Emek Partisi’nden “8 Mart” Videosu: Gönderelim Gitsin Tek Adam Düzenini!

Emek Partisi (EMEP), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle paylaştığı videoda, “Gönderelim gitsin tek adam düzenini. Gönderelim gitsin hayatımızı karartan kapitalizmi, kar ve rant düzenini. Gelsin hayat kız kardeşlikle, dayanışma ile. Yaşadıklarını unutma, yaşamak için değiştir” ifadelerine yer verdi.

Haber Merkezi / Emek Partisi (EMEP), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için resmi sosyal medya hesabından bir video paylaştı.

“Gelsin hayat kız kardeşlikle, dayanışma ile…” notuyla paylaşılan videoda, “Gönderelim gitsin tek adam düzenini. Gönderelim gitsin hayatımızı karartan kapitalizmi, kar ve rant düzenini. Gelsin hayat kız kardeşlikle, dayanışma ile. Yaşadıklarını unutma, yaşamak için değiştir” ifadelerine yer verildi.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.

8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.

26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler’in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York’ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.

Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı.

“Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor.

Paylaşın

TÜSİAD’dan “8 Mart” Açıklaması: Kadınların Eşit Temsilini Hedeflemeliyiz

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir basın açıklaması yayınlayan TÜSİAD, açıklamasında, “Toplumsal cinsiyet eşitliği insan hakları, demokratik gelişmişlik ve sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmezdir. Tüm kamu, özel sektör ve STK karar noktalarında kadınların eşit temsilini hedeflemeliyiz” ifadelerine yer verdi.

Haber Merkezi / TÜSİAD, açıklamasının devamında, “Kadına yönelik erkek şiddetini tavizsiz şekilde ortadan kaldırmak için İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere tüm mekanizmaları harekete geçirerek mücadeleye devam etmeliyiz. Cumhuriyetimizin kuruluşunda kadın-erkek omuz omuza en zor koşullarda ülkemizi inşa etmeyi başardık.

Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bırakırken de daha demokratik, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci Türkiye hedefini yine eşitlikten güç alarak inşa edeceğimize inanıyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında hedefimiz; her alanda kadın-erkek eşitliğini başarmak olmalıdır.” cümlelerini kullandı.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir basın açıklaması yayınladı. TÜSİAD’ın basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Derin bir üzüntünün yanında büyük bir dayanışmayla mücadele etmekte olduğumuz 6 Şubat tarihli deprem felaketinin etkileri dahil olmak üzere hiçbir krizden toplumun yarısını geride bırakarak çıkamayız. Araştırmalar afet ve krizlerde kadınların erkeklere göre daha olumsuz etkilendiğini ortaya koyuyor.

Kimseyi geride bırakmadan, yaşadığımız afetin olumsuz etkilerini azaltabilmek için toplumsal cinsiyete duyarlı kriz yönetimi stratejilerine öncelik vermeli, eşitsizliklerle etkin şekilde mücadele etmeliyiz. Bu kapsamda afet bölgesinde şiddet riskine karşı güvenliğin yanı sıra barınma, sağlık, eğitim gibi tüm alanlarda kadınların görüşleri ve ihtiyaçları kapsamlı şekilde ele alınmalıdır.

Toplumsal cinsiyet eşitliği insan hakları, demokratik gelişmişlik ve sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmezdir. Tüm kamu, özel sektör ve STK karar noktalarında kadınların eşit temsilini hedeflemeliyiz.

Kadına yönelik erkek şiddetini tavizsiz şekilde ortadan kaldırmak için İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere tüm mekanizmaları harekete geçirerek mücadeleye devam etmeliyiz.

Cumhuriyetimizin kuruluşunda kadın-erkek omuz omuza en zor koşullarda ülkemizi inşa etmeyi başardık.

Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bırakırken de daha demokratik, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci Türkiye hedefini yine eşitlikten güç alarak inşa edeceğimize inanıyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında hedefimiz; her alanda kadın-erkek eşitliğini başarmak olmalıdır.”

Paylaşın

Geniş Tanımlı Kadın İşsiz Sayısı 4 Milyonu Aştı

2018 yılında dar tanımlı/resmi kadın işsiz sayısı 1,4 milyon kişi iken 2022 aralık ayında 1,7 milyon kişiye, aynı dönemde geniş tanımlı kadın işsizliği ise yüzde 23,5’ten yüzde 29,5’e yükselerek 4 milyon 82 bin kişiye yükselmiştir.

Türkiye’de kadın-erkek istihdam oranlarını yıllara göre incelediğinde, 2018-2022 yılları arasındaki son 5 yıllık dönemde kadın istihdamının çok düşük bir artış gösterdiği görülmektedir. 2018 yılında kadın istihdamı yüzde 29,4 iken 2022 yılının Aralık ayına gelindiğinde 1,9 puan artarak yüzde 31,3’ye yükselmiştir.

Haber Kaos, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) / Genel-İş Sendikası Emek Araştırma Dairesi (EMAR) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi Kadın Emeği Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı. “2023 8 Mart’ına kadınlar olarak büyük acı ve kayıplarla giriyoruz” ifadelerine yer verilen raporda; kadın emeğine, bedenine ve sesine yönelik saldırılara karşı mücadele edilirken meydana gelen depremlerdeki kayıplara dikkat çekildi.

Raporda, sendikanın Hatay şubesinde uzun yıllar mücadele eden Fatma Dadük’ün de hayatını kaybettiği belirtildi ve “Fatma Dadük ve depremde kaybettiğimiz onbinlerce yurttaşı saygıyla anıyoruz” denildi.

Kadın emeğinin Türkiye’de ve dünyada durumuna dair güncel veriler ile her yıl hazırlanan “Kadın Emeği Raporu”nda bu yıl, deprem bölgelerindeki kadınların çalışma hayatındaki durumunun öncelikli olarak incelendiği kaydedildi. Raporda, ayrıca, dünyadaki örnekleriyle karşılaştırmalı olarak kadınların istihdam, işsizlik, iş gücüne katılamama nedenleri, sendikalaşma düzeyleri, gelirleri ve yoksulluk düzeyleri de analiz edildi.

EMAR tarafından araştırmanın öne çıkan sonuçları şöyle özetlendi:

“Deprem öncesi dönemde Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerinde kadınların iş gücüne ve istihdama katılımı oranları düşüktür. Bölgede iş gücünün yüzde 73’ü (2 milyon 292 bin) erkeklerden, yüzde 26,7’si (837 bin) kadınlardan oluşmaktadır. Toplam istihdamın; yüzde 74’ü olan bir milyon 987 bini erkeklerden; yüzde 25,6’sı olan 695 bini ise kadınlardan oluşmaktadır. Deprem ile birlikte de kadın istihdamının çok ciddi bir şekilde düşeceği görülmektedir.

Deprem bölgesindeki kadınlar sosyal güvenceden yoksundur. İstihdam edilen kadınların yarısından fazlası kayıt dışı çalıştırılmıştır. İstihdam edilen kadınların yüzde 48’i sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı çalıştırılırken, yüzde 52’si kayıt dışı çalıştırılmaktaydı.

Deprem bölgesindeki kadınların işsizlik oranı, ülke genelindeki kadınların işsizlik oranından yüksektir. 2021 yılında ülke genelinde kadın işsizlik oranı yüzde 14,7 iken deprem bölgesinde bu oran 2,1 puan fazla olarak yüzde 16,8’dir. Türkiye’deki toplam kadın işsizliği 2021 yılında 1,5 milyondur. Toplam kadın işsizliğinin yaklaşık yüzde 10’ununu (141 bin kadından fazlası) da deprem bölgesinde yaşayan kadın işsizler oluşturmaktadır.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre Türkiye’de kadın istihdamı yüzde 34,3 iken erkek istihdamı yüzde 70,7’dir. OECD ve AB üye ülkelerin ortalamalarına baktığımızda; kadın-erkek istihdam oranlarının birbirlerine yakın, dolayısıyla da istihdamda cinsiyet açığının daha düşük olduğunu görülmektedir. OECD üye ülke ortalamasında kadın istihdamı yüzde 62,4, cinsiyet açığı yüzde 14,2; AB üye ülke ortalamasında yüzde 65, cinsiyet açığı yüzde 9,9 iken Türkiye’de bu oran ülke ortalamalarının yarısı kadar olup yüzde 34,3’tür. İstihdam da cinsiyet açığı ise yüzde 36,4’dür.

Türkiye’de kadın-erkek istihdam oranlarını yıllara göre incelediğimizde, 2018-2022 yılları arasındaki son 5 yıllık dönemde kadın istihdamının çok düşük bir puanda artış gösterdiğini görülmektedir. 2018 yılında kadın istihdamı yüzde 29,4 iken 2022 yılının Aralık ayına gelindiğinde 1,9 puan artarak yüzde 31,3’ye yükselmiştir.

Türkiye’de kadınların işsizlik oranları her geçen gün artmaktadır. OECD verilerine göre Türkiye’de kadınların işsizlik oranı yüzde 12,7 ile AB ve OECD üye ülke ortalamalarının 2 katından fazladır. AB üye ülke ortalamalarında kadın işsizliği yüzde 6,4, OECD üye ülke ortalamasında ise yüzde 6,8’dir.

‘Geniş tanımlı kadın işsiz sayısı 4 milyonu aştı’

Son 5 yıllık döneme ayrıntılı olarak baktığımızda; dar tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 14 civarındayken geniş tanımlı kadın işsizlik oranının arttığını görmekteyiz. 2018 yılında dar tanımlı/resmi kadın işsiz sayısı 1,4 milyon kişi iken 2022 Aralık ayında 1,7 milyon kişiye yükselmiştir. Aynı dönemde ise geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 23,5’ten 6 puan artarak yüzde 29,5’e yükselerek 4 milyon 82 bin kişiyi bulmuştur.

2022 yılı 4. çeyrek verilerine göre 9 milyon 663 bin kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirtmişken ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirten erkek sayısı verisi bulunmamaktadır. Ailevi ve kişisel nedenlerle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirten kadın sayısı 2 milyon 286 bin kişi iken bu verilerdeki erkek sayısı kadın sayısının 5’te birine denk gelmektedir ve sadece 466 bin kişidir.

2022 yılı 4. çeyrek verilerine göre 10 milyon 298 bin kadın istihdamının 6 milyon 951 bini (yüzde 67,4’ü) kayıtlı, 3 milyon 347 bini ise (yüzde 32,5’i) kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Veriler göstermektedir ki Türkiye’de 3,3 milyon kadın sosyal güvenceden yoksundur.

2022 yılı 4. çeyrek verilerine göre tam zamanlı çalışan kadın sayısı 8 milyon 642 bin; yarı zamanlı çalışan kadın sayısı ise bir milyon 656 bin kişidir. Tam zamanlı çalışan kadınların yüzde 74,3’ü kayıtlı, yüzde 25,6’sı ise kayıt dışı çalışırken, yarı zamanlı çalışan kadınların çoğunluğu kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Buna göre yarı zamanlı kadınların sadece yüzde 31,8’i kayıtlı iken yüzde 68,1’ine kayıt dışı istihdam edilmektedir.

Kadınların sendikalara katılımı düşüktür. 2023 Ocak ayı verilerine göre Türkiye’de kadınların sendikalaşma oranı yüzde 10,4 iken erkeklerin sendikalaşma oranı yüzde 16,1’dir. Bu veriye, kayıt dışı istihdam dâhil edildiğinde gerçek kadın işçi sendikalaşma oranı sendikalaşma 4,2 puan azalarak yüzde 6,2’ye gerilerken; erkek işçilerde de bu oran 5,1 puan azalarak 11,2 düşmektedir.

“Erkekler kadınlardan daha fazla kazanıyor”

Türkiye’de de erkeklerin kadınlara göre yüzde 20,84 fazla kazanmaktadır. Çalışma biçimlerine göre incelediğimizde kadın ve erkekler arasındaki fark en fazla yevmiyeli çalışan kadın ve erkeklerdedir. Yevmiyeli çalışan erkekler yevmiyeli çalışan kadınlara göre yüzde 47,39 daha fazla kazanmaktadır. Ücretli maaşlı çalışanlarda ise bu fark yüzde 16’dır. Ücretli çalışan erkekler kadınlara göre yüzde 16 daha fazla kazanmaktadır.

Türkiye’de resmi yoksulluk verilerini cinsiyet karşılaştırması yaparak incelediğimizde yoksulluktan en fazla kadınların etkilendiğini görüyoruz. Erkeklerde yoksulluk, 8,5 milyon kişi ile yüzde 20,8; kadınlarda yoksulluk ise 9 milyon kişi ile yüzde 21,8’dir.”

Paylaşın

Afganistan’da Üniversiteler İlk Defa Kadın Öğrenciler Olmadan Kapılarını Açtı

Afganistan’da Taliban geçici hükümetinin kız öğrencilerin üniversitelerde eğitim almasını yasaklamasının ardından ülke çapındaki üniversiteler ilk defa kız öğrenciler olmadan kapılarını açtı.

15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan yönetimine gelmesiyle kadınların çalışması ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirildi. Kızların önce ortaokul ve liselerde, geçen aralık ayında ise üniversitelerde eğitim alması engellendi.

Afganistan genelinde kış ayları nedeniyle derslere ara verilen üniversiteler kız öğrenciler olmadan yeni eğitim ve öğretim dönemine başladı.

Taliban geçici hükümetinin Yüksek Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamada, tüm üniversitelerin bugünden itibaren eğitime başladığı duyuruldu.

Böylece aralık ayında, Taliban geçici hükümetinin kız öğrencilerin üniversitelerde eğitim almasını yasaklamasının ardından ülke çapındaki üniversiteler ilk defa kız öğrenciler olmadan kapılarını açtı.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre, sabah saatlerinden itibaren üniversitelerin erkek öğrencileri sınıflardaki yerini aldı. Kampüs önlerinde toplanan küçük gruplar halindeki kız öğrencilerin içeri girmesine ise izin verilmedi.

Bazı kız öğrenciler sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda kızların eğitim alacağı ana kadar erkek öğrencilerin üniversitelerdeki eğitimi protesto edip derslere katılmamasını istedi.

Bu çağrıya uyan ülkenin kuzeyindeki Belh Üniversitesinden bir grup erkek öğrenci dersleri boykot edeceklerini duyurdu.

Kabil Üniversitesi öğrencileri AA muhabirine, Taliban sonrası üniversitelerin imkanlarında ciddi ölçüde daralma olduğunu belirterek kızların da üniversitelerde eğitim alması gerektiğini ifade etti.

Kimi öğrenciler, bugün ders işlenmediğini ancak okula gelerek ders müfredatı ve içerik hakkında bilgi aldıklarını ifade etti. Üniversiteye yeni başlayan öğrenciler de yüksek öğretimin ilk heyecanını yaşadı.

“Tüm arzularımız yok oldu”

Kabil Üniversitesi Psikoloji 3’üncü sınıf öğrencisi Lime Suheyl, kampüse alınmayacağını bile bile, kız öğrencilerin görünürlüğünü artırmak istediğini ve bu nedenle iki arkadaşı ile birlikte giriş kapısının önünde beklediğini söyledi.

Üniversite eğitimine büyük umutlarla başladığını aktaran Suheyl şu ifadeleri kullandı:

“Tüm arzularımız yok oldu. Toplumdan silindik. Varlığımız yok. Kim olduğumuz, hedef ve isteklerimizin olup olmadığı kimsenin umrunda değil. Burada erkelerin içeri girdiğini, bize ise izin verilmediğini görmek kötü ve umut kırıcı bir his veriyor.”

Kabil Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölümü 2’inci sınıf öğrencisi Danış Taban ise, Taliban sonrası birçok üniversite hocasının ülkeden ayrıldığını ve üniversite imkanlarında daralma meydana geldiğini söyledi.

Taban, “Kızlar olmadan ilk kez bugün eğitime başladık. Kızların sınıfta olmaması bir parçamızın olmaması gibiydi. Bugün erkek öğrencilerin sayısı da çok azdı ve bu nedenle sınıflarda sıkıcı bir ortam vardı.” ifadelerini kullandı.

Hukuk ve Siyaset Bilimi öğrencisi Petun Kadiri, bugün ders işlenmediğini ancak eğitim materyalleri hakkında bilgi aldığını aktardı.

Üniversiteye bu yıl yeni başladığını aktaran Kadiri, “Üniversitelerde geçen yıldan bu yana neler değiştiğini bilmiyorum. Çokça olumsuz şeyler duyuyoruz ancak eldeki imkanları iyi kullanıp yüksek notlar almayı hedefliyorum” dedi.

Eğitim ve çalışma hayatında kısıtlamalar

15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan yönetimine gelmesiyle kadınların çalışması ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirildi.

Kızların önce ortaokul ve liselerde, geçen aralık ayında ise üniversitelerde eğitim alması engellendi. Yine aralık ayında Afgan kadınların yerel ve yabancı sivil toplum kuruluşlarında çalışması da askıya alındı.

Afgan kadınlarına “örtünme zorunluluğu” getirilirken, kadınların spor salonları, park ve bahçeler gibi sosyal mekanlara da girişi yasaklandı.

Taliban yetkilileri ise, yasakların ardındaki nedeni “örtünme kurallarına uygun bir biçimde riayet edilmemesi” olarak gerekçelendirdi.

Yetkililer, yasakların “geçici” nitelikte olduğunu söylemesine karşın, şu an kadar kadınlara yönelik getirilen kısıtlamalarda herhangi bir iyileşme görülmedi.

Söz konusu alandaki kısıtlamalar uluslararası toplumdan da büyük tepki topluyor.

Paylaşın

Türkiye’de Kadınların Yüzde 30,4’ü Yaşadığı Çevrede Güvende Hissetmiyor

TÜİK’in yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında, yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı yüzde 21,8 iken bu oran kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde yüzde 13 oldu.

Haber Merkezi / Kadınların yüzde 51,1’i, erkeklerin ise yüzde 71,9’u yaşadıkları çevrede kendilerini güvende hissetti. Evde yalnız otururken kendilerini güvensiz hisseden kadınların oranı yüzde 6,8 olurken erkeklerde bu oran yüzde 3,2 olarak kaydedildi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılına dair “İstatistiklerle Kadın” verilerini açıkladı.

Buna göre, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2022 yılında, kadın nüfus 42 milyon 575 bin 441 kişi, erkek nüfus 42 milyon 704 bin 112 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle, toplam nüfusun yüzde 49,9’unu kadınlar, yüzde 50,1’ini ise erkekler oluşturdu.

Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle, 60 ve daha yukarı yaş grubundan itibaren kadınların lehine değişti. Kadın nüfusun oranı, 60-74 yaş grubunda yüzde 52,2 iken 90 ve üzeri yaş grubunda yüzde 72,4 oldu.

Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2008-2021 yılları arasında arttığı görüldü.

En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 81,1 iken 2021 yılında yüzde 92,1 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 72,6, erkeklerin oranı yüzde 89,8 iken bu oran 2021 yılında ise kadınlarda yüzde 87,3, erkeklerde yüzde 97,1 oldu.

Yüksekokul ve fakülte, yüksek lisans ve doktora mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 9,8 iken 2021 yılında yüzde 23,0 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında yükseköğretim mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 7,6, erkeklerin oranı yüzde 12,1 iken bu oran 2021 yılında kadınlarda yüzde 20,9, erkeklerde ise yüzde 25,1 oldu.

Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre 2021 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki işgücüne katılma oranının yüzde 51,4 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 32,8, erkeklerde ise yüzde 70,3 oldu.

İşgücüne katılma oranı eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 12,8, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 25,3, lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 32,5, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 38,5 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 67,6 oldu.

Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre 2021 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranının yüzde 45,2 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 28,0, erkeklerde ise yüzde 62,8 oldu.

En yüksek istihdam oranı yüzde 52,0 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde, en düşük istihdam oranı ise yüzde 29,9 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti.

En yüksek kadın istihdam oranı, yüzde 36,8 ile TR90 (Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane) bölgesinde gerçekleşti. Bu bölgeyi yüzde 35,6 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop), yüzde 33,8 ile TR83 (Samsun, Tokat, Çorum, Amasya) izledi.

En düşük kadın istihdam oranı ise yüzde 14,5 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti. Bu bölgeyi yüzde 15,9 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır), yüzde 19,6 ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) izledi.

En yüksek erkek istihdam oranı, yüzde 70,0 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde gerçekleşti. Bu bölgeyi yüzde 67,2 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis), yüzde 67,1 ile TR52 (Konya, Karaman) izledi.

En düşük erkek istihdam oranı ise yüzde 46,7 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti. Bu bölgeyi yüzde 54,2 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) ve TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) izledi.

Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranının 2021 yılında yüzde 9,9 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 16,4, erkeklerde ise yüzde 7,0 oldu.

Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranı, 2014 yılında yüzde 59,8 iken 2021 yılında yüzde 58,9 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2021 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının yüzde 26,1, erkeklerin istihdam oranının ise yüzde 89,1 olduğu görüldü.

Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında çalışanların yüzde 63,2’sinin işe geliş gidiş için harcanan zamandan memnun olduğu görüldü. Kadın çalışanlarda bu oranın yüzde 67,5, erkek çalışanlarda ise yüzde 61,5 olduğu görüldü.

Dışişleri Bakanlığı verilerine göre kadın büyükelçi oranı 2011 yılında yüzde 11,9 iken 2022 yılında yüzde 27,2 oldu. Erkek büyükelçi oranı ise 2011 yılında yüzde 88,1 iken 2022 yılında yüzde 72,8 oldu.

Kadın milletvekili oranı yüzde 17,3

Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre 2022 yıl sonu itibarıyla 579 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 100, erkek milletvekili sayısının ise 479 olduğu görüldü. Meclise giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında yüzde 9,1 iken 2022 yılında yüzde 17,3 oldu.

Yükseköğretim istatistiklerine göre yükseköğretimde görevli profesörler içinde kadın profesör oranı 2010-2011 öğretim yılında yüzde 27,6 iken 2021-2022 öğretim yılında yüzde 33,2 oldu. Doçent kadrosunda görev yapan kadın oranı 2021-2022 öğretim yılında yüzde 40,2 iken öğretim görevlisi kadrosunda görev yapan kadın oranı yüzde 50,8 oldu.

Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14,4 iken 2021 yılında yüzde 20,7 oldu.

Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre 2021 yılında kadınların çalışması ile ilgili bireylerin algıları incelendiğinde, kadının çalışması ve sosyal hayata katkı sağlamasının değerli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 82,6 olurken, kadınlara göre bu oran yüzde 85,6, erkeklere göre ise yüzde 79,5 oldu.

Evlenme istatistiklerine göre resmi olarak ilk evliliğini 2022 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 25,6 iken erkeklerin ortalama evlenme yaşı 28,2 oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, kadınlarda 29,7 yaş, erkeklerde 32,3 yaş ile Tunceli oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en düşük olduğu il ise kadınlarda 22,7 yaş ile Ağrı, erkeklerde 26,2 yaş ile Şanlıurfa oldu.

ADNKS sonuçlarına göre resmi evliliklerde eşler arasındaki eğitim farkı incelendiğinde, 2021 yılında kadınların yüzde 39,4’ünün kendilerinden daha yüksek eğitimli erkeklerle evli olduğu görüldü. Eşlerinden daha yüksek eğitimli olan kadınların oranının yüzde 15,9, eğitim seviyeleri aynı olan eşlerin oranının ise %42,8 olduğu görüldü.

Boşanma istatistiklerine göre 2022 yılında kesinleşen boşanma davaları sonucu çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Annenin velayetine verilen çocuk oranı yüzde 75,7 iken babanın velayetine verilen çocuk oranı ise yüzde 24,3 oldu.

Ev işlerini genellikle kadınlar üstlendi

Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre 2021 yılında hanedeki ev işlerinin genellikle kim tarafından yapıldığı incelendiğinde, evin badana/boyası hariç tüm işlerin genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından üstlenildiği görüldü.

Hanehalkı ferdi tarafından yapılan ev işleri cinsiyete göre incelendiğinde, ev işlerini genellikle kadınların üstlendiği görüldü. Kadınlar en fazla yüzde 94,4 ile çocuk bakımı, yüzde 85,6 ile çamaşır ve bulaşık yıkama (makineyle bile olsa), %85,4 ile yemek yapma ve evin günlük toplanması ve temizlenmesi işlerini üstlendi. Erkekler en fazla yüzde 74,1 ile aylık faturaların ödenmesi, yüzde 65,2 ile küçük bakım, onarım, tamir işlerini üstlendi.

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerin İnternet kullanım oranı yüzde 85,0 oldu. Bu oran kadınlarda yüzde 80,9 iken erkeklerde yüzde 89,1 oldu.

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre internet üzerinden kişisel kullanım amacıyla mal veya hizmet siparişi veren ya da satın alan 16-74 yaş grubundaki bireylerin oranı, 2021 yılı Nisan ayı ile 2022 yılı Mart ayını kapsayan on iki aylık dönemde yüzde 46,2 oldu. Cinsiyete göre internet üzerinden mal veya hizmet siparişi verme ya da satın alma oranı, kadınlarda yüzde 42,7 iken erkeklerde yüzde 49,7 oldu.

Kadınların %30,4’ü yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissetti

Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında, yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı %21,8 iken bu oran kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde yüzde 13,0 oldu. Kadınların yüzde 51,1’i, erkeklerin ise yüzde 71,9’u yaşadıkları çevrede kendilerini güvende hissetti.

Evde yalnız otururken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı 2022 yılında yüzde 5,0 iken bu oran kadınlarda yüzde 6,8, erkeklerde yüzde 3,2 oldu. Kadınların yüzde 80,5’i, erkeklerin ise yüzde 88,2’si evde yalnız otururken kendilerini güvende hissetti.

Paylaşın

2022 Yılında En Az 327 Kadın Öldürüldü

2022 yılında en az 327 kadın öldürüldü. Bu sayıya, geçmiş yıllarda işlenen ancak basına 2022 yılında yansıyan 14 cinayet de eklenirse sayı 341 oluyor. Bu 14 cinayetin bazıları, geçmiş yıllarda basına “faili meçhul” veya “şüpheli ölüm” olarak yansımıştı.

2022 yılında transların da olduğu en az 198 kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansıdı.

Bağımsız İletişim Ağı (Bianet) Erkek Şiddeti Çetelesi Raporu’na göre, 1 Ocak 2022 – 31 Aralık 2022 tarihleri arasında erkekler en az 327 kadını katletti.

Bianet, yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği erkekler tarafından kadınlara yönelik cinayetlerin ve şiddete ilişkin 2022 raporunu yayınladı.

Raporun detayları şöyle:

2022’de erkeklerin öldürdüğü kadın sayısı 327. Bu sayıya, geçmiş yıllarda işlenen ancak basına 2022’de yansıyan 14 cinayet de eklenirse sayı 341 oluyor.  Bu 14 cinayetin bazıları, geçmiş yıllarda basına “faili meçhul” veya “şüpheli ölüm” olarak yansımıştı.

Yine aynı dönemde basına yansıyan verilere göre (1 Ocak 2022 – 31 Aralık 2022) erkekler 39 çocuğu öldürdü, 32 kadına tecavüz etti, 442 kadını seks işçiliğine zorladı,156 kadını taciz etti, 238 çocuğu istismar etti. Erkekler 793 kadını yaraladı.

2022’de aralarında transların da olduğu en az 198 kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansıdı.

Erkekler, 2022’de, en az 12 kadını öldürmeye teşebbüs etti, 42 kadını öldürmekle veya şiddet uygulamakla tehdit etti.

Basına yansıyan bilgilere göre erkekler, en az 26 kadını, “koruma”, “uzaklaştırma” kararı ve “talebine” rağmen öldürdü.

2022’de en az dört kadın, kendisine şiddet uygulayan ve cinsel saldırıda bulunan erkeklerden korunmak için meşru müdafaa hakkını kullandı.

Cinayet

Erkekler, 2022’de en az 327 kadını öldürdü.  Ayrıca erkekler, cinayet sırasında kadınların yanında olan en az 37 erkeği öldürdü.

Erkeklerin öldürdüğü 23 kadın göçmendi. Erkekler, 2022’de Günay Özyıldız ve İpek Ağmaz isimli LGBTİ+’ları öldürürdü, en az 16 LGBTİ+’yı da yaraladı.

Çocuk cinayetleri

Bianet’in 1 Ocak 2022 – 31 Aralık 2022 döneminde Türkiye’deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlediği güncellenmiş verilere göre, erkekler 2022’de şiddet uyguladıkları kadınlara zarar vermek veya öç alma “bahanesiyle” en az 39 çocuğu öldürdü.

Öldürülen çocuklar arasında erken yaşta zorla evlendirilenler de vardı.

Cinsel saldırı – tecavüz

bianet’in 1 Ocak 2022 – 31 Aralık 2022 döneminde Türkiye’deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlediği güncellenmiş verilere göre erkekler, 32 kadına tecavüz etti.

Erkeklerin tecavüz ettiği dokuz kadın zihinsel engelliydi.

Taciz

Erkekler, 2022’de en az 156 kadını taciz etti. En az 16 taciz sistematik olarak gerçekleşti. Erkeklerin taciz ettiği kadınlar arasında göçmen kadınlar da vardı.

Çocuk istismarı

Bianet’in 1 Ocak 2022 – 31 Aralık 2022 döneminde Türkiye’deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlendiği güncel verilere göre, erkekler, 2022’de aralarında oğlan çocukların da olduğu 238 çocuğu istismar etti.

Şiddet yaralama

Erkekler 2022’de en az 793 kadına şiddet uyguladı. Erkekler, 72 kadını “ağır olarak” yaraladı.

Bir faile elektronik kelepçe takıldı. 22 fail intihar etti. 20 fail hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Beş fail hakkında dava açıldı. 30 fail hakkında soruşturma açıldığı bilgisi basına yansırken en az 300 failin hukuki süreci basına yansımadı.

Fuhuşa zorlama

Erkekler, 2022’de en az 442 kadını fuhşa zorladı. Fuhşa zorlanan kadınlar arasında 18 yaşının altındaki çocuklar da vardı.

Fuhşa zorlanan 232 kadın Türkiye vatandaşı değildi.

Paylaşın

Şubat Ayında En Az 11 Kadın Öldürüldü

Şubat ayında en az 11 kadın erkekler tarafından öldürülürken, en az dokuz kadının ölümü de basına “şüpheli” olarak yansıdı. En az 40 kadına şubat ayında şiddet uygulanırken, en az iki kız ve oğlan çocuğunu istismar edildi.

Geçen yıl şubat ayında erkekler 22 kadını öldürürken, 78 kadına da şiddet uygulamıştı.

Bianet’ten Evrim Kepenek’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Şubat’ta en az 11 kadını öldürdü.

Şubat’ta en az dokuz kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansıdı. Şubat’ta iki çocuğun ölümü de basına şüpheli olarak yansıdı.

Erkekler, en az 40 kadına şiddet uyguladı, en az iki kız ve oğlan çocuğunu istismar etti, en az bir kadını taciz etti. Şubat 2023’te basına yansıyan bir tecavüz vakası oldu.

Cinayet

Erkekler, en az 11 kadını öldürdü; geçen yıl da aynı ay bu sayı 22 idi. Erkekler, kadınların yanındaki iki erkeği de öldürdü.

Erkekler, en az iki kadını koruma kararına rağmen öldürdü.

Erkekler altı kadını “ayrılmak istediği”, “barışmak istemediği” için öldürdü. Erkeklerin beş kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı.

Sekiz kadını kocası, eski kocası, sevgilisi erkekler, bir kadını babası, bir kadını damadı, bir kadını da arkadaşı öldürdü.

Erkekler, üç kadını sokak, park, iş yeri gibi ev dışı alanlardan, yedi kadını ev içinde öldürdü. Erkeklerin bir kadını nerede öldürdüğü bilgisi basına yansımadı.

Erkekler, altı kadını kesici silahlarla, beş kadını ateşli silahla öldürdü.

Taciz

Şubat 2023’de erkekler en az bir kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay, yedi idi.

Erkekler, kadını sözlü ve fiziki yollarla taciz etti.

Erkekler bir kadını işyerinde taciz etti. Bir kadını, patronu taciz etti.

Çocuk İstismarı

Erkekler, Şubat’ta en az iki kız ve oğlan çocuğunu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı 26 idi.

Erkekler, bir çocuğu okulda bir çocuğu da sokakta istismar etti. Bir çocuğu öğretmeni istismar ederken, bir çocuğu kimin istismar ettiği bilgisi basına yansımadı.

Cinsel Saldırı/ Tecavüz

Şubat’ta erkekler, basına yansıyan bilgilere göre bir kadına tecavüz etti.

Zihinsel engelli bir kadına tecavüz eden erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Şiddet / Yaralama

Erkekler, Şubat’ta 40 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl da aynı ay bu sayı, 78 idi.

Erkeklerin şiddet uyguladığı en az dört kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. İki kadın depremzedeydi. Erkekler en az altı kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı.

En az 33 kadını kocası, sevgilisi erkekler yaraladı. Beş kadını, abi, baba gibi aile üyeleri yaraladı. İki kadını yaralayan erkeklerin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Erkekler, 12 kadına boşanmak istediği/barışmak istemediği için şiddet uyguladı. Bir kadına “gasp etmek” için şiddet uygulayan erkekler, bir kadını da “izin almadan evden çıktığı” için şiddet uyguladı. Erkeklerin 26 kadına şiddet uygulama bahanesi basına yansımadı.

Erkekler, 33 kadını darp ederek, üç kadını ateşli silahlarla, üç kadını kesici aletlerle yaraladı. Erkekler, bir kadına yakıcı madde attı.

Erkekler, 34 kadını ev içinde, altı kadını ormanlık alan, gazino ve sokak gibi ev dışı alanlarda yaraladı.

Seks İşçiliğine Zorlama

Şubat’ta basına yansıyan seks işçiliğine zorlama vakası olmadı. Basına yansımaması olmadığı anlamına gelmiyor.

Paylaşın

Hamilelik Kaynaklı Komplikasyonlar Nedeniyle “Her Gün 800 Kadın” Ölüyor

Hamilelikte, doğum sırasında ya da hamileliğin sona ermesinden altı hafta sonrasına kadar meydana gelen ölümler olarak tanımlanan anne ölümleri, dünya genelinde yeniden yükselmeye başladı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) konuya ilişkin son raporuna göre her gün yaklaşık 800 kadın hamilelikle ilgili komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybediyor.

Raporda son yıllarda Latin Amerika, Karayipler, Avrupa ve Kuzey Amerika’da anne ölüm oranlarının hızla yükseldiğine dikkat çekiliyor.

2000’den 2020’ye kadar olan dönemi kapsayan araştırmada anne ölüm oranlarının 2000’den 2020’ye kadar dünya çapında azaldığı belirtiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü evrensel sağlıktan sorumlu genel müdür yardımcısı Dr. Anshu Banerjee, dünya genelinde tahminen 270 milyon kadının modern aile planlaması yöntemlerine erişimi olmadığının altını çiziyor.

Ölümlerin çoğun yoksul ülkelerde ve savaşın yaşandığı bölgelerde yoğunlaşıyor. Küresel anne ölümlerinin yüzde 70’e ulaştığı Sahra altı Afrika’nın büyük risk altında olduğuna dikkat çekiliyor. Bölgede 15 yaşındaki bir kız çocuğunun gebelikle ilgili nedenden ölme riski 40’ta 1.

Yemen, Suriye ve Afganistan gibi insani krizlerin yaşandığı ülkelerde, her 100 bin canlı doğumda 551 anne ölümünün gerçekleştiği belirtiyor. Bu noktada dünya ortalaması ise 100 binde 223.

2000 yılındaki 446 bin anne ölümü yaşanırken, bu rakam 2016’da 309 bin, 2020’de 287 bine geriledi; ancak ‘beklentilerin altında kaldı.”

Raporda anne ölümleri, hamilelikte, doğum sırasında ya da hamileliğin sona ermesinden altı hafta sonrasına kadar meydana gelen ölümler olarak tanımlanıyor. Yasadışı kürtajların neden olduğu ölümler de bu tanım içinde yer alıyor.

Dünya Sağlık Örgütü, küresel anne ölüm oranını 2030’a kadar 100 bin canlı doğumda 70 ölümün altına düşürmeyi umuyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Ocak Ayında 31 Kadın Öldürüldü!

Erkek şiddeti hız kesmeden devam ediyor. Ocak ayında 31 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 25 kadın da şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Öldürülen 31 kadından 12’si boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile öldürüldü.

Haber Merkezi / Kadınlardan 1’i ekonomik bahane ile, 1’i bakım altında olduğu için, 2’si anneleri boşanmak istediği için intikam alma bahanesi ile, 1’i nefret bahanesi ile öldürüldü. 14’ünün ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), 2023 yılı Ocak ayı raporunu açıkladı. Rapora göre Ocak ayında 31 kadın cinayeti işlendi, 25 kadının şüpheli şekilde ölü bulundu.

Raporda, kadınların yüzde 35’inin evli oldukları erkek tarafından öldürüldüğü bilgisi yer aldı. 31 kadından 12’sinin boşanmak istemesi, barışmayı ve ilişkiyi reddetmesi gibi bahanelerle erkekler tarafından öldürüldüğü kaydedildi.

Raporda şöyle denildi:

Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 13 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. İçişleri Bakanlığı ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz.

Bu ay 31 kadın cinayeti işlenmiş, 25 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 31 kadından 12’si boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 1’i ekonomik bahane ile, 1’i bakım altında olduğu için, 2’si anneleri boşanmak istediği için intikam alma bahanesi ile, 1’i nefret bahanesi ile öldürüldü. 14’ünün ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi. 14 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.

Ocak ayında öldürülen 31 kadının 11’i evli olduğu erkek, 4’ü birlikte olduğu erkek, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 3’ü akrabası, 1’i kardeşi, 2’si babası, 3’ü oğlu, 1’i tanımadığı biri, 3’ü tanıdığı kişiler tarafından öldürülmüştür. 1 kadın cinayetinde failin yakınlığı belirlenememiştir. Bu ay kadınların yüzde 35’i evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.

Kadınların 20’si evinde, 6’sı sokakta, 1’i arazide, 1’i çocuğunun okulunda, 2’si evin eklentilerinde öldürülmüştür. 1 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir.  Bu ay öldürülen kadınların yüzde 65’i evlerinde öldürüldü.

Bu ay öldürülen kadınların 13’ü ateşli silahlarla, 10’u kesici aletlerle, 3’ü boğularak, 2’si darp edilerek, 2’si yakılarak, 1’i kimyasal madde ile öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 42’si ateşli silahla öldürüldü.

Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Bu ay ulaşılabilen veriye göre öldürülen kadınların 8’inin bir işyerinde çalıştığı, 2’sinin çalışmadığı bilinmektedir. 21 kadının çalışma durumu ise bilinememektedir.

Paylaşın

2022 Yılında Türkiye’de 5 Binden Fazla Kadın Şiddet Çağrısı Yaptı

2022 yılı içerisinde Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na 5 bin 15 kadın çağrı yaparken, son 16 yılda yapılan çağrı sayısı ise 87 bin 268 olarak kayıtlara geçti. Eşler yüzde 55,3 ile saldırganlar içerisinde en geniş grubu oluşturdu.

Eşleri, yüzde 7 ile diğer aile üyeleri takip etti. Aile içerisinde genel anlamda aile, baba, ağabey, abla, kız ve oğlan çocuklar şiddet uygulayanlar olarak mağdurlar ya da ihbarda bulunanlar tarafından belirtildi. Erkekler duygusal ilişkileri bittikten sonra da kadınlara şiddet uyguladı. Saldırganların yüzde 5,6’sı eski eş, yüzde 1,5’i eski erkek arkadaş oldu.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), “Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı 2022 Yılı Veri ve Analiz Raporu” yayımladı. Raporda, Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na 2022 yılında Türkiye’deki bütün illerden çağrı yapıldığı belirtilerek, toplam çağrı sayısının ise 5 bin 15 olduğu açıklandı.

TKDF, kadınlara yönelik şiddeti önlemek için hayata geçirdiği acil yardım hattını son bir yıl içinde 5 bin 15 kişinin aradığını açıklayarak, 2022’de en çok çağrı gelen ilin ise İstanbul olduğunu belirtti.

Son 16 yılda ev içi şiddet hattına toplam 87 bin 268 çağrı yapıldığı kaydedilen raporda şu ifadelere yer verildi:

“2022 yılı içerisinde Ev içi Şiddet Acil Yardım Hattı’na ihbarı gelen ve kayıt açılan bin 527 vakanın bin 103’ü ev içi şiddet ihbarıdır. Bu şiddet ihbarlarının 763’ü eş şiddeti ihbarlarıdır. 232 çağrı sığınma evi talebinde bulunmuştur. 51 vakaya acil müdahale yapılmıştır. 2022 yılı içerisinde hatta gelen şiddet ihbarlarında belirtilen maruz kalanların yaşları 1-80 arasında değişmiştir.

“Eşler yüzde 55,3 ile saldırganlar içerisinde en geniş grubu oluşturdu”

Acil yardım hattına gelen çağrılar göstermektedir ki, kadınlar en çok en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğramaktadır. Gelen çağrılar şiddetin en güvenli yer olduğunu varsaydığımız ev içerisinde kadınların hayatlarını paylaştıkları eşler ve diğer aile bireyleri tarafından uygulandığını göstermektedir. 2022 yılında eşler yüzde 55,3 ile saldırganlar içerisinde en geniş grubu oluşturmaktadır.

Eşleri, yüzde 7 ile diğer aile üyeleri takip etmektedir. Aile içerisinde genel anlamda aile, baba, ağabey, abla, kız ve oğlan çocuklar şiddet uygulayanlar olarak mağdurlar ya da ihbarda bulunanlar tarafından belirtilmiştir. Erkekler duygusal ilişkileri bittikten sonra da kadınlara şiddet uygulamaktadır. Saldırganların yüzde 5,6’sı eski eş, yüzde 1,5’i eski erkek arkadaş olmuştur.”

Paylaşın