‘Gizemli Virüs’ Can Almaya Devam Ediyor

Amerikalı sağlık yetkilileri, çocuklarda kökeni bilinmeyen ve 5’i ölümle sonuçlanan 109 ağır sarılık (hepatit) vakasını araştırdıklarını bildirdi. Ülke genelinde doktorlara karaciğer hastalığı vakalarına karşı dikkatli olmaları çağrısı yapılan uyarı bülteni de güncellendi.

ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezleri’nde (CDC) bulaşıcı hastalıklar dairesi müdür yardımcısı Dr. Jay Butler telefon konferans yöntemi üzerinden yaptığı açıklamada, vakaların son 7 ayda 25 eyalet ve bölgede tespit edildiğini belirtti.

Çocuklardan 14’ünün karaciğer nakline ihtiyaç duyduğu bilgisi verildi.

Butler, sarılık teşhisi konulan 109 çocuktan yarısı civarının, yaygın gribe neden olan adenovirüsle de enfekte olduğunu ancak dairenin hastalığın tam nedenini hala araştırdığını kaydetti.

Jay Butler, bu türden adenovirüsle bağlantılı sarılığın neredeyse tamamen bağışıklık yetersizliği olan çocuklarda görüldüğünü ancak CDC’ye ilk rapor edilen vakaların birçoğunda bağışıklık yetersizliği koşullarının bulunmadığını söyledi.

Butler, vaka tespit edilen çocukların çok büyük bir çoğunluğunun Kovid aşısı olma kriterini karşılamadığını, ancak bu durumun “vakalarla bağlantısız göründüğünü” ifade etti.

CDC, Kovid enfeksiyonunun ya da diğer patojenler, ilaçlar ve hayvanlarla temasın bir rol oynayıp oynamadığını da inceliyor.

ABD ve Avrupa’da, karaciğer enflamasyonuna yol açan sarılık vakalarının çocuklar arasında gizemli bir şekilde artması yetkilileri alarma geçirmiş, bu durum dünya genelinde sağlık yetkililerini bu artışın nedenlerini araştırmaya itmişti.

Dünya Sağlık Örgütü bu hafta içerisinde yaptığı açıklamada, 20’nin üzerinde ülkeden en az 228 olası vakaya ilişkin rapor aldığını, ek 50 vakanın da inceleme altında olduğunu bildirmişti.

Paylaşın

Küba’da 5 Yıldızlı Otelde Patlama: En Az 22 Ölü

Küba’nın başkenti Havana’da bir otelde meydana gelen patlamada en az 22 kişinin hayatını kaybettiği ve enkazda arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği bildirildi. 

İlk belirlemelere göre, cuma günü başkentteki 5 yıldızlı Saratoga Otel’de yaşanan patlamanın nedeni gaz sızıntısı olarak açıklandı.

Yetkililer, en az 22 kişinin ölümüne 50’den fazla kişininse yaralanmasına sebep olan patlama sonrası, hâlâ enkaz altında insanların olduğunu belirtti. Arama kurtarma köpeklerinin olay yerine gönderildiği aktarıldı.

Yaralıların bir kısmının tedavi altına alındığı hastaneden, aralarında 2 yaşında bir çocuğun da bulunduğu 11 kişinin durumunun kritik olduğu açıklaması yapıldı.

Otel yetkilileri, patlama öncesi otelin tadilat nedeniyle turistlere kapalı olduğunu ve içerisinde 10 Mayıs’taki açılışa hazırlanan işçilerin bulunduğunu belirtti.

Küba cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, “İlk belirlemelere göre patlamaya gaz sızıntısı neden oldu.” ifadeleri kullanıldı.

Olay yerini ziyaret eden Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel ise “Bu ne bir bomba ne de saldırıydı, üzücü bir kaza yaşandı.” şeklinde konuştu.

Diaz-Canel otel çevresinde zarar gören binalardaki ailelerin güvenli yerlere tahliye edildiğini açıkladı. Hasar gören bir ilköğretim okulundaki öğrencilerin başka okullara aktarılacağı ifade edildi.

Paylaşın

AB’den Ukrayna’ya 6 Milyar Dolarlık ‘Marshall’ Yardımı

Avrupa Birliği (AB), savaş nedeniyle büyük hasara uğrayan Ukrayna’nın yeniden inşa edilebilmesi için düzenlediği bağış konferansında, 6 milyar dolardan fazla yardım sözü verdi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın ihtiyaçlarının hem kısa hem de uzun vadede çok büyük olduğunu dile getirerek “Ukrayna’nın yeniden inşası için yüz milyarlarca Euro gerekecek” dedi.

Ukrayna krizinde en ön planda rol üstlenen Polonya ve İsveç’in girişimiyle Perşembe günü Varşova’da düzenlenen bağış konferansında, savaşla yerle bir olan Ukrayna’nın ayağa kaldırılması için yapılacak yardımlar konuşuldu. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Bu para Ukrayna’yı ve ona yardım eden herkesi desteklemek için kullanılacak” dedi.

Konferansta, AB yönetimi ve üye ülkeler tek tek yapacakları yardımları açıkladı. ABD yönetiminin Kongre’den istediği 30 milyar dolarlık yardımın gölgesinde yapılan toplantıda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel tarafından bugüne kadar yapılan 4 milyar Euro’luk ekonomik ve insani yardıma ek olarak 200 milyon Euro daha vereceklerini açıkladı. Fransa, 300 milyon dolar daha yardımda bulunarak savaşın başlamasından bu yana Ukrayna’ya yaptıkları mali, ekonomik ve insani yardımı 2 milyar dolara çıkardı.

Toplantı sonunda Polonya Başbakanı Morawiecki, Ukrayna’ya bağış taahhütlerinin 6 milyar doları aştığını duyurdu. Morawiecki, “Bu para Ukrayna ve Ukrayna’ya yardım eden herkes için kullanılacak” dedi. Geçtiğimiz ay AB Komisyonu ve Kanada’nın ortak düzenlediği bağış konferansında da 9,1 milyar Euro toplanmıştı.

Yolsuzluklar vurgusu

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın ihtiyaçlarının hem kısa hem de uzun vadede çok büyük olduğunu dile getirerek “Ukrayna’nın yeniden inşası için yüz milyarlarca Euro gerekecek” dedi.

Von der Leyen, AB’nin Ukrayna’ya yardım koşullarını, “Ukrayna, ekonomisindeki mevcut zayıflıkları ele almalı ve uzun vadeli sürdürülebilir büyümenin temellerini atmalı” sözleriyle açıkladı. Von der Leyen, savaş öncesi ülkeyi kemiren yolsuzluklara atıfta bulunarak “Avrupa fonlarının gerçekten Ukrayna halkının yararına ve AB kurallarına uygun olarak harcanacağını garanti edebilecek kilometre taşları ve hedefler sistemi oluşturulmalıdır” diye konuştu.

Toplantıya video mesajıyla katılan AB Dönem Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Nüfusun ihtiyaçları ve ülkenin ekonomik durumu, uluslararası toplumun sivil altyapının yıkımına yanıt olarak yeni bir çaba göstermesini gerektiriyor. Maalesef devam etmesi muhtemel olan ve henüz tüm dramatik sonuçlarını görmediğimiz bir çatışma bağlamında, bu çabayı uzun vadede üstlenmeye hazır olmalıyız” diye konuştu.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski de Perşembe günü yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın Rusya’yla gelecek için anlaşma yapmasına yardımcı olacak küresel bir kitle fonlaması platformunun başlatıldığını duyurdu, “Sadece birlikte savaşı durdurma ve Rusya’nın yıktığını yeniden inşa etme potansiyeline sahibiz” dedi.

“Rus varlıkları Ukrayna’ya tahsis edilsin”

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel de “Avrupa Marshall Planı’nın” oluşturulması gerektiğini belirterek “Dayanışma çabalarının insani yardım, kısa vadeli likidite ihtiyaçları ve Ukrayna’nın yeniden inşası olmak üzere üç kilit alana odaklanacağını” söyledi. Michel, yaptırımlar çerçevesinde AB’nin el koyduğu Rus malvarlıklarının, Ukrayna’nın yeniden canlandırılması için kullanılması gerektiğini de sözlerine ekledi. ABD ve Kanada’nın da talepte bulunduğu bu konuda Konsey’in hukuk departmanının çalışma yürüttüğünü dile getirdi.

Zelenski’den yeniden AB’ye üyelik çağrısı

Polonya ve İsveç’in Avrupa Birliği’nin katılımıyla düzenlediği konferansa video bağlantısı aracılığıyla hitap eden Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, “Ukrayna’ya derhal AB adaylık statüsü verilmesi” çağrısında bulundu. Zelenski, “Ukrayna’nın AB üyeliği sadece bir vaat veya bir ihtimal değil, mutlak gerçeklik olmalıdır” dedi. AB’den “Modern bir Marshall planı” beklediklerini de kaydeden Zelenski, “Medeni ortaklarımızı, ülkenin yeniden yapılanmasını desteklemek için bölgeleri, şehirleri ve endüstrileri himayeleri altına almaya çağırıyorum” dedi.

Zelenski, konferanstan hemen önce de Twitter hesabından “Ülkenin Rusya’ya karşı savaşı kazanmasına yardımcı olmak için tasarlanmış bir çevrimiçi kitle fonlaması platformu olan United 24’ün” duyurusunu yaptı. Twitter’dan İngilizce yayınladığı videoda Zelenski, “Tek bir tıkla, savunucularımıza yardım etmek, sivillerimizi kurtarmak ve Ukrayna’yı yeniden inşa etmek için fon bağışlayabilirsiniz. Bütün fonlar, Ukrayna Ulusal Bankası’na aktarılacak ve ilgili bakanlıklara tahsis edilecek” dedi. Fonların dağıtım detaylarının, şeffaflık için “24 saatte bir” yayınlanacağını da sözlerine ekledi.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

İç Çamaşırlı Genel Grev: Elimizde Kalan Tek Şey Bu

Sri Lanka’da işçiler ekonomik krize karşı genel greve giderek hükümetin istifasını istedi. Bugün ülke genelinde düzenlenen protestolarda binlerce dükkan, işyeri ve okul kapanırken toplu taşıma neredeyse durma noktasına geldi.

Ülkedeki sendikalar adına açıklama yapan Ravi Kumudesh, krizden hükümetin suçlu olduğunu söyleyerek “Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın ekonomimizi soktuğu bu inanılmaz acı duruma neden olan politik hatalarını tek tek gösterebiliriz. İstifa etmek zorunda” dedi.

Fransız haber ajansı AFP’nin milyonlarca işçinin katıldığını belirttiği protestolarda göstericiler, başkent Kolombo’daki parlamento binası civarında kurulan barikatlara iç çamaşırlarını astı ve “Elimizde kalan tek şey bu” diyerek hükümete tepki gösterdi.

Bazı iç çamaşırlarında Rajapaksa karşıtı “Evine dön Gota” yazıları da dikkat çekti.

Yüzlerce üniversite öğrencisiyse perşembe günü parlamentoya giden anayolda başlattıkları oturma eylemini bugün de sürdürerek greve katıldı.

Perşembe günkü protestolarda öğrenciler parlamentoya girmeye çalışmış fakat polisler gözyaşartıcı kullanarak göstericileri engellemişti.

Üniversitelerarası Öğrenci Federasyonu’ndan Wasantha Mudalige, gösterilere devam edeceklerini söyleyerek “Böyle bir durumda üniversite öğrencileri seslerini çıkarmak zorunda. Polis bize gözyaşartıcıyla saldırdı ama parlamentoya bizi ya da dertlerimizi temsil etmediklerini göstermek için burada protestoyu sürdüreceğiz” dedi.

Protestolara katılan 42 yaşındaki Purnima Muhandiram ise “Siyasetçilerin bize yalan söylemesinden bıktığımız için buradayız. Devlet Başkanı ve bu hükümetin istifa etmesini istiyoruz” dedi.

Sri Lanka, Birleşik Krallık’tan (BK) bağımsızlığını kazandığı 1948’den bu yana en büyük ekonomik ve toplumsal krizini yaşıyor.

Göstericiler yaklaşık bir aydır Devlet Başkanı’nın çalışma ofisinin önünde protesto düzenliyor.

Protestocular, Devlet Başkanı’nın kardeşi Başbakan Mahinda Rajapaska ve hükümetteki diğer Rajapaska üyelerinin istifasını istiyor. Devlet Başkanı ve Başbakan istifa çağrılarına karşılık vermezken, şimdiye dek Rajapaska ailesi üyelerinden farklı bakanlıklarda görev yapan 3 kişi istifa etti.

22 Şubat’tan bu yana günde 7,5 saati bulan elektrik kesintilerine gidilen ülkenin toplamda 51 milyar dolar dış borcu var.

Sri Lanka’nın bu borcun 25 milyar dolarını 2026’ya kadar ödemesi gerekli. Hint Okyanusu’ndaki ada ülkesi, bu miktarın 7 milyar dolarınıysa bu yıl sonuna kadar ödemek durumunda.

Ekonomik kriz neticesinde moratoryum ilan edilen ülkenin Maliye Bakanı Ali Sabri, finansal yardım için 20 Nisan’da IMF’le görüşmüştü. IMF Sri Lanka Direktörü Masahiro Nozaki ise ülkeye finansal destek sağlanabilmesi için “yeterli güvenceleri görmeleri gerektiğini” söylemiş ve öncelikle borçların yapılandırılmasını talep etmişti.

Merkez Bankası Başkanı Nandalal Weerasinghe ise 13 Nisan’da yaptığı açıklamada yurtdışında yaşayan vatandaşlara “kritik durumdaki ülkeye döviz göndererek destek olmaları” çağrısı yapmıştı.

Weerasinghe, bağışlar için ABD, BK ve Almanya’da banka hesabı açıldığını belirtmiş ve hesapların IBAN numaralarını paylaşmıştı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Avrupa, Kokainin Merkezi Haline Geldi

Avrupa Polis Teşkilatı (Europol) ve Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) ortak yayımladığı rapor, kokain üretimi, tüketimi ve dünyanın diğer bölgelerine dağıtımı konusunda Avrupa’nın giderek merkez haline geldiği ortaya koydu.

Raporda, metamfetamin endüstrisinin de Avrupa’da giderek genişlediği uyarısı yapıldı. Kokain, esrarın ardından Avrupa’da en çok tüketilen uyuşturucu olarak görülürken, 2020 rakamlarına göre kokain satışından uyuşturucu baronları 10,5 milyar euro kazandı.

Rapora göre, Güney Amerika’dan yaşlı kıtaya gelen sevkiyat yine kokain kullanımında önemli artışa neden oldu. AB kurumlarına göre Belçika uyuşturucu ticaretinde önemli bir merkez rolü oynarken, AB ülkeleri içinde 2020 rakamlarına göre en fazla kokain yine bu ülkede ele geçirildi.

Belçika’da 70 ton, Hollanda’da ise 49 ton kokaine polis operasyonlarında el konuldu. Raporun ilginç bir noktası ise Güney Amerika’dan Avrupa’ya gelen kokainin bir kısmının buradan Ortadoğu ve Asya ülkelerine ülkelere gönderilmesi.

Avrupa’da metamfetamin üretimi artmasına rağmen, bunun kokaine oranla daha küçük çapta olduğu tahmin ediliyor.

Sentetik uyarıcı madde üretiminde ise Çek Cumhuriyeti önemli rol oynarken, bu uyuşturucular en fazla doğu Avrupa ülkelerinde kullanılıyor. Yeni veriler Belçika’da da son dönemde sentetik uyarıcı üretiminin önemli ölçüde arttığı yönünde. Ancak bu konuda tahmini bir veri açıklanmadı.

Paylaşın

Rusya’ya Ait Savaş Gemisi ABD İstihbaratıyla Vuruldu

ABD medyasında çıkan haberlere göre, Ukrayna’nın Karadeniz’de Rus kruvazör gemisi Moskova’yı batırmasında Amerikan istihbaratının rolü oldu. İsmi verilmeyen Amerikalı yetkililer, Ukrayna’nın Odesa’nın güneyine doğru ilerleyen bir gemi hakkında kendilerinden bilgi istediğini söyledi.

Amerikalılar, geminin Moskova adlı kruvazör olduğunu ve konumunu teyit etti. Bunun ardından Ukrayna attığı iki füze ile Rus savaş gemisini batırmayı başardı. Pentagon’dan konuya ilişkin bir yorum gelmedi ancak bir sözcü, ABD’nin Ukrayna’ya savunma amaçlı istihbarat verdiğini belirtti.

Adları açıklanmayan Amerikalı kaynaklar, Ukrayna’nın geminin konumunu öğrendikten sonra füzeyle saldıracağını bilmediklerini söylüyor. 510 denizci taşıyan Moskova gemisi, Rusya’nın Karadeniz donanmasının gözbebeğiydi. Batırılışı hem askeri hem de sembolik planda ciddi bir darbe olarak yorumlandı.

Rusya Savunma Bakanlığı yetkilileri, gemideki cephaneliğin nedeni bilinmeyen bir yangın sebebiyle patladığını ve kıyıya geri çekilirken Moskova’nın alabora olduğunu açıklamıştı. Amerikalı yetkililer gazetelere sızan son haberlerle ilgili henüz doğrudan bir yorum yapmadı.

Fakat Pentagon Sözcüsü John Kirby, üst düzey Rus komutanların konumlarına dair Ukrayna’ya saldırı amaçlı istihbarat verdikleri yönündeki haberleri daha önce yalanlamıştı. Kirby, “Üst düzey askeri komutanların konumlarına dair istihbarat vermiyor ve Ukrayna ordusunun hedef seçim kararlarında rol almıyoruz” diye konuşmuştu.

John Kirby, Ukrayna’nın Amerika ve diğer ülkelerden aldığı bilgiyi savaş alanından bizzat kendi topladığı istihbaratla birleştirdiğini söyledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson da “Rus komutanları öldürme amaçlı istihbarat vermiyoruz” dedi.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Beyaz Saray’a İlk Siyah Sözcü: Karine Jean-Pierre

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki’nin 13 Mayıs’ta görevden ayrılacağını ve yerine geçecek isim olarak da Karine Jean-Pierre’i seçtiğini açıkladı. Jean-Pierre, Beyaz Saray’ın ilk siyah kadın ve eşcinsel sözcüsü olacak.

Joe Biden yaptığı yazılı açıklamada, Jean-Pierre’in “bu zor görev için gereken deneyim, yetenek ve dürüstlüğe sahip olduğunu” vurgulayarak, yeni sözcünün “Amerikan halkı adına Biden-Harris yönetiminin çalışmalarıyla ilgili iletişim faaliyetlerini yürütmede öncü rol oynamaya devam edeceğini” belirtti.

Biden açıklamasında, “Jen Psaki Beyaz Saray Brifing Odası’na ahlak, saygı ve görgüyü getirmede standart oluşturdu” dedi. Biden, “çıtayı yükselttiği, Amerikan halkıyla doğrudan ve dürüst biçimde iletişim kurduğu ve bunları yaparken de espri anlayışını koruduğu” için Psaki’ye teşekkür etti.

Psaki de geçmişte Obama’nın iletişim direktörü ve Dışişleri Bakanlığı sözcüsü görevlerini üstlenmişti. Jen Psaki, eski Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump yönetimi sırasındaki çalkantılı dönemin ardından medyayla ilişkileri düzeltmek amacıyla Biden tarafından Beyaz Saray sözcüsü olarak atanmıştı.

Psaki, Beyaz Saray’daki gelişmeleri hızlı şekilde iletmek ve gazetecilerin sorularına enerjik ve çabuk yanıtlar vermesiyle tanındı. Sözcüler, Beyaz Saray muhabirleri için günlük bilgilendirme toplantıları yapıyor. Şimdiki sözcü Psaki’nin MSNBC Televizyonu’nda çalışacağı belirtiliyor.

Psaki, Twitter mesajında halefini “Ahlaki değerleri olan olağanüstü bir kadın” diye tanımladı, “Kürsüye getireceği tarz, ışıltı ve zarafeti görmek için sabırsızlanıyorum” dedi.

Daha önce sol eğilimli MSNBC’de analist olarak görev yapan Karine Jean-Pierre, 20 yıllık bir gazetecilik deneyimine sahip. Karayipler’deki Fransız adası Martinique’de doğan ve New York’ta büyüyen Jean-Pierre Obama döneminde kilit bir konumda siyasi direktörlük yapıyordu.

Jean-Pierre, 2016 başkanlık seçiminde MoveOn adlı sivil toplum kuruluşunun ulusal sözcüsydü. Karine Jean-Pierre, Beyaz Saray basın ekibine dahil olmadan önce Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in özel kalem müdürlüğünü yürüttü. Jean-Pierre, Biden ve üst düzey danışmanları tarafından saygı gören bir isim olarak tanınıyor.

Paylaşın

“ABD, Ukrayna Güçlerine İstihbarat Sağlıyor” İddiası

ABD’nin, Rus ordusunun sahadaki mobil karargahlarının yerleriyle ilgili bilgileri paylaşarak, Ukrayna güçlerinin bu hedefleri vurmasına ve komutanlarını öldürmesine yardımcı olduğu iddia edildi.

New York Times gazetesinde dün yayınlanan habere göre bu istihbarat desteği sayesinde Ukrayna ordusu şu ana kadar 12 Rus komutanı savaş alanında öldürdü.

ABD Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray, Reuters haber ajansının konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Kremlin’den haberle ilgili yapılan açıklamada ise ABD, İngiltere ve diğer NATO ülkelerinin Kiev’e istihbarat sağlamasının Rusya’nın Ukrayna’daki askeri hedeflerine ulaşmasını engellemeyeceği belirtildi.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, ABD, İngiltere ve NATO’nun bir bütün olarak Ukrayna’ya sürekli istihbarat sağladığının farkında olduklarını belirtti. Batı’nın silah sağlamasının ‘operasyonun’ hızlı sonlanmasına katkı sağlamadığını kaydeden Peskov, tüm bunların Rusya’nın askeri hedeflerine varmasını da engellemeyeceğine dikkat çekti.

Gazetecilerin Rusya’nın ne gibi önlemler aldığı sorusuna ise Peskov, ‘‘Tabii ki Rus ordusu bu durum karşısında gerekli her şeyi yapmaktadır’’ yanıtını verdi.

‘‘Ukrayna sahada ilerleme sağladı’’

Ukrayna ordusu güneyde bazı bölgeleri geri aldığını ve doğudaki Rus saldırılarını püskürttüğünü bildirdi.

Moskova Kiev’de direnişle karşılaşmasının ardından ülkenin doğusunda sanayinin merkezi durumundaki Donbas’ta harekatını ilerletirken, Ukrayna ve Rus güçleri köy köy çarpışmaya devam ediyor.

Donbas’ın topçu atışına tutulmasının yanısıra Rus güçleri ülke genelinde demiryolu istasyonlarını ve diğer tedarik hatlarını hedef almaya devam etti. Rusya bu şekilde Batı’dan Ukrayna’ya silah sevkiyatını önlemeye çalışıyor.

Ukrayna güçleri güneydeki Herson ve Mikolayiv kentlerinin sınırında bazı kazanımlar elde ettiklerini ve Donbas’ı oluşturan Donetsk ve Luhansk’ta 11 Rus saldırısını püskürttüklerini bildirdi.

Ukraynalı yetkililer son 24 saatte Donbas’taki topçu atışında beş kişinin öldürüldüğünü en az 25 kişinin yaralandığını, saldırıların evlerle okullara zarar verdiğini kaydetti.

Kiev yakınındaki Çerkası ve Dnipro ile güneydeki Zaporijya’da Rus saldırıları olduğu belirtilirken dün gece boyunca ülke genelinde bombardıman sirenleri duyuldu.

Ülke genelinde tren istasyonlarına düzenlenen saldırılara bir yenisi eklendi. Dnipro’da yetkililer bir tren istasyonunun vurulduğunu bildirdi. Ülkenin batısındaki Lviv kentinde de sirenler duyuldu. Polonya sınırına yakın olan Lviv, Batı’nın yolladığı silahların ülkeye girdiği ve halkın doğudaki çatışmalardan kaçarak sığındığı, daha güvenli görülen yerlerden.

Rusya 9 Mayıs’ta zafer ilan edebilecek mi?

Saldırılar Rusya 9 Mayıs Zafer Günü’ne hazırlanırken geldi. Bu tarih Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası’nı bozguna uğrattığı tarih olarak kutlanıyor. Bazı uzmanlar Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in bu tarihte bir zafer ilan etmeyi umduğunu söylüyor. Ancak Rus ordusunun ilerlemesi yavaş görünüyor. Bazıları ise Rusya’nın bu tarihte işgalin kapsamını genişletebileceği görüşünde.

Topyekün savaş ilanı Putin’in sıkıyönetim ilan etmesine ve asker kaybını telafi etmek için yedek subayları devreye sokmasına izin verecek.

Ukrayna ise Haziran ortasından önce Rus ordusuna karşı saldırı düzenlemesinin mümkün olmadığını belirtti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin danışmanlarından Oleksiy Arestoviç, Ukrayna’nın Haziran ortasında Batı’dan daha fazla silah almayı umduğunu bildirdi. Siyasi danışman Arestoviç, Rusya’nın saldırısının da 9 Mayıs’a kadar önemli bir sonuç vermesini beklemediğini kaydetti.

Rusya çelik fabrikasına kara saldırılarını yalanladı

Ukrayna güçleri işgalin başladığı 24 Şubat’tan bu yana kuşatma altındaki Mariupol kentinde Azovstal çelik fabrikasının yeraltı mahsenleri ve tünellerinde kenti savunuyor. Burası Rus işgali altındaki kentte Ukrayna güçlerinin direnişinin sürdüğü tek nokta.

Ukraynalı yetkililer, Rus güçlerinin fabrikaya saldırılarının hem karadan hem de havadan devam ettiğini söylerken, Rusya fabrikaya kara harekatı düzenlendiği iddialarını reddetti.

Rusya Mariupol’u ele geçirirse, doğuda ayrılıkçıların kontrolundaki bölgelerle güneyde 2014’te işgal edilen Kırım arasında bir koridor oluşturacak. Azak Denizi kıyısındaki liman kenti, ele geçirilmesi durumunda Rusya’nın kontrol etmeyi başardığı ilk büyük Ukrayna kenti olacak.

Kuşatma altındaki kentte binlerce sivil gıda, içme suyu, ilaç ve barınak sıkıntısı çekiyor. Fabrikaya sığınan yüzlerce sivilin ise durumu daha zor.

Rusya hükümeti bugün ile Cumartesi günleri arasında fabrikadan çıkışa izin verecek bir insani koridor açılacağını bildirdi. Ancak tahliye ve yardımlardan sorumlu taraflar bunu henüz doğrulamadı. Kremlin, insani koridorlar konusunda verdiği sözleri daha önce birçok kez tutmamıştı.

Fabrikada kaç savaşçının olduğu tam olarak bilinmezken Rusya sayının 2 bin civarında olduğunu ve bunların yaklaşık 500’ünün yaralı olduğunu söylüyor.

Birleşmiş Milletler dün 300 kadar sivilin Mariupol ve çevresinden tahliye edildiğini bildirdi. Tahliye edilenler kuzeybatıdaki Zaporijya kentine götürüldü.

BM Ukrayna İnsani Yardım Koordinatörü Osnat Lubrani, ‘‘Birçoğu sadece üzerlerine giydikleri giysilerle buraya geldi. Bu zor zamanda onlara destek olacağız. Buna çok ihtiyaç duyulan psikolojik destek dahil’’ dedi.

Zelenski ‘‘Mariupol’da uzun bir ateşkese ihtiyaç var’’

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ise Mariupol’da ateşkese hazır olduğunu bildirdi.

Zelenski, ateşkesin uzun süreli olması gerekliliğine dikkat çekerek, ‘‘Sivilleri yeraltı sığınaklarından çıkarmak zaman alacak. Bu koşullar altında enkazı ağır makinelerle temizlemeye imkan yok. Hepsinin elle yapılması gerekiyor’’ dedi.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Ukrayna işgalinin en önemli gerekçesi NATO’nun Ukrayna’nın katılımıyla genişlemesini önlemekti. Ancak savaş Avrupa ülkelerini biraraya getirdi. İsveç ve Finlandiya, Soğuk Savaş’tan bu yana NATO’dan uzak durmuştu ancak şimdi her iki ülke de NATO üyeliği için hazırlanıyor.

Rusya, Danimarka Büyükelçiliği çalışanlarını istenmeyen kişi ilan etti

Rusya son olarak Moskova’daki Danimarka Büyükelçiliği’nin yedi çalışanının istenmeyen kişi ilan edildiğini bildirdi. Rusya böylece Kopenhag’ın geçen ay 15 Rus diplomatın sınırdışı edilmesine misilleme yapmış oldu. Batılı ülkeler Kiev yakınındaki Buça kentinde, Ruslar’ın çekilmesinin ardından toplu mezarların bulunmasına tepki olarak Rus diplomatları sınırdışı etme kararı almıştı.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den ‘Gıda Krizi’ Uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Nijerya’da katıldığı bir toplantıda yaptığı değerlendirmede Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan gıda krizi uyarısında bulundu.

Antonio Guterres, küresel gıda güvenliği sorununun, Rusya ve Ukrayna’nın tarım üretimleri konusundaki sorunlar halledilmeden çözülemeyeceğini söyledi.

BM Genel Sekreteri, küresel gıda sorununun çözümü için Rusya ve Ukrayna’nın tarımsal faaliyetlerinin ve Rusya’nın gübre üretiminin son derece önemli olduğuna işaret etti.

BM Genel Sekreteri Guterres, “Analizlerimiz Ukrayna’daki savaşın her şeyi daha kötü hale getirdiğini ve üç boyutlu bir sorun yarattığını ortaya koyuyor. Gelişmekte olan ülkeler açısından savaşın küresel gıda, enerji ve finansman alanlarında yıkıcı etkileri oluyor” dedi.

Antonio Guterres, “Küresel gıda sorununu Ukrayna, Rusya ve Belarus’un yeniden tarım ürünlerini üretmesini sağlamadan ve Rusya’nın dünya piyasasına gübre teminini mümkün kılmadan gerçek anlamda çözmek mümkün değil” diye konuştu.

Geçtiğimiz ay Uluslararası Para Fonu (IMF) da Rusya’nın Ukrayna saldırılarının özellikle Sahra altı Afrika ülkeleri üzerinde büyük olumsuz etki yarattığını belirtmişti. Bu ülkelerin hali hazırda gıda konusunda ciddi sorunlar yaşayan ülkeler oldukları biliniyor.

Artan enerji fiyatlarının da başta Afrika ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede insanların gıdaya ulaşmasını daha da zorlaştırdığına da dikkat çekiliyor.

Guterres, “Gereksiz tüm ihracat kısıtlamalarını kaldırarak fazla kaynakları ve rezervleri ihtiyaç sahiplerine yönlendirmeye ihtiyacımız var. Gıda ve enerjide istikrarlı bir ortam yaratmalıyız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Nedeni Belirsiz Hepatit Vakaları 228’e Yükseldi

Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ), İngiltere’de ortaya çıkan ve daha sonra birçok ülkede tespit edilen nedeni belirsiz hepatit görülen çocuk sayısının dünyada en az 228’e yükseldiğini açıkladı.

DSÖ’nün Küresel HIV, Hepatit ve Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Programı Araştırmacısı Dr. Philippa Easterbrook, örgütün Cenevre merkezindeki basın toplantısında gazetecilerin hepatit vakalarına dair sorularını cevapladı.

Şimdiye kadar 20 ülkeden en az 228 hepatit vakasının doğrulandığını aktaran Easterbrook, merkeze raporlanan 50 vakanın ise araştırıldığını bildirdi.

Easterbrook, nedeni belirsiz hepatit kaynaklı 1 can kaybı bulunduğunu yineleyerek, ülkelerden gelen hepatit kaynaklı can kaybı iddialarının incelendiğini vurguladı.

Endonezya Sağlık Bakanlığı ise 2 Mayıs’ta, nedeni belirsiz hepatit virüsü saptanan 3 çocuğun hastanede hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

Şimdiye kadar virüsün görüldüğü 18 çocuğun karaciğer iflasına uğradığı ve karaciğer nakli yaptırdığı bilgisini paylaşan Easterbrook, “Virüsün kaynağına dair bulaşıcı veya bulaşıcı olmayan bütün sebepleri araştırıyoruz. Şimdiye kadar bu virüsün herhangi bir bölge, gıda veya zehirden kaynaklandığına dair bulgu elde edilmedi” dedi.

Easterbrook, vakaların hiçbirisinde yaygın hepatit virüsleri olan Hepatit A, B, C, D ile E’ye rastlanmadığını ve Kovid 19 aşılamasının virüsle alakası olduğuna dair tezlerin doğru olmadığını yineledi.

DSÖ, 16 Nisan’da yaptığı yazılı açıklamada, İngiltere’de 74 çocukta sebebi belirsiz hepatit virüsü tespit edildiğini duyurmuştu. Nisanın sonlarına doğru hepatit virüsü İspanya, Almanya, Polonya, Danimarka, Japonya, ABD, Kanada ve İsrail’de de görülmüştü.

Virüsün tespit edildiği çocuklarda son bir aydır sarılık, ishal, kusma ve karın ağrısı gibi belirtilerin görüldüğü, bazı vakaların ağır karaciğer iltihabı geçirmeleri nedeniyle karaciğer nakli yapılarak tedavi edildiği bildirilmişti.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın