75 Ülkeden Aşı Eşitliği İçin Küresel Dayanışma Çağrısı

Aralarında Çin, Meksika, Pakistan ve Güney Afrika’nın da bulunduğu 75 ülke, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptıkları açıklama ile aşı eşitliği için küresel dayanışma çağrısında bulundu. Açıklamada, artan salgına karşı, tek çözümün küresel dayanışma, birlik ve işbirliği olduğu vurgulandı.

Haber Merkezi / 75 ülke adına yapılan ortak açıklamada, “Bütün devletleri, salgını ve sonuçlarını kontrol altına almak, hafifletmek ve üstesinden gelmek için dayanışmayı, uluslararası işbirliğini güçlendirmeye, kadınlar, çocuklar, gençler, yaşlılar ve engelliler de dahil olmak üzere en çok etkilenenlerin korunmasını sağlamaya ve yanlış bilgilendirme, dezenformasyon, ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı önlemler alınmalı” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, dünya çapında aşı eşitliğine hala ulaşılamadığı, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere birçok ülkenin mevcut aşılara hala yeterli erişiminin olmadığı belirtilirken, aşı milliyetçiliğinin rahatsız edici eğiliminden ve aşı dozlarının ihtiyacın ötesinde stoklanmasından da endişe duyulduğu vurgulandı.

Ortak açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün dünya çapında en yüksek risk altında olan ve henüz ilk dozunu dahi olmamış kişileri aşılamaya öncelik verme çağrısının memnuniyetle karşılandığı da belirtildi.

75 ülke tarafından yapılan ortak açıklamada, tüm devletleri, gelişmekte olan ülkelere aşıların adil ve hakkaniyetli dağıtımı için koordineli ve uyumlu çabaları hızlandırmaya çağırdı.

Açıklamada, etkili aşı üreten ülkeleri taahhütlerini yerine getirmeye ve aşıyı alan ülkelere aşıların zamanında ve yeterli bir şekilde teslim edilmesi gerektiği vurgulanırken, aşı araştırmaları, üretimi ve dağıtımındaki çabaların memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Ayrıca, açıklamada, tüm devletlere küresel dayanışmayı güçlendirme çağrısı yapıldı.

Paylaşın

Acı Çeken Gezegenden 12 Çarpıcı Kare!

İnsan, özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra ortaya koyduğu pratiklerle, gezegeni büyük ölçüde değiştirdi. Tabi ki bu değişim olumlu yönde olmadı, ormansızlaşma, kirlilik, buzulların erimesi, su kaynaklarının kuruması gibi… Listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.

Haber Merkezi / Bu olumsuz değişim ve dönüşüm gezegenin farklı noktalarında farklı şekillerde geri dönüyor: Orman yangınları, seller, afetler…

24 Eylül 2021’de çekilmiş bir hava fotoğrafı, Greenville, California’da yanmış ağaçların arasında yanmış bir evi gösteriyor.

15 Kasım 2019’da çekilen bu fotoğrafta, Venedik’te bir adam, şehrin son 50 yılın en yüksek gelgitini yaşamasından iki gün sonra, su basmış dükkandan kovayla suyu boşaltıyor.

31 Ekim 2018’de çekilen bir fotoğraf, Rusya’nın kuzeyindeki Novaya Zemlya takımadalarındaki Belushya Guba köyü yakınlarındaki bir çöplükte beslenen kutup ayılarını gösteriyor.

15 Ağustos 2021’de Fas’ın kuzeyindeki Chefchaouen bölgesinde, bir kadın orman yangınlarına bakıyor.

12 Ağustos 2021’de çekilen bu fotoğraf, Çin’in merkezindeki Hubei eyaletindeki Suizhou’da, şiddetli yağmurun ardından bir çocuğu su basmış bölgeden tahliye eden kurtarma görevlilerini gösteriyor.

Tuas Limanı’nın inşasında yapılan bir istinat yapısı. Deniz seviyesinde yaşanacak olası yükselmeye karşı, liman yüksekte inşaa ediliyor.

4 Eylül 2021’de Brezilya, Amazonas eyaleti, Apui’deki Brezilya Amazon yağmur ormanlarının ormansızlaştırılmış bir planını gösteriyor.

15 Eylül 2021’de Endonezya’nın Aceh eyaletindeki Calang’da bir öğrenci mangrov dikmeye hazırlanıyor.

Portekiz’in başkenti Lizbon’da çimenlerin yerini çayırlar alıyor. Görünürde yeşil yok; sadece sarı. 

11 Nisan 2021’de Pasir Ris Plajı.

Bu fotoğraf 24 Temmuz 2021’de çekildi. ABD, California, Plumas County’nin Indian Falls mahallesinin yok oluşu.

Bir de iyi bir fotoğraf, turistler U Minh Ha Ulusal Parkı’ndaki bir melaleuca ormanını ziyaret ediyor.

Paylaşın

ABD Genelkurmay Başkanı Milley’den Acı İtiraf: Afganistan’daki Savaşı Kaybettik

ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley, ABD birliklerinin Afganistan’dan çekilmesi ve başkent Kabil’deki tahliye hakkında Silahlı Hizmetler Komitesi’ne yaptığı açıklamada, ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık savaşı ‘kaybettiğini’ kabul etti.

Haber Merkezi / General Mark Milley, açıklamasında, “Afganistan’daki savaşın, Taliban iktidara geldiğine göre istediğimiz şartlarda sona ermediği açık” ifadelerini kullandı. “Savaş stratejik bir başarısızlıktı” diyen Milley, “Savaş son 20 günde, hatta 20 ayda kaybedilmedi” dedi.

Afganistan’daki 20 yıllık ABD askeri varlığına son verilmesi emrini veren ABD Başkan Joe Biden’ın en üst düzey askeri danışmanı olan Milley, “Savaşın kaybedilmesinde çok geriye giden bir dizi hatalı stratejik kararın etkisi de var” ifadelerini kullandı.

Afganistan’daki yenilgiden bir çok ders alındığını söyleyen Genelkurmay Başkanı Milley, açıklamasının devamında, yenilgiye neden olan bir dizi faktörü sıraladı.

ABD, Afganistan’ı neden işgal etmişti?

El Kaide’nin 11 Eylül 2001’de ABD’ye saldırmasından günler sonra, Başkan George W. Bush, ‘Amerikan güçlerinin Afganistan’da konuşlu terörist gruba ve Taliban hedeflerine yönelik saldırılar başlattığını’ duyurmuştu.

Başkan Bush operasyonu, “Dikkatlice hedeflenen bu saldırılar, Afganistan’ın terör operasyonlarının üssü olarak kullanılmasını engellemek ve Taliban rejiminin askeri kapasitesine saldırmak için tasarlandı.” diye tanımlamıştı.

Bush, Afganistan’ın büyük kısmını yöneten Taliban’ın, Afganistan içindeki üslerden saldırı planlayan el Kaide liderlerini teslim etme talebini reddettiğini söyledi. El Kaide liderlerini adalete teslim etmeyi amaçladığını belirten Bush, “Şimdi Taliban bir bedel ödeyecek.” açıklamasında bulunmuştu.

Paylaşın

Çin, Çocukların Çevrimiçi Oyun Oynamasını Neden Kısıtladı?

Çin’de Eylül ayının başlarında çevrimiçi video oyunlara ilişkin yeni kurallar yürürlüğe girdi: 18 yaşın altındaki herkes haftada üç saatten fazla çevrimiçi video oyununun tadını çıkaramaz ve ayrıca, bu oyun süresi istenildiği zaman kullanılamaz.

Haber Merkezi / Çocuklar ve gençler sadece Cuma, Cumartesi, Pazar ve resmi tatil günlerinde oyun oynayabilir ve sadece 20.00 ile 21.00 arasında. Çevrimiçi oyun satıcıları yeni kurallara şimdiden uymuş durumda.

Ülkenin önde gelen oyun geliştiricisi Tencent, çocukların, yetişkin oturum açma bilgilerini kullanmasını önlemek için “gece yarısı devriyesi” adlı bir yüz tanıma sistemini kullanıma sundu. Sony PlayStation veya Microsoft Xbox gibi oyun konsolları 2000’den beri Çin’de yasak.

Çin’de 268 milyondan fazla insanı etkileyen bu yeni kısıtlamalar, anlaşılmaz ve kabul edilemez görünebilir. Devletin vatandaşlarının özel yaşamına büyük bir müdahalesi olarak da kabul edilebilir. Peki Çin yönetimi neden bunu yaptı?

Konuya ilişkin açıklama yapan Çinli yetkililer, video oyunlarının bir nesli yok etmesine izin verilemez diyor. Çin’in resmi haber ajansı Xinhua, yetkililerin bu kısıtlamaları gençleri korumanın bir yolu olarak uyguladıklarını söylüyor. Ayrıca, Xinhua ve diğer Çin devlet medyası, video oyunlarını “manevi afyon” ve “elektronik uyuşturucular” olarak tanımlıyor.

Çin devlet medyası tarafından yayınlanan istatistiklere göre, 18 yaş altı her 10 Çinlinin 6’sı sık sık çevrimiçi video oyunu oynuyor . Her 10 kişiden biri de okul haftasında her gün iki saatten fazlasını mobil cihazlarda çevrimiçi oyunlar oynayarak geçiriyor.

Çin’de bazı ebeveynler, “oyun bozuklukları” ile mücadele etmek için çocuklarını aylarca hiçbir elektronik cihaza izin verilmeyen askeri tarzdaki kamplara göndererek çözüm arıyor. Çinli yetkililer, çevrimiçi oyunların kötüye kullanılmasının çocukların okul ödevlerini ve kişisel gelişimlerini çok fazla etkilediğine ve sağlıklarını etkilediğini söylüyor.

Oyun bağımlılığı nedir?

Western Sydney Üniversitesi’nde dijital sağlık uzmanı ve psikolog olan Joanne Orlando, oyun bağımlılığının kumar bağımlılığına benzediğini söylüyor. Bir boş zaman etkinliğinden zorlayıcı ve yoğun davranışa giden çizgiyi geçtiğinizde, bağımlılık alanına girersiniz.

Dünya Sağlık Örgütü, bir kişinin oyun bağımlılığı teşhisi konulabilmesi için bu üç semptomu da göstermesi gerektiğini söylüyor.

Kontrolü kaybetmek

Okul, aile hayatı, iş, sağlık, sosyal ilişkiler üzerindeki olumsuz etkilere rağmen oyun oynamaya devam etmek. Orlando’ya göre, oyun zamanı bir bağımlılık geliştirmenin göstergesi değil, davranıştır. Çocuk zararlı davranışlar göstermediği sürece, oyun oynamak için harcanan zaman mutlaka bir endişe nedeni değildir.

Bununla birlikte, birçok modern çevrimiçi oyun özellikle çok çekici olacak şekilde tasarlanmıştır; akıllıca tasarlanmış görevler, ödüller; bunlar mümkün olduğunca fazla zaman harcamaya motive eden teşviklerdir. Kendini kontrol edemeyen bazı çocuklar, oyun oynamaya devam edebilirler. Çinli yetkilileri, video oyunlarını abartılı bir şekilde afyonla karşılaştırmasının nedeni bu dopamini ateşleyen tasarım öğeleridir.

Ebeveynler tarafından oyun oynama konusunda bazı sınırlar olması gerektiğini de ekleyen Orlando, ancak, “çevrimiçi video oyunu bağımlılığı geliştiren çocuklarla ilgili olarak, ebeveynler kendi davranışlarını ve ebeveynliklerini incelemeye teşvik ediyor” ifadelerini kullanıyor

Çin hükümetin çabalarına rağmen, çocuklar zekidir ve her zaman bu kısıtlamalardan kurtulmanın yollarını bulacaklardır. Çinli gençlerin yabancı platformlarda bulunan lisanssız oyunlara veya sanal özel ağlarda (VPN’ler) oyun oynamaya devam etmesi muhtemeldir.

Kurallara uymayan şirketlere yaptırım

Çinli çocuklar başka platformlarda çevrimiçi oyun oynamaya devam etmenin bir yolunu bulabilirken, yerel oyun satıcıları büyük darbe aldı. Çin’in en büyük oyun geliştiricileri Tencent ve NetEase’nin hisse fiyatlarının yaklaşık yüzde 10’unu kaybederek on milyarlarca dolarlık piyasa değeri kaybetti.

Çinli yetkililer, bu iki şirkete kara daha az odaklanmaya çağırdı. Xinhua haber ajansı, “Gereksinimlere uymayan şirketler katı bir şekilde cezalandırılacak” ifadelerinin yer aldığı haberlere yer verdi.

Paylaşın

Taliban ve IŞİD-Horasan Rekabetinde Yani Aşama!

Kabil Uluslararası Havaalanı’nda IŞİD-Horasan tarafından düzenlenen saldırı, Taliban ile IŞİD-Horasan arasındaki yoğun rekabeti bir kez daha hatırlattı. Saldırıdaki can kayıpları birçok kişiyi şoke edici olsada, iki örgüt 2015’ten bu yana yoğun çatışmalar içerisinde.

Haber Merkezi / Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban, meşru bir siyasi aktöre dönüşürken, IŞİD-Horasan ile Taliban arasındaki çatışmalarında doğası bundan sonra değişecektir. Mücadele bundan sonraki aşamada iki örgüt arasında değil, devlet aygıtını yöneten meşru bir yapıyla, onu yıkmaya çalışan bir örgüt arasındaki bir mücadeleye evrilecek.

Taliban-IŞİD-Horasan rekabetinin bu yeni aşamasını anlamak için geriye bakmak, aynı zamanda IŞİD-Horasan’ın son saldırısını iki grubun ideolojileri ve gündemleri arasındaki orijinal çatışma bağlamında çerçevelemek önemlidir; Geçmişte, iki örgütün Afganistan’da hakimiyet için nasıl rekabet ettiğini anlamak, değerlendirmemize yardımcı olabilecek önemli ipuçları vermektedir.

Kabil Havaalanı’ndaki saldırılar, IŞİD-Horasan’ın, Taliban’ın yönetme ve güvenlik sağlama becerisine şüphe düşürmeyi ve kendi kararlılığını işaret etmeyi amaçlıyor. IŞİD-Horasan, ABD’nin Afganistan’daki güçlerini geri çekmesiyle birlikte, kendisini artık bir devlet aktörü olan Taliban’a karşı konumlandırıyor gibi görünüyor.

IŞİD-Horasan ve Taliban neden çatıştı?

IŞİD-Horasan, Taliban’ı stratejik ve ideolojik bir rakip olarak görüyor. IŞİD-Horasan, Taliban’ın, IŞİD’in küresel hilafet vizyonunu lekelediğini düşünüyor. Ayrıca, IŞİD-Horasan, Taliban’ın ideolojisinin ve yönetim anlayışının bazı yönlerini sapkın olarak görüyor; kendisini bölgedeki tek meşru cihatçı örgüt olarak kabul ediyor. IŞİD-Horasan, Kabil Havaalanı’ndaki gibi saldırılarla, Taliban’ın Batı işbirlikçisi olarak göstermeye çalışıyor.

IŞİD-Horasan ile Taliban, birkaç yıldır Afganistan’ın farklı bölgelerinde çatışıyorlardı. IŞİD’in eski sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani’nin Taliban’ı eleştiren, onu milliyetçi bir hareket olarak ilan eden ve kurucusu Molla Ömer’i kınayan bir açıklaması kamuoyuna yansımıştı.

IŞİD-Horasan ve Taliban arasındaki çatışmaların en şiddetlileri Taliban’dan ayrılan ve IŞİD-Horasan’a katılımların olduğu bölgelerde yaşandı. Bu bölgelerde zaman zaman Taliban ile ABD, IŞİD-Horasan’a karşı zımni işbirliğini geliştirdi.

Kısa ve uzun vadede ne olabilir?

ABD’nin çekilmesiyle, artık bir devlet aktörü olan Taliban ve onu devirmeye çalışan IŞİD-Horasan, rekabetin şimdiye kadarki en şiddetli aşaması başlamaya hazır. Kısa vadede, IŞİD-Horasan, Taliban’ın kontrolündeki bölgelerde sivil alanlara yönelik saldırılarına devam etmesi muhtemeldir. Bu tip saldırılarla Taliban’ın halka güvenliği sağlayamayacağını göstermek istiyor.

IŞİD-Horasan,, Taliban saflarından kopmalar olması için çalışacak. Bu durum, Taliban için tehlikeli, en ufak ideolojik hata, üyelerinin ve destekçilerinin IŞİD-Horasan saflarına katılmasını sağlayabilir. Bu ayrılmalar, IŞİD-Horasan’ın Taliban saflarına sızmaya devam etmesi ve içeriden saldırabileceği derin operasyonel bilgi ve istihbaratta sunuyor.

IŞİD-Horasan, ayrıca Taliban’a karşı diğer cihatçı grupları, ülkede bulunan binlerce yabancı savaşçıyı kendi saflarında toplamaya çalışacaktır. Uzun vadede, IŞİD-Horasan, bölgesel emellerini yeniden ortaya koymaya çalışacaktır. Geçmişte IŞİD-Horasan, ele geçirdiği bölgelerde Irak ve Suriye’dekine benzer idari yapılar inşa etmeye çalışmıştı. Muhtemelen bunu tekrar yapmaya çalışacaktır.

Paylaşın

Yunanistan’da ‘Aşı’ Protestosu: Onlarca Gözaltı

Yunanistan’da bir çok kentte zorunlu aşılamaya karşı protestolar düzenlendi. Polisin kimi yerde sert müdahalede bulunduğu gösterilerde onlarca kişi gözaltına alındı. Bu, son birkaç ay içinde Atina’da zorunlu aşılamaya karşı üçüncü büyük gösteriydi.

Haber Merkezi / Yunanistan’da başta Atina ve Selanik olmak üzere bir çok kentte, 1 Eylül’den itibaren tüm sağlık çalışanları için aşıyı zorunlu hale getirme planının geri alınmasının talep edildiği protestolar düzenlendi.

Bu gösteriler, son birkaç ay içinde Yunanistan’da zorunlu aşılamaya karşı üçüncü büyük gösteriydi. Polisin kimi yerde sert müdahalede bulunduğu gösterilerde onlarca kişi gözaltına alındı.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde göstericilerin meşaleler yaktığı ve biber gazı ve tazyikli su ile müdahalede bulunan polislere, şişe fırlattığı görülüyor.

Paylaşın

BM: Kuzey Kore, Nükleer Reaktörü Yeniden Çalıştırdı

Birleşmiş Milletler (BM) Atom Ajansı’nın yıllık raporunda, Kuzey Kore’nin nükleer silah yapımında kullanılan uranyum zenginleştirme tesisini yeniden aktif halle getirdiği ifade edildi. Kuzey Kore, nükleer silahları ve balistik füze programları nedeniyle çok sayıda uluslararası yaptırım altında.

Haber Merkezi / Raporda, “Temmuz ayının başından bu yana, soğutma suyunun boşaltılması da dahil olmak üzere, reaktörün çalıştığıyla ilgili tutarlı göstergeler var” ifadelerine yer verildi.

Pyongyang’ın yaklaşık 100 kilometre kuzeyinde yer alan Yongbyon, ülkenin ilk nükleer reaktörüne ev sahipliği yapıyor ve Kuzey Kore’nin silah programı için bilinen tek uranyum zenginleştirme tesisi. Rapora göre Yongbyon reaktörü Aralık 2018’den beri etkin değildi.

Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un, o dönemki ABD Başkanı Donald Trump ile ikinci bir zirvede Yongbyon kompleksinin bir kısmını yaptırımların hafifletilmesi karşılığında sökmeyi teklif etti, ancak teklifi reddedildi.

Kuzey Kore, nükleer silahları ve balistik füze programları nedeniyle çok sayıda uluslararası yaptırım altında.

Üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Washington’un rapordan haberdar olduğunu ve ortak ülkelerle yakın işbirliği içinde olduğunu söyledi.

Yetkili AFP’ye verdiği demeçte, “Bu rapor, Kore Yarımadası’nın tamamen nükleer silahlardan arındırılması için acil diyalog ve diplomasiye duyulan ihtiyacın altını çiziyor” dedi.

Yetkili, “Rapor edilen bu faaliyeti ve nükleer silahlardan arındırmayla ilgili tüm sorunları ele alabilmek için Kuzey Kore ile diyalog aramaya devam ediyoruz” dedi.

 

Paylaşın

Kabil Uluslararası Havaalanı’na Roketli Saldırı!

Kabil Uluslararası Havaalanı’na roket saldırısı düzenlendi. En az 5 roketin fırlatıldığı saldırıda ABD Hava Savunma Sistemi’nin devreye girdiği ve roketleri engellediği bilgisi paylaşıldı. Saldırıda can ve mal kaybı olup olmadığı ise bilinmiyor.

Haber Merkezi / ABD ordusunun herhangi saldırısı ihtimaline karşı birkaç gündür bölgeye hava savunma sistemleri yerleştirdiği iddia ediliyor. Doğrulanmayan bilgilere göre, roket saldırısı çoklu fırlatmalara sahip bir roket sistemi ile gerçekleştirildi.

İngiliz Independent gazetesi, havalaanına yönelik saldırıda kullanılan beş roketin başarıyla vurulduğu bilgisini paylaştı. Saldırının son 24 saat içinde ABD güçlerinin operasyon yaptığı IŞİD-K  tarafından gerçekleştirildiği tahmin ediliyor.

Askeri uzmanlar ise konuya ilişkin yaptıkları değerlendirme, saldırıların devam edeceğini söylüyor. Uzmanlar, saldırılar IŞİD-K’nin Taliban’ın sahip olduğu silahları kolayca elde edebileceklerini gösteriyor değerlendirmesinde de bulundular.

Bu arada ABD Başkanı Joe Biden’in ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, ABD’nin Afganistan’dan ayrılmak isteyenlerin 31 Ağustos’tan sonra da güvenli geçişini sağlamak için Taliban ile çalışmaya devam edeceğini söyledi.

Sullivan, ABD’nin 1 Eylül’den itibaren Afganistan’da büyükelçiliği olmayacağını doğruladı, ancak “Horasan’daki İslam Devleti grubuna karşı operasyonları” değerlendireceklerini belirtti.

ABD’li bir güvenlik yetkilisi ise, Hamid Karzai Havalimanı’nda şu anda 1000’den fazla sivilin tahliye edilmeyi beklediğini söyledi.

Havaalanını devralmaya hazır olduklarını açıklayan Taliban yetkilileri, ayrıca ülkenin yeni hükümetini birkaç gün içinde açıklayacaklarını söylediler.

Paylaşın

IŞİD’in Afganistan’daki kolu IŞİD-K Hakkında Ne Biliyoruz?

Afganistan’ın Başkenti Kabil’deki havaalanının dışındaki bölgede düzenlenen ve 13’ü ABD askerleri olmak üzere en az 103 kişi hayatını kaybetti bombalı saldırıları IŞİD-K üstlendi. Peki IŞİD-K hakkında ne biliyoruz.

Haber Merkezi / IŞİD-K, Irak ve Suriye’de yeni bir halifelik kurmaya çalışan Irak Şam İslam Devleti’nin Afganistan’daki kolu olarak bilinir.

IŞİD-K, 2014 yılında Taliban’dan ayrılan ve son IŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’ye bağlılık sözü veren Afganistanlı militanlar tarafından kuruldu.

IŞİD-K’nin Afganistan’ın kuzeydoğusunda güçlü kökleri var, ancak başta başkent Kabil olmak üzere diğer illerde uyuyan hücreleri bulunmakta. IŞİD-K, farklı Sünni inanç öğretileriyle Taliban’ı düşman olarak kabul eder.

Kuruluşundan sonra IŞİD-K militanlarının bazılarının, IŞİD’le savaşmak ve IŞİD’e yardım etmek ve Batılı hedeflere saldırı planlamak için Afganistan’dan Irak ve Suriye’ye geçtiği bilinmekte.

IŞİD-K’nin silahlı militan sayısı tam olarak bilinmese de, örgüt son yıllarda Afganistan ve Pakistan’da düzenlenen bir çok kanlı saldırının sorumlusu.

IŞİD-K, yabancı birlikleri geri çekme anlaşmaları da dahil olmak üzere, Taliban ile ABD arasındaki her türlü işbirliğini sert şekilde eleştirmişti. IŞİD-K, Irak ve Suriye’deki IŞİD’e çok benziyor.

Paylaşın

Kabil’deki Bombalı Saldırılarda En Az 103 Kişi Öldü

Afganistan’ın Başkenti Kabil’deki havaalanının dışındaki bölgede düzenlenen bombalı saldırılarda 13’ü ABD askerleri olmak üzere en az 103 kişi hayatını kaybetti, en az 155 kişi de yaralandı. Saldırıların sorumluluğunu IŞİD üstlendi.

Haber Merkezi / ABD’li bir yetkili Reuters’e yaptığı açıklamada, ABD personelinin can kaybının artabileceğini söyledi. Bombalı saldırılar, Şubat 2020’den bu yana ABD’nin Afganistan’da askeri olarak en fazla can kaybı verdiği saldırılar olurken, son on yıl içinde Afganistan’daki Amerikan birlikleri için en ölümcül saldırlar oldu.

ABD Başkanı Joe Biden, saldırılar sonrası yaptığı açıklamalarda, saldırıların tahliyeleri durduramayacağını söyledi.

Açıklamasının devamında saldırganlara yönelik “Affetmeyeceğiz. Unutmayacağız. Sizi yakalayıp size ödeteceğiz” ifadelerini kullanan Biden, “Seçtiğimiz bir anda, seçtiğimiz bir yerde, zamanımızda güç ve hassasiyetle yanıt vereceğiz” dedi. 

ABD ordusunun Merkez Komutanlığı başkanı Deniz Piyadeleri Generali Frank McKenzie ise, IŞİD (saldırıları üstlenmişti) tehdidinin “diğer aktif tehditler” ile birlikte devam ettiğini söyledi.

McKenzie, “Bu saldırılara devam etme isteklerinin olduğuna inanıyoruz ve bu saldırıların devam etmesini bekliyoruz. Hazırlıklı olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” dedi.

Beyaz Saray, perşembe günü yaptığı açıklamada, 14 Ağustos’tan bu yana Afganistan’dan 100.000’den fazla kişinin tahliye edildiğini söyledi. 

Liderlerden açıklamalar

Saldırıları kınayan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, devam eden tahliye çalışmalarını, saldırılara rağmen “son ana kadar devam edeceğiz” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da tahliyeleri “sonuna kadar” devam edeceğini belirterek, saldırılarda hayatını kaybeden Amerikalı ve Afganistanlı ailelere taziyelerini sundu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise, “Önceliğimiz mümkün olan en kısa sürede çok sayıda insanı güvenli bir yere tahliye etmek” dedi.

Avustralya Başbakanı Scott Morrison, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kabil’deki korkunç terör saldırılarında hayatını kaybeden ABD askeri personeli ve Afganlılar için derin üzüntü duyduğunu söyledi. Morrison, “Kayıplarınız için yas tutuyor, iğrenç ve barbarca saldırıları kınıyoruz” dedi. 

Paylaşın