Avrupa Birliği’nden Rusya’dan ‘Fosil Yakıt’ İthalatına Yasak

Avrupa Birliği (AB), Rusya’ya karşı kömür ve diğer katı fosil yakıtların satın alınması, ithal edilmesi veya AB’ye ulaştırılmasını içeren 5. yaptırım paketini kabul etti. İthalat yasağı 5,5 milyar Euro’ya tekabül ediyor.

Avrupa Birliği Konseyi’nden yapılan yazılı açıklamada, son yaptırımların Rus silahlı kuvvetlerinin Buça’da ve Rus işgali altındaki diğer yerlerde işlediği vahşetlerin ardından kabul edildiği bildirildi.

Buna göre, Ağustos 2022’den itibaren yılda 8 milyar Euro değerindeki Rusya menşei veya Rusya’dan ihraç edilen kömür ve diğer katı fosil yakıtların satın alınması, ithal edilmesi veya AB’ye aktarılmasının yasaklanması kararlaştırıldı.

Yaptırım paketinde neler var?

Mutabık kalınan ihracat yasakları 10 milyar Euro’ya, ithalat yasakları ise 5,5 milyar Euro’ya tekabül ederken pakette yer alan diğer yaptırımlar şöyle sıralandı:

  • Tarım ve gıda ürünleri, insani yardım ve enerji için istisnalar sağlanarak, Rusya bayrağı altında kayıtlı gemilere AB limanlarına erişim sağlama yasağı getirildi.
  • Transit de dahil olmak üzere herhangi bir Rus ve Belaruslu karayolu taşımacılığı teşebbüsünün AB içinde kara yoluyla mal taşıması engellendi, tıbbi malzemeler, tarım ve gıda ürünleri gibi bir dizi ürün ve insani amaçlarla karayolu taşımacılığı için istisnalar sağlanacak.
  • Jet yakıtı, “kuantum bilgisayarlar” ve gelişmiş yarı iletkenler, ileri teknoloji elektronikler, yazılımlar, hassas makineler ve ulaşım ekipmanları gibi diğer malları hedef alan ihracat yasakları ve ahşap, çimento, gübre, deniz ürünleri ve likör gibi ürünlerde yeni ithalat yasakları kararlaştırıldı.

  • Mevcut yaptırımları güçlendirmeyi ve yasal boşlukları kapatmayı amaçlayan bir dizi ekonomik önlem de alındı. Bunlar; Rus şirketlerinin üye ülkelerdeki kamu ihalelerine katılımına ilişkin genel bir AB yasağı, Rus kamu kurumlarına yönelik tüm mali desteğin kesilmesi gibi unsurları içeriyor.
  • Halihazırda yaptırım uygulanmış kişilerin aile üyelerinin yanı sıra ürünleri veya teknolojileri savaşta rol oynayan şirketlere, kilit konumdaki oligarklara ve iş insanlarına, üst düzey Kremlin yetkililerine, dezenformasyon ve bilgi manipülasyonunun savunucularına, Kremlin’in Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığına ilişkin anlatısını sistematik olarak yayan şirketlere de yaptırım kararı alındı.
  • Rus bankacılık sektöründeki pazar payının yüzde 23’ünü temsil eden 4 önemli Rus bankasına tam işlem yasağı getirildi. Böylece bankaların SWIFT’den çıkarıldıktan sonra varlıklarının dondurulması ve böylece AB piyasalarından tamamen dışlanmaları hedeflendi.

AB’ye temiz enerji çağrıları

Rystad Energy analistlerine göre, fosil yakıtlarla ilgili artan jeopolitik risk ve yenilenebilir enerjinin görece fiyat paritesi göz önüne alındığında, mevcut koşullar doğalgazı geçiş yakıtı olarak kullanma argümanını zayıflatıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı gibi önde gelen kurumlar ise AB’yi fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir enerjinin hızla yaygınlaştırılması ve enerji verimliliği önlemleri ile doğalgaz arzının kısa vadeli çeşitlendirilmesi dahil olmak üzere benzer önlemler almaya çağırıyor.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu da bu çağrılara yanıt olarak yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği önlemlerini hızla artırırken, Rusya’dan doğalgaz ithalatını bu yıl üçte iki oranında azaltmayı planlıyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Fransa’da Cumhurbaşkanlığı Seçimi İkinci Tura Kaldı

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylardan hiçbirinin mutlak çoğunluk olan yüzde 50’ye ulaşamaması nedeniyle, ilk turda en yüksek miktarda oyu alan iki aday olan Macron ile Le Pen, 24 Nisan’da yapılacak ikinci turda cumhurbaşkanlığı için yarışacak.

Haber Merkezi / Fransa’da 12 aday seçimlerde resmen yarışma hakkı kazanmıştı. Emmanuel Macron (liberal), Marine Le Pen (sağ popülist), Valérie Pécresse (muhafazakâr), Jean-Luc Mélenchon (radikal sol), Eric Zemmour (milliyetçi), Yannick Jadot (çevreci), Fabien Roussel (komünist), Anne Hidalgo (sosyal demokrat), Nicolas Dupont-Aignan (muhafazakâr/ulusalcı), Jean Lassalle (kırsalcı), Philippe Poutou (troçkist), Nathalie Artaud (troçkist) cumhurbaşkanlığı için aday olmuştu.

Yaklaşık 49 milyon seçmen seçimlerde oy kullanmak üzere sandığa çağrılmıştı. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, seçime katılım oranı 2017 yılındaki seviyenin gerisine düşerek yüzde 65 olarak gerçekleşti. 2017 yılındaki seçimlerde, katılım oranı yüzde 69,4 olmuştu.

Fransa’da cumhurbaşkanı, 6 Kasım 1962 tarihinde yapılan anayasa değişikliğinden bu yana halk tarafından doğrudan seçiliyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı Fransız direnişinin sembolü olan General Charles de Gaulle, 1965 yılında bu sistemle seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştu.

Macron’dan seçmenlere aşırı sağı engelleme çağrısı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ilk turda kendisine oy veren seçmenlere ve ikinci turda kendisine destek verilmesi için çağrıda bulunan rakiplerine teşekkür etti.

Emmanuel Macron, seçmenlere, aşırı sağın iktidara gelmesini engellemek için ikinci turda kendisine oy vermeleri çağrısı yaptı. Macron, “İlk turda bana oy vermeyenler de dahil herkese, bize destek verme çağrısı yapıyorum” dedi.

Kendisine oy vermeyenleri ikna etmeyi ve ikinci turda onların da oyunu almayı umduğunu vurgulayan Macron, “Daha hiçbir şey bitmedi. Popülist söyleme ve yabancı düşmanlığına teslimiyet…Bu, Fransa değil” diye konuştu.

Le Pen: Fransa’ya çekidüzen vereceğim

Marine Le Pen ise ilk tur sonuçlarının netleşmesi sonrası yaptığı açıklamada, Macron’a oy vermeyen herkese, ikinci turda kendisine oy vermeleri çağrısı yaptı.

Seçilirse “Tüm Fransız halkının cumhurbaşkanı” olacağını vurgulayan Le Pen, “5 yıl içinde Fransa’ya çekidüzen vereceğini” söyledi. Le Pen konuşurken, destekçileri de “Kazanacağız” şeklinde sloganlar attı.

Öne çıkan konular neler?

Fransa’da anketlere göre Rusya-Ukrayna Savaşı dışında seçimi etkileyecek en önemli konular ekonomi, göç ve güvenlik. Fransa, Ocak ayında son 50 yılın en yüksek yıllık büyümesini gerçekleştirerek Covid pandemisinin yaralarını sardı.

Fransa ekonomisinin büyümesi Macron’un elini güçlendiriyor. Ülkede işsizlik, Euro Bölgesi ortalamasının hemen üzerinde ve Macron’un iktidara geldiği yıl belirlediği hedefe yakın bir seviyeye, yüzde 7,4’e geriledi.

Resmi verilere göre 2020’de Fransa’da 6,8 milyon göçmen yaşıyordu. Bunların üçte biri Avrupa ülkelerindendi. En büyük göçmen grupları ise sırasıyla Cezayir, Fas ve Portekizliler.

Göç konusu özellikle aşırı sağcı adayların kampanyalarında öne çıkmıştı.  Le Pen iktidara gelince göçü büyük oranda azaltmayı hedefleyen bir referandum düzenleyeceğini belirtmişti.

Le Pen’in yoğun eleştirilerine maruz kalan Macron, binlerce yeni polis istihdam etme sözü vermişti. Macron, iktidarında ülkede suç oranının azaldığını söylüyor. Son yıllarda büyük saldırılara maruz kalan Fransa’da güvenlik, seçmenler için en önemli konulardan birine dönüşmüştü.

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 4,5 Milyonu Aştı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 24 Şubat’ta başlayan Rusya saldırılarının ardından Ukrayna’daki mülteci krizine ilişkin verileri paylaştı.

Açıklamaya göre, 24 Şubat-9 Nisan döneminde yarıdan fazlası Polonya’ya olmak üzere 41 milyon nüfusa sahip ülkeden 4 milyon 503 bin 954 kişi komşu ülkelere geçti.

Komşu ülkelere geçişler şöyle oldu:

  • Polonya – 2 milyon 593 bin 902
  • Romanya – 686 bin 232 kişi
  • Macaristan – 419 bin 101 kişi
  • Moldova – 410 bin 882 kişi
  • Rusya – 404 bin 418 kişi
  • Slovakya – 314 bin 485 kişi
  • Belarus – 19 bin 96 kişi
  • Donetsk ve Luhansk bölgelerinden de 21-23 Şubat’ta 113 bin kişi Rusya’ya geçti.

7,1 milyon kişi yerinden edildi

Ukrayna’dan komşu ülkelere gidenlerden yüz binlercesinin buralardan da diğer Avrupa ülkelerine geçtiği biliniyor. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Ukrayna içinde 7,1 milyon sivilin yerinden edildiğini açıklamıştı.

En az 1793 sivil hayatını kaybetti

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin açıklamasında, Rusya-Ukrayna savaşında 24 Şubat-9 Nisan’da en az 1793 sivilin yaşamını yitirdiği, 2 bin 439 sivilin yaralandığı da bildirildi. Sivil ölü ve yaralı sayısının tespit edilenden çok daha yüksek olabileceği vurgulandı.

Sivil kayıpların çoğunun, ağır topçu ve çok namlulu roketatar sistemlerinden yapılan bombardımanlar ve hava saldırıları dahil olmak üzere, geniş etki alanına sahip patlayıcı silahların kullanılmasından kaynaklandığı ifade edildi.

NOT: BM, Ukrayna’da sivil kayıplara ilişkin sadece teyit edebildiği rakamları açıklıyor. Ukrayna makamlarına göre ise hayatını kaybeden sivillerin sayısı ise çok daha fazla.

Paylaşın

Rusya Petrol Ve Doğalgazını Kime Satacak?

Rusya dünyanın en büyük doğal gaz ve petrol ihracatçısı konumunda. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre Rusya’nın 2021 bütçesinin yüzde 45’ini petrol ve doğal gaz gelirleri oluşturdu.

Avrupa Birliği (AB) Rusya’nın uzun süredir en iyi müşterisi idi. Amerikan Enerji Bilgi Yönetim İdaresi’nin (EIA) Ekim 2021 verileri, Rusya’nın petrolünün yüzde 49’unu Avrupalı OECD ülkelerine sattığını gösteriyor. Avrupa, Rusya’nın doğal gaz ihracatında daha da öne çıkıyor. EIA’ya göre Rusya doğal gazının yaklaşık yüzde 75’ini Avrupa ülkelerine satıyor.

Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Rus ordusunun savaş suçu işlediğine dair iddialar AB’nin Rus fosil yakıtlarından uzaklaşma planlarını hızlandırdı. Diğer yandan özellikle doğal gaz söz konusu olduğunda Almanya ve İtalya gibi ülkelerinin, bunu hangi hızda ve ölçüde yapabileceği yoğun bir tartışma konusu oluyor. Ancak Avrupa Komisyonu’nun “2030’dan çok önce” tüm Rus fosil yakıtlarına olan bağımlılığın sonlandırılması planı gerçekleşirse, Rusya’nın bazı yeni müşterilere fena halde ihtiyacı olacak.

Olası yeni müşteriler

Peki bu müşteriler kim olabilir? Rusya muhtemelen, örneğin Çin gibi yaptırımlara katılmayan mevcut müşterilerine satışları artırmaya odaklanacaktır. Petrol söz konusu olduğunda, Çin Rusya’nın Avrupa ülkeleri haricindeki en büyük müşterisi. Rusya’nın 2021’de Asya ve Okyanusya ülkelerine yönelik petrol ihracatının yüzde 38’i Çin’e gitti.

Rusya hali hazırda Suudi Arabistan’ın ardından Çin’in en büyük petrol tedarikçisi. Uzmanlara göre, Moskova’nın önümüzdeki yıllarda hedefi Ortadoğulu rakiplerini geride bırakarak ilk sıraya yükselmek.

DW’ye değerlendirmede bulunan jeopolitik risk analisti Fernando Ferreia, “Bu yıl enerji piyasalarında izleyeceğimiz en ilginç rekabet Rusya’nın uzun süredir devam eden ticari ilişkilerini Ortadoğu’dan Doğu Asya’ya kaydırmaya çalışması olacaktır” diye konuştu. Moskova’nın bir diğer büyük hedefi de Hindistan’a ihracatını artırmak. 1,38 milyar nüfusa sahip ülke dünyanın üçüncü büyük petrol tüketicisi.

2021’de Hindistan’ın petrol ihtiyacını karşılayan başlıca ülkeler Irak, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Hindistan’ın petrol ithalatında Rusya’nın yeri sadece yüzde 2 seviyesinde. Ancak bunun değişeceğine dair sinyaller var. Öncelikle Hindistan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınamadı. Rusya’dan satın aldığı petrol miktarını da Mart ve Nisan aylarında ciddi şekilde artırdı. Batılı ülkeler Rusya’nın ham petrolünden uzaklaşırken, Hindistan bunu indirimli fiyata almak için can atıyor.

Harvard Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler ve diplomasi alanında dersler veren öğretim üyesi Margarita Balmaceda, Hindistan’daki iki büyük rafineriye yakın zamanda Rusya’dan büyük miktarda petrol nakliyatı yapıldığına dikkati çekti.

Ancak Hindistan ve Çin’in Avrupa’nın yerini ne ölçüde alabileceğine dair şüpheler de var. Ortadoğu ülkeleri ile Çin ve Hindistan arasındaki petrol ticaretine dair ilişkilerin gelişmesinin onlarca yıl sürdüğünü hatırlatan Ferreira, “Bence hem Hindistan hem Çin, Ortadoğu ülkelerine kapıyı tamamen kapatmak konusunda temkinli olacaktır” dedi. Fernando Ferreia ayrıca, Batı yaptırımları yüzünden Rusya’nın petrol üretimi için gerekli olan teknolojiyi satın almada zorlanacağına işaret ederek, “Rusya, Batı teknolojilerine erişim olmadan arz seviyelerini korumakta zorlanacak” değerlendirmesinde bulundu.

Doğal gaza yeni pazarlar bulmak daha zor

Rusya’nın doğal gaza kıyasla petrolüne yeni pazarlar bulma konusunda daha az sıkıntı yaşayacağı tahmin ediliyor. Zira petrol fiziksel olarak yeni pazarlara nispeten kolay bir şekilde taşınabilirken, doğal gazın boru hattına ihtiyacı var; ya da sıvılaştırılarak taşınması gerekiyor. Ancak Rusya’nın LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) üretim kapasitesi hala rakiplerinin çok gerisinde.

Eğer Rusya, Avrupa yerine doğal gaza yeni pazar aramak zorunda kalacaksa görünüşe göre bu yine Çin olacak. Şubat ayında iki ülke doğal gaz ticareti konusunda 30 yıllık bir anlaşmaya imza atmıştı. Satışın Euro üzerinde yapılmasında da uzlaşma sağlanmıştı.

Rusya diğer yandan Pakistan’la da yakın ilişkiler kurdu. Moskova, 2 milyar dolar maliyeti olan Pakistan Akımı isimli boru hattı projesini üstlendi. Komşu ülke Hindistan gibi Pakistan da Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınamadı.

Ancak Balmaceda, doğal gaz ihracatını Batı’dan Doğu’ya kaydırma konusundaki Rus söyleminin olasılığı aştığını belirterek, “Gerçek şu ki, bu projelerin büyük finansmana ihtiyacı var; ve finansman yoksa bunlar yapılamaz” ifadesini kullandı. Balmaceda’ya göre Rusya, Çin ve Hindistan’a doğal gaz sevkiyatı sağlamak için gelecekte yeni boru hatları inşa edebilir. Ancak bunların devasa yatırımlar olduğu ve Moskova’nın ekonomik vaziyeti düşünüldüğünde durumun pek de gerçekçi olmadığını vurguluyor uluslararası ilişkiler uzmanı Balmaceda.

Ferreira’ya göre ise, doğal gaz için Rusya’nın Asya’daki terk gerçekçi seçeneği Çin ile Batı Sibirya arasındaki mevcut veya yeni boru hatları olabilir. Bunun biraz zaman alacağını belirten uzman, “Dolayısıyla Rus gazı için kısa vadeli bir çözüm yok” söyleminde bulundu.

Enerji piyasasında güç kaybı

Bu görüşe göre uzun vadede Rusya küresel enerji piyasalarındaki önemli rolünü yitirebilir. “(Rusya) bugünkü gibi bir enerji merkezi olamayacak” tahmininde bulunann Ferreira, “Rezervleri olmadığı için değil, satabilecekleri pazar ya da bunu çıkarabilecekleri teknolojileri olmadığı için” dedi.

Balmaceda ise farklı düşünüyor. Ona göre, Rus enerji kaynaklarına karşı olan gruplar, örneğin kömür üreticileri, yenilenebilir enerji yanlıları veya LNG üreticileri, hükümetleri aksine ikna edemediği takdirde Moskova Avrupa pazarına yeniden girebilir. Bazı şirketlerin, Rusya’dan doğal gaz alımına devam etmek isteyebileceğini ve aksi takdirde sırf bu nakliyat için döşenen boru hatlarına yatırılan paranın boşa gideceği görüşünü savunabileceğini belirtti.

Bu nedenle Rus gazını bırakma konusunda hükümetleri ve şirketleri ikna etmek için alternatif enerji yatırımlarının hızla hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, Macaristan ve Sırbistan gibi ülkelerin gelecekte Rusya’dan doğal gaz alacağına dair net sinyaller var. Macaristan geçen yıl Rusya ile, Karadeniz’den geçen TürkAkım boru hattı üzerinden doğal gaz sevkiyatı öngören bir anlaşma imzalamıştı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Ukrayna İçin 10 Milyar Euro Toplandı

24 Şubat’tan bu yana Rusya’nın işgali altında olan Ukrayna’ya destek için düzenlenen “Stand Up for Ukraine” (Ukrayna için Ayağa Kalk) adlı bağış kampanyasında 10 milyar 100 milyon euro toplandığı bildirildi.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen bağış konferansında yaptığı açıklamada kampanya kapsamında 9 milyar 100 milyon euroya ulaşıldığını, buna AB Komisyonu ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından 1 milyar euro katkı sağlanacağını aktardı. Komisyon’dan yapılan açıklamada, söz konusu bağışın Ukrayna içi ve dışındaki savaş nedeniyle yerinden olan insanlar için kullanılacağı belirtildi.

Kampanyanın sonuçlarını “muhteşem” olarak nitelendiren Von der Leyen, “Dünya genelinde ülkelerin, şirketlerin ve insanların dayanışması bu karanlık saatlerde biraz olsun ışık veriyor” dedi.

Zelenskiy’den Rus petrolüne ambargo talebi

Varşova’da düzenlenen konferansta, video bağlantısı ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de bir konuşma yaptı. “Ukrayna’nın cesareti şimdiden demokratik dünyanın tümünü birleştirdi” diyen Zelenskiy, Batı’ya Rus bankalarına daha fazla yaptırım uygulama çağrısında bulundu. Zelenskiy ayrıca, Rusya petrolüne ambargo uygulanmasını da istedi.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Rusya’nın başlattığı işgal sonrası 4 milyon 400 bin kişi Ukrayna’yı terk etti; 7 milyon 100 bin kişi ise savaştan kaçmak için ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı. “Stand Up for Ukraine” adlı bağış kampanyası AB ve Kanada öncülüğünde Global Citizen kuruluşu tarafından organize edildi. Aralarında Elton John, Alanis Morisette, Billi Eilish, Annie Lennox, Chris Rock gibi çok sayıda dünyaca ünlü isim söz konusu inisiyatife destek verdi.

Paylaşın

Volodimir Zelenskiy: Ukrayna Müzakerelere Hala Hazır

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Buça ve Kiev yakınlarındaki diğer kentlerde ortaya çıkan vahşete rağmen, Ukrayna’nın Moskova ile müzakerelere “hâlâ hazır” olduğunu belirtti.

Cumartesi günü Kiev’i ziyaret eden Avusturya Başbakanı Karl Nehammer ile görüşmesinin ardından açıklamalarda bulunan Zelenskiy, “Ukrayna her zaman için müzakerelere hazır olduğunu söylüyor ve bir şekilde bu savaşa son verilmesinin yollarını arıyor” dedi.

Rusya’nın yeni bir taarruzda bulanabileceğine işaret eden Zelenskiy, “Ne yazık ki buna paralel olarak bazılarının belirleyici olarak nitelendirdiği, ülkemizin doğusunda önemli bir çarpışma için hazırlıkların sürdüğünü görüyoruz” şeklinde konuştu. Zelenskiy, “Çarpışmaya ve buna paralel olarak bu savaşı diplomasi yoluyla sona erdirmeye hazırız” ifadesini de sözlerine ekledi.

“Doğuda ve güneyde, ülkemizin başka bir bölgesini daha işgal etmeye hazırlanan silahların, teçhizatın ve birliklerin yoğunlaştığınız görüyoruz” diyen Zelenskiy, Rusya’nın yeni bir saldırısının “birçok etkene” bağlı olduğunu ifade etti. Zelenskiy, Ukrayna’nın gücünün, ortaklarının Ukrayna’ya sağlayacağı silahların ve Rusya lideri Vladimir Putin’in ilerleme konusundaki isteğinin bu etkenler arasında olduğunu söyledi.

Türkiye arabuluculuk için çaba gösteriyor

Ukrayna ve Rusya arasında ateşkes ve barış sağlanması yönünde arabuluculuk girişimlerinde bulunan Türkiye’ye göre ise her iki taraf da müzakereleri sürdürmek istiyor. AFP’nin haberine göre, üst düzey bir hükümet yetkilisi, “Rusya da Ukrayna da Türkiye’de müzakereleri sürdürme konusunda istekliler. Ancak ortak bir metin üzerinde uzlaşmadan çok uzaklar” dedi. Hükümet yetkilisi, gelecek müzakere için henüz bir tarih belirlenmediğini de sözlerine ekledi.

Verilen bilgilere göre, Donbas bölgesi ile 2014 yılında Rusya tarafından ilhak edilen Kırım’ın statüsü; üzerinde uzlaşmaya varılamayan noktalar arasında bulunuyor.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Perşembe günü Brüksel’de yaptığı açıklamada Buça’dan gelen görüntülerin, oluşan “göreceli pozitif atmosferi” gölgelemesine rağmen Nisan ayı ortasında kadar dışişleri bakanları düzeyinde müzakerelere devam edilebileceğini söylemişti.

Ukrayna ve Rusya heyetleri arasındaki yüz yüze son görüşme 29 Mart’ta Türkiye’nin arabuluculuğu ile İstanbul’da gerçekleşmiş, Ukrayna heyeti bu görüşmede tarafsızlık statüsünü kabul etmenin karşılığında güvenlik garantisi talep etmişti. Garantör ülkeler arasında ise Türkiye’nin de adı geçmişti.

Paylaşın

Pakistan’da İmran Han’ın İktidarı Tehlikede

Pakistan Başbakanı İmrah Han, güven oylamasında hükümetinin düşürülmesi halinde, muhalefetin kuracağı bir hükümeti tanımayacağını söyledi. Muhalif milletvekilleri, Han’ı iktidardan düşürmek için geçen Cumartesi günü güvenoylaması talep etmişti.

Bugün yapılacak ve kaybetmesi beklenen güvenoylamasından önce konuşan Han, Anayasa Mahkemesi’nin oylamanın yapılması kararını tanıdığını belirtmekle birlikte, ABD’nin kendisini iktidardan göndermek için komplo kurduğu iddiasını yalanladı. Ancak bu iddiasına yönelik herhangi bir kanıt sunmadı. Washington ise iddiayı yalanlıyor.

Han, Rusya Ukrayna işgaline girişirken Vladimir Putin ile görüşmüş ve daha önce ABD’nin “terörle savaşını” eleştirmişti. BBC Muhabiri Secunder Kermani, Han’ın ordunun yardımıyla iktidara geldiği yönünde genel bir kabul olduğunu, ancak gözlemcilerin şimdi aralarının açıldığını söylediğini belirtiyor.

Koalisyon ortaklarının bazıları da Han’ı terk etti. Han ayrıca halka, Pazar günü dışarı çıkıp “yabancı fonlu dramayı” protesto etmeleri çağrısı yaptı. İmran Han “Ben de orada sizinle olacağım ve Pakistan’a karşı bu yabancı komployu asla kabul etmeyeceğim” dedi.

Muhalif lider Şahbaz Şerif ise, Yüksek Mahkeme’nin güvenoylamasının yapılması kararının “Pakistan ve anayasayı kurtardığını” belirtti. Muhalif milletvekilleri, Han’ı iktidardan düşürmek için geçen Cumartesi günü güvenoylaması talep etmişti.

Ancak Han’ın partisine üye Parlamento Başkan Yardımcısı Kasım Suri, “yabancı müdahalesi” olduğu iddiasıyla güvenoylamasını engellemiş ve devlete bağlılık çağrısı yapan anayasaya aykırı olduğunu savunmuştu.

Han ise daha sonra parlamentoyu feshetmiş ve erken seçim çağrısı yapmıştı. Yüksek Mahkeme Perşembe günü güvenoylamasının durdurulmasının anayasaya aykırı olduğuna hükmetmiş ve bugün yapılmasını emretmişti.

Han, Rusya ve Çin ile dostane ilişkileri yüzünden ABD’nin muhaliflerle işbirliği yapıp, kendisini devirmeye çalıştığını savunuyor. Eski kriket yıldızının güvenoylamasını kaybetmesi bekleniyor.

Han’ın oylamayı kaybetmesi halinde, muhalif partilerin genel seçimlerin yapılması öngörülen Ağustos 2023’e dek iktidarda kalacak yeni bir başbakan ataması bekleniyor.

BBC Urdu Servisi’nden Abid Hüseyin, “Han’ın güven oylamasını önlemek için elinde ne tür seçeneklerin olduğu belirsiz. Bir seçeneği, oylamayı kaybetme utancını önlemek için milletvekillerinin topluca istifa etmesi” diyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Tel Aviv’de Silahlı Saldırı: 2 Ölü

İsrail’in Tel Aviv kentinde düzenlenen silahlı saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti, 10 kişi yaralandı. Hayatını kaybedenlerden biri 28, diğeri 27 yaşında. Biri kadın olmak üzere yaralılardan dördünün durumunun ağır olduğu bildirildi.

İsrail polisinin açıklamasında “Bu sabah başarıya ulaştık. Operasyonel ve istihbarat iş birliği sayesinde çemberi daralttık ve çıkan çatışma sonrası teröristi öldürdük” denildi. İsrail’in yurtiçi gizli servisi Şin Bet, saldırganın Yafa’da bir caminin yakınında saklanırken bulunduğunu belirtti.

Yafa Tel Aviv’in Arap bölgesi olarak biliniyor. İsrail kamu radyosu saldırganın İsrail işgali altındaki Batı Şeria’daki Cenin mülteci kampından, 20’li yaşlarının sonunda bir erkek olduğunu duyurdu.

Bölge ablukaya alınmıştı

Bu yaklaşık iki hafta içinde düzenlenen dördüncü benzer saldırı oldu. Saldırılarda toplam 13 kişi hayatını kaybetti. Saldırının düzenlendiği Dizengoff Sokağı, barlar ve restoranlarla dolu kalabalık bir yer.

Polis olay sonrası saldırganı ararken, bölge sakinlerinde evlerinde kalmaları uyarısı yaptı. Times of Israel gazetesi, saldırının Ilka adlı barda başladığını belirtiyor.

Gazeteye konuşan 34 yaşındaki Evelyn Gertz, o sırada yandaki mekanda yemek yediğini, saldırılar başlayınca herkesin masaların altına saklandığını ve insanların ağlamaya başladığını aktarıyor.

İsrail basınının paylaştığı videolarda sokaktaki insanların kaçıştığı ve ilkyardım araçlarının bölgeye akın ettiği görülüyor. Bir barın güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde ise mekanda içen insanların saldırıyla birlikte sandalyeleri devirerek kaçtıkları görülüyor.

Çevre sakinlerine dışarı çıkmamaları uyarısında bulunan Tel Aviv Polis Sözcüsü Eli Levy “Evinizi terk etmeyin, kafanızı camdan çıkarmayın, balkona çıkmayın” dedi. Saldırganı arama çalışmalarına 1000’den fazla polis, ordu özel kuvvetin ve istihbaratçının katıldığı belirtilmişti.

Tel Aviv’de olduğu belirtilen İsrail Başbakanı Naftali Bennett “Terörist nereden olursa olsun onu bulacağız. Ona doğrudan ya da dolaylı yardım etmiş kim varsa bedelini ödeyecek” dedi.

Paylaşın

Avrupalıların Yarısından Fazlası Esrarın Yasallaşmasını İstiyor

Avrupa’da yapılan bir ankete göre, nüfusun yarıdan fazlası yetişkinlerde esrar kullanımının yasallaşmasını destekliyor ve Avrupalıların yaklaşık yüzde 30’u da bu uyuşturucu maddeyi satın alabileceğini söylüyor.

Esrar konusunda Avrupa’nın hali hazırda liberal bir yaklaşımı mevcut. Hollanda başta olmak üzere bazı ülkelerde rahatça kullanılabiliyor.

Pandemi kaynaklı karantinalar sırasında esrar kullanımında bir artışa tanık olan Amerika Birleşik Devletleri’nde de görüldüğü gibi esrar ticaretinin ve kullanımının yasallaştırılması halinde bunun ekonomiye de ciddi fayda sağlayabileceği düşünülüyor.

Londra merkezli danışmanlık şirketi Hanway ve Curaleaf International’ın raporuna göre, Avrupalıların çoğunluğu kenevir yetiştiren ve esrar satan ticari dükkanları desteklerken, benzer oranda çoğunluk bitkinin evde yetiştirilebilmesine taraftar değil. Yani bunun sadece devlet denetiminde yapılabilmesi isteniyor.

ABD’de federal kısıtlamalar da kaldırılıyor

Rapor, geçtiğimiz cuma günü ABD Temsilciler Meclisi’nin, esrarı yasallaştıran eyaletlerdeki kullanıcılar ve işletmeler için sorun teşkil etmeye devam eden ‘federal esrar yasağı’nı sona erdirmek adına bir tasarı geçirmesinden bir hafta sonra geldi.

ABD merkezli Curaleaf yöneticisi Boris Jordan, “Avrupa pazarını ABD’nin üç ila dört yıl gerisinde görüyoruz, ancak görünüşe göre Avrupa, kapsamlı reformları ABD’den daha önce başlatabilir” diyor.

Almanya dahil birçok Avrupa ülkesi, esrarı sınırlı tıbbi amaçlar için yasallaştırırken, Portekiz gibi ülkeler uzun süre önce genel kullanımını suç olmaktan çıkardı. Malta da esrarın sınırlı ekimine ve kişisel kullanımına izin veren ilk Avrupa ülkesi olmuştu.

Milyarlarca euroluk pazar

Araştırma firması Prohibition Partners’ın raporuna göre, Avrupa esrar pazarının 2025 yılına kadar yıllık gelirinin 3 milyar Euro’yu aşması bekleniyor. Almanya ise kısa sürede kıtanın en büyük pazarı haline geldi.

Curaleaf CEO’su Joe Bayern’in verdiği demeçte, “Almanya’da eğlence amaçlı kullanımı yasallaştırmak için siyasi irade mevcut” diyor ve ekliyor: Almanya’nın Avrupa’nın en büyük ekonomisi olduğu göz önüne alındığında, bunun yol göstereceğini ve kıtanın geri kalanı için bir domino etkisi yaratacağını düşünüyoruz.

(Kaynak: Euronews)

Paylaşın

Azerbaycan İle Ermenistan Barış Görüşmeleri İçin Anlaştı

Ermenistan, Azerbaycan’la barış görüşmelerine başlama konusunda anlaşmaya vardığını duyurdu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, iki ülke arasında 2020 yılında Dağlık Karabağ nedeniyle yaşanan savaşın ardından üçüncü kez bir araya geldi.

Brüksel’deki görüşmenin ardından Ermenistan Başbakanlığından yapılan açıklamada, “Ermenistan Başbakanı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı, barış görüşmelerinin hazırlıklarına başlanması için dışişleri bakanlarına talimat verdi” denildi.

Açıklamaya göre, Paşinyan ve Aliyev bu ayın sonuna kadar bir ikili komisyon kurulması için anlaştı. Açıklamada, “Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sınırın çizilmesi” için oluşturulacak olan bu komisyonun ayrıca “bu sınır boyunca güvenlik ve istikrarın sağlanmasına ilişkin sorunları ele almakla yetkilendirileceği” ifade edildi.

AB umutlu

Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin buluşmasına ev sahipliği yapan Avrupa Birliği (AB), yapılan görüşmenin kalıcı barış yolunda atılan bir ilk adım olarak hizmet etmesini umduğunu belirtti.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bu akşam doğru yönde önemli bir adım attığımızdan eminim. Elbette bu, her şeyin çözüldüğü anlamına da gelmiyor” dedi.

Aliyev ve Paşinyan, Brüksel’deki ilk görüşmelerini Aralık 2021’de gerçekleştirmişti.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında 2020 yılında Dağlık Karabağ bölgesi nedeniyle yaşanan savaşta 6 bin 500’ten fazla insan hayatını kaybetti. Moskova’nın arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşması sonucunda Azerbaycan, Dağlık Karabağ’da Ermenistan’ın kontrolündeki toprakların önemli bir bölümünü geri alırken Rusya da bölgeye barış gücü konuşlandırmıştı.

Tansiyon yeniden yükselmişti

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilimin son dönemde yeniden yükselmesi, tarafların barış masasına oturma ihtimalinin düşebileceği endişelerine neden olmuştu.

Erivan ve Moskova geçen ay Bakü’yü Rus barış gücünün sorumluluğundaki bir bölgede ateşkes ihlali yapmakla suçlamıştı. Bu suçlamayı reddeden Bakü ise söz konusu bölgenin uluslararası hukukça tanınan Azeri topraklarının bir parçası olduğunu belirtmişti. Azerbaycan, üç Ermeni askerinin öldüğü çatışmalar sonucunda Dağlık Karabağ’ın Askeran bölgesinde yer alan ve stratejik öneme sahip olan Faruk köyünün kontrolünü ele geçirmişti.

Azerbaycan birliklerinin “barış gücünün sorumluluğundaki alana yönelik sınır ihlaline son verilmesi için” Dağlık Karabağ’daki Rus barış gücü birliğinden “somut adımlar” atmasını isteyen Ermenistan, bölgede “etnik temizlik” ve “yeni bir askeri gerginlikten” kaçınılması için uluslararası caydırıcılık mekanizmalarının etkin kılınması için de çağrı yapmıştı.

Erivan ayrıca “kapsamlı bir barış anlaşması amacıyla acilen görüşmelere başlanması” için Bakü’ye çağrıda bulunmuştu. Bakü ise bir yıl önce Ermenistan’la barış görüşmeleri başlatmayı teklif eden tarafın Azerbaycan olduğu yanıtını vermişti.

Paylaşın