Almanya’dan ‘Kuzey Akım 2 Projesi’ni Durdurma Kararı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıma kararına tepki olarak Rus doğal gazını Almanya’ya taşıması planlanan Kuzey Akım 2 projesinin onay sürecini durdurma kararını aldıklarını duyurdu.

Yapımına 2017 yılında başlanan proje, ABD’nin yaptırım tehditleri nedeniyle dört yıl gecikmeli olarak geçen yıl Eylül ayında tamamlanmış, ancak hattın faaliyete geçmesi için gerekli onayı verecek olan Federal Şebeke Dairesi, onay sürecini Kasım ayında dondurmuştu. Onay ile ilgili kararın yaz aylarına doğru çıkması bekleniyordu.

Scholz, bugün Berlin’de yaptığı açıklamada, Ekonomi Bakanlığından idari onay sürecinin en baştan başlatılmasını istediğini bildirdi. Kuzey Akım 2’nin sertifikalandırılmadan hayata geçemeyeceğini vurgulayan Scholz, sürecin ne kadar zamanda tamamlanabileceği ile ilgili bir soruyu da “Kesinlikle zaman alacaktır” diye yanıtladı.

Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasının “temelden yeni bir durum yarattığını” belirten Almanya Başbakanı, “Bu nedenle son gelişmeler ışığında bu yeni durumu yeniden değerlendirmek zorundayız. Bu, Kuzey Akım 2 için de geçerli” diye konuştu.

Süreç nasıl işleyecek?

Scholz’un açıklaması, faaliyete hazır durumdaki Kuzey Akım 2’nin belirsiz bir süre için rafa kaldırılması anlamına geliyor. Alman Ekonomi Bakanlığı, geçen yıl Ekim ayında projenin arz güvenliğiyle ilgili olumlu rapor vermiş ve proje onay için Federal Şebeke Dairesine taşınmıştı. Şimdi Ekonomi Bakanlığının olumlu raporunu geri çekerek raporlama sürecini yeniden başlatması gerekiyor.

Scholz, Ekonomi Bakanlığı raporunun geri çekilmesinin “Boru hattının sertifikalandırılmaması için gerekli idari bir adım olduğunu” kaydetti ve Bakanlık’ın değişen koşullar ışığında arz güvenliği ile ilgili yeni bir değerlendirme yapacağını belirtti.

“Putin muhtemelen tüm Ukrayna’yı işgal etmek istiyor”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıması ve bu bölgelere barış gücü gönderme kararını da eleştiren Scholz, bunun devletler hukukunun ihlali olduğunu, Putin’in bu şekilde sadece Minsk anlaşmalarını ihlal etmekle kalmayıp Rusya’nın on yıllardır taraf olduğu devletler hukuku çerçevesindeki tüm anlaşmaları ve Birleşmiş Milletler ilkelerini ihlal ettiğini kaydetti.

Putin’i tüm Ukrayna’yı işgal etmek istemekle suçlayan Scholz, İkinci Dünya Savaşı’ndan yaklaşık 80 yıl sonra Avrupa’nın doğusunda bir savaş tehlikesi baş gösterdiğine işaret ederek “Şu an Avrupa için çok zorlu günler ve saatlere tanık oluyoruz. Bu tür bir felaketi önlemek hepimizin görevi ve buna yardımcı olması için Rusya’ya yeniden çağrıda bulunuyorum” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Etna Yanardağı, Bir Ay İçinde İkinci Kez Patladı

İtalya’nın aktif yanardağlarından Etna, kısa süreli sessizliğin ardından tekrar faaliyete geçti. Ülkenin güneyindeki Sicilya Adası’nda 3 bin 200 metre yüksekliğinde olan yanardağda, 10 Şubat’taki yoğun volkanik hareketliliğin ardından ikinci kez lav püskürtmeye başladı.

Avrupa’nın en aktif yanardağları arasındaki Etna, Doğu Sicilya’nın üzerine de 12 kilometrelik yüksek bir volkanik kül bulutu gönderdi.

İtalya Ulusal Jeofizik ve Vulkanoloji Enstitüsü dün yaptığı açıklamada, Etna’dan gelen lav akışının dağın güneydoğu yamacındaki krater etrafında toplandığını söyledi. Ayrıca bölgede çok sayıda volkanik depremin de yaşandığını kaydetti.

Yetkililer kül bulutu sebebiyle yanardağın etrafında hava sahasının kapandığını, Katanya Fontanarossa Havaalanı’nda da hava ulaşımının tedbiren durdurulduğu duyurdu. Yoğun kül püskürtmesi sebebiyle yanardağa yakın yerleşim yerlerinde evlerin üzerine kül yağdığını belirtti.

Buna rağmen yürüyüşçüler, kayakçılar ve diğer turistler arasında popüler olan yanardağın yamaçlarını çevreleyen yerleşim yerlerinde herhangi bir yaralanma veya maddi hasar bildirilmedi. Etna Yanardağı’nda geçen yıl 50’den fazla volkanik faaliyet gözlenmişti.

Etna, tarihinde çok sayıda bilinen patlama yaşadı. Yanardağın bilinen en kötü patlaması 1669’da oldu. Adanın en büyük şehri Katanya’nın bir bölümünü yok etti, düzinelerce köyü de yıktı.

Daha yakın zamanlarda 1983’te, lav tehdidi altındaki kasabaları kurtarmak için İtalyalı yetkililer dinamit kullanıldı. 1992’de de ordu, Etna’dan aylarca akan lavları tutmak için topraktan bir duvar inşa ederek dağın yamacındaki köylerin kurtarılmasını sağladı.

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Rusya İçin İlk Yaptırım Teklifi

Avrupa Birliği (AB), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna sınırları içindeki Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını tanımasının ardından Moskova’ya yönelik yaptırımlar istedi.

Euronews’ta yer alan habere göre; Yaptırımların ilk adımı olarak, AB, Rus bankalarının hedef alınmasını ve Rusya’nın Avrupa pazarlarına erişiminin önlenmesini istedi.

AB Komisyonu ve AB Konseyi tarafından ortak yapılan açıklamada Rus yetkililerin AB pazar ve finans hizmetlerine erişiminin engelenmesi istenirken, Ukrayna’da ayrılık yanlıların kontrol ettiği bölgelerdeki Rus askeri operasyonlarını finanse eden bankaların hedef alınması istendi.

Açıklamada, “kabul edilemez ve yasa dışı ilan edilen” tanımayla ilgisi olanlara yaptırım uygulanması istenirken, ayrılık yanlısı bölgelerle ticaret yapanlara da yine yaptırım uygulanması çağrısı yapıldı.

Yaptırım önerileri Paris’te bugün toplanacak AB dışişileri bakanlarının onayına sunulacak.

ABD, dün ilk yaptırımları açıklamıştı

ABD Başkanı Joe Biden, dün akşam geç saatlerde Rusya’nın “bağımsızlığını tanıdığını” açıkladığı Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri ile ABD’li kişi ve kurumların tüm ticari ve finansal ilişkilerini yasaklayan bir kararname yayımlamıştı.

Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Biden “Rusya’nın Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğünü zedelemek için yürüttüğü faaliyetlere karşılık belirli kişilerin mal varlıklarının dondurulması ve belirli işlerin yasaklanması” başlıklı bir kararname imzaladı.

Söz konusu kararname ile Rusya’nın bağımsızlığını tanıdığı Donesk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerine yatırım yapılması, bu bölgelerden ABD’ye doğrudan ya da dolaylı yollarla ithalat ya da ihracat yapılması yasaklandı.

Paylaşın

Avrupa Basını: Kulağa Savaş İlanı Gibi Geliyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı bölgeler Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını tanıma kararı Avrupa basınında geniş yer buldu. Yorumlarda öne çıkan çıkan ise bu kararın bir savaş ilanı olduğu.

İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’nın ayrılıkçı bölgelerinin bağımsızlığını tanıması ve ardından yaptığı açıklamalara dair yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Tanıma kararı bazı soruları yanıtlıyor, ancak diğerleri yanıtsız kalıyor. Putin’in iki cumhuriyeti “oldukları gibi” tanıması ihtimali var. Bu, aylarca süren kıyamet senaryolarından sonra, muhtemelen Ukrayna ve batı tarafından kendi aralarında iyi bir sonuç olarak kabul edilecektir.

Ancak Putin’in aklında, Ukrayna’nın doğusundan bir parça kemirmekten ve halihazırda fiilen kontrol ettiği bölgeler için resmi sorumluluk almaktan çok daha fazlası var gibi görünüyor. Putin’in, Kiev’in şiddeti durdurmaması halinde “takip eden katliamın” sorumluluğunu üstleneceklerine dair son sözleri aşırı derecede kaygı vericiydi. Aslına bakılırsa kulağa bir savaş ilanı gibi geliyordu.”

İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung Rusya’nın gerilimi tırmandırmasına yönelik olarak yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer veriyor:

“Putin ya birçok cephede verilecek topyekün bir savaş mı planlıyor yoksa sınırlı, seçici bir askeri harekat mı olacak? ABD’ye göre Rusya Kiev’i de kıskaca alacak büyük bir operasyon planlanıyor. Putin, uzun vadede Ukrayna’yı tamamen ezmek ve Kiev’de Moskova yanlısı yeni bir hükümet kurmak isterse böyle bir hareket tarzı seçecektir. Ama bu aynı zamanda büyük riskler almak anlamına da geliyor.

Zira yüksek bir zayiat ve kesinlikle popüler olmayan işgalci güç olarak daha uzun süre yönetimde kalması gerekir. Ukrayna silahlı kuvvetlerine kısa, kanlı bir ders vermek için, sınırlı askeri müdahale yeterli olacaktır. Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçı bölgeleri Rusya’ya daha yakından bağlamak için, hatta resmi olarak dahil etmek için, ilhak yasası kapsamında bir imzanın yeterli olması gibi. Her iki durumda da Moskova Batı’nın sert yaptırımlar uygulamaya karar vermemesini umacaktır.”

Hollanda’da yayımlanan De Telegraaf gazetesi değerlendirmesinde Rusya lideri Vladimir Putin’in konuya bakış açısını eleştiriliyor.

“Putin Ukraynalıların kötü niyetli komşularına mesafe koyarak Rusya’nın saldırganlığından dolayı NATO’nun üyesi olmak istemesi fikrinden hoşlanmıyor. Fikir tanıdık: Putin’in hatırasında Rusya’ya bağlı olan ve tarihi olarak büyüyen bir bölge, ellerinden kayma tehdidi altında. Ve O da çok geç olmadan müdahale ediyor. ABD ve NATO ile diplomatik çekişme ve NATO’nun geri itildiği “güvenlik garantileri”, Ukrayna sınırında üç aydır birliklerin birikmesinin ardından görünüşe göre sadece bir oyalama manevrasıydı.

Rusya Devlet Başkanı uluslararası hukuk dünyasında yaşamıyor ki ihtiyaç duyduğunda aynı uluslararası hukuka atıfta bulunuyor ancak kendi dünya görüşüne uymadığında da bu kurallar ayağına takılıyor. Putin genellikle 19. Yüzyıl stili bir lider olarak anılır. Ve onun Çarlık İmparatorluğu’nun sınırlarında hiçbir egemen devlet varlığından emin olamaz.”

Almanya’nın Magdeburg kentinde yayımlanan Volksstimme gazetesi Batı’nın Rusya’ya karşı derhal harekete geçmesi gerektiğini belirtiyor.

“Hayır, Rusya-Ukrayna krizinde ulaşılan zirve şaşırtmıyor. Vladimir Putin aylardır tırmandırma kitabındaki bütün bölümleri tek tek gerçekleştirdi. Önce 150 bin askeri bölgeye intikal ettirdi ve Ukrayna’yı esir aldı. Sonra Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçıların “yardım çağrılarına” yanıt verdi.

Ve Kiev hükümeti Rusya Donetsk ve Luhansk’ı belki de sonsuza dek topraklarından koparırken bütün bu olanları çaresiz bir şekilde izlemek zorunda kaldı. Batı’nın tepkisini bekleyen tek ülke Rusya değil. Almanya, ABD ve AB ağır ekonomik yaptırımlarla ve askeri caydırıcılıkla Kremlin’e karşı derhal harekete geçmezse Putin Ukrayna’nın geri kalanı için de durmayacaktır. Yeni müttefiki Şi Jinping de Tayvan’ı ilhak etmek için cesaret toplayacaktır.”

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Vladimir Putin, Dünyanın Beklediği Kararı Resmen Onayladı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir ulusa sesleniş konuşması gerçekleştirerek, Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı bölgeler Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını tanıma kararını açıkladı. Putin ayrılıkçı liderlerle işbirliği ve dostluk anlaşmalarına da imza attı.

Rusya Devlet Başkanı Putin, ulusa sesleniş konuşması öncesinde Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçıların bağımsızlığını tanıma konusunda Pazartesi günü içinde kararını vereceğini duyurmuştu. Moskova’da Ulusal Güvenlik Konseyi’yle bir görüşme gerçekleştiren Rusya Devlet Başkanı, “Sizin görüşünüzü dinledim, karar bugün verilecek” ifadelerini kullanmıştı.

Donetsk ve Luhansk’taki ayrılıkçı liderler, Putin’den bağımsızlıklarını tanımasını talep etmişti. Luhansk’ı resmi olarak tanınmayan “halk cumhuriyeti” ilan eden ayrılıkçı lider Leonid Paseçnik’in “Luhansk Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenliğini tanımanızı rica ediyorum” ifadelerini kullandığı görüntülü mesajı, Rus televizyonunda yayımlanmıştı. Donetsk için aynı çağrıyı yapan ayrılıkçı lider Denis Puşilin, Moskova’ya ayrıca savunma konusunda iş birliği çağrısında bulunmuştu.

Batı’dan “sert yanıt” uyarısı

Alman hükümet sözcü tarafından verilen bilgilere göre, Almanya Başbakanı Olaf Scholz bugün Putin’le yaptığı telefon görüşmesinde Rusya Devlet Başkanı’nı kendilerini “halk cumhuriyeti” ilan eden Donetsk ve Luhansk’ın tanınması konusunda uyardı. Hükümet sözcüsü,  Scholz’un böyle bir adımın Rusya’nın Minsk protokolünü tek taraflı ihlali anlamına geleceğini belirterek, Moskova’yı uyardığını aktardı.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell da, Putin’in söz konusu bağımsızlıkları tanıması durumunda Birliğin “sert bir yanıt vermeye hazır olduğunu” söyledi. Borrell, “Başkan Putin’e uluslararası hukuka ve Minsk protokolüne saygı göstermeye ve Luhansk ile Donetsk bölgelerinin bağımsızlıklarını tanımamaya çağırıyoruz” diye konuştu.

ABD, bu “cumhuriyetlerin” Moskova tarafından tanınmasının uluslararası hukukun büyük bir yara alması anlamına geleceğini duyurdu.

“Minsk için umut kalmadı”

Rusya lideri Putin, Ulusal Güvenlik Konseyi’yle toplantısında Minsk anlaşmasına ilişkin açıklamalarda da bulundu. Putin, Ukrayna’nın doğusunda ateşkes öngören anlaşmanın uygulanmasına yönelik artık bir umut göremediklerini ifade etti.

Putin, Batı’yı da Moskova-Kiev arasındaki ihtilafı kullanarak Rusya’nın güvenliğini tehdit etmekle suçladı. Rusya Devlet Başkanı, “Ukrayna’nın ülkemizle bir ihtilaf için araç olarak kullanılması bize çok büyük bir tehdit oluşturuyor” şeklinde konuştu. Moskova’nın önceliğinin ihtilaf değil, güvenlik olduğunu vurgulayan Putin, Kiev ve Washington’ın ise artık ihtilaf istediğini savundu.

Amerikan istihbarat birimleri, Moskova’nın Ukrayna sınırında konuşlandırdığı birlikler, tanklar ve savaş gemileriyle bir işgal hazırlığında olduğunu iddia ediyor. ABD Başkanı Joe Biden, aldıkları istihbaratların Putin’in Ukrayna’yı işgal kararı aldığı ve Rus komutanların birkaç gün içinde taarruza geçmek içinde hazırlık yaptığı yönünde olduğunu söylemişti.

Donetsk ve Luhansk’taki Rusya yanlısı ayrılıkçı yönetimler, geçen Cuma bölgede artan saldırıları gerekçe göstererek sivillerin Rusya’ya tahliyesine karar vermişti. Hafta sonunda Rusya Acil Durumlar Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Ukrayna’nın doğusunda yaşayan on binlerce kişinin Rusya’ya sığındığı bildirilmişti.

Paylaşın

Joe Biden Ve Vladimir Putin Ukrayna’yı Görüşecek

Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden’ın, Moskova’nın Ukrayna’ya yönelik bir işgal eyleminin olmaması durumunda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le buluşmayı prensipte kabul ettiğini açıkladı.

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Rusya ağırlıklı gündemle toplanacak, toplantının bir bölümüne Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba da katılacak.

Dışişleri bakanları görüşecek

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Ukrayna krizine dair yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında, Ukrayna’ya yönelik bir işgal eyleminin yaşanmaması için ABD’nin tüm diplomatik süreçleri kullanacağına işaret eden Psaki, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un bu hafta içi Avrupa’da buluşmasının planlandığını hatırlattı.

Psaki, “(Ukrayna’ya yönelik) Herhangi bir işgalin olmaması durumunda Başkan Biden, Devlet Başkanı Putin’le buluşmayı prensipte kabul etti” dedi.

“Diplomatik çözüm” vurgusu

Beyaz Saray Sözcüsü, krizin diplomatik çözümüne her zaman hazır olduklarını, ancak Rusya’nın işgal yönünde adım atması durumunda ise hızlı ve ağır yaptırımlar getireceklerini sözlerine ekledi. Psaki ayrıca, Moskova’nın halen kapsamlı bir saldırı için hazırlıklarını sürdürdüğünü de ifade etti.

Çoğu çocuk 61 bin kişi tahliye edildi

Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrolünde bulunan Donbass bölgesindeki sivillerin Rusya’nın Rostov bölgesine tahliyesi sürüyor.

AA’nın haberine göre Rusya-Ukrayna sınırında bulunan Avilo-Uspensk giriş kapısındaki binlerce kişi, otobüslerle organize şekilde Rostov bölgesinin çeşitli yerlerinde oluşturulan kamplardaki çadırlara ve yurtlara yerleştiriliyor.

Tahliye edilenlerin bir kısmı da Rusya’nın farklı bölgelerine tren yoluyla gönderiliyor.

Sputnik’in haberine göre, Rusya Acil Durumlar Bakanlığı “Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinden yaklaşık 61 bin göçmenin Rusya’ya gittiğini” açıkladı.

Rusya Acil Durumlar Bakan Vekili Aleksandr Çupriyan, gazetecilere yaptığı açıklamada, 18 Şubat’tan itibaren tahliye edilenlerin çoğunun çocuk olduğunu belirtti.

Paylaşın

Brezilya’daki Sel Felaketinde Can Kaybı 171’e Yükseldi

Brezilya’nın Rio de Janeiro eyaletinde yaşanan selde hayatını kaybedenlerin sayısı 171’e yükseldi. Şehirde 2011’de yaşanan selde 900’den fazla kişi ölmüş, 100’den fazla kişi kaybolmuştu.

İklim krizi nedeniyle gerçekleşen söz konusu aşırı hava olayı sonrası selden etkilenen bölgeye giden Rio de Janeiro Valisi Claudio Castro, basına yaptığı açıklamada bölgenin 1932’den bu yana en şiddetli yağışa maruz kaldığını söylemişti.

Geçen hafta Rio de Janeiro’nun dağlık bölgesi Petropolis kentinde meydana gelen sel ve toprak kaymalarının ardından gönüllülerin ve itfaiye ekiplerinin sürdürdüğü arama kurtarma çalışmaları devam etti.

Sel ve toprak kaymaları nedeniyle 126 kişi için ise kayıp ihbarı yapıldı. Öte yandan 856 kişinin sığınaklarda olduğu bildirildi.

Petropolis Belediyesi, sokakların temizlenmesi için başlatılan geniş çaplı çalışmalar nedeniyle bölge sakinlerine evden çıkmamaları çağrısında bulundu.

Rio de Janeiro’nun dağlık bölgesi Petropolis’te 15 Şubat’ta meydana gelen şiddetli yağışlar nedeniyle şehrin birçok yerinde toprak kaymaları yaşanmıştı. Sosyal medyaya yansıyan görüntülerde sokakları, parkları, marketleri sel bastığı, arabaların ve otobüslerin su altında kalarak sürüklendiği görülmüştü.

Çok sayıda heyelanın ardından onlarca evin yıkıldığı Petropolis’e şubat ayının tamamında beklenen yağışın 6 saatte yağdığı duyurulmuştu.

Paylaşın

Avrupa’yı Vuran ‘Zeynep Kasırgası’nda Ölü Sayısı 16’ya Çıktı

Avrupa ülkelerinde  etkili olan Zeynep Kasırgası’nda hayatını kaybedenlerin sayısı 16’ya yükseldi. Birçok ülkede kasırga nedeniyle devrilen ağaçlar ve şiddetli rüzgar demir ve hava yolu ulaşımının aksamasına neden olurken, bazı bölgelerde elektrik şebekeleri de zarar gördü.

Resmi verilere göre, İngiltere ve İrlanda Cumhuriyeti’nin yanında, Belçika, Hollanda, Almanya ve Polonya’da da ölümler yaşandı. Avrupa genelinde milyonlarca ev elektriksiz kaldı, ulaşım ağları etkilendi. Hollanda sahil güvenliği, fırtına nedeniyle Kuzey Denizi’ne sürüklenen 26 boş konteynırı aramaya devam ediyor.

Fırtına yüzünden Belçika ve Almanya’da da çok sayıda kişi yaralandı, milyonlarca euroluk maddi zarar meydana geldi. Hollanda, Belçika ve Almanya’da öğleden sonra etkili olmaya başlayan fırtınanın hızı, saatte 170 kilometreye ulaştı.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam ve çevresinde devrilen ağaçlar 3 kişimin ölümüne neden oldu. Kuzeydeki Groningen kentinde de, fırtınanın devirerek yola sürüklediği bir ağaca çarpan sürücü hayatını kaybetti.

Devrilen ağaçlar yüzünden çok sayıda araç ve bina da hasar gördü. Hollanda’da fırtına nedeniyle Cuma öğle saatlerinden itibaren “kırmızı alarm” verildi. Zorunlu haller dışında sürücülerin trafiğe çıkmamaları istendi.

Ülkede yüzlerce uçak seferi ile tren seferleri iptal edildi, 80 köprü trafiğe kapatıldı. Lahey’deki ADO Den Haag Stadyumu başta olmak üzere Hollanda’daki yüzlerce binanın çatısı fırtına nedeniyle uçtu.

Fırtına, Belçika’da da, 1 kişinin ölümüne, çok sayıda kişinin yaralanmasına yol açtı. Ypees kentinde 79 yaşındaki bir erkek, şiddetli fırtına nedeniyle yat limanında düşerek hayatını kaybetti.

Belçika’da özellikle sahil kesiminde yüzlerce evin çatısının uçmasına neden oldu. Hava ve demiryolu trafiğinin olumsuz etkilendiği Belçika’da, kara yolu ulaşımı da zaman zaman aksadı. Uçan çatılar ve zarar gören evler nedeniyle ülkenin ikinci büyük kenti Anvers’te itfaiyeye 900’den fazla yardım çağrısı yapıldı.

Belçika’da şiddetli fırtınanın devirdiği ağaçlar nedeniyle çok sayıda araç ve ev zarar gördü. Heers Kalesi’nin ahırı bölümünün çatısı da fırtına nedeniyle yıkıldı.

Eunice Fırtınası, Almanya’da da da yer yer 170 kilometre hıza ulaştı. Almanya’da da, Kuzey Ren-Vestfalya’da bir sürücü fırtınanın aracını devirmesi, nedeniyle bir diğeri ise, aracının üzerine ağaç düşmesi nedeniyle öldü. Cuxhaven bölgesinde de bir kişi, evinin çatısından düşerek hayatını kaybetti.

Alman medyasının “Zeynep Fırtınası” diye adlandırdığı şiddetli rüzgar, Hamburg’da şiddetli dalgaların yarattığı su baskınlarına neden oldu. İtfaiye ve polis, Bremen kentinin bazı semtlerini tahliye etti.

Almanya’da birçok bölgede kara, hava, deniz ve demiryolu taşımacılığı sekteye uğradı. Fırtına yüzünden devrilen ağaçlar nedeniyle Almanya’da da çok sayıda kişi yaralanırken, araçlar ve binalarda maddi hasar meydana geldi.

Kuzey Ren Westfalya eyaletindeki Dortmund kentinde fırtınanın yerinden kopardığı bir kilise haçı, bir minibüsün üzerine düştü. Almanya’daki sigorta şirketlerine göre, fırtına 500 milyon euroluk maddi hasara yola açmış olabilir.

Paylaşın

Rusya’ya Karşı NATO Ve Avrupa Birliği’nden Birlik Mesajı

Münih Güvenlik Konferansı (MSC) kapsamında açıklamalarda bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya-Ukrayna krizine ilişkin olarak, “Eğer Kremlin’in hedefi sınırlarında daha az NATO görmekse, daha fazla NATO görecektir” diye konuştu.

NATO’nun bir savunma ittifakı olduğunu ve Rusya veya başka bir ülkeyi tehdit etmediğinin altını çizen Genel Sekreter, “Tüm müttefiklerimizi korumak ve savunmak için gereken tüm önlemleri alacağız” diye konuştu.

“El Ele: Transatlantik ve Avrupa Güvenliği” başlıklı oturuma Stoltenberg’in yanı sıra AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de katıldı. Oturuma Rusya’nın Ukrayna’ya yönelttiği askeri ve siyasi tehdit damgasını vurdu. Rusya’ya karşı birlik oldukları mesajını veren iki lider, Rusya’yı “uluslararası sistemin kurallarını yeniden yazmaya çalışmakla” suçladı.

“Rusya’nın işini zorlaştırdık”

Çatışma riskinin hâlâ mevcut olduğunu ve siyasi bir çözüm bulmak için diplomatik çabalarını sürdürdüklerini kaydeden Stoltenberg, “Rusya’nın rota değiştirmesi için çok geç değil. Savaşa hazırlanmayı bırakın ve barışçıl çözüm için çalışmaya başlayın” çağrısında bulundu.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmek için bahane üretmeye çalıştığını ifade eden Stoltenberg, “Bunları açığa çıkardığımızda planladıkları şeyi hayata geçirmelerini zorlaştırdık” diye konuştu.

“Kremlin bizi birleştirdi”

Ukrayna-Rusya sınırında yaşanan gelişmelerin sorumluluğunun Kremlin’de olduğunu hatırlatan von der Leyen, “Kremlin yapımı kriz, birleşmemizi sağladı” ifadelerini kullandı. Ukraynalıların gündelik olarak “dış müdahale ve saldırganlık” ile karşılaştığını belirten von der Leyen, “Savaşmak istemedikleri, Rusya’nın dayattığı bir savaşla karşı karşıyalar” diye konuştu.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da, konferansta dün yaptığı konuşmada, “Bu bir Ukrayna krizi değildir. Bu bir Rusya krizidir” ifadelerini kullanmıştı.

“Kışın yetecek kadar gazımız var”

AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, AB’nin olası bir Rus saldırısına karşı geniş çaplı önlemler almakta olduğunun da altını çizdi.

Avrupa’nın Rus enerjisine bağımlılığını azaltmak için enerji arz ve kaynaklarını çeşitlendirme çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden von der Leyen, Rusya’nın gaz tedariğini kesmesi durumunda bu kışı geçirebilecek kadar enerji kaynağına sahip olduklarını ifade etti. Von der Leyen, “Güçlü bir AB, savaş tehdidinde bulunan bir komşuya muhtaç olamaz” diye konuştu.

Stoltenberg: Nükleer silahsız bir dünyaya inanıyoruz

Nükleer savaş tehdidine de değinen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Kremlin’in son yıllarda nükleer kabiliyetlerini çok geliştirdiğini ve bu alana yaptığı yatırımları artırdığını dile getirdi.

“Teyit edilebilir, dengeli bir nükleer silahsızlanma” taraftarı olduklarının altını çizen Stoltenberg, bunun yalnızca NATO tarafında gerçekleşmesinin ise söz konusu olmadığını kaydetti. Stoltenberg, “Rusya ve Çin nükleer silahlarını tutarken NATO’nun nükleer silahlarından arındığı bir dünyanın daha güvenli değil daha tehlikeli bir dünya olacağını” ifade etti.

Stoltenberg’e ödül

Konferans kapsamında 2009 yılından bu yana her yıl dış ve güvenlik politikası alanında faaliyet gösteren kişilere verilen Ewald von Kleist Ödülü’ne de bu yıl Stoltenberg layık görüldü. Stoltenberg, Javier Solana’dan sonra bu ödülü alan ikinci NATO Genel Sekreteri oldu.

Stoltenberg’e ödülü takdim edilmeden hemen önce doğrudan kendisine hitap eden von der Leyen, “Rus hükümeti bizi sürekli yeniden bölmeye çalıştıkça tek ses ve ortak bir mesajla yanıt verdik. Bu, senin sayende mümkün oldu, sevgili Jens. Bizi hep ortak noktalarımızı bulmaya teşvik ettin” dedi.

Geçmişte Norveç Başbakanlığı ve Maliye Bakanlığı görevlerinde de bulunan Stoltenberg’in görev süresi Eylül ayı sonunda sona erecek. Stoltenberg bunun ardından Norveç Merkez Bankası’nın başına geçecek.

Avrupa güvenliği Rusyasız tartışılıyor

Bu yıl Münih Güvenlik Konferansı, Rusya’dan herhangi bir temsilcinin katılımı olmaksızın düzenleniyor. MSC Başkanı Wolfgang Ischinger, Cuma günü yaptığı açılış konuşmasında, Rus delegasyonunun eksikliğine vurgu yaparak, Münih’in aslında Rusların pozisyonlarını uluslararası toplum önünde ifade etmeleri için bir platform sunduğunu ama bunun maalesef gerçekleşmediğini söylemişti.

Bu yılki MSC, Avrupa’da koronavirüs pandemisi patlak verdiğinden bu yana yerinde düzenlenen ilk konferans olma özelliğini taşıyor. Bu yıl konferans koronavirüs önlemleri kapsamında, sınırlı katılımcı ile yine Bayerischer Hof’ta düzenleniyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Avrupa’yı Zeynep Kasırgası Vurdu: En Az 9 Ölü

Avrupa ülkelerinde dün akşam saatlerinden itibaren etkili olmaya başlayan Zeynep kasırgası en az dokuz kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Birçok ülkede kasırga nedeniyle devrilen ağaçlar ve şiddetli rüzgar demir ve hava yolu ulaşımının aksamasına neden olurken, bazı bölgelerde elektrik şebekeleri de zarar gördü.

İngiltere Meteoroloji Dairesi, şimdiye kadar en güçlü olduğu düşünülen kasırga hızının Wight Adası’nda 196 kilometre/saati geçtiğini açıkladı.

İngiltere’de kasırgası nedeniyle çok sayıda yapı zarar görürken, birçok sanatçıyı ağırlayan O2 Arenasının çatısı parçalandı. Şiddetli rüzgarlar nedeniyle ulaşımda da aksamalar meydana geldi. İngiltere’deki birçok havaalanında pilotlar, uçağın iniş anlarında zor anlar yaşadı.

Almanya’da kasırga nedeniyle meydana gelen otomobil kazalarında en iki kişi hayatını kaybetti. Steinfurt bölgesindeki kazada 56 yaşındaki sürücünün otomobiliyle yola devrilen ağaca çarpması sonucu, Saerbeck’te ise otomobili şiddetli rüzgara yakalanan 33 yaşındaki sürücünün kaza yerinde hayatını kaybettiği bildirildi.

Alman Meteoroloji Dairesi (DWD), cumartesi sabahı kasırga nedeniyle verilen alarmların kaldırıldığını açıkladı. Ancak DWD Almanya’nın kuzeyinde yer yer fırtına beklendiği uyarısı yaptı. DWD’nin açıklamasına göre, kasırganın cumartesi gecesi Kuzey Denizi kıyılarına ulaşması bekleniyor. DWD pazartesiye kadar ülkede fırtınanın devam edeceğini duyurdu.

Hollanda’da dört ölü, Fransa’da elektrik kesintisi

Kasırga nedeniyle Hollanda’da da en az dört kişi hayatını kaybetti. Amsterdam İtfaiyesi’nin verdiği bilgilere göre, üç kişi üzerine ağaç devrilmesi, bir kişi ise otomobiline ağaç devrilmesi sonucu öldü. Kasırga nedeniyle Fransa’da da en az 11 kişi yaralandı. Ülkenin kuzeyinde 130 bin haneye elektrik verilemediği bildirildi.

Paylaşın