gelmeyin” diye uyarıda bulundu. ABD olarak İsmail Haniye suikastından haberlerinin olmadığını ifade eden yetkililer, Netanyahu’nun kontrolden çıktığını söyledi.

Görüşmede ABD heyeti “Haniye suikastından haberimiz yoktu” dedikten sonra iyi niyet göstergesi olarak İran’daki bazı Mossad ajanlarının listesini İran’a verdi.

Heyet İran’a “Prestij için bir saldırı yapmanızı anlıyoruz. Ama büyütmeyin. Hemen bir nükleer anlaşma yaparsak, Netanyahu’ya en büyük darbeyi vurursunuz” dedi. Burada, Trump’ın İran’a karşı daha sert olduğu hatırlatıldı ve Biden yönetimiyle hemen bir anlaşma yapılırsa, Trump’a hareket alanı kalmayacağı hatırlatıldı.

El Ceride’nin haberindeki ayrıntılar bunlarla da sınırlı kalmadı. Biden’ın İran ile savaşmak istemediği, Netanyahu’dan hiç memnun olmadığı ve İran’ın saldırması durumunda İsrail’i savunacaklarını ancak büyük savaş istemedikleri ABD’liler tarafından İran heyetine iletildi.

Gazete haberinde Netanyahu savaş planlarını son ABD’ye gelişinde Yahudi lobisiyle paylaştığıyla ilgili şu iddialarda bulundu: Ortadoğu’da yalnızca İsrail-ABD/ İran değil, Türkiye dahil bölge ülkelerinin de gireceği büyük bir savaş zamanı geldi.

“Bu savaşta bu ülkelerin altyapısını yok edeceğiz. Sonra sizler (Lobi) şirketlerinizle gelip bu ülkeleri yeniden inşa edersiniz. Savaşın sonunda yeniden büyük masa toplanır ve İsrail’i herkes tanır/sayar “

ABD heyeti perşembe günü İran’a -biz bu senaryoyu istemiyoruz- dedi.

İran’da ordu ve istihbarat görevlileri gözaltında

Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinde İsrail’in İranlı ajanları kullandığı öne sürüldü. İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Telegraph’ta yer alan ve İranlı iki yetkilinin ifadelerine dayanan habere göre, İsrail’in dış istihbarat servisi Mossad tarafından devrişilen İranlı ajanlar Haniye’nin Tahran’da kaldığı binanın üç farklı odasına patlayıcı yerleştirmekle görevlendirildi.

Gazeteye konuşan, isimleri gizli tutulan İranlı yetkililer güvenlik kamerası kayıtlarının, ajanların birkaç dakika içinde farklı odalara odaya girip çıktıklarını gösterdiğini iddia etti. Aktarılana göre Haniye’nin kaldığı odadaki patlayıcılar Çarşamba günü saat 02.00’da uzaktan kumanda ile patlatıldı. Ajanların daha sonra ülkeyi terk ettiği ancak hala İran’dan yerel bir kaynakla temas halinde oldukları öne sürülüyor.

Haberde ayrıca Haniye’nin aslında Mayıs ayında helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin cenazesine katıldığı sırada öldürülmesinin planlandığı ancak kalabalığın fazla olması ve eylemin başarısız olma ihtimali yüzünden bunun iptal edildiği iddiası yer aldı.

Bu planın yerine Mossad’ın görevlendirdiği iki İranlı’nın Haniye’nin kaldığı ülkenin en seçkin askeri birimlerinden Devrim Muhafızları’na ait misafirhaneye patlayıcı yerleştirilmesi planının devreye sokulduğu kaydedildi.

Haniye, İran’da göreve yeni seçilen Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak için Tahran’da bulunuyordu.

ABD’nin New York Times gazetesi iseHaniye’nin öldürülmesiylebağlantılı olarak İran’da en az 24 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan arasında istihbarat ve ordu görevlileri ile Haniye’nin kaldığı misafirhanenin çalışanları bulunuyor. Haberin soruşturmayı bilen iki İranlı yetkiliye dayandığı belirtiliyor.

New York Times birkaç gün önce de Haniye’yi öldürdüğü belirtilen bombanın Devrim Muhafızları misafirhanesine aylar önce sokulduğunu yazmıştı.

Haniye’nin öldüğü haberinin basına yansımasının ardından Hamas liderinin bir insansız hava aracı ya da uçaktan ateşlenen bir füze ile vurmuş olabileceği ihtimali üzerinde durulmuştu. İran ve Hamas saldırıyla ilgili İsrail’i suçlarken, İsrail yönetimi ise şimdiye kadar saldırıyı ne üstlendi ne de reddetti.

Ne olmuştu?

İran’ın İslam Devrim Muhafızları Ordusu, çarşamba günü yaptığı açıklamada Hamas’ın en üst düzey liderlerinden Haniye’nin Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın göreve başlama törenine katılmak için bulunduğu başkent Tahran’da öldürüldüğünü belirtti.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Haniye’nin İsrail’in “Tahran’da düzenlediği bir saldırıda” öldürüldüğü doğrulandı. Haniye’nin bir korumasının da saldırıda öldürüldüğü bildirildi. Suikastin ardından İran’da üç gün ve Türkiye’de bir gün süreyle yas ilan edildi.

Haniye’nin cenaze töreni cuma günü Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirildi. Haniye ve korumasının naaşları, Filistin bayraklarıyla örtülü tabutların içinde taşındı. Hamas’ın Katar merkezli siyasi ofisinin üst düzey liderleri Haniye’nin ailesine baş sağlığı dilerken, erkekler diz çöküp dua etti.

Haniye’nin muhtemel halefleri olarak görülen Halil el-Hayya ile Haniye’nin yakın yardımcılarından eski Hamas lideri Halid Meşal ve Filistin İslami Cihad örgütünün başkanı da cenaze töreninde yer aldı.

Suikastler, İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’nde bulunan Dürzi beldesi Mecdel Şems’e geçen hafta bir roket saldırısı düzenlenmesinin ardından geldi. Saldırı sonucunda 12 kişinin hayatını kaybetti.

İsrail, Hizbullah’ı saldırıyı gerçekleştirmekle suçlamış, Hizbullah ise bunu reddetmişti. İsrail-Hamas savaşının başladığı ekim ayından bu yana Hizbullah ve İsrail arasında çatışmalar devam ediyor. Sınır ötesindeki çatışmalar ölümlere ve on binlerce kişinin yerinden edilmesine neden oldu.

Paylaşın

Uluslararası Af Örgütü: Binlerce Ezidi Hala Kayıp

Uluslararası Af Örgütü, IŞİD’in Ezidi toplumuna yönelik saldırısının 10. yıl dönümü öncesi yaptığı açıklamada, saldırılardan kurtulan binlerce Ezidinin hala kayıp olduğunu vurguladı.

Haber Merkezi / Uluslararası Af Örgütü’nün kıdemli danışmanı Lauren Aarons, “Ezidi toplumu İslam Devleti’nin elinden akıl almaz zararlar gördü” dedi.

Uluslararası Af Örgütü’ne göre, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Ağustos 2014 yılında Irak’ta 3 binden fazla Ezidi erkek, kadın ve çocuğu öldürdü, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan en az 6 bin 800 kişiyi kaçırdı.

IŞİD, Mart 2019’da ABD öncülüğündeki koalisyon tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından bölgesel olarak yenilgiye uğratıldı. SDG, yüzlerce Ezidi’yi kurtarmayı başardı, ancak birçok Ezidi hala kayıp.

Duhok’taki Kaçırılan Ezidiler Ofisi’nin verilerine göre, yaklaşık 2 bin 600 Ezidi’nin kayıp olduğu tahmin ediliyor.

Uluslararası Af Örgütü, ABD ve İngiltere hükümetlerini, kayıp Ezidilerin tespit edilmesine yönelik, mağdurların haklarını ve özgürlüklerini gözeten tüm girişimlere destek sağlamaya çağırdı.

Af Örgütü ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), BM Kadın Birimi ve Suriye Kayıplar Bağımsız Enstitüsü gibi BM kuruluşlarına da kayıp Ezidiler adına çabalarını önemli ölçüde artırmaları çağrısında da bulundu.

3 Ağustos 2014’te, IŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin sözde “hilafet” ilan etmesinden birkaç ay sonra, IŞİD militanları Suriye sınırına yakın Irak’ın Ninova Eyaletindeki Ezidi topluluğuna saldırdı. Saatler içinde Ezidiler toplu halde yerlerinden edildi ve çoğunluğu yakındaki Sincar Dağı’na (Şengal) sığındı.

IŞİD, üç gün sonra, Sincar bölgesinin çoğunu kontrol altına aldı. Sadece dağın kendisi daha güvenli alan durumdaydı. Sincar Dağı’nın zirvelerinde, binlerce Ezidi kavurucu yaz güneşinde yiyecek, su olmadan mahsur kaldı. Ancak, geride kalanlar için daha karanlık bir hikaye anlatılmak üzereydi.

Sincar Dağı’nın doğusunda ve güneyindeki köylerde bir katliam yaşanıyordu. Yaşlılar, hem erkekler hem de kadınlar, IŞİD militanları tarafından anında öldürüldü. Ezidi kızlar “seks kölesi” olarak satılmak üzere kaçırılırken, erkekler ise IŞİD’a katılmaya zorlandı.

Paylaşın

İsrail, Hamas’ın Askeri Lideri Muhammed Deif’in Öldürüldüğünü Duyurdu

İsrail, Hamas’ın en üst düzey askeri komutanı Muhammed Daif’in 13 Temmuz’da Gazze’nin güneyinde düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldüğünü duyurdu. Hamas’tan ise konuya ilişkin bir açıklama gelmedi.

Haber Merkezi / İsrail, Muhammed Deif’in 7 Ekim’de İsrail’in güneyinde düzenlenen ve bin 200 kişinin ölümüne yol açan saldırıların planlanmasından sorumlu kişilerden biri olduğunu öne sürüyor.

Gazze’deki sağlık yetkilileri, 13 Temmuz’da Gazze’nin güneyinde düzenlenen hava saldırısında 90’dan fazla kişinin öldüğünü açıklamış ancak Muhammed Deif’in ölenler arasında olmadığını söylemişlerdi.

Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye de dün İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen suikast sonucu öldürülmüştü. Hamas, suikasttan İsrail’i sorumlu tutmuştu.

12 Ağustos 1965 yılında Han Yunus’ta dünyaya gelen Muhammed Deif, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın komutanıydı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, 8 Eylül 2015’te Muhammed Deif’i Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Teröristler listesine eklemişti.

Hamas, 13 Temmuz’da düzenlenen İsrail saldırısının ardından Muhammed Deyf’in öldürüldüğü iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtmişti.

“İsrail intikam saldırılarının bedelini ağır ödetecek”

Öte yandan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Hamas lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da ve Hizbullah’ın üst düzey bir liderinin Beyrut’ta öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada, İsrail’in kendisine yönelik herhangi bir saldırıya sert şekilde karşılık vereceğini söyledi.

Netanyahu, İsrail’in son birkaç günde Hamas ve Hizbullah dahil İran’ın bölgedeki vekil güçlerine ezici darbeler indirdiğini söyledi.

Ancak Netanyahu, açıklamasında Haniye’nin öldürülmesinden bahsetmedi. Haniye’nin ölümü sonrası, çeşitli gruplar İsrail’e yönelik intikam yeminleri etti ve Gazze’deki çatışmanın daha geniş bir Ortadoğu savaşına dönüşmesi yönündeki endişeler arttı.

İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun (BMGK) derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya kaldı.

Gazze’deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim’den beri İsrail’in Gazze’de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 40.000’den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84.700 kişi de yaralandı.

Harabeye dönüşen Gazze’nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor. Güney Afrika’nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırımla suçlanıyor.

Mahkeme, Başbakan Binyamin Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.

Paylaşın

Hamas’ın Siyasi Lideri İsmail Haniye Tahran’da Öldürüldü

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni için İran’da bulunan Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye, başkent Tahran’da uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Haber Merkezi / İsmail Haniye, 2017 yılında Hamas Şura Konseyi tarafından Halid Meşal’in yerine Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı seçilmişti.

Hamas’ın üst düzey yetkililerinden Musa Ebu Merzuk, El Aksa Televizyonu’na yaptığı açıklamada, “Bu korkakça hareket, yanıtsız kalmayacak” dedi.

Reuters haber ajansına konuşan bir diğer Hamas yetkilisi Sami Ebu Zuhri de Haniye’nin İran’da suikast sonucu öldürülmesinin bölgede şiddetin ciddi şekilde artması anlamına geldiğini söyledi. Ebu Zuhri, “İsrail hedeflerine ulaşamayacak. Hamas’ın direniş iradesini kıramayacak. Yolumuzdan dönmeyeceğiz. Zaferden eminiz” diye konuştu.

İsmail Haniye’nin “vurulduğu” saldırıda Hamas liderinin yanındaki korumasının da öldüğünü bildirdi.

Türkiye’den kınama

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Haniye’ye yönelik saldırıyı kınadı. Dışişleri Bakanlığının açıklamasında “Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye’nin Tahran’da gerçekleştirilen alçakça bir suikast sonucu katledilmesini lanetliyoruz” denildi. Açıklamada, “Netanyahu Hükümetinin barışa erişme niyetinde olmadığı bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Bu saldırı, Gazze’deki savaşı bölgesel boyuta yayma hedefi taşımaktadır. Uluslararası toplum İsrail’i durdurmak için harekete geçmediği takdirde, bölgemiz çok daha büyük çatışmalarla karşı karşıya kalacaktır” ifadeleri yer aldı.

ABD ve Rusya’dan ilk açıklama

ABD’den suikast sonrası ilk açıklama Savunma Bakanı Lloyd Austin’den geldi. Austin gazetecilere yaptığı değerlendirmede, “Ortadoğu’da savaşın kaçınılmaz olduğunu düşünmüyorum” dedi. Austin ayrıca İsrail’in saldırıya uğraması halinde ABD’nin İsrail’i savunacağını da söyledi. Austin ayrıca bunların olmasını istemediklerini ve sorunların diplomatik yollarla çözümü konusunda çok çalışacaklarını belirtti.

ABD Savunma Bakanı, suikast girişimi öncesinde ABD’nin bilgi sahibi olup olmadığı konusundaki bir soruya da “Bu konuda herhangi bir bilgim yok” ifadesini kullandı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan da Haniye’nin öldürülmesinin ardından bir açıklama geldi. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı devlet haber ajansı RIA’ya yaptığı açıklamada, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinin “kesinlikle kabul edilemez bir siyasi cinayet” olduğunu söyledi.

RIA, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov’un “Bu kesinlikle kabul edilemez bir siyasi cinayettir ve gerilimin daha da tırmanmasına yol açacaktır” dediğini aktardı.

Mahmud Abbas’tan kınama

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hamas’ın siyasi kanadı lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesini kınayarak bunu “alçakça bir eylem” olarak nitelendirdi. Mahmud Abbas, Filistin halkına “İsrail işgali karşısında dik durma ve birlik, sabır ve istikrar gösterme” çağrısında bulundu.

Haniye bu yıl 20 Nisan’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la İstanbul’da biraraya gelerek Filistin’deki son durumu ele almıştı. Haniye’nin yine Nisan ayında İsrail tarafından üç oğlu ve dört torunu öldürülmüştü.

İsrail’den resmi açıklama gelmedi

İsrail ordusu, Haniye’nin ölümüne ilişkin direkt olarak bir yorum yapmadı. İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında “savunma politikalarında bir değişiklik olmadığını ve durum değerlendirmesi yaptıklarını” ifade etti.

İsrail’in aşırı sağcı Kültürel Miras Bakanı Amichay Eliyahu ise Haniye’nin ölümünün “dünyayı daha iyi bir yere” dönüştürdüğünü söyledi.

Amichay Eliyahu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Dünyayı bu pisliklerden temizlemenin doğru yolu budur. Artık hayali barış/teslimiyet anlaşmaları yok, bu ölümlülere merhamet yok. Onlara vuracak demir el, barışı arzulayanlarla barış içinde yaşama yeteneğimizi güçlendirecek” ifadelerini kullandı.

İsmail Haniye kimdir?

62 yaşında hayatını kaybeden Haniye, 1962 yılında Filistin’deki mülteci kamplarından birinde doğdu. Genç yaştan itibaren Filistin davasına dahil oldu. İsrail, Haniye’ye 1989 yılındaki ilk Filistin ayaklanması sırasında üç yıl hapis cezası verdi.

1992 yılında hapisten çıkan Haniye, ardından İsrail ile Lübnan arasındaki sahipsiz topraklara sürüldü. Yanında birçok Hamas lideri de bulunuyordu. Sürgün sonrası Gazze’ye geri döndü. 1997 yılında Hamas’ın ruhani liderinin ofisinin yönetimine getirildi ve örgüt içindeki pozisyonunu güçlendirdi.

Haniye 2006 yılında, Hamas’ın seçim zaferi sonrasında, Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas tarafından başbakanlığa getirildi. Ancak bir yıl sonra, El Fetih ile Hamas arasında Gazze’de yaşanan ve bir hafta süren kanlı güç savaşının sonunda görevden alındı.

Haniye görevden almayı “anayasaya aykırı olduğunu” savunarak kabul etmedi ve hükümetinin “Filistin halkına karşı olan ulusal sorumluluklarından vazgeçmeyeceğini” söyleyerek Gazze’yi yönetmeye devam etti.

Haniye, 6 Mayıs 2017’de İslami Direniş Hareketi Şura Konseyi tarafından Halid Mişal’in yerine Hamas’ın siyasi büro başkanı seçildi. Bu, grubun yapısındaki en yüksek pozisyon olarak kabul ediliyor. 2018 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı Haniye’yi terörist olarak tanımladı.

Haniye kısa bir süre sonra Hamas’ın “diplomatik” bir karargahının bulunduğu ve önceki krizlerde İsrail ile bazı müzakerelerin yürütüldüğü Katar’a sürgüne gitti. Örgütü uzaktan yönetmesine rağmen Haniye, Gazze’de Hamas’ın diğer liderlerinden ve kurucularından destek aldı.

Hamas’ın Gazze’deki siyasi kanadının lideri Yahya Sinvar. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nı ise Muhammed Deyif ve sağ kolu Marvan İsa yönetiyor. Halid Meşal ve Mahmud Zahar da Hamas’ın kurucuları ve önde gelen liderleri olarak kabul ediliyor.

Paylaşın