Ukrayna Daha Ne Kadar Direnebilir?

Savaş alanındaki gelişmeleri dışarıdan gözlemlemek oldukça zor olsa da Batılı yetkililer sahada potansiyel olarak önemli gelişmeler yaşandığına işaret ediyor. Ukrayna donanması, dün yaptığı açıklamada bir Rus çıkarma gemisini batırdığını duyurmuştu.

Euronews’ta yer alan habere göre; Rusya’nın Ukrayna’yı işgali bir ayını geride bırakırken, ‘hızlı bir zafer’ elde edemeyen Rusya Devlet Başkanı Putin’in başlattığı savaşın artık potansiyel olarak daha tehlikeli bir aşamaya yaklaştığından endişe ediliyor.

Uluslararası güvenlik stratejisi uzmanlarına göre, Rusya’nın Ukrayna’ya sevk ettiği kara birliklerini nasıl ve nereye göndereceği, Ukrayna’ya Batı’dan yapılan silah sevkıyatına yönelik saldırı düzenleyip düzenlemeyeceği bilinmezliğini korurken, en önemlisi Putin’in savaşı tırmandırıp, genişletme konusunda ne tür bir yol izleyeceği ilk akla gelen soruların başında geliyor.

Ukrayna karşısında hızlı bir zafer elde edemeyen Putin, ülke ekonomisini sarsan yaptırımlar da dahil olmak üzere uluslararası baskılar karşısında şu anda pes etmiş gözükmüyor. Batı dünyası Rusya karşısında birleşmesine rağmen Putin’in Rus halkının çoğunluğunun desteğini hala aldığı tahmin ediliyor.

ABD ve NATO’dan son yıllarda eğitim alan ancak yeterli silah donanımın olmayan Ukrayna ordusu, Rusya karşısında savaşırken, Batı’dan gelen silah sevkıyatı ve moral desteği ile ülkesini savunan Kiev yönetiminin ve halkın psikolojik olarak kendine olan güveninin de arttığı gözlemleniyor.

Rus ordusu tahmin edildiği gibi güçlü değil mi?

Rus ordusunun Ukrayna’da yaşadığı sorunlar savaşın şu ana kadar ki en önemli şoku olarak görülüyor. Son 20 yıldır aralıksız süren modernleştirme çabalarına rağmen Putin’in birliklerinin hazırlıksız, yetersiz olması ve koordinasyonsuz bir performans sergilemesi, en azından artık karşı konabilecek bir güç olarak görülmesine yol açıyor. NATO kaynaklarına göre, Rusya şu ana kadar 7 bin ila 15 bin arasında kayıp verdi.

CIA’nin eski yöneticilerinden Robert Gates, bir toplantıda yaptığı konuşmada Putin’in Rus ordusunun performansından memnun olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Rus askerlerinin neden Ukrayna’da olduklarını tam olarak bilmediklerini, bu birliklerin gerçekte çok iyi eğitilmediğini, komuta ve kontrol ile ilgili büyük sorunlar yaşandığını, Rus ordusunun inanılmaz derecede berbat taktikler uyguladığını görüyoruz.” diyerek görüşlerini özetledi.

Ukrayna daha ne kadar direnebilir?

Savaş alanındaki gelişmeleri dışarıdan gözlemlemek oldukça zor olsa da Batılı yetkililer sahada potansiyel olarak önemli gelişmeler yaşandığına işaret ediyor.

İngiltere’nin ABD’deki savunma ataşesi Mick Smeath, İngiliz istihbaratına göre Ukrayna birliklerin Kiev’e yakın iki kasabada kontrolü tekrar ele geçirdiğini belirterek, “Büyük ihtimalle Ukrayna birliklerinin karşı saldırıları, Rus birliklerinin yeniden organize olma ve Kiev’e yeniden saldırma planlarını büyük ölçüde sekteye uğrattı.” dedi.

Ukrayna donanması, dün yaptığı açıklamada bir Rus çıkarma gemisini batırdığını duyurmuştu.

Ukrayna ordusu karşı saldırıya geçebilir mi?

Ukrayna’nın gösterdiği direnme devam ederken, Kiev yakınlarındaki bölgeleri bombalamayı sürdüren Rus birliklerinin başkent Kiev’i ele geçirme konusunda fazla ilerleme sağlayamadıkları yine gelen haberler arasında.

Pentagon, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Kiev’in etrafındaki Rus birliklerinin saldırı hazırlığı değil savunma hazırlığı içinde olduklarını rapor etti.

Atlantik Konseyi ise dün açıkladığı değerlendirme raporunda, Rus birliklerinin önemli bir saldırı gerçekleştirme olasılığının olmadığını duyurdu. Putin’in işgale başlamasından önce tahminlerde bulunan ABD askeri kaynakları, Kiev’in bir kaç gün içinde düşeceği yorumunu yapmıştı.

Putin’in savaş stratejisi ne?

Ukrayna’nın önemli şehirlerine karşı kuşatma taktiği uygulayan ancak kara birliklerini büyük ölçüde harekete geçirmeden bu kentleri bombalayan Putin’in taktikleri ise Batılı uzmanlar tarafından farklı yorumlanıyor.

Columbia Üniversitesi Dış Politika Profesörü Stephen Biddle, Putin’in yoğun çatışma içine girmektense Kiev yönetiminin yenilgiyi kabul edeceği beklentisiyle savaşı sürdürdüğünü belirterek, “Bu planın işe yaraması pek olası değil. Masum sivilleri katletmek ve evlerini ve topluluklarını yok etmek çoğunlukla Ukrayna’nın direnişini ve kararlılığını güçlendirmekten başka bir işe yaramaz.” diyerek görüşlerini açıkladı.

“Sonucu Zelensky’nin müzakere edilmiş anlaşmayı kabul etmeye istekli olup olmadığı belirleyecek”

2013 ila 2016 yılları arasında NATO’nun Avrupa’daki ordusuna komutanlık yapmış olan ABD ordusundan emekli general Philip Breedlove, Ukrayna’nın Rus ordusunun gücü hesaba katıldığında savaşı şimdi kazanma ihtimali bulunmadığını belirterek, görüşlerini şu şekilde özetledi:

“Ukrayna savaşı doğrudan kazanmayabilir, ancak sonucu Zelensky’nin müzakere edilmiş bir anlaşmayı kabul etmeye istekli olup olmadığı belirleyecek. Rusya’nın savaş alanında yenilmesi pek olası değil, çünkü Rusya’nın başvurabileceği büyük bir askeri gücü var. Ancak Ukrayna kazanmayı, Rusya’yı bir anlaşmaya varıp geri çekilmeye razı olacak kadar yüksek bir bedel ödemeye zorlamak olarak görebilir. Bence bu ihtimal oldukça fazla.”

Paylaşın

NATO’dan ‘Rusya’nın Ukrayna’daki Kaybı 40 Binin Üzerinde’ İddiası

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının ilk ayında 40 bin kadar Rus askerinin öldürüldüğünü, yaralandığını, esir alındığını veya kaybolduğunu bildirdi.

İsmi açıklanmayan ABD’li bir NATO yetkilisi, NBC ve AP dahil olmak üzere medya kuruluşlarına verdiği demeçte, NATO’nun en son istihbarat değerlendirmesine göre, çatışmalarda 7 bin ila 15 Rus askerinin öldüğünü söyledi.

Yetkili, NATO’nun veriyi, Ukrayna makamları tarafından sağlanan bilgilere ve Rusya’dan elde edilen istihbarat bilgilerine dayanarak hesapladığını aktardı. NATO’nun bu tahmini, ABD istihbaratının yayınladığı ve ölen Rusya askeri sayısını yaklaşık 7 bin olarak belirleyen tahminle de uyumlu.

Demeci veren NATO yetkilisi Ukrayna’nın kayıpları hakkında bilgi vermezken, açıklanan istatistikler için de “Tahminlere güvenimiz düşük çünkü yerde değiliz ve göremiyoruz” diye konuştu. Aynı yetkili, Rus kuvvetlerinin birçok lojistik sorunla karşı karşıya olduğunu ve düşük moralden muzdarip olduğunu söyledi.

Hafta başında Kremlin yanlısı tabloid Komsomolskaya Pravda gazetesi çatışmalarda yaklaşık 10 bin Rus askerinin öldürüldüğünü yazmıştı. Gazete Rusya Savunma Bakanlığı’na dayandırdığı haberde 9 bin 861 Rus askerinin öldüğünü ve 16 bin 153 askerin de yaralandığını belirtmişti. Ancak haber daha sonra yayından kaldırılmıştı.

Rusya işgaline yaklaşık 190 bin askerle başlamış ancak o zamandan beri Çeçenistan, Suriye ve diğer yerlerden ek birlikler getirmişti.

İngiltere Savunma Bakanlığı’ndan dikkat çeken açıklama

Öte yandan İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada, elde edilen istihbarata göre, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’daki savaşta büyük kayıplar verdiği belirtildi. Rusya’nın kayıpların önüne geçmek için yabancı paralı askerlerin kullanılacağı bildirildi.

İngiltere Savunma Bakanlığı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’yı işgali sırasında binlerce kayıp verdiğinin nerdeyse kesinleştiğini kaydetti.

Şarkul Avsat’ın aktardığı açıklamada, Rusya’nın yedek askerlerin yanı sıra yabancı paralı askerleri ve özel askeri şirketleri  “bu ağır kayıpların yerini alması” için seferber etmesinin muhtemel olduğu aktarıldı. Paylaşımda, bu grupların savaşın gidişatını nasıl etkileyeceğinin belirsiz olduğu kaydedildi.

Üst düzey bir Pentagon yetkilisi dün, Ukraynalıların son 24 saat içinde Rus kuvvetlerini Kiev’in 30 km doğusundan daha fazla bir mesafeye çekilmeye zorladığı ve Rus ordusunun Ukrayna’daki bir dizi cephede savunma mevzileri oluşturmaya başladığını duyurdu.

İsmini vermeyen yetkili, Ukraynalıların Rusları Kiev’in 55 km doğu ve kuzey doğusunda geri çekilmeye zorlamayı başardıklarını belirterek, bu durumun başkent çevresindeki değişikliği temsil ettiğini bildirdi.

Salı günü Pentagon, Rus kuvvetlerinin Kiev’in merkezine 15-20 km uzaklıkta konuşlandığını açıklamıştı. ABD Savunma Bakanlığı yetkilisi, “Onların saklandıklarını ve savunma pozisyonları oluşturduklarını görmeye başladık” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Rusya Ordusu, Ukrayna’da Tökezledi Mi?

Ukrayna savaşında ikinci aya girilirken Rus birliklerinin ilerlemesinin yavaşladığı, hatta yer yer durduğuna yönelik Batı kaynaklı haberler, “Rus ordusu Ukrayna’da tökezledi mi?” sorularını beraberinde getirdi.

Son olarak İngiltere Savunma Bakanlığı, Ukrayna birliklerinin başkent Kiev’in doğusundaki 35 kilometrelik alanda bulunan kent ve savunma hatlarının kontrolünü yeniden ele geçirdiğini bildirdi. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) güvenlik yetkilileri de Rusya’nın hassas güdümlü füzelerinde ciddi sorunlar bulunduğunu belirtiyor. Reuters haber ajansına konuşan üç ABD’li yetkili, yüksek teknolojili füzelerde isabet oranının yüzde 40’lara kadar düştüğünü belirtti.

Dün gece de Ukrayna’da Cumhurbaşkanı danışmanı Oleksey Arestoviç, Rus birliklerinde Kiev’in kuzeybatısından kent merkezine doğru hareketliliğin durduğunu belirterek Ukrayna ordusunun karadan ve havadan saldırıları püskürttüğünü kaydetti.

Moskova’dan, askeri operasyonun önceden planlandığı gibi ilerlediği yönünde ısrarlı açıklamalar gelse de tarafların verilerini bağımsız kaynaklarca teyit etme imkanı son derece sınırlı.

Bazı savunma uzmanları, yıllardır ABD ve NATO tarafından eğitilen ve son dönemde artan askeri yardımlarla moral kazanan Ukrayna ordusunun yeni bir özgüven kazandığı görüşünde. Yirmi yıllık bir süreçte ordu modernizasyonu, yüksek teknolojili silahlar ve profesyonelleşmeye milyarlarca dolar yatırım yapan Rus ordusunun Ukrayna savaşına hazırlıklı olmadığının ortaya çıktığı, Rus ordusunun koordinasyon ve tedarik sorunları yaşadığı ve askerlerin moralinin düşük olduğu yönündeki değerlendirmeler de sık sık duyulur oldu. NATO’nun hesaplamalarına göre Ukrayna’da bir ayda 7 bin ila 15 bin Rus askerinin öldüğü tahmin ediliyor.

“Putin büyük hayal kırıklığı içinde”

Geçmişte Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) başkanlığı ve savunma bakanlığı görevlerinde bulunmuş olan Robert Gates, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ordusunun Ukrayna’daki performansı konusunda “akıllara durgunluk verecek bir hayal kırıklığı içinde olduğu” tahmininde bulunuyor. Gates, Rus ordusunun durumuyla ilgili olarak, “Ukrayna’da niye orada olduklarını bilmeyen, çok iyi eğitim almamış askerler, komuta ve kontrolde büyük sorunlar ve inanılmaz derecede berbat taktikler görüyoruz” değerlendirmesi yaptı.

İngiltere’nin ABD’deki savunma ataşesi Mick Smeath de Ukrayna birliklerinin bazı bölgeleri geri aldığına dair haberlere işaret ederek “Ukrayna’nın başarılı karşı saldırılarının Rus birliklerinin yeniden organize olma ve Kiev’e yönelik taarruzu yeniden başlatma kabiliyetini sekteye uğratması olası” görüşünü dile getirdi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon da Çarşamba günü, Rus birliklerinin Kiev’e doğru ilerleyişi durdurduğu ve savunma pozisyonuna geçtiği tespitinde bulunmuştu.

Rusya’nın “özel askeri operasyon” adını verdiği işgal 24 Şubat’ta başlamış, Rusya’nın hedefinin hızlı bir taarruzla başkent Kiev’i ele geçirip hükümeti devirmeyi amaçladığı konusunda yaygın bir kanı oluşmuştu. Pek çok savunma uzmanı da Kiev’in birkaç gün içinde ele geçirileceği ve Ukrayna ordusunun birkaç hafta içinde dağıtılabileceği öngörüsünde bulunmuştu.

Kuşatma taktiği işe yarar mı?

Putin’in başlangıçta, işgal öncesi Ukrayna sınırına yığdığı 150 bin askerin küçük bir bölümünü Ukrayna’ya göndermesi, savaş uçaklarını yoğun olarak devreye sokmaması, elektronik savaş ve siber saldırı olanaklarını kullanmaması, kendisinin de başlangıçta savaştan hızla sonuç alacağına inandığı şeklinde değerlendiriliyor. Batılı askeri kaynaklar, Putin’in şimdi de kilit önemdeki kentleri kuşatma ve birliklerini büyük ölçüde geride tutarak uzaktan bombalama taktiği izlediğini belirtiyor.

Columbia Üniversitesinden uluslararası ilişkiler profesörü Stephen Biddle’a göre, Putin’in bu taktikle umudu, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin ölüm ve tahribata izin vermektense pes etme kararı alması. Ancak Biddle bu taktiğin işe yaracağına inanmıyor. ABD’li uzman, “Bu planın işlemesi muhtemel değil. Masum sivilleri katletmek, evlerini, mahallelerini tahrip etmek daha ziyade Ukrayna direnişini ve kararlılığını daha da güçlendirecektir” diyor.

“Ukrayna müzakerelerde elini güçlendirebilir”

Ancak Batı’dan hızlanan askeri yardımlara rağmen Ukrayna ordusunun işi kolay görünmüyor. 2013-2016 yılları arasında NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı olarak görev yapan Philip Breedlove, Ukrayna’nın savaşı toptan kazanamayacağını, ancak Zelenskiy’nin müzakere masasında elinin güçlenebileceğini belirtiyor.

Breedlove, “Rusya’nın cephede yenilgiye uğratılması son derece ihtimal dışı. Rusya’nın takviye alabileceği büyük bir asker rezervi var. Ancak Ukrayna Rusya’nın büyük bir bedel ödemektense anlaşmaya yanaşıp geri çekilmesini sağlayabilirse bu bir kazanç olur” söyleminde bulunuyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Etiyopya Hükümeti, Tigray’da ‘İnsani Ateşkes’ İlan Etti

Etiyopya hükümeti, ülkenin kuzeyindeki Tigray bölgesinde bulunan silahlı güçlere karşı 16 aydır süren çatışmalarda “insani ateşkes” ilan etti. Tigray’deki silahlı güçler henüz hükümetin bu adımıyla ilgili bir açıklama yapmadı.

Kasım 2020’de başlayan iç savaş, beş milyondan fazla kişiyi gıda yardımına muhtaç hale getirdi. Ancak çatışmalar sebebiyle geçen Aralık ayından bu yana gıda yardımı bölgeye ulaşamıyordu. ABD’nin Afrika Boynuzu Özel Temsilcisi David Satterfield’in Etiyopya’ya yaptığı ziyaret sonrası, hükümetten insani ateşkes açıklaması geldi.

Tigray doğumlu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da bölgedeki durumu “felaket” olarak nitelendirdi ve Etiyopya hükümetini insani yardımların geçişini engellemekle suçladı.

Etiyopya da, Tigray Halkın Özgürleşme Cephesi (TPLF) isimli silahlı grubu, bölgede yardıma muhtaç insanlara yardımların ulaşmasını engellemekle suçladı. Bölgedeki insanların açlıktan ve tıbbi malzemelere erişimi olmadığı için öldüğüne dair haberler geliyordu.

Ocak ayında Dünya Gıda Programı, Tigray’de yaşayanların yüzde 40’ının “çok ciddi şekilde gıda sıkıntısı yaşadığını” açıklamıştı. Hamile veya yeni doğum yapmış kadınların yarısının yeterli beslenemediğini duyurmuştu.

Perşembe günü yapılan açıklamada, hükümet, ateşkesin “süresiz” olarak uygulanacağını ve hemen yürürlüğe gireceğini duyurdu. “Bu adımın karşılık bulması halinde kuzeyde yaşayan insanların hayatını geliştireceğini” de açıklamaya ekledi.

Etiyopya hükümeti, Tigray’deki silahlı güçlere “saldırılarına son verme ve komşu bölgelerde ele geçirdikleri alanlardan çekilme” çağrısı yaptı. Çatışmalar, Kasım 2020’de federal yetkililer ve Tigray’i yöneten TPLF arasında aylar süren gerilimin ardından başlamış; birkaç hafta sonra Başbakan Abiy Ahmed bölgenin başkenti Mekelle’nin kontrolünü ele geçirdiklerini açıklamıştı.

Bunun üzerine TPLF yeniden saldırıya geçmiş ve Tigray’in kontrolünü büyük oranda ele geçirmişti. Çatışmalarda binlerce kişi hayatını kaybetti. Etiyopya’da ilan edilen süresiz insani ateşkesle ilgili Türkiye’den de bir açıklama geldi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı;

“Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti’nin 24 Mart 2022 tarihinde ilan ettiği süresiz insani ateşkesi memnuniyetle karşılıyoruz. Ateşkes ilanını ihtilafa çözüm bulunması bakımından doğru yönde atılmış bir adım olarak değerlendiriyor, bunun kalıcı barışın sağlanmasıyla neticelenmesini bekliyoruz. İnsani yardımların Tigray ve ihtiyaç duyulan tüm bölgelere kesintisiz ulaştırılmasını temenni ediyoruz”

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Rusya’nın Ukrayna’daki Kayıpları ‘Binlerle’ Sayılıyor

İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada, elde edilen istihbarata göre, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’daki savaşta büyük kayıplar verdiği belirtildi. Rusya’nın kayıpların önüne geçmek için yabancı paralı askerlerin kullanılacağı bildirildi.

İngiltere Savunma Bakanlığı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’yı işgali sırasında binlerce kayıp verdiğinin nerdeyse kesinleştiğini kaydetti.

Şarkul Avsat’ın aktardığı açıklamada, Rusya’nın yedek askerlerin yanı sıra yabancı paralı askerleri ve özel askeri şirketleri  “bu ağır kayıpların yerini alması” için seferber etmesinin muhtemel olduğu aktarıldı.

Paylaşımda, bu grupların savaşın gidişatını nasıl etkileyeceğinin belirsiz olduğu kaydedildi.

Üst düzey bir Pentagon yetkilisi dün, Ukraynalıların son 24 saat içinde Rus kuvvetlerini Kiev’in 30 km doğusundan daha fazla bir mesafeye çekilmeye zorladığı ve Rus ordusunun Ukrayna’daki bir dizi cephede savunma mevzileri oluşturmaya başladığını duyurdu.

İsmini vermeyen yetkili, Ukraynalıların Rusları Kiev’in 55 km doğu ve kuzey doğusunda geri çekilmeye zorlamayı başardıklarını belirterek, bu durumun başkent çevresindeki değişikliği temsil ettiğini bildirdi.

Salı günü Pentagon, Rus kuvvetlerinin Kiev’in merkezine 15-20 km uzaklıkta konuşlandığını açıklamıştı. ABD Savunma Bakanlığı yetkilisi, “Onların saklandıklarını ve savunma pozisyonları oluşturduklarını görmeye başladık” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

ABD Başkanı Biden: Rusya G20’den Çıkartılmalı

ABD Başkanı Joe Biden, Rusya’nın G20’den çıkartılması gerektiğini savundu. Brüksel’de düzenlenen NATO liderler zirvesi sonrası konuşan Biden, Moskova G20’den çıkartılmalı mı sorusunu, “Cevabım evet, G20’ye bağlı” şeklinde yanıtladı.

Biden, konuyu Perşembe günü diğer liderlerle gerçekleştirilen toplantıda da gündeme getirdiğini ifade etti. ABD Başkanı, Endonezya ve diğer ülkelerin gruptan Rusya’nın çıkartılmaması yönünde görüş bildirmesi durumunda ise Ukrayna’nın G20 zirvelerine katılmasına izin verilmesi gerektiğini savundu.

ABD’den Rusya’ya yeni yaptırımlar

Washington, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle aralarında devlete ait Tactical Missiles Corporation’ın ve ona bağlı 28 şirketin de olduğu 40’tan fazla Rus savunma şirketinin yanı sıra, yüzlerce Rus milletvekiline ve ülkenin en büyük bankasına yeni yaptırımlar uygulanacağını duyurdu.

ABD Başkanı Biden, Twitter hesabından, “400’den fazla Rus elitine, milletvekiline ve savunma şirketine Putin’in Ukrayna’da savaşı seçmesi nedeniyle ek yaptırımları açıklıyorum” diye yazdı. Biden, söz konusu şirket ve kişilerin Kremlin’in politikalarından kazançlı çıktıklarını, şimdi de bu politikalardan kaynaklanan acıyı paylaşmaları gerektiğini savundu.

Paylaşın

NATO, Ukrayna’ya Daha Fazla Destek Konusunda Anlaştı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin ardından basın toplantısı düzenledi. Stoltenberg, NATO liderlerinin Ukrayna’ya daha fazla yardım sağlanması konusunda anlaşmaya vardığını söyledi.

Stoltenberg, “Rusya’ya eşi görülmemiş maliyetler yüklemeye devam edeceğiz, müttefiklerin caydırıcılığını ve savunmasını güçlendireceğiz.” diye konuştu.

Zirvede Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’da 4 yeni NATO savaş grubunun konuşlandırılması kararı alındığını aktaran Stoltenberg, böylelikle Baltık Denizi’nden Karadeniz’e kadar NATO’nun çok uluslu savaş grubu sayısının 8’e çıkarıldığını söyledi.

Stoltenberg, Avrupa’da ABD’nin NATO’yu desteklemek için 100 bin askeri olduğunu belirterek, Avrupalı müttefiklerin de çoğunluğu NATO’nun doğu kanadında olmak üzere 40 bin askerinin olduğu bilgisini paylaştı.

Daha güçlü NATO vurgusu

Stoltenberg, NATO’nun yeni bir güvenlik gerçeği ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, karada özellikle ittifakın doğu kanadında daha fazla ekipman ve malzemeyle NATO’nun varlığını güçlendireceğini dile getirdi.

Havada ise daha fazla jeti konuşlandıracaklarını ve entegre savunma füzelerini güçlendireceklerini anlatan Stoltenberg, denizde ise denizaltıları artıracaklarını ve kalıcı bazda ve ciddi anlamda savaş gemilerine sahip olacaklarını ifade etti.

Stoltenberg, NATO’nun siber savunmasını ve ittifakın ortak savunmasını güçlendireceklerini belirtti.

“Ukrayna’ya daha fazla destek vereceğiz”

“Bugün müttefik ülke liderleri, Ukrayna’ya daha fazla destek verme konusunda anlaştı.” diyen Stoltenberg, Ukrayna’nın temel hakkı olan kendini savunma hakkına yardım edeceklerini vurguladı.

Stoltenberg, müttefiklerin ayrıca Ukrayna’yı önemli askeri malzemelerle donattığını aktararak, bunlara “etkisi oldukça kanıtlanmış” tanksavar ve hava savunma sistemleri ve insansız hava araçlarının dahil olduğunu kaydetti.

Ukrayna’ya önemli miktarda mali ve insani yardım sağlayacaklarını belirten Stoltenberg, “Ukrayna’ya biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı koruma sağlamak için siber güvenlik ve ekipman yardımı yapma kararı aldık.” diye konuştu.

Çin’e “Rusya’ya destek vermeyin” çağrısı

Stoltenberg, Ukrayna’daki savaşın daha fazla tırmanmaması için sorumlulukları olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

“Çünkü bu daha tehlikeli ve daha yıkıcı olur. Müttefikler, Rus tehditleri ve müdahaleleri nedeniyle risk altındaki diğer ortaklara desteğimizi artırmamız gerektiği konusunda anlaştılar. Bunlara Gürcistan ve Bosna Hersek de dahil.”

Stoltenberg, zirvede, Pekin’in krizdeki rolüne de değindiklerini vurgulayarak, “Bugün, müttefik liderler, Çin’i Rusya’nın savaş çabalarını desteklemekten kaçınmaya çağırdı. Çin, Rus işgaline ekonomik veya askeri destek sağlamamalıdır. Bunun yerine Pekin, acil ve barışçıl bir çözümü teşvik için Rusya üzerindeki önemli etkisini kullanmalıdır.” dedi.

Kimyasal silah uyarısı

“Kimyasal silahların herhangi bir şekilde kullanımı çatışmanın doğasını tamamen değiştirir. Bunun geniş kapsamlı sonuçları olacaktır ve elbette çok tehlikeli olacaktır.” diyen Stoltenberg, “Rusya’nın kendi muhalefetine karşı kimyasal maddeler kullandığını, Suriye’deki Beşşar Esed rejiminin kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmasını desteklediğini ve kolaylaştırdığını bildiklerini” söyleyerek, savaşı bir an önce bitirmenin önemine işaret etti.

Stoltenberg, şöyle devam etti:

“Ukrayna’ya biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı koruma sağlamak için siber güvenlik ve ekipman yardımı yapma kararı aldık. Bu, tespit, ekipman koruma ve tıbbi desteğin yanı sıra özelleştirme ve süreç yönetimi eğitimini içerebilir. Ayrıca müttefiklerin kimyasal, biyolojik ve nükleer olaylara karşı hazırlıklarını da geliştiriyoruz.”

“Çatışmanın savaşa dönüşmesini engellememiz lazım”

Stoltenberg, NATO müttefiklerinin Ukrayna’ya önemli destek sağladığının altını çizerek, Ukrayna’ya sağlanan sistemlere ilişkin operasyonel nedenlerle ayrıntıya girmeyeceğini belirtti.

NATO müttefikleri ile Ukrayna arasında yakın temas olduğuna değinen Stoltenberg, şunları kaydetti:

“Ancak şunu söyleyebilirim ki; müttefikler, Ukrayna’yı silahlarla desteklemek için ellerinden geleni yapıyor. Aynı zamanda bu çatışmanın Avrupa’da sadece Ukrayna ve Rusya’yı değil, NATO müttefikleri ve Rusya’yı da içeren, daha tehlikeli ve daha yıkıcı olacak tam teşekküllü bir savaşa dönüşmesini önleme sorumluluğumuz var.”

Paylaşın

Zelenskiy, NATO Zirvesinde Konuştu: Sınırsız Askeri Yardım Talep Etti

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Brüksel’de düzenlenen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesine video konferans yoluyla bağlanarak, İttifak’tan daha fazla silah desteği talebinde bulundu.

Rusya’nın var olan tüm cephaneliğini kullandığına dikkat çeken Zelenskiy, ülkesinin de “sınırsız askeri desteğe ihtiyaç duyduğunu” söyledi.

NATO’ya seslenen Zelenskiy, “Tüm uçaklarınızın yüzde 1’ini ve tüm tanklarınızın yüzde 1’ini Ukrayna’ya gönderin” çağrısı yaptı. “Bütün bunları satın alamayız” diyen Ukrayna Devlet Başkanı, “Bunlara sahip olduğumuzda, bize aynı size sağladığı gibi, yüzde 100 güvenlik sağlayacak” diye konuştu.

Kiev’in aynı zamanda acilen çok namlulu roketatar sistemleri, gemisavarlar ve hava savunma sistemlerine ihtiyaç duyduğunu belirten Zelenskiy, “Böyle bir savaşta bunlar olmadan hayatta kalmak mümkün mü?” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın çocuklar da dahil sivilleri öldürdüğünün savunan Zelenskiy, “Bir savaş sırasında en korkutucu olanı yardım çağrınıza net cevaplar alamamanız” diye konuştu.

ABD: Gemisavar füze yardımını görüşüyoruz

Washington, Zelenskiy’nin Batı’ya daha önce yaptığı Ukrayna hava sahasını uçuşa yasak bölge ilan etme çağrısını ve NATO üyeliği taleplerini ise tekrarlamadığını belirtti.

Üst düzey bir ABD’li yetkili, ülkesinin müttefiklerle birlikte Kiev’e gemisavar füze yardımı üzerinde çalıştığını ifade etti. NATO zirvesinde konu üzerine istişarelerde bulunulduğunu belirten yetkili, “bazı teknik zorlukların olabileceğini, ancak bunları aşmak için çalıştıklarını” kaydetti.

ABD’li yetkili, Başkan Joe Biden’ın kapalı oturumda NATO’nun doğu kanadına daha fazla birlik gönderilmesinden yana görüş bildirdiğini de belirtti.

Paylaşın

Kuzey Kore’den Kıtalararası Balistik Füze Denemesi

Güney Kore ve Japonya, Kuzey Kore’nin nükleer kapasiteli kıtalararası balistik füze denemesi gerçekleştirdiğini bildirdi. Nükleer kapasiteli füzenin yeni bir model olduğu düşünülüyor.

Japon haber ajansı Kyodo, Savunma Bakan Yardımcısı Makoto Oniki’ye dayandırdığı haberde Japon Denizi’ne doğru fırlatılan füzenin 6 bin kilometre irtifaya ulaştığını ve Japon münhasır ekonomik bölgesi içinde kıyıdan 150 kilometre açıkta denize düştüğünü kaydetti.

Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae In de, Milli Güvenlik Kurulu acil oturumu sonrasında yaptığı açıklamada, uzun menzilli füze denemesinin Kuzey Kore’nin kendi ilan ettiği moratoryumu bozduğu anlamına geldiğini belirterek Pyöngyang yönetiminin tavrını kınadı.

ABD’yi vurabilecek menzile sahip

Füzenin, ulaştığı yükseklik açısından 2017’de denenen Hwasong-15’lerden daha yeni bir sistem olduğu tahmin ediliyor. Hwasong-15 füzeleri halihazırda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ana karasını vurabilecek menzile sahip.

Kuzey Kore son olarak 2017 yılında Hwasong-15 tipi kıtalararası balistik füzelerle bir dizi deneme gerçekleştirmiş ve ardından moratoryum ilan etmişti. Pyöngyang yönetimi Ocak ayından beri moratoryumu iptal edeceği yönünde sinyaller veriyordu.

Beyaz Saray’dan kınama

Kuzey Kore’nin füze denemesine ABD’nin yanıtı da gecikmedi. Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki, Kuzey Kore’nin uzun menzilli balistik füze denemesini güçlü bir şekilde kınadıklarını belirterek, “Bu füze denemesi, BM Güvenlik Konseyi’nin kabul ettiği bir dizi kararın küstahça ihlalidir; gerilimi gereksiz yere tırmandırmakta ve bölgedeki güvenliği tehlikeye atma riski taşımaktadır” açıklamasını yaptı.

BM kararlarıyla Kuzey Kore’nin balistik füze denemeleri daha önce yasaklanmış, ülkenin bu tür füzeleri geliştirme çabalarını sürdürdüğü gerekçesiyle uluslararası yaptırımlar yürürlüğe sokulmuştu.

Paylaşın

Putin’in Ruble Manevrası Avrupa’da Tansiyonu Yükseltti

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün başkent Moskova’daki kabine toplantısından sonra “dost olmayan ülkelere” doğal gazı ruble karşılığında satma kararı aldıklarını açıklaması, Rus gazına bağımlı olan Avrupa ülkelerinde endişeye neden oldu.

Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, ruble kararının anlaşmaların ihlali olduğunu belirterek atılacak adımlar konusunda Alman hükümetinin Avrupalı ortaklarıyla görüşeceğini söyledi.

Avrupa’da enerji şirketlerini endişelendiren bu karara karşı ekonomistler de uyarıda bulundu. Almanya’daki Heinrich-Heine Üniversitesi Rekabet Ekonomisi Ensitüsü’nden Prof. Dr. Jens Südekum, Moskova’nın kararının”ekonomik savaşı tırmandıracağı” değerlendirmesini yaptı.

Südekum, ödemede para birimi değişikliğinin anlaşmaların açık bir ihlali olduğunu söyledi. Batı ülkelerinin bir şekilde buna tepki göstermesi gerektiğini vurgulayan Südekum, “Rusya’dan enerji ithalatına ambargo uygulanması şimdi daha olası hale gelmiş durumda” dedi.

Gelecekteki Gaz (Zukunft Gas) adlı Alman enerji şirketleri birliğinin başkanı Timm Kehler de Rusya’nın gaz sevkiyatını sadece ruble karşılığında yapacağı haberinin doğal gaz piyasasında büyük bir endişeye yol açtığını söyledi.

Kararın sonuçlarını henüz öngöremediklerini belirten Kehler, bunun aynı zamanda Rusya’ya yönelik yaptırımların etkili olduğunu ve Putin’i baskı altına aldığını gösterdiğini ifade etti.

Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksander Novak ise Batı’yı olası bir enerji boykotuna karşı uyardı. Böyle bir adımın dünya genelinde petrol ve doğal gaz piyasalarının çökmesine neden olacağını savunan Novak, petrolde küresel piyasalarda şu anda zaten darboğaz yaşandığını ifade etti.

Novak, dizel darboğazının Avrupa’yı tehdit ettiğini belirterek stokların 2008 yılından bu yana en düşük seviyede olduğunu kaydetti.

AB ve ABD’nin ek yaptırım planı

Brüksel’de bugün toplanan Avrupa Birliği (AB) devlet ve hükümet başkanları ise bugün Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile birlikte Rusya’ya karşı ek yaptırım kararları almaya hazırlanıyor. Ancak bu konuda AB ülkeleri arasında görüş ayrılıkları var.

Alman sanayicileri de yeni ekonomik yaptırımlara sıcak bakmıyor. Alman Sanayiciler Birliği (BDI), liderleri karar almada aceleci davranmamaları yönünde uyardı. BDI Başkanı Siegfried Russwurm, “AB, kısa vadede kapsamlı bir enerji ambargosuna hazır değil” şeklinde konuştu. Russwurm, böyle bir kararın AB’nin tutarlılığı ve hareket kabiliyetini ekonomik ve siyasi olarak riske atabileceği uyarısında bulundu.

Rusya’nın doğal gazı ruble karşılığında satma kararının ayrıntılarını bir hafta içinde açıklaması bekleniyor. Rus devletine bağlı enerji şirketi Gazprom da alınan karara uyacağını ve gerekli değişiklikleri yapacağını açıkladı.

Putin açıklamasında değişikliğin para birimi ile ilgili olduğunu, doğal gaz miktarı ve fiyatlar açasından anlaşmadaki yükümlülüklerin esas alınacağını ifade etmişti. Rusya’nın “dost olmayan ülkeler” olarak onayladığı listede ABD, AB ülkeleri, İngiltere, Japonya, Kanada, Norveç, Singapur, Güney Kore, İsviçre ve Ukrayna yer alıyor.

Paylaşın