Hakkari, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Emir Şaban Camii; Hakkari’nin Çukurca İlçe merkezindedir. 2011 yılında yapılan tadilat ve onarımlardan sonraki şekliyle günümüze intikal etmiştir.
Cami, medrese üniteleri ile birlikte bir kompleks yapı oluşturmaktadır. 22.70 m x 19.50 m dış ölçülere sahip, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Enine uzanan dön sahhından meydana gelen yapının kuzey doğusuna bir gasil hane yerleştirilmiş- tir. Ayrıca kuzeyden birinci sahnın batı tarafı iki katlı düzenlenerek alt kat odunluk olarak kullanılmaktadır.
Kuzeyden birinci sahhın ortaya yakın bir yerden ikiye bölünmüştür. Doğu tarafı, l0.30 m x 3. 50 m ölçülerinde enine dikdörtgen planlıdır. Üzeri aynı yönde beşik tonozla örtülmüştür. Kuzey duvarındaki eşit aralıklı dört adet sivri kemerli açıklıkla giriş sağlanmaktadır. Bunun batı tarafı iki katlıdır. Üst kat 4 basamaklı ahşap merdivenle çıkılmakta; kuzeye kaldırılmış dikdörtgen açıklıklı bir kapı ile içerisine girilmektedir. İçerisi 6.40 m x 3. 50 m ölçülerinde dikdörtgen planlı ve beşik tonoz örtülüdür. Güney duvarı ortasına yarım daire planlı bir mihrap nişi ile batı duvarına dikdörtgen iki pencere açılmıştır. Alt kat batı taraftan dışa açılan bir kapıyla girilmekte, aynı büyüklükte olup, günümüzde odunluktur. Bunun üzeri ahşap hatıllarla kapatılmıştır.
Bu sahnın birinci bölümünden güney batı köşedeki sivri kemerli açıklıkla ikinci sahhına geçilmektedir. Burası da ikiye bölünmüş; iki bölüm birbirine I.60 m genişliğinde sivri kemerli bir açıklıkla bağlanmıştır. Doğusu 6.70 m x 4.80 m ölçülerinde, üzeri beşik tonoz örtülü dikdörtgen bir mekândır. Kuzey duvarına iki dolap nişi açılmıştır. Doğu duvarında güneye kaydırılmış bir mazgal pencere yer almaktadır. Batı tarafı sonradan yükseltilmiş, arada bir hol gibi geçit bırakılarak ahşap doğramayla kapatılmıştır. Boylu boyunca 9.60 m x 4.90 m ölçülerindedir. Üzeri doğu batı doğrultusunda beşik tonozla örtülüdür. Batı duvarına sivri kemerli iki pencere açılmıştır.
Buradan yine ikiye bölünmüş üçüncü sahhına sivri kemerli bir açıklıkla geçilmektedir. Bunun birinci bölümü 11.00 m x 4.40 m ölçülerinde, enlemesine beşik tonozla örtülüdür. Duvarları belirli bir yüksekliğe kadar Kü- tahya çinileri ile kaplanmıştır. Geriye kalan kısımlar sıvalı ve boyalıdır. Doğusundaki ikinci mekân.5.30 m x 4.00 m ölçülerinde dikdörtgen planlıdır. Aslında buraya sivri kemerli bir açıklıkla geçilmekte iken, sonradan bu açıklık genişletilerek dikdörtgen hale dönüştürülmüştür. Yanlarda 0.30 m, doğuda 2.10 m genişliğinde ve 1.00 m yüksekliğinde bir seki vardır. Güney duvarının doğu köşesine bir dolap nişi yerleştirilmiştir. Üzeri beşik tonoz örtülüdür.
Sivri kemerli ve I.20 m genişliğinde bir açıklıkla geçilen dördüncü sahhın enlemesine boydan boya uzanmaktadır. 17.40 m uzunluğunda, batısı 4.30 m, doğusu ise, 4.40 m genişliğindedir. Doğu tarafı sivri kemerli açıklığın hemen yanından kademelenme ile genişlemektedir. Üzeri, beşik tonoz örtülüdür. Duvarları ve mihrabı Kütahya çinileri ile kaplanmıştır. Asıl mihrap yerine, çini kaplı kütlesel bir mihrap yerleştirilmiştir. Batı duvarındaki pencere sonradan genişletilmiş ve dikdörtgen açıklıklı hale getirilmiştir. Kıble duvarına da mihrabın iki yanında sivri kemerli birer pencere açılmıştır.
Caminin dış beden duvarları doğu cephe duvarı hariç tamamıyla sıvanmıştır. Günümüz- de bu sıvalar maviye boyanmıştır. Üzeri sonra- dan saçla kaplı bir çatıyla örtülmüştür. Orijinal hali moloz taş örgülü duvarlar ve düz toprak dam şeklinde iken iki üç yıl önce yanındaki yeni caminin ihtiyacı karşılamaması üzerine elden geçirilip bugünkü duruma getirilmiştir.
Camide tarihlendirmeye yarayacak herhangi bir yazıt ve belgeye rastlanmamıştır. Bu nedenle kesin tarihi belli değildir. Büyük ihtimalle 18. Yy.’dan sonra yapılmış olmalıdır. Camiye adını veren Emir Şaban kimliği de bilinmemektedir. Doğu taraftaki mezarlığa yakın tarihte adına bir türbe yapılmıştır.
Hakkari’nin Kısa Tarihi
Hakkari ismi aslında doğuda Elbak, kuzeyde Westan-Miks, güneyde Amediye ve batıda da Hezil Çayı’yla sınırlı olan bölgenin adıdır. Colemerg de bölge merkezinin adıdır. Tarihi geçmişi ve kültürel mirasıyla farklı bir çehreye sahip olan Hakkari – Colemerg bu zengin yapısıyla bölgenin en eski illerindendir. Bu köklü ve kadim kent aynı zamanda tarihin evrelerinden günümüze kadar birçok ulus ve halk topluluklarının ilk yerleşim yeri olmuştur.
Tarih boyunca kendi iradesini hiçe sayan güçlere karşı dimdik ayakta kalarak mücadele eden, Makendonyalı İskender gibi dünyaya hükmeden otoritelere geçit vermeyen Colemerg, aynı zamanda bir insanlık mücadelesinin yürütüldüğü merkezlerden biri olmuştur. 1960´lı yıllarda yapılan araştırmalarda M.Ö 100.000´li yıllardan M.Ö. 7000´li yıllara kadar devam eden insan yaşamına dair kalıntılara rastlanmıştır.
M.Ö. 7000´li yıllardan itibaren de neolitik yaşamın başladığı ve kesintisiz olmasa da geçmiş dönemlere dair birçok kalıntı hala varlığını sürdürmektedir. Tarihi mirasıyla beraber kültürel miras yönüyle de çok derin ve detaylı bir geçmişe sahiptir. Kendine özgü bir giyim-kuşam ve sözlü edebiyata sahip olan Hakkari yazılı kürtçe edebiyatına önemli isimler de kazandırmıştır. Klasik Kürtçe edebiyatının temel direkleri olan Eli Heriri, Ehmede Xani, Melaye Bateyi ve Pertew Bege Hekari gibi önemli şahsiyetleri bağrından çıkardığı gibi Modern Kürtçe Edebiyatı´na da yeni isimlerle güç vermeye devam etmektedir. Colemerg doğası ve yüksek dağlarıyla Türkiye coğrafyasının en ünlü yerlerinden bir tanesidir.
Hakkari, Türkiye coğrafyasının illerinden olup bugünkü sınırları itibariyle kuzeyde Van, güneyde Musul, doğuda Urmiye, batıda Şırnak ile komşudur. Tarihi geçmişi en eski olan illerden biridir. Hakkari yöresi tarihin ilk dönemlerinden bu yana birçok medeniyete ve millete yerleşim yeri olmuştur. Bölgede prehistorik dönemlerde bazı yerleşmeler olduğu il sınırları içinde değişik yerlerde bulunan kaya resimlerinden anlaşılmaktadır. Kaya resimleri M.Ö. 7000´li yıllara aittir. Bu resimlerin önemli bir kısmı 2600m yükseklikteki Geverok vadisinde yer almaktadır.
Bunların çoğu yöredeki bir tür dağ keçisini belirtmektedir. İlkel ve simgesel olan av tuzakları ile hayvanlara sopalarla saldıran insan resimleri de vardır. Bir başka kaya resimleri kümesi de Şiye Hendeveda tepesinin eteklerinde ortaya çıkarılmıştır. Kayalar üzerindeki çok sayıdaki resim kompozisyonu yöre halkının yerleşik hayata geçtiğini, avcılığın yanı sıra hayvancılık ve tarımla uğraştığını ortaya koymaktadır. İÖ.7000´den bu yana sürekli bir yerleşme yeri olan Hakkari yöresinin adına ilişkin ilk bilgilere, X.yy Arap tarih ve coğrafya kaynaklarında rastlanmaktadır.
Ünlü Arap tarihçisi İbni Havsal, Hakkari isminin Akar – Akariden geldiğini söylemiştir. Araştırmacı Yazar İhsan Colemergi ise Hakkari isminin Her – Kariyan Hakkari yani Her-kariyan (Güçlü, savaşçı, edebilen) anlamına gelen ve o coğrafyada yaşayan boyların adıdır. Hakkari’yi de içine lan Kürtlerin yüksek yaylalarında yaşayan insan topluluklarına ait ilk yazılı bilgiler M.Ö. 13 yüzyıldan başlayarak Asur yazıtlarından elde edilmiştir.
Hakkari yöresinde günümüze kadar pek çok krallık hüküm sürdüğü görülmektedir. Hakkâri ilinin asıl ismi Colemerg’tir. Ermeniler buna İlmar, Süryaniler Gülarmak, Memluklar ise Colemerg adını vermişlerdir. Yörede Urartular, Medler, Akadlar, Asurlular, Persler, Makedonyalı İskender, İskender´in komutanlarından Selevkos´un yönetimindeki Selökidler, Sasaniler, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar, Safeviler belirli aralıklarla hüküm sürmüşlerdir.
Cumhuriyet tarihinde ilk başlarda il kategorisine bile alınmayan Hakkari, 1926´da il olur. Sonra 1932´de lağvedilir ve Van iline bağlanır. 1936´da bu karar değiştirilir ve Hakkari yine il olur. Başta Hakkari merkez olmak üzere hem şu anda Hakkari’ye bağlı olan ilçeler hem de Hakkari’ye bağlı olmayan ilçelerin Cumhuriyetin ilanı sonrasında isimleri değiştirilmiştir.