Adana: Ağca Mescit

Ağca Mescit; Adana’nın Seyhan İlçesi, Ulucami Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Adana’nın tarihi bilinen en eski Türk yapısıdır. Türkmen beylerinden Ağca tarafından 1489’da Ramazanoğlu Ahmet Şahabeeddin Bey döneminde yaptırılmıştır.

Yapı ayrıca 1770’te Hacı Hasan Ağa, 1867 (1284H.) de Hacı Ali Bey tarafından kapsamlı bir şekilde onarılmıştır. Mescidin giriş kapısında 1770 onarımına ait 60×35,5 cm boyutlarında mermer bir kitabe bulunmaktadır.

İri blok kesme taşlardan yapılmış olan mescidin beden duvarları alçak bir platform üzerinde yükseltilmiştir. Kare planlı tek kubbeli yapıda kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmıştır.

Kubbe aynı zamanda yere kadar inen ve her cephede yer alan 4 askı kemerine oturmaktadır. Yapı güney ve batı cephede yer alan altta ikişer üstte birer adet pencere ile aydınlatılmaktadır.

Yapının giriş kapısı bitkisel desenle roliyefle bezemeli olup mihrabı taştandır.Ahşap mimberi son yıllarda yapılmıştır. Yapı 2000’li yılların başında kapsamlı bir onarım geçirmiştir ve günümüzde oldukça iyi bir durumdadır.

Paylaşın

Kırklareli: Kavaklımeşe Korusu Tabiat Parkı

Kavaklımeşe Korusu Tabiat Parkı; Kırklareli Merkez İlçeye bağlı Kavaklı Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 35,55 hektar alana sahiptir.

Günübirlik kullanım alanı özelliğinde olup şehir merkezine 12 kilometre mesafede Kırklareli-Babaeski Yolu üzerindedir.

Arazide genellikle meşe türleri bulunmaktadır. Planlama alanı içerisinde meşenin yanında ağaçlandırma sahası olarak arazinin güney kısmında ibreli türlerden karaçam dikilmiştir.

Çalılık sahalarda böğürtlen, kocayemiş bulunmaktadır. Saha geneli; boylu meşe ağaçları ile kaplıdır. Arazide yaygın olarak sincap türleri ve kuş türleri yaygın olarak gözlemlenmektedir.

 

Paylaşın

Kayseri: Derebağ Şelalesi Tabiat Parkı

Derebağ Şelalesi Tabiat Parkı; Kayseri’nin Yahyalı İlçesi, Derebağ Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Kayseri’ye 93 km Yahyalı’ya 10 km uzaklıktadır. Derebağ Şelalesi, yayvan akışlı kaynak çağlayanlardan biri olup 30 m yüksekliğindedir. İki mağara içinden çıkan temiz ve berrak kaynak suları daha sonra dar bir vadiden akarak Yahyalı’ ya ulaşır.

Derebağ şelalesi sahip olduğu doğal güzellik ve bitki örtüsü nedeniyle geçmişten bu güne kadar rekreasyon alanı olarak kullanılmaktadır. Özellikle Yahyalı ilçesi halkının rağbet ettiği bir rekreasyon alanıdır. Gerek Derebağ Şelalesini görmek gerekse piknik yapmak için yaz aylarında yoğun talep olmaktadır.

Sahada dereye yakın kesimlerde Meşe, Söğüt, Çınar, Akasya, Ceviz, ve bazı çalı türleri. Tepelerin yamaçlarında ise Boylu Ardıç, Katran Ardıcı, Adi Ardıç ve daha çok bozkır (step) bitkileri yer yer göze çarpmaktadır. Tepelere yaklaştıkça ve kayalık kesimlerde Geven, Mavi Çiçekli Adaçayı, Çoban Yastığı, Karamuk Çalısı, Sığır Kuyruğu ve Dağ Yastığı gibi ot ve çalı formlu dikensi türler hakim olmaktadır.

Alanda Yaban Keçisi, Vaşak, Kurt, Yabani Tavşan, Çakal ve Tilki gibi memei türler yanında Kaya Kartalı, Şahin, Doğan, Delice, Kuzgun, Sarıgagalı Dağkargası, Akkuyruksallayan, Baştankara, İbibik, Alakarga, Kınalı Keklik ve Karatavuk gibi türlerde gözlemlenmektedir. Sürüngenlerden Tosbağa, İnce Parmaklı Keler, Geniş Parmaklı Keler, adi Bukelemun, Kör Yılan ve Mahmuzlu Yılanda gözlenir.

 

 

Paylaşın

Bolu: Abant Gölü Tabiat Parkı

Abant Gölü Tabiat Parkı; Bolu il merkezinin 34 kilometre güney batısında ve yaklaşık 1350 metre yükseklikte yer alır.

Abant Gölü Tabiat Parkı; Batı Karadeniz sıradağlarının Karadeniz sahiline paralel 2. kolunu oluşturan Abant ve Keremali sıradağlarının kolları arasındadır.

Abant Gölü Tabiat Parkı çevresi de, çam, köknar, kayın, meşe, kestane, gürgen, kavak, yabanıl meyve ağaçlarından oluşan zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Tabiat Parkı florasına dahil 84 familyaya ait 332 cins, 660 tür, 147 alt tür ve 69 varyete, toplam 672 taksonun kaydı Uçar (1996) tarafından, Çobanoğlu (1999) tarafından 150 liken türü kaydı verilmektedir. Bu taksonlardan 51’i endemiktir.

Abant bölgesinden iki alt tür ve birde tür seviyesinde üç kuyruklu kurbağa (semender) bilinmektedir. Bunlardan, ilk toplanma yeri (tip yeri) Abant (yaklaşık 1300 m) olan küçük taraklı semenderin Türkiye için endemik bir alt tür olduğu ve dünyada şimdiye kadar başka bir yerde rapor edilmediği bilinmektedir.

Bunun yanında yine sadece Abant bölgesinden bilinen Abant fındıkfaresi de bu bölgeye endemik olan memeli bir hayvandır. Yöre ormanları Kızıl geyikler için uygun bir yaşam alanıdır. Omurgalılardan akla gelen ilk isim ise Abant Alası da denilen ve göle endemik olan Salmo turutta abanticus adlı bir alabalıktır.

Abant Gölü Tabiat Parkı; Çam, köknar, kayın, meşe, kestane, gürgen, kavak, yabanıl meyve ağaçlarından oluşan zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Doğal kaynak değerlerinin yanında, konaklama tesisleri, çadırlı kamp ve günübirlik kullanım alanları ve yaylalarıyla Rekreasyonel kullanım taleplerini karşılayacak kültürel kaynak değerlerine de sahiptir.

Abant Gölü Tabiat Parkı;  insanların eğlenmesine, dinlenmesine ve kısa süreli tatil yapmasına, ayrıca bilimsel ve eğitsel amaçlı çalışmalara olanak veren, orman, dağ ve göl peyzajlarının bütünleştiği doğal kaynak değerlerinin yanında, konaklama tesisleri, çadırlı kamp ve günübirlik kullanım alanları ve yaylalarıyla rekreasyonel kullanım taleplerini karşılayacak kültürel kaynak değerlerine de sahiptir.

Abant Gölü Tabiat Parkı’nın sahip olduğu doğal peyzaj elemanlarının oluşturduğu kompozisyon, ağırlıklı olarak göknar, sarıçam, karaçam, kayın ve gürgen ağaçlarının oluşturduğu vejetatif orman peyzajının görselliğini, flora ve fauna içerisinde yer alan canlılar için yaşam ortamlarının fiziki hazırlayıcıları olan dağ ve göl peyzajları ile birleştirmektedir. Abant Gölü Tabiat Parkını etkileyen kültürel peyzaj elemanları ise; Tabiat Parkı içerisinde kültürel peyzajın etkileri konaklama tesislerinde ve yaylalarda yoğun olarak hissedilmektedir.

Nasıl Gidilir: Abant Gölü Tabiat Parkı’na; Ankara- İstanbul D-100 Devlet Karayolu’nun 203 km. sinden, Ömerler Köyü sapağından ayrılan 22 km. lik asfalt yol ile ulaşılmaktadır. Park alanı; Bolu’ya 33, Ankara’ya 225, İstanbul’a ise 258 km. uzaklıktadır. Tabiat Parkı Düzce’ye 60. km., Mudurnu’ya 20 km. kadardır.

Paylaşın

Kastamonu: Yeşilyuva Tabiat Parkı

Yeşilyuva Tabiat Parkı; Kastamonu’nun Abana İlçesinin Hacıveli mevkiinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 5 hektar alana sahiptir.

Abana – Çatalzeytin karayolu üzerinde bulunan Tabiat Parkı, Kastamonu Merkezine 97 km. ve Abana’ya 3 km. uzaklıkta olup asfalt yolla ulaşım sağlanmaktadır. Kastamonu Abana arası otobüs ve minibüs ile ulaşım imkanı bulunmaktadır.

Yeşilyuva Tabiat Parkını oluşturan Kayın, Gürgen, Kestane ve Meşe türleri ile ibrelilerden  Sarıçam ve Kızılçam türler arasında sayılabilir.

Tabiat Parkı’nda habitat çeşitliliği bulunmaktadır. Karaca, Domuz, Kurt,  Tilki, Sansar, Gelincik, Tavşan, Sincap, Çulluk, Bıldırcın, Kestane Kargası, Sakarmeke, Doğan, Baykuş, Karga, Ağaçkakan, Yılan, Kaplumbağa, Kertenkele krşılaşabileceğiniz canlı türleri arasındadır.

hYeşilyuva Tabiat Parkı, alkın güzel vakit geçirip piknik yapabileceği bir alandır.

Paylaşın

Çorum: Çatak Tabİat Parkı

Çatak Tabiat Parkı; Çorum İl merkezine yaklaşık 22 km. uzaklıktadır.  Çorum İli Merkez İlçe, Çatak ve Çalyayla Köyü sınırları içerisinde yer alır.

Çatak Tabiat Parkı; 387,5 ha.’lık planlama alana sahiptir. 8.6.1984 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince Tabiat Parkı olarak tescil edilmiştir.

Alanda genel olarak Karaçam hakim bulunmaktadır. Alanda Kızıl geyik, Karaca, yaban tavşanı, kurt, tilki, kirpi, fare, köstebek, gelincik, sansar, porsuk, yaban domuzu , kurbağa, yılan, tosbağa gibi hayvanlar mevcuttur.

Çatak Tabiat Parkı’nın, kaynak değerleri içerisinde en önemli başlıklardan biri ormanlar olup alanda doğal çam ormanları, doğal peyzajı, flora ve fauna yapısı sahiptir.

Çatak Tabiat Parkı’da piknik masaları ve kamelyalar mevcuttur. Ayrıca alanda 1 adet misafirhane ve 4 adet bitişik yapılı betonarme bungalow mevcuttur.

Paylaşın

Kastamonu: Şehit Şerifebacı Tabiat Parkı

Şehit Şerifebacı Tabiat Parkı; Kastamonu-Çankırı karayolu üzerinde yer almaktadır. Deniz seviyesinden 700 m. yükseklikte bulunmaktadır.

Tabiat Parkı, Kastamonu Merkezine 12 km. uzaklıkta olup asfalt yolla ulaşım sağlanmaktadır.

Park, Tarihi İstiklal Yolu güzergahı üzerinde bulunmakta ve ismini Kurtuluş Savaşı şehidi Şerife Bacıdan almaktadır.

Halkın gündelik yoğunluktan ve stresten uzaklaşması için kente yakın bir piknik alanı.

Paylaşın

Kastamonu: Dipsizgöl Tabiat Parkı

Dipsizgöl Tabiat Parkı;  Kastamonu’nun Tosya ilçesinin Çiftler Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 5 hektar alana sahiptir.

Dipsizgöl Tabiat Parkı’na Kastamonu’nun Tosya İlçesi içinden Çiftler Köyüne geçilerek ulaşılır. Tosya – Ankara Karayoluna 9 km mesafededir. Yolun tamamına yakını asfalt olup ulaşım rahattır.  Kastamonu İl Merkezine 95 km. ve Tosya İlçesine 25 km uzaklıktadır.

Dipsizgöl Tabiat Parkını oluşturan Karaçam olup, Gürgen ve Meşe türleri öncelikli türler arasında sayılabilir. Saha içerisindeki göl görülmeye değerdir.

Tabiat Parkı’nda habitat çeşitliliği bulunmaktadır. Karaca, Domuz, Kurt,  Tilki, Sansar, Gelincik, Tavşan, Sincap, Çulluk, Bıldırcın, Doğan, Baykuş, Karga, Ağaçkakan, Yılan, Kaplumbağa, Kertenkele bu türler arasında sayabiliriz.

 

Paylaşın

Ankara: Soğuksu Milli Parkı

Soğuksu Milli Parkı; Ankara’nın Kızılcahamam mevkindedir, 1959 yılında ilan edilmiştir. Yüz ölçümü 1.050 hektar iken 1997 yılında yapılan sınır değişikliği ile 1.187 hektara çıkarılmıştır. 

Batı Karadeniz Bölgesi’nden İç Anadolu’ya geçiş kuşağında yer alan ormanların hakim olduğu bir alandır. Soğuksu Milli Parkı, Ankara’ya 80 km. mesafede bulunması ve şifalı kaplıcaları ile tanınmış Kızılcahamam ilçesine bitişik olmasının yanı sıra, insanların eğlenmesine, dinlenmesine ve kısa süreli tatil yapmasına, ayrıca bilimsel ve eğitsel amaçlı çalışmalara olanak veren, orman, dağ ve su peyzajlarının bütünleştiği doğal kaynak değerlerin yanında, konaklama tesisleri, çadırlı kamp ve günübirlik kullanım alanları ile rekreasyonel kullanım taleplerini karşılayacak kültürel kaynak değerlerine sahiptir.

Yürüyüş, kampçılık, doğa araştırmaları, kuş gözlemleri ve foto safari yapılmakla birlikte bitki inceleme (Botanik Turizmi) açısından son derece önemli mantar ve geofit türleri içeren alan, kaynak değeri taşımaktadır.  Dağcılık ise Osmandede tepesi dediğimiz bölgenin kuzey batısını içeren bölümde gerçekleştirilebilmektedir. Kullanma sahasında 800 ziyaretçinin ihtiyacını karşılayacak piknik masası, piknik ocağı, çöp bidonu, çeşmeler, tuvaletler ve yağmur barınakları mevcuttur.

Soğuksu Milli Parkı bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengindir. Hakim ağaç türünü karaçam, sarıçam, göknar  ve gürgen oluşturur. Ayrıca çeşitli çayır otları ve çiçekler mevcut olup; Yabani çilek, yabani gül, ahlat, bodur ardıç, yabani fındık, titrek kavak ve bazı meşe türleri de bulunmaktadır. Parkın kaynak değerleri içinde “dağ lalesi” önemli yer tutar.

Milli Parkın 945 hektarı ormanlık saha, 242 hektarı ise açıklık sahadır. Bölgede hakim olan vejetasyon tipleri ve bunların fizyonomik görünümleri bölge vejetasyonunun İç Anadolu’dan çok Karadeniz vejetasyonuna benzediğini göstermektedir.

Milli Park sınırları içinde orman, step, çayır ve dere ekosistemi olmak üzere başlıca 4 ekosistem tipi belirlenmiştir. Yoğunlukta olan orman ekosistemi, kendi içinde Yaprak Döken Ormanlar ve İbreli Ormanlar olmak üzere iki farklı şekilde görülmektedir.

Soğuksu Milli Parkında, ibreli orman ağaçları çoğunluktadır. En belirgini de karaçam ağaçlarıdır. Step ekosistemi orman açıklıklarında, çayır ekosistemi eğilimi olmayan yaz aylarında suyu çekilen çok nemli alanlarda yayılış göstermektedir.

İspanyadan sonra en çok kara akbaba çiftinin bulunduğu Soğuksu Milli Parkı; bu kuşların Eskişehir-Türkmenbaba alanından sonra en fazla gözlendiği alan konumundadır. Bu kuşlar milli park ile özdeşleşmiş olup, Kızılcahamam ilçesinin girişinde insanları Kara Akbaba Heykeli karşılamaktadır. Bölge ormanlarının bulunduğu saha volkanik kayaçlardan oluşmuştur. Bu nedenle yörede sıcaksu ve soğuksu  kaynakları bulunmakta, sıcak su kaynakları kaplıca olarak değerlendirilmektedir.

 

Paylaşın

Kocaeli: SEKA Kağıt Müzesi

SEKA Kağıt Müzesi; Kocaeli’nin İzmit İlçesi, Kozluk Mahallesi, Mehmet Ali Kağıtçı sokak üzerinde yer almaktadır.

Yaşamımızın her anına dokunan kâğıt, dilin yayılma aracı, iletişim ve aidiyet zeminidir. Medeniyetin ve kültürün taşıyıcısıdır.

Kâğıt, ilk aşk mektubumuz, kimliğimiz, günlüğümüz, evimizin tapusu, uzaktaki yakınlarımızdan aldığımız haber, evlilik cüzdanımız, yüzdürdüğümüz gemi, uçurduğumuz uçak, sınav sorularımız, sevdiğimiz roman, abajurumuz, dünya atlasımızdır.

Son teknoloji bir uzay gemisinin yalıtımında da satın aldığımız yumurtaları muhafaza eden kapta da kâğıt kullanılır. Gündelik hayatı kolaylaştıran bir malzeme de olabilir; duyguları, düşünceleri görünür kılan bir ayna da… SEKA Kâğıt Müzesi, Türkiye’de kâğıt üretimi dendiğinde akla gelen en önemli kurum olan SEKA’ya ve tüm SEKA’lılara adandı.

Kocaeli: Sultan Orhan Camii

Bu müzede, her yönüyle kâğıdı, kâğıdın tarihini ve üretim süreçlerini keşfedecek; idealist bir adamın, Mehmed Ali Kâğıtçı’nın düşlerine, bir sosyal dönüşüm modeli ve endüstri mirası olan SEKA fabrikasının hikâyesine tanıklık edeceksiniz.

SEKA Kâğıt Müzesi, ziyaretçiyi odağına alan, Türkiye’nin en büyük endüstriyel mirasının müzeye dönüşüm projesidir. Müze, farklı yaş gruplarından oluşan ziyaretçileri için çağdaş bir sergileme yaklaşımıyla unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Paylaşın