Rusya, Batı’nın Yaptırımlarını Çin’le Aşabilir Mi?

Rusya, Ukrayna’yı işgalinden sonra bazı ülkeler tarafından getirilen ekonomik yaptırımların etkisini sınırlamaya yönelik ittifak arayışlarına girdi. Rusya Lideri Vladimir Putin, enerji ihracatlarını “hızla gelişen pazarlara” yönlendireceklerini söyledi.

Krizde tarafsız görünmeye özen gösteren Çin, Rusya’nın işgalini kınamadı ve Batı’nın yaptırımlarını eleştirdi. Çin’in açıkladığı gümrük verilerine göre, Rusya ile ikili ticaret bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 28 arttı.

Mart ayındaki artış ise yüzde 12’den fazla oldu. Rusya, Ukrayna’yı işgaline 24 Şubat’ta başlamıştı. 2021’de Çin’in Rusya’nın ihracatındaki toplam payı yaklaşık 147 milyar dolarla yüzde 18’e ulaştı.

Putin, Kış Olimpiyatları için Şubat’ta Pekin’i ziyaret etmişti. Bu ziyarette iki ülke liderleri toplam ticaret hacimlerini 2024’e kadar 250 milyar dolara çıkarmayı hedeflediğini açıkladı.

Bununla birlikte bir blok olarak Avrupa Birliği açık ara Rusya’nın en büyük ticaret ortağı. 2021’de Rusya ile AB arasındaki ticaretin hacmi Çin’in Moskova’yla ticaret hacminin neredeyse iki katı kadardı.

Ama şimdi bu durum değişiyor.

Ticari konularında uzman ekonomist Dr. Rebecca Harding, “Yaptırımlardan sonra AB ile Rusya arasındaki ticaret kaçınılmaz olarak azalacak. Mevcut kriz, Avrupa Birliği’ni tedarik kaynaklarını çeşitlendirme arayışına itti” diyor.

Çin daha fazla Rus enerjisi alabilir mi?

Çin, Rus petrolü, gazı ve kömürü için en büyük pazarlardan biri. Ukrayna’nın işgalinden sadece bir hafta önce iki ülke# değeri 20 milyar doları aşan yeni bir kömür anlaşması imzalamıştı.

Putin ayrıca Çin’le 117,5 milyar dolar değerinde bir petrol ve gaz anlaşması açıklamıştı. İki ülke yeni bir doğalgaz boru hattı inşa etmeyi planlıyor (Sibirya’nın Gücü-2).

Mevcut boru hattının inşaatına 2019’da başlanmış ve 30 yıllık için 400 milyar dolarlık bir anlaşma imzalanmıştı. Bununla birlikte Rusya’nın en büyük enerji pazarı hâlâ Avrupa Birliği.

Rusya, AB’nin doğalgaz ihtiyacının yüzde 40’ını ve petrol ihtiyacının yüzde 26’sını karşılıyor. Dr. Harding, “Son beş yıldır, Rusya’nın Çin’e petrol ve doğalgaz ihracatı yılda yüzde 9 artıyor. Bu çok hızlı bir büyüme ama bu durumda bile Çin, Rus petrolü için AB’nin yarısı kadar büyük bir pazar” diyor.

Ukrayna’nın işgalinden sonra AB Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltma kararı aldı. Avrupa Birliği Rusya’dan gaz ihracatını üçte iki oranında azaltacağını açıkladı.

Rus gazının ana ihracat noktalarından bir olan Almanya, Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattını askıya alacağını duyurmuştu. Rusya ile Çin arasında planlanan yeni doğalgaz boru hattının kapasitesi, Kuzey Akım-2’ninkinin beşte biri civarında olacak. Sibirya’dan gazın ne zaman pompalanmaya başlanacağı da henüz bilinmiyor.

Çin sera gazı emisyonları hedeflerine ulaşabilmek için kömüre bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Bu kapsamda Rusya’dan gaz ithalatını artırabileceği belirtiliyor.

Ancak 2022’nin ilk iki ayında Rusya’dan petrol ihracatı yüzde 9 azaldı. Devlete ait petrol rafinerilerinin bu konuda ihtiyatlı olduğu ve halihazırda Rusya’yla petrol sözleşmesi imzalamadığı belirtiliyor.

Çin Rusya’yı askeri açıdan destekleyebilir mi?

ABD medyasına göre, Ukrayna’yı işgali sürecinde Rusya Çin’den askeri teçhizat istedi. Fakat Rusya bu haberleri “dezenformasyon” diye niteledi.

Son yıllarda, silah ticareti ters yöndeydi. Çin uzun bir süre silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu için Rusya’ya bağımlıydı. ABD ve Avrupa Birliği 1989’daki Tiananmen katliamından sonra Çin’e silah ambargosu koymuştu.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) verilerine göre, Çin 2017-2021 yılları arasında silah ithalatının yüzde 80’ini Rusya’dan gerçekleştirdi. Rusya toplam silah ihracatının yüzde 21’ini Çin’e yapıyor. Çin, Rusya’nın en büyük ikinci küresel müşterisi.

Fakat Çin aşamalı olarak kendi askeri teçhizat üretim kapasitesini geliştiriyor.Çin halihazırda dünyada en fazla silah ihraç eden dördüncü ülke.

SIPRI’den Siemon Wezeman “Çin çok gelişmiş silahlar üretiyor. Rusya Çin’in ürettiği insansız hava araçlarına ilgi gösterebilir” diyor. Wezemen şimdiye kadar Rusya’nın insansız hava aracı satın aldığına dair bir kanıt bulamadıklarını söylüyor.

Çin Rusya’ya mali destek verebilir mi?

Bazı Rus bankanları uluslararası ödeme sistemi Swift’ten çıkarıldı. Bu nedenle Çin şirketleri Rusya’dan alımları durdurmaya başladı. Son yıllarda hem Rusya hem de Çin, alternatif ödeme yöntemlerini özendirmeye çalışıyor.

Rusya’nın STFM (System for Transfer of Financial Messages – Mali Mesajlar Transfer Sistemi) ve Çin’in de CIPS (Cross-Border Interbank Payment System – Sınır-Ötesi İnterbank Ödeme Sistemi) var. İki sistem de yerel paralar üzerinde işlem yapıyor.

Fakat Swift küresel ticaret ağındaki finansal işlemlerde hakim konumunu koruyor. Rusya’nın yaptırımlardan sonraki rezervleri altın ve Çin Yuan’ından oluşuyor.

Rus istatistiklerine dayandırılan haberlere göre Rusya ile Çin arasındaki ticaretin yaklaşık yüzde 17’si Yuan üzerinden yapılıyor. 2014’te bu oran yüzde 3,1 düzeyindeydi.

İki ülke arasındaki enerji ticareti ise hâlâ büyük ölçüde dolar üzerinden yapılıyor. Ancak bazı Çin şirketlerinin Mart’ta Rusya’dan Yuan’la petrol ve kömür satın aldığına işaret ediyor.

Çin, Rusya’dan gıda ithalatını artırabilir mi?

Rusya dünyanın en büyük tahıl üreticilerinden biri. Çin de Rusya’dan en fazla buğday ve arpa alan ülkeler arasında.

Çin, hastalık endişesiyle son dönemde Rusya’dan ithal edilen buğday ve arpaya sınırlama getirmişti. Ama bunların hepsi Rusya’nın Ukrayna işgalini başlattığı gün kaldırıldı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Papa’dan Kendisini Eleştirenlere: Dışkı Seviciler

Katolik Kilisesi Lideri Papa Francesco, Ukrayna işgalini kınadığı mesajlarında Rusya’nın ya da Vladimir Putin’in adını anmaktan kaçınması nedeniyle kendisini Rusya yanlısı olmakla suçlayan gazetecilere tepki gösterdi. Papa, bu gazetecileri dezenformasyon ve “koprofili” (dışkı sevicilik) ile suçladı.

Bu suçlama, Papa’nın memleketi Arjantin’den bir gazeteciye bu konuda yazdığı bir mektupta ortaya çıktı. Arjantinli gazeteci Gustavo Sylvestre, Papa’nın mektubunu sitesinde yayımladı.

BBC Türkçe’den Övgü Pınar’ın haberine göre, 7 Nisan tarihli mektupta Papa, Arjantin’de yürütülen “dezenformasyon kampanyası” konusunda endişelerini dile getiriyor. “Medyanın yoğun saldırılarından” yakınan Papa şunları söylüyor:

“Gazetecilerin düşmeye meyilli olduğu bazı günahlar var; dezenformasyon, iftira, karalama ve koprofili. Bana, bazı yazarların bu makaleler için ödeme aldığı söylendi. Yazık! İletişim gibi böylesine asil bir meslek böyle kirletiliyor.”

Arjantinli gazeteci Gustavo Sylvestre bu yazışmanın, yerel basında Papa’nın Putin ya da Rusya ile yakın gösterilmeye çalışılması yönündeki “operasyonlar” bağlamında gerçekleştiğini belirtti.

Papa Francesco daha önce de gazetecilerin dezenformasyon yapmasını “koprofili” diye nitelemişti. 2016’da Belçikalı Katolik yayın organı Tertio’ya verdiği söyleşide, karalama, yanlış bilgi verme, sürekli skandal yaratma isteğinin “koprofili hastalığına yenik düşmek” olduğunu söylemişti.

NYT: ‘Savaşı kınıyor ama saldırganı kınamıyor’

Papa Francesco, Ukrayna işgalinin başından beri savaşı “katliam”, “vahşet”, “korkunç bir zulüm” gibi ifadelerle kınayarak defalarca “silahlar sussun” çağrısı yaptı.

Son olarak Nisan başında Malta gezisinde sarf ettiği “Çağdışı milliyetçi çıkarlara kapılarak çatışmaları kışkırtan bazı hükümdarlar” ifadesi de Rusya lideri Vladimir Putin’e yönelik bir eleştiri olarak yorumlandı.

Ancak Papa’nın ağzından bu bağlamda “Putin”, “Moskova” ya da “Rusya” sözcükleri duyulmadı. Bu tercih, aralarında bazı basın kuruluşlarının da yer aldığı bir kesimden tepki çekti.

Bunların içinde en ses getirenlerinden biri de geçen ay New York Times’ta (NYT) yayımlanan “Papa, Ukrayna’daki savaşı kınıyor ama saldırganı kınamıyor” başlıklı makaleydi.

Papa Francesco’ya yakın çizgideki “ilerici Katolik” haber sitesi National Catholic Reporter (NCR) da bir başyazıyla Papa’ya doğrudan Putin’in adını anması çağrısı yaptı.

NCR “Perde arkasında ne oluyorsa olsun, Francesco’nun Ukrayna’ya kanlı saldırı hakkındaki gerçekleri olduğu gibi söylemesinin vakti geldi. Putin’in savaş çığırtkanlığından net şekilde söz etme vakti…” diye yazdı.

Diplomasi kanallarını açık tutma isteği

Vatikan’a yakın kaynaklar ise Papa’nın doğrudan Rusya ya da Putin’i hedef almamasının ardında, diplomasi kanallarını açık tutma isteğinin yattığını vurguluyor. Vatikan’dan, Rusya ile Ukrayna arasında barış görüşmelerine aracılık etme önerileri gelmişti.

Papa Francesco’nun, işgali destekler açıklamalar yapan Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill ile yüz yüze görüşmek istediği de biliniyor. Bu görüşmenin yaz aylarında Ortadoğu’daki bir ülkede gerçekleşmesi yönünde planlar yapılıyor.

Kutsal Cuma töreni planına tepki

Papa’nın bu akşam yöneteceği Kutsal Cuma töreni de benzer bir tartışmaya yol açtı. Kolezyum’da yapılacak “Haç Yolu” töreninde bir Rus ve bir Ukraynalı kadının birlikte haç taşıması planlanıyor.

Ukrayna’nın Vatikan Büyükelçisi Andrii Yurash, bu planın Ukraynalılarda endişe yarattığını söyledi. Ukrayna Katolik Kilisesi Başpiskoposu Sviatoslav Şevçuk da Rus ve Ukraynalı kadınların birlikte haç taşıması fikrini “uygunsuz” bulduğunu belirtti.

Şevçuk “Bu plan, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı askeri saldırısını bağlam dışında tutuyor” diyerek tepki gösterdi.

Papa’ya yakınlığıyla bilinen Cizvit din adamı ve La Civilta Cattolica dergisinin yayın yönetmeni Antonio Spadaro ise bu tepkilere yanıt olarak yaptığı açıklamada Papa’nın “uzlaşma ruhuyla” hareket ettiğini savundu.

Ukrayna Rum Katolik Kilisesi Başpiskoposu Şevçuk ise “Halklar arasında uzlaşma ancak savaş bittiğinde ve insanlığa karşı suçlar işleyenler mahkum edildiğinde mümkün olabilir” dedi.

Paylaşın

Ukrayna Savaşı Küresel Ekonomiyi Tehdit Ediyor!

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Rusya’nın Ukrayna işgalinin dünyada ekonomik beklentileri zayıflattığı konusunda uyardı.

Yüksek enflasyonu küresel ekonomi için “açık ve mevcut bir tehlike” olarak nitelendiren Georgieva, Rusya’nın işgalinin 143 ülkenin büyümesine rağmen ekonomik notlarının düşürülmesine etki ettiğini söyledi. IMF Başkanı, “Savaş, küresel enerji ve tahıl ticaretini kesintiye uğrattı. Afrika ve Orta Doğu’da gıda kıtlığı tehdidi oluşturuyor” dedi.

2020’deki pandemik durgunluğun ardından yaşanan güçlü toparlanma, işletmeler, fabrikalar ve limanları güçlü müşteri talebine ayak uyduramaz hale getirdi ve fiyatların yükselmesine neden oldu. Georgieva, dünya merkez bankalarını faiz oranlarını yükseltmeye zorlayan enflasyonun “küresel toparlanma için büyük bir gerileme” olduğunu söyledi.

“Euro Bölgesi’nde ekonomik büyüme durabilir”

Faiz artırma kararını şimdilik almayan Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde da Euro Bölgesi ekonomisini Ukrayna savaşının “sert” şekilde etkilediğinin altını çizdi. Belirsizliklerin “gözle görülür bir şekilde” arttığını vurgulayan Lagarde, savaşın etkisinin nasıl evrileceğine, ek olası tedbirlere ve yaptırımların etkisine bağlı olduğunu belirtti.

Merkez Bankası Başkanı “Yüksek enerji fiyatlarının sürmesinin güven kaybıyla birleşmesinin, talebin azalmasına ve tüketimi frenlemeye yol açarak Euro Bölgesi’ndeki kalkınmanın durmasına neden olabilir” dedi.

Enflasyon, önümüzdeki aylarda yüksek kalmaya devam edeceğini de öngören ECB Başkanı, “Enflasyonun görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskler aynı zamanda yakın vade için yoğunlaşmış durumda” dedi.

(Kaynak: Euronews)

Paylaşın

Güney Afrika’da Sel felaketi: 253 Kişi Hayatını Kaybetti

Güney Afrika’nın doğusundaki sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısının 253’e yükseldi. Pazartesiden beri ülkenin en büyük kentlerinden Durban ve çevresinde metrekareye 300 mm yağış düştü.

Güney Afrika KwaZulu Natal Eyaleti Sağlık Yürütme Konseyi Üyesi Nomagugu Simelane, basına yaptığı açıklamada, ülkede süre giden sel felaketinde şimdiye kadar 253 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin doğusundaki KwaZulu-Natal eyaletini etkisi altına alan sel felaketinde ülkenin en büyük kentlerinden Durban ve çevresinde metrekare başı 300 milimetreye ulaşan yağışlar, sel ve toprak kaymalarına neden oldu.

Seller dolayısıyla bölgede çok sayıda bina ve altyapı hasar gördü, ülkenin en büyük limanı olan Durban Limanı’nda deniz nakliyatı ve karayolu taşımacılığı durdu.

Kara Yolu Taşımacılığı Derneğinden yapılan açıklamada, sel nedeniyle yolda kalan kamyonları yağmacıların hedef aldığı bildirildi.

KwaZulu Natal eyalet yönetiminden yapılan açıklamada, yağışların ülke tarihindeki en şiddetli yağışlarından biri olduğu paylaşıldı.

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, üst düzey hükümet görevlileriyle bugün afetten etkilenen bölgeleri ziyaret etti.

Ramaphosa, hükümetin sel felaketinden etkilenen ailelere yardım sağlayacağını belirtti: “Bu felakette yalnız değilsiniz. Size elimizden gelen her şekilde yardımcı olacağız.” dedi.

Paylaşın

Biden, Putin’i ‘Soykırımla’ Suçladı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Ukrayna’da yaşananları ilk kez soykırım olarak niteledi. Iowa Eyaleti’ne yaptığı ziyaret sırasında açıklamalarda bulunan Başkan Biden, “Olanlara soykırım diyorum, zira gün geçtikçe daha da açık ve net anlaşılıyor ki Putin Ukraynalı olabilme düşüncesini bile ortadan kaldırmayı deniyor” diye konuştu.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Biden, soykırım suçu işlendiğine dair kanıtların arttığını da belirterek, “Durum geçen haftakinden daha başka görünüyor. Kelime anlamıyla, Rusların Ukrayna’da yaptıklarına dair gün geçtikçe daha da çok kanıt ortaya çıkıyor” diye konuştu. ABD Başkanı, sonuç olarak uluslararası düzeyde bir soykırım suçu işlenip işlenmediğine hukukçuların karar vereceğinin altını da çizdi, ancak kendisinin işlenen suçları soykırım olarak gördügünü ifade etti.

Iowa ziyaretine zamlar damgasını vurdu

Son 40 senenin en yüksek enflasyonunun kaydedildiği ABD’de Başkan Joe Biden’in bölgeye ziyaretine zamlar damgasını vurdu. Biden Menlo kentine ziyaretinde ülkede tüketici fiyatlarında kaydedilen rekor zamlara değindi ve artan fiyatları Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya açtığı savaş ile ilintilendirdi. Biden halka seslenişinde, “Sizin aile bütçeniz, aracınıza yakıt doldurmanız bir diktatörün dünyanın diğer yarısında savaş ilan etmesine ve soykırım yapmasına bağlı olmamalı” diyerek Putin’i sert biçimde eleştirdi. Demokrat Partili Biden, ABD’nin ve partnerlerinin Putin’in ABD’li, Avrupalı ve diğer bölgedeki ailelere karşı enerji kaynaklarını silah olarak kullanmasını engellemek için ellerinden geleni yaptıklarını da söyledi.

Zelenskiy’den Biden’a övgü

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya’nın Ukrayna’da yaptıklarını açıkça soykırım olarak nitelemesinden dolayı Biden’i övdü. Twitter’dan yaptığı açıklamada Zelenskiy, “Kötüye karşı dirayet göstermek isteniyorsa olanları adıyla anmak önemli” diye vurguladı.

Ukrayna lideri, Rus güçlerinin ülkesi Ukrayna’daki pek çok kentte sivillere yönelik yaptığı katliamı daha önce zaten soykırım olarak nitelemiş ve Putin’i soykırım suçu işlemekle suçlamıştı.

ABD yönetimi ise Ukrayna’daki savaşla ilgili soykırım kelimesini anmaktan şimdiye kadar kaçınıyordu. Başkan Biden’in güvenlik danışmanı Jake Sullivan, Kiev yakınlarındaki Buça kentinde sokaklarda cesetleri bulunan sivillere dair görüntülerin ortaya çıkmasının ardından savaş suçu işlendiğinden bahsetmiş, ancak soykırım kavramını kullanmaktan çekindiği dikkat çekmişti.

Leningrad benzetmesi

Bu arada Ukrayna lideri Zelenskiy, Rusya’nın yoğun saldırılarıyla kentin büyük kısmının enkaza döndüğü, stratejik öneme sahip liman kenti Mariupol’de olanları 2. Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından etrafı çevrilen Leningrad kuşatmasına benzetti. Öte yandan Almanya’da hükümetin bazı üyeleri Ukrayna’ya ağır silahlar verilmesi yönündeki ısrarlarını artırıyor.

Yabancı ülkelere silah nakliyatından da sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck, Kiev’e daha hızlı silah gönderilmesi için baskı yapılor. Dün Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da, Ukrayna’ya ağır silah gönderilmesi gerektiğini açıklamıştı.

Paylaşın

New York Metrosu’nda Silahlı Saldırı: En Az 16 Yaralı

ABD’nin New York Kenti 36. Cadde üzerinde yer alan bir metro istasyonunda yerel saatle 08.30 sularında bir silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda en az 16 kişi yaralandı. Ayrıca olay yerinde infilak etmemiş bir düzenek de bulundu.

New York Times’ın haberine göre, polis metroda etrafa ateş açan gaz maskeli ve turuncu yelekli şüpheliyi aramaya devam ediyor. New York Valisi Kathy Hochul, saldırganın “tehlikeli” olduğunu belirtti. Bütün vatandaşlara “uyanık ve dikkatli” olmaları çağrısı yapan Hochul, saldırganla ilgili bilgiye sahip olanların yetkili birimlerle iritibata geçmesini istedi.

Terör şüphesi bulunmuyor

New York polisi, eldeki ilk bilgilerin olayın terör saldırısı olmadığına işaret ettiğini açıkladı. Konuyla ilgili açıklama yapan New York Emniyet Müdürü Keechant Sewell, soruşturmanın birkaç saattir sürdüğünü belirterek durumun her an değişebileceğine dikkat çekti.

Sewell, New York metrosunda aktif patlayıcı bulunmadığının da altını çizdi. New York polisi, görevlilerin olay yerine gönderildiğini ve incelemelerin başladığını duyurdu. Polis, vatandaşlara olay yerinden uzak durmaları uyarısında bulundu.

New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın sözcüsü, New Yorkers’a yaptığı açıklamada bölge sakinlerini bölgeden uzak durmaları konusunda uyardı. Ayrıca metro hattında da rötarların olabileceği söylendi. Ez dört metro çift yönlü hattının da rötar yaptığı söyleniyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, saldırıyla ilgili Başkan Joe Biden’ın bilgilendirildiğini söyledi. Twitter’dan bir paylaşım yapan Psaki, Belediye Başkanı Adams ve New York polisiyle temas halinde olduklarını da sözlerine ekledi.

BBC’ye konuşan New York İtfaiyesi, ilk olarak istasyon içerisindeki yoğun duman nedeniyle bir çağrı aldıklarını söyledi, ancak olay yerine varan yetkililer, çok sayıda yaralı buldu. Polis, olay yerinde aktif patlayıcı bir düzeneğin olmadığını duyurdu.

Paylaşın

ABD’de Enflasyon 1981’den Beri En Yüksek Seviyede

ABD’de son 40 yılın en büyük yıllık enflasyonu kayıtlara geçti. ABD Çalışma Bakanlığı’nın açıklamasına göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,5 oranında arttı. Söz konusu fiyat artışının, Aralık 1981’den bu yana en büyük yıllık artış olduğu belirtildi.

Mart ayında TÜFE’nin Şubat ayına göre de yüzde 1,2 oranında arttığı kaydedildi. Söz konusu aylık artışın da 2005’ten bu yana kaydedilen en büyük aylık artış olduğu öğrenildi.

ABD’de enflasyon rakamlarının ekonomi analistlerinin tahminleriyle uyumlu olduğu belirtiliyor. Gıda ve enerji fiyatlarının dışarıda bırakılmasıyla ölçülen “çekirdek” TÜFE’nin ise yüzde 0,3 oranında arttığı kaydedildi. Bunun ise tahmin edilenden düşük olduğuna dikkat çekildi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Batı’nın Moskova’ya uyguladığı yaptırımlar tüm dünyada enerji ve gıda fiyatlarının artmasına neden oluyor.

ABD Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre yıllık enflasyon benzinde yüzde 48 olarak ölçüldü. İkinci el otomobil fiyatlarındaki artış ise yüzde 35,3 olarak kaydedildi. Yatak odası mobilyasında yıllık fiyat artışı yüzde 14,7, erkek takım elbise ve kaban fiyatındaki artış ise yüzde 14,5 olarak açıklandı. Gıdadaki artış ise yüzde 10 olarak ifade edildi.

Paylaşın

Ukrayna’da Her Üç Çocuktan İkisi Evini Terk Etmek Zorunda Kaldı

Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasından bu yana ülkedeki tüm çocukların yaklaşık üçte ikisinin evini terk etmek zorunda kaldığını ve savaşın başından bu yana 142 çocuğun hayatını kaybettiği açıklandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Rusya’nın 6 hafta önce Ukrayna’yı işgale başlaması sonrası Ukraynalı çocukların yaklaşık üçte ikisinin evlerini terk ettiğini açıkladı.

BM, Ukrayna’daki savaşta 142 çocuk ve genç hayatını kaybettiğinin tespit edildiğini ancak gerçek sayının muhtemelen çok daha fazla olduğunu duyurdu.

UNICEF Acil Durum Programları Direktörü Manuel Fontaine, çok kısa süre içinde 7,5 milyon Ukraynalı çocuktan 4,8 milyonunun evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi.

Kısa süre önce Ukrayna’dan dönen Fontaine, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada, “31 yıldır insani yardım faaliyetleriyle ilgileniyorum. Bu kadar kısa sürede böylesine bir tabloyla hiç karşılaşmadım” dedi.

Fontaine, Ukrayna’da evlerinde kalan çocukların yaklaşık yarısının da gıda sorunuyla karşı karşıya kalabileceğini belirtti.

UNICEF yetkilisi, Mariupol ve Herson gibi kentlerde durumun muhtemelen daha kötü olduğunu, içme suyu sıkıntısı olduğunu, gıda ve ilaç tedariğinin aksadığını vurguladı.

Ukrayna’nın BM Büyükelçisi Sergiy Kyslytsya, Rusya’nın 121 binden fazla Ukraynalı çocuğu ülke dışına çıkardığını iddia etti ve Kremlin’in evlat edinme sürecini kolaylaştırma hazırlığında olduğuna dair haberler geldiğini söyledi.

UNICEF yetkilisi Fontaine ise Ukrayna’nın iddiasıyla ilgili kanıt olmadığını söyledi ancak iddiayı soruşturacaklarını açıkladı.

Birleşiş Milletler Güvenlik Konseyi ABD ve Arnavutluk’un talebi ile İngiltere başkanlığında savaşın çocuklar ve kadınlar üzerindeki etkilerini konuşmak üzere toplandı.

Her üç ülke diğer konsey üyeleri bu durumdan Rusya’yı sorumlu tutarken Rusya’nın BM Büyükelçisi Dimitri Polyanski iddiaları reddetti.

Paylaşın

Putin’den Askeri Operasyon Açıklaması: Amaçlarımıza Ulaşacağız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Voctochny Uzay Üssü’nde yaptığı konuşmada “Amaçlarımıza ulaşacağız. Buna hiç şüphe yok. Hedeflerimiz kesinlikle çok net ve asil. Asıl hedefimiz Donbas bölgesindeki halka yardım etmek” dedi.

Haber Merkezi / Vladimir Putin, Rus birliklerinin Moskova’nın Ukrayna’daki askeri harekatını, cesur ve etkin bir şekilde icra ettiğini ve en modern silahları kullandığını söyledi.

Tass’ın haberine göre Putin, Rusya’nın ülkeyi korumak için Ukrayna’daki askeri operasyondan “başka seçeneği olmadığını” belirtti ve Rus güçlerinin amaçlarına ulaşacağını vurguladı.

Putin Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko’nun da katıldığı törende Moskova’nın dünyadan izole olmak istemediğini vurguladı ve Rusya ile Belarus’un uzay projelerinde işbirliği yapacağını da ekledi.

Ukrayna’dan kaçanların sayısı 4,5 milyonu aştı

Öte yandan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 24 Şubat’ta başlayan Rusya saldırılarının ardından Ukrayna’daki mülteci krizine ilişkin verileri paylaştı.

Açıklamaya göre, 24 Şubat-9 Nisan döneminde yarıdan fazlası Polonya’ya olmak üzere 41 milyon nüfusa sahip ülkeden 4 milyon 503 bin 954 kişi komşu ülkelere geçti.

Komşu ülkelere geçişler şöyle oldu:

  • Polonya – 2 milyon 593 bin 902
  • Romanya – 686 bin 232 kişi
  • Macaristan – 419 bin 101 kişi
  • Moldova – 410 bin 882 kişi
  • Rusya – 404 bin 418 kişi
  • Slovakya – 314 bin 485 kişi
  • Belarus – 19 bin 96 kişi
  • Donetsk ve Luhansk bölgelerinden de 21-23 Şubat’ta 113 bin kişi Rusya’ya geçti.

7,1 milyon kişi yerinden edildi

Ukrayna’dan komşu ülkelere gidenlerden yüz binlercesinin buralardan da diğer Avrupa ülkelerine geçtiği biliniyor. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Ukrayna içinde 7,1 milyon sivilin yerinden edildiğini açıklamıştı.

En az 1793 sivil hayatını kaybetti

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin açıklamasında, Rusya-Ukrayna savaşında 24 Şubat-9 Nisan’da en az 1793 sivilin yaşamını yitirdiği, 2 bin 439 sivilin yaralandığı da bildirildi. Sivil ölü ve yaralı sayısının tespit edilenden çok daha yüksek olabileceği vurgulandı.

Sivil kayıpların çoğunun, ağır topçu ve çok namlulu roketatar sistemlerinden yapılan bombardımanlar ve hava saldırıları dahil olmak üzere, geniş etki alanına sahip patlayıcı silahların kullanılmasından kaynaklandığı ifade edildi.

NOT: BM, Ukrayna’da sivil kayıplara ilişkin sadece teyit edebildiği rakamları açıklıyor. Ukrayna makamlarına göre ise hayatını kaybeden sivillerin sayısı ise çok daha fazla.

Paylaşın

Almanya’da Enflasyon 7,3 İle Son 40 Yılın Zirvesinde

Almanya Federal İstatistik Dairesi’nden yapılan açıklamada, Mart ayı enflasyon oranının yüzde 7,3 olarak ölçüldüğü belirtildi. Böylece Almanya’da enflasyon son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış oldu.

Enflasyonun bu denli artmasında Ukrayna savaşı ile enerji ve gıda fiyatlarının yükselmesinin etkili olduğu belirtildi.

Körfez Savaşı’ndan sonra en yüksek oran

Almanya Federal İstatistik Dairesi, benzer yükseklikte enflasyon rakamının en son 1981 yılındaki Körfez Savaşı nedeniyle kaydedildiğini, o dönem de savaşın tarafları olan enerji zengini İran ile Irak’ın çatışması nedeniyle petrol fiyatlarında rekor artış görüldüğünü hatırlattı.

Yüzde 7,3 enflasyon ile Avrupa Merkez Bankası’nın konjonktörde sağlıklı değişimin görülmesi için hedef gösterdiği yüzde 2’den daha da uzaklaşması endişe yaratıyor.

Uzmanlar, son yıllarda artan enerji fiyatlarının da etkisiyle artış kaydeden ve 24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasıyla daha da tırmanan enflasyonun yakın zamanda da düşmesini de beklemiyor.

Zamlar iki haneli olabilir

Öte yandan hızla emtia depolamayı hızlandıran Alman toptancıların, artan fiyatları müşterilerine de yansıttığı görülüyor. Yapılan zamları, artan hammadde ve işlenmemiş ürün fiyatlarına dayandıran toptancılar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,3 zamlanmaya dikkat çekiyor. Almanya’da tedarikçilerin de zam yaptıkları dikkat çekiyor.

Hammadde ve işlenmemiş ürün fiyatlarında kaydedilen artış, ölçümlerin yapılmaya başlandığı 1962’den bu yana görülen en yüksek oranı işaret ediyor. Söz konusu artış enflasyonun önümüzdeki aylarda seyri konusunda da ipuçları vermesi bakımından önem arzediyor.

Uzmanlar ayrıca, savaşın gidişatındaki belirsizlik nedeniyle pek çok şirketin depolama yaptığını, yüksek fiyatlardan yaptıkları depolama nedeniyle fiyatlardaki olası düşme halinde bile bunu ürünlere yansıtmayacaklarına dikkat çekiyor.

Almanya’da çok sayıda şirketin önümüzdeki üç ay zarfında da fiyatlarını artıracağı bildiriliyor. Münih merkezli, ekonomi alanında araştırmalar yapan İfo Enstitüsü, şirketlere yönelik yaptığı anket sonucunda zamların yapılacağı yönünde geri dönüşler aldığını duyurdu.

Almanya’da Federal Hükümet’in Ekonomi Bilirkişi Heyeti’nin tahminlerine göre de yıllık enflasyonun 2022’de 6,1 olması bekleniyor. Aynı uzmanlar, Rusya’dan enerji alımının durdurulması halinde önümüzdeki aylarda enflasyonun iki haneli olacağı tahminin de bulundu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın