Abdoulay Diaby, Beşiktaş’ta

Beşiktaş, Sporting’den sol kanat oyuncusu Abdoulay Diaby’i ile bir yıllığına kiralık olarak anlaştı. 28 yaşındaki futbolcuyu dün İstanbul’a getiren Siyah-Beyazlılar, deneyimli ismi sağlık kontrolünden geçirip ardından imzayı attırdı.

Beşiktaş’ın satın alma opsiyonuyla kiraladığı başarılı futbolcunun, Kara Kartal’dan yıllık 1.5 milyon Euro maaş alacağı öğrenildi.

Abdoulay Diaby kimdir?

Malili futbolcu Abdoulay Diaby, 21 Mayıs 1991 tarihinde dünyaya geldi. Futbola Fransız ekibi Sedan’ın altyapısında başladı, 2013 senesinde Lille’e katıldı.

İki sezon kiralık olarak Belçika’da Mouscron forması giyen Abdoulay Diaby, 2015 yazında Club Brugge’a transfer oldu. Belçika ekibinde 3 yıl geçiren Malili futbolcu 2018 yazında ise 4,5 milyon euro’luk bedelle Sporting’e gitti.

Mali Milli Takımı formasını da 17 kez giydi ve 5 gol attı.

Paylaşın

Kocaeli: Alaca Mescit Camii

Alaca Mescit Cami; Kocaeli’nin İzmit İlçesi, Akçakoca Mahallesi, Alaca Mescit Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir merkezine 500 metre mesafede olup yaya olarak ve şehir merkezinden kalkan özel halk otobüsleri ile gidilir.

Cami, Bizans dönemine ait Jüstinyen Sarayı kalıntıları üzerine İzmit Kadısı El Hac Mustafa bin Mehmet el Gümüşzade tarafından 1598 tarihinde yaptırılmıştır. Dörtgen plan esasına göre inşa edilmiş olup, kargir duvarlıdır. İki yan ve arka cephesi, son cemaat mahalli eklendiğinden ahşap saçaklıdır.

Duvar bünyesi inşa edildiği devrin karakterini muhafaza etmektedir. Mescide nazaran uzunluğu ile dikkat çeken minaresi de kargirdir. Şerefe altı mescit saçağına uygun şekilde kirpilidir. Kirpi minaresi ile çini süslemeleri karakteristik özelliğidir. Sonradan eklenmiş olan son cemaat mahallinden girilince cami kapısının üzerinde bulunan ve kurucusu adına düzenlenmiş olan yekpare çini kitabesi bulunmakta idi. saçaklıdır.

Cami İçi Duvar bünyesi inşa edildiği devrin karakterini muhafaza etmektedir. Mescide nazaran uzunluğu ile dikkat çeken minaresi de kargirdir. Şerefe altı mescit saçağına uygun şekilde kirpilidir. Kirpi minaresi ile çini süslemeleri karakteristik özelliğidir. Sonradan eklenmiş olan son cemaat mahallinden girilince cami kapısının üzerinde bulunan ve kurucusu adına düzenlenmiş olan yekpare çini kitabesi bulunmakta idi.

Tarihinde birçok depreme dayanan, ancak 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara depreminde çok ağır hasar görerek yıkılan Alaca Mescit’in enkazı kaldırılmış, yerine çadır ve daha sonra kurulan prefabrike mescitte ibadet yapılmıştır. 2005 yılında aslına uygun olarak yeniden yapılmasına Vakıflar Bölge Müdürlüğünce karar verilmiş, Anıtlar Yüksek Kurulu’nun denetimi altında aslına uygun olarak 8 ay içinde yeniden inşa edilerek ibadete hazır hale getirilmiştir.

Yeni haliyle son cemaat mahalli dahil olmak üzere 105 kişi kapasiteli olan bu cami tek katlıdır. Son cemaat mahalli ahşap olarak yapılmıştır. Çini üzerine kurucusu adına düzenlenmiş kitabesi çok değerlidir. Bu kitabede: “Binau hâza’l-mescidi taleben li ridâillahi teâlâ ve alâ ibtigâi rahmeti rabbihi el-hacc b. Mustafâ Muhammed eş-şehîr bi gümüşlî zâde târih fî sene sebi ve elfin.”(Bu mescid Allah’ın rızasını kazanmak ve rahmetini kazanmak için Gümüşlü Zâde ismi ile tanınan El-Hacc b. Muhammed Mustafa tarafından Hicri 1007 yılında yaptırılmıştır) yazılıdır.

Kocaeli’nin kısa tarihi

Asya ile Avrupa kıtaları arasında önemli kara ve demiryolu güzergâhlarının kesiştiği bir yerde kurulan Kocaeli, bugün Marmara Bölgesi’nin ve yurdumuzun en önemli endüstri ve sanayi yerleşimlerinden biridir. Kocaeli’nin tarihi çok daha eski çağlara uzanır. İlk çağlarda, Bithynia adı verilen bölgede kurulan kentler, sırasıyla, Olbia, Astakos, Nicomedia, İznikmid, İzmid ve Kocaeli adlarını almıştır.

Trakya’dan gelen Megaralılar M.Ö. 712’de İzmit Körfezi’nin güneyindeki Başiskele yöresine yerleşerek Astakos adı verilen bir kent kurdular. Astakos halkı M.Ö. 262 yılında, bugünkü İzmit’in bulunduğu alanda kurulan bölgeye yerleşmiştir. Bitinya Krallığı’nın yıkılıncaya kadar başkenti kalacak bu kente, kurucusundan dolayı Nicomedia adı verilir.

Roma İmparatoru Diocletian, 284 yılında Nicomedia’yı işgal ederek Roma İmparatorluğu’nun başkenti yaptı. Bu dönemde şehir, Roma, Antakya ve İskenderiye’den sonra dünyanın dördüncü büyük kenti haline geldi. Fakat Büyük Konstantin tarafından İstanbul’un imparatorluğun merkezi yapılması ve İmparator Jüstinyen’in de Kadıköy-İzmit arasındaki yolu askeri nedenlerle kapatarak ulaşımı İznik üzerinden sağlamasıyla Nicomedia, eski önemini kaybetti.

Kocaeli Türk egemenliğine ilk olarak 11. yüzyılın sonlarında Selçuklular zamanında (1078) geçti. İznik’in Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olmasıyla birlikte kentin önemi iyice arttı. Ancak Haçlı Seferleri sırasında kısa bir süre Haçlı Ordusu komutanı Aleksios Komnenos tarafından işgal edilen kentin, Türk egemenliğine kesin olarak geçişi ise Orhan Bey döneminde oldu.Selçuklu döneminden günümüze Haçlı Seferleri’nde yağmalanması nedeniyle kalan eser sayısı oldukça azdır.

Kocaeli, Osman Bey ve oğlu Orhan Bey’in uç beylerinden Akçakoca tarafından 1337 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Nikomedya Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra, önce İznikmid, daha sonra İzmid (İzmit) adını almıştır. Şehir en parlak dönemine Kanuni Sultan Süleyman zamanında ulaştı.

19. yüzyılda İstanbul-İzmit arasında işleyen ve 1873 yılından itibaren de Haydarpaşa-Ankara güzergâhında faaliyet gösteren demiryolunun kente ulaşmasından sonra Kocaeli’nin ticari ve sosyal yaşamı canlanmaya başladı. Kent, 1888 yılında bağımsız sancak oldu ve ismi İzmit olarak değiştirildi. Daha sonra bölgeye fatihi Akçakoca’dan dolayı Akçakoca’nın yurdu manâsına gelen ‘Kocaeli’ adı verildi.

I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkımlar sonucu önemini bir süre yitiren ve sırasıyla önce İngilizler (6 Temmuz 1920) ardından Yunanlılar (28 Nisan 1921) tarafından işgal edilen Kocaeli, 28 Haziran 1921 de Türk Orduları tarafından işgalden kurtarıldı.

Kocaeli’nin Başiskele, Darıca, Dilovası, Çayırova, İzmit, Derince, Gebze, Gölcük, Karamürsel, Kandıra, Kartepe ve Körfez olmak üzere toplam on iki ilçesi bulunmaktadır. Kocaeli, Cumhuriyetle birlikte özellikle sanayileşme alanında en hızlı gelişen illerimizden birisi olmuştur. Bunun başlıca nedeni İstanbul’a yakınlığı ve ulaşım imkânlarının çeşitliliğidir. 1934 yılında İzmit’te ilk kağıt üretim tesisi olan İzmit Kağıt Fabrikası açılırken, bunu 1944’te ikinci selüloz ve Kağıt Fabrikası takip etmiş, SEKA tesisleri 1954, 1957 ve 1959’da genişletilmiştir.

Böylece günümüze kadar devam eden hızlı bir sanayileşme ile Kocaeli, Türkiye’nin ileri düzeyde sanayi bölgesi durumuna gelmiştir. Ayrıca Kocaeli ile ilgili önemli bir bilgi de, 30 derece meridyeni Köseköy’deki otoyol kavşağı köprüsünün bulunduğu yerde olduğundan tüm Türkiye saatlerini Kocaeli’ne göre ayarlamaktadır.

Paylaşın

İzmir (Smyrna) Agorası

İzmir (Smyrna) Agorası; M.Ö. 4 yy’da antik Smyrna Kenti’nin taşındığı Pagos (Kadifekale)’un kuzey yamacında kuruludur. Dönemin önemli kamu binalarıyla çevrilmiş olan bu yapı kentin devlet agorasıdır.

Hellenistik Dönem’de kurulmuş olan agorada günümüze gelebilmiş kalıntıların çoğu, M.S. 178 depreminden sonra İmparator Marcus Aurelius’un destekleriyle yeniden inşa edilen Roma Dönemi agorasına aittir.

Smyrna agorası, dikdörtgen formda planlanmış, ortada geniş bir avlu ve etrafın sütunlu galerilerle (stoa) çevrili bir yapıdır. Kazılarla açığa çıkarılan kuzey ve batı stoa bodrum katı üzerinde yükselmektedir. Kuzey stoa plan özellikleri açısından bazilikadır.

Bazilika

Bazilikalar ortada geniş ve yüksek, yanlarda ise dar ve alçak birbirine paralel ince uzun koridorlar şeklinde tasarlanmış bir plana sahip olan yapılardır. Plan özellikleri açısından Hıristiyan kiliselerine öncülük eden Roma Dönemi bazilikaları, kentin hukuk işlerinin görüldüğü bir tür adliye sarayıdır. Öte yandan kentin ticari yaşamına yön veren tüccar ve bankerlerin faaliyetleri için de bazilikalar tercih edilmiştir. Agoranın kuzey kanadında yer alan bazilika, dıştan dışa 165 x 28 m ölçülerinde, dikdörtgen bir plana sahiptir. Ölçüleri itibariyle, Smyrna agora bazilikası, bilinen en büyük Roma Dönemi Bazilikası olma özelliğine sahiptir.

Günümüze ulaşan görkemli bodrum katının doğu ve batı uçlarında görülen çapraz tonozlar Roma Dönemi mimarlığının en güzel örnekleri arasındadır. Bazilikanın kuzey cephesinde, bodrum katına açılan iki anıtsal kapıdan batı yandaki günümüzde tamamıyla açığa çıkarılmıştır. Roma Dönemi sonlarına doğru, devlet agorasının giderek ticari bir anlam kazanmaya başladığını gösteren tonozlu dükkan sıraları, bazilikanın kuzey cephesinde gün ışığına çıkarılmıştır.

Batı Stoa

Üç sıra sütun dizisiyle ayrılmış neflerden (galeri) oluşan batı stoa da bazilika gibi bir bodrum kat üzerinde yükselmekteydi. Günümüzde daha çok, kemerli bodrum katları görülen batı stoanın antik dönemde bodrum katı üzerinde yükselen iki katlı bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Avludan üç sıra basamakla çıkılan zemin kat ve ahşap tabanlı ikinci kat,Antik Çağ’da insanların yağmur ve güneşten korunarak gezinti yaptığı yerlerdi. Olasılıkla Roma Dönemi sonlarında bodrum kat galerilerinin bazı duvarları örülerek yapılan sarnıçlar bunun en güzel örneği olarak günümüze ulaşmıştır. Batı stoanın avluya bakan cephesindeki birinci kat sütunları, 1940’lı yıllarda ayağa kaldırılmıştır. Mimari bazı hataları tespit edilen bu sütunlar ve onların oturduğu zemin İZTO’nun katkılarıyla yeniden restore edilmektedir.

Faustina Kapısı ve Antik Cadde

Izgara planlı olan Smyrna kentinin, doğu-batı yönlü paralel caddelerinden biri agoradan geçiyordu. Olasılıkla agorayı iki eşit parçaya bölen caddenin batı yandan agoraya giriş yaptığı yerde görkemli bir kapı bulunmaktadır. İki gözlü olduğu düşünülen kapının kuzey kemerinin merkezinde Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un eşi Faustina’nın portre kabartması yer alır. Günümüzde kullanımda olan sokağın altında olan ikinci gözde ise olasılıkla Marcus Aurelius’un portresi yer almaktadır. bu iki isim, M.S.178’de depremle yıkılan agorayı yeniden inşa ettirdiği için Smyrnalılar vefa borçlarını bu kapı ile ödemiştir. 1940’lı yıllarda hatalı ölçülerle onarılan kemerli kapı 2004 yılında aslına uygun olarak yeniden restore edilmiştir.

Graffitiler

Roma Dönemi’ne ait duvar resimleri ve yazıları olan graffitiler bazilika bodrum katı duvar ve kemer ayaklarında yer alan sıvalar üzerine yapılmıştır. Demir ve Meşe Kökü karışımı bir mürekkeple çizilmiş olanlar dışında kazıma yöntemiyle yapılmış örnekler de vardır. Graffitiler, özellikle Roma dönemindeki günlük sosyal hayat konusunda çok önemli bilgiler vermektedir.

Graffitilerde aşk oyunlarından gladyatör mücadelelerine, cinsellikten yelkenli resimlerine, sevgili adlarından kuşlara, gemilere, bilmecelere değin çok farklı konulara yer verildiği tespit edilmiştir. Roma Dönemi’nde Batı Anadolu’nun yıldızı parlayan üç kent, Pergamon, Ephesos ve Smyrna arasındaki rekabetin, halktan kişiler arasında bile kendini gösterdiğini graffitilerde görülen kent sloganlarında izlemek mümkündür. Smyrna Agorası bazilika bodrum katında açığa çıkarılan graffitiler birçok açıdan özgündür. Öncelikle bu buluntular demir ve meşe kökü içeren bir malzeme ile yapılmış en eski grafitiler olma özelliğine de sahiptir.

Öte taraftan, Dünya Antik Çağ araştırmalarında bugüne değin ele geçen yazılı kaynaklar genelde resmi ve dini nitelik taşımaktayken Grekçe yazılmış olan Smyrna Agorası graffitileri halkın günlük yaşamına ilişkin izler yansıtmaktadır. Bazilika graffitileri Hıristiyanlığın ilk zamanlarıyla ilgili önemli ipuçları da saklamaktadır. Graffililerin bir diğer önemli özelliği ise tasvir açısından dünyanın en kapsamlı graffitileri olmaları. Bu özellikleri açısından söz konusu grafitiler dünya arkeoloji literatüründe ünik bir yere sahiptir.

Çalışmalar – Projeler

2002 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle koordinasyon halinde hazırlanan “Agora ve Çevresi Koruma – Geliştirme ve Yaşatma Projesi” çerçevesinde başlayan çalışmalarda öncelikle agorada 1930’lu ve 1980’li yıllarda yapılan ancak tamamlanamayan kazılar sürdürülmüştür. Yaklaşık 3 yıldır sürdürülen kazı çalışmaları ile bazilika ve batı stoanın büyük bir bölümü ile doğu stoanın kuzey ucu açığa çıkarılmıştır. bu dönemde kazılarla eşzamanlı olarak sürdürülen restorasyon projeleri dahilinde Faustina Kapısı yeni baştan ayağa kaldırılmıştır. Ayrıca batı stoa cephe sütunlarının ayağa kaldırılması, bazilika ve batı stoa bodrum katındaki eksik kemerlerin tamamlanması çalışmaları da devam etmektedir.

Proje çerçevesinde batıda Eşrefpaşa Caddesi’ne (İki Çeşmelik Yokuşu), kuzeyde ise Anafartalar Caddesi’ne kadar olan alanda kapsamlı bir çevre düzenleme çalışması yapılarak hem bu bölgelerde yer alan ve Antik Çağ’da agora ile ilişkili olduğu bilinen yapılar açığa çıkarılacak hem de halka açık bir arkeoloji ve tarih parkı oluşturulacaktır. Bu amaçla, İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri daire Başkanlığı’nca kuzeyde yeralan harabe duvarların yıkımına başlanarak agoranın kuzey cephesi büyük oranda açılmıştır.

Agora

Grekçe bir kelime olan Agora, “toplanılan yer, kent meydanı, çarşı, pazar yeri” gibi anlamlara gelmektedir. Antik Çağ’da agoraların ticari, siyasi ve dini fonksiyonlarının yanı sıra sanatın yoğunlaştığı ve birçok sosyal olayların geçtiği veya gerçekleştirildiği kentin odak noktası olduğunu bilinmektedir. Antik Çağ’da her kentte en az bir agora yer almaktadır. Kimi büyük kentlerde ise genelde iki agora yer alırdı. Bunlardan biri, devlet işlerinin görüldüğü, etrafında çeşitli kamu binalarının toplandığı devlet agorası, diğeri ise ticari faaliyetlerin yoğunlaştığı ticaret agorasıdır.

İzmir

Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir; çağdaş ve gelişmiş bir kent olmasının yanı sıra önemli bir kültür, sanat, turizm ve ticaret merkezidir. Ege Denizi, lacivertten turkuaza mavinin tüm renklerine hakim koyları ve plajlarıyla bir dantel zarafetinde ilin batı kıyısı boyunca uzanır.

“Güzel İzmir” olarak da adlandırılan İzmir; 8500 yıllık tarihi ile Anadolu yarımadasının batısında uzun ve dar bir körfezin başlangıcında yer alır. Antik Dönem’in ünlü tarihçisi Herodot, tipik Akdeniz ikliminin yaşandığı kenti binlerce yıl öncesinde; “Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerinde kurdular…” ifadesiyle tanımlamıştır.

Şehrin güneyinde yer alan Efes ve kuzeyinde yer alan Bergama, Antik Çağ’ın en büyük ve en ünlü kentleri arasında yer almaktaydı. Tüm İyon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran bu kentler yoğun sanatsal, kültürel, ticari ve dini etkinliklerle de adını duyuruyordu. Günümüzde de dünyaca bilinen Efes ve Bergama Antik Kentleri tarih meraklıları için büyüleyici birer çekim merkezidir. Şairlerin ustası Homeros’un doğduğu yer olan İzmir, Anadolu’nun hızla değişen tarihi ile Ege’nin renkli tarihinin bir harmanıdır. Kent, modern Türkiye’nin batıya açılan çağdaş yüzü olarak kültür, sanat, turizm, ticaret ve sanayi alanlarındaki gelişimini hızla sürdürmektedir.

İzmir; Tepekule(Bayraklı), Symrna, Efes, Pergamon(Bergama), Teos (Sığacık), Lebedos (Ürkmez), Kyme (Aliağa), Allianoi (Yortanlı), Thyrea (Tire), Phokaia (Foça), Kolophon (Değirmendere), Erythrai (Çeşme), Klazomenai (Urla), Metropolis (Torbalı), Claros (Ahmetbeyli) ve Myrina (Aliağa) gibi tarihte hüküm sürmüş olan uygarlıkların yaşadığı topraklara ve hâlâ gün yüzüne çıkmamış pek çok uygarlık merkezinin miraslarına sahip binlerce yıllık yerleşim yeridir.

İzmir tarihin her döneminde insan sağlığına hizmet etmiş dünyaca bilinen Agamemnon, Asklepion, Allianoi, Karakoç ve Çeşme-Şifne, Ilıca vb. şifa merkezleri ile günümüzde de özellikle İskandinav ülkelerinden ve dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerine sağlıklı yaşam alternatiflerini sunan ve potansiyeli çok yüksek olan sağlık ve termal turizm merkezidir.

Paylaşın

Florin Andone Galatasaray’da

Galatasaray, santrfor olarak görev yapan 26 yaşındaki Florin Andone ile anlaşmaya varıldığını KAP’a bildirdi. Galatasaray, konuya ilişkin KAP’a yaptığı bildirimde şu ifadeleri kullandı;

“Profesyonel futbolcu Florin Andone ve kulübü The Brighton & Hove Albion FC ile oyuncunun 2019-2020 sezonu için geçici transferi konusunda anlaşmaya varılmıştır. Buna göre, futbolcunun kulübüne net 700.000 Euro tutarında geçici transfer ücreti ödenecektir. Futbolcuya ise 2019-2020 futbol sezonu için net 2.500.000 Euro sabit transfer ücreti ödenecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Kendisini sarı kırmızılı renklere bağlayan sözleşmeye imza attıktan sonra açıklama yapan Florin Andone şunları söyledi:

“Buraya gelmeden önce İstanbul, ülke ve Galatasaray hakkında çok şey duydum. Burayı hem çok merak ediyorum hem de burada olduğum için çok mutluyum. Çok heyecanlıyım, bir an önce antrenmanlara başlayıp yeni takım arkadaşlarımla tanışmak için can atıyorum. Burasının benim kariyerim için çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum bu yüzden çok heyecanlı ve mutluyum.

Aslında ilginç bir süreç oldu, Galatasaray’ın beni daha önceden istediğini biliyordum. Üç, dört yıl önce Galatasaray’ın ilgisi vardı. Süreç çok hızlı gelişti, iki gün içerisinde her şey bitti. Burada olduğum için çok gururluyum. Ulusal basında da burada oynamam için baskı olduğunu da söyleyebilirim. Kariyerimin yeni sayfasında benim için çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.

Fatih Terim çok büyük bir efsane, onunla çalışacak olmaktan dolayı çok heyecanlıyım. Buraya gelmeden önce Deportivo’dan takım arkadaşım Emre Çolak ile konuştum. O bana kulüp, stat ve taraftarlar hakkında her konuda güzel şeyler söyledi. Benim kararımda önemli bir faktör oldu. Yine söylüyorum burada olmak benim için çok özel. Böyle büyük bir camianın parçası olmak daha önce yaşamadığım bir şeydi. Bunun için çok heyecanlıyım. Bir an önce oynamak için can atıyorum, benden ne istenirse onu yapacağım. Bir an önce başlamak istiyorum.”

Florin Andone Kimdir?

Florin Andone Romanya’nın Botoşani kentinde 11 Nisan 1993 tarihinde dünyaya geldi.

12 yaşındayken ailesiyle birlikte ülkesi Romanya’dan ayrılıp İspanya’nın Vinaros kentine yerleşen Andone futbola burada Vinaros CF takımının altyapısında başladı.

2008’de Castellon’a transfer olan Rumen oyuncu 2011 yılında bu kulüpte A takım formasıyla ilk maçına çıktı.

İspanya futbolunun üçüncü kümesi Segunda Division B’de A takım seviyesine çıkmasının ardından Villareal’e transfer olan Rumen golcü, bu transferle birlikte altyapı seviyesine geri döndü, bir yandan da Sarı Denizaltılar’ın C takımında forma şansı bulmaya devam etti.

2013 yazında o dönem İspanya’nın üçüncü kümesinde mücadele eden Atletico Baleares’e kiralanan oyuncu, 34 maçta 12 gol atarak parladı ancak takımı playoff eşiğinin bir puanla dışında kaldı.

Kendini gösterdiği 2013-14 sezonunun ardından üçüncü ligin bir başka ekibi Cordoba’nın dikkatini çekti ve transferinin ardından kalıcı olarak A takım seviyesine çıktı. Aynı sezon Aralık ayında profesyonel futbolcu olarak ilk karşılaşmasına çıkan golcü oyuncu ikinci mçında profesyonel kariyerinin ilk golünü de ağlara gönderdi.

2014-15 sezonunda Cordoba’yla beraber La Liga’daki ilk sezonunu geçiren Rumen yetenek çıktığı 20 maçta 5 gol attı. 16 Ocak’ta Eibar’a karşı 10. saniyede attığı golle kulüp tarihinin en hızlı, La Liga tarihinin ise en hızlı dördüncü golünü attı fakat performansı takımının küme düşmesini önleyemedi.

Cordoba’nın küme düşmesinin ardından kariyerinde ilk kez Segunda Division’da devamlı şans bulan Andone fırsatı 36 maçta 21 gol kaydederek değerlendirdi ve performansıyla La Liga ile Premier Lig kulüplerinin gündemindeki genç golcüler arasına girdi.

A takım seviyesinde parladığı sezonun ardından 2016 yazında 4.7 milyon Euro karşılığında Deportivo La Coruna’ya transfer olan Andone kulübün son yıllardaki en pahalı transferi olarak ilk sezonunda 39 maçta 12 gole imzasını koydu.

2017-18 sezonunda mavi-beyazlı formayla çıktığı 30 maçta 6 gol atmasının ardından 6 milyon Euro karşılığında Brighton & Hove Albion’a transfer oldu.

İngiliz ekibinde geçirdiği tek yılda 27 maça çıkan Andone, Brighton formasıyla geçirdiği 2018-19 sezonunu 5 golle tamamladı.

Mart 2015’te ilk kez Romanya milli takımına çağrılan Andone ülkesinin formasıyla ilk maçına Kuzey İrlanda karşısında Haziran 2015’te çıktı. Romanya formasıyla çıktığı 21 maçta 1 gol atan Rumen oyuncu bulduğu ilk fırsatların ardından düzenli olarak milli kadroya çağrılmaya devam etti ve Euro 2016’da ülkesini temsil eden isimler arasında yer aldı.

Paylaşın

Kocaeli: Kumcağız Köyü

Kültür, sanat ve ticaret merkezlerinden biri olan Kocaeli, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Kumcağız Köyü; Kocaeli’nin Kandıra İlçesi’ne bağlı şirin bir sahil köyüdür.

Kumcağız hemen Kerpe’yi takip eden sahil şeridi üzerinde bulunan ve Kerpe’ye 5 km uzaklıkta bir sahil köyüdür. Sık ormanların sahille buluştuğu bir görüntüsü olan Kumcağız ’da çadır kampçılığı ön plana çıkmaktadır.

Kocaeli’nin kısa tarihi

Asya ile Avrupa kıtaları arasında önemli kara ve demiryolu güzergâhlarının kesiştiği bir yerde kurulan Kocaeli, bugün Marmara Bölgesi’nin ve yurdumuzun en önemli endüstri ve sanayi yerleşimlerinden biridir. Kocaeli’nin tarihi çok daha eski çağlara uzanır. İlk çağlarda, Bithynia adı verilen bölgede kurulan kentler, sırasıyla, Olbia, Astakos, Nicomedia, İznikmid, İzmid ve Kocaeli adlarını almıştır.

Trakya’dan gelen Megaralılar M.Ö. 712’de İzmit Körfezi’nin güneyindeki Başiskele yöresine yerleşerek Astakos adı verilen bir kent kurdular. Astakos halkı M.Ö. 262 yılında, bugünkü İzmit’in bulunduğu alanda kurulan bölgeye yerleşmiştir. Bitinya Krallığı’nın yıkılıncaya kadar başkenti kalacak bu kente, kurucusundan dolayı Nicomedia adı verilir.

Roma İmparatoru Diocletian, 284 yılında Nicomedia’yı işgal ederek Roma İmparatorluğu’nun başkenti yaptı. Bu dönemde şehir, Roma, Antakya ve İskenderiye’den sonra dünyanın dördüncü büyük kenti haline geldi. Fakat Büyük Konstantin tarafından İstanbul’un imparatorluğun merkezi yapılması ve İmparator Jüstinyen’in de Kadıköy-İzmit arasındaki yolu askeri nedenlerle kapatarak ulaşımı İznik üzerinden sağlamasıyla Nicomedia, eski önemini kaybetti.

Kocaeli Türk egemenliğine ilk olarak 11. yüzyılın sonlarında Selçuklular zamanında (1078) geçti. İznik’in Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olmasıyla birlikte kentin önemi iyice arttı. Ancak Haçlı Seferleri sırasında kısa bir süre Haçlı Ordusu komutanı Aleksios Komnenos tarafından işgal edilen kentin, Türk egemenliğine kesin olarak geçişi ise Orhan Bey döneminde oldu.Selçuklu döneminden günümüze Haçlı Seferleri’nde yağmalanması nedeniyle kalan eser sayısı oldukça azdır.

Kocaeli, Osman Bey ve oğlu Orhan Bey’in uç beylerinden Akçakoca tarafından 1337 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Nikomedya Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra, önce İznikmid, daha sonra İzmid (İzmit) adını almıştır. Şehir en parlak dönemine Kanuni Sultan Süleyman zamanında ulaştı.

19. yüzyılda İstanbul-İzmit arasında işleyen ve 1873 yılından itibaren de Haydarpaşa-Ankara güzergâhında faaliyet gösteren demiryolunun kente ulaşmasından sonra Kocaeli’nin ticari ve sosyal yaşamı canlanmaya başladı. Kent, 1888 yılında bağımsız sancak oldu ve ismi İzmit olarak değiştirildi. Daha sonra bölgeye fatihi Akçakoca’dan dolayı Akçakoca’nın yurdu manâsına gelen ‘Kocaeli’ adı verildi.

I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkımlar sonucu önemini bir süre yitiren ve sırasıyla önce İngilizler (6 Temmuz 1920) ardından Yunanlılar (28 Nisan 1921) tarafından işgal edilen Kocaeli, 28 Haziran 1921 de Türk Orduları tarafından işgalden kurtarıldı.

Kocaeli’nin Başiskele, Darıca, Dilovası, Çayırova, İzmit, Derince, Gebze, Gölcük, Karamürsel, Kandıra, Kartepe ve Körfez olmak üzere toplam on iki ilçesi bulunmaktadır. Kocaeli, Cumhuriyetle birlikte özellikle sanayileşme alanında en hızlı gelişen illerimizden birisi olmuştur. Bunun başlıca nedeni İstanbul’a yakınlığı ve ulaşım imkânlarının çeşitliliğidir. 1934 yılında İzmit’te ilk kağıt üretim tesisi olan İzmit Kağıt Fabrikası açılırken, bunu 1944’te ikinci selüloz ve Kağıt Fabrikası takip etmiş, SEKA tesisleri 1954, 1957 ve 1959’da genişletilmiştir.

Böylece günümüze kadar devam eden hızlı bir sanayileşme ile Kocaeli, Türkiye’nin ileri düzeyde sanayi bölgesi durumuna gelmiştir. Ayrıca Kocaeli ile ilgili önemli bir bilgi de, 30 derece meridyeni Köseköy’deki otoyol kavşağı köprüsünün bulunduğu yerde olduğundan tüm Türkiye saatlerini Kocaeli’ne göre ayarlamaktadır.

Paylaşın

Mario Lemina Resmen Galatasaray’da

Galatasaray, orta sahada görev yapan 26 yaşındaki Mario Lemina ile anlaşmaya varıldığını KAP’a bildirdi. Galatasaray, konuya ilişkin KAP’a yaptığı bildirimde şu ifadeleri kullandı; 

“Profesyonel futbolcu Mario Rene Junior Lemina ve kulübü Southampton Football Club Limited ile oyuncunun 2019-2020 sezonu için geçici transferi konusunda anlaşmaya varılmıştır. Buna göre, futbolcunun kulübüne net 1.000.000 Euro tutarında geçici transfer ücreti ödenecektir.

Yapılan anlaşmaya göre 30.06.2020 tarihine kadar Şirketimizin net 16.000.000 Euro transfer bedeli karşılığında oyuncuyu satın alma opsiyonu bulunmaktadır. Futbolcuya ise 2019-2020 futbol sezonu için net 2.050.000 Euro sabit transfer ücreti ödenecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Kendisini sarı kırmızılı renklere bağlayan sözleşmeye imza attıktan sonra açıklama yapan Mario Lemina şunları söyledi:

“Öncelikle Başkanımıza ve transferde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu sene elimizden gelenin en iyisini yapıp en üst seviyede mücadele edeceğiz. Galatasaray’ı hak ettiği yere taşıyacağız. Benim de gelişimle kadronun tamamlandığını düşünüyorum, Galatasaray’ın adını Avrupa’da yeniden duyurmanın zamanı geldi.

Taraftarımıza çok teşekkür ediyorum, bana çok destek oldular ve buraya gelmemde önemli rol oynadılar. Ben de onlar için sahada elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum.”

Mario Lemina Kimdir?

Mario Lemina, Gabon’un başkenti Libreville kentinde 1 Eylül 1993 tarihinde dünyaya geldi.

Futbol kariyerine 11 yaşında girdiği Lorient altyapısında başlayan Gabonlu orta saha 2012-13 sezonunda 19 yaşındayken A takıma yükselerek profesyonel kariyerine başladı.

Lorient’de çıktığı 14 maçta Fransa Ligi’nin genç yeteneklerinden biri olarak parladı ve 2013-14 sezonu öncesi 4 milyon Euro karşılığında Marsilya’nın yolunu tuttu.

Buradaki ilk sezonunda az şans bulan Lemina, Marcelo Bielsa yönetimindeki 2014-15 döneminde ünlü teknik direktörün gözüne girmeyi başardı. Toplam 25 maça çıkan Gabonlu yetenek takımının dördüncü bitirdiği sezonun en önemli isimlerinden biri olarak Avrupa çapında öne çıktı.

Nitekim 2015-16 sezonunun başında Premier Lig ekiplerinin radarındaki Gabonlu’ya Serie A’nın dev ekibi Juventus imza attırdı. Başlangıçta 500 bin Euro karşılığında kiralanan Lemina’nın bonservisi, Nisan 2016’da 9.5 milyon Euro karşılığında Juventus’un oldu.

Vecchias’da geçirdiği 2015-16 ve 2016-17 sezonlarında 42 maça çıkan Gabonlu’nun İtalya macerası kariyerinin başından bu yana dikkatleri çektiği Premier Lig’den gelen bir teklifle son buldu.

Southampton, 2017 yazında 17.25 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek Lemina’yı kadrosuna kattı.  2017-18 ve 2018-19 sezonlarında 49 maça çıkan Lemina kırmızı-beyazlı ekibin formasıyla Ligue 1 ve Serie A’nın ardından Premier Lig tecrübesini de karnesine ekledi.

Yeni transferimizin kulüp kariyerinde 2015-16 ve 2016-17 sezonlarında formasını giydiği Juventus’la iki Serie A ve iki İtalya Kupası şampiyonluğu bulunuyor.

Milli futbola alt yaş gruplarında Fransa formasını giyerek başlayan Lemina ülkemizde düzenlenen 2013 U-20 Dünya Kupası’nı kazanan kadronun bir parçasıydı.  A milli seviyede doğduğu ülkeyi tercih eden Lemina’nın 2015 yazından bu yana Gabon formasıyla çıktığı 11 maçta 3 golü bulunuyor.

Paylaşın

Kocaeli: Baç Çınarlı Camii

Kültür, sanat ve ticaret merkezlerinden biri olan Kocaeli, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Baç Çınarlı Camii; Kocaeli’nin İzmit İlçesi, Cedit Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kurucusu adına izafeten “Urgancı Ahmet Çelebi Camii” adı ile anılır.

Camii ahşap bağdadi dolgu niteliğinde iken son zamanlarda kargir’e çevrilmiştir.Şehrin doğu bölgesinde İnönü caddesinin başladığı yerdedir. Camii yakınında şehrin doğu kapısı bulunduğundan doğudan gelen kervanlardan burada bir nevi gümrük vergisi alındığından mahalle ve camii bu isim ile anılmıştır.

Camii, 1933 yılında yapılıp aynı yıl ibadete açılmıştır. 1954 yılında arka cemaat kısmı eklenmiştir. 1971 yılında yan taraf ekleri yapılmıştır. Adapazarı depreminde duvarlarında ufak çatlaklar oluşmuştur. 17 Ağustos 1999 depreminde duvarlarında yine çatlaklar oluşmuştur. Tamir edilip ibadete açılmıştır.

Aynı depremde minaresi ağır hasar gördüğü için yıkılarak yerine yenisi tekrar yapılmıştır. Caminin müştemilatı şadırvan, lojman, kuran kursu, gasilhane ve bahçeden ibarettir. Toplam kullanım alanı 450 m2 dir. (2) Dış duvarları taş, kubbesi kargir ağaçtan yapılmıştır.

Cemaat kapasitesi 800 kişi olup bu sayı Cuma günleri bahçedeki namaz kılma imkanı ile 1000 kişiyi bulmaktadır. Caminin bahçesinde bulunan çınar ağacı tam olarak bilinmemekle birlikte 1870’li yıllarda Nalbant Ali Ağa tarafından dikildiği söylenmektedir. Bu tarihi Ağacın varlığından dolayı cami ve bu semt Çınarlı ismi ile anılmaktadır.

Kocaeli’nin kısa tarihi

Asya ile Avrupa kıtaları arasında önemli kara ve demiryolu güzergâhlarının kesiştiği bir yerde kurulan Kocaeli, bugün Marmara Bölgesi’nin ve yurdumuzun en önemli endüstri ve sanayi yerleşimlerinden biridir. Kocaeli’nin tarihi çok daha eski çağlara uzanır. İlk çağlarda, Bithynia adı verilen bölgede kurulan kentler, sırasıyla, Olbia, Astakos, Nicomedia, İznikmid, İzmid ve Kocaeli adlarını almıştır.

Trakya’dan gelen Megaralılar M.Ö. 712’de İzmit Körfezi’nin güneyindeki Başiskele yöresine yerleşerek Astakos adı verilen bir kent kurdular. Astakos halkı M.Ö. 262 yılında, bugünkü İzmit’in bulunduğu alanda kurulan bölgeye yerleşmiştir. Bitinya Krallığı’nın yıkılıncaya kadar başkenti kalacak bu kente, kurucusundan dolayı Nicomedia adı verilir.

Roma İmparatoru Diocletian, 284 yılında Nicomedia’yı işgal ederek Roma İmparatorluğu’nun başkenti yaptı. Bu dönemde şehir, Roma, Antakya ve İskenderiye’den sonra dünyanın dördüncü büyük kenti haline geldi. Fakat Büyük Konstantin tarafından İstanbul’un imparatorluğun merkezi yapılması ve İmparator Jüstinyen’in de Kadıköy-İzmit arasındaki yolu askeri nedenlerle kapatarak ulaşımı İznik üzerinden sağlamasıyla Nicomedia, eski önemini kaybetti.

Kocaeli Türk egemenliğine ilk olarak 11. yüzyılın sonlarında Selçuklular zamanında (1078) geçti. İznik’in Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olmasıyla birlikte kentin önemi iyice arttı. Ancak Haçlı Seferleri sırasında kısa bir süre Haçlı Ordusu komutanı Aleksios Komnenos tarafından işgal edilen kentin, Türk egemenliğine kesin olarak geçişi ise Orhan Bey döneminde oldu.Selçuklu döneminden günümüze Haçlı Seferleri’nde yağmalanması nedeniyle kalan eser sayısı oldukça azdır.

Kocaeli, Osman Bey ve oğlu Orhan Bey’in uç beylerinden Akçakoca tarafından 1337 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Nikomedya Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra, önce İznikmid, daha sonra İzmid (İzmit) adını almıştır. Şehir en parlak dönemine Kanuni Sultan Süleyman zamanında ulaştı.

19. yüzyılda İstanbul-İzmit arasında işleyen ve 1873 yılından itibaren de Haydarpaşa-Ankara güzergâhında faaliyet gösteren demiryolunun kente ulaşmasından sonra Kocaeli’nin ticari ve sosyal yaşamı canlanmaya başladı. Kent, 1888 yılında bağımsız sancak oldu ve ismi İzmit olarak değiştirildi. Daha sonra bölgeye fatihi Akçakoca’dan dolayı Akçakoca’nın yurdu manâsına gelen ‘Kocaeli’ adı verildi.

I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkımlar sonucu önemini bir süre yitiren ve sırasıyla önce İngilizler (6 Temmuz 1920) ardından Yunanlılar (28 Nisan 1921) tarafından işgal edilen Kocaeli, 28 Haziran 1921 de Türk Orduları tarafından işgalden kurtarıldı.

Kocaeli’nin Başiskele, Darıca, Dilovası, Çayırova, İzmit, Derince, Gebze, Gölcük, Karamürsel, Kandıra, Kartepe ve Körfez olmak üzere toplam on iki ilçesi bulunmaktadır. Kocaeli, Cumhuriyetle birlikte özellikle sanayileşme alanında en hızlı gelişen illerimizden birisi olmuştur. Bunun başlıca nedeni İstanbul’a yakınlığı ve ulaşım imkânlarının çeşitliliğidir. 1934 yılında İzmit’te ilk kağıt üretim tesisi olan İzmit Kağıt Fabrikası açılırken, bunu 1944’te ikinci selüloz ve Kağıt Fabrikası takip etmiş, SEKA tesisleri 1954, 1957 ve 1959’da genişletilmiştir.

Böylece günümüze kadar devam eden hızlı bir sanayileşme ile Kocaeli, Türkiye’nin ileri düzeyde sanayi bölgesi durumuna gelmiştir. Ayrıca Kocaeli ile ilgili önemli bir bilgi de, 30 derece meridyeni Köseköy’deki otoyol kavşağı köprüsünün bulunduğu yerde olduğundan tüm Türkiye saatlerini Kocaeli’ne göre ayarlamaktadır.

Paylaşın

Taylan Antalyalı Galatasaray’da

Galatasaray, Erzurumspor’da top koşturan Taylan Antalyalı ile 4 yıllığına anlaşmaya vardığını duyurdu. Galatasaray, konuya ilişkin KAP’a yaptığı bildirim şu ifadeleri kullandı;

“Profesyonel futbolcu Taylan Antalyalı ile 2019-2020 futbol sezonundan başlamak üzere 4 sezon için aşağıdaki şartlarda anlaşmaya varılmıştır.

2019-2020 sezonu için net 2.000.000 TL sabit transfer ücreti

2020-2021 sezonu için net 2.200.000 TL sabit transfer ücreti

2021-2022 sezonu için net 2.500.000 TL sabit transfer ücreti

2022-2023 sezonu için net 3.000.000 TL sabit transfer ücreti

Ayrıca Şirketimiz bu dönem içerisinde Futbolcuya imza parası olarak net 4.000.000 TL ödeyecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Erzurumspor’un Twitter hesabından yapılan açıklamada, sarı-kırmızılı kulüple 4 yıllığına anlaşma sağlayan Antalyalı’ya Erzurumspor’a katkıları için teşekkür edildi.

“Teşekkürler Taylan Antalyalı” fotoğrafıyla futbolcusuna veda eden mavi-beyazlı ekip açıklamada, “Erzurumspor’umuza katkıların için teşekkürler Taylan Antalyalı. Yolun açık olsun.” ifadesine yer verildi.

Taylan Antalyalı Kimdir?

8 Ocak 1995 yılında Muğla’da doğan Taylan, futbol hayatına Bucaspor’da başladı. Alt yaş gruplarında forma giydikten sonra 2011-2012 sezonunda A Takım’a yükselen Taylan, kısa süre içerisinde gösterdiği performansla alkış topladı. Henüz 16 yaşında formayı kapan Taylan, Süper Lig ekiplerinin dikkatini çekti.

2014 yılında transferin gözde ismi olan başarılı orta saha oyuncusunun adı, o dönem Galatasaray’la da anılmıştı. Gençlerbirliği, 500 bin euro ödeyerek başarılı orta saha oyuncusunu 2016 yılında kadrosuna katmıştı. 2 sezon Başkent ekibinde forma giyen Taylan, sırasıyla Kayseri Erciyesspor ve Hacettepespor’a kiralandıktan sonra Erzurumspor’a transfer oldu.

Erzurum’da 2.5 sezon forma giyen Taylan, kazanılan TFF 1. Lig şampiyonluğun baş kahramanlarından bir tanesiydi. Antalyalı, geçen sezon Spor Toto Süper Lig’de mavi-beyazlı ekiple çıktığı maçlarda 3 asist yapıp 6 gol atarken, bu sezon geride kalan 3 maçta 1 gol, 1 de asist yapma başarısı gösterdi.

Milli forma ile alt yaş gruplarında toplam 30 maça çıkan başarılı oyuncu, 11 kez ağları sarstı.

Paylaşın

Kocaeli: İnönü Yaylası

Kültür, sanat ve ticaret merkezlerinden biri olan Kocaeli, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. İnönü Yaylası; Kocaeli’nin Başiskele İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Tepecik Köyü mevkiindedir.

İnönü Yaylası 1050 metre yükseklikte görülmeye değer bir yayladır. Yaklaşık 500 metre genişlikte ve bir kaç km uzunluğunda olan yayla da dağınık vaziyette ev yapılarını göreceksiniz.

Karadeniz‘den göçen insanların konuşlandığı yayla içinden başlayacak yürüyüşümüz sertleştirilmiş toprak yoldan yükselmeye başlayacak. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmalarla dikilen yürüyüş yolu tabelalarını yol boyunca görmek mümkün.

Kocaeli’nin kısa tarihi

Asya ile Avrupa kıtaları arasında önemli kara ve demiryolu güzergâhlarının kesiştiği bir yerde kurulan Kocaeli, bugün Marmara Bölgesi’nin ve yurdumuzun en önemli endüstri ve sanayi yerleşimlerinden biridir. Kocaeli’nin tarihi çok daha eski çağlara uzanır. İlk çağlarda, Bithynia adı verilen bölgede kurulan kentler, sırasıyla, Olbia, Astakos, Nicomedia, İznikmid, İzmid ve Kocaeli adlarını almıştır.

Trakya’dan gelen Megaralılar M.Ö. 712’de İzmit Körfezi’nin güneyindeki Başiskele yöresine yerleşerek Astakos adı verilen bir kent kurdular. Astakos halkı M.Ö. 262 yılında, bugünkü İzmit’in bulunduğu alanda kurulan bölgeye yerleşmiştir. Bitinya Krallığı’nın yıkılıncaya kadar başkenti kalacak bu kente, kurucusundan dolayı Nicomedia adı verilir.

Roma İmparatoru Diocletian, 284 yılında Nicomedia’yı işgal ederek Roma İmparatorluğu’nun başkenti yaptı. Bu dönemde şehir, Roma, Antakya ve İskenderiye’den sonra dünyanın dördüncü büyük kenti haline geldi. Fakat Büyük Konstantin tarafından İstanbul’un imparatorluğun merkezi yapılması ve İmparator Jüstinyen’in de Kadıköy-İzmit arasındaki yolu askeri nedenlerle kapatarak ulaşımı İznik üzerinden sağlamasıyla Nicomedia, eski önemini kaybetti.

Kocaeli Türk egemenliğine ilk olarak 11. yüzyılın sonlarında Selçuklular zamanında (1078) geçti. İznik’in Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olmasıyla birlikte kentin önemi iyice arttı. Ancak Haçlı Seferleri sırasında kısa bir süre Haçlı Ordusu komutanı Aleksios Komnenos tarafından işgal edilen kentin, Türk egemenliğine kesin olarak geçişi ise Orhan Bey döneminde oldu.Selçuklu döneminden günümüze Haçlı Seferleri’nde yağmalanması nedeniyle kalan eser sayısı oldukça azdır.

Kocaeli, Osman Bey ve oğlu Orhan Bey’in uç beylerinden Akçakoca tarafından 1337 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Nikomedya Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra, önce İznikmid, daha sonra İzmid (İzmit) adını almıştır. Şehir en parlak dönemine Kanuni Sultan Süleyman zamanında ulaştı.

19. yüzyılda İstanbul-İzmit arasında işleyen ve 1873 yılından itibaren de Haydarpaşa-Ankara güzergâhında faaliyet gösteren demiryolunun kente ulaşmasından sonra Kocaeli’nin ticari ve sosyal yaşamı canlanmaya başladı. Kent, 1888 yılında bağımsız sancak oldu ve ismi İzmit olarak değiştirildi. Daha sonra bölgeye fatihi Akçakoca’dan dolayı Akçakoca’nın yurdu manâsına gelen ‘Kocaeli’ adı verildi.

I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkımlar sonucu önemini bir süre yitiren ve sırasıyla önce İngilizler (6 Temmuz 1920) ardından Yunanlılar (28 Nisan 1921) tarafından işgal edilen Kocaeli, 28 Haziran 1921 de Türk Orduları tarafından işgalden kurtarıldı.

Kocaeli’nin Başiskele, Darıca, Dilovası, Çayırova, İzmit, Derince, Gebze, Gölcük, Karamürsel, Kandıra, Kartepe ve Körfez olmak üzere toplam on iki ilçesi bulunmaktadır. Kocaeli, Cumhuriyetle birlikte özellikle sanayileşme alanında en hızlı gelişen illerimizden birisi olmuştur. Bunun başlıca nedeni İstanbul’a yakınlığı ve ulaşım imkânlarının çeşitliliğidir. 1934 yılında İzmit’te ilk kağıt üretim tesisi olan İzmit Kağıt Fabrikası açılırken, bunu 1944’te ikinci selüloz ve Kağıt Fabrikası takip etmiş, SEKA tesisleri 1954, 1957 ve 1959’da genişletilmiştir.

Böylece günümüze kadar devam eden hızlı bir sanayileşme ile Kocaeli, Türkiye’nin ileri düzeyde sanayi bölgesi durumuna gelmiştir. Ayrıca Kocaeli ile ilgili önemli bir bilgi de, 30 derece meridyeni Köseköy’deki otoyol kavşağı köprüsünün bulunduğu yerde olduğundan tüm Türkiye saatlerini Kocaeli’ne göre ayarlamaktadır.

Paylaşın

Radamel Falcao Galatasaray’da

Galatasaray, Monaco’nun Kolombiyalı yıldızı Radamel Falcao ile 3 yıllığına anlaşmaya vardı. Kendisini sarı kırmızılı renklere bağlayan sözleşmeye imza attıktan sonra açıklama yapan Radamel Falcao, “Çok mutluyum” dedi.

Galatasaray, konuya ilişkin KAP’a yaptığı bildirim şu ifadeleri kullandı: “Profesyonel futbolcu Radamel Falcao Garcia Zarate ve kulübü AS Monaco Football Club ile oyuncunun bedelsiz transferi konusunda anlaşmaya varılmıştır. Yapılan anlaşmaya göre Futbolcuya, 2019-2020 sezonundan başlamak üzere 3 sezon boyunca net 5.000.000 Euro sabit transfer ücreti ödenecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Kendisini sarı kırmızılı renklere bağlayan sözleşmeye imza attıktan sonra açıklama yapan Radamel Falcao ise şunları söyledi:

“Havaalanından çok farklı ve yoğun duygularla ayrıldım. İçeriye girmek istemedim hatta uzun dakikalar orada taraftarımızla birlikte olmak istedim. O yüzden ailemi de getirdim, Galatasaray’ın ne kadar büyük bir camia olduğunu bildiğim ve böyle bir karşılamanın olacağını tahmin ettiğim için tek gelmek istemedim. Ailem de burada olsun istedim, eşim ve çocuklarım da yanımda olsun istedim.

Bir kez daha anladım ki çok doğru bir karar vermişim. Çok mutluyum. Bu süreçte Başkanımız ve Abdurrahim Bey çok fazla uğraştılar. Yusuf Bey ve Fernando Muslera da aynı şekilde çok uğraştılar. Bugün bir kez daha gördüm ki verilen bütün çabalar ve benim dik duruşum boşuna değilmiş. İnanılmaz önemli bir ana tanıklık ettim, hayatımdaki en büyük anlardan biriydi belki de.”

Paylaşın