Burdur: Kuruçay Höyüğü
Kuruçay Höyüğü; Burdur’ın Merkez İlçesi Kuruçay Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İl Merkezi’ne 15 km. mesafedeki Kuruçay Höyüğü’ne şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.
Kuruçay’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Eski Önasya Dilleri ve Kültürleri Bölümü’nden, Prof. Dr. R. Duru başkanlığında ve Prof. Dr. G. Umurtak’ın yer aldığı bir kurul tarafından 1978 / 88 arasında kapsamlı kazı çalışmaları yapılmıştır. Doğal bir tepe üzerine oturmuş, yaklaşık 120 m. çapında ve birikim konisi 8 m. yükseklikte olan höyükte, ana toprak üzerinde MÖ 6500’ler civarından başlayarak MÖ 2300 dolaylarına kadar olan süre içinde, aralarında uzunca zaman aralıkları olan 13 yerleşme katı / dönemi saptanmıştır.
Kuruçay’ın en erken yerleşme evresi olarak tanımlanan 13. Yapı Katına ait 1 m. kalınlığında birikim içinde çanak çömlek, taş ve kemik iğne – delgi gibi bulgular ele geçmekle birlikte mimari kalıntıya rastlanmamıştır. Höyükte devamlı yerleşim süreci, Neolitik’e tarihlenen 12. Yapı Katında başlamış ve bu dönemin son evresine kadar devam etmiştir. Bu oldukça uzun süre içinde çok gelişmiş, ‘Kale’ niteliğinde bir yerleşim birimi oluşmuş (Resim 4, 5), çömlekçilikte de çok önemli gelişmelerin olduğu gözlenmiştir. Bu süreç, Hacılarda yukarıda söz edilen çağdaş yerleşmelerle çok yakın benzerlikler sergilemektedir.
Neolitik’i izleyen son yerleşim evresi olan Kuruçay 7. Katta çok kapsamlı değişiklikler ortaya çıkmıştır. Erken Kalkolitik olarak isimlendirilen bu yeni dönemde komşu Hacıların son dönem yerleşmesindeki mimari özelliklere sahip bir topluluğun Kuruçay’da da egemen olduğu anlaşılmaktadır. Kuruçay’ın kaderi de Hacılar gibi olmuş, büyük bir yangın sonucu yıkılıp (Olasılıkla Hacılar I’i yıkan olay), en eski yerleşmelerden bu yana süregelen Neolitik – Erken Kalkolitik süreç ortadan kalkmıştır.
Kuruçay’da hemen yukarıda sözü edilen yıkımdan sonra höyük terk edilmiş, uzun yüz yıllar burada herhangi bir yerleşme olmamıştır. Bu süre geçtikten sonra –yaklaşık MÖ 3600’lerde- höyükte tekrar yerleşilmiş ve yeni bir kültürel süreç başlamıştır. Geç Kalkolitik olarak tanımlanan bu yeni dönemin halkı, yörenin Hacılar ve Kuruçay’ın Neolitik – Erken Kalkolitik halklarından tamamen farklıdır. Yerleşme büyükçe bir kasaba niteliği kazanmış, etrafı kalın duvarlar ve yerleşmenin dış çizgisine yerleştirilmiş evlerin sağır arka duvarları bir sur gibi kullanılarak, yerleşme savunulmaya çalışılmıştır.
Kasabanın orta kısımlarında buranın ‘Bey’i ve yerleşmenin ‘Tapınağı’ yer almıştır. Mimarlıktaki değişime paralel olarak Geç Kalkolitikte yep yeni yapım teknikleri ve kap formları ortaya çıkmıştır. Kuruçay’ın son olarak MÖ 2900 / 2300 yılları arasına tarihlenen dönemde (İlk Tunç Çağı II), tekrar iskân edildiği anlaşılmaktadır. İki ayrı yerleşme katı halindeki bu son kültür evresi, göreceli olarak daha fakir denebilecek yerleşmelere sahne olmuştur. Höyükte bu tarihten sonra bir daha yerleşilmemiştir.