2021’de Google’da En Çok Hangi Kelimeler Arandı?

Google, 2021 yılında en çok aranan kelimeleri açıkladı. Türkiye’de listenin ilk sırasını EBA giriş (Eğitim Bilişim Ağı) alırken, en çok aranan kişi ise Mesut Özil oldu. Yemek tarifleri arasında en çok Güllaç tarifi aranırken, dizi de ise Squid Game listenin ilk sırasında yer aldı.

İnternetin en sık kullanılan arama motoru Google’ın 2021’in trendlerini açıkladığı listelerde yıl boyunca Türkiye gündemini oluşturan konular yer aldı. Genel aramalarda ilk 10 şöyle sıralandı:

  1. EBA (Eğitim Bilişim Ağı) giriş
  2. Squid Game
  3. AÖL
  4. Mesut Özil
  5. Elmalı Davası
  6. MHRS randevu
  7. Okulun ilk günü
  8. Sadakatsiz
  9. Sezai Karakoç
  10. HES kodu alma

En fazla aranan kişi Mesut Özil

Fenerbahçe’nin dünyaca ünlü yıldızı futbolcu Mesut Özil, 2021’in en çok aranan ismi oldu. İkinci sırayı ise milli voleybolcu Ebrar Karakurt aldı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in üçüncü sırada yer aldığı liste şu şekilde sıralandı.

  1. Mesut Özil
  2. Ebrar Karakurt
  3. Mahmut Özer
  4. Burak Elmas
  5. İrfan Can Kahveci
  6. Miralem Pjanic
  7. Gedson Fernandes
  8. Nihal Yalçın
  9. Batuhan Karacakaya
  10. Zehra Güneş

En çok aranan diziler

Netflix tarafından dünya genelinde yayınlanan Güney Kore yapımı drama dizisi Squid Game, bu sene Türkiye’de en çok aranan diziler kategorisinde listenin başına oturdu. Yönetmenliğini Neslihan Yeşilyurt’un yaptığı ve başrollerini Cansu Dere, Caner Cindoruk, Melis Sezen ve Berkay Ateş’in üstlendiği Sadakatsiz, ikinci sırada yer aldı. İşte Türkiye’de en çok aranan 10 dizi:

  1. Squid Game
  2. Sadakatsiz
  3. Aşk Mantık İntikam
  4. Masumiyet
  5. Yargı
  6. Üç Kuruş
  7. Masumlar Apartmanı
  8. Sen Çal Kapımı
  9. Son Yaz
  10. Maraşlı

Ne zaman?

Kovid 19 salgını nedeniyle gündelik hayatın bir parçası olan dışarı çıkma kısıtlamaları, yine Google’da en çok arananlar arasındaydı. Türk kullanıcıların ‘ne zaman?’ sorusunda ilk 10 şöyle:

  1. Okullar Ne Zaman Açılacak
  2. Kabine Toplantısı Ne Zaman
  3. Yasaklar Ne Zaman Bitiyor
  4. Tam Kapanma Ne Zaman
  5. Kafeler Ne Zaman Açılacak
  6. Bilim Kurulu Toplantısı Ne Zaman
  7. DGS Tercihleri Ne Zaman
  8. YKS Tercih Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak 2021
  9. Okullar Ne Zaman Kapanacak
  10. Türkiye Maçı Ne Zaman

En çok güllaç tarifi arandı

Yemek tarifleri arasında en çok aranan güllaç oldu. Onu soğuk baklava takip etti. İlk on şöyle oluştu:

  1. Güllaç tarifi
  2. Soğuk Baklava Tarifi
  3. Taco tarifi
  4. Tulumba tatlısı tarifi
  5. Sufle tarifi tencerede
  6. Galette tarifi
  7. Gulaş tarifi
  8. Çiğ köfte tarifi
  9. Panna cotta tarifi
  10. Cizleme tarifi
Paylaşın

Türk Lirası Yüzde 50’den Fazla Değer Kazandı

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve kamu bankalarının piyasaya müdahaleleri sayesinde Türk lirasının bu hafta yüzde 50’den fazla değer kazandığını yazdı.

Pazartesi günü dolar kurunun 18 TL, euro’nun da 20 TL seviyesini aşması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faizlere devlet tarafından kur garantisi verileceğini açıklamıştı.

Bu açıklamanın ardından döviz kurları düşüşe geçmişti. Merkez Bankası, Cuma için geçerli olan dolar alış kurunu 11,6738 olarak belirledi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bireysel döviz hesabı sahipleri bu hafta Pazartesi ve Salı günü dolar satmadı.

Verileri inceleyen Reuters, kurları düşürmek için Merkez Bankası’nın bu hafta yaptığı müdahalelerin bankaya maliyetinin 8 milyar doları aştığını yazdı.

Reuters haberinde, bireysel hesap sahiplerinin dolar birikiminin Pazartesi günü 163,8 milyar dolar iken Salı günü de 163,7 milyar dolar ile hemen hemen sabit kaldığı belirtiliyor.

Buna karşın, Merkez Bankası’nın ve kamu bankalarının arka kapı satışı olarak ifade edilen dolar satışıyla TL’nin değer kazandığı vurgulanıyor.

Reuters’e konuşan üç bankacının hesaplamalarına göre, sadece haftanın ilk üç gününde Merkez Bankası’nın net döviz rezervleri 8,5 milyar dolar azaldı.

Paylaşın

Dünyanın En Eski Soy Ağacı Ortaya Çıkarıldı

İngiltere’de bilim insanları 5 bin 700 yıllık bir anıt mezardaki insan kemiklerini inceleyerek dünyanın en eski soy ağacını keşfetti. Cotswolds şehrindeki anıt mezarda bulunan kalıntıların DNA analizi, gömülen insanların aynı aileden beş farklı kuşağa ait olduğunu ortaya koydu.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Cilalı Taş Devri’ne ait anıt mezardaki insanların çoğu, aynı adamdan çocukları olan dört farklı kadının soyundan geliyor. Bu insanlar, bağlı oldukları anaerkil birinci kuşağa göre, mezarın farklı kısımlarına gömülmüş.

Araştırmacılara göre bu buluş, birinci kuşak kadınların bu topluluğun gözünde önemli bir sosyal konuma sahip olduğunu ortaya koydu.

Gloucestershire’da tarihi Hazleton North bölgesinde yer alan anıt mezar, bir ucu kuzeye bir ucu da güneye bakan L şeklinde iki kısımdan oluşuyor. İki kadın ve çocuklarının yanı sıra, o çocukların beşinci kuşağa kadar uzanan kendi çocukları da, mezarın güney kısmına gömülmüş.

ABD’deki Harvard Tıp Okulu’ndan Prof. David Reich, “Diğer iki kadın ve onların çocukları kuzeye bakan kısıma gömülmüş ancak bazılarının kalıntıları daha sonraki zamanlarda güney kısma alınmış gibi görünüyor. Bunun nedeni, kuzeydeki kısmın bir süre sonra çökmesi ve başka bir aile bireyini gömmenin artık imkansız hâle gelmiş olması olabilir” şeklinde açıklıyor.

DNA araştırmasına liderlik eden ekipteki Newcastle Üniversitesi’nden Dr. Chris Fowler’a göre, bu buluşun önemi büyük. Fowler, Cilalı Taş Devri’nden kalan diğer mezarlardaki mimari yapıyı da inceleyerek aile bireylerinin bu mezarlara ne şekillerde gömüldüğü ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olabileceklerini söylüyor.

Anıt mezarın ait olduğu tarihsel dönem de önemli. Mezarın yapıldığı çağda İngilizler, binlerce yıl önce ataları Anadolu ve Ege’den Avrupa’ya göç etmiş olan topluluklar sayesinde çiftçilikle tanışmıştı.

Araştırmacılar, anıt mezarlardaki kalıntıları inceleyerek, Taş Devri’nde yaşamış olan bu insanların aile dinamiklerini ve kültürlerini daha yakından tanımayı da başarabilir.

Aile mezarını inceleyen araştırmacılar, “üvey oğul” kavramının da bu aile yapılarına girdiğine dair işaretler olduğunu söylüyor. Bazı erkeklerin anneleri mezarda olsa da, biyolojik babalarının mezarda olmadığı dikkat çekti.

Kayıp kadınlar

Kazılar sırasında araştırmacılar erken yaşta ölmüş iki kız çocuğun kalıntılarını buldular ancak bazı kadınların aynı mezara gömülmediğini fark ettiler.

“Bazı kadınların kayıp olduğuna” dikkat çeken Prof. Reich, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erkekler ve kadınların doğum oranları aynıydı, dolayısıyla bu kadınların nerede olduğu bir sır. Bir sonraki anıt mezarda da değiller ve bütün bu insan topluluğu arasında da kayıplar. Yoksa ölen insanlar yakılıyor muydu? Ölülerin bazı topluluklarda yakıldığını biliyoruz. Yoksa sadece belli bir sosyal statüsü olan insanları mı bulabildik?”

Anıt mezarlar, çokeşliliğin erkeklerle sınırlı olmadığı bir aile düzenine işaret ediyor. Erkeklerin birden fazla kadından çocuk sahibi olduğu gibi, kadınların da birden fazla erkekten çocuk sahibi olduğu anlaşılıyor.

Aynı erkekten çocuk sahibi olan farklı kadınların genel olarak birbiri ile akraba olmadığı görülüyor. Ancak kadınların, birbiri ile yakın akraba olan birden fazla erkekten çocuk sahibi olduğu örnekler de var.

Araştırma raporunun yazarları arasındaki , İspanya’daki Bask Bölgesi Üniversitesi’nden genetik uzmanı Iñigo Olalde, son teknolojilerin ve anıt mezardaki DNA’nın iyi korunmuş olmasının da yardımıyla, hem dünyanın en eski soy ağacını keşfedebildiklerini, hem de eski toplulukların sosyal yapıları hakkında daha fazla bilgi sahibi olma şansı yakaladıklarını ifade etti.

Paylaşın

Bangladeş’te Feribotta Yangın: En Az 39 Ölü

Bangladeş’in güneyindeki Jhalokati ilçesi açıklarındaki Sugandha Nehri’nde seyreden ve 500 yolcu taşıyan MV Avijan-10 isimli feribotta cuma günü sabaha karşı 3 sularında yangın çıktı.

Haber Merkezi / Yangında en az 39 kişi hayatını kaybetti, 72 kişi de yaralandı. Çok sayıda kişinin ağır yanıkları olması nedeniyle faciada ölü sayısının büyük ihtimalle artabileceği belirtiliyor.

Yangın sırasında feribotta 500’e yakın yolcu vardı. Feribotun motor dairesinde başlayan yangının, hızla yayıldığı ve saatlerce sürdüğü bildirildi.

Çok sayıda nehrin bulunduğu Bangladeş’te, yoğun kullanılan deniz ulaşımındaki feribot kazaları sık sık yaşanıyor.

Bunun nedenleri ise kalabalık seferler, feribotlarda düzenli bakım yapılmaması ve ülkede bulunan çok sayıda tersanedeki kötü güvenlik koşulları olarak sıralanıyor.

Ülkede feribotlar sık sık kötü hava koşulları nedeniyle de batıyor. Haziran 2020’de, 50 kişiyi taşıyan bir teknenin alabora olması sonucu çok sayıda kişi ölmüştü.

İtfaiye görevlisi Fazlul Hak, yolcuların çoğunun hafta sonunu aileleri ve arkadaşlarıyla geçirmek için memleketine dönen kişilerden oluştuğunu belirtti.

Hak, kurtarma ekiplerinin şu ana kadar 39 cesede ulaştığını, ağır yanıkları bulunan 7’si ağır 72 kişinin de Dakka’da hastaneye kaldırıldığı bilgisini paylaştı.

Kurtarma operasyonunun başında bulunan itfaiye görevlisi Kamaluddin Bhuiyan da, yangının makine dairesinde çıkmış olabileceğini söyledi. Bhuiyan, yangının iki saat süren operasyonun ardından kontrol altına alındığını kaydetti.

Yangından sağ kurtulan yaşlı bir kadın Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada, “Alt güvertede bir minderin üzerinde uyuyorduk. 9 yaşındaki torunum Nayeem benimleydi. Suya atladı. Ona ne olduğunu bilmiyorum”

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Koca’dan Aşı Çağrısı

Kovid 19’da son 24 saatte 18 bin 910 yeni vaka tespit edilirken, 133 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “HATIRLATMA DOZLARINI YAPTIRMAZSAK YORUCU GÜNDEME DÖNEBİLİRİZ.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 356 bin 106 test yapılırken, 18 bin 910 yeni vaka tespit edildi. 133 kişi hayatını kaybederken, 20 bin 351 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan açıklama

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Doğru. Salgını gündemden çıkarmalıyız. Bunun mümkün olduğuna kuşku yok. Vefat ve vaka sayılarında son haftalarda kontrollü seyir devam ediyor. Toplumun genel eğilimi de salgın psikolojisinden uzaklaşma yönünde. Ama: HATIRLATMA DOZLARINI YAPTIRMAZSAK YORUCU GÜNDEME DÖNEBİLİRİZ.

Bakanlığın açıkladığı 23 Aralık Perşembe gününe ait verilere göre, 18 bin 771 vaka tespit edilirken 168 kişi hayatını kaybetmişti. Dün, 355 bin 753 test yapılmış ve 21 bin 605 kişi sağlığına kavuşmuştu.

Paylaşın

‘Rezervler Düşerken Ben Yoktum’ Diyen Erdoğan’a Babacan’dan Tepki

Kilis’te partisinin merkez ilçe kongresinde konuşan DEVA Partisi Babacan, ‘rezervler düşerken ben yoktum’ diyen Erdoğan’a tepki göstererek, “Geçen gün ‘Rezervler düşerken ben yoktum, cumhurbaşkanıydım’ demiş. Sırf ‘haberim yokken kuş dahi uçamasın’ diye tek yetkiyi eline almışsın, ne demek ‘Ben yoktum’? Oradaydınız, Beştepe’deydiniz” dedi.

Haber Merkezi / Babacan, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “Kabile devleti mantığıyla akraba bakan atandı. ‘Ya oğlum, Merkez Bankası rezervleri ne oldu’ diye soramaz mı? Asıl biz rezervleri biriktirirken sizin haberiniz yoktu. Çünkü siz başbakandınız. Bakanlar kurulundaki her bakan kendi işini yapıyordu. Merkez Bankası da bağımsızdı. Bu rezervleri siz yaktınız.” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kilis’te partisinin merkez ilçe kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonu yüzde 7’ye, faizi yüzde 4 buçuklara düşüren bizdik” sözleri, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri ve göçmen politikası vardı. Babacan şunları söyledi:

“Aynı müflis tüccar gibi alıyor eline defterleri karıştırıyor. Biz nerede, ne yapmıştık onları anlatıyor. ‘Yok, paradan 6 sıfırı attık.’ ‘Yok, faizi düşürdük.’ ‘Yok, enflasyonu düşürdük.’ Korkuyorum yakında ‘Orta gelir tuzağından ilk bahseden ben oldum’ diyecek. Korkuyorum ‘2012’de hukuk, eğitim gerekiyor, yoksa ekonomimiz kötüye gidecek diye ben anlatıyordum’ diyecek. Ben önce sakinleşmesini tavsiye ediyorum. Paradan altı sıfırı; ehil kadroların, ortak aklın ve istişarenin yönetimde olduğu dönemde biz attık. Türkiye ilk benden duydu bunu, kendisi gazetelerden okudu. Enflasyonu tek haneye, yüzde 6’ya, ehil kadroların, ortak aklın ve istişarenin yönetimde olduğu dönemde biz düşürdük. Faizi yüzde 4,5’lara, ehil kadroların, ortak aklın ve istişarenin yönetimde olduğu dönemde biz düşürdük.”

Merkez Bankası’nın politika faizinin ve enflasyon oranlarının yıllara göre grafiğini yayınlayan Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Faiz 2013’ün mayıs ayında 4 buçuğa düşmüş. Ekonomi yönetiminde işini bilen, ortak akıl ve istişareyle karar alan bir kadro var. Bu arkadaşınız o kadronun başında oldu. Hani faiz 4 buçuğa indi diye övünüyor ya. Sağ olsun, bizim dönemin reklamını yapıyor; ondan memnunuz o ayrı. Ekonomi, ehliyetli ve liyakatli kadroların yönetimindeyken güzel rakamları açıklıyor. O çok istediği, uğruna ülkeyi ateşlere attığı, taraflı ve partili cumhurbaşkanlığı sistemi geldiğinde faiz yüzde 8. Eylül 2018’de partili taraflı cumhurbaşkanı, akraba bakan el ele verip ekonomiyi yönetmeye başlıyorlar ve faiz hızla artmaya başlıyor. Merkez Bankası’nın faizi tam yüzde 24’e sıçrıyor. Faiz bizim zamanımızda düştü, sizin tek yetkili olduğunuz dönemde yükseldi. Tablo açık.

Krizlerin ortağı Bahçeli’nin 2002 seçimlerinde bıraktığı ekonomide enflasyon yüzde 29,75. Biz yüzde 6’lara kadar düşürmüşüz. Ama belli ki anlamıyor, biz düşürdük diyor. Elini tutan yok ki hadi tekrar düşür. Biz enflasyonu yüzde 7’ye değil, yüzde 6’lara düşürdük. 34 yıl boyunca iki, üç haneli seyreden enflasyonu biz iki yılda tek haneye indirdik. Sonra paradan altı sıfırı attık. Başkalarının hakkına girmeyin. Dünya âlem, bu enflasyonla mücadele başarısının şeref madalyasını o günkü kadrolara takmış. Boşuna uğraşmayın. Kötü yönetiminiz yüzünden bu seneyi makyajlı rakamlara göre bile yüzde 25-30 enflasyonla kapatacaksınız. Çarşıda, sokakta ise yüzde 40, 50 enflasyon var.

“Devlet eliyle döviz kuruna manipülasyon yapılacak iş midir?”

‘Erdoğan konuştu, kur düştü’ densin diye, yeni model daha uygulanmaya başlamadan Merkez Bankası, kamu bankaları yoğun bir döviz satışına başladı. Böyle aldatmaca olur mu? Devlet eliyle döviz kuruna manipülasyon yapılacak iş midir? Bir önceki hafta yüksek kuru Çin modeli diye anlatıyorlar; ertesi hafta bak düşürdük diye seviniyorlar. Merkez Bankası’nı daha da borca batırdılar. Hani vaktiyle Merkez Bankası’nın tam 130 milyar dolarını cayır cayır yakmışlardı, sonuçta rezerv bitmişti, Merkez Bankası 50 milyar dolar borca batmıştı ya… Aynısını bu haftanın başında yaptılar. Bunu ilk 2019 yerel seçimlerine giderken yapmışlardı. Sırf 3-5 belediyeyi kazanmak uğruna 84 milyonun emeğini, akıl terini, alın terini yaktılar. Döviz kurunu 5-6 seviyesinde biraz tuttular, bugün ta 11’lerde. Hem milletin parasını yaktılar hem kuru yükselttiler hem ekonomiyi batırdılar. Hem de yerel seçimlerde en önemli şehirleri kaybettiler.

Resmen dünya başarısızlık rekorunu kırmayı deniyorlar. Hani basketbolda vardır ya ‘triple-double’, peş peşe performans rekoru kırıyorlar. Her kötü alışkanlık böyle bağımlılık yapabiliyor.Daha cumhuriyet tarihinin en büyük finansal skandalı olan 130 milyar doların akıbeti aydınlatılmamışken, bu sefer de 7 milyar doları gizli saklı sattılar. Çarşamba, perşembeyi daha araştırıyoruz. Hepsi ortaya çıkacak.

Geçen gün ‘Rezervler düşerken ben yoktum, cumhurbaşkanıydım’ demiş. Sırf ‘haberim yokken kuş dahi uçamasın’ diye tek yetkiyi eline almışsın, ne demek ‘Ben yoktum’? Oradaydınız, Beştepe’deydiniz. Kabile devleti mantığıyla akraba bakan atandı. ‘Ya oğlum, Merkez Bankası rezervleri ne oldu’ diye soramaz mı? Asıl biz rezervleri biriktirirken sizin haberiniz yoktu. Çünkü siz başbakandınız. Bakanlar kurulundaki her bakan kendi işini yapıyordu. Merkez Bankası da bağımsızdı. Bu rezervleri siz yaktınız.

“Ne insanlığa ne hukuka sığıyor”

Bizim kültürümüzde evi yıkılana, kavgadan savaştan kaçana, düşmanlık olmaz. Sığınanı kovmak diye bir şey de yok. Uluslararası hukukta da yok. Ne insanlığa ne hukuka sığıyor. İktidar üzerine düşeni yapmıyor. Ülkemiz için derhal bir ulusal göç politikası oluşturulmalı. İnsan odaklı ve ülkemizin menfaatine dayalı bir program gerekiyor. Türkiye’nin Suriye’de artık sorunun değil, hızla çözümün parçası olması gerekiyor. Suriye’de barışın ve istikrarın sağlanması için Türkiye’nin gayret göstermesi gerekiyor. Can güvenliği riskini ortadan kaldıracak adımların mutlaka atılması, ardından Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde dönüşünün zeminin hazırlanması gerekiyor.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Adayı Olacak Mısınız?” Sorusuna Net Yanıt

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?” sorusuna verdiği yanıtta, “İttifak görüş birliği içinde olursa tabii ki onurlu bir görev. Erken seçim kararı alınırsa ittifak süratli bir şekilde aday belirler.” ifadelerini kullandı. 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, televizyon kanalların Ankara temsilcileri ile kahvaltıda bir araya geldi.

Kahvaltıda gündeme dair soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, kur korumalı mevduat sistemi hakkında, “Böyle bir anlayışla ekonomiyi uzun süre ayakta tutmak mümkün değil. Faizi dolara endeksleyen dünyada hangi ülke var? Köprüler otoyolları havaalanları dövize endeksli faizin de dövize endekseleneceği kimin aklına gelir. Bu iktidar bu yükün altından kalkamaz” dedi.

Halk TV’de yer alan habere göre, ”Doların yükselmesi ve düşmesi sürecinde kimler yararlandı, kimler aldı sattı bunun belirlenmesi için Meclis Araştırma Önergesi hazırladık” diyen Kılıçdaroğlu, “Siyasi iktidar ‘yaptığımız her şey şeffaf kimse rant sağlamamıştır’ diyorsa bu önergenin kabul edilmesi lazım. İktidarın kimseye avantaj sağlamadık demesini bekliyoruz” ifadesini kullandı.

Döviz ve faiz ekseninde yürüyen bir ekonomi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Tahterevallinin bir tarafında dövizciler diğer tarafında faizciler var. Büyük paralar kazanıyorlar. Sayın Erdoğan bunları sadece seyrediyor” dedi.

Bu ekonomik modelin sürdürülemez olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Para politikaları kısa sürelidir, esas olan maliye politikalarıdır. Enflasyon ve buna bağlı zamlar arka arkaya gelecek” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“İttifak görüş birliği içinde olursa tabii ki onurlu bir görev. Erken seçim kararı alınırsa ittifak süratli bir şekilde aday belirler. Tahmin ediyorum her liderin kafasında bir isim vardır. Millet İttifakı’nda ekonomi, demokrasi ve parlamenter sisteme dönüş konusunda büyük bir mutabakat var. Şimdiden iktidara geldiğmizde hangi kararları, hangi sürede alacağımızla ilgili çalışmaları yapıyoruz. Kamu yönetimine süratle liyakatli kişileri atamamız gerekiyor. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme ne sürede geçeceğimizi belirlememiz lazım. Bu çalışmaların hepsini yapıyoruz. Millet İttifakı’na başka partilerin dahil olması ittifak ortaklarının alacağı bir karar”

“Bir an önce sandığın gelmesi lazım” diyen Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye freni patlamış kamyon gibi 84 milyon perişan halde. Umutsuz değiliz en güç altı ayda çarkları yeniden döndürürüz. Bu iktidar ne yaparsa yapsın güven sorunu var. Siyasi iktidar halka güven verirse çarklar yeniden döner. Asgari ücret zammının ardından memur ve emekliye de en az yüzde 50 zam yapılması lazım.

HDP gelecek hafta bizden randevu istedi. Görüşeceğiz. Parlamentoda bütün siyasi partileri dinleyen tek partiyiz. Bunun demokratik kültür açısından son derece önemli olduğuna inanıyorum.Osman Kavala, Selahattin Demirtaş neden hapiste? Sonra da demokrasi var diyorlar. Tam bir aldatmaca.”

Paylaşın

İstanbul’da Toplu Ulaşıma Zam!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önerisiyle bugün (24 Aralık) bir araya gelen Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME), taksi, dolmuş ve otobüs yolculuk bedellerinde yüzde 36, servis ücretlerine yüzde 27 artış yapılmasını kararlaştırdı.

İBB, UKOME’ye tek gündemle, döviz kurlarındaki yükseliş sonrası özellikle akaryakıt ve yedek parça fiyat artışların getirdiği yüksek maliyetlerin karşılanması için, toplu ulaşım ücret tarifelerinin görüşülmesini önerdi.

İBB Toplu Ulaşım Hizmetleri Şube Müdürü Barış Yıldırım, İstanbul’daki tüm toplu ulaşım araçları için yüzde 36, servis ücretleri için de yüzde 27 zam teklifinde bulunduklarını açıkladı.

“Evet ama yetmez”

Taksici esnaf odaları adına söz alan Eyüp Aksoy, “Kısa mesafe (indi bindi) ücretlerine yüzde 100, km başına ise yüzde 60 zam talep ediyoruz” dedi.

Aksoy ayrıca, minibüsçü esnafı için öğrenci indi bindisiyle normal indi bindinin eşitlenmesini talep ettiklerini belirtti.

“Taksicilere verelim, İBB’ye vermeyelim “

İktidar adına söz alan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 1. Bölge Müdürü Serdar Yücel, İBB’nin elektronik bilet için önerdiği yüzde 36 zam teklifini, “Temmuz’da da zam yapıldı” gerekçesiyle “fazla bulduklarını” belirtti; taksicilerin yüzde 60 teklifi için ise “makul” dedi.

“Pahalılığı yaratan iktidar”

UKOME’deki bakanlık temsilcisinin toplu ulaşıma zam teklifini “fazla buldukları” görüşü, deniz ulaşımı şirketi TURYOL Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can ‘ın sert eleştirisiyle karşılaştı: Can, temmuzdaki zammın önceki yıldan srkan gecikmiş zam olduğunu hatırlattı ve iktidar temsilcisini suçladı: “Bütün bu hayat pahalılığını, enflasyonu, işletme giderlerini siz ortaya çıkarıyorsunuz. Bunların altından kalkabilmek için bir de sizi ikna etmemiz gerekiyor. Sene başından bu yana denizde akaryakıta %260 zam geldi. Ben gemileri bağladım, böyle devam ederse hepsini durdurmak zorunda kalacağım, personel azaltacağım. Sebebi kim?” dedi.

Minibüsçülerin temsilcisiyse maliyetlerin,  kendilerini “teker döndüremeyecek hal”e getirdiğini dile getirdi, “En az yüzde 50 zam” istiyoruz dedi.

“Yakıt alamıyoruz sefer iptal etmek zorunda kalırız”

İBB Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş da deniz araçlarındaki maliyetlere dikkat çekti. Deniz ulaşımının ayrıca değerlendirilmesini istedi. Dedetaş, “Yakıt tedarikçimiz bize 1 tankerden fazla yakıt veremeyeceğini söylüyor. 1 tanker bizim seferlerimizin üçte birini ancak karşılıyor. Sefer iptal etmek zorunda kalabiliriz.” dedi.

Konuşmaların ardından İBB’nin teklifi, oylamaya sunuldu. Taksi, dolmuş ve otobüsler için yüzde 36 zam ve servis ücretlerine istenen yüzde 27’lik zam teklifi kabul edildi.

Zam kararın ardından Metro ve taksi ücretlerindeki artışların şöyle olması bekleniyor:

Metro Anonim Kart/İstanbul kart:

Tam:   4,03 ₺’den 5,48 ₺’ye
Öğrenci:   1.96 ₺’den 2,66 ₺’ye
Sosyal:   2,88 ₺’den 3,91 ₺’ye

Taksi tarifesi:

Taksimetre açma 5 ₺’den  6,80 ₺’ye
Kilometre başına 3 ₺’den  4,08 ₺’ye
En az ücret 13 ₺’den 17,68 ₺’ye

 

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Meral Akşener: Derin Yoksulluk Kalıcı Hasara Sebep Olabilir

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İYİ Kalkınma Kongresi’nde konuştu. Akşener, konuşmasında ekonomik durumdan bahsetti ve “derin yoksulluk” vurgusu yaptı.

Kongrede, “Yoksulluk, kapsayıcılık ve istihdam” ana başlıklarında oturumlar düzenlenecek. “Kur ve faiz probleminin, doğru bir para ve maliye politikasıyla çözülebileceğini” söyleyen Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Makro ekonomik istikrarı, en geç, 1 buçuk yıl içerisinde sağlarız. Doğru bir tarım politikasıyla, enflasyonu süratle önce tek haneye, sonrasında ise, yüzde 5 seviyesine getiririz. İnanın, bunların hiçbiri zor değil.

Beni asıl endişelendirilen sorunlar başka. Mesela, her geçen gün kronikleşen, derin yoksulluk. Mesela, fırsat eşitsizliği ve istihdam yaratamayan ekonomi. Bu sorunları çözmek için, elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. Çünkü bunlar, toplumumuzda, kalıcı hasarlara sebep olabilecek sorunlar.

Çünkü; zenginlikte eşitlenen Türkiye hedefimizi gerçekleştirmenin yolu, bu 3 soruna, süratle çözüm üretmekten geçiyor.

“Kent yoksulluğu”

Kongremizin bugünkü oturumunun ilk başlığı; yoksulluk… 20 Ocak 2020’den beri, ülkemizi karış karış geziyoruz. Bu gezilerimizde; Yüreğimizi parçalayan dertler dinliyoruz. İçimize oturan acılar görüyoruz. İnanmakta zorlandığımız, hikâyelere şahit oluyoruz.

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, özellikle, pandemi sonrasında şiddetlenen, kent yoksulluğunu anlatmak, çok zor. Kent ile köy arasında sıkışan, insanlarımızın yaşadığı zorlukları anlatmak, gerçekten çok zor.

Bizim sahada gördüğümüz bu tabloyu, istatistikler de doğruluyor. TÜİK verilerine göre; yoksul insanlarımızın sayısı, 2006 yılında, 20 milyon 500 binken, 2019 yılına geldiğimizde, yani pandemi öncesinde, 23 milyona yükselmiş. Bu 2 buçuk milyon kişilik artışın da yarısı, son 3 yılda gerçekleşmiş.”

TÜRK-İŞ’in açıkladığı rakamlara göre ülkemizde neredeyse, 11 milyon insanımız aç. 54 milyondan fazla insanımız ise yoksul.

Çocuklarımızın, yüzde 46 buçuğu, gençlerimizin, yüzde 34’ü, kadınların ise, yüzde 30’u, en yoksul, yüzde 20’lik gelir grubundaki, hanelerde yaşıyor.

Türkiye, bir istihdam kriziyle karşı karşıya… Maalesef bugün, Türkiye, asgari ücretliler cenneti hâline gelmiş durumda. Çalışanlarımızın, neredeyse yarısı, asgari ücret alıyor. Vatandaşlarımız, her geçen gün, asgari ücrette ve fakirlikte eşitleniyor.”

Paylaşın

Süper Lig’de 19. Haftanın Hakemleri Açıklandı

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Süper Lig’de 19. Hafta karşılaşmalarını yönetecek hakemleri açıkladı. Buna göre, ligin zirvesini ilgilendiren Trabzonspor – Başakşehir maçında Halil Umut Meler düdük çalacak.

Haber Merkezi / Yine ligde üst sıraları ilgilendiren Galatasaray  –  Antalyaspor karşılaşmasını Ali Şansaln, Fenerbahçe  – Yeni Malatyaspor maçını Yaşar Kemal Uğurlu, Konyaspor – Beşiktaş karşılaşmasını ise Mete Kalkavan yönetecek.

İşte Süper Lig’de 19. haftanın maçlarını yönetecek hakemler:

25 Aralık Cumartesi

13:30 Kasımpaşa  – Altay (Tugay Kaan Numanoğlu)
16:00 Giresunspor – Hatayspor (Volkan Bayarslan)
16:00 Galatasaray  – Antalyaspor (Ali Şansaln)
19:00 Trabzonspor – Medipol Başakşehir  (Halil Umut Meler)

26 Aralık Pazar

13:30 Çaykur Rizespor  – Gaziantep FK (Cüneyt Çakır)
16:00 Alanyaspor – Fatih Karagümrük (Alper Ulusoy)
16:00 Göztepe – Adana Demirspor  (Atilla Karaoğlan)
19:00 Fenerbahçe  – Yeni Malatyaspor (Yaşar Kemal Uğurlu)

27 Aralık Pazartesi

20:00 Kayserispor – Demir Grup Sivasspor (Ümit Öztürk)
20:00 Konyaspor – Beşiktaş (Mete Kalkavan)

Paylaşın