Erkekler, Mayıs Ayında 32 Kadını Katletti

Erkekler Mayıs ayında en az 32 kadını öldürdü. Erkeklerin 19 kadını öldürme ‘bahanesi’ basına yansımazken, 12 kadının ayrılmak istediği veya barışmak istemediği için öldürdüğü basına yansıdı. Erkekler, bir kadını da ‘ücret’ tartışması sırasında öldürdü.

bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Mayıs’ta en az 32 kadını öldürdü, en az dört kadına tecavüz etti.

Mayıs’ta en az 21 kadının ölümü (Adana (1), Aydın (5), Çorum (1), Elazığ (1), Hatay (1), İstanbul (4), İzmir (1), Kayseri (1), Kırklareli  (1), Manisa (2),Manisa (1), Ordu (1), Van (1)) basına şüpheli olarak yansıdı.

Aydın’da bir kadın kendisine sistematik şiddet uygulayan ve işkence eden kocasına karşı meşru müdafaa hakkını kullandı.

Erkekler, Sakarya’da bir kadını öldürmekle veya kadınlara zarar vermekle tehdit etti.

Cinayet

Erkekler, Mayıs’ta en az 32 kadını öldürdü; geçen yıl bu sayı 18 idi. Ayrıca erkekler, kadınların yanında bulunan en az dört erkeği de öldürdü.

Mayıs’ta öldürün kadınlardan biri trans kadındı. Kadınları öldüren erkeklerden biri, güvenlik görevlisiydi.

Erkeklerin öldürdüğü kadınlardan biri Suriyeli, bir kadın da Afganistan vatandaşıydı. Erkekler en az beş kadını “koruma” veya “uzaklaştırma” kararına rağmen öldürdü. İki kadın şiddete karşı korunma istemişti, talebi karşılanmadığı için öldürüldü.

Erkeklerin 19 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler 12 kadını ayrılmak istediği veya barışmak istemediği için öldürdü. Erkekler, bir kadını da “ücret” tartışması sırasında öldürdü.

21 kadını kocası, eski kocası veya sevgilisi öldürdü. İki kadını akrabası. Yedi kadını öldüren sekiz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. Bir kadını hastası, bir kadını da komşusu öldürdü.

Erkekler, 20 kadını ev içinde, 12 kadını işyeri, ormanlık alan, sokak, hastane gibi ev dışı alanlarda öldürdü.

Erkekler kadınlardan yarısından fazlasını ateşli silahlarla öldürdü.

Erkekler, 20 kadını ateşli silahlarla, iki kadını boğarak, beş kadını da kesici aletle, iki kadını işkence ederek, bir kadını darp ederek, bir kadını balkondan atarak öldürdü. Erkeklerin bir kadını nasıl öldürdüğü basına yansımadı.

Çocuğa Şiddet-Çocuk Cinayeti

Erkekler, Mayıs’ta altı çocuğu öldürdü. Geçen yıl bu sayı bir idi. Altı çocuğu da babası öldürdü. Erkeklerin öldürdüğü iki çocuk Ukraynalı, iki çocuk Afganistanlıydı.

Erkekler, 3 çocuğu bıçakla, bir çocuğu darp ederek, iki çocuğu da balkonda atarak öldürdü.

Cinsel Saldırı /Tecavüz

Basına yansıyan bilgilere göre erkekler, Mayıs’ta en az dört kadına tecavüz etti. Geçen yıl aynı ay erkeklerin tecavüz ettiği kadın sayısı dokuzdu.

Bir kadına yoga öğretmeni, iki kadına doktor tecavüz etti. Bir kadına tecavüz eden erkeğin kim olduğu bilgisi basına yansımadı.

Erkekler, bir kadına hastanede tecavüz ederken, erkeklerin üç kadına nerede tecavüz ettiği bilgisi basına yansımadı.

Taciz

Mayıs 2022’de erkekler en az 11 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay 13 idi.

Erkekler, altı kadını sözlü ve fiziki yollarla taciz etti. Erkekler beş kadını da fotoğrafını veya videosunu çekerek taciz etti.

Erkekler 11 kadını ev dışı alanlarla taciz etti. Kadınları taciz eden 10 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımazken bir kadını da komşusu taciz etti.

Çocuk İstismarı

Erkekler, Mayıs’ta en az 22 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı 16 idi.

En az dokuz çocuğu istismar eden dokuz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. 10 çocuğu iki öğretmen, bir çocuğu akrabası, iki çocuğu babası istismar etti.

Erkekler, dört çocuğu ev içinde, 18 çocuğu okul, sokak gibi ev dışı alanlarda istismar etti.

Şiddet / Yaralama

Erkekler, Mayıs’ta en az 64 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl da aynı ay bu sayı, 67 idi.

Erkeklerin şiddet uyguladığı 10 kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. Erkekler en az on iki kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı.

Erkeklerin şiddet uyguladığı kadınlardan biri Suriyeliydi.

En az 46 kadını kocası, eski sevgilisi öldürdü, bir kadını damadı, bir kadını babası, bir kadını da iş arkadaşı öldürdü. 15 kadını öldüren 16 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Erkekler sekiz kadını ayrılmak istediği için, üç kadını kıskandığı için bir kadını aidat ödemek istemediği için öldürdü. Erkekler bir kadını işe geç geldiği için öldürürken, erkeklerin 52 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı.

Erkekler, 51 kadını darp ederek yaralarken, dört kadını ateşli silahlarla, altı kadını da kesici aletle yaraladı. Erkekler iki kadını yakıcı madde ile yaralarken bir kadını da doğalgazla öldürmeye çalıştı.

Erkekler, 24 kadını iş yeri, otobüs, ormanlık alan gibi ev dışı alanlarda, 30 kadını ev içinde yaraladı. Erkeklerin on kadına nerede şiddet uyguladığı basına yansımadı.

Seks İşçiliğine Zorlama

Erkekler, Mayıs’ta en az 65 kadını seks işçiliğine zorladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 584 idi. Seks işçiliğine zorlanan 27 kadın Türkiye vatandaşı değildi. Seks işçiliğine zorlananlar arasında çocuklar da vardı.

Paylaşın

HRW: Koruma Altındaki Kadınlar Da Tehlikede

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW), Türkiye’deki “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” kapsamında verilen önleyici ve koruyucu tedbir kararlarının kullanımını inceleyen bir raporu kamuoyuna açıkladı. Rapor, kolluk güçleri ile mahkemelerin kararlara uyulmasının sağlanamaması sebebiyle kadınların tehlikede olduğuna dikkat çekiyor.

“Türkiye’de Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddetle Mücadele: Korumadaki Zaafların Ölümcül Sonuçları” adlı raporda 18 aile içi şiddet vakası incelendi. Rapora göre, kolluk kuvvetleri ve mahkemeler tarafından kadınları korumak amacıyla verilen tedbir kararlarının sayısı artsa da yetkili makamlar şiddet mağdurlarını korumak konusunda etkisiz kalıyor. Resmi verilere göre, 2021’de 272 bin 870 kişi hakkında önleyici, 10 bin 401 kişi hakkında ise koruyucu tedbir kararı alındı. Ancak, uygulamada sorunlar yaşanıyor.

Devlet koruması altındayken öldürülen kadınlar

Uygulama nedeniyle hayatını kaybeden kadınlardan birine Yemen Akoda örnek gösteriliyor. Bir fabrikada çaycı olarak çalışan üç çocuk annesi Yemen Akoda (38), 24 Haziran 2021’de eşi Eşref Akoda tarafından Aksaray’daki evinin önünde vurularak öldürülmüştü. Raporda Akoda’nın öldürülmeden önce dört ayrı önleyici tedbir kararı aldırdığı ve Eşref Akoda’nın ise bu kararların ikisini ihlal ettiği belirtiliyor. Raporda ihlallerle ilgili olarak Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunulduğu, ancak eş Akoda’ya herhangi bir yaptırım uygulanmadığı kaydediliyor.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2016-2021 yılları arasında öldürülen bin 846 kadından 157’si öldürüldükleri sırada devlet koruması altındaydı. Anaokulu çalışanı 45 yaşındaki Ayşe Tuba Arslan da bu kadınlardan biriydi. Ancak Eskişehir’de eski eşi Yalçın Özalpay’ın satır ve bıçakla saldırdığı kadın, 24 Kasım 2019’da hayatını kaybetti. Arslan, Özalpay’ın hakaret, tehdit ve yaralamalarıyla ilgili olarak Eylül 2018-Ekim 2019 tarihleri arasında polise ve savcılığa 23 ayrı şikâyette bulunduğu, mahkemelerden dört ayrı önleyici tedbir kararı aldırdığı ifade ediliyor. Özalpay’ın tedbir kararlarını defalarca ihlal ettiğini sekiz kere yetkililere ihlalleri bildirmesine rağmen mahkemeler “delil yetersizliği” gerekçesiyle Özalpay’a herhangi bir yaptırım uygulamadı. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen başlatılan polisin ihmali ihtimaline ilişkin soruşturmada, savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

“İhlallere yönelik yaptırımlarla ilgili çok az bilgi var”

DW Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre, Adalet ve İçişleri bakanlıklarının koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının sayısının arttığını göstermek için çok uğraştığı belirtilen raporda “Ancak bu, önlemlerin niteliksel etkileri, başarı ve başarısızlık oranları, koruma önlemlerinin ihlallerinin sayısı, ihlallere yönelik yaptırımlar ve her şeyden önce kadınların kendilerinin genel olarak daha gelişmiş bir koruma deneyimleyip deneyimlemedikleri hakkında çok az bilgi vermektedir” denildi.

Rapora göre, mahkemeler, tedbir kararlarını genellikle çok kısa süreler için verirken yetkililer de etkili risk değerlendirmeleri yapmak veya tedbir kararlarının etkinliğini izlemek konusunda yetersiz kalıyor. Bu durumun da aile içi şiddet mağdurlarının karşı karşıya kaldıkları şiddet riskinin sürmesine ve bazen ölümle sonuçlanmasına yol açtığı vurgulanıyor. Raporda “Bazı failler önleyici tedbir kararlarını herhangi bir yaptırıma maruz kalmaksızın ihlal etmektedir. Cezai kovuşturmaya uğrayan ve hüküm giyen faillere verilen cezalar ise genellikle çok kısa sürelidir, çok geç verilir ve etkili bir caydırıcılık sağlamaktan uzaktır” deniliyor.

Polis memurlarıyla görüşme: En büyük eksiğimiz psikolog

HRW’nin İstanbul’da görüştüğü hakim ve savcılar, koruyucu ya da önleyici tedbir kararı alınmasına ilişkin başvuruların nadiren reddedildiğini dile getiriyor. Araştırma kapsamında, aile içi şiddetle mücadele birimlerinde çalışan polis görevlileriyle de görüşüldü.

Kendileriyle birlikte çalışan bir psikoloğun bulunmasının birimlerine faydalı olacağını savunan polis memurlarından biri, “Şu anda en büyük eksiğimiz bu” ifadesini kullanıyor. Elektronik kelepçelerden sorumlu bir polis ise Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), polis ve mahkemeler arasındaki eşgüdümün ve yazışmaların tamamlanmasının iki ayı bulduğunu belirterek “En iyisi hepimizin aynı odada çalışması olurdu” diyor.

Şiddet mağduru mülteci kadınların karşılaştığı zorluklar

Raporda, mülteci kadınların şiddet karşısında yaşadığı sorunlara da yer veriliyor. HRW’nin görüştüğü Suriyeli N.K., 2022 yılının başında şiddet ve tehdit nedeniyle dini nikahlı olduğu H.I.’dan ayrıldığını anlatıyor. Ankara’da yaşayan ve Türkçe bilmeyen 23 yaşındaki genç kadın, bir tercümanla iletişime geçtikten sonra bir polis karakoluna gittiğini, karakol görüşmesi sırasında polis memurları kendisine karara dahil edilebilecek önleyici tedbir türleri veya adli yardımdan faydalanma hakkı konusunda hiçbir bilgi vermediğini söylüyor.

Rapora göre, Ankara 1. Aile Mahkemesi 30 günlük önleyici tedbir kararı vermiş olsa da karar kendisine bildirilmediği gibi Suriyeli kadın kararın H.I.’ya tebliğ edilip edilmediğini de öğrenemedi. Genç kadın polisler tarafından mahkeme kararı hakkında 10 gün sonra bilgilendirildi. Raporda, “Polis ve mahkemeler, Türkçe bilmeyen mağdurlara tam bilgi ve yardım sağlamada onlara destek olmak için daha fazla kaynağa ihtiyaç duymaktadır” deniliyor.

“ŞÖNİM ziyaret talebimiz reddedildi”

HRW raporuna göre mağdur, aile birey, veya avukatların yetkililerden yardım talep etmek veya faillerin serbest bırakılmasına itiraz etmek için sosyal medyaya yönelmek zorunda hissetmiş olmaları, çarpıcı unsurlardan biri. HRW’nin görüştüğü polis memurları ve hâkimler, geleneksel şikâyet yöntemleri başarısız olduğunda sosyal medyanın vakalara dikkat çekmekte ve yetkililerden yanıt almakta başarılı bir araç haline geldiğini doğruluyor.

HRW Türkiye Direktörü Emma Sinclair-Webb, kamu otoritelerinin görüşünü rapora yansıtmak için çok büyük çaba sarf ettiklerini, bu nedenle polis, savcı ve hakimler ile yaptıkları görüşmelerin oldukça önemli olduğunu dile getirdi. İstanbul’daki ŞÖNİM’i de ziyaret etmek istediklerini belirten Sinclair-Webb, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ziyaret talebimizin reddedilmesine şaşırdık. ŞÖNİM’lerin çalışma performansına ilişkin son sekiz yıldır ulaşılabilir veri neredeyse yok” dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye hükümetine kadına yönelik şiddete ve ev içi şiddete karşı mücadele konusunda uluslararası hukuku uygulaması, 6284 Sayılı Kanun kapsamında önleyici ve koruyucu tedbir kararları ile ihlallere yönelik yaptırım uygulanmalarının güçlendirilmesi ve kadına şiddet verileri konusunda şeffaf davranması için tavsiyelerde bulunuyor.

Paylaşın

Nisan Ayında 29 Kadın Katledildi

Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Nisan’da en az 29 kadını öldürdü, en az iki kadına tecavüz etti.

Nisan’da en az 15 kadının ölümü (Muğla (1), Manisa (1), Kastamonu (1), Mardin (1), Ordu (1), Isparta(1), Zonguldak (1), Maraş (1), Karaman (1), Bursa (1), İstanbul (1), Malatya (1), Aydın (1), Urfa (1), Kocaeli (1), basına şüpheli olarak yansıdı.

Hatay’da bir kadın kendisine sistematik şiddet uygulayan ve işkence eden kocasına karşı meşru müdafaa hakkını kullandı.

Erkekler, Nisan’da Kırıkkale, Mersin, İzmir ve Diyarbakır’da kadınları öldürmekle veya kadınlara zarar vermekle tehdit etti.

Urda’da Suriyeli bir kadının ölümü basına “faili belirlenmemiş cinayet” olarak yansıdı.

Cinayet

Erkekler, Nisan’da en az 29 kadını öldürdü; geçen yıl bu sayı 17 idi. Ayrıca erkekler, kadınların yanında bulunan en az beş erkeği de öldürdü.

Erkeklerin öldürdüğü kadınlardan biri Azerbaycan, bir kadın da Özbekistan vatandaşıydı. Üç erkek, üç kadını hapishaneden izinli çıkarak öldürdü.

Erkekler en az yedi kadını “koruma” veya “uzaklaştırma” kararına rağmen öldürdü.

Erkeklerin 12 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler 12 kadını ayrılmak istediği veya barışmak istemediği için öldürdü. İki kadını velayet, iki kadını miras tartışması sırasında öldüren erkekler, bir kadını da kıskançlık “bahanesi” ile öldürdü.

22 kadını kocası, eski kocası veya sevgilisi öldürdü. Bir kadını oğlu, seks işçisi bir kadını “müşterisi”, beş kadını da damadı, torunu, eniştesi gibi akrabaları öldürdü.

Erkekler, 19 kadını ev içinde, 10 kadını işyeri, ormanlık alan, sokak, hastane gibi ev dışı alanlarda öldürdü.

Erkekler kadınlardan yarısından fazlasını ateşli silahlarla öldürdü.

Erkekler, 23 kadını ateşli silahlarla, dört kadını boğarak, iki kadını da kesici aletle öldürdü.

Çocuğa şiddet – çocuk cinayeti

Ankara’da bir, İstanbul’da da bir olmak üzere iki çocuğu babası ağır bir şekilde yaraladı. Balıkesir’de bir baba 3 yaşındaki oğlunu öldürdü.

Cinsel saldırı – tecevüz

Basına yansıyan bilgilere göre erkekler, Nisan’da en az iki kadına tecavüz etti. Geçen yıl aynı ay erkeklerin tecavüz ettiği kadın sayısı dokuzdu.

İki kadına da tecavüz eden kim olduğu bilgisi basına yansımadı. Erkekler iki kadına da ev dışındaki alanlarca tecavüz etti.

Taciz

Nisan 2022’de erkekler en az 14 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay sekiz idi.

Erkekler, 11 kadını sözlü ve fiziki yollarla taciz etti. Erkekler üç kadını da fotoğrafını veya videosunu çekerek taciz etti.

Erkekler 14 kadını ev dışı alanlarla taciz etti. Kadınları taciz eden 13 erkeğin yakınlık derecesi basına yansıması.

Çocuk istismarı

Erkekler, Nisan’da en az 18 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı sekiz idi.

En az 12 çocuğu istismar eden 30 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. Dört çocuğu öğretmeni, bir çocuğu devlet memuru bir erkek, bir çocuğu da servis şoförü istismar etti.

Erkekler, 18 çocuğu okul, sokak gibi ev dışı alanlarda istismar etti. Erkeklerin istismar ettiği çocuklardan biri Iraklıydı.

Şiddet / yaralama

Erkekler, Nisan’da en az 52 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl da aynı ay bu sayı, 68 idi.

Erkeklerin şiddet uyguladığı 12 kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. Erkekler en az sekiz kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı.

Erkeklerin şiddet uyguladığı kadınlardan biri Fransalıydı.

En az 39 kadını kocası, eski kocası, sevgilisi erkekler yaraladı. Sekiz kadını yaralayan sekiz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımazken, beş kadını da baba, abi, torun gibi ailesinden erkekler yaraladı.

Erkeklerin 36 kadına şiddet uygulama “bahanesi” basına yansımazken, erkekler 14 kadına ayrılmak istediği, barışmak istemediği için şiddet uyguladı. Erkekler, dört kadını da kıskandığı için yaraladı.

Erkekler, 41 kadını darp ederek yaralarken, beş kadını ateşli silahlarla, beş kadını da kesici aletle yaraladı. Erkekler bir kadını da yaktı.

Erkekler, 27 kadını kuaför salonu, iş yeri, otobüs, ormanlık alan gibi ev dışı alanlarda, 24 kadını ev içinde yaraladı. Erkekler bir kadına sosyal medyada şiddet uyguladı.

Seks işçiliğine zorlama

Erkekler, Nisan’da en az 38 kadını seks işçiliğine zorladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 58 idi. Seks işçiliğine zorlanan 5 kadın Türkiye vatandaşı değildi. Seks işçiliğine zorlananlar arasında çocuklar da vardı.

Paylaşın

Erkekler Mart’ta 24 Kadını Katletti

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), 2022 Mart ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, Mart ayında 24 kadın erkekler tarafından katledilirken, 19 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.

Raporda 12 kadının hayatına dair karar almak istemesi bahanesiyle katledildiğine yer verildi.

Raporda, “Öldürülen 24 kadından 11’inin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 12’si boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile 1 kadın ise ekonomik bahanelerle öldürüldü.

11 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor” ifadelerine yer verildi.

Rapora göre Mart ayında katledilen 24 kadının 11’i evli olduğu erkek, 3’ü birlikte olduğu erkek, 2’si akrabası, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si eskiden evli olduğu erkek, 1’i babası, 1’i oğlu, 1’i tanımadığı biri ve 1’i de kendini ısrarlı takip eden biri tarafından katledildiğine yer verildi.

Raporda, kadınların 15’inin evinde, 3’ünün sokak ortasında, 2’sinin su ve kenarında, 1’inin arabada, 1’inni iş yerinde, 1’inin otelde ve 1’inin ise bir AVM’nin otoparkında katledildiği belirtildi. Raporda Mart ayında katledilen kadınların yüzde 63’ünün evlerinde katledildiği ifade edildi.

Mart ayında kadınların10’unun ateşli silahlarla katledildiğine yer verilirken, 9’unun kesici aletlerle, 4’ünün boğularak katledildiği belirtildi. 1 kadının hangi silah ile öldürüldüğü tespit edilemediğine yer verildi.

Paylaşın

Türkiye’de Her Saat 8-9 Kadın Şiddet Görüyor!

Kadına erkek şiddeti tüm dünyada büyük bir sorun. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasının ardından Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadele tartışma konusu. CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, İçişleri Bakanlığı’ndan aldığı Kadın Destek Uygulaması (KADES) verilerini paylaştı.

CHP’li Gamze Taşcıer, “KADES bizim de desteklediğimiz bir uygulama. Detaylara baktığımızda şiddetin nasıl gündelik hayatın bir parçası haline geldiği görülüyor. Uygulama hayata geçirildiği günden, Ocak 2022 sonuna kadar toplam ihbarda bulunan kadın sayısı 239 bin 467 olmuş. Yani günde ortalama 208 ihbar gelmiş. Bu da Türkiye’de her saat 8-9 kadın şiddet gördüğü için ihbarda bulunuyor demek” dedi.

Gamze Taşcıer, “Türkiye’de 42 milyon kadın bulunduğunun ama KADES’i sadece 3 milyonun biraz üzerinde kadının kullandığının da altını çizeyim” diye konuştu. Taşcıer, “Ülke çapında kadınların şiddete uğramadığı tek bir an yaşanmıyor. Bu toplumsal kriz halidir” diye tepki gösterdi.

“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı…”

Sorunun iktidarın bakış açısından kaynaklandığını vurgulayan Taşcıer, “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’na göre kadınların yüzde 68’i yaşadıkları en büyük sorunun şiddet olduğunu söylüyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı potansiyel şiddet faillerine ve katillere büyük bir cesaret verdi. Bu bir zihniyet sorunu ve bu zihniyeti besleyecek adımlar atıldığı sürece yapılanların tümü kâğıt üzerinde kalacaktır” dedi.

Paylaşın

Türkiye, Kadına Şiddette Avrupa Ve OECD’nin Lideri

Avrupa’da erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeleri arasında da kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke yine Türkiye.

OECD 2019 yılı verilerine göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38. Neredeyse 10 kadından 4’ü hayatında mutlaka erkek şiddetine maruz kalıyor. Peki, dünyada kadına şiddetin en fazla olduğu ülkeler hangisi? Avrupa’da kadına şiddet ne durumda?

Kadına erkek şiddeti tüm dünyada büyük bir sorun. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasının ardından Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadele tartışma konusu.

OECD verileri “hayatlarından en az bir kere eşi veya sevgilisinin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kalan kadınların oranını” gösteriyor. Buna göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38. Gerek Avrupa ve OECD ülkeleri gerekse G20 üyeleri arasında kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke Türkiye.

ABD kadına yönelik şiddette yüzde 36 ile 4. sırada

Kadına şiddet oranında Türkiye’nin ardından yüzde 37 ile Kolombiya geliyor. Ardından Kosta Rika ve ABD yüzde 36 ile sıralanıyor. Dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden ABD’de kadınların yüzde 36’sının ömürlerinden en az bir kere erkeklerin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kalması dikkat çekici. Yine hayat standardının oldukça yüksek olduğu ülkelerden Yeni Zelanda’da kadına şiddet oranı yüzde 35.

Kadına şiddetin en düşük olduğu ülke Kanada

OECD ülkeleri arasında kadına erkek şiddetinin en düşük olduğu ülke yüzde 2 ile Kanada. Hemen üstünde yüzde 7 ile Şili ve yüzde 10 ile İsviçre geliyor.

Avrupa’da kadına şiddet ne durumda?

Türkiye zirvede yer almasına rağmen birçok Avrupa ülkesinde de kadına şiddet oranının yüksek olması dikkat çekiyor. Buna göre Letonya ve Danimarka’da kadına şiddet oranı yüzde 32. Bu oran Finlandiya’da yüzde 30 ve İngiltere’de yüzde 29.

Kadına şiddet oranı diğer ülkelerde ise şöyle: İsveç yüzde 28, Norveç yüzde 27, Hollanda yüzde 25, Belçika yüzde 24, Almanya yüzde 22, İtalya ve Yunanistan yüzde 19, Japonya yüzde 15 ve Meksika yüzde 14.

Türkiye’de kadın cinayetleri

Öte yandan, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre 2021 yılında Türkiye’de 280 kadın cinayeti yaşanırken 217 de şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

Dünyada kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke Pakistan

OECD 2019 yılı verilerine göre dünyada kadına şiddetin en yüksek olduğu ülke yüzde 85 ile Pakistan. Bu oran Senegal’de yüzde 78, Yemen’de yüzde 67, Afganistan’da yüzde 61.

(Kaynak: Euronews)

Paylaşın

‘İstanbul Sözleşmesi Davası’nda 33 Kadına Beraat

Ankara Kadın Platformu’nun İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararını protesto ettikleri için haklarında dava açılan 33 kadın bugün hâkim karşısına çıktı. Davada, MA muhabiri Eylem Akdağ da var.

Ankara 28’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde “2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanuna muhalefet” gerekçesiyle açılan davanın karar duruşmasında kadınlar beraat etti.

Ankara polisinin dava salonunda bulunmasına tepki gösteren avukat Irmak Bakır, “Kadınlar, emniyet tarafından saldırıya uğradılar, dolayısıyla Ankara Emniyeti bu davada taraftır, salonda bulunmalarını istemiyoruz” diyerek, salonda bulunan polislerin dışarı çıkarılması talep etti.

Avukatların talebinin ardından polisler dışarı çıkarıldı.

Anayasal hak

Avukat Çiğdem Kozan, kadınlara özel olarak sorulan “dur ihtarını duydunuz mu?” sorusunun hiçbir anlamı olmadığını, gösteri ve yürüyüş hakkının Anayasal hak olduğunu söyledi.

Avukatların tamamı, polisin kadınları darp edildiği anları kayıt altına alan basını engellediğini hatırlatarak, polislerin delil olarak verdiği DVD görüntülerinin ham olmadığını ve kendi lehlerine göre kurguladıklarının altını çizdi.

Avukatlar, yargılanan kadınlar hakkında beraat talep etti. Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda suç unsurları oluşmadığından 33 kadının ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.

Paylaşın

Kadına Şiddete Cezaları Artıran Teklif Meclis’te

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), kadına ve sağlık çalışanlarına şiddet suçlarında cezai yaptırımı artıran yasa teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sundu.

Teklifle “ısrarlı takip” ilk kez müstakil suç olarak Türk Ceza Kanunu’na girerken, hakimin takdirine bağlı verilen “iyi hal indirimi”ne sınırlama getiriliyor.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre yasa teklifi ile getirilen bazı önemli düzenlemeler şöyle: İyi hal indirimine sınırlama ve pişmanlık koşulu.

Türk Ceza Yasası’nın 62. Maddesinde düzenlenen ve cezanın hafifletilmesi nedeni sayılan hakimin “takdiri indirimi” için pişmanlık koşulu getiriliyor.

Kamuoyunda “iyi hal indirimi” olarak da bilinen sözkonusu maddedede, hakime ucu açık takdir yetkisi veren, “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar” hükmünden “gibi hususlar” ifadesi çıkarılarak sınırlanıyor.

Ayrıca, failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları” yerine, “pişmanlığını gösteren davranışları”na göre takdiri indirim hakkının kullanılabileceği hükme bağlanıyor.

Kadını öldürmeye ağırlaştırılmış müebbet

Kadına karşı şiddet suçları “nitelikli hal” kapsamına alınarak, ağırlaştırma nedeni haline getiriliyor.

Buna göre, kasten öldürme suçu kadına karşı işlenmesi halinde müebbet ceza yerine “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası öngörülürken, kasten yaralamada alt sınır 4 aydan 6 ay hapse, tehditte 6 aydan 9 aya, işkence suçlarında 3 yıldan 5 yıla, eziyet etme halinde ise cezanın alt sınırı 2 yıldan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çıkarılıyor.

Şiddet mağduru kadınlara talep etmeleri halinde baro tarafından ücretiz avukat görevlendirilecek.

Israrlı takip, yasaya giriyor

Teklif ile getirilen bir başka önemli düzenleme ise en çok şikayet konusu olan fiillerin başında gelen “ısrarlı takibin” ilk kez müstakil suç olarak düzenlenip ceza yasasına girmesi.

Buna göre, “ısrarlı şekilde” fiziken takip etmek, haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak, fiillerinin, mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da mağdurun kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması hali, ısrarlı takip suçu olarak düzenleniyor.

Israrlı takip suçuna 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Bu suçun çocuğa, ayrılık kararı verilen veya boşanılan eşe karşı işlenmesi; mağdurun okulunu, işyerini, konutunu terk etmesine neden olması, hakkında uzaklaştırma kararı verilen fail tarafından işlenmesi halinde ise cezanın 1 yıldan 3 yıla kadar artırılması öngörülüyor.

Ayrıca, ısrarlı takip suçları, “uzlaştırma” kapsamı dışında tutuluyor.

Sağlıkçılara şiddet de katalog suç kapsamına alınıyor

Kadına karşı, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama suçu, “canavarca hisle işlenen suçlar” ile sağlık çalışanlarına görevi sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu da “tutuklama nedeni” sayılan “katalog suçlar” kapsamına alınıyor.

Kamu, özel sektör veya vakıf üniversitelerinde görev yapan sağlık çalışanları hakkında yaptıkları muayene, teşhis, tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle soruşturma açılması “izne” bağlanıyor.

Tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle soruşturma yapılabilmesi, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulacak olan “Mesleki Sorumluluk Kurulu”nun iznine bağlı olacak.

Kamu kurumları ile devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık çalışanlarının tıbbi işlem ve uygulamalarından kaynaklı zararların tazmini için açılan davaların, ilgilisine rücusu konusunda da kurul yetkili olacak.

Paylaşın

Türkiye, Kadın İstihdamında Sınıfta Kaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “İstatistiklerle Kadın 2021” çalışmasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre, 2020 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı yüzde 42,8 olup bu oran kadınlarda yüzde 26,3, erkeklerde ise yüzde 59,8 oldu.

En yüksek istihdam oranı, 2020 yılında yüzde 50,9 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli bölgesinde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise yüzde 26,0 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt bölgesinde oldu.

En yüksek kadın istihdam oranı, yüzde 34,7 ile Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane bölgesinde iken en yüksek erkek istihdam oranı, yüzde 67,9 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli bölgesinde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise kadınlarda yüzde 12,6, erkeklerde yüzde 40,4 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt bölgesinde oldu.

Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı ise, 2020 yılında kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 12,4, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 24,1, lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 29,9, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 37,0 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 65,6 oldu.

Verilere göre, yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranı 2020 yılında toplamda yüzde 12,4 olurken, kadınlarda bu oran yüzde 19,5, erkeklerde ise yüzde 9,3 oldu.

Hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranı, 2014 yılında yüzde 59,8 iken 2020 yılında yüzde 56,8 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde; 2020 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının yüzde 25,2, erkeklerin istihdam oranının ise yüzde 85,5 olduğu görüldü.

2021 yılında çalışanların yüzde 61,9’unun işe geliş gidiş için harcanan zamandan memnun olduğunu belirtirken kadın çalışanlarda bu oranın yüzde 63,5, erkek çalışanlarda ise yüzde 61,3 olduğu görüldü.

Dışişleri Bakanlığı verilerine göre; kadın büyükelçi oranı 2011 yılında yüzde 11,9 iken bu oran 2021 yılında yüzde 26,5 oldu. Erkek büyükelçi oranı ise 2011 yılında yüzde 88,1 iken 2021 yılında yüzde 73,5 oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre; 2021 yıl sonu itibarıyla 582 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 101, erkek milletvekili sayısının ise 481 olduğu görüldü. Meclise giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında yüzde 9,1 iken bu oran 2021 yılında yüzde 17,4 oldu.

Yükseköğretimde görevli profesörler içinde kadın profesör oranı 2010-2011 öğretim yılında yüzde 27,6 iken 2020-2021 öğretim yılında yüzde 32,4 oldu. Doçent kadrosunda görev yapan kadın oranı yüzde 40,1, öğretim görevlisi kadrosunda görev yapan kadın oranı ise yüzde 50,6 oldu.

Yönetici pozisyonundaki kadın oranı yüzde 19,3 olurken, şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14,4 iken 2020 yılında yüzde 19,3 oldu.

Paylaşın

Şubat’ta 23 Kadın Erkekler Tarafından Katledildi

Şubat ayında 23 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 23 kadından 11’inin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemezken, 10’u boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 2 kadın ise ekonomik bahanelerle öldürüldü.

Haber Merkezi / Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Şubat ayı verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, Şubat ayında 23 kadın öldürüldü. Şubat ayında öldürülen 23 kadının 10’u evli olduğu erkek, 4’ü birlikte olduğu erkek, 3’ü akrabası, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si kardeşi, 1’i oğlu ve 1’i de tanıdık biri tarafından öldürüldü.

Kadınların 16’sı evinde, 3’ü sokak ortasında, 2’si ıssız yerde, 1’i iş yerinde ve 1’i ise arazide öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 70’i evlerinde öldürüldü.

Bu ay öldürülen kadınların 10’u ateşli silahlarla, 9’u kesici aletlerle, 1’i boğularak, 1’i çekiçle ve 1’i de demir sopa ile öldürüldü. 1 kadının hangi silah ile öldürüldüğü tespit edilemedi.

Öldürülen 23 kadından 11’inin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemezken, 10’u boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 2 kadın ise ekonomik bahanelerle öldürüldü.

“Şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor”

Platformdan yapılan açıklamada, “11 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor” denildi.

Paylaşın