Açlık Sınırı 14 Bin, Yoksulluk Sınırı 45 Bin Lirayı Aştı

4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı 14 bin 25, gıda harcaması ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı 45 bin 687 lira oldu.

Haber Merkezi / Öte yandan kasım ayında gıda fiyatlarındaki aylık artı artış yüzde 2,49 olurken, yıllık artış yüzde 80,12 olarak gerçekleşti.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Kasım 2023 dönemine ilişkin Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.

Buna göre; 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı, 14 bin 25 TL olarak hesaplandı.

Gıda harcaması ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı 45 bin 687 TL oldu. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 18 bin 240 TL’ye yükseldi.

Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış, bir önceki aya göre yüzde 2.49 oranında gerçekleşti. Son 1 yıldaki değişim oranı ise yüzde 80.12 oldu.

TÜRK-İŞ hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan derlenen fiyatlara göre, gıda ürünlerinde Kasım 2023 itibariyle gözlemlenen değişim harcama gruplarına göre şu şekilde oldu:

Süt, yoğurt, peynir grubunda; Süt fiyatları geçen aya göre yüzde 8,5 artarak marketlerde ortalama litresi 34,5 TL’den satılıyor. Peynir ve yoğurt fiyatları ise geçen ayki seviyesini korudu.

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohum ürünlerinin bulunduğu grupta; Et fiyatlarında geçen aya göre ciddi bir değişiklik görünmüyor; marketlerin pek çoğunda dana kıyma ortalama 331 TL’den, dana kuşbaşı ise ortalama 356 TL’den reyonlardaki yerini aldı.

Tavuk fiyatları kasım ayında kg fiyatı ortalama 69 TL ile marketlerde yer alırken, yumurtanın tanesi ortalama 3,77 TL’den satılarak geçen aya göre bir miktar düştü.

Geçen ayda olduğu gibi bu ay da hamsi tezgahlarda kg fiyatı 100 TL’den satılmaya devam ediyor. Kış mevsimine girdiğimiz bugünlerde balık çeşitliliğinin artması sebebiyle tezgahlarda en çok talep gören deniz balıkları bu ay ortalama 172 TL’den satıldı.

Kuru baklagillerin tamamında artış yaşandı. Bu grupta en yüksek artış nohutta görüldü. Nohut geçen aya göre ortalama yüzde 21 artış gösterdi. Kasım ayında nohut fiyatları marketlerde ortalama kg fiyatı 85 TL’den yerini aldı.

Ekmek ve tahıllar grubunda; Ankara’da 200 gramlık ekmek fiyatı 7 TL’den satılmaya devam ediyor. 4 kişilik ailenin aylık sadece ekmek masrafı 735 TL.

Tahıllar grubunda geçen aya göre az da olsa bir artış yaşanıyor. Kasım ayı içinde pirinç fiyatları ortalama kg fiyatı marketlerde 71 TL’den satılıyor; bulgur, un ve irmik fiyatları ise geçen aya göre sınırlı seviyede arttı.

Taze sebze-meyve grubunda; Bu ay sebze fiyatlarında karnabahar ve köy biberinde yüksek fiyat düşüşü gözlemlendi. Geçen ay köy biberi pazar tezgahlarında ortalama 35 TL’den satılırken bu ay ortalama 20 TL’den satıldı. Karnabaharda geçen ay kg fiyatı ortalama 37,5 TL’den satılırken bu ay ortalama 20 TL’den satıldı.

Ispanak, semizotu, yeşil soğan, kabak, patlıcan, salatalık ve kara lahana fiyatları tezgahlarda geçen ayki fiyatlarını korudu.

Meyve tezgahlarında üzüm ve hurma ortalama kg fiyatı 50 TL olarak dikkatleri üzerine çekerken, sezonundan kaynaklı portakal ortalama 35 TL fiyatla tezgahlarda yerini aldı. Geçen ayda olduğu gibi bu ay da en düşük fiyatlı meyve mandalina oldu. Mandalina kg fiyatı 12,5 TL’den satılıyor.

Ortalama sebze (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık vb. salata yeşillikleri dâhil değil) kg fiyatı 24,40 TL, ortalama meyve kg fiyatı 36,41 TL oldu. Hesaplamada -bu ay- 25’i sebze ve 8’i meyve olmak üzere toplam 33 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı. Ortalama meyve-sebze kg fiyatı 25,64 TL olarak tespit edildi (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık gibi salata yeşillikleri bu hesaplamada “Ortalama Meyve-Sebze Fiyatı”na dâhil edilmektedir).

Temel yağ ürünlerinin bulunduğu grupta; Avrupa’daki kuraklık ve buna bağlı olarak İspanya ve İtalya’daki zeytin ve zeytinyağı üretiminin düşmesi dünya üretimine de yansıdı. Ülkemizdeki zeytinyağı fiyatlarındaki artışın önemli faktörlerinden birisi de dış talebin artması. Avrupa’da yaşanan kuraklık nedeniyle zeytinyağı üretiminin düşmesi sonucu bu ülkelerin Türkiye’deki zeytinyağına olan talepleri arttı. Üreticinin artan maliyetleri ve dışarıdan gelen talep nedeniyle zeytinyağı fiyatları diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de artmaya devam ediyor.

Zeytinyağı fiyatlarındaki artış bu ay da devam ediyor. Zeytinyağı fiyatları marketlerde ortalama litresi 300 TL’den satılıyor. Ayçiçek yağında ise fiyatlar geçen aya göre aynı kaldı. Tereyağı fiyatları ise bu ay yüzde 6 arttı.

Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; Zeytinyağı fiyatlarının artmasına sebep olan etkenler, zeytin fiyatlarının da artmasına sebep oldu. Siyah zeytinin kilosu ortalama 223 TL’den, yeşil zeytinin kilosu da ortalama 168 TL’den satılıyor.

Bu grupta yer alan şeker, reçel, çay, ıhlamur ve bal fiyatları geçen ayki seviyelerini korurken, pekmez de ise kısmi düşüş gerçekleşti.”

Ayrıca, Büro Emekçiler Sendikası Araştırma Merkezi’ne (BESAR) göre ise dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 17 bin 215 lira oldu.

Araştırmaya göre, bekar bir çalışanın yaşam maliyeti ise 23 bin 311 lira olarak hesaplanırken, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınırı 50 bin 750 lira oldu.

BESAR verilerine göre, bir önceki yılın aynı ayına göre açlık sınırı yüzde 100,88, yoksulluk sınırı yüzde 81,77, yaşam maliyeti ise 101,51 arttı.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: İşsizlik Üçüncü Çeyrekte Düştü

15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 161 bin kişi azalarak 3 milyon 218 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,5 puanlık azalış ile yüzde 9,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5, kadınlarda yüzde 12,5 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,7 puanlık azalış ile yüzde 17,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,2, kadınlarda ise yüzde 22,4 olarak tahmin edildi.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,9 puanlık azalış ile yüzde 22,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,9 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri III. Çeyrek: Temmuz – Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 161 bin kişi azalarak 3 milyon 218 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,5 puanlık azalış ile yüzde 9,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5, kadınlarda yüzde 12,5 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 124 bin kişi artarak 31 milyon 724 bin kişi, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 48,4 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,8 iken kadınlarda yüzde 31,4 olarak gerçekleşti.

İşgücü 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 37 bin kişi azalarak 34 milyon 942 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,1 puanlık azalış ile yüzde 53,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,2, kadınlarda ise yüzde 35,9 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 17,1

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,7 puanlık azalış ile yüzde 17,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,2, kadınlarda ise yüzde 22,4 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre sanayi sektöründe 226 bin kişi azalırken, tarım sektöründe 30 bin kişi, inşaat sektöründe 42 bin kişi, hizmet sektöründe 278 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 14,8’i tarım, yüzde 20,8’i sanayi, yüzde 6,4’ü inşaat, yüzde 58’i ise hizmet sektöründe yer aldı.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,9 puanlık azalış ile yüzde 22,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,9 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

Açlık Sınırı 12 Bin 928, Yoksulluk Sınırı 44 Bin 718 Lira Oldu

Ekim ayı itibarıyla 4 kişilik bir ailenin dengeli ve yeterli beslenebilmesi için gerekli olan harcama tutarı yani açlık sınırı 12 bin 928 lira olurken, eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte yapması gereken yani yoksulluk sınırı ise 44 bin 718 lira olarak kaydedildi.

Haber Merkezi / Ekim ayında, yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 3.538 lira, bu değer yetişkin bir kadın için 3.387, 15-18 yaş bir genç için 3.639, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2.365 lira oldu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bağlı Birleşik Metal İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) ekim ayı açlık ve yoksulluk sınırı raporunu açıkladı. Raporda şu ifadeler yer aldı:

“TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) harcama gruplarına göre endeks rakamları, 2003 yıllı madde fiyatları ile İstanbul Halk Ekmek, zincir market cari ay internet fiyatları ve BİSAM Beslenme Kalıbı üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Ekim 2023 için 12 bin 928 liradır.

Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 44 bin 718 lira olarak gerçekleşmiştir.

Sağlıklı beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 3.538 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 3.387, 15-18 yaş bir genç için 3.639, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2.365 liradır.

Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 12 bin 928 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 44 bin 718 liraya ulaşmaktadır.

Günlük harcamalarda Ekim 2023’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 138,52 liralık harcama gereksinimi ile oluşturmaktadır. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 88.77 liradır. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 88.02 liraya ulaştı.

Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 33.38 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 24.87 liralık masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 9.94, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 11.91 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 32.1 ile en yüksek paya sahiptir. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 28.5 ile ikinci sıradadır. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 20’dir. Ekmek, makarna vb. için ise pay yüzde 10,4’tür. Diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 8.5’tir.

Her bir aile ferdinin sağlıklı beslenmesi için gereksinim duyduğu gıda grubu ve alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Örneğin tüketilmesi gereken ekmek miktarı kadın ve erkek açısından anlamlı düzeyde farklıdır. Süt ve süt ürünleri tüketiminde 10-18 yaş arasındaki bir gencin harcama gereksinimi, yetişkin erkek ve kadından fazlayken, yumurta 4-6 yaş grubu için daha önemlidir.

Günlük 401,13 liralık harcama içinde en maliyetli tüketim kalemi yaklaşık 38.59 lira ile 10-18 yaş arası bir gencin tüketmesi gereken süt ve süt ürünleri miktarıdır. 4-6 yaş arası bir çocuğun tüketmesi gereken yumurta miktarı yetişkinlerden fazladır.”

Paylaşın

Eylül Ayında Sanayi Sektöründe Çalışan Sayısı Azaldı

Eylül ayında ücretli çalışan sayısı bir önceki aya göre sanayi sektöründe yüzde 0,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,5 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

Haber Merkezi / Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı eylül ayında bir önceki aya göre değişmedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ücretli Çalışan İstatistikleri Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3 arttı.

Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 926 bin 919 kişi iken, 2023 yılı Eylül ayında 15 milyon 374 bin 379 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Eylül ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,3 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 12,8 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,2 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2023 Eylül ayında bir önceki aya göre değişmedi.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2023 Eylül ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,5 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

Paylaşın

10 Ayda Bin 634 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

2023 yılının ilk on ayında iş kazaları (iş cinayetleri) nedeniyle en az bin 634 işçi hayatını kaybetti: Ocak ayında 116, Şubat ayında 266, Mart ayında 130, Nisan ayında 125, Mayıs ayında 146, Haziran ayında 161, Temmuz ayında 183, Ağustos ayında 205, Eylül ayında 152 ve Ekim ayında 150.

Haber Merkezi / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), 2023 Ekim İş Cinayetleri (iş kazaları) raporunu açıkladı. Buna göre; Ekim ayında iş kazaları (iş cinayetleri) nedeniyle en az 150, yılın ilk on ayında ise en az bin 634 işçinin hayatını kaybetti.

Yüzde 65’i ulusal basından; yüzde 35’iyse işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrenilen bilgilere dayanarak tespit edilen verilere göre; 2023 yılının ilk on ayında (Ocak’ta 116, Şubat’ta 266, Mart’ta 130, Nisan’da 125, Mayıs’ta 146, Haziran’da 161, Temmuz’da 183, Ağustos’ta 205, Eylül’de 152 ve Ekim’de 150 olmak üzere) en az 1634 işçi hayatını kaybetti.

Ekim ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 38 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 27 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 22 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 21 işçi; Şiddet nedeniyle 11 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 7 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 6 işçi; İntihar nedeniyle 4 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 3 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 1 işçi; diğer nedenlerden dolayı 10 işçi.

Ekim ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 41 işçi; Tarım, Orman işkolunda 31 emekçi (17 işçi ve 14 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 20 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 12 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 9 işçi; Metal işkolunda 5 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 4 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 3 işçi; Enerji işkolunda 3 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 3 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 3 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 2 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 2 işçi; Madencilik işkolunda 1 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 1 işçi; İletişim işkolunda 1 işçi; Basın, Gazetecilik İşkolunda 1 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 1 işçi; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 7 işçi.

Ekim ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 1 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 2 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 28 işçi, 30-49 yaş arası 67 işçi, 50-64 yaş arası 32 işçi, 65 yaş ve üstü 8 işçi, yaşını bilmediğimiz 12 işçi.

Ekim ayında iş cinayetlerinin illere göre dağılım şöyle: 17 ölüm İstanbul’da; 6’şar ölüm İzmir, Kocaeli ve Mersin’de; 5’er ölüm Antalya, Giresun ve Muğla’da; 4’er ölüm Aksaray, Balıkesir, Bursa, Hatay, Kayseri, Konya, Sakarya, Tekirdağ ve Trabzon’da; 3’er ölüm Ankara, Bolu, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Kütahya, Malatya, Manisa, Şanlıurfa ve Tokat’ta; 2’şer ölüm Adıyaman, Aydın, Çanakkale, Gaziantep, Samsun ve Van’da; 1’er ölüm Afyon, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Burdur, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Erzurum, Iğdır, Kastamonu, Kırıkkale, Nevşehir, Rize, Sivas, Uşak, Zonguldak, Cezayir, Irak, İtalya ve Moritanya.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: İşsizlik Oranı Yüzde 9,1

15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı eylül ayında bir önceki aya göre 46 bin kişi azalarak 3 milyon 168 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5 iken kadınlarda yüzde 12,3 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,2 puanlık azalış ile yüzde 16,7 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 13,8, kadınlarda ise yüzde 22,0 olarak tahmin edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri Eylül 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı eylül ayında bir önceki aya göre 46 bin kişi azalarak 3 milyon 168 bin kişi oldu.

İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5 iken kadınlarda %12,3 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı eylül ayında bir önceki aya göre 59 bin kişi azalarak 31 milyon 686 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 48,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,8 iken kadınlarda yüzde 31,2 olarak gerçekleşti.

İşgücü eylül ayında bir önceki aya göre 105 bin kişi azalarak 34 milyon 854 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 53,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,1 iken kadınlarda yüzde 35,6 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,2 puanlık azalış ile yüzde 16,7 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 13,8, kadınlarda ise yüzde 22,0 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi eylül ayında bir önceki aya göre 0,8 saat artarak 44,2 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı eylül ayında bir önceki aya göre 1,2 puanlık azalış ile yüzde 21,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,6 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 16,7 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

Avrupa’da Hanehalkı Gelirinin Düştüğü Tek Ülke Türkiye

Avrupa ülkeleri arasında euro bazında kullanılabilir hanehalkı gelirinin düştüğü tek ülke Türkiye oldu. 2016-2021 yılları arasında Türkiye’de gelir bin Euro (yüzde 27) düştü.

TÜİK verilerine göre 2022 yılında Türkiye’de yıllık ortalama hanehalkı kullanılabilir geliri 98 bin 416 TL oldu. Yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri ise 48 bin 642 TL hesaplandı. Bu da eşdeğer hanehalkı büyüklüğünün 2,02 olduğunu gösteriyor.

Avrupa’da gelir seviyesinde önemli farklılıklar bulunuyor. Bu durum kıta genelindeki gelir eşitsizliğin boyutunu ortaya koyuyor. Batı ve İskandinav ülkeleri, birçok güney ve doğu ülkesine kıyasla daha yüksek harcanabilir gelire sahip. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan geliri sıralamasında Türkiye ise son sıralarda yer alıyor.

Legatum 2023 Refah Endeksi’ne göre dünyanın en müreffeh ülkelerinin üçte ikisi Avrupa’da yer alıyor, ancak gelir eşitsizliği Avrupa genelinde oldukça yaygın. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri sadece AB üye ülkeleri arasında değil, diğer Avrupa ülkeleri arasında da önemli farklılıklar gösteriyor.

“Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan geliri” temel olarak hanehalkının harcayabileceği ve tasarruf edebileceği geliri gösteriyor. Biz bunu haber boyunca “kullanılabilir hanehalkı geliri” olarak kısalttık.

Farklı vergi rejimleri ve fiyat seviyeleri nedeniyle ülkelerin harcanabilir gelir seviyelerini doğru bir şekilde karşılaştırmak zor. Ancak farklılıkları ölçmenin ve karşılaştırmanın bir yolu, her ülkede satın alma gücü standardına (PPS) göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirine bakmak. Bu da yaşam standartları hakkında bir fikir verir.

Peki, Avrupa’da en yüksek ve en düşük kullanılabilir hanehalkı gelirine sahip ülkeler hangileri? Avrupa’da gelir eşitsizliği ne kadar yaygın?

Satın alma gücüne göre (PPS) hanehalkı fert geliri 2022 yılında AB’de 18 bin 706 oldu. Bu değer Türkiye’de ise 6 bin 10 gerçekleşti. Avrupa’da en yüksek kullanılabilir hanehalkı geliri 33 bin 214 ile Lüksemburg’da; en düşük ise 4 bin 385 ile Arnavutluk’ta. Bu değerin en düşük olduğu AB ülkesi ise 9 bin 971 ile Bulgaristan.

Kullanılabilir hanehalkı geliri, beş İskandinav ülkesinde AB ortalamasının üzerinde ancak Norveç ikinci sırada yer alırken, diğerlerinden hiçbiri ilk beşe giremedi.

AB’nin nüfus olarak en büyük dört ülkesine baktığımızda kullanılabilir hanehalkı geliri Almanya (23 bin 197) ve Fransa’da (20 bin 575) AB ortalamasının üzerinde gerçekleşti. İtalya (18 bin 472) ve İspanya (17 bin 254) ise AB ortalamasının altında kaldı.

AB’ye en son katılan ülke olan Hırvatistan’ın, altı AB ülkesinden daha yüksek gelire sahip olması dikkat çekti.

Haritada görüldüğü üzere gelir dağılımında açık bir coğrafi bölünme söz konusu: Kullanılabilir hanehalkı geliri en yüksek batı ve İskandinav ülkelerinde kaydedilirken, çoğu güney ve doğu ülkesinde ise bu gelir daha düşük seyretti.

AB’ye aday ülkeler listedeki en düşük kullanılabilir hanehalkı gelire sahip ülkeler oldu. Arnavutluk (4 bin 385) en alt sırada yer alırken, bu ülkeyi Kuzey Makedonya (5 bin 988) ve Türkiye (6 bin210) takip etti.

Satın alma gücü yerine Euro cinsinden gelir dikkate alındığında, Avrupa’daki gelir eşitsizliği dağılımı daha keskin.

AB’de 2022 yılında kullanılabilir hanehalkı fert geliri 19 bin 83 Euro oldu. Lüksemburg 45 bin 310 Euro ile yine zirvede. Arnavutluk 2 bin 523 Euro ile yine sonda. Türkiye ise 36 ülke içinde 2 bin 752 Euro ile sondan ikinci sırada.

Bu gelir Almanya’da 25 bin Euro; Fransa’da ise 23 bin 53 Euro gerçekleşti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Euro cinsinden gelir AB’ye aday ülkelerde oldukça düşük gerçekleşti.

Peki, Euro bazında eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan geliri son 5 yılda nasıl değişti?

Dokuz AB üye ülkesi ve iki aday ülkede 2017 ve 2022 yılları arasında (ya da verilerin mevcut olduğu son beş yıl içinde) yüzde 40’tan fazla artış gösterdi. Bu değişim AB geneli için yüzde 17 oldu.

Romanya yüzde 101 ile en yüksek artışı kaydederken, onu Sırbistan (yüzde 68) ve Litvanya (yüzde 66) takip etti. Bu gelirin AB ortalamasından daha yüksek olduğu ülkelerdeki değişim daha düşük kaldı. Örneğin İsviçre’de yüzde 1, Norveç’te yüzde 2 ve Fransa ile İsveç’te yüzde 5 oldu.

Euro bazında kullanılabilir hanehalkı geliri düştüğü tek ülke Türkiye oldu. 2016-2021 yılları arasında Türkiye’de gelir bin Euro (yüzde 27) düştü.

Değişimlere yüzde olarak değil de Euro cinsinden bakıldığında, en yüksek artış Lüksemburg’da (8 bin 995 Euro) kaydedilirken bu ülkeyi İrlanda (6 bin 181 Euro) ve Hollanda (5 bin 976 Euro) takip etti. AB’deki ortalama artış 2 bin 802 Euro olurken bu artış Almanya’da 3 bin 80 Euro ve Fransa’da bin 93 Euro gerçekleşti.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan geliri nedir?

Ülkeler arası yaşam standartlarını kıyas ederken en rağbet gören verilerden birisi eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan geliri. Peki, Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK) ve AB İstatistik Ofisi Eurostat tarafından kullanılan bu gelir ne anlama geliyor, nasıl hesaplanıyor?

Öncelikle “hanehalkı kullanılabilir net geliri”ne bakalım. TÜİK’in tanımıyla basitçe hanehalkındaki her bir ferdin elde ettiği kişisel yıllık kullanılabilir gelirlerin toplamı ile hane bazında elde edilen yıllık gelirlerin toplamından bu dönem için ödenen vergiler ve haneye yapılan düzenli transferler düşüldükten sonra geriye hanehalkı kullanılabilir geliri kalıyor.

Bu gelirler; maaş-ücret, yevmiye, müteşebbis geliri ile emekli maaşı, dul-yetim aylıkları ve yaşlılara yapılan ödemeler, karşılıksız burs vb. ayni veya nakdi gelirler ile gayrimenkul kira geliri, haneye yapılan karşılıksız yardımlar, 15 yaşın altındaki fertlerin elde ettiği gelirler vb. olabilir.

Bir hanede bulunan kişi sayısı kadar bunların yaşı ve harcama ihtiyacı farklı oluyor. Bu dikkate alınarak “eşdeğer hanehalkı büyüklüğü” bulunuyor.

Bu iki veri kullanılarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri” hesaplanıyor. Aslında hanenin kazandığı gelirin hanedeki kişi sayısına bölünmesi demek. Ancak hanedeki kişi sayısında bireylerin yaşı da dikkate alınıyor.

Medyan ise ülkedeki tüm gelirler küçükten büyüğe sıralandığında ortaya düşen değeri gösteriyor ve “eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan geliri” bulunuyor.

Kıyaslamada ulusal para birimleri yerine Satın Alma Gücü Standardı (PPS) tercih ediliyor. Çünkü ülkeler arasında fiyat farkı var. Örneğin Almanya’daki kira ücreti ile Romanya’daki kira ücreti veya gıda fiyatı aynı değil. Satın alma gücü tüm bu farklılıklar dikkate alınarak hesaplanıyor.

Fiyat seviyesi farklılıklarını ortadan kaldıran bir tür yapay para birimi olan PPS, tek bir PPS’nin herhangi bir ülkede aynı mal veya hizmeti satın alabilmesini sağlıyor.

TÜİK verilerine göre 2022 yılında Türkiye’de yıllık ortalama hanehalkı kullanılabilir geliri 98 bin 416 TL oldu. Yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri ise 48 bin 642 TL hesaplandı. Bu da eşdeğer hanehalkı büyüklüğünün 2,02 olduğunu gösteriyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Son 21 Yılda 32 Bin 180 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

“AKP’li Yıllarda İş Cinayetleri Raporu”na göre; AK Parti’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne iş cinayetlerinde en az 32 bin 180 işçi hayatını kaybetti.

Haber Merkezi / Raporda, 21 yılda iş cinayetlerinin gündelik yaşamın bir parçası haline geldiği ve bu durumun olağanlaştırıldığı belirtilerek, “Ancak biz işçilerin de mücadelesi her alanda devam etmektedir. İş cinayetlerine, güvencesiz çalıştırmaya, sendikal örgütlenme üzerindeki baskılara karşı direneceğiz… Artık Yeter!” ifadelerine yer verildi.

Raporda, “Her geçen yıl emekçilerin aleyhine çıkarılan yasalar, artan enflasyon ve giderek azalan alım gücü, hak ve özgürlük mücadelelerine karşı süreklileşen bir baskı ve güvencesiz çalışma koşullarının yaşama geçirildiği bir ‘İş Cinayetleri Rejimi'” denildi.

Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), AK Parti’nin iktidara gelişinin 21. yıldönümünde “AKP’li Yıllarda İş Cinayetleri Raporu”nu yayınladı.

Raporda, AK Partili yıllarda İSİG alanındaki temel sorunlar şöyle özetlendi:

1- Ülkemizde hüküm süren durum bir iş cinayetleri rejiminin varlığıdır. Soma, Amasra, Hendek, Davutpaşa, Ostim, Torunlar, Ermenek, Elbistan, Şırnak, Dursunbey, 3.Havalimanı, Tuzla Tersaneleri, Kot Kumlama gibi birçok işçi katliamı bu dönemde meydana gelmiştir.

2- ILO ve DSÖ verilerine göre her bin işçi için yılda 4 ila 12 yeni meslek hastalığı olgusu beklenmektedir. Yine meslek hastalıklarına bağlı ölümler, iş cinayetlerine bağlı ölümlerin yaklaşık 5-6 katı düzeyindedir. Ancak SGK ise her yıl 500 civarı meslek hastalığı tespit etmiş ve her yıl 5 ila 20 civarı meslek hastalığına bağlı ölüm açıklamıştır. Devlet meslek hastalıklarını gizlemiştir.

3- İş cinayetleri sonrası adaletsizlik, cezasızlık bir kural haline gelmiştir. Davalarda asıl sorumlular mahkemeye çıkartılamadığı gibi tali sorumlular kısa süreli hapis cezalarına çarptırılmış, bu cezalar para cezasına çevrilmiş ve 24 ay taksitlendirilmiştir.

4- İktidara gelir gelmez çıkarttıkları 4857 sayılı İş Kanunu ile taşeron çalıştırma başta olmak üzere esnek ve güvencesiz çalıştırma yasal hale getirilmiş ve kiralık işçilik ve özel istihdam büroları içerikli kölelik yasası ile bütün işlerde güvence tamamen ortadan kalkmıştır. Gelinen noktada Türkiye sermaye için bir cennet haline gelmiştir. Emek sürekli ucuzlaştırılmış, Türkiye Avrupa’nın Çin’i haline getirilmiştir.

4- Sendikal hareket baskı altına alınmış, sendikalaşan işçiler işten atılmış ve iktidara bağlı sendikalar egemen hale getirilmiştir. Grevler “milli güvenlik” gerekçesiyle yasaklanmış, 1 Mayıslarda alanlar kapatılmıştır.

5- Devlet kendi yasalarına dahi uymamış, çalışan çocuklar korunmamıştır. Çocuklar çalışması yasak olan işkollarında çalışmanın yanında 15 yaşın altında da çalıştırılmaktadır. Yoksulluk, 4+4+4 eğitim sistemi, çırak ve stajyerlik uygulamaları, mevsimlik tarım işçiliğinin omurgasının çocuklardan oluşturulması gibi nedenlerle üçte biri 14 yaş ve altında olmak üzere her yıl 60-70 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir.

6- SSGSS yasası ile emeklilik yaşı 65’e çıkarılmıştır. Emekli olduğu halde geçinemediği için çalışan ve emekli olma hakkını sigortasız çalıştığı ya da sigortası düzenli yatırılmadığı için kazanamayan milyonlarca emekli/yaşlı işçi kitlesi oluşmuştur. Yine her yıl iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yüzde 20-25’ini bu işçilerin oluşturması, emekli/yaşlı işçilerin güvencesiz emek haline getirilmesinin bir sonucudur.

7- Tarımda, sanayide, hizmet sektöründe kadınlar en güvencesiz koşullarda çalıştırılmıştır. Bu çalışma koşullarının diğer yanını ise işyerinde şiddet ve taciz oluşturmuştur. Kadınların ev içi emeği de –temizlik, yemek, çocuk ve yaşlı bakımı– görünmez kılınmıştır. Her yıl 120-150 civarında kadın çalışırken hayatını kaybetmiştir.

8- Yanlış dış ve iç politikalar sonucu Türkiye milyonlarca mültecinin akınına uğramıştır. Nüfusun yüzde 10’unu oluşturan göçmenler sigortasız, ucuz, dışlayıcı yani tamamen korunmasız koşullarda çalıştırılmıştır. Son dönemde her yıl 100 civarında göçmen işçi hayatını kaybetmiştir.

“İş cinayetleri normelleştirildi”

21 yılda iş cinayetlerinin gündelik yaşamın bir parçası haline geldiği ve bu durumun olağanlaştırıldığı belirtilen raporda, “Ancak biz işçilerin de mücadelesi her alanda devam etmektedir. İş cinayetlerine, güvencesiz çalıştırmaya, sendikal örgütlenme üzerindeki baskılara karşı direneceğiz… Artık Yeter!” denildi.

Not: İSİG Meclisi, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın

DİSK-AR: En Yoksul Gelir Grubunun Gıda Enflasyonu Yüzde 113

DİSK AR’ın raporuna göre, dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 68,8 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 52,4 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 113 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 52,4 oranında kaldı.

Haber Merkezi / Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) 2023 Ekim verilerine ilişkin değerlendirme raporunu yayınladı. Raporda şu ifadeler yer aldı:

“TÜİK verilerine göre TÜFE’deki (2003:100) değişim 2023 Ekim’de bir önceki aya göre yüzde 3,43, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,26, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 55 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,36 oldu. Sadece dört aylık tüketici enflasyonu yüzde 29,4 oldu. Yılın ikinci yarısı için memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılan zam eridi. Resmi enflasyondaki tırmanış sürüyor.

TÜİK, Ekim 2023 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 71,99 olarak açıkladı. Ancak bu enflasyon halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak bir oran. TÜİK, DİSK tarafından açılan ve kazanılan davaya rağmen yargı kararını uygulamıyor ve madde fiyat listesini açıklamıyor. Madde fiyatları halen karartılmış durumda. Bu nedenle enflasyon oranını hesaplanmasına kaynak teşkil eden madde fiyat listesi görülemiyor.

Resmi ortalama enflasyon oranları düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir.  Bu nedenle DİSK-AR olarak TÜİK’in ham verilerinden yararlanarak emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonunu yeniden hesaplıyoruz. Yaptığımız hesaplamaya göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 72 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 88,4 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 82,1 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 94,1 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 113 olarak gerçekleşti.

Yüksek gelir gruplarının daha düşük enflasyon hissettiği görülüyor. Dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 68,8 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 52,4 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 113 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 52,4 oranında kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.

TÜFE ve gıda fiyatları endeksi artmaya devam ediyor. 2005 yılında 120 olan TÜFE endeksi, Ekim 2023’te 1.749’a yükseldi. 2005’te 113 olan gıda fiyatları endeksi ise 2023’te 2.484’e yükseldi. Böylece TÜFE 2003’ten bu yana 17,5 ve 2005’ten bu yanda 14,6 kat; gıda fiyatları ise 2003’ten bu yana 25 kat ve 2005’ten bu yana 22 kat arttı. 2005’te yüzde 5,8 olan yıllık enflasyon oranı 2023’te yüzde 61,4 oldu. 2005’te yüzde 3,8 olan yıllık gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 72’ye yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Ekim 2005’te TÜFE’den 7 puan eksik olan gıda fiyatları endeksi Ekim 2023’te TÜFE’nin 935 puan üstüne çıktı.”

Paylaşın

Türkiye, OECD Ülkeleri Arasında İşsizlikte Zirveyi Zorluyor

Ağustos 2023 itibariyle OECD üyeleri arasında işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkeler İspanya (yüzde 11,5), Yunanistan (yüzde 10,9) ve Kolombiya (yüzde 9,5) oldu. Türkiye de bu ülkelerin ardından yüzde 92 ile dördüncü sırada.

OECD’de işsizlik ortalaması yüzde 5,9 olurken OECD’de bu oran yüzde 4,8. İşsizlik oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Güney Kore oldu. Almanya’da yüzde 3 olan işsizlik oranı Fransa’da yüzde 7,3 gerçekleşti.

Türkiye ekonomisi cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığına oturmasıyla “rasyonel zemine” dönmeye çalışıyor. Henüz bu politikaların tesirlerini yansıtan veriler oldukça sınırlı ve Bakan Şimşek’e göre ‘zamana ihtiyaç var’.

Mevcut veriler ise Türkiye açısından çok parlak değil. Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeleri arasında istihdam oranının en düşük olduğu ülke. Türkiye aynı zamanda işgücüne katılma oranının en düşük olduğu üçüncü ülke durumunda. İşsizlik oranın da da Türkiye zirveyi zorluyor.

İstihdam, işsizlik ve işgücüne katılım oranlarında Türkiye OECD ve AB üyeleri arasında kaçıncı sırada?

İstihdamda sonuncu sırada

OECD verilerine göre 15-64 yaş arasındaki kişilerde 2023 ikinci çeyrekte Türkiye’de istihdam yüzde 53,6 oldu. Bu oran OECD’de yüzde 70,1; AB’de ise yüzde 70,5. Tüm üyeler içinde Türkiye son sırada.

Zirvede ise yüzde 84,7 ile İzlanda bulunurken ardından Hollanda (yüzde 82,5) ve İsviçre (yüzde 80,7) geliyor. Almanya’da istihdam oranı yüzde 77,5 olurken Fransa’da yüzde 68,5 gerçekleşti.

İşgücüne katılımda sondan üçüncü

Türkiye işgücüne katılma oranında ise OECD üyeleri arasında sondan üçüncü sırada. Türkiye’de 2023 yılının ikinci çeyreğinde işgücüne katılma oranı yüzde 53,3 oldu. Bu oran AB’de yüzde 57,9; OECD’de ise yüzde 60,9 gerçekleşti.

İstihdamda olduğu gibi işgücüne katılım oranı da en yüksek İzlanda’da (yüzde 75,4)Bu oran Birleşik Krallık’ta yüzde 63,6, ABD’de yüzde 62,6 ve Almanya’da yüzde 61,6 oldu.

İşgücüne katılımın Türkiye’den daha düşük olduğu ülkeler ise İtalya (yüzde 49,8) ve Yunanistan (yüzde 52,4) oldu.

İşsizlikte zirveyi zorluyor

Ağustos 2023 itibariyle işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkeler İspanya (yüzde 11,5), Yunanistan (yüzde 10,9) ve Kolombiya (yüzde 9,5) oldu. Türkiye de bu ülkelerin ardından yüzde 92 ile dördüncü sırada.

OECD’de işsizlik ortalaması yüzde 5,9 olurken OECD’de bu oran yüzde 4,8. İşsizlik oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Güney Kore oldu. Almanya’da yüzde 3 olan işsizlik oranı Fransa’da yüzde 7,3 gerçekleşti.

OECD’nin Türkiye verileri Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi verilere dayanıyor.

AK Parti, 12 Haziran 2011 seçim beyannamesinde açıkladığı 2023 ekonomik hedeflerinin oldukça gerisinde kalmıştı. Şimşek yönetimindeki ekonomi yönetimi başta faizler olmak üzere ciddi politika değişikliğine gitti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın