Jim Carrey: Hollywood Topluluğu Omurgasız Bir Grup İnsan

Oyuncu Jim Carrey, konuk olduğu CBS Mornings programında 94. Oscar Ödül Töreni’nde Will Smith’in Chris Rock’a tokat atması hakkında konuştu. Carrey, Will Smith’in olayın ardından törenden çıkarılmış ya da gözaltına alınmış olması gerektiğini söyledi.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre, yaşanan olayın “mide bulandırıcı” olduğunu belirten Jim Carrey, şu ifadeleri kullandı:

“Will Smith ödül aldıktan sonra herkesin ayakta alkışlaması mide bulandırıcıydı. Hollywood gerçekten omurgasız bir grup ve bence bu yaşanan artık bizim ‘cool’ kulüp olmadığımızın göstergesi. Oturduğun yerden tepki vermek ya da Twitter’dan düşüncelerini yazmak istersen bunu yapabilirsin. Ama birileri bir şeyler söyledi diye sahneye çıkıp onlara vurma hakkın yok.

Olay hiçbir şey yokken yaşandı. Will içinde sinirli bir şeyler yaşadı. Onun için en iyisini diliyorum, ona karşı bir şeyim yok. Ama ödül için çok çalışan herkesin ödül gecesini gölgeledi. Çok bencilce bir hareketti.”

Ne olmuştu?

Will Smith, “King Richard” filmindeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu ödülünün sahibi olmadan önce, sunuculuk yapan ve Smith’in eşi Jada Pinkett Smith’in görünüşü ile ilgili 1997 yılında Demi Moore’un oynadığı G.I Jane isimli filme gönderme yaparak “Jada, seni seviyorum. G.I. Jane II’nin gelmesini dört gözle bekliyorum” diyen Chris Rock’a tokat attı.

Jim Carrey kimdir?

Altın Küre ödülü sahibi Kanadalı komedyen ve sinema oyuncusu Jim Carrey, 17 Ocak 1962 Kanada Ontario doğumludur. Asıl adı James Eugene Carrey’dir.

1970’li yılların ortalarında, TV dizilerinde aldığı küçük rollerle oyunculuk dünyasına atılan Carrey, ilk çıkışını 1993 yılında “In Living Color” isimli TV şovuyla yaptı. Doğaçlama yeteneğinin ve mimiklerindeki esnekliğin farkına varılmasından sonra oynadığı 1994 yapımı Ace Ventura: Pet Detective filmi ile televizyon dünyasından sinema dünyasına geçiş yaptı ve büyük bir başarı elde etti.

Yine 1994’te gişe rekoru kıran The Mask filmiyle asıl çıkışını yaptı. Aynı yıl Salak ile Avanak filminde canlandırdığı “Lloyd Christmas” karakteriyle ününü pekiştirdi.

Ardından 1995’te Batman Forever filminde The Riddler yani Bilmececi rolünde oynadı. Yine aynı yıl, Ace Ventura: When Nature Calls filminde oynayanarak başarısını artırdı. İki hayatlı, sıra dışı ve başına buyruk karakterleri canlandırdığı filmler Cable Guy (1996) ve Liar Liar (1997) ile devam etti.

1998 yılıyla beraber Carrey, sinema ve TV ekranlarında canlandırdığı “güldüren” karakterlerden uzaklaşarak, The Truman Show (1998), Man on the Moon (1999), The Majestic (2001), Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004) ve The Number 23 (2007) adlı filmlerde başarılı bir drama oyuncusu olduğunu da kanıtladı.

Hiç Oscar alamamış olmasına rağmen 3 adet Altın Küre ödülüne, ve kendi kategorisinde bir rekor olan 9 adet MTV film ödülüne sahiptir. Empire Magazine dergisi tarafından, “tüm zamanların en iyi 100 sinema yıldızı” listesine 54. sıradan girmiş, yine aynı yıl People Magazine tarafından “dünyadaki en güzel 50 insan” listesine seçilmiş, 2003’te çıkarılan “90’ların en iyi Box Office yıldızları” sıralamasında da 5. sırayı almıştır. Animasyon seslendirmesi de yapmaktadır. Senaristi olduğu filmler vardır. Bazı filmlerinde ise yapımcılık yapmıştır.

Carrey, Ekim 2004 yılında ABD vatandaşlığını almıştır ve hem Amerika Birleşik Devletleri hem de memleketi Kanada’nın vatandaşı olduğundan çifte vatandaştır.

Paylaşın

Kırmızı Halıda ‘Oscar’ Modası

Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafında verilen 94. Oscar Ödülleri sahiplerini buldu. En İyi Film Ödülü “Coda”nın olurken, Will 0Smith “King Richard” filmindeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü “The Eyes of Tammy Faye” filmindeki rolüyle Jessica Chastain’in oldu.

Ödül töreni, Kovid 19 ile gelen sınırlamaların kalkmasından sonra her zamanki kırmızı halıda göz alıcı moda gösterisine dönüştü.

Licorice Pizza’nın yıldızı Alana Haim, pullarla parıldayan, zarif katmanlı elbisesini kombinlediği sade bir gümüş sandalet ve ten rengi ojeyle klasik bir tarz seçmişti. Eteğinde balık kuyruğu yoktu ama kıyafeti ince bir denizkızı havası veriyordu.

Jessica Chastain’in parlak, korseli ve balo salonu tarzı büyük bir fırfıra sahip dolgun eteğiyle stili, en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandığı “The Eyes of Tammy Faye”de başrolünde oynadığı karakterin 1980’lerde giydiği vatkalı kıyafetlerden oldukça farklıydı.

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adayı Kodi Smit-McPhee, güvenli siyah smokin seçiminden kaçınarak uçuk pudra rengi kruvaze mavi bir takım elbise ve gömlek tercih etmişti. Kıyafetini gümüş boyun zinciri ve küpeyle birlikte boyunu daha uzun gösteren dolgulu ayakkabılarla kombinlemişti.

Emilia Jones, en iyi film ödülünü kazanan Coda’da rol aldı. Korseli ve boyundan askılı, payetli abiyesiyle kırmızı halıda göbeği açık görünen az sayıda yıldızdan biriydi.

Timothee Chalamet, papyon takmanın stresiyle baş edemediğinden olacak basit bir çözüm bulmuştu: Gömleksiz gitmek.

Chalamet’in “Dune” filmindeki rol arkadaşı Zendaya, gümüş pullu eteği olan kısa bir ipek beyaz gömlek tercih etmişti. Çok sayıda bilezikle tarzını daha gösterişli hale getirmişti.

Spencer’daki Prenses Diana rolüyle en iyi kadın oyuncu adayı olan Kristen Stewart, siyah şort, düğmesiz şifon krem rengi gömlek, siyah smokin ve yandan taranmış saçlarıyla cesur bir görünüme sahipti. Stiletto ayakkabılarla tarzını pekiştirmişti.

Billie Eilish, Viktorya döneminden ilham alan siyah, hacimli ve yere kadar uzanan elbisesiyle fırfır trendini sonuna kadar yaşatıyordu. Bununla eşleşen keskin saç kesimi ile gotik bir ışıltı yayıyordu. Bond serisinin son bölümü için yazdığı “No Time To Die”, en iyi şarkı ödülünü kazandı.

Ödüllerde ilk kez aday olan Ariana DeBose, “West Side Story”deki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Bu yılki Bafta ve Eleştirmenlerin Seçimi ödüllerinde sarının farklı tonlarındaki seçimleriyle izleyiciyi büyüleyen sanatçı, bu kez parlak kırmızı rengini tercih etmişti. Bol paça bir pantolon ve uyumlu bir üst ile oldukça rahat görünüyordu. Hacimli bir pelerini cazibesini pekiştiriyordu.

Venus ve Serena Williams da kırmızı halıda moda kimliklerini sergiledi. Venus, gümüş aksesuar yakalı fütüristik beyaz bir elbise, Serena, payetli siyah çiçekler ve siyah dantel eldivenlerle süslenmiş pembe dökümlü bir abiye giyiyordu.

Venus ve Serena Williams da kırmızı halıda moda kimliklerini sergiledi. Venus, gümüş aksesuar yakalı fütüristik beyaz bir elbise, Serena, payetli siyah çiçekler ve siyah dantel eldivenlerle süslenmiş pembe dökümlü bir abiye giyiyordu.

Lupita Nyong’o, belden aşağısı uçuşan flamalar olarak tanımlayabileceğimiz bir eteğe dönüşen ve üzerindeki pembe noktalı altın pullarla radikal bir fikir gibi görünse de vizyoner ve başarılı bir seçimle kırmızı halıdaydı.

İngiliz Olivia Colman (“The Lost Daughter” filminden), uçuk gümüş rengi pileli, uzun ve parçalı kollu, yüksek balıkçı yakalı ve gümüş aksesuarları olan sofistike bir elbise seçmişti.

Jason Momoa, Ukrayna bayrağının renkleri olan mavi ve sarı bir mendille kırmızı halıda göründü.

“Being the Ricardos filmindeki” Lucille Ball rolüyle Nicole Kidman En İyi Kadın Oyuncu ödülüne adaydı ama ödülü Chastain’e kaptırdı. Kımızı halıda klasik bir smokin giyen kocası Keith Urban ile birlikte yürüdü. Kidman, kuyruklu ve kabarık belli gri straplez bir elbise giyinmişti.

Geçen yılın Oscar kazananlarından Daniel Kaluuya, siyah yakaları olan parlak deniz mavisi kruvaze bir ceket ve siyah bir gömlek ile cesur bir seçim yapmıştı. Görünümü kalın bir altın yüzükle tamamlıyordu.

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu adayı Jessie Buckley, filmin yönetmeni Maggie Gyllenhaal’ı kırmızı halıda yakaladı. Buckley krem ​​rengi bir elbise giyerken, Gyllenhaal altın süslemeli ve omuz dekolteli bir kıyafet seçmişti.

Will Smith, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü almadan önce taşralı İngilizler gibi görünüyordu. Peaky Blinders dizisinden çıkmış gibi görünmüyor mu?

Rap yıldızı Megan Thee Stallion, şeftali rengi ojeleri ve şık bir topuzla tamamladığı, bel dekolteli, mavi ve gümüşi rengiyle vücudu saran bir elbise giyinmişti. Çarpıcı mücevherleri arasında büyük bir safir, kalp şeklinde damla küpeler ve pırlanta yüzük vardı.

West Side Story yıldızı Rachel Zegler, sunucu kadrosuna geç katılan bir isimdi ve ne giyeceğinden emin olmadığını söylemişti. Ancak sırtından düğümlü bu son moda boncuklu siyah elbiseyle oldukça çarpıcı görünüyordu.

Bill Murray, puantiyeli şalı, siyah-beyaz gömleği ve deri süslemeli beresiyle oldukça zarif görünüyordu. Cebinde selofanla sarılı mini Oscar heykelciğinin bir lolipop olduğunu varsayabiliriz çünkü bu uzun törende kan şekerinin düşmesi olasıydı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Bizi Daha Mutlu Eden Dört Basit Şey!

İyi haber şu ki, stres, birçok durumda yönetilebilir. İster ailevi gerginlikler isterse işteki sorunlar olsun, biraz sabır ve birkaç yardımcı strateji, kaygı miktarını azaltmanıza yardımcı olabilir.

Meditasyon

Meditasyon, düşünceleri odaklamanıza ve yönlendirmenize izin veren bir tür zihin eğitimidir. Farkındalık meditasyon programları, stresin olumsuz yönlerini, kaygıyı ve depresyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Bu, kesinlikle ustalaşmaya değer bir beceridir. Her gün veya haftada birkaç dakika kesinlikle kaygı seviyenizi azaltacaktır. En önemlisi ise, her seferinde etkisini daha belirgin hissedeceksiniz.

Meditasyonun faydalarını destekleyen birçok çalışma var. Örneğin, yoganın (meditasyon uygulamaları içerir) kaygı düzeylerini azalttığı gösterilmiştir. Bu muhtemelen gereksiz düşüncelerden kurtulmaktan ve fiziksel aktiviteden kaynaklanmaktadır.

Kucaklamak

Bilim insanları, bir başkasını dokunarak desteklemenin aslında stresi azaltabileceğini söylüyor. Doğamız gereği sosyal yaratıklarız, bir başkasına yardım etmek, onu rahatlatmak, sarılmak da dahil olmak üzere kendi durumumuzu iyileştiriyoruz.

Burada önemli bir rol, “zevk hormonu” olarak bilinen bir nörotransmitter olan dopamin üretimi tarafından oynanır. Gerginliğin giderilmesine yardımcı olan hoş bir tatmin hissine neden olur.

Sarılmaların “aşk hormonu” olarak bilinen oksitosin üretimini de arttırdığı bulunmuştur. Tansiyonu ve “stres hormonu” norepinefrini düşürür ve ayrıca diğer insanlarla duygusal olarak bağlantı kurmanızı sağlar ve onlara güvenmenizi teşvik eder.

Hangisi şu soruyu akla getiriyor: Optimal sağlık için günde kaç sarılmaya ihtiyaç var? Maksimum olumlu etkiyi elde etmek istiyorsak, mümkün olduğunca çok sayıda olmalıdır.

Çikolata

Çikolata en zengin antioksidan kaynaklarından biridir. Stres, vücutta bu maddelerin dengesizliğini tetikler. Bu nedenle üzgünken bir parça çikolata yemek o kadar da kötü bir fikir değil.

Çeşitli çalışmaların sonuçları, iki hafta boyunca bitter ve sütlü çikolata yedikten sonra stres düzeylerinin önemli ölçüde azaldığını kanıtlıyor. Ve bu daha büyük ölçüde kadınlar için geçerlidir.

Müzik

Endişeli hissettiğiniz durumlarda müzik dinlemenin sizi sakinleştirmeye yardımcı olabileceğine dair birçok kanıt vardır. Müzik terapisinin çok hızlı bir şekilde ivme kazanmasına şaşmamalı. Klasik müziği caz ile birlikte dinlemek, depresyon belirtileri üzerinde özellikle olumlu bir etkiye sahiptir .

Doğanın sesleriyle birleşen müzik, daha az endişeli hissetmenize yardımcı olur. Kritik hastalığı olan insanlar için bile. Şarkı söylemek, aynı zamanda stresi de azaltıyor. 2017’de yapılan bir araştırma, şarkı söylemeden önce ve sonra katılımcıların tükürüğündeki kortizol miktarını ölçtü. “Stres hormonu” seviyesinin daha düşük olduğu ortaya çıktı.

(Haber Merkezi)

Paylaşın

Tarkan’dan ‘Geççek’ Açıklaması: Hepimize İyi Gelecek…

Tarkan, yeni şarkısı “Geççek” ile ilgili duygularını, “Bir yıl kadar önce ruh halimin çok iyi olmadığı bir dönemden geçtim. Pandemi, dünyada olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi gibi bir sürü şey beni çok olumsuz etkilemiş, umudumu kaybeder gibi olmuştum. O anlarda bu şarkının melodi ve sözleri içimde yankılandı.” cümleleriyle ifade etti.

Haber Merkezi / Tarkan, klibi ve sözleriyle sosyal medyanın gündemine oturan yeni şarkısı “Geççek”in hangi duygularla kaleme aldığını açıkladı. Radyocu Mehmet Gezegen, Tarkan’ın açıklamasını sosyal medya hesabından paylaştı.

Gezegen paylaşımında şunları kaydetti:  “Tarkan’ın yeni şarkısı “Geççek” ile ilgili duygularını şöyle ifade etti:

“Bir yıl kadar önce ruh halimin çok iyi olmadığı bir dönemden geçtim. Pandemi, dünyada olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi gibi bir sürü şey beni çok olumsuz etkilemiş, umudumu kaybeder gibi olmuştum. O anlarda bu şarkının melodi ve sözleri içimde yankılandı.

“Geççek geççek elbet bu da geççek, gör bak umudun gününü gün etçek”. Hepimize iyi gelecek bir şarkı yazmalıyım dedim. Belki bu şarkı bizi biraz teselli eder, bize moral verir, umut olur diye düşündüm. Dilerim ki “Geççek” yüzünüzde bir gülümsemeye vesile olur ve hepimize iyi gelir”

Tarkan’ın Perşembe akşamı YouTube üzerinden yayımladığı “Geççek” isimli şarkısına ait video klip birkaç saat içinde 3 milyona yakın kişi tarafından izlenirken sosyal medyada da gündem oldu.

Önce #geççek ardından da #gitçek etiketleriyle sosyal medyada gündem olan şarkıda geçen “Gitçek gitçek, geldiği gibi gitçek/ Her şeyin sonu var, bu çile de bitçek” sözleri tartışma konusu oldu.

Söz ve müziği Tarkan’a ait olan şarkı daha sonra diğer müzik platformlarında da yerini aldı. “Geççek”in düzenlemesi Tarkan’ın “Aacayipsin”, “Ölürüm Sana”, “Karma” ve “Dudu” gibi albümlerin aranjörü Ozan Çolakoğlu’na ait.

İrfan Yıldırım’ın yönettiği klipte bir bilgisayar korsanını canlandıran Tarkan, İstanbul’daki bilboardlarda ve insanların elektronik cihazlarının ekranında görülüyor.

Koronavirüs pandemisi nedeniyle evden çalışmak zorunda kalanlar, uzaktan eğitimle ders alan öğrenciler, trafikte ya da toplu taşımadaki insanlar, konfeksiyon işçileri, güvenlik görevlileri, kağıt toplayıcılar ve sağlık çalışanları gibi toplumun farklı kesimlerinden insanlar da klipte yer alıyor.

Hatta klipte Tarkan, sanal gerçeklik gözlüğü kullanan bir çocuğun metaverse evreninde de yer alıyor. Şarkı, klibi itibarıyla pandemiyi işaret etse de, sosyal medyada şarkıyı paylaşanlar şarkı sözlerindeki politik çağrışımları öne çıkardı.

Paylaşın

Dolce&Gabbana Hayvan Kürkü Kullanmaya Son Veriyor

Dolce&Gabbana, bu yıldan itibaren koleksiyonlarında hayvan kürkü yerine yapay ve ekolojik kürklere yer verecek. Moda evi, koleksiyonlarında “yenilikçi malzemeler ve çevreye saygılı üretim süreçlerine” başvuracağını belirtti.

Milano merkezli lüks moda evinden yapılan açıklamada, “Daha sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz ve bu gelecekte hayvan kürkünün kullanımı düşünülemez” denildi.

Açıklamaya göre Dolce&Gabbana, bu yıldan itibaren koleksiyonlarında hayvan kürkü yerine yapay ve ekolojik kürklere yer verecek. Moda evi, koleksiyonlarında “yenilikçi malzemeler ve çevreye saygılı üretim süreçlerine” başvuracağını belirtti.

Şirket “iş kaybını önlemek ve yok olma riski altındaki meslekleri korumak” için de adımlar atma vaadinde bulundu. Kürk ustalarının uzmanlığından, geri dönüştürülmüş ve ekolojik kürk tasarımları için faydalanılacak.

Şirketin iletişim ve pazarlama sorumlusu Fedele Usai bu kararı “Tüm moda sistemi önemli bir toplumsal sorumluluğa sahip” sözleriyle duyurdu.

Müşterilerin değişen tercihleri

Dolce&Gabbana’nın bu adımı, hayvanları koruma örgütü Humane Society International ile iş birliği içinde atıldı. Örgütten yapılan açıklamada “Dolce&Gabbana’nın hayvan kürkü kullanmaya son verme kararını alkışlıyoruz” denildi.

Farklı ülkelerden hayvanları koruma örgütlerini bir araya getiren Fur Free Alliance isimli kürk karşıtı ittifak da Dolce&Gabbana’nın kararından memnuniyet duyduklarını belirtti.

Fur Free Alliance Başkanı Joh Vinding, bu adımın müşterilerin şirketlerden “hayvan zulmüne karşı durulması ve daha sürdürülebilir bir gelecek” talebiyle bağlantılı olduğunu vurguladı ve “Dünya değişiyor ve Dolce&Gabbana gibi markalar, değişen müşteri kitlesine ayak uyduruyor” dedi.

Basında yer alan haberlerde özellikle genç müşterilerin hassasiyetlerine kulak vermek adına gittikçe daha fazla markanın kürk kullanımından uzaklaşmaya başladığı vurgulanıyor.

Bunlara örnek olarak Armani, Prada, Gucci, Valentino, Moncler gibi sektörün önde gelen markaları da sayılıyor. İtalya, bu yıldan itibaren kürk çiftliklerini yasaklama kararı almıştı.

Kürk üretimi için hayvan yetiştirmenin 1 Ocak 2022’den itibaren yasaklanması ve mevcut kürk çiftliklerinin de 6 ay içinde kapatılmasına karar verilmişti.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Gülşen: Ataerkil Sistemin Sizi De Boğduğunu Görmüyor Musunuz?

Şarkıcı Gülşen’in sahne kıyafetleri bazı eleştiren yorumlar almış, şarkıcı İzzet Yıldızhan da “külotla sahneye çıkmasınlar” diyerek tepkisini dile getirmişti. Gelen tepkilere sahne kıyafetleriyle cevap vermeyi sürdüren Gülşen, tepkisini bir de yazılı açıklamayla anlattı.

Haber Merkezi / “Çıktığınız bu yolda aslında kendi ayaklarınıza, hemcinslerinizin ve evlatlarınızın ayaklarına takmaya çalıştığınız prangaların farkında mısınız” diye soran Gülşen, instagram hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Ben bir kadın bedeninde dünyaya gelmiş bir insanım. İsmim Gülşen. 26 yıldır tek başıma ayaklarımın üzerinde duruyor ve arı gibi çalışıyorum. Hiç kimseye muhtaç değilim. Pop müziğe değer ve yenilik katabilmek adına sayısız şarkı yazdım.

Mesleki hayatım boyunca hep zamanın ruhunu okumaya inandım. Müziğimin, bedenimin, zihnimin, kelimelerimin hep özgür ve bağımsız kalabilmesine gayret ettim. Var olanla yetinmeyip yenilenmeye, değişime açık kalmanın mesleğimi en doğru biçimde icra edebilmek için en önemli unsur olduğunu hep bildim. Meğer, insan performansına gösterdiği özeni giyimine de gösterince sanatkarlığı yok oluyormuş. Vazgeçmem istenen şey daha az göze batmak ya da daha çok onay görmek için kendimi, bedenimi, vizyonumu yok etmem mi? Yoksa asla inanmadığım belirli yaftalara ya da yargılara itaaat etmem mi?

Ben de bu satırları tam da o yüzden yazıyorum. Kıyafet üzerinden farklı farklı “ama”larla sırf beni ya da sizden olmayanları nasıl alaşağı ederiz diye düşünerek çıktığınız bu yolda aslında kendi ayaklarınıza, hemcinslerinizin ve evlatlarınızın ayaklarına takmaya çalıştığınız prangaların farkında mısınız? Bir gün gelip “kadını ya da kendinden olmayanı yok saymaya, baskılamaya ve gerektiğinde yok etmeye hevesli bu ataerkil sistemin sizin gibi düşünenlerden de aldığı güçle gelip sizi de boğabileceğini hatta boğmakta olduğunu görmüyor musunuz?

Kadınlara ‘anne olma, evlat olma, eş olma’, Erkeklere ‘erkek olma, hükmetme zorunluluğunda olma, aksi taktirde eksik olacağı’ üzerinden uygulanan tüm tahakkümün nasıl bir cehennem olduğunu ve bu tahakkümün en sonunda erk’lik taşımayanın ya da onun yasalarına uymayanın yaşamdan silinmesini meşrulaştırmaya hizmet etmekte olduğunu ne olur görelim artık hep birlikte. Bir insanın yaşam hakkı, yaşam tercihleri bir başkası tarafından belirlenemez. Bir cins ya da insan bir diğerinden üstün olamaz.

Evet, ben bir anne-babanın kızı, evet bir erkeğin eşi, ve bir yavrunun annesiyim. Babasının kızı, bir erkeğin karısı, bir çocuğun annesi olmaktan öte; ben aklı ve düşünme yeteneği olan özgür iradeye sahip bir insanım. Bu sıfatlardan fazlasıyım. Hiçbir sıfatın kölesi değilim. Kimseye ait değilim. Ben kendimim. Kendime aidım.

Evlatlarımız tecavüze uğrayıp öldürüldüğünde o zehir dolu “ama”larla aynı kaynaktan çıkan “üzerinde ne vardı?” sorusu hangimizin nefesini daraltmadı? Bu zihniyetteki soruların aslında soru değil yargı olduğunu hepimiz maalesef ki biliyoruz. Bu sorular gibi tıpkı eşim Ozan’a yüzlerce kez sorulan; “Gülşen’in kıyafetlerine karışıyor musunuz?” “Eşinizin kıyafetleri çok eleştiriliyor siz ne düşünüyorsunuz?” soruları da aynı zehirli kaynağa hizmet ediyor görmüyor musunuz?

Bana kıyafetim, yaşım, anneliğim, cinsiyetim, eşliğim, ya da sanatkarlığım üzerinden kurulmaya çalışılan tüm baskılar gibi, eğer çeşitli baskıların içine hapsedilmiş nefessiz, umutsuz, çaresiz, bırakılmaya çalışılmış tek bir kişi dahi var ise okuyup nefes bulsun küçük sandığı dünyada aslında yalnız olmadığını, kabul gördüğünü ve çok sevildiğini bilsin istedim. Çünkü yaşam bu zihniyetler kadar küçük değil. Yaşam kocaman ve yaşamak çok güzel.”

Paylaşın

Kim Kardashian Eleştiri Oklarının Hedefinde

Kalça estetiği yaptırdığı yönündeki soruları yanıtsız bırakan realiti yıldızı Kim Kardashian, eleştiri oklarının hedefi durumunda. Kardashian’ın yeni bir kalça estetiği yaptırdığı yönünde iddialar vardı.

Haber Merkezi / Kim Kardashian, kendi markası Skims ile Fendi ortaklığında tasarlanan ürünleri sosyal medya hesabından tanıtmaya devam ediyor. Kardashian, kalçasını ön plana çıkaran pozlar vermeyi ihmal etmedi.

Sosyal hayatında yarattığı sansasyonlarla magazin figürü haline gelen Kardashian hakkında bir süredir kalça estetiği yaptırdığı yönünde söylentiler vardı. Kalça dolgusu yaptırdığına yönelik soruları yanıtsız bırakan Kim Kardashian, eleştiri oklarının hedefi durumunda.

21 Ekim 1980 tarihinde doğan Kim Kardashian’ın gerçek adı Kimberly Noel Kardashian’dır. Los Angeles’ta doğan Kardashian baba tarafından Ermeni, anne tarafından Hollanda ve İskoç asıllıdır.

Kim Kardashian, E kanalında yayınlanan Keeping Up with the Kardashians ve Kourtney and Kim Take New York adlı reality showlar ile bilinir.

Bir dönem prodüktörlük, mankenlik, şarkıcılık, oyunculuk ve stilistlik yapmıştır. İş insanı kimliğiyle dikkatleri çeken Kardashian kendi adını taşıyan birçok parfüm çıkarttı. Amerikan ABC kanalında yayınlanan Dancing With the Stars (Yıldızlarla Dans) adlı televizyon formatında yarıştı.

America’s Next Top Model (Amerikanın Gelecek/Yeni Top Modeli-Amerika Top Modelini Arıyor) adlı programda konuk jüri üyeliği yaptı. 2010 yılında ise kız kardeşleri Kourtney ve Khloe ile “Kardashian Konfidential” adında otobiyografi türünde bir kitap yayımladı.

2012 Nisan ayından beri Kanye West ile beraber olan Kardashian 15 Haziran 2013 günü Cedars-Sinai Medical Hastanesinde kızları North West’i dünyaya getirdi. 21 Ekim 2013’te, Kardashian’ın 33. doğum gününde nişanlanan çift 24 Mayıs 2014 tarihinde İtalya’nın Floransa kentinde evlendi.

Oğulları Saint West, 5 Aralık 2015’te doğdu. Doktorların ikinci hamileliğinden sonra hamile kalmamasını önermesi üzerine çiftin üçüncü çocuğu Chicago 15 Ocak 2018 yılında ve dördüncü çocuğu Psalm 9 Mayıs 2019 tarihinde taşıyıcı anne aracılığıyla dünyaya geldi. Kardashian, dört çocuğunun babası Kanye West’ten 2021 yılında boşandı.

Paylaşın

Didem Soydan Takipçilerini Yine Mest Etti

Sosyal medya hesabından dikkat çeken paylaşımlarına devam eden Didem Soydan, bu paylaşımlara bir yenisini daha ekledi. Soydan, Miami’de güneşin keyfini çıkardığı anlara ait kareleri takipçilerinin beğenisine sundu.

Haber Merkezi / Didem Soydan’ın paylaşımı kısa sürede binlerce beğeni ve yorum aldı.  Özel hayatı ile sık sık gündeme gelen Soydan, Miami’de tatiline devam ediyor.

1984’te İstanbul’da dünyaya gelen Didem Soydan, üniversite dönemlerinde çalıştığı Diesel adlodacı Ümit Ünal tarafından modellik teklifi aldı. Soydan, bir ay sonra La Russie defilesinde boy gösterdi.

Bu defilede birçok ünlü modacı ve fotoğrafçı tarafından beğenilen Didem Soydan, modellik kariyerinde hızlı adımlarla ilerledi.

Türkiye’nin birçok ünlü modacısıyla beraber çalışan Didem Soydan, İstanbul’da gerçekleştirilen moda haftaları kapsamındaki Fashion Week defilelerinde tasarımcıların en çok tercih ettiği modeller arasındadır.

Modellik yapmadan önce Diesel mağazasında ardından modacı olan Umut Eker ile beraber çalışan Didem Soydan, 1 Nisan 2014’te İtalya’nın Verona şehrinde gerçekleştirilen Uluslararası Calzedonia Summer Show’da podyuma çıktı.

Didem Soydan, Calzedonia Summer Show’da podyuma çıkan ilk Türk manken olarak tarihe geçti.

Paylaşın

İrem Derici Sahne Kostümüyle Dikkat Çekti

Sahne için hiçbir masraftan kaçınmayan ve her daim iddialı kostümler seçen İrem Derici, son konserinde giydiği mavi kıyafetiyle hayranlarını mest etti. Konserden pozlarını sosyal medya hesabından paylaşan Derici, paylaşımına “Bu sefer alttan dekolte verdim” notunu düştü.

Haber Merkezi / İrem Derici daha önce kostümlerinin dekoltesini fazla bulanlara “O kadar estetik yaptırdım, kazandığımın yarısını buna verdim o kadar da olsun artık!” diyerek yanıt vermişti.

21 Mart 1987 yılında İstanbul’da dünyaya gelen İrem Derici, aslen Sinop Boyabatlıdır. Küçük yaşlarda org çalarak müziğe meyilli olduğunu gösteren İrem Derici, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Piyano bölümünden ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu.

2011 yılında pazarlama ve iletişim üzerine yüksek lisans yaparken; Mustafa Sandal, Hadise Açıkgöz, Hülya Avşar ve Murat Boz’un jüri üyesi olduğu O Ses Türkiye yarışmasına katılan Derici, yarı finalde elendi.

Aynı dönemde Monopop isimli grubuyla Türkiye’nin birçok yerinde sahne alarak müzik hayatına başlayan İrem Derici, 2012 yılında Melih Kibar’ın bugüne kadar hiç duyulmamış son bestesi ‘Bensiz Yapamazsın’ ile hızlı bir giriş yaptı. 2013 yılında ‘Düşler Ülkesinin Gelgit Akıllısı’ adlı single ile geniş kitlelerce tanındı.

İrem Derici, 2014 yılında ‘Kalbimin Tek Sahibine’ adlı şarkıyla asıl çıkışını yaptı. Dijital müzik platformlarında ‘en çok dinlenenler’ arasına giren şarkısıyla aynı yıl Altın Kelebek Ödülleri’nde ‘En İyi Çıkış Yapan Sanatçı’ ödülünü kazandı.

Derici, 2017 yılında Mustafa Ceceli’nin Zincirimi Kırdı Aşk albümündeki ‘Kıymetlim’de ve Yonca Evcimik’in ‘Kendine Gel’ single parçasında düet şarkıcısı olarak yer aldı.

Ayrıca kendisine ait ‘Tektaş’ adlı single şarkısını piyasaya süren İrem Derici, Aynı sene rol aldığı Bekâr Bekir adlı filmin müziğini seslendirdi.

İrem Derici’nin 2018 yılında Sabıka Kaydı adlı albümü piyasaya çıktı. 2019 yılında ‘Meftun’ single şarkısı ve Mest Of adlı albümü yayınlandı.

Paylaşın

Salma Hayek’ten Takipçilerini Büyüleyen Paylaşım

Desperado, Gün Batımından Şafağa, Vahşi Vahşi Batı ve Dogma gibi filmlerle hafızalara kazınan Salma Hayek, sosyal medya hesabından paylaştığı son fotoğrafıyla adeta takipçilerini büyüledi.

Haber Merkezi / Salma Hayek’in paylaşımı takipçileri tarafından beğeni ve yorum yağmuruna tutuldu. Paylaştığı fotoğrafında çoğu zaman olduğu gibi yine göğüslerini ön plana çıkaran Hayek, filminde de rol aldığı Gucci marka bir mayo giyinmişti.

Salma Hayek, paylaşımına, “Bu, House Of Gucci için gardırobum değil ama yine de şiddetle tavsiye ediyorum” notu düşmeyi de ihmal etmedi.

2 Eylül 1966 tarihinde Meksika’nın Veracruz kentindeki Coatzacoalcos merkezinde dünyaya geldi. Babası Sami Hayek Lübnanlı iş insanı, annesi Diana Jimenez ise opera sanatçısıdır.

Genç yaşta oyuncu olmaya karar veren Salma Hayek, lise eğitimini tamamladıktan sonra 80’li yılların sonunda ‘Teresa’ adlı bir operada rol aldı.

Universidad Iberoamericana’da uluslararası ilişkiler öğrenimi görmeye başlayan Salma Hayek, 1991 yılında Meksika’dan ayrılıp ABD’nin Los Angeles kentine yerleşti. Hollywood’da Stella Adler’dan oyunculuk dersleri aldı.

1993 yılında yönetmen Robert Rodriguez tarafından keşfedildi. 1995 yılında Antonio Banderas’ın başrolde olduğu ‘Desperado’ filminde sergilediği performansla büyük başarı yakaladı.

Desperado’nun ardından bir vampiri canlandırdığı ‘From the Dusk Till Dawn’ filminde yer aldı. 1999 yılında, Kevin Smith’in ‘Dogma’ filminde ve Will Smith’in başrolde olduğu ‘Wild Wild West’ filminde yardımcı oyuncu olarak yer aldı.

2000 yılına gelinirken, kendi yapım şirketi olan ‘Ventanarosa’yı kurdu. Yapımcılığını ilk üstlendiği film ‘El Coronel No Tiene Quien Le Escriba’ oldu. Yönettiği ‘The Maldonado Miracle’ yapımıyla Emmy kazandı. Bu dönemde ABD’nin en çok fotoğrafı çekilen kadını oldu ve Avon firmasının reklam yüzü oldu.

2002 yılında, birçok ünlü isimin de yer aldığı ‘Frida’ filmiye, En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterildi. Oscar Ödülleri tarihinde ikinci defa Latin Amerika asıllı bir aktris bu ödüle aday gösterildi.

Salma Hayek ayrıca üç ayrı filmde söylediği şarkılarla izleyici karşısına çıktı. Desperado’da Quedate Aquil’i, Frida’da Los Vega grubuyla birlikte bir Meksika folk şarkısı olan La Bruja’yı ve Once Upon a Time in Mexico filminde de Siente mi Amor şarkılarını seslendirdi. 2005 Cannes Film Festivali’nde jüri üyeliği yaptı.

Mart 2007’de milyarder Francois Pinault’un oğlu Henri Pinault ile nişanlandı. Eylül 2007’de kızları Valentina Paloma Pinault dünyaya geldi. Çift, 14 Şubat 2009 tarihinde evlendi.

Paylaşın