4 Kişilik Bir Ailenin Aylık Ekmek Masrafı 735 TL

Başta dar ve sabit gelirlileri olmak üzere, toplumun tüm kesimlerini etkileyen ve halkın en temel sorunu olarak nitelenebilecek enflasyon, resmi verilerin ötesine geçen bir gerçeklikle günlük yaşam üzerinde etkili olmaya devam etmekte. Yaşanan yüksek enflasyonun önümüzdeki kısa vadeli dönemde de etkili olacağı öngörülmekte.

Haber Merkezi / Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 13 bin 684 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yani yoksulluk sınırı ise 44 bin 573,3 TL’ye yükseldi.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın 2023 yılı ekim ayı sonuçlarını duyurdu. TÜRK İŞ’in açıklaması şöyle:

“Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin ‘gıda için’ yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 2,62 oranında gerçekleşti. On aylık değişim oranı ise yüzde 68,30 olarak tespit edildi. Son on iki ay itibariyle değişim oranı yüzde 84,29 oldu. On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı ise yüzde 99,96 olarak hesaplandı.

TÜRK-İŞ hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan derlenen fiyatlara göre, gıda ürünlerinde Ekim 2023 itibariyle gözlemlenen değişim harcama gruplarına göre şu şekilde oldu: Süt, yoğurt, peynir grubunda; Süt ve peynir fiyatları geçen ayki seviyesini korurken, yoğurt fiyatları Ekim ayında yüzde 11 arttı.

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohum ürünlerinin bulunduğu grupta; Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yağışın iyi olması saman fiyatlarının düşmesi ile et fiyatlarında pek artış gözlemlenmemişti. Özellikle Eylül ve Ekim aylarında et fiyatları biraz yükselişe geçti. Et ve Süt Kurumu’nun (ESK), Ankara Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Perakendeciler Derneği bünyesinde faaliyet gösteren marketlerin bir kısmına, Nisan sonu itibariyle ithal edilmiş olan karkas etleri düşük fiyattan vermesi sayesinde dana kıyma 190 TL, kuşbaşı 210 TL’den satılmaya başlanmıştı.

Bu ürünler sırasıyla Ekim ayı itibariyle dana kıyma 289 TL ve dana kuşbaşı 355 TL’den satıldı. Bunun dışında Ankara’da yerel marketlerinden pek çoğunda dana kıyma ortalama 332 TL’den, dana kuşbaşı ise ortalama 369 TL’den reyonlardaki yerini aldı.

Geçen ay tezgahlarda 100 TL’den satılan hamsi bu ay kısmi bir düşüşle 95 TL’den satıldı. Tezgahlarda en çok talep gören deniz balıkları bu ay ortalama 178 TL’den satılmaya devam etti.

Yüzdesel olarak en yüksek artış kuru fasulyede görüldü. Kuru fasulye geçen aya göre ortalama yüzde 24 artış gösterdi. Nohut fiyatları yüzde 10, Yağlı tohumlarda (kuruyemiş) yüzde 8, Yeşil mercimekte yüzde 15, kırmızı mercimekte yüzde 6 artış gözlemlendi. Dana ve kuzu etinde bir önceki aya göre yüzde 2, tavukta ise yüzde 8’lik bir artış oldu. Marketlerde yer alan yumurtanın tanesi ortalama 4,30 TL olarak satılmakta.

“4 kişilik ailenin bir aylık ekmek masrafı 735 lira”

Ekmek ve tahıllar grubunda; Ankara’da 200 gramlık ekmek fiyatı 7 TL’den satılmakta. Böylece geçen ay olduğu gibi 4 kişilik ailenin aylık sadece ekmek masrafı 735 TL’dir. Bu grupta yüzdesel olarak en yüksek artış makarna fiyatlarında görüldü. Ekim ayı içinde Makarna fiyatları yüzde 12 artmış olup pirinç, bulgur, un ve irmik fiyatları ise geçen aya göre sınırlı seviyede arttı.

Taze sebze-meyve grubunda; bu ay sebze fiyatlarında ıspanak ve kıvırcık marulda yüksek fiyat düşüşü gözlemlendi. Geçen ay kıvırcık marul pazar tezgahlarında ortalama 25 TL’den satılırken bu ay ortalama 15 TL’den satıldı. Ispanak fiyatları ise geçen ay ortalama 40 TL’den satılırken bu ay pazar tezgahlarında 15 TL’den satıldı. Semizotu, yeşil soğan, kabak, patlıcan, sivri biber, salatalık ve kara lahana fiyatları tezgahlarda geçen ayki fiyatlarını korudu.

Ekim ayı itibariyle sezonundan kaynaklı tezgahlara ayva, nar ve mandalina giriş yaptı. Ayva ortalama 40 TL fiyatla tezgahlarda yerini alırken, bu ay en düşük fiyatlı meyve 20 TL ile mandalina oldu. Ortalama sebze (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık vb. salata yeşillikleri dâhil değil) kg fiyatı 26,19 TL, ortalama meyve kg fiyatı 30,53 TL oldu. Hesaplamada -bu ay- 24’ü sebze ve 7’si meyve olmak üzere toplam 31 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı. Ortalama meyve-sebze kg fiyatı 22,55 TL olarak tespit edildi.

Temel yağ ürünlerinin bulunduğu grupta; Geçen aya göre yağ fiyatlarında sınırlı seviyede bir artış yaşandı. Zeytinyağı ve Tereyağı fiyatları Ekim ayında yüzde 5 arttı. Ayçiçek yağında ise yüzde 4’lük bir artış gözlemlendi. Ankara’da zeytinyağı fiyatları ortalama 289 TL iken Ayçiçek yağı fiyatları ise ortalama 50 TL olarak raflarda yerini aldı.

Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; bu grupta yüzdesel olarak en yüksek artış yeşil zeytin fiyatlarında görüldü. Yeşil zeytin fiyatı Eylül ayına göre yüzde 13 arttı. Bu grupta yer alan siyah zeytin, çay, pekmez, reçel ve bal fiyatlarında bir değişiklik görülmedi.”

Paylaşın

Açlık Sınırı 15 Bin 420 Yoksulluk Sınırı 43 Bin 859 Liraya Yükseldi

Son aylarda başta gıda, ulaşım ve barınma olmak üzere tüm alanlarda hızlanan fiyat artışları, ülkedeki açlık ve yoksulluk riskini her geçen gün daha da artırıyor. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ekim ayında 878 lira daha artarak 15 bin 420 liraya kadar tırmandı.

Haber Merkezi / Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır şekilde yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise ekimde 2 bin 208 lira daha artarak 43 bin 859 liraya yükseldi. Yoksulluk sınırında, son bir yıllık dönemdeki artış 19 bin 346 lira oldu.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMU-AR, 2023 Ekim ayı açlık ve yoksulluk sınırı raporunu açıkladı. Raporda, şu ifadelere yer verildi:

“Son aylarda başta gıda, ulaşım ve barınma olmak üzere tüm alanlarda hızlanan fiyat artışları, ülkedeki açlık ve yoksulluk riskini her geçen gün daha da artırıyor. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ekim ayında 878 lira daha artarak 15 bin 420 liraya kadar tırmanırken, yoksulluk sınırı da 44 bin liraya yaklaştı.

Açlık sınırı ekimde bir önceki aya göre 878 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama bin 366 lira yükselerek 28 bin 475 liraya çıktı. Her ikisinin toplamından oluşan yoksulluk sınırı ise önceki aya göre 2 bin 208 lira arttı. Bir yıl öncesine göre ise açlık sınırı 7 bin 179 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 12 bin 185 lira arttı. Yoksulluk sınırı ise son 12 ada toplam 19 bin 346 liralık artış gösterdi.

Ankara’da en fazla alış-veriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et- balık- yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar ekimde bir önceki aya göre 206 lira arttı, 2022 yılının aynı ayına göre ise 2 bin 141 lira artarak 4 bin 254 lira oldu.

Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 30 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 120 liralık artışla 333 liraya yükseldi.

Bir önceki aya göre 276 lira artarak 3 bin 518 liraya çıkan süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcamada son bir yıllık dönemde ise bin 349 liralık artış oldu. Meyve için harcanması gereken para ekimde 30 lira azaldı, geçen yılın aynı ayına göre ise 678 lira artarak bin 334 lira oldu. Sebze harcaması da önceki aya göre 251 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise bin 16 lira artarak 2 bin 99 liraya kadar çıktı.

Ekmek, un ve makarna gibi ürünler için yapılması gereken harcama ekimde 7 lira artarak bin 323 liraya, pirinç ve bulgur harcamaları da 94 lira artarak 725 lira oldu. Yağ için yapılması gereken harcama ise değişmedi ve 431 kirada kaldı.

Şeker, bal, pekmez, reçel gibi gıda maddelerine yapılması gereken harcama ekimde 32 lira artarak bin 48 lira oldu. Aynı ailenin zeytin için yapması gereken harcama ise 356 liraya yükseldi.

Yetişkin erkek için 2.800, yetişkin kadın için 2.200, genç için 3.000 ve çocuk için de 1.600 kalori esas alınarak yapılan hesaplamaya göre ekimde açlık sınırı yetişkin erkek için 4 bin 502 lira, yetişkin kadın için 3 bin 534 lira, çocuk için 2 bin 566 lira ve genç için de 4 bin 817 lira oldu.

Yoksulluk sınırının belirlenmesinde gıda dışı gereksinimlerin fiyat değişimleri de esas alınarak yapılan araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin gıda dışındaki gereksinimlerini “yoksunluk hissi duymadan” karşılayabilmesi için gereken harcama tutarı da ekimde 28 bin 475 liraya yükseldi.

Ekimde dört kişinin giyim ve ayakkabı harcamaları bin 413 liraya çıkarken, barınma (kira dâhil) harcamaları 5 bin 500 liraya yükseldi, ev eşyası harcamaları 3 bin 764 lira, sağlık harcamaları bin 209 lira oldu. Ulaştırma harcamaları 9 bin 435 liraya çıktı, haberleşme harcamaları bin lira, eğlence ve kültür harcamaları 920 lira, eğitim harcamaları 677 lira, tatil-otel harcamaları 2 bin 916 lira ve çeşitli mal ve hizmetlerle ilgili harcamalar bin 641 lira oldu.

Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır şekilde yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise ekimde 2 bin 208 lira daha artarak 43 bin 859 liraya yükseldi. Yoksulluk sınırında, son bir yıllık dönemdeki artış ise 19 bin 346 lira olarak gerçekleşti.”

Paylaşın

Son 5 Yılda Patronların Karı 8 Kat Arttı

2021-2022 arasındaki son 1 yılda 500 büyük sanayi kuruluşunun karı yüzde 121 artarken aynı dönemde çalışan başına maaş ve ücret ödemeleri yüzde 78 yükseldi. Son 2 yılda ise dev patronların kârı yüzde 425 artarken işçi ödemeleri yüzde 125 yükseldi.

2017-2022 arasını kapsayan son 5 yılda ise 500 büyük sanayi kuruluşunun karı yüzde 815 artarken çalışan başına maaş ve ücret ödemesi yüzde 250 artış gösterdi.

Enflasyon 2022 yılında son 20 yılın zirvesini gördü. Ekim 2022’de yıllık enflasyon yüzde 86’ya kadar çıkarken sene sonunda yıllık enflasyon 64,3 olarak gerçekleşti.

Son dönemde asgari ücret ve memur maaşlarında ciddi artışlar yaşandı. Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptığı ardı ardına açıklamalar ile ücret artışlarının artık böyle gitmeyeceğinin sinyallerini verdi. Eylül ayında “Bundan sonra ücret düzenlemeleri hedef enflasyona göre yapılacak” diyen Bakan Şimşek ekim ayında da yüksek ücret artışlarının yüksek enflasyona yol açtığını savundu. Şimşek’in bu açıklamasına tepkiler de gecikmedi.

Peki, yüksek enflasyon memur ve işçiye mi yoksa patronlara yarıyor? Resmi veriler ne diyor? Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) bu konudaki tespitleri neler?

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) hazırladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu (İSO 500) araştırmasına göre, son yıllarda patronların kâr artışı çalışan başına yaptıkları maaş ve ücret ödemelerinden çok daha yüksek olmaya başladı.

Buna göre 2018 yılında 500 kuruluşun vergi öncesi kârı 63,5 milyar lira iken bu değer 2021 yılında 219,5 milyar liraya çıkarken 2022 yılında ise 485,4 milyar TL’ye ulaştı. Aynı dönemde çalışan başına aylık maaş ve ücret ödemesi 6 bin 859 liradan 11 bin 500 liraya; son olarak da 20 bin 502’ye çıktı.

Yıllık değişim oranları patron ve emekçiler için artışı gösteriyor. Buna göre 2021-2022 arasındaki son 1 yılda 500 büyük sanayi kuruluşunun kârı yüzde 121 artarken aynı dönemde çalışan başına maaş ve ücret ödemeleri yüzde 78 yükseldi. Son 2 yılda ise dev patronların kârı yüzde 425 artarken işçi ödemeleri yüzde 125 yükseldi.

2017-2022 arasını kapsayan son 5 yılda ise 500 büyük sanayi kuruluşunun kârı yüzde 815 artarken çalışan başına maaş ve ücret ödemesi yüzde 250 artış gösterdi.

Patronların kârı ile işçi ödemelerindeki yıl yıl değişime ve yıllık enflasyon oranına birlikte bakıldığında ise oldukça çarpıcı bir sonuç ortaya çıkıyor. Enflasyon artınca patronların kârı hızla yükselirken çalışan başına maaş ve ücret ödemesi enflasyona yakın seyrediyor. Kısacası İSO 500 verilerinde yüksek enflasyon büyük şirketlerin oldukça işine geliyor.

Örneğin 2018 yılında bir önceki yıla İSÖ 500’ün kârı yüzde 19,7 artarken çalışan başına maaş ve ücret ödemesi de yüzde 17,3 artıyor. 2018 sonunda yıllık enflasyon ise yüzde 20,3 oluyor .

2019’da yıllık enflasyon yüzde 11,8 iken çalışan başına ödemeler yüzde 19,4 artıyor; patronların kârı ise yüzde 3 düşüyor.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasını da içeren yeni ekonomik modele geçilen 2021’de yıllık enflasyon yüzde 26,3 iken 500 dev şirketin kârı yüzde 137; çalışan başına ödeme ise yüzde 26 artıyor. 2022’de ise yıllık enflasyon yüzde 64,3 iken çalışan başına ödeme yüzde 78,3 artıyor. En büyük 500 kuruluşun kârı ise yüzde 121,2 artıyor.

Öte yandan, İSO 500 raporlarına göre ödenen maaş ve ücretlerin net katma değerdeki payı da son yıllarda büyük bir düşüş içinde. 2019’da yüzde 52 olan bu pay 2021’de yüzde 32’ye kadar geriledi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı veriler de işgücünün milli gelirden aldığı payın son yıllarda düşerken patronların aldığı oranın arttığı net bir şekilde gösteriyor.

Buna göre Türkiye’nin 2022 yılı Gayrisafi Yurtiçi Hasılası (GSYH) 5 trilyon 11 milyar 776 milyon TL oldu. Bunun 3 trilyon 536 milyarı işgücü ödemelerine gitti. Net işletme artığı/karma gelir ise 7 trilyon 2015 milyar lira oldu. Milli gelirin yüzde 23,55’i işgücü ödemelerine giderken net işletme artığı/karma gelirin payı yüzde 48,06 gerçekleşti. Bu oranlar 2019 yılında yüzde 31,3’e karşılık yüzde 42,7 idi.

IMF’nin Temmuz 2023 tarihli raporuna göre Avrupa’daki enflasyonun en büyük sebebi şirket kârları. Avrupa’daki enflasyonu en çok artıran kalemlerin başında son iki yıldır şirket kârları geliyor. Şirket kârları enflasyonun neredeyse yarısının sebebi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ne dedi?

Mehmet Şimşek katıldığı bir televizyon programında yüksek ücret artışı ile yüksek enflasyon arasında sarmal olduğunu şöyle savundu: “Eğer bir bu enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye indireceksek gelirler politikasının da o hedeflere uyumlu olması lazım. Bir süre sonra enflasyonla uyumlu bir artış düzeni.

Çünkü öbür türlü bir sarmala giriyorsunuz. Yüksek artışlar, ücret artışları, yüksek enflasyon ve burada kazanan yok. Belirsizlik artıyor ve burada iş yapmak zorlaşıyor. Dolayısıyla bizim bu kısır döngüyü kırmamız lazım. Bir bu kısır döngüyü sadece ücret politikaları üzerinden değil, para politikalarını rasyonelleştirerek yapacağız.”

Öte yandan akademisyen, gazeteci ve siyasetçiler Mehmet Şimşek’in bu açıklamasına tepki gösterdi. Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “OVP’de 2024 enflasyon hedefi olarak % 33 yazdığınız günlerde memurlara %26,5 zam veren siz değil misiniz? İşinize geldiğinde enflasyon hedefi, işinize gelmediğinde o bile yok!” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Alaattin Aktaş da “Kafam karıştı! 2024 için memura verilen zam %15+%10, yani birikimli %26.5. TCMB’nin enflasyon tahmini %33. Şimdi %26.5, %33’e eşit ya da ondan büyük mü yani? Anlayan bana da anlatsın!” yorumu yaptı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Dört Kişilik Memur Ailesinin Yoksulluk Sınırı 49 Bin 215 Lira

Ekonomiye dair açıklanan her veri yaşanan derin ekonomik krizi gözler önüne seriyor. Eylül ayında dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 16 bin 338 lira oldu.

Haber Merkezi / Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı kısacası yoksulluk sınırı ise 49 bin 215 lira oldu.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nın araştırma merkezi (BES/AR), eylül ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını açıkladı.

Buna göre; Eylül ayında dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 16 bin 338 lira, tek bir kişinin (bekâr) bir çalışanın yaşam maliyeti ise 22 bin 124 lira, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı kısacası yoksulluk sınırı 49 bin 215 lira oldu.

Eylül ayında bir önceki aya göre, açlık sınırı yüzde 4,33, yoksulluk sınırı yüzde 4,76, yaşam maliyeti yüzde 5,10, bir önceki yılın aralık ayına göre, açlık sınırı yüzde 71,91 yoksulluk sınırı yüzde 58,94 yaşam maliyeti yüzde 72,44, bir önceki yılın aynı ayına göre, açlık sınırı 103,51 yoksulluk sınırı yüzde 88,17, yaşam maliyeti yüzde 104,15 arttı.

BES/AR tarafından yapılan açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“Sağlıklı beslenmenin maliyeti günlük 544 lirayı geçti,
2023 yılında da asgari ücret açlık sınırının altında kaldı,
En düşük emekli aylığı açlık sınırının yarısı kadar,
Büyükşehirlerde Kamu Emekçileri, barınma ihtiyacını karşılamak için neredeyse maaşının %55’ini kiraya ödemek zorunda kalıyor.

Orta Vadeli Programda 2024 yılı için enflasyon tahmini yüzde 33,0, 2025 yılı için yüzde 15,2 olarak açıklanmıştır. Hükümet ile Memur Sen arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi ile 2024 yılı için yüzde 25, 2025 yılı için toplam yüzde 11 maaş artışında anlaşma sağlanmış, İktidarın kendi enflasyon beklentilerinin bile altında kalmıştır.”

Paylaşın

Açlık Sınırı 12 Bin 612, Yoksulluk Sınırı 43 Bin 623 Lira

Eylül’de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 12 bin 612 lira, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları yani yoksulluk sınırı 43 bin 623 lira oldu.

Haber Merkezi / Eylül ayında yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 3.451 lira, bu değer yetişkin bir kadın için 3.297, 15-18 yaş bir genç için 3.549, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2.314 lira oldu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Birleşik Metal İş Araştırma Birimi (BİSAM) eylül ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı raporunu açıkladı. Raoprda şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) harcama gruplarına göre endeks rakamları, 2003 yıllı madde fiyatları ile İstanbul Halk Ekmek, zincir market cari ay internet fiyatları ve BİSAM Beslenme Kalıbı üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Eylül 2023 için 12 bin 612 liradır.

Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 43 bin 623 lira olarak gerçekleşmiştir.

Sağlıklı beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 3.451 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 3.297, 15-18 yaş bir genç için 3.549, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2.314 liradır. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 12 bin 612 lira olarak tespit edilmiştir.

Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 43 bin 623 liraya ulaşmaktadır.

Günlük harcamalarda Eylül 2023’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 138,16 liralık harcama gereksinimi ile oluşturmaktadır. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 81.94 liradır. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 89.38 liraya ulaştı.

Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 33.38 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 23.99 liralık masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 8.97, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 11.53 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 32.9 ile en yüksek paya sahiptir. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 27 ile ikinci sıradadır. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 21’dir. Ekmek, makarna vb. için ise pay yüzde 11’dir. Diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 8.5’tur.

Her bir aile ferdinin sağlıklı beslenmesi için gereksinim duyduğu gıda grubu ve alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Örneğin tüketilmesi gereken ekmek miktarı kadın ve erkek açısından anlamlı düzeyde farklıdır. Süt ve süt ürünleri tüketiminde 10-18 yaş arasındaki bir gencin harcama gereksinimi, yetişkin erkek ve kadından fazlayken, yumurta 4-6 yaş grubu için daha önemlidir.

Günlük 401,13 liralık harcama içinde en maliyetli tüketim kalemi yaklaşık 38.59 lira ile 10-18 yaş arası bir gencin tüketmesi gereken süt ve süt ürünleri miktarıdır. 4-6 yaş arası bir çocuğun tüketmesi gereken yumurta miktarı yetişkinlerden fazladır.”

Paylaşın

Son 1 Yılda Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 1,4 Milyon Arttı!

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre, son 1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı yaklaşık 1 milyon 433 bin artarak 7,4 milyondan 8,8 milyona yükseldi.

Haber Merkezi / DİSK-AR göre, resmi işsizlerin yüzde 88,4’ü ise işsizlik ödeneği alamıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu Ekim 2023 yayımlandı. Raporda şu ifadeler yer aldı:

“TÜİK’in Ağustos 2023 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçları 10 Ekim 2023’te yayımlandı. Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 9,2, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 23 seviyesinde gerçekleşti.

TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2023 Ağustos ayında 3 milyon 223 bin oldu.

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Ağustos 2023’te 8 milyon 839 bin kişi olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre pandemi öncesinde, 2019 Ağustos’ta yüzde 14,1 olan dar tanımlı işsizlik Ağustos 2023’te yüzde 9,2 olarak gerçekleşti.

Ancak aynı yıllarda geniş tanımlı işsizlik yüzde 19,2’den yüzde 23’e yükseldi. Son 1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı yaklaşık 1 milyon 433 bin artarak 7,4 milyondan 8,8 milyona yükseldi. Covid-19 salgını sonrası geniş tanımlı işsizlik oranı 3,8 puan, geniş tanımlı işsiz sayısı ise 2 milyon 234 bin kişi arttı.”

Paylaşın

Dokuz Ayda En Az 1409 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

2023 yılının ilk dokuz ayında iş kazaları nedeniyle en az 1409 işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden işçilerden 136’ı kadın, 1273’ü erkekti. Ayrıca iş kazalarında hayatını kaybedenlerin en 44 çocuktu.

Haber Merkezi / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), 2023 yılının ilk dokuz ayına ilişkin ölümlü iş kazaları (iş cinayetleri) verilerini açıkladı.

Buna göre; Yüzde 73’ünü ulusal basından; yüzde 27’sini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından tespit edilen verilere göre; Ocak’ta 116, Şubat’ta 195, Mart’ta 130, Nisan’da 124, Mayıs’ta 146, Haziran’da 161, Temmuz’da 183, Ağustos’ta 203 ve Eylül’de 151 olmak üzere en az 1409 işçi hayatını kaybetti.

2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 261 işçi; Tarım, Orman işkolunda 259 emekçi (109 işçi ve 150 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 171 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 111 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 90 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 76 işçi; Metal işkolunda 74 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 51 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 43 işçi; Madencilik işkolunda 36 işçi; Enerji işkolunda 36 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 33 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 27 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 27 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 24 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 20 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 16 işçi; Basın, Gazetecilik İşkolunda 7 işçi; İletişim işkolunda 1 işçi; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 1 işçi; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 45 işçi hayatını kaybetti.

2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, servis kazası nedeniyle 345 işçi; ezilme, göçük nedeniyle 213 işçi; yüksekten düşme nedeniyle 174 işçi; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 160 işçi; deprem nedeniyle 92 işçi; elektrik çarpması nedeniyle 86 işçi; şiddet nedeniyle 68 işçi; patlama, yanma nedeniyle 63 işçi; zehirlenme, boğulma nedeniyle 45 işçi; intihar nedeniyle 44 işçi; nesne çarpması ve düşmesi nedeniyle 20 işçi; kesilme, kopma nedeniyle 16 işçi; diğer nedenlerden dolayı 83 işçi hayatını kaybetti.

2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 136 kadın işçi ve 1273 erkek işçi hayatını kaybetti.

İş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 21 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 23 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 289 işçi, 30-49 yaş arası 566 işçi, 50-64 yaş arası 334 işçi, 65 yaş ve üstü 72 işçi, yaşını bilmediğimiz 104 işçi hayatını kaybetti.

2023 yılının ilk dokuz ayında 75 göçmen-mülteci işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin geldikleri ülkelere bakarsak: 29’u Suriyeli, 13’ü Afganistanlı, 9’u Türkmenistanlı, 3’ü Bulgaristanlı, 3’ü Iraklı, 3’ü İranlı, 2’si Kırgızistanlı, 2’si Mısırlı, 2’si Özbekistanlı, 1’i Azerbaycanlı, 1’i Filipinli, 1’i Japonyalı, 1’i Kolombiyalı, 1’i Moldovyalı, 1’i Romanyalı, 1’i Rusyalı, 1’i Sudanlı, 1’i Ukraynalı.

2023 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 60’ı (yüzde 4,25) sendikalı işçi, 1349’u ise (yüzde 95,75) sendikasız. Sendikalı işçilerin 11’i kimya, 7’si sağlık, 6’sı enerji, 5’i metal, 4’ü belediye, 3’ü maden, 1’i tarım, 1’i gıda, 1’i ağaç, 1’i büro, 1’i eğitim ve 1’i gemi işkolunda çalışıyordu.

Not: İSİG Meclisi, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: İşsizlik Oranı Yüzde 9,2

15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı ağustos ayında bir önceki aya göre 56 bin kişi azalarak 3 milyon 223 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 9,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5 iken kadınlarda yüzde 12,6 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,7 puanlık azalış ile yüzde 17,2 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,2, kadınlarda ise yüzde 22,7 olarak tahmin edildi.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ağustos ayında bir önceki aya göre 0,4 puanlık artış ile yüzde 23,0 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,3 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,5 olarak tahmin edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri Ağustos 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı ağustos ayında bir önceki aya göre 56 bin kişi azalarak 3 milyon 223 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 9,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5 iken kadınlarda %12,6 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı ağustos ayında bir önceki aya göre bin kişi artarak 31 milyon 686 bin kişi, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 48,4 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,6 iken kadınlarda yüzde 31,5 olarak gerçekleşti.

İşgücü ağustos ayında bir önceki aya göre 55 bin kişi azalarak 34 milyon 909 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 53,3 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70,9 iken kadınlarda yüzde 36,0 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,7 puanlık azalış ile yüzde 17,2 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,2, kadınlarda ise yüzde 22,7 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi ağustos ayında bir önceki aya göre 1,1 saat azalarak 43,3 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ağustos ayında bir önceki aya göre 0,4 puanlık artış ile yüzde 23,0 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,3 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,5 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

DİSK: Dar Gelirlinin Gıda Enflasyonu Yüzde 118

TÜİK verilerinden hesaplanan gıda enflasyonu ortalama yüzde 75,1 olarak gerçekleşti. Emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 92,3 olurken, üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 85,7 oldu. Düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 98,2 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 118 olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), Eylül 2023 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 75,14 olarak açıkladığı belirtilirken, gerçek enflasyonun bunun çok daha fazla olduğu ifade edildi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR) 3 aylık enflasyon rakamlarını açıkladı. Resmi rakamlara göre emek gelirlerinin yüzde 25 azaldığı veriler için “Yılın ikinci yarısı için memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılan zam eridi” yorumu yapıldı.

2023 Eylül dönemine ait TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) göre, 2023 Ekim’de bir önceki aya göre yüzde 4,75, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,3, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,86 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,53 oldu. Üç aylık tüketici enflasyonunun yüzde 25,1 olduğu verilere göre, yılın ikinci yarısı için memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılan zam eridi.

Rapora göre TÜİK’in, Eylül 2023 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 75,14 olarak açıkladığı belirtilirken, gerçek enflasyonun bunun çok daha fazla olduğu ifade ediliyor. DİSK-AR yayınladığı raporda “Bu enflasyon halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak bir oran. TÜİK, DİSK tarafından açılan ve kazanılan davaya rağmen yargı kararını uygulamıyor ve madde fiyat listesini açıklamıyor. Madde fiyatları halen karartılmış durumda. Bu nedenle enflasyon oranını hesaplanmasına kaynak teşkil eden madde fiyat listesi görülemiyor” ifadelerine yer veriyor.

“Gerçek enflasyon yüzde 118’e kadar ulaşıyor”

DİSK-AR’a göre resmi veriler gerçeği yansıtmamakla birlikte emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlardan da uzak. DİSK-AR’ın, TÜİK’in ham verilerinden yararlanarak hazırladığı dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonunu için şu ifadeler yer alıyor:

“Yaptığımız hesaplamaya göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 75,1 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 92,3 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 85,7 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 98,2 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 118 olarak gerçekleşti.”

TÜFE ve gıda fiyatları endeksi artmaya devam ettiği ifade edilirken 2005 yılında 118 olan TÜFE endeksinin, Eylül 2023’te 1.691’e yükseldiği belirtiliyor. Yine 2005’te 110 olan gıda fiyatları endeksinin 2023’te 2.406’ya yükseldiği ifade ediliyor. Böylece 2005’ten bu yana TÜFE 1.573 puan, gıda fiyatları endeksi 2.296 puan artarken, 2005’te yüzde 8 olan enflasyon oranı 2023’te yüzde 61,5 oldu. 2005’te yüzde 4,5 olan gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 75,1’e yükseldi.

Paylaşın

Tarım Sektöründe Son 10 Yılda 1803 İşçi İş kazalarında Hayatını Kaybetti

İSİG Meclisi’ne göre, 2013 yılından bugüne en az 1803 tarım işçisi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti: 2013 yılında 122, 2014 yılında 140, 2015 yılında 202, 2016 yılında 177, 2017 yılında 154, 2018 yılında 184, 2019 yılında 190, 2020 yılında 215, 2021 yılında 149, 2022 yılında 180 ve 2023 yılının ilk sekiz ayında 90 işçi.

Haber Merkezi / Tarım işkolunda yaşanan iş cinayetlerinin mesleklere göre dağılımı ise, “847 mevsimlik tarım/tarla işçisi, 451 çoban/hayvan çiftliği işçisi, 416 orman işçisi ve 89 ücretli çalışan balıkçı” şeklinde oldu.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), 2013 ile 2023 yılları arasında tarım işkolunda iş kazaları sonucu hayatını kaybedenlere ilişkin bir rapor yayınladı.

İzmir Bergama’da “Avrupa’nın tek merkezden jeotermal enerji ile ısınan en büyük serası” diye reklamı yapılan Agrobay’da Tarım-Sen’e üye oldukları için işten atılan işçilerin direnişi selamlayan İSİG Meclisi tarım işkolunda son on yılda en az 1803 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini duyurdu:

“2013 yılında 122 işçi, 2014 yılında 140 işçi, 2015 yılında 202 işçi, 2016 yılında 177 işçi, 2017 yılında 154 işçi, 2018 yılında 184 işçi, 2019 yılında 190 işçi, 2020 yılında 215 işçi, 2021 yılında 149 işçi, 2022 yılında 180 işçi ve 2023 yılının ilk sekiz ayında 90 işçi”

Rapora göre, tarım işkolunda yaşanan iş cinayetlerinin mesleklere göre dağılımı ise, “847 mevsimlik tarım/tarla işçisi, 451 çoban/hayvan çiftliği işçisi, 416 orman işçisi ve 89 ücretli çalışan balıkçı” şeklinde oldu.

Raporda, tarım işkolunda yaşanan iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle sıralandı: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 596 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 344 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 245 işçi; Şiddet nedeniyle 128 işçi; Yıldırım düşmesi nedeniyle 107 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 101 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 78 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 54 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 24 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 23 işçi; İntihar nedeniyle 20 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 18 işçi; diğer nedenlerden dolayı 65 işçi hayatını kaybetti…

Tarım işkolunda 346 kadın ve 1457 erkek işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği belirtilen raporda, sektörde çocuk işçilerin ölüm oranının tüm iş cinayetleri ortalamasının yaklaşık üç katı olduğuna dikkat çekildi. Raporda tarım işkolunda iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle belirtildi:

“14 yaş ve altı 101 çocuk işçi,
15-17 yaş arası 134 çocuk/genç işçi,
18-24 yaş arası 252 işçi,
25-34 yaş arası 218 işçi,
35-49 yaş arası 446 işçi,
50-64 yaş arası 363 işçi,
65 yaş ve üstü 104 işçi,
Yaşını bilmediğimiz 185 işçi hayatını kaybetti…”

Tarım işkolunda iş cinayetlerinde ölen göçmen/mülteci işçilerin geldikleri ülkelere göre dağılımda rapora yansıdı: 130 işçi Suriye, 84 işçi Afganistan, 10 işçi Gürcistan, 10 işçi Türkmenistan, 7 işçi Rusya, 6 işçi İran, 2 işçi Azerbaycan, 2 işçi Özbekistan, 2 işçi Ukrayna ve 1 işçi Tacikistan.

İSİG Meclisi, tarım işkolunda çalışanlara yönelik talepleri de sıraladı:

1- Köylüleri “mevsimlik” ve “gezici” işçiliğe zorlayan koşulların ortadan kaldırılması hedeflenmelidir. Bu noktada tarımda neo-liberal politikaların uygulanmasına son verilmelidir. Köyler yerleşime ve üretime uygun bir biçimde yeniden yapılandırılmalıdır. Ekolojiye ve gıda güvenliğine öncelik veren köklü bir Tarım Reformu yapılmalıdır.

2- Mevsimlik tarım işçilerinin temel haklardan (ücret, çalışma saati, sosyal güvence, sendikal örgütlenme) yararlanmalarını sağlayacak kapsamlı bir yasal düzenleme yapılmalı, dayıbaşılık kaldırılmalı ve halihazırda çıkarılmış yönetmeliklerin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

3- Mevsimlik tarım işçilerine yönelik izole etme, aşağılama (örneğin fişleme) ve şiddet politikalarının önüne geçecek idari ve toplumsal tedbirler alınmalıdır.

4- Tarım işçilerinin çalıştıkları yerlerde başta sağlık ve eğitim olmak üzere hizmetlere ulaşımı için tedbirler alınmalıdır.

5- Çocukların eğitime ulaşmaları, sağlıklarının korunması en başta gelen sorundur. Kamusal bir politika oluşturulmalıdır. Periyodik olarak genel sağlık taramaları yapılmalı ve sağlık hizmetlerinden yararlanmaları ücretsiz olmalıdır.

6- Kadınların çalışma dışında üzerlerinde olan çocuk bakımı ve ev işleri için yerleşim alanlarında kreş, ortak mutfaklar ve çamaşırhaneler oluşturulmalıdır. Kadın sağlığına dönük çalışmalar yapılmalıdır.

7- Tarım işçileri için sağlıklı (temiz su, banyo ve lavabo vb.) ve sosyalleşme imkanı sağlayan barınma alanları oluşturulmalıdır.

8- Tarım işçilerinin çalıştıkları alanlara ulaşımı, uygun araçlarla ve güvenli bir şekilde yapılmalıdır.

NOT: İSİG Meclisi, iş kazalarını “iş cinayetleri” olarak tanımlıyor.

Paylaşın