Tarım Sektöründe Son 10 Yılda 1803 İşçi İş kazalarında Hayatını Kaybetti

İSİG Meclisi’ne göre, 2013 yılından bugüne en az 1803 tarım işçisi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti: 2013 yılında 122, 2014 yılında 140, 2015 yılında 202, 2016 yılında 177, 2017 yılında 154, 2018 yılında 184, 2019 yılında 190, 2020 yılında 215, 2021 yılında 149, 2022 yılında 180 ve 2023 yılının ilk sekiz ayında 90 işçi.

Haber Merkezi / Tarım işkolunda yaşanan iş cinayetlerinin mesleklere göre dağılımı ise, “847 mevsimlik tarım/tarla işçisi, 451 çoban/hayvan çiftliği işçisi, 416 orman işçisi ve 89 ücretli çalışan balıkçı” şeklinde oldu.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), 2013 ile 2023 yılları arasında tarım işkolunda iş kazaları sonucu hayatını kaybedenlere ilişkin bir rapor yayınladı.

İzmir Bergama’da “Avrupa’nın tek merkezden jeotermal enerji ile ısınan en büyük serası” diye reklamı yapılan Agrobay’da Tarım-Sen’e üye oldukları için işten atılan işçilerin direnişi selamlayan İSİG Meclisi tarım işkolunda son on yılda en az 1803 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini duyurdu:

“2013 yılında 122 işçi, 2014 yılında 140 işçi, 2015 yılında 202 işçi, 2016 yılında 177 işçi, 2017 yılında 154 işçi, 2018 yılında 184 işçi, 2019 yılında 190 işçi, 2020 yılında 215 işçi, 2021 yılında 149 işçi, 2022 yılında 180 işçi ve 2023 yılının ilk sekiz ayında 90 işçi”

Rapora göre, tarım işkolunda yaşanan iş cinayetlerinin mesleklere göre dağılımı ise, “847 mevsimlik tarım/tarla işçisi, 451 çoban/hayvan çiftliği işçisi, 416 orman işçisi ve 89 ücretli çalışan balıkçı” şeklinde oldu.

Raporda, tarım işkolunda yaşanan iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle sıralandı: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 596 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 344 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 245 işçi; Şiddet nedeniyle 128 işçi; Yıldırım düşmesi nedeniyle 107 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 101 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 78 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 54 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 24 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 23 işçi; İntihar nedeniyle 20 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 18 işçi; diğer nedenlerden dolayı 65 işçi hayatını kaybetti…

Tarım işkolunda 346 kadın ve 1457 erkek işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği belirtilen raporda, sektörde çocuk işçilerin ölüm oranının tüm iş cinayetleri ortalamasının yaklaşık üç katı olduğuna dikkat çekildi. Raporda tarım işkolunda iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle belirtildi:

“14 yaş ve altı 101 çocuk işçi,
15-17 yaş arası 134 çocuk/genç işçi,
18-24 yaş arası 252 işçi,
25-34 yaş arası 218 işçi,
35-49 yaş arası 446 işçi,
50-64 yaş arası 363 işçi,
65 yaş ve üstü 104 işçi,
Yaşını bilmediğimiz 185 işçi hayatını kaybetti…”

Tarım işkolunda iş cinayetlerinde ölen göçmen/mülteci işçilerin geldikleri ülkelere göre dağılımda rapora yansıdı: 130 işçi Suriye, 84 işçi Afganistan, 10 işçi Gürcistan, 10 işçi Türkmenistan, 7 işçi Rusya, 6 işçi İran, 2 işçi Azerbaycan, 2 işçi Özbekistan, 2 işçi Ukrayna ve 1 işçi Tacikistan.

İSİG Meclisi, tarım işkolunda çalışanlara yönelik talepleri de sıraladı:

1- Köylüleri “mevsimlik” ve “gezici” işçiliğe zorlayan koşulların ortadan kaldırılması hedeflenmelidir. Bu noktada tarımda neo-liberal politikaların uygulanmasına son verilmelidir. Köyler yerleşime ve üretime uygun bir biçimde yeniden yapılandırılmalıdır. Ekolojiye ve gıda güvenliğine öncelik veren köklü bir Tarım Reformu yapılmalıdır.

2- Mevsimlik tarım işçilerinin temel haklardan (ücret, çalışma saati, sosyal güvence, sendikal örgütlenme) yararlanmalarını sağlayacak kapsamlı bir yasal düzenleme yapılmalı, dayıbaşılık kaldırılmalı ve halihazırda çıkarılmış yönetmeliklerin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

3- Mevsimlik tarım işçilerine yönelik izole etme, aşağılama (örneğin fişleme) ve şiddet politikalarının önüne geçecek idari ve toplumsal tedbirler alınmalıdır.

4- Tarım işçilerinin çalıştıkları yerlerde başta sağlık ve eğitim olmak üzere hizmetlere ulaşımı için tedbirler alınmalıdır.

5- Çocukların eğitime ulaşmaları, sağlıklarının korunması en başta gelen sorundur. Kamusal bir politika oluşturulmalıdır. Periyodik olarak genel sağlık taramaları yapılmalı ve sağlık hizmetlerinden yararlanmaları ücretsiz olmalıdır.

6- Kadınların çalışma dışında üzerlerinde olan çocuk bakımı ve ev işleri için yerleşim alanlarında kreş, ortak mutfaklar ve çamaşırhaneler oluşturulmalıdır. Kadın sağlığına dönük çalışmalar yapılmalıdır.

7- Tarım işçileri için sağlıklı (temiz su, banyo ve lavabo vb.) ve sosyalleşme imkanı sağlayan barınma alanları oluşturulmalıdır.

8- Tarım işçilerinin çalıştıkları alanlara ulaşımı, uygun araçlarla ve güvenli bir şekilde yapılmalıdır.

NOT: İSİG Meclisi, iş kazalarını “iş cinayetleri” olarak tanımlıyor.

Paylaşın

Açlık Sınırı 14 Bin 542 Liraya, Yoksulluk Sınırı 41 Bin 651 Liraya Yükseldi

Eylül ayında dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmesi için yapması gereken harcama yani yoksulluk sınırı 41 bin 651 liraya yükseldi. Aynı ay dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ise 14 bin 542 liraya yükseldi.

Açlık sınırı Eylül’de bir önceki aya kıyasla 841 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 5 bin 537 lira yükselerek 27 bin 109 liraya çıktı. Her ikisinin toplamından oluşan yoksulluk sınırı ise önceki aya kıyasla 3 bin 378 lira arttı. Bir yıl öncesine göre ise açlık sınırı 6 bin 875 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 12 bin 399 lira arttı. Böylece yoksulluk sınırı da son bir yılda 19 bin 274 liralık artış göstermiş oldu.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, Ankara’da dört kişilik bir ailenin, dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için tüketmesi gereken gıda ve gıda dışı harcamalarını dikkate alarak hazırladığı Eylül ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.

Araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı Eylül’de 13 bin 701 liradan 14 bin 542 liraya kadar yükselirken yoksulluk sınırı da 41 bin 651 liraya çıktı.

Açlık sınırı Eylül’de bir önceki aya kıyasla 841 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 5 bin 537 lira yükselerek 27 bin 109 liraya çıktı. Her ikisinin toplamından oluşan yoksulluk sınırı ise önceki aya kıyasla 3 bin 378 lira arttı. Bir yıl öncesine göre ise açlık sınırı 6 bin 875 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 12 bin 399 lira arttı. Böylece yoksulluk sınırı da son bir yılda 19 bin 274 liralık artış göstermiş oldu.

Ankara’da en fazla alışveriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et, balık ve yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar Eylül’de bir önceki aya kıyasla 390 lira arttı, 2022 yılının aynı ayına göre ise 2 bin 225 lira artarak 4 bin 48 lira oldu. Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya kıyasla 19 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 94 liralık artışla 303 liraya yükseldi.

Süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcama bir önceki aya göre 114 lira artarak 3 bin 242 liraya çıkarken, son bir yıllık dönemde ise bin 223 liralık artış oldu. Meyve için harcanması gereken para Eylül’de 125 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 761 lira artarak bin 364 lira oldu. Sebze harcaması da önceki aya kıyasla 22 lira azalırken geçen yılın aynı ayına göre ise 972 lira artarak bin 848 liraya kadar çıktı.

Ekmek, un ve makarna gibi ürünler için yapılması gereken harcama Eylül’de 28 lira artarak bin 316 liraya, pirinç ve bulgur harcamaları da 17 lira artarak 631 lira oldu. Yağ için yapılması gereken harcama ise 38 lira artarak 432,1 liraya çıktı. Şeker, bal, pekmez, reçel gibi gıda maddelerine yapılması gereken harcama da Eylül’de 130 lira artarak bin 16 lira oldu. Aynı ailenin zeytin için yapması gereken harcama ise 342 liraya yükseldi.

Yetişkin erkek için 2 bin 800, yetişkin kadın için 2 bin 200, genç için 3 bin ve çocuk için de bin 600 kalori esas alınarak yapılan hesaplamaya göre Eylül’de açlık sınırı yetişkin erkek için 4 bin 246 lira, yetişkin kadın için 3 bin 333 lira, çocuk için 2 bin 420 lira ve genç için de 4 bin 543 lira oldu.

Dört kişilik bir ailenin gıda dışındaki gereksinimlerini “yoksunluk hissi duymadan” karşılayabilmesi için gereken harcama tutarı da Eylül’de 27 bin 109 liraya yükseldi. Eylül’de dört kişinin giyim ve ayakkabı harcamaları bin 377 liraya, barınma (kira dâhil) harcamaları 5 bin 199 liraya, ev eşyası harcamaları 3 bin 577 liraya, sağlık harcamaları bin 170 liraya yükseldi.

Ulaştırma harcamaları 9 bin 42 liraya çıktı, haberleşme harcamaları 967 lira, eğlence ve kültür harcamaları 879 lira, eğitim harcamaları 520 lira, tatil-otel harcamaları 2 bin 799 lira ve çeşitli mal ve hizmetlerle ilgili harcamalar bin 578 lira oldu. Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi duymadan yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise eylülde 3 bin 378 lira daha artarak 41 bin 651 liraya yükseldi.

Paylaşın

On Yılda En Az 372 Enerji İşçisi, İş Kazalarında Yaşamını Yitirdi

2013 yılından 2023’ün sekizinci ayına kadar olan süreçte en az 372 enerji işçisinin iş kazalarında, yaşamlarını yitirdi. Ölen işçilerin üçte birinin 30 yaş altındaki genç işçiler olduğu ve bu işçilerin güvencesiz koşullarda çalıştırıldıkları belirtildi.

Sektörde özellikle iki yıllık yüksekokul mezunu çok sayıda genç işçinin çalıştığı, iş kazalarında ölenlerin 19’unun (yüzde 5,1) sendikalı işçi, 353’ünün ise (yüzde 94,9) sendikasız olduğuna dikkat çekildi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 12 yıllık mücadelelerinde “kurucu unsur” olarak nitelendirdikleri enerji işçileriyle dayanışmayı güçlendirmek ve işkolundaki mücadeleye katkı sağlamak için hazırladıkları “Enerji İşkolu İş Cinayetleri Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı.

Dersim’de DİSK/Enerji-Sen üyesi Aksa Fırat Elektrik Dağıtım AŞ (FEDAŞ) işçilerinin direnişini selamlayan İSİG Meclisi, 12 yıllık mücadelelerinde enerji işçilerinin “Meclis’in kurucu unsurlarından” olduğunu belirtti.

En az 372 işçi yaşamını yitirdi

2013’ten 2023’ün sekizinci ayına kadar olan süreçte en az 372 enerji işçisinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini belirten İSİG Meclisi, iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımını şöyle sıraladı:

Elektrik Çarpması nedeniyle 168 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 48 işçi; Trafik, Servis Kazası nedeniyle 48 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 30 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 14 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 13 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 12 işçi; Covid-19 nedeniyle 10 işçi; Şiddet nedeniyle 8 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 6 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 3 işçi; İntihar nedeniyle 3 işçi; diğer nedenlerden dolayı 9 işçi hayatını kaybetti.

“Türkiye’de neredeyse çocuk işçiliğin olmadığı sektörlerden biri enerjidir” diyen İSİG Meclisi, Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) yüksek gerilim ve altyapı çalışmalarında çalışan taşeron şirketlerde temel olarak “aile emeği”nin esas olduğunu ve toplu olarak çalışmaya gelen erkek işçiler içinde “yardım eden” gençler/çocuklar da bulunduğunu belirtti.

Sektörde özellikle iki yıllık yüksekokul mezunu çok sayıda genç işçinin çalıştığını belirten İSİG Meclisi, ölen işçilerin üçte birinin 30 yaş altındaki genç işçiler olduğuna ve bu işçileri güvencesiz koşullarda çalıştırıldıklarına dikkat çekti.

Enerji işkolunda iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle:

14 yaş ve altı 1 çocuk işçi,
15-17 yaş arası 1 çocuk/genç işçi,
18-29 yaş arası 116 işçi,
30-49 yaş arası 208 işçi,
50-64 yaş arası 31 işçi,
65 yaş ve üstü 4 işçi,
Yaşını bilmediğimiz 11 işçi hayatını kaybetti.

Hayatını kaybeden işçilerin yüzde 95’i sendikasız

Enerji işkolunda yaşanan iş cinayetlerinde ölenlerin 19’unun (yüzde 5,1) sendikalı işçi, 353’ünün ise (yüzde 94,9) sendikasız olduğuna dikkat çeken İSİG Meclisi, “Ancak sektörde geleneksel olarak hakim bir sendika mevcut ve son açıklanan istatistiklere göre de yüzde 27 civarında bir örgütlülüğü bulunuyor” tespitinde bulundu.

Son on yılda ölen işçilerin çalıştıkları şirketler ise şöyle sıralandı: Anadolu Yakası EDAŞ, Gediz EDAŞ, Aydem Enerji, Boğaziçi EDAŞ, Aras Edaş, Meram Edaş, Dicle Edaş, Vangölü EDAŞ, Trakya EDAŞ, Toroslar EDAŞ, Akdeniz EDAŞ, Kayseri ve Civarı EDAŞ, Sakarya EDAŞ, Yeşilırmak EDAŞ, Fırat EDAŞ, Aras EDAŞ, Çamlıbel EDAŞ, Çoruh EDAŞ, Uludağ EDAŞ, Afşin-Elbistan Termik Santrali, Orhaneli Termik Santrali, Tunçbilek Termik Santrali, Seyitömer Termik Santrali, Kemerköy Termik Santrali, Yeniköy Termik Santrali, Çan Termik Santrali, TEİAŞ, DSİ, İSKİ, İGDAŞ, Sulama Birlikleri, Rüzgar Enerji Santralleri, Hidroelektrik Santraller vd.

İSİG Meclisi ayrıca, “Bu işletmelerin birçoğunda geleneksel olarak hakim olan sendika örgütlüdür. Yani ölen sendikalı işçi sayısının bizim tespit ettiklerimizin çok üstünde olduğunu belirtmemiz gerekiyor” dedi.

İSİG Meclisi, enerji işkolunda 74 şehirde ve yurtdışında üç ülkede (Türkiye menşeili şirketlerde çalışan) iş cinayeti tespit ettiklerini kaydetti: 28 ölüm İstanbul’da; 16 ölüm Kahramanmaraş’ta; 14’er ölüm Konya ve Muğla’da; 13 ölüm Şanlıurfa’da; 12’şer ölüm Adana, Manisa ve Mardin’de; 10’ar ölüm Antalya ve Aydın’da; 9’ar ölüm Diyarbakır, Erzurum, İzmir ve Sivas’ta; 8 ölüm Şırnak’ta; 7’şer ölüm Ankara, Bingöl ve Ordu’da; 6’şar ölüm Adıyaman, Bursa, Denizli, Kayseri ve Samsun’da; 5’er ölüm Ağrı, Artvin, Çanakkale, Hatay, Kocaeli,

Niğde, Sakarya ve Van’da; 4’er ölüm Balıkesir, Elazığ, Karabük, Kars, Tekirdağ ve Tokat’ta; 3’er ölüm Bitlis, Hakkari, Kırklareli, Kütahya, Osmaniye, Trabzon, Tunceli ve Zonguldak’ta; 2’şer ölüm Amasya, Burdur, Çankırı, Çorum, Düzce, Edirne, Erzincan, Gaziantep, Isparta, Karaman, Kastamonu, Kırşehir, Mersin, Siirt ve Yalova’da; 1’er ölüm Afyon, Aksaray, Ardahan, Bartın, Batman, Bayburt, Eskişehir, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Malatya, Rize, Sinop ve Yozgat’ta; 4 ölüm Yurtdışında (2 Irak, 1 Lübnan, 1 Suriye) meydana geldi.

Ordu Gölköylü işçilerin, yurtiçi ve yurtdışında özellikle yüksek gerilim ve elektrik altyapı işlerinde yoğun bir biçimde çalıştığına dikkat çeken İSİG Meclisi, “Bu durum birçok söyleşiye, yazıya da konu olmuş durumda. İş cinayetlerinde de ölen çok sayıda Gölköylü işçi olduğunu belirtelim” tespitinde bulundu.

Not: İSİG Meclisi iş kazalarını “iş cinayetleri” olarak tanımlıyor.

Paylaşın

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” İşçiden Aldı, Patrona Verdi

Türkiye, 2018 ortasında yapılan referandumla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş yaptı. Bunun takip eden 2019 yılından bu yana her sene milli gelirden işçilerin aldığı pay azalırken, patronların aldığı pay arttı.

2019 yılında işgücü ödemelerinin payı yüzde 31,3 idi. Bu sırasıyla her sene yüzde 29,3; yüzde 26,8 ve son olarak yüzde 23,6’ye kadar geriledi. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise 2022’de ilk kez yüzde 48 bandını aştı.

2009’dan bu yana son 14 yılı kapsayan verilere bakıldığında işgücü ödemelerinin payının en düşük olduğu yıl 2022 oldu. Patronlar olarak adlandırılan “net işletme artığı/karma gelir”in payı ise son 14 yılda en yüksek orana 2022’de ulaştı.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğinden bu yana Türkiye’de işçilerin milli gelirden aldığı pay giderek azalırken patronların payı yükseliyor. İşçilerin payındaki en sert düşüş ise rafa kaldırılan “yeni ekonomik model” döneminde oldu.

İşçigücü ödemelerinin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı 2021’de yüzde 26,8 iken bu oran 2022 yılında yüzde 23,6’ya kadar geriledi. Bu oran 2019 yılında yüzde 31,3 idi. Buna göre son üç yılda işçiler milli gelirden aldıkları her 4 liranın 1 lirasını kaybetti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri halk arasında milli gelir olarak bilinen GSYH’nin nasıl paylaşıldığını gösteriyor. Buna göre Türkiye’nin 2022 yılı GSYH’si 15 trilyon 11 milyar 776 milyon TL oldu. Bunun 3 trilyon 536 milyarı işgücü ödemelerine gitti.

Net işletme artığı/karma gelir ise 7 trilyon 2015 milyar lira oldu. Yani, milli gelirin yüzde 23,55’i işgücü ödemelerine giderken net işletme artığı/karma gelirin payı yüzde 48,06 oldu. Bu hesaplamalar gelir yöntemiyle GSYH verilerine dayanıyor.

Son 14 yılın en düşük işçi payı

TÜİK’in 2009’dan bu yana son 14 yılı kapsayan verilerine bakıldığında işgücü ödemelerinin payının en düşük olduğu yıl 2022 oldu. İşçilerin payı bu süre zarfında son yıla kadar yüzde 26,4’ün altına düşmemişti. En büyük pay ise yüzde 32 ile 2016’da gerçekleşti.

Patronlar olarak adlandırılan “net işletme artığı/karma gelir”in payı ise son 14 yılda en yüksek orana 2022’de ulaştı. Türkiye 2018 ortasında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçti. Bunun takip eden 2019 yılından bu yana her sene milli gelirden işçilerin aldığı pay azalırken “net işletme artığı/karma gelir”in payı her sene yükseldi.

2019 yılında işgücü ödemelerinin payı yüzde 31,3 idi. Bu sırasıyla her sene yüzde 29,3; yüzde 26,8 ve son olarak yüzde 23,6’ye kadar geriledi. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise 2022’de ilk kez yüzde 48 bandını aştı.

Merkez Bankası’nın faiz düşürdüğü, döviz kurlarının yükseldiği, buna çare olarak Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) uygulandığı ve enflasyonun zirve yaptığı “yeni ekonomik model”in hâkim sürdüğü 2022 ise işçiler için en kötü yıl oldu. İşgücü ödemelerinin payı sadece bir yılda yüzde 26,8’den yüzde 23,6’ya geriledi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilen Mehmet Şimşek, görev devir teslim töreninde Nureddin Nebati’nin yanında yaptığı açıklamada ” Rasyonel bir zemine dönme dışında seçenek kalmamıştır” demişti.

Peki, Türkiye’nin milli geliri son 2000 yılından bu yana nasıl seyretti.Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) verilerine göre 274 milyar dolar olan GSYH 2022 yılında 906 milyar dolar yükseldi. IMF’nin Nisan 2023 tahminine göre Türkiye’nin 2023 sonunda GSYH’si 1 trilyon 29 milyar dolar olacak.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Açlık Sınırı 12 Bin, Yoksulluk Sınırı 41 Bin 500 Lirayı Aştı

Ağustos ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 12 bin 34 lira, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre yani yoksulluk sınırı ise 41 bin 626 lira oldu.

Haber Merkezi / Günlük harcamalarda ağustos ayında en yüksek maliyet grubunu 130,25 lira ile süt ve süt ürünleri oluştururken, et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 79.28 lira oldu. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 84.33 liraya ulaştı.

Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 33.38 lira, katı yağ ve sıvı yağ ise 23.42 lira, yumurta için 8.13, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 10.59 lira masraf yapılması gereken ürün grubunu oluşturdu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal İş Kamu Sınıf Araştırma Merkezi (BİSAM) ağustos ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı tutarlarını açıkladı.

Buna göre; TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) harcama gruplarına göre endeks rakamları, 2003 yıllı madde fiyatları ile İstanbul Halk Ekmek, zincir market cari ay internet fiyatları ve BİSAM beslenme kalıbı üzerinden yapılan hesaplamaya göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı ağustos 2023 için 12 bin 34 lira oldu. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutar. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 41 bin 626 lira olarak gerçekleşti.

Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 3 bin 301 liraya yükseldi. Bu değer yetişkin bir kadın için 3 bin 145, 15-18 yaş bir genç için 3 bin 391, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2 bin 197 lira olarak hesaplandı. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 12 bin 34 lira olarak tespit edildi.

Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 41 bin 626 liraya kadar çıktı.

Günlük harcamalarda ağustos 2023’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 130,25 liralık harcama gereksinimi ile oluşturdu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 79,28 lira. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 84,33 liraya ulaştı. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 33,38 lira olarak hesaplandı. Katı yağ ve sıvı yağ ise 23,42 liralık masraf yapılması gereken ürün grubu oldu. Yumurta için 8,13, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 10,59 lira harcama yapılması gerektiği belirtildi.

Günlük harcamalarda ağustos 2023’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 130,25 liralık harcama gereksinimi ile oluşturmaktadır. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 79,28 liradır. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 84,33 liraya ulaştı. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 33,38 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 23,42 liralık masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 8,13, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 10,59 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Sağlıklı beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 2 bin 385 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 2 bin 276, 15-18 yaş bir genç için 2 bin 471, 4-6 yaş arası bir çocuk için bin 651 liradır. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 8 bin 782 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 30 bin 379 liraya ulaşmaktadır.

Günlük harcamalarda nisan 2023’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 114,78 liralık harcama gereksinimi ile oluşturmaktadır. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 70,05 liradır. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 54,93 liraya ulaştı. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 23,4 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 19,19 liralık masraf yapılması gereken ürün gruplarıdır. Yumurta için 7,81, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 9,13 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Sağlıklı beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 2 bin 385 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 2 bin 276, 15-18 yaş bir genç için 2 bin 471, 4-6 yaş arası bir çocuk için bin 651 liradır. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 8 bin 782 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 30 bin 379 liraya ulaşmaktadır.

En yüksek harcama süt ve süt ürünleri grubuna ait

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 32,5 ile en yüksek paya sahip. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 27 ile ikinci sırada geldi. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 21; ekmek, makarna vb. için ise pay yüzde 11 olarak hesaplandı. Diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 8,5 oldu.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Ücretli Çalışan Sayısı Yüzde 4,4 Arttı

Temmuz ayında ücretli çalışan sayısı, geçen yılın aynı ayına göre sanayi sektöründe yüzde 1,3 arttı, inşaat sektöründe yüzde 14,7 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 4,4 artış gösterdi.

Haber Merkezi / Ücretli çalışan sayısı temmuz ayında bir önceki aya göre, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında yüzde 1,0 arttı.

Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın temmuz aynı ayında 14 milyon 531 bin 227 kişi iken, bu yılın temmuz ayında 15 milyon 166 bin 88 kişi oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ücretli Çalışan İstatistikleri Temmuz 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 531 bin 227 kişi iken, 2023 yılı Temmuz ayında 15 milyon 166 bin 88 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Temmuz ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,3 arttı, inşaat sektöründe yüzde 14,7 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 4,4 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 1,0 arttı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Temmuz ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,8 arttı, inşaat sektöründe yüzde 3,3 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,6 arttı.

Paylaşın

İşsizlerin Yaklaşık Yüzde 90’ı “İşsizlik Ödeneği” Alamıyor

DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), işsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılması sebebiyle işsizlerin büyük çoğunluğunun işsizlik ödeneğinden yararlanamadığına dikkat çektti.

Temmuz 2023’te TÜİK toplam dar tanımlı işsiz sayısını 3 milyon 291 bin kişi olarak açıkladı. İŞKUR’un Temmuz 2023 verilerine göre ise bu ayda işsizlik ödeneği alabilenlerin sayısı 367 bin 462’de kaldı. Böylece Temmuz 2023’te resmi işsizlerin sadece yüzde 11,2’si işsizlik ödeneği alabildi. Buna göre, 3 milyona yakın işsiz işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı. Bu da işsizlerin yaklaşık yüzde 90’ının işsizlik ödeneği alamadığı anlamına geliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz 2023 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçlarını 11 Eylül 2023’te yayımlandı. Buna göre, mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 9,4; mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 22,7 seviyesinde gerçekleşti.

TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2023 Temmuz ayında 3 milyon 291 bin oldu.

Geniş tanımlı işsizlik oranı salgından sonra yüzde 3,4 arttı

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı, Temmuz 2023’te 8 milyon 742 bin kişi olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre pandemi öncesinde, 2019 Temmuz’da yüzde 13,9 olan dar tanımlı işsizlik Temmuz 2023’te yüzde 9,4 olarak gerçekleşti. Bununla birlikte, DİSK-AR, aynı yıllarda geniş tanımlı işsizliğin yüzde 19,3’ten yüzde 22,7’ye yükseldiğine işaret etti. Buna göre, son 1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 8,4 milyondan 8,7 milyona yükseldi. Covid-19 pandemisi sonrası geniş tanımlı işsizlik oranı 3,4 puan, geniş tanımlı işsiz sayısı ise 2 milyon 136 bin kişi arttı.

Diğer yandan, DİSK-AR araştırmasında, işsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılması sebebiyle işsizlerin büyük çoğunluğunun işsizlik ödeneğinden yararlanamadığına dikkat çekildi.

Temmuz 2023’te TÜİK toplam dar tanımlı işsiz sayısını 3 milyon 291 bin kişi olarak açıkladı. İŞKUR’un Temmuz 2023 verilerine göre ise bu ayda işsizlik ödeneği alabilenlerin sayısı 367 bin 462’de kaldı. Böylece Temmuz 2023’te resmi işsizlerin sadece yüzde 11,2’si işsizlik ödeneği alabildi. Buna göre, 3 milyona yakın işsiz işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı. Bu da işsizlerin yaklaşık yüzde 90’ının işsizlik ödeneği alamadığı anlamına geliyor.

Temmuz 2023 HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 31,1 ile geniş tanımlı kadın işsizliği oldu. İkinci yüksek işsizlik kategorisi yüzde 23,1 ile geniş tanımlı genç kadın işsizliği oldu. Temmuz 2023’te üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi ise yüzde 22,7 ile geniş tanımlı işsizlik oldu.

Temmuz 2023’te dar ve geniş tanımlı işsizlik oranı arasındaki makas 13,3 puan oldu. DİSK-AR, dar ve geniş işsizlik arasındaki makasın bu denli açılmasının en önemli nedeni olarak, zamana bağlı eksik istihdam sayısı, ümidini kaybedenlerin, iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve iş arayıp işbaşı yapamayacak olanların sayısındaki artış olarak gösterdi.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Genç İşsizlik Oranı Yüzde 18

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,3 puanlık azalış ile yüzde 18,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 15,2, kadınlarda ise yüzde 23,1 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı ise temmuz ayında bir önceki aya göre 38 bin kişi azalarak 3 milyon 291 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,6 iken kadınlarda yüzde 12,9 olarak öngörüldü.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı temmuz ayında bir önceki aya göre 1,5 puanlık azalış ile yüzde 22,7 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,8 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,8 olarak tahmin edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), İşgücü İstatistikleri Temmuz 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı temmuz ayında bir önceki aya göre 38 bin kişi azalarak 3 milyon 291 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,6 iken kadınlarda yüzde 12,9 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı temmuz ayında bir önceki aya göre 318 bin kişi artarak 31 milyon 671 bin kişi, istihdam oranı ise 0,5 puan artarak yüzde 48,4 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,7 iken kadınlarda yüzde 31,5 olarak gerçekleşti.

İşgücü temmuz ayında bir önceki aya göre 280 bin kişi artarak 34 milyon 962 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,1 iken kadınlarda yüzde 36,1 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,3 puanlık azalış ile yüzde 18,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 15,2, kadınlarda ise yüzde 23,1 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi temmuz ayında bir önceki aya göre 0,2 saat azalarak 44,5 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı temmuz ayında bir önceki aya göre 1,5 puanlık azalış ile yüzde 22,7 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,8 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,8 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

Sekiz Ayda Bin 255 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

İSİG Meclisi’nin ağustos ayı iş kazaları verilerin göre, Ağustos ayında 201 işçi  iş kazalarında hayatını kaybederken, 2023 yılının ilk yıl 8 ayında iş kazalarında yaşamını yitiren işçi sayısı ise bin 255’e çıktı.

Haber Merkezi / İSİG Meclisi tarafından yapılan açıklamada, “Bu tablo ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak ifade edilen sürecin işçilere vaat ettiği gerçekliği göstermesi açısından okunmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında ölümler, yaralanmalar, sakat kalmalar ve meslek hastalıkları…” denildi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2023 yılı ağustos ayına ilişkin iş cinayetleri raporunu açıkladı. Yüzde 69’u ulusal basından; yüzde 31’i ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrenilerek derlenen verilere göre yılın ilk 8 ayında 1255 işçi iş cinayetleri yaşamını yitirdi. Ağustos ayında ise 201 işçi çalışırken hayatını kaybetti.

2011 yılının eylül ayından beri düzenli olarak aylık iş cinayetleri raporunu açıklayan İSİG Meclisi, bugüne kadar koronavirüs salgını ve Soma işçi katliamı dışında 200 işçi ölümünün aşıldığı ayların sayısının beş olduğunu, Ağustos 2023’te de 200 ölümün aşılarak bu sayının altıya çıktığını bildirdi. Açıklamada “Bu tablo ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak ifade edilen sürecin işçilere vaat ettiği gerçekliği göstermesi açısından okunmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında ölümler, yaralanmalar, sakat kalmalar ve meslek hastalıkları…” denildi.

İSİG, ağustos ayında ölen işçilerin ölüm nedenlerini şöyle açıkladı: “Trafik, servis kazası nedeniyle 52 işçi; yüksekten düşme nedeniyle 25 işçi; elektrik çarpması nedeniyle 25 işçi; ezilme, göçük nedeniyle 24 işçi; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 24 işçi; patlama, yanma nedeniyle 10 işçi; şiddet nedeniyle 10 işçi; zehirlenme, boğulma nedeniyle 6 işçi; intihar nedeniyle 5 işçi; nesne çarpması, düşmesi nedeniyle 3 işçi; kesilme, kopma nedeniyle 3 işçi; diğer nedenlerden dolayı 14 işçi hayatını kaybetti.

Özellikle taşımacılık ve tarımda trafik/servis kazaları, inşaatta yüksekten düşmeler, enerji ve inşaatta elektrik çarpmaları, çalışma koşulları kaynaklı (sıcakta çalıştırma, aşırı, yoğun ve fazla çalıştırma) her iş kolunda görülen kalp krizleri ve beyin kanamaları ve yine tarımda traktör kullanımına bağlı ezilmeler öne çıkıyor.”

İSİG, ağustosta ölenlerin arasında çocuk işçi de bulunduğunu açıklayarak, “14 yaş ve altı 4 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 6 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 39 işçi, 30-49 yaş arası 82 işçi, 50-64 yaş arası 49 işçi, 65 yaş ve üstü 9 işçi, yaşını bilmediğimiz 12 işçi hayatını kaybetti. Başta tarım olmak üzere sanayide, inşaatta, hizmet iş kolunda çocuklarımız ölüyor. Bu yıl 18’i 14 yaş ve altı olmak üzere en az 40 çocuk işçi hayatını kaybetti. Tarım, inşaat ve taşımacılık başta olmak üzere 60 yaş üstü işçi ölümlerindeki artışın da altını çizelim” değerlendirmesini yaptı.

Not: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor…

Paylaşın

Hükümetin Teklifi Kabul Edildi: Memur Ve Emekli Maaşları Zam Oranı Belli Oldu

26 Ağustos’ta çalışmalarına başlayan ve beş kez bir araya gelen Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur maaşları ile memur emeklisi aylıklarına 2024’ün ilk yarısında yüzde 15 ve ikinci yarısında yüzde 10; 2025 için ise ilk altı ayda yüzde 6 ve ikinci yarıda yüzde 5 zam yapılmasını kararlaştırdı.

Haber Merkezi / Kuruldaki 6 üye, hükümetin sunduğu teklifin olduğu gibi kabul edilmesi yönünde oy kullanırken 5 üye ret oyu verdi. KESK temsilcisi ise oylamaya katılmadı. Toplu sözleşme hükmünde bulunan karara itiraz hakkı bulunmuyor.

Enflasyon farkının mevcut haliyle 6 aylık dönemler halinde verilmesi kararlaştırıldı. Refah payı talebi ise kabul edilmedi. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinde kabul edilen 50 madde ise oy birliğiyle kabul edildi.

4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren 2024-2025 yıllarına ilişkin toplu sözleşme görüşmelerinde memur tarafını temsil eden Memur-Sen ile Kamu İşveren Heyetinin yürüttüğü görüşmelerden sonuç çıkmamış, bunun üzerine Kamu Görevlileri Hakem Kurulu devreye girmişti.

Enflasyona ezdirmeyeceğiz

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan dün yaptığı açıklamada, “Yarın süreci sonuçlandıracağız. Takdir Hakem Heyeti’nindir. Kamu görevlilerini ve memurları enflasyona ezdirmeyeceğiz.” demişti.

Karara tepkiler ne oldu?

Hakem Kurulu’nun 11 üyesi arasında yer alan KESK Genel Sekreteri Şenol Köksal’ın açıklanacak orana tepki göstererek toplantıdan ayrıldığı bilgisi paylaşıldı.

KESK’in sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, “Hakem heyeti hükümetin ikinci teklifini aynen koruyarak 2024 için %15 + %10 ve 2025 için %6 + %5 olarak onaylamıştır. Bu karar kurulun değil aslında hükümetin kararıdır. Kamu emekçilerine dayatılan bu sefalet politikalarına, hak gasplarına karşı KESK çatısı altında örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz!” denildi.

Memur-Sen hesabından paylaşılan mesajda ise kurulun hakemlik sıfatına aykırı hareket ederek kendi varlığını tartışmaya açtığı vurgulandı: Kamu İşvereninin son teklifini Memur-Sen üyelerinin red oyuna karşılık oy çokluğu ile aynen kabul ederek adeta noter vazifesi görmüştür. Mevcut tabloda Kamu Görevlileri Hakem Heyeti, ‘Kamu İşvereni Hakem Kurulu’ gibi karar almıştır.

İktisatçı Hayri Kozanoğlu, Merkez Bankası’nın 2024 enflasyon tahmininin %33 olduğunu hatırlatarak, “Hakem Kurulu kamu memur ve emeklilerine ilk 6 ay %15, ikinci 6 ay %10 toplam %26,5 zam öneriyor. Yani sizi resmen daha da yoksullaştıracağım diyor!” ifadesini kullandı.

Çalışma iktisadı alanında yazan Aziz Çelik de “Hükümetin atadığı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu memurlara zırnık koklatmadı. Bu karar Kurulun değil aslında hükümetin kararıdır” dedi.

Paylaşın