Türkiye’de Çocukların Yüzde 11’i Çalışmak Zorunda

Araştırmalar, derin ekonomik krizin yaşandığı Türkiye’de çocukların dörtte üçünün ekonomik kaygılar yaşadığını, yüzde 11’inin ise çalışmak zorunda olduğunu ortaya koyuyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından TÜBİTAK desteğiyle yürütülen “Krizler Çağında Çocuk Olmak: Türkiye’de Pandemi Sonrasında Çocukların İyi Olma Halini Yeniden Düşünmek” başlıklı araştırma, pandemi sonrası çocukların yaşam koşullarına ve zorluklarına ışık tutuyor.

Karar Gazetesi’nin aktardığına göre; 29 ilde 1500 hanede yapılan anketlerin yanı sıra Şanlıurfa ve İstanbul’da gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelerle desteklenen araştırma, sosyoekonomik eşitsizliklerin çocukların mutluluğu ve geleceğe dair beklentileri üzerindeki etkilerini ortaya koydu.

Araştırmaya katılan çocukların sadece yüzde 47’si kendini mutlu hissettiğini ifade ederken, bu oran düşük sosyoekonomik statüye sahip çocuklarda yüzde 33’e kadar düşüyor. Yüksek sosyoekonomik statüde ise mutluluk oranı yüzde 64’e ulaşıyor. Araştırma, çocukların mutluluğunun ailelerinin sosyoekonomik düzeyiyle doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Görüşülen çocukların dörtte üçü ekonomik sorunlar ve aile bireylerinden birine bir şey olacağı endişesi taşıyor. Çocukların yüzde 11’i çalışmak zorunda kalırken, bu oran düşük sosyoekonomik statüde yüzde 18’e kadar çıkıyor. Çocuklar haftada 8-11 saat çalışarak genellikle 2000 TL’nin altında gelir elde ediyor. Çalışma nedenleri arasında harçlık çıkarma (%54), aileye destek sağlama (%47) ve meslek öğrenme (%39) öne çıkıyor.

Araştırmaya göre düşük sosyoekonomik statüye sahip çocukların yüzde 23’ü kalabalık sınıflar veya yetersiz çalışma ortamı nedeniyle okulda ders öğrenemediklerini ifade ediyor. Bu oran yüksek sosyoekonomik grupta yüzde 8’e kadar düşüyor. Eğitimine ara vermek zorunda kalan çocukların yalnızca yüzde 13’ü tekrar okula dönmeyi düşünüyor.

Evdeki iş yükü konusunda da toplumsal cinsiyet eşitsizliği dikkat çekiyor. Kız çocuklarının yüzde 79’u sofra kurup kaldırırken, yüzde 50’si bulaşık yıkıyor ve yüzde 26’sı yemek yapıyor. Bu oranlar erkek çocuklarında oldukça düşük seviyelerde kalıyor.

Görüşülen çocukların yüzde 53’ü doğal afetleri (deprem, orman yangını gibi) en büyük tehdit olarak görürken, işsizlik (%49) ve yoksulluk (%45) diğer büyük kaygılar arasında yer alıyor. Salgın hastalıklar ise yüzde 33 ile dördüncü sırada geliyor.

Çocukların yüzde 80’i dijital araçlarda gizlilik ayarlarını nasıl yapacağını bildiğini söylerken, siber zorbalık ve tacizle karşılaşanların oranı yüzde 14. Çocukların dijital dünyayı yalnızca risk değil, fırsat alanı olarak da değerlendirdiği belirtiliyor.

Proje Koordinatörü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, eğitim sistemindeki sınav baskısının çocukların iyi olma halini olumsuz etkilediğini vurgulayarak, “Eğitim ortamlarının güvenilir ve destekleyici olması büyük önem taşıyor. Çocukların huzurlu bir çocukluk deneyimi yaşamaları için sınav baskısının azaltılması gerekiyor” dedi.

Prof. Dr. Emre Erdoğan ise sosyoekonomik eşitsizliklerin çocukların mutluluk ve yaşam koşullarını derinden etkilediğini belirtti: “Eşitsizlik, çocukların yaşam olanaklarını kısıtlıyor. Daha iyi eğitim ve sosyoekonomik düzeydeki ailelerde büyüyen çocuklar daha korunaklı ve mutlu bir yaşam sürüyor.”

Araştırmacı Gözde Durmuş, çocukların görüşlerini sürece dahil etmek için Çocuk Danışma Ekibinin önemini vurgulayarak, çocukların perspektifinin politika oluşturma süreçlerine yansıtılmasının kritik olduğunu söyledi.

Araştırma, Türkiye’de çocukların yaşam koşullarının iyileştirilmesi için sosyoekonomik eşitsizliklerin azaltılması, destekleyici eğitim politikalarının uygulanması ve çocuk işçiliğiyle mücadele edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Paylaşın

Ergün Atalay Açıkladı: Türk-İş, Asgari Ücret Komisyonundan Çekildi

22 bin 104 lira olarak açıklanan asgari ücrete ilişkin açıklama yapan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Adil olmayan bir komisyonda 50 sene durduk. Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece asgari ücret tespit komisyonuna katılmayacağız” dedi ve ekledi:

“Adil ve demokratik komisyon olur, sözümüz dinlenirse bu komisyonda varız. Ancak adet olsun diye o komisyona bundan sonra katılmıyoruz. Biz burada yokuz. Olsak da sözümüz dinlenmiyor.”

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, hükümetin 22 bin 104 lira olarak açıkladığı asgari ücrete ilişkin açıklama yaptı.

Ergün Atalay, “Daha önce asgari ücreti bu kadar konuşmuyorduk ama son 5 yıldır asgari ücret artık geçim ücreti oldu. Ülkenin yarısı asgari ücret ile çalışıyor ve bütün ülke için artık önemli bir şey oldu. Biz de masada asgari ücretlilerin olmasını istedik, geçinemeyenler dertlerini anlatsın istedik. Taleplerini de sizin önünüzde kamuoyuna açıkladık ve asgari ücret talebimizi paylaştık. Aradan 1 hafta geçti, dün akşam bir toplantı oldu. Üç toplantıda da taraflar bizim önümüze rakam getirmedi” dedi.

“Bizim talebimiz anayasada yazılan geçim şartlarına uyulması, insanca yaşamayı sürdürecek bir miktar olmalı, asgari ücret pazarlık konusu yapılmamalı, enflasyonun yüksek olduğu dönemde yılda iki kez yapılmalı dedik” ifadelerine yer veren Atalay, şöyle devam etti:

“İnsanca yaşanabilecek bir geçim ücreti istedik. Kendi dışımızda Hak-İş ve DİSK ile de toplantı yaptık. Kamu işçisinin de alım gücü düştü. Bununla ilgili onlarca kez eylem yaptık, açıklama yaptık. Masaya rakam gelmedi. Masada hükümet var, bakanlıklar var. Dün toplantıya katılmama kararı aldık. Bizim masada olmamızın bir anlamı yok. Biz bulanık suya giriyoruz. 15 kişi katılıyoruz, işverenle hükümet bir arada olup istediği kararı çıkarıyor.”

“Maalesef dün akşam saat 6 buçuk civarında bize haber verdiler” diyen Atalay, şu ifadeleri kullandı: “Sonra da Bakan bey benimle konuştu. Biz de bu toplantıya katılmama kararı aldık. 30 yılda 6 kere oy birliğiyle karar alınmış 22 kere biz bu toplantıya muhalefet şerhi koymuşuz. Rakamdan haberimiz yok. Bu sebeple bizim o toplantıda olmamızın bir anlamı da yoktu.”

“Asgari ücret tespit komisyonuna katılmayacağız”

Öte yandan Atalay, “Adil olmayan bir komisyonda 50 sene durduk. Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece asgari ücret tespit komisyonuna katılmayacağız. Adil ve demokratik komisyon olur, sözümüz dinlenirse bu komisyonda varız. Ancak adet olsun diye o komisyona bundan sonra katılmıyoruz. Biz burada yokuz. Olsak da sözümüz dinlenmiyor” diye konuştu.

Paylaşın

Patronlar “Asgari Ücretten” Memnun

Patronlar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2025 asgari ücretinin yüzde 30 zamla 22 bin 104 lira olarak belirlemesini memnuniyetle karşıladı. ATO Başkanı Gürsel Baran, “İşverenlerimiz açısından sürdürülebilir bir rakam” dedi.

Haber Merkezi / Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2025 asgari ücreti yüzde 30 zamla 22 bin 104 lira olarak belirlemesine ilişkin açıklamada bulundu. Gürsel Baran, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Asgari ücretin yüzde 30 artışla, 22 bin 104 liraya yükseltilmesi, hem çalışanlarımız hem de işverenlerimiz açısından sürdürülebilir ve dengede bir rakam olmuştur. Bugün yaşadığımız sorunların ve alım gücü kaybının esas sorumlusunun yüksek enflasyon olduğu gerçeğini, aynı durumun işveren açısından da yatırım ve üretimin önünde engel teşkil ettiğini unutmamamız gerekiyor.

Bu açıdan işveren desteğinin de, 700 TL’den bin TL’ye yükseltilmesi önemli ve kıymetlidir. Bu adımların bizi en kısa sürede enflasyon baskısından kurtarmasını, faiz indiriminin önünü açmasını temenni ediyor, yeni asgari ücretin işçi ve işverenler için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2025 yılı asgari ücretinin 22 bin 104 lira olduğunu açıkladı. Erdoğan, Işıkhan’ın duyurusu ile eş zamanlı olarak sosyal medya hesabından bir paylaşımı yaptı. Erdoğan, “2025 yılında asgari ücret, %30 artışla net 22.104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.” mesajı verdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan’ın ücreti açıkladığı toplantıya işçi örgütü temsilcileri katılmadı. TÜRK-İŞ sosyal medya hesabından ücret açıklaması öncesi yapılan paylaşımda, belirledikleri artışın teklif edilmemesi durumunda “masada yer alınmaması” kararının alındığı duyuruldu.

TÜRK-İŞ, asgari ücretin 29 bin 583 lira olmasını talep ediyordu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yedi milyonu aşkın insan asgari ücret alıyor.

DİSK-AR Asgari Ücret Araştırması 2025 raporuna göre, asgari ücretin Temmuz 2024’te yeniden artırılmaması nedeniyle asgari ücretin alım gücü, enflasyon karşısında ciddi biçimde eridi. Hesaplamalara göre, 2024 yılında asgari ücretlinin alım gücü kaybı 55 bin TL’ye yakın oldu.

Açlık ve yoksulluk sınırı

Türk İş’e göre; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 20 bin 561 lira. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 66 bin 976 lira. Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 26 bin 712 lira.

DİSK’e göre; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 20 bin 860 lira, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak hesaplanan yoksulluk sınırı ise 72 bin 156 lira. Tek başına yaşayan bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 33 bin 634 lira.

İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) “İstanbul’da Yaşam Maliyeti” araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti kasım ayında bir önceki aya göre, 2 bin 308 lira aratarak 73 bin 739 lira oldu.

Asgari ücret belirlenmeden önce ise işverenlerce çeşitli talepler kamuoyuna yansıdı. İktidara yakın Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyonun altında asgari ücret zammı talep ederken patronlar için daha fazla teşvik istemişti.

Asmalı, “yüksek ücret artışı-yüksek enflasyon” sarmalının bulunduğu iddiasıyla ücretlerin enflasyonun altında artırılmasını isterken patronlar için daha fazla teşvik istedi. Çok tartışılan açıklamada Asmalı, ”Bana göre yüzde 25’in üzerinde bir asgari ücret artışı doğru değil” ifadelerinde bulunmuştu.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de asgari ücrete ‘hedeflenen enflasyon’ üzerinden bir zam yapılması gerektiğini söylemişti. İktidarın 2025 yılı sonu için enflasyon hedefi yüzde 21. Yani İTO, yüzde 20’ler seviyesinde bir artışı doğru bulduğunu açıklamıştı.

Paylaşın

Asgari Ücret Belli Oldu: 22 Bin 104 Lira

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlemiş bulunuyoruz” dedi.

2025 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Asgari Ücret Tespit Komisyonu Salı günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde dördüncü kez toplandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, 2025 yılı için geçerli olacak asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak açıkladı. Işıkhan, işveren desteğinin de 700 liradan bin liraya çıkarıldığını belirtti.

Rakamın açıklanmasının ardından AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Erdoğan paylaşımında, “2025 yılında asgari ücret, %30 artışla net 22.104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan komisyonda, işveren heyetini Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi heyetini ise Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsil ediyor. TÜRK-İŞ yapılan son toplantıya katılmama kararı aldığını duyurdu.

Komisyon 7 milyon çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreçte ilk toplantısını 10 Aralık’ta, ikinci toplantısını 16 Aralık’ta, üçüncü toplantısını 19 Aralık’ta yapılmıştı. İlk iki toplantıdan sonra müzakere masasının taraflarından asgari ücret için bir rakam açıklanmamıştı. TÜRK-İŞ’in açıkladığı asgari ücret talebi yaklaşık yüzde 74 civarında bir zamma tekabül ediyor.

19 Aralık’taki üçüncü toplantıda ise, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, işçi tarafının 2025 Ocak’tan itibaren geçerli olacak asgari ücret için 29.583 TL talep ettiğini açıklamıştı. Atalay, net 17.002 TL olan asgari ücrete 45 zamma ek olarak yüzde 20’lik bir “refah payı” eklenmesini istediklerini belirtmişti.

Masada işveren kesimini temsil eden TİSK’ten asgari ücret belirleme sürecinde rakamla ilgili net bir sinyal gelmemişti. TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç ilk toplantının yapılmasının hemen ardından yaptığı açıklamada, asgari ücretle ilgili, “Süreci, sadece işverenleri koruyan değil, aynı zamanda çalışma arkadaşlarımızın alım gücünü de dikkate alan bir bakış açısı ile yöneteceğiz. Süreci en hızlı biçimde sonuçlandırarak ülke gündeminden çıkarmayı istiyoruz” demişti.

2024 Ocak ayından itibaren geçerli olan net asgari ücret 17.002 TL olarak belirlenmiş, 2024 Temmuz ayında ise geçtiğimiz yıllarda yapılanın aksine ve beklentilere rağmen hükümetin ‘sıkı para politikaları’ nedeniyle zam yapılmamıştı.

Açlık ve yoksulluk sınırı

Türk İş’e göre; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 20 bin 561 lira. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 66 bin 976 lira. Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 26 bin 712 lira.

DİSK’e göre; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 20 bin 860 lira, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak hesaplanan yoksulluk sınırı ise 72 bin 156 lira. Tek başına yaşayan bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 33 bin 634 lira.

İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) “İstanbul’da Yaşam Maliyeti” araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti kasım ayında bir önceki aya göre, 2 bin 308 lira aratarak 73 bin 739 lira oldu.

Paylaşın

Emeklinin Mutfağı Alev Alev Yanıyor!

Tüm Emekliler Sendikası Keçiören Şube Başkanı Sultan Alpınar, “Çarşıda, pazarda ve markette zamlar yağmur gibi yağıyor. Emekli maaşı kiraya yetmiyor, elektrik ve doğalgaz faturaları ödenemiyor. Emeklinin mutfağı alev alev yanıyor” dedi.

Sultan Alpınar, “Milyonlarca emekli ve emekçinin karnının doyması, evinin ısınması ve aşının kaynaması için insanca yaşanabilecek maaşı siz vermiyorsanız, biz alacağız demenin şimdi tam zamanıdır” ifadelerini kullandı.

Tüm Emekliler Sendikası, emeklilerin yaşam koşullarına dair İncirli Direniş Parkı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre; DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, TÜİK ve enflasyon rakamlarına işaret ederek, emekli ücretlerine yapılan zam oranına tepki gösterdi. İdris Şahin, “Emekliye yüzde 20’yi veren iktidara yazıklar olsun diyorum. Emeklilerin gerçek anlamdaki hakkını teslim edin” dedi.

CHP Milletvekilli Semra Dinçer, “Bu bütçe halktan değil, ranttan yana bir bütçeydi. Sonuna kadar bu bütçeye karşı sessimizi yükselttik. Ama mücadelemiz bitmedi. Emekliyi 80 yaşında tekrar çalışmaya mahkûm ettiler” diye kaydetti.

Tüm Emekliler Sendikası Keçiören Şube Başkanı Sultan Alpınar, açlık sınırının 22 bin, yoksulluk sınırının 68 bin lirayı aştığını, ev kirasının 25 bin lira olduğunu söyledi. Emeklilere verilen 12 bin 500 TL’lik maaşa tepki gösteren Sultan Alpınar, emeklilerin açlık ve yoksulluk savaşı verdiğini kaydetti.

Sultan Alpınar, “Çarşıda, pazarda ve markette zamlar yağmur gibi yağıyor. Emekli maaşı kiraya yetmiyor, elektrik ve doğalgaz faturaları ödenemiyor. Emeklinin mutfağı alev alev yanıyor” dedi.

Sultan Alpınar, şunları söyledi: “Emeklilere ve emekçilerin hayatlarını ve umutlarını çalanlara karşı gücümüzü gösterelim. Bu soğuk kış günlerinde açlık sınırında yaşayan milyonlarca emekli ve emekçinin karnının doyması, evinin ısınması ve aşının kaynaması için insanca yaşanabilecek maaşı siz vermiyorsanız, biz alacağız demenin şimdi tam zamanıdır.”

Paylaşın

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’dan “Asgari Ücret” Açıklaması: 29 Bin 583 Lira

2025 yılı asgari ücret beklentilerini açıklayan Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Asgari ücretli işçiler olarak önerimiz yüzde 45 enflasyon üzerine refah payı ile zam yapılmasını istiyoruz. Yüzde 20 refah payı ile 29 bin 583 TL olmasını istiyoruz” dedi.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Başkanı Ergün Atalay, 2025 yılı asgari ücreti için beklentilerini açıkladı. Atalay, “Asgari ücretli işçiler olarak önerimiz yüzde 45 enflasyon üzerine refah payı ile zam yapılmasını istiyoruz. Yüzde 20 refah payı ile 29 bin 583 TL olmasını istiyoruz. Bunu verirlerse imza atarız. Yoksa atmayız” dedi.

Öte yandan İlki 10 Aralık, ikincisi 16 Aralık’ta toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde 2025 yılında uygulanacak yeni asgari ücreti belirlemek amacıyla bugün üçüncü kez bir araya geldi.

TÜRK-İŞ’ten yapılan yazılı açıklamada, bugün gerçekleştirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu 3’üncü toplantısında 2025 yılı için geçerli olacak asgari ücret konusunda taraflarca herhangi bir rakamın dile getirilmediği belirtildi.

Açıklamada, “Bunun üzerine toplantının ardından TÜRK-İŞ’te bir araya gelen TÜRK-İŞ Asgari Ücret Tespit Komisyonu Üyeleri, işçi kesiminin talep ettiği rakamı belirleyerek TÜRK-İŞ Başkanlar Kuruluna sunmuştur. Kamuoyunun rakamların açıklanması konusundaki beklentileri dikkate alınarak bugün saat 16.00’da TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu salonunda yapılacak basın toplantısında işçi kesiminin talep ettiği rakam kamuoyuyla paylaşılacaktır” denildi.

Toplantı sonrası açıklama yapan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, görüşmede teklifin konuşmadığını söyleyerek dördüncü toplantıya işaret etti: Komisyon toplantısında rakam olarak yine hiçbir şey gündeme gelmedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun üçüncü toplantısına ilişkin açıklama yaptı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarının uzlaşı ve istişare zemininde yürütüldüğünü belirten Işıkhan, “Bugün gerçekleştirdiğimiz 3’üncü toplantıda, işçi ve işveren temsilcilerimiz ile bakanlığımızda bir araya geldik. 2025 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme sürecinde hem çalışanlarımızın refahını artırarak enflasyona ezdirmeyecek hem de işverenlerimizin rekabet gücünü koruyacağız” değerlendirmesinde bulundu.

“Sefalet ücreti istemiyoruz”

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu Asgari Tespit Komisyonu toplantısının yapıldığı Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaptı. Asgari ücret başta olmak üzere bütün ücretlerin hayat pahalılığı karşısında eridiğini ifade eden Çerkezoğlu, “Zengini daha zengin yapan bu düzen değişmeden enflasyon gerçek anlamda düşürülmeden bu masadan çıkacak herhangi bir rakamın işçinin, emekçinin geçim derdini çözemeyeceği çok açık” dedi.

Çerkezoğlu şöyle konuştu: “Herkes asgari yaşasın. Asgari ücretli olsun. İşte bu düzene itiraz etmek için bugün Çalışma Bakanlığı önündeyiz. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Aileleriyle birlikte milyonlarca işçi, emekçi, emekli bu ülkenin tüm değerlerini üretenler geçinemiyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bütün ücretler, her gün hayat pahalılığı karşısında eriyip gidiyor. Her gün alım gücümüz daha fazla düşüyor.

Bugün ne masada konuşulanlar, ne masada ifade edilmeyen rakamlar ne de biz hakemiz söylemiyle sorumluluktan kaçmaya çalışan hiç bir gerçekliği olmayan iktidar tutumları bütün bunlar işçinin, emekçinin karnını doyurmuyor. Bir kez daha Çalışma Bakanlığının önünde altını kalın çizgilerle çizerek söylüyoruz. Geçinemiyoruz, geçinemiyoruz, geçinemiyoruz. Sefalet ücreti istemiyoruz! Sefalet ücreti istemiyoruz! Sefalet ücreti istemiyoruz! Geçinemiyoruz… Geçinemiyoruz… Geçinemiyoruz…”

Asgari ücret konusunda işveren tarafı, 2025 yılında enflasyon oranını azaltmak için asgari ücret rakamında en fazla yüzde 30 artış olması gerektiğini görüşünde. İşçilerse yüzde 50’lik bir artışı dahi yetersiz görüyor. Mevcut tabloda 2024 yılı için asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 20 bin 2 lira 50 kuruş, vergiler ve kesintiler düşürüldüğünde ise 17 bin 2 lira 12 kuruş. İşveren maliyeti ise 23 bin 502 lira 94 kuruş.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yıllık enflasyon Kasım itibariyle yüzde 47’nin üzerinde bulunuyor. Bu da asgari ücretin 11 ayda yüzde 47 eridiği anlamına geliyor. Sene sonu enflasyon beklentisi de son tahminlere göre yüzde 45 civarında. Yeni asgari ücret için konuşulan rakamlar ise 21-24 bin dolayında değişiyor. Bu rakamlar için en az yüzde 25 en fazla yüzde 41 zam yapılması gerekiyor.

Paylaşın

Asgari Ücrette Üçüncü Toplantı: Rakam Yine Gündeme Gelmedi

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılında uygulanacak yeni asgari ücreti belirlemek amacıyla bugün üçüncü kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde toplandı. Toplantıda asgari ücrete yapılacak zam oranı ile ilgili bir rakam gündeme gelmedi.

Haber Merkezi / Toplantı sonrası açıklama yapan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, görüşmede teklifin konuşmadığını söyleyerek dördüncü toplantıya işaret etti: Komisyon toplantısında rakam olarak yine hiçbir şey gündeme gelmedi.

İlki 10 Aralık, ikincisi 16 Aralık’ta toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde 2025 yılında uygulanacak yeni asgari ücreti belirlemek amacıyla bugün üçüncü kez bir araya geldi.

TÜRK-İŞ’ten yapılan yazılı açıklamada, bugün gerçekleştirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu 3’üncü toplantısında 2025 yılı için geçerli olacak asgari ücret konusunda taraflarca herhangi bir rakamın dile getirilmediği belirtildi.

Açıklamada, “Bunun üzerine toplantının ardından TÜRK-İŞ’te bir araya gelen TÜRK-İŞ Asgari Ücret Tespit Komisyonu Üyeleri, işçi kesiminin talep ettiği rakamı belirleyerek TÜRK-İŞ Başkanlar Kuruluna sunmuştur. Kamuoyunun rakamların açıklanması konusundaki beklentileri dikkate alınarak bugün saat 16.00’da TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu salonunda yapılacak basın toplantısında işçi kesiminin talep ettiği rakam kamuoyuyla paylaşılacaktır” denildi.

Toplantı sonrası açıklama yapan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, görüşmede teklifin konuşmadığını söyleyerek dördüncü toplantıya işaret etti: Komisyon toplantısında rakam olarak yine hiçbir şey gündeme gelmedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun üçüncü toplantısına ilişkin açıklama yaptı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarının uzlaşı ve istişare zemininde yürütüldüğünü belirten Işıkhan, “Bugün gerçekleştirdiğimiz 3’üncü toplantıda, işçi ve işveren temsilcilerimiz ile bakanlığımızda bir araya geldik. 2025 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme sürecinde hem çalışanlarımızın refahını artırarak enflasyona ezdirmeyecek hem de işverenlerimizin rekabet gücünü koruyacağız” değerlendirmesinde bulundu.

“Sefalet ücreti istemiyoruz”

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu Asgari Tespit Komisyonu toplantısının yapıldığı Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaptı. Asgari ücret başta olmak üzere bütün ücretlerin hayat pahalılığı karşısında eridiğini ifade eden Çerkezoğlu, “Zengini daha zengin yapan bu düzen değişmeden enflasyon gerçek anlamda düşürülmeden bu masadan çıkacak herhangi bir rakamın işçinin, emekçinin geçim derdini çözemeyeceği çok açık” dedi.

Çerkezoğlu şöyle konuştu: “Herkes asgari yaşasın. Asgari ücretli olsun. İşte bu düzene itiraz etmek için bugün Çalışma Bakanlığı önündeyiz. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Aileleriyle birlikte milyonlarca işçi, emekçi, emekli bu ülkenin tüm değerlerini üretenler geçinemiyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bütün ücretler, her gün hayat pahalılığı karşısında eriyip gidiyor. Her gün alım gücümüz daha fazla düşüyor.

Bugün ne masada konuşulanlar, ne masada ifade edilmeyen rakamlar ne de biz hakemiz söylemiyle sorumluluktan kaçmaya çalışan hiç bir gerçekliği olmayan iktidar tutumları bütün bunlar işçinin, emekçinin karnını doyurmuyor. Bir kez daha Çalışma Bakanlığının önünde altını kalın çizgilerle çizerek söylüyoruz. Geçinemiyoruz, geçinemiyoruz, geçinemiyoruz. Sefalet ücreti istemiyoruz! Sefalet ücreti istemiyoruz! Sefalet ücreti istemiyoruz! Geçinemiyoruz… Geçinemiyoruz… Geçinemiyoruz…”

Asgari ücret konusunda işveren tarafı, 2025 yılında enflasyon oranını azaltmak için asgari ücret rakamında en fazla yüzde 30 artış olması gerektiğini görüşünde. İşçilerse yüzde 50’lik bir artışı dahi yetersiz görüyor. Mevcut tabloda 2024 yılı için asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 20 bin 2 lira 50 kuruş, vergiler ve kesintiler düşürüldüğünde ise 17 bin 2 lira 12 kuruş. İşveren maliyeti ise 23 bin 502 lira 94 kuruş.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yıllık enflasyon Kasım itibariyle yüzde 47’nin üzerinde bulunuyor. Bu da asgari ücretin 11 ayda yüzde 47 eridiği anlamına geliyor. Sene sonu enflasyon beklentisi de son tahminlere göre yüzde 45 civarında. Yeni asgari ücret için konuşulan rakamlar ise 21-24 bin dolayında değişiyor. Bu rakamlar için en az yüzde 25 en fazla yüzde 41 zam yapılması gerekiyor.

Paylaşın

Açlık Sınırı Son 5 Yılda Yüzde 971 Arttı

2019 yılının ocak ayında 6 bin 745 lira olan yoksulluk sınırı 2024 yılının kasım ayında yüzde 975 artarak 72 bin 524 liraya kadar yükseldi. Aynı dönemde açlık sınırı da yüzde 971 artış göstererek bin 957 liradan 20 bin 967 liraya çıktı.

2019 yılında 2020 olarak belirlenen asgari ücret beş yılda yüzde 741 artarak 2024 yılının ocak ayında 17.002 liraya kadar çıktı. Ancak Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) rakamlarına göre, asgari ücretteki artışa karşın yoksulluk sınırı aynı dönemde yüzde 975 yükseldi.

2024 yılının sonlarına gelirken bir yandan yeni yılda asgari ücretin ne kadar olacağı tartışmaları devam ediyor. 2025 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Asgari Ücret Tespit Komisyonu 16 Aralık Pazartesi günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde ikinci kez toplandı.

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan komisyonda, işveren heyetini Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi heyetini ise Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsil ediyor.

Şu ana kadar müzakere masasının taraflarından asgari ücret için bir rakam telaffuz edilmezken, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar pazartesi yapılan ikinci toplantı sonrasında, “Üçüncü görüşmenin ardından rakamın netleşeceğini düşünüyoruz,” dedi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu üçüncü toplantısının net tarihi henüz bilinmezken görüşmenin önümüzdeki hafta gerçekleşmesi bekleniyor.

2024 Ocak ayından itibaren geçerli olan net asgari ücret 17.002 TL olarak belirlenmiş, 2024 Temmuz ayında ise yaklaşık 7 milyonu asgari ücretle çalışan olmak üzere kayıtlı 15 milyon ücretle çalışanı ilgilendiren asgari ücret, geçtiğimiz yıllarda yapılanın aksine ve beklentilere rağmen hükümetin “sıkı para politikaları” uygulamaları nedeniyle arttırılmamıştı.

DİSK-AR’ın raporuna göre, asgari ücret civarında ücret alanlar da dahil edildiğinde (asgari ücretin altı ve yüzde 10 fazlasında yani asgari ücret komşuluğunda bulunanlar) 8,5 milyon işçi, asgari ücret civarı ve altında ücretle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Başka bir deyişle 2023 yılı itibarıyla tüm özel sektör işçilerinin yüzde 48,9’u asgari ücret komşuluğunda ücretlerle çalışıyor.

Raporda, ücretle çalışanların 7,5 milyonunun (yüzde 43,6) asgari ücret ve altında ücretle çalıştığı belirtiliyor. Asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında çalışan tüm özel sektör emekçilerinin yüzde 47,8’ini (8,3 milyon) oluşturduğu ifade ediliyor.

Türkiye’de 11,5 milyon işçinin (yüzde 66,1) asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret ile çalıştığının belirtildiği raporda, 14,5 milyon işçinin (yüzde 80,1) ise en fazla asgari ücretin yüzde 50 fazlası ücrete çalıştığı kaydediliyor.

Avrupa İstatistik Ofisi’ne (Eurostat) göre Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip beşinci ülke konumunda bulunuyor. Verilerini brüt asgari ücretler üzerinden hesaplayan Eurostat’a göre, Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler arasında dört ülke bulunuyor; Sırbistan (544 euro), Karadağ (532 euro), Bulgaristan (477 euro) ve Arnavutluk (398 euro).

Türkiye’nin brüt asgari ücreti Eurostat’ın Temmuz ayı raporunda 568 euro olarak belirtiliyor. Ancak Aralık ayındaki 36 TL civarında olan euro kuruna göre, 20.002 TL brüt asgari ücret 544 euro, 17.002 TL net asgari ücret ise yaklaşık 462 euro.

Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Profesörü ve DİSK-AR araştırmacısı Prof. Dr. Aziz Çelik Euronews Türkçe’ye verdiği demeçte, “Ülkenin büyümesindeki paydan asgari ücrete bir şey eklenmiyor. Sadece enflasyonu baz alarak asgari ücretin artırılması doğru değil” ifadelerini kullandı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK-AR) 2025 yılına yönelik hazırladığı Asgari Ücret Araştırması raporuna göre, 2024 yılında asgari ücretlinin alım gücü kaybı 54.712 TL olarak hesaplandı.

DİSK-AR’ın hazırladığı raporun yazarlarından biri olan Prof. Dr. Aziz Çelik “Tek başına enflasyon asgari ücret için bir ölçüt olamaz,” diyerek asgari ücretin doğru hesaplamalardan geçmediğini belirtiyor.

“Birincisi enflasyonun ölçümünde sıkıntılar var. İkincisi, TÜİK ortalama bir enflasyon ölçüyor. Yani doğru olsa bile bir ücretli enflasyonu ölçmüyor. Üçüncü faktör ise büyümenin hesaba katılmaması. Enflasyon doğru ölçülse bile reel olarak ücretleri korur ancak büyümeden pay alınamadığı için asgari ücretin payını düşürür.”

Asgari ücretin hesaplanmasında dikkat edilmesi gereken faktörleri dile getiren Çelik, “Geçim şartlarının esas alınması gerekiyor. Bir işçinin ve bakmakla yükümlü olduğu hanenin geçim şartları nasıl sağlandığına bakılması gerekli. İkincisi de kişi başı milli gelir artışıyla asgari ücretin ilişkilendirilmesi lazım,” değerlendirmesini yaptı.

GSYH’nin ülkedeki büyümeyi, toplam verimlilik artışını, zenginleşmeyi ifade ettiğine değinen Çelik, “Burada hakkaniyetli olan kişi başına düşen milli gelire paralel bir artış olmasıdır,” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın yayınladığı rakamlara göre, 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5,6, ikinci çeyrekte, yüzde 2,4, üçüncü çeyrekte yüzde 2,1 büyüme yaşandı. Kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ise 2023 yılında yüzde 4,5 artış gösterdi ve cari fiyatlarla kişi başına düşen milli gelir 307.952 TL (13.110 dolar) olarak hesaplandı.

“Asgari ücretteki artış fiyat istikrarını bozmuyor”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ağustos 2024’te yaptığı bir açıklamada “Fiyat istikrarını sağlayacak, daha önce yaptığımız gibi ilan ettiğimiz takvim çerçevesinde enflasyonu tek haneli oranlara tekrar çekeceğiz” diyerek fiyat istikrarına vurgu yapmıştı.

Eylül ayında hükümetin ekonomiyi düzeltme çabaları kapsamında 2025-2027 dönemine dair 3 yıllık yol haritasını sunan Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, OVP ile ilgili olarak “Programımızın temel amacı enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi” demişti. Geçtiğimiz hafta ise katıldığı bir panelde konuşan Yılmaz “Nihai hedefimiz, elbette dezenflasyondan sonra üçüncü aşama, o da fiyat istikrarı aşaması” ifadeleriyle “fiyat istikrarına” dikkat çekmişti.

Prof. Dr. Aziz Çelik ise asgari ücretteki artışın fiyat istikrarını olumsuz etkilemediğini savunuyor: “Asgari ücret artışı fiyatı istikrarını bozan bir unsur değil. Yüksek enflasyonun sebebinin ücret artışları olmadığı konusunda bilim dünyasında çok geniş bir mutabakat var. Ücret artışlarının enflasyonu yükselttiğine ya da tetiklediğine dair bir şey yok. Fakat hükümetin ekonomi politikası buna dayalı. Yani sıkı para politikası. Alım gücünün kısılması ve talebin düşürülmesine dayalı bir enflasyonla mücadele perspektifleri var. Bu perspektif de ücretlerin baskılanmasını beraberinde getiriyor.”

Enflasyondaki artışın, ücretlerin artmasından kaynaklanmadığı değerlendirmesini yapan Çelik, “Hükümet, asgari ücreti hesaplarken bunu esas alacak ama bu doğru bir yaklaşım değil. Bu enflasyonun yükünü çalışanlara yıkmak anlamına gelecektir,” diye konuştu.

Ülkede artan yoksulluk sınırına dikkat çeken Prof. Dr. Aziz Çelik, uluslararası standartları işaret etti. Türkiye’de asgari ücretin sadece bir işçinin geçimini baz alarak hesaplanmasının doğru olmadığını belirten Çelik, küresel standartlara göre ailenin de hesaba katılması gerektiğini ifade etti.

Ancak Türkiye’nin mevcut ölçütlerini kabul edildiği durumda bile, tek bir işçinin yaşam maliyetinin Kasım ayı itibarıyla 26.000 liraya ulaştığını ve asgari ücretin altında kaldığını vurguladı. Çelik, yaşam maliyetinin önümüzdeki yılın ortasında 30.000 lirayı rahatlıkla aşacağını belirterek, asgari ücretin bu seviyenin üzerinde olması gerektiğini ifade etti.

Açlık sınırı için dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcamasının esas alındığını, yoksulluk sınırının ise bir haneye giren asgari rakamı ortaya koyduğunu hatırlatan Çelik bu ölçütlerin asgari ücretin tespitinde rol oynaması gerektiğini vurguladı:

“Geçinme maliyeti ölçütleri dikkate alınarak asgari ücret belirlenmeli. Yoksulluk sınırının yarısı ya da bir işçinin yaşam maliyeti ortalama aynı rakama tekabül ediyor. Bu da olması gereken en düşük miktarı 30.000 liranın üstüne çıkarıyor.”

Türkiye’de asgari ücretin işverene maliyetleri artırdığı, istihdam kaybına neden olduğu ve enflasyon artışını tetiklediğini iddialarına ilişkin olarak ise Çelik, özellikle 2016 yılında asgari ücrete yapılan yüzde 30 oranındaki zammı ve o dönemde enflasyonun yüzde 8,5 civarında olduğunu ve enflasyonun büyük bir artış göstermediğini belirtti.

Çelik, 2015 yılının sonunda 1.000 TL olan asgari ücretin, 2016 yılında yüzde 30 arttırılarak net 1.300 TL’ye çıkarılmasını hatırlatarak, “O dönemde enflasyonun çok üzerinde bir asgari ücret zammı yapılmıştı. Enflasyon 2015’te yıllık bazda 8,5 civarındaydı. Ve yüzde 30 zamma rağmen enflasyon büyük oranda yükselmemişti,” değerlendirmesini yaptı.

O dönemdeki artışa rağmen enflasyon oranında ya da işsizlik oranında kayda değer bir artış yaşanmadığını belirten Çelik, “Ücret artışlarının enflasyon ya da istihdam kaybına yol açtığı iddiası Türkiye’de verilerle kanıtlanmış değil” dedi. Asgari ücret artışlarının son 20 yılda enflasyon üzerinde gerçekleştiğini belirten Çelik, buna rağmen asgari ücretin yaşanabilir bir seviyeye ulaşmadığının altını çizdi.

Asgari ücretin Türkiye’de ortalama ücrete dönüşmesinin büyük bir sorun teşkil ettiğini de değinen Prof. Dr. Çelik, büyük ölçekli işletmelerin asgari ücret maliyetlerini kolaylıkla karşılayabileceğini ancak küçük ölçekli işletmelerin bu maliyeti karşılamakta zorlandığını ifade etti.

Çelik, çözüm olarak hükümetin küçük işletmeler için özel teşvik mekanizmalarını devreye sokması gerektiğini belirtti. Büyük şirketlerin mevcut koşullarda daha yüksek ücretleri dahi karşılayabileceğini vurgulayan Çelik, “Şu anda tüm işverenlere uygulanan 5 puanlık sigorta teşviği, yalnızca küçük ve orta ölçekli işletmelere uygulanabilir,” yorumunu yaptı.

Asgari ücretin yaygın bir ücret haline gelmesinin büyük şirketlerin toplam maliyetlerini düşürdüğünü belirten Çelik, asgari ücret sorununa uzun vadeli ve yapısal bir çözüm olarak Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamalara dikkat çekti. Avrupa’da yaygın olan toplu iş sözleşmelerinin hükümet tarafından sendikasız iş yerlerine teşmil edilmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye’de de mevcut yasal çerçevede bu mekanizmanın bulunduğunu ancak kullanılmadığını ifade eden Çelik, bu yöntemin ücret farklılaşmasını sağlayarak asgari ücretin ortalama ücret olmaktan çıkarılabileceğini savundu: “Büyük şirketler için asgari ücret maliyetleri bir sorun teşkil etmezken, küçük işletmelere sağlanacak teşvikler ve toplu iş sözleşmelerinin yaygınlaştırılması çözüm için kritik öneme sahip.”

Paylaşın

Asgari Ücrette İkinci Toplantı: Yine Rakam Konuşulmadı

“Asgari Ücret Tespit Komisyonu” toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, “Sürecin uzayacağını zannetmiyorum, üçüncü toplantıda biteceğini düşünüyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Toplantıdan önce de bu rakamın belirlenmesini istiyoruz. Biz para veren değil isteyen tarafız ve rakam söylersek altında kalabiliriz. Günün şartlarına göre milyonlarca asgari ücretlinin insanca yaşayabileceği bir rakam istiyoruz. İktidar neden rakam söylemiyor onun takip edilmesini istiyoruz.”

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında bugün ikinci toplantısını yaptı. 50 dakika süren toplantının ardından açıklamada bulunan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, şu ifadeleri kullandı:

“Komisyon olarak, insanların enflasyonu, mutfağını, çocuklarını, ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyledik. Hiçbir yaptırım gücümüz olmadığını söyledik. Kamouyunda tartışılması için rakam istedik ancak rakam açıklanmadı. ‘TİS’te rakam getiriyorsunuz zaten’ dediler. Elbette getiriyoruz çünkü TİS pazarlık ve müzakere masası. Asgari ücret pazarlık masası değil. TİS görüşmeleri aylarca sürer.

Sayın Hazine ve Maliye Bakanı, ‘Kötü günler geride kaldı’ diyor. O zaman gelecek güzel günlerden asgari ücretli vatandaşlarımız da faydalansın. Önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığı üçüncü görüşme için tarih bildirecek. Henüz belli değil.

İşçilerimiz, resmî komisyon üyelerimiz, birinci toplantıda da nasıl geçinemediklerini anlattılar. Görüşlerini bildirdiler. Benim söylediklerim de arkadaşlarımızı görüşleri. Arkadaşlarımız bize yazılı olarak da asgari ücret taleplerini iletecekler.

Sürecin uzayacağını zannetmiyorum, üçüncü toplantıda biteceğini düşünüyorum. Toplantıdan önce de bu rakamın belirlenmesini istiyoruz. Biz para veren değil isteyen tarafız ve rakam söylersek altında kalabiliriz. Günün şartlarına göre milyonlarca asgari ücretlinin insanca yaşayabileceği bir rakam istiyoruz. İktidar neden rakam söylemiyor onun takip edilmesini istiyoruz.”

Komisyon kaç kişiden oluşuyor, işlevi ne?

Asgari ücret; işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan bir komisyon tarafından belirleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, oy çokluğuyla asgari ücret miktarına karar veriyor.

On beş kişilik komisyonda işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsil ediyor.

SGK verilerine göre, asgari ücretle asgari ücretin iki katı arasında ücretle çalışanların sayısı ise 13 milyona ulaşıyor. Asgari ücret ayrıca; kıdem tazminatı, işsizlik maaşı, GSS primleri, askerlik ve doğum borçlanması, isteğe bağlı sigorta primleri ve rapor ücretleri gibi birçok başka kalemi de ilgilendiriyor. Bu yönleriyle asgari ücretin artık toplumun tamamını etkilediği vurgulanıyor.

TÜRK-İŞ’in masadaki beş temsilcisinden dördünü işçiler oluşturdu. Ramazan Ağar başkanlığındaki heyette bu yıl aşçı, kuaför, taşeron işçi ve basın mensupları bulundu.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkilileri ve ekonomi yönetimi, asgari ücretin enflasyona ezdirilmeyeceğini söylüyor. TÜRK-İŞ ise resmî enflasyon oranı ve çevresinde süren tartışmaların “anlamsız” olduğu yorumunu yapıyor.

3 Aralık’ta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay ise “Ne gerçekleşen enflasyon ne gelecek enflasyon… Bunların hiçbirini kabul etmiyoruz” dedi. Atalay, asgari ücretin seviyesine yönelik bir açıklama olmayacağını, işveren ve hükümetin teklifini görmeden bir değerlendirme yapmayacaklarını söyledi.

DİSK Araştırma Merkezi’nin 2025 raporuna göre, asgari ücretin büyümeden aldığı pay giderek düşüyor. Rapora göre, 1974’te kişi başına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 80,6’sı düzeyinde olan asgari ücret, 2024 yılında kişi başına gelirin yüzde 46,5’ine düştü.

Hem hükümet temsilcileri hem de işveren ve işçi sendikaları şu ana dek net bir zam oranı söylemekten kaçındı. Ancak geçtiğimiz günlerde basına yansıyan çeşitli kulis haberlerinde, işveren temsilcilerinin “ortalama enflasyon” önerisiyle masaya oturacağı iddia edildi.

Basında yer alan tahminlere göre 2024 enflasyonu ile 2025 yılı için öngörülen enflasyon oranlarının ortalaması dikkate alınarak, yüzde 44 ile yüzde 21 ortalamasında, yani yüzde 32,5’lik zam teklif edilecek.

DİSK-AR Asgari Ücret Araştırması 2025 raporuna göre, asgari ücretin Temmuz 2024’te yeniden artırılmaması nedeniyle asgari ücretin alım gücü, enflasyon karşısında ciddi biçimde eridi. Hesaplamalara göre 2024 yılında asgari ücretlinin alım gücü kaybı 55 bin TL’ye yakın oldu.

TÜRK-İŞ’in hesaplamasına göre, dört kişilik bir ailenin aylık en düşük gıda harcamasını belirleyen açlık sınırı 20 bin 562 lira oldu. Gıda ile birlikte tüm temel ihtiyaçların dahil edildiği yoksulluk sınırı ise 66 bin 976 liraya yükseldi.

Paylaşın

TÜİK’e Göre Ücretli Çalışan Sayısı Yüzde 2,5 Arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,5 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 448 bin 458 kişi iken, ekim ayında 15 milyon 837 bin 471 kişi oldu.

Haber Merkezi / Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Ekim ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,1 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 6,3 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,9 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı ekim ayında bir önceki aya göre aynı kaldı. Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Ekim ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,3 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,6 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ücretli Çalışan İstatistikleri Ekim 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,5 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 448 bin 458 kişi iken, ekim ayında 15 milyon 837 bin 471 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Ekim ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,1 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 6,3 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,9 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı ekim ayında bir önceki aya göre aynı kaldı. Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Ekim ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,3 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,6 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

Paylaşın