‘Emekli Sendikaları Koordinasyonu’ kuruldu

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Emekli-Sen, Tüm Emekli-Sen, Emekliler Dayanışma Sendikası (EDS), İstanbul Emekli Sendikaları Koordinasyonu emeklilerin sorunlarının çözümüne dair ‘güç-birliği, birleşik mücadele’ ekseninde kurulduğunu açıkladı.

İstanbul Emekli Sendikaları Koordinasyonu’nun kuruluş amacına yönelik yapılan açıklamada, “Gerçekleştirilen toplantılarda, sendikalar arasındaki ilişkilerin, “siyasal iktidarın politikaları, emeklilerin yaşadığı ekonomik, sosyal, siyasal, psikolojik ve kültürel sorunları ve bunlara çözüm olacak taleplerimizi, emeklilerin sendikal örgütlenmede karşılaştıkları sorunlar vb. birçok konuda ortak görüşlere sahip olunduğu tespit edilmiştir” ifadeleri yer aldı.

Koordinasyonun iktidar karşısında emekli hareketinin ve sınıf mücadelesinin kazanımlarına ulaşmasında önemli etki sağlıyacağına inandıklarını ve atılan bu somut adımın “güç-birliği, birleşik mücadele” konusunda önemli katkıları olacağı ifade edildi.

Emekli Sendikaları Koordinasyonu’nun yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:

“İstanbul’da bir araya gelen emekli sendikalarımıza bağlı temsilcilerimiz, ekonomik-demokratik mücadelemizde eylem ve güç birliği sağlamak amacıyla “İSTANBUL EMEKLİ SENDİKALARI KOORDİNASYONU” nu oluşturmuştur.

İstanbul Emekli Sendikaları Koordinasyonuna neden ihtiyaç duyduk?

Biz emeklilere dayatılan insanlık dışı toplumsal koşullarda, emekli sendikalarımızın birleşik mücadele vermesi kaçınılmazdır!

COVİD19 salgınıyla birlikte yaşanan ekonomik krizin faturası emeklilere, işçilere, memurlara, çiftçilere ve küçük esnafa çıkarılıyor. Temel tüketim maddeleri olsun, elektrik-su-doğal gaz faturaları olsun % 40 ların üzerindeki zamlarla açlık ve yoksulluğun dayatıldığı süreçteyiz.

İçerisine itildiğimiz sefaletin yanı sıra, en küçük demokratik hak kullanımında dahi baskı ve yasaklamalar giderek artmış ve bu durum zulüm halini almıştır. Bırakalım işçilerin sendikalaşma hakkını özgürce kullanmasını, emeklilerin sendikal örgütlenme hakkının dahi engellenmeye çalışıldığı günlerden geçiyoruz. Yazılı ve görsel medya üzerindeki baskılar ve özgürlüklerin kısıtlanması, eğitim ve sağlık haklarındaki gerilikler, kadına şiddet, hukuksuzluk ve adaletsizlik vb. unsurlarıyla, yaşam bizlere açıkça zehir edilmektedir.

Giderek ağırlaşan salgın koşullarında, emekli maaşlarına yapılan ‘sefalet zamlarıyla’ karşılaştık. Biz emekliler temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamaz olduk.

AKP iktidarı dahil tüm sermaye güçleri servetlerine servet katarken, BİZ EMEKLİLER ASGARİ GEÇİM STANDARTLARINA DAHİ ULAŞAMIYORUZ!

Evet güncel yaşamımız çok sorunludur ve geleceğimize ilişkin umutlarımız tüketilmek istenmektedir.

Ülkemizde yaşayan 13 milyon emekli ve yaşlı insanımız bu tablodan çok etkilenmekledir. Bizler, İstanbul emekli sendikalarından üyeler olarak, yaşam umudumuzu ve mücadele kararlılığımızı yitirmiş değiliz.

Artık yeter! Biz emekliler açlık, yoksulluk, aşağılanmak, yalan ve talan düzeni istemiyoruz!

Değerli basın mensupları, emek kamuoyu ve sevgili emekliler,

Güncel sürecin getirdiği görev ve sorumlulukların bilinciyle, emekli sendikalarımız arasında güç birliği ve dayanışma gerekliliğine inanıyoruz. İstanbul’da, emekli sendikalarımızın değişik şubelerinden katılan temsilcilerimiz tarafından düzenlenen toplantılar yaptık. Örgütlü emeklilere yakışan hoşgörü ve olgunluk düzeyimizle, emekli mücadelemizi ve güç birliği konusunu tartıştık. Bu konuda sendikalarımızı ve üyelerimizi ayrıntılı bilgilendirdik. Sonuç olarak ayrı sendikal kanallarda yürüttüğümüz emekli mücadelemizi, koordinasyon çatısı altında omuz omuza vererek, sınıf dayanışması bilinciyle sürdürmeye karar verdik.

Demokratik bir zeminde, özgür ve bağımsız iradelerimizle İstanbul Emekli Sendikaları Koordinasyonu ’nu (İstanbul-ESK) kurmuş bulunuyoruz. Koordinasyon oluşumunda DİSK-EMEKLİ SEN, EMEKLİLER DAYANIŞMA SENDİKASI ve TÜM EMEKLİLER SENDİKASI’ nın İstanbul şubelerinden katılan temsilcilerimiz yer almaktadır.

Sendikalarımız arasında gerçekleştirdiğimiz güç ve eylem birlikteliği; diğer emekli oluşumlarının, emekli dostlarımızın destek ve sahiplenişiyle de yeni boyutlar kazanacaktır. Bu öngörüyle, güç birliği ve dayanışmamızı ülkeye ve uluslararası platformlara taşıma ufkumuzu ifade ediyoruz.

Ekonomik, sosyal, kültürel ve psikolojik vb. toplumsal koşullardan kaynaklanan taleplerimiz ve insan onuruna yakışır koşullarda yaşamak arzumuz ve mücadelemiz ortak paydamızdır.

Örneğin ülke GSMH’sına verdiğimiz emeklerin ve birikimlerin karşılığı olarak, emeklilik haklarımızı adaletli biçimde almak ve kullanmak istiyoruz. Bu amaçla, devlet ve ilgili sosyal güvenlik kurumlarıyla emeklilere ait TOPLU SÖZLEŞME yapmak istiyoruz. Biz emekliler adına birilerinin yarım ağızla konuşmasını kabul etmiyoruz. Artık sermayenin ve devletin tek taraflı belirlediği hukuku istemiyoruz. Emekli ve yaşlılar tarafı olarak sözleşme masasında, toplu sözleşme hakkımızı kullanmalıyız.

İstanbul Emekli Sendikaları Koordinasyonu, bu ortak zeminlerde örgütlenecek, etkinlik ve eylemleriyle kararlı mücadelesini sürdürecektir. Kapitalist sisteme, sermaye güçleri ve siyasal iktidarına karşı, emekli sendikalarımız ve üyelerimiz omuz omuza olacaktır.

Başta emekliler olmak üzere, emek ve meslek örgütlerini, aydınları ve sanatçıları, insan haklarından yana olan tüm emek dostlarını; emeklilerin ve emekli örgütlerinin haklı mücadelesinde yanımızda göreceğimize inanıyoruz.

İnsanlık dışı koşulları, açlık ve sefaleti hak etmiyoruz! Sadece onurumuzla insanca yaşamak istiyoruz.

Sevgi ve saygıyla…”

Paylaşın

Emeklilerin sorunları TBMM’ye taşındı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tulay Hatimoğulları, emeklilerin durumunu önceki gün TBMM oturumunda gündeme getirdi ve iletilen sorulara bakandan yanıt istedi.

Sendika kurma hakları davalar yoluyla ellerinden alınmak istenen Tüm Emekliler Sendikasının gündeme getirdiği sorunu ve güncel süreçte de yaşanmakta olan emeklilerin sorun ve taleplerini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a şu sorularla soruldu.

Aşağıdaki sorularımın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü ’nün 96 ile 99. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Tüm Emekliler Sendikası’nın 13 Kasım 2020 tarihinde yayınladığı açıklamada; emekliler için uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendika kurma hakkının mahkemeler vasıtasıyla ellerinden alınmaya çalışıldığını, uluslararası sözleşmelere uygun iç hukukta düzenlemeler yapılması gerekirken, emeklilerin 25 yıllık sendikal geçmişinin ve kazanımlarının yok sayılmaya çalışıldığı ifade edilmiştir.

2021 Bütçesinin de değerlendirildiği açıklamada; “Türkiye’de 8 milyon emekli asgari ücretin altında ücret almaktadır. Hazine katkısı ile aylık ödemeler 1500 TL’ye çekilmiş olsa da zamlar gerçek ücretlerine yapılmakta gerçek ücretleri hazine katkılı düzeye gelinceye kadar aldıkları aylık sabit kalmaktadır. Bu uygulama emeklileri açlığa mahkum etmenin başka bir yoludur. 2021 yılı için emeklilere reva görülen zam oranı 3+3 ve enflasyon farkıdır. Zam oranlarının vicdansızlığı ve komikliği bir tarafa, enflasyon oranlarının siyasi iktidarın işine geldiği gibi hesaplanıp açıklandığını bilinmektedir. Dolayısıyla 2021 bütçesi emekliler açısından sefalet ve yoksulluk demektir.” ifadeleri yer almıştır.

Bu bütçe teklifinde emeklilerin sağlık haklarını iyileştirici bir politikanın varlığından bahsetmek mümkün değildir. İçinden geçtiğimiz pandemi koşulları nedeni ile emeklilerin yüküne bir de salgının yükü eklenmiştir.

Tüm emeklilerin sağlık hizmetlerinden parasız olarak yararlanması sağlanmalıdır.

Bu bağlamda;

1-Emeklilerin sendikalarına karşı neden kapatma davaları açılmıştır?

2-Davaların geri çekilmesi için Bakanlığınız tarafından adım atılacak mıdır?

3-Uluslararası sözleşmelerin tanıdığı haklar ve emeklilerin yıllardır sürdürülen mücadele ile elde ettiği kazanımların ve sendikal örgütlenme haklarının tanınması ve anayasal güvence altına alınması için çalışmalarınız var mıdır?

4-En düşük emekli aylığının talepleri doğrultusunda brüt asgari ücret tutarına yükseltilmesi için Bakanlığınızın çalışmaları var mıdır?

5-Emeklilerin yılda 4 defa aylık tutarında ikramiye verilmesi talebi karşılanacak mıdır?

6-Emeklilerden sağlık ve tedavi katkı paylarının alınmaması sağlanacak mıdır?

7-Salgın süresince emeklilerin elektrik, su ve ısınma giderlerinin karşılanması talebi için adım atılacak mıdır?

8-Salgın koşullarında yaşlılara, kronik rahatsızlığı olanlara destek verilmesi, ihtiyaçlarının karşılıksız sağlanması için çalışmalarınız var mıdır?

Paylaşın

CHP’li Ağbaba: Türkiye, Avrupa’nın köle pazarına döndü!

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat)’ın açıkladığı “2021 yılı asgari verilerine” göre Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkeleri arasında asgari ücretin en düşük olduğu sondan ikinci ülke olmaya devam ettiğini belirterek, “Türkiye’de işgücü piyasasını Avrupa’nın köle pazarına dönüştüren AKP anlayışı, Avrupa’ya ‘bize yatırım yapın, işçilik Çin’den ucuz’ diye yalvarıyor ama buna rağmen yabancı yatırımcıyı ülkeye çekemiyor” dedi.

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat)’ın açıkladığı “2021 yılı asgari verilerini” değerlendiren CHP’li Ağbaba, asgari ücretteki artışın zamlar ve enflasyon karşısında erdiğini ifade ederek şu ifadeleri kullandı;

“Türkiye’de asgari ücret, yıl sonunda yapılan artış sonrası brüt 3.577 lira, net 2.825 lira olarak yükseltildi. Bugünkü kurla baktığımızda asgari ücret brüt 420 Euro, net 331 Euro ediyor. Enflasyon ve vergi zamlarında Avrupa lideri olan Türkiye, 420 Euro ücretle en düşük asgari ücret sıralamasında liderliğe oynamaya devam ediyor. AB İstatistik Ofisi’nin verilerine göre tüm Avrupa’da salgın sonrası asgari ücretin alım gücünde önemli artış görülürken Türkiye’de asgari ücret artışı daha cebe girmeden zamlar ve enflasyon karşısında eridiğini görüyoruz. Avrupa dışında ABD’de asgari ücret brüt 1024 Euro olarak açıklandı. Türkiye’nin asgari ücrette karşılaştırma yapılamayacak kadar kötü durumda olduğunu görüyoruz. Asgari ücret sıralamasında sondan ikinci olan Türkiye’nin ayrıca ‘en yüksek enflasyon sıralamasında’ da açık ara Avrupa birincisi olduğunu unutmamak gerekiyor.

Asgari ücret 5 yılda 92 Euro eridi!

Asgari ücret sıralamasında Romanya, Çekya, Estonya, Polonya gibi ülkelerin yanı sıra krizdeki Yunanistan ve İspanya bile ülkemizin çok önünde, çalışanına kat be kat daha fazla asgari ücret veriyor. Macaristan çalışanına 442 Euro, Romanya 458 Euro, Polonya 614 Euro, Yunanistan 758 Euro, İspanya 1108 Euro asgari ücret veriyor. Bir tek Bulgaristan dışında, diğer tüm Avrupa ülkeleri Türkiye’ye fark atmış durumda. Brüt olarak değil, net olarak ücret hesapladığımızda rakamlar daha da kötü hale geliyor. Asgari ücretten vergi alan, zam ve enflasyon karşısında bu kadar güçsüz bırakan başka bir ülke yok. Ayrıca yıllara göre baktığımızda da asgari ücretin 5 yılda 92 Euro eridiğini görüyoruz. Bu rakamlar, ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ diyenlerin Türkiye’de işgücü piyasasını içler acısı tablosunu ortaya koyuyor.

Türkiye, köle pazarına döndü!

Türkiye’de işgücü piyasasını Avrupa’nın köle pazarına dönüştüren AKP anlayışı, Avrupa’ya ‘bize yatırım yapın, işçilik Çin’den ucuz’ diye yalvarıyor ama buna rağmen yabancı yatırımcıyı ülkeye çekemiyor. İmalat sanayide saatlik işçi maliyetiyle Türkiye yine Avrupa’da liderliğe oynuyor. Eurostat’ın verilerinde yine çalışma saati bakımından Türkiye’nin Avrupa lideri olduğu da dikkatten kaçmamalıdır. İşçilerimiz 1800’ler Avrupası’nda olduğu gibi uzun saatler boyu, iş kazasına karşı koruması olmadan, güvencesiz ve sudan ucuz gelirle çalıştırılmaktadır. İktidarın ‘azami kölelik, asgari sefalet’ anlayışını değiştirmek de bizlere nasip olacaktır.

CHP’li Ağbaba, Avrupa’da 2021 yılı asgari ücretini de paylaştı.

Paylaşın

DİSK: Asgari Ücret 2800 TL Olmalı

Çok sayıda emek ve meslek örgütü, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü, “krizin bedelini ödemeyeceğiz” diyerek, İstanbul Tophane’deki Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde bir araya geldi.

Asgari ücretin en az net 2800TL’ye çıkarılmasını ve tüm ücretlere en az enflasyon oranında zam yapılmasını isteyen örgütler adına açıklamayı DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı yaptı.

Saygılı’nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Etkisini her geçen gün daha derin hissettiğimiz ekonomik krize, ücretlerimizi eriten enflasyona ve hayat pahalılığına karşı direnen bizlerin 2019 asgari ücretine ilişkin söyleyecekleri ve buna ilişkin talepleri var.

Türkiye bir asgari ücretliler ülkesidir! Ülkemizde ortalama ücret, asgari ücret düzeyindedir. Kayıtdışı çalışanlarla birlikte toplam işgücünün 16 milyon olduğu ülkemizde 10 milyon kişi, asgari ücret civarında çalışmakta; önemli bir kısmı ise asgari ücretin dahi altında bir ücretle çalışmaktadır.

Ayrıca asgari ücret milli gelir artışının, yani ülke ekonomisinin büyümesinin de gerisinde kalmıştır. Son 20 yılda reel asgari ücret, kişi başına reel milli gelire göre yüzde 20 oranında gerilemiştir. Ülke ekonomisinin büyüdüğü süreçte artan karlar işçilerle paylaşılmamıştır. İşçiler aleyhine eşitsizlik her geçen gün büyümüştür.

Dün karını paylaşmayanlar, bugün “aynı gemideyiz” söylemleriyle karşımıza çıkıp krizin yükünü paylaşmaktan söz etmektedir. Krizden çıkış için ortaya atılan kemer sıkmaya, kamu harcamalarının azaltılmasına, düşük ücrete, vergi artışına dayanan neoliberal ekonomik model çökmüştür.

Neoliberal politikalarla krizden çıkışın mümkün olmadığı defalarca görülmüştür. Yaşanabilir bir memleket, ancak yaşanabilir bir ücret ile mümkündür. Kriz koşullarında asgari ücretin geçim koşullarına uygun artması hem işçiler hem ülke için yararlıdır. 2019 asgari ücreti böyle bir yaklaşımla belirlenmeli, geçim ücreti olmalıdır.

Asgari ücret tespitinde geçim koşulları ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır. Asgari ücret yıllık olarak hesaplanmalı, tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır. Asgari ücret enflasyon karşısında korunmalı, milli gelir artışından yararlanmalıdır. Asgari ücret net 2800 TL olmalıdır.”

Paylaşın