Borçların Faiz Yükü 7,3 Trilyon Liraya Yükseldi

İktidarın uyguladığı ekonomi politikaları ile ilgili yazılı açıklama yapan CHP Milletvekili Aşkın Genç, “Eylül ayında Türkiye’nin borç stoku, sadece bir ayda 310 milyar lira artarak 8 trilyon 649 milyar liraya ulaştı” dedi ve ekledi:

“Bu borçların faiz yükü ise 7 trilyon 395 milyar liraya çıkmış durumda. Hükümet, her yıl daha yüksek faizlerle borçlanıyor. Bugün her 100 liralık verginin 17 lirası faize gidiyor. AKP’nin ekonomi yönetimindeki çöküşü, halkın omuzlarına yüklenen bu devasa borç yükü ile gözler önüne seriliyor.”

Aşkın Genç, açıklamasının devamında, Türkiye’nin yüzde 50 faiz oranı ile dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkelerden biri haline geldiğini belirterek. “Toplanan vergiler, halkın refahını artırmak yerine, popülist harcamalar ve müteahhitlerin cebine gitmektedir. Türkiye, yüzde 50’ye varan faiz oranlarıyla dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkelerden biri haline gelmiştir. Bu tablo, ekonomimizin nasıl iflas noktasına getirildiğini, halkın çıkarlarının nasıl göz ardı edildiğini açıkça ortaya koyuyor. AKP, halkın emeğiyle kazanılan vergileri, yandaşlarına kaynak aktarma aracı olarak kullanıyor” ifadelerini kullandı.

Yaşanan ekonomik kriz her geçen gün daha da derinleşirken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, iktidarın uyguladığı ekonomi politikaları ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Genç’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Eylül ayında Türkiye’nin borç stoku, sadece bir ayda 310 milyar lira artarak 8 trilyon 649 milyar liraya ulaştı. Bu borçların faiz yükü ise 7 trilyon 395 milyar liraya çıkmış durumda. Hükümet, her yıl daha yüksek faizlerle borçlanıyor. Bugün her 100 liralık verginin 17 lirası faize gidiyor. AKP’nin ekonomi yönetimindeki çöküşü, halkın omuzlarına yüklenen bu devasa borç yükü ile gözler önüne seriliyor.

İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı ekim ayında yüzde 75,2’ye geriledi. Bu oran, ekonomimizin ne denli kırılgan bir durumda olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Yılın son çeyreğinde ekonomik daralmanın daha da derinleşmesi beklenirken, hükümetin üretimi ve yatırımları teşvik etmek yerine kısa vadeli çözümlerle durumu idare etmeye çalışması kabul edilemez. Bu politika, yalnızca ekonomiyi değil, ülkemizin geleceğini de riske atmaktadır.

AKP’nin yıllardır uyguladığı yanlış ekonomik politikalar, halkı yüksek enflasyon, daralan kredi hacmi ve sürekli artan fiyatlarla baş başa bırakmıştır. Vatandaşlar, geçim sıkıntısı içinde borç batağına sürüklenmiş durumda. Ekim ayı itibariyle bankalardaki batık krediler 761 milyon artarak 266 milyara yükseldi. Bankaların batık kredi oranlarındaki artış, ekonomideki çöküşün en somut göstergelerinden biri. Bu durum, hükümetin ekonomi yönetimindeki başarısızlığını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Toplanan vergiler, halkın refahını artırmak yerine, popülist harcamalar ve müteahhitlerin cebine gitmektedir. Türkiye, yüzde 50’ye varan faiz oranlarıyla dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkelerden biri haline gelmiştir. Bu tablo, ekonomimizin nasıl iflas noktasına getirildiğini, halkın çıkarlarının nasıl göz ardı edildiğini açıkça ortaya koyuyor. AKP, halkın emeğiyle kazanılan vergileri, yandaşlarına kaynak aktarma aracı olarak kullanıyor.

Artık apaçık ortada, AKP hükümeti ekonomi yönetiminde sınıfta kalmıştır. Türkiye’nin kalkınması ve halkın refahı için sürdürülebilir ve uzun vadeli ekonomik politikalara acilen ihtiyaç vardır. Kaynakları doğru ve verimli kullanan, halkın ihtiyaçlarına öncelik veren, spekülasyona ve popülizme dayanmayan bir yönetim anlayışı şarttır.

Türkiye, ancak bu şekilde ekonomik refahı yeniden sağlayabilir ve halkın çıkarlarını koruyabilir. CHP olarak, halkın çıkarlarını koruyan, şeffaf ve sürdürülebilir ekonomik politikalarla Türkiye’yi hak ettiği refah seviyesine taşımaya kararlıyız. Ülkemizin ekonomik bağımsızlığını geri kazanmak ve her vatandaşın hak ettiği adil bir yaşam standardını sağlamak için mücadelemize devam edeceğiz.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir