Yargıtay, ‘Futbolda Şike Davası’nda Verilen Beraat Kararlarını Onadı

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, “futbolda şike davası” olarak bilinen davada eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 4 kişi hakkındaki beraat kararlarını onadı. Fenerbahçe Başkanı Koç, “27 Aralık 2021 tarihi Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tarihi günlerinden biridir” dedi.

5. Ceza Dairesi, 36 sanıklı davadan dosyası ayrılan Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ahmet Çelebi’nin beraatlerine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı, Trabzon Kulübü Derneği’nin temyiz istemini bugün karara bağladı.

Kararda, “Hukuka aykırı nitelikteki bu deliller dışlanarak mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun atılı şike ve teşvik primi suçlarından mahkumiyetlerine dair hükümlerin, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 323/1 maddesi gereğince iptali ve hükümlülerin isnat edilen suçlardan beraatlerine ilişkin yerel mahkeme kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.” denildi.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, diğer sanık Selim Kımıl hakkında Giresun FM’in sahibi Mustafa Cici’ye yönelik tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyizini de karara bağladı. Daire, Kımıl’ın avukatının temyiz istemini reddederek mahkumiyet kararını onadı. Böylece 3 Temmuz 2011’de başlayan yargılama süreci sona erdi.

Yargıtay’ın kararını, eski Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, sosyal medya hesabından kamuoyuna duyurdu. Mosturoğlu, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“3 Temmuz 2011 de başlayan, ceza yargılaması süreci bugün sona ermiştir.İst.13.Ağır Ceza Mahkemesinin Sn.Aziz Yıldırım,Sn.İlhan Ekşioğlu, ben ve yargılanan diğer dava arkadaşlarımız için vermiş olduğu BERAAT KARARI Yrg.5.Ceza Dairesi tarafından ONANMIŞTIR. Camiamıza hayırlı olsun.”

“Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tarihi günlerinden biri”

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ise FBTV’de yaptığı açıklamada bugün bekledikleri kararın çıktığını söyledi, “27 Aralık 2021 tarihi Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tarihi günlerinden biridir” dedi.

Öte yandan Fenerbahçe Spor Kulübü de Twitter hesabından bir açıklama yaptı:

Paylaşın

Akşener: Sandıkta Şamar Yemenin Taşlarını Döşemeyin

İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne özel teftiş izni vermesine ilişkin açıklamada bulunan İYİ Parti Lideri Akşener, “Yapmayın beyefendiler, yapmayın. Dolayısıyla kendi kendinize sandıkta şamar yemenin taşlarını döşemeyin. Türkiye huzursuzluktan bıktı” dedi.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne özel teftiş izni vermesine ilişkin açıklamasında “Bu millet ucuz kutuplaştırmalar üzerinden birbirine düşman edilme eylemlerinden bıktı dedi ve “Her dakika başımıza bir iş gelecekmiş tedirginliğiyle bu hayatı sürdürmek istemiyoruz’ diyor bu insanlar. Bunlara kulak verin” diye konuştu.

Akşener “Bu millet sandıkta hür iradesiyle attıkları oyların sonuçlarına el uzatanları her daim cezalandırmıştır. Yapmayın beyefendiler, yapmayın. Dolayısıyla kendi kendinize sandıkta şamar yemenin taşlarını döşemeyin. Türkiye huzursuzluktan bıktı. Türkiye bu gerilimden bıktı. Bu millet ucuz kutuplaştırmalar üzerinden birbirine düşman edilme eylemlerinden bıktı” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti lideri “Biz artık huzur istiyoruz, işlerimizi doğru düzgün yapmak istiyoruz. ‘Biz artık üretmek, dürüst, namuslu bir biçimde çalışıp, vergimizi ödeyip, istihdam yaratmak istiyoruz. Her dakika başımıza bir iş gelecekmiş tedirginliğiyle bu hayatı sürdürmek istemiyoruz’ diyor bu insanlar. Bunlara kulak verin. Benden söylemesi” sözlerini sarf etti.

Paylaşın

BDDK’dan 5 Kişi Hakkında Suç Duyurusu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, ekonomist Güldem Atabay, gazeteci Emin Çapa ve Selçuk Geçer hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kurul, suç duyurusunun nedeni olarak 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 64. maddesinde yer alan “Bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz” hükmüne aykırı davranma iddiasını ileri sürdü.

Erdoğan sinyali vermişti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan  geçtiğimiz hafta katıldığı bir televizyon programında döviz kurlarındaki hareketlilikle ilgili yapılan değerlendirmelerle ilgili suç duyurusunun sinyallerini vermişti. Erdoğan şunları söylemişti:

“Yaşadığımız süreç bu yöndeki iddiaların gerçek dışı yanıltıcı manipülatif olduğunu ortaya çıkardı, hem de birkaç saat içinde. Söz konusu beyan ve iddialar, kanunlarımıza aykırıdır. Merkez Bankası’nın itibarını kıracak asılsız haber yayamazsınız. Piyasa bozucu eylemler, piyasa dolandırıcılık yapamazsınız. Finansla piyasalarda manipülasyonda suçtur.

Burada hiç af yok. Bunları yapanlar hakkında kanuni yollara başvurulacaktır. BDDK bunlarla ilgili adımlar atmıştır. Merkez Bankası’nda geçmişte başkanlık yapmış olan zat o da bu suçu işlemiştir”

Durmuş Yılmaz’ın döviz kurlarındaki hareketlilikle ilgili yaptığı değerlendirmeleri eleştiren Erdoğan, “Hele hele Merkez Bankası’nda başkanlık yapacaksın, kalkıp yol göstericiliğe soyunacaksın, bunları hesaba çekecekler. Kamu görevinde bulunmuş birisi kamu aleyhinde açıklama yapamaz. Burada bir sorun var, yine o sorunu hep beraber kaldıracağız. Onlarda bedelini ödeyecekler. Milletvekili sebebiyle yırtar ama tazminat olarak bunun bedelini öder” demişti.

“Gözdağı verilmek isteniyor”

Hakkında suç duyurusunda bulunan isimler BDDK’nın girişimine tepki gösterdi. Gazeteci Emin Çapa, Halk TV’de yaptığı açıklamada kendilerine gözdağı verilmek ve susturulmak istendiğini belirterek “Beni bir kenara bırakın Durmuş Yılmaz gibi Merkez Bankası’nda yöneticilik yapmış olan bir insan itibarsızlaştırılıyor. Öyle yağma yok. Ben kendi adıma şunu söylemek isterim halkıma karşı vicdanen rahat olmak ve ekonomi habercisi olarak görevimi yapmaya devam ediyorum” dedi. Çapa ayrıca konuyla ilgili bir açıklama yapacağını da Twitter hesabından duyurdu.

Selçuk Geçer de Medyascope’a yaptığı açıklamada “Dikkate bile almıyorum. Ben ömür boyunca hapis yatmaya razıyım. O geceyle ilgili bütün olayları araştırsınlar. Kim, nasıl manipüle etmiş? Konuyla ilgili BDDK’dan araştırma bekliyoruz” dedi.

“Önce 20 Aralık araştırılsın”

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut da, Twitter hesabından “BDDK hakkımda suç duyurusunda bulunmuş. BDDK önce 20 Aralık’ta yüklü miktarda kim alım, kim satım yaptı onu araştırsın” ifadelerini paylaştı.

Paylaşın

The Economist’ten ‘Türkiye Ekonomisi’ Hakkında Dikkat Çeken Analiz

Birleşik Krallık merkezli The Economist Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ sistemine ilişkin dikkat çeken bir yazı yayımladı. Dergiye göre; Türkiye’de enflasyon yüzde 50’yi bulabilir.

Yeni kur korumalı mevduat hesabından bahseden yazıda Türkiye ekonomisinin düzlüğe çıkmaya yakın olmadığı belirtildi. Erdoğan’ın geçici çözümünün şimdilik yatırımcılara “Türkiye Cumhurbaşkanının lirayı kurtarma ihtiyacının farkında olduğuna dair güvence” verdiği aktarıldı.

Economist, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı planın aslında dolara endeksli dolaylı bir faiz artırımı olduğunu iddia etti. Greenwest Consultancy Dubai’nin Genel Müdürü Emre Akçakmak Economist’e verdiği demeçte, “Mevcut mevduat oranını alıyorsunuz ve bunun üzerine diferansiyel alabiliyorsunuz, bu da döviz sahiplerini liraya çevirmeye teşvik ediyor. Bu olduğu sürece hazinenin üzerindeki yük daha da artacaktır.” dedi.

“Kamu maliyesi, şimdi çökme riskiyle karşı karşıya”

Yazıda şimdiye kadar döviz kurundaki vahşi dalgalanma riskini üstlenenlerin Türk mevduat sahipleri olduğu söylenirken bundan sonra bu riski Türk vergi mükelleflerinin yani halkın üstleneceği aktarıldı. Capital Economics’ten Jason Tuvey bu konuda “Son on yılda gücün temel direği olarak kabul edilen kamu maliyesi, şimdi çökme riskiyle karşı karşıya” diye konuştu.

Economist’e konuşan analistler, özellikle bu ayın başlarında açıklanan asgari ücrette yüzde 850’lik bir artışın yürürlüğe girmesinden sonra, enflasyonun 2022’nin ilk yarısında yüzde 50’ye ulaşmasını beklediklerini söyledi. Analistler, Türk Lirasının değerindeki herhangi bir önemli düşüşte, Merkez Bankası’nın lira mevduat sahiplerine paralarını vermek için para basmaktan başka seçeneği kalmayabileceğini vurguladı. Öte yandan, “Erdoğan kendisinin çıkardığı yangına battaniye atmış olabilir fakat battaniye de yakında alev alabilir” ifadelerine yer verildi.

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Soylu, Rol Kapmaya Çalışıyor

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu CHP Genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada “Öncelikle teftiş doğrudur. Bizler belediyeler olarak teftiş edilmekle olarak hiçbir sorunumuz yoktur. Belediyelerimiz teftiş edilmiştir ve edilecektir” dedi.

İBB Başkanı İmamoğlu “Yanlış giden bir takım hususları aktarmak isterim” ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti;

“İçişleri Bakanlığı’nda oturan zat, 12 Aralık’ta TBMM’de açıklama yaptı. İBB’de 557 terörist olduğunu iddia etti. Her verisi yanlış olan bakana şunu hatırlatmak isterim; tam 2 hafta üstünden geçti. Bu 15 boyunca İçişleri Bakanlığı ne yaptı? Hiçbir şey duymadık yaptıklarıyla ilgili.”

’15 Aralık’ta soruşturmaya izin verdim’

“İBB olarak, belediye başkanı olarak bir kısım işlemler başlattıklarını anlatan İmamoğlu şu ifadelerini kullandı;

“Devlet adabına uygun bir biçimde bu beyanı ciddiye alarak, 15 Aralık’ta teftiş kurulunda bir araştırma ve gerekiyorsa da soruşturmaya izin verdim. Dolayısıyla bu çalışmayı başlatmış olduk. Tweet atarak hakkımızda bir soruşturma izni verdiğini duyduk. Twitter’dan soruşturma izni verildiğine ilk kez şahit oluyorum. Uygulama böyle olmaz. Demek ki 15 gün sonra bir pazar akşamı böyle bir tweetle süreci başlatmak aklına geldi. Hanginiz sayı ile tespit yapıldıktan sonra teftiş yapıldığını duydunuz? Sayı veriyorsunuz, bunlar terörist diyorsunuz sonra teftiş başlatıyorsunuz.

Sayın Cumhurbaşkanı pazar günü konuştu, İstanbul ile ilgili siyaset dolu bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı’nın bu konuşmasından Sayın Bakan (Süleyman Soylu) rol kapmak istedi. İBB Başkanı olarak bu açıklamayı kınıyorum. Böyle bir sürecin uygulanması akıllara zarar.

Bir başka soruşturma açılması gereken kişinin ise 557 teröristin dışarda olmasına rağmen işlem yapmayan İçişleri Bakanı olması için Sayın Cumhurbaşkanı’na göreve davet ediyorum. Biz sıklıkta terörist ilan edildik, bu bir gündem yaratma çabası”

Paylaşın

Meteoroloji’den Üç Bölge İçin Sağanak Yağış Uyarısı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), Güney Ege kıyıları, Antalya’nın doğu kesimleri, Mersin’in batı ilçeleri, Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir ve Kırklareli çevreleri için sağanak yağış uyarısında bulundu. MGM, kuvvetli yağışın etkili olacağı yerlerdeki vatandaşlara olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalı çağrısı da yaptı.

Haber Merkezi / MGM tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: Ülkemizin batı kesimlerinin çok bulutlu, Güney Ege kıyıları, Antalya’nın doğu kesimleri, Mersin’in batı ilçeleri ile Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir ve Kırklareli çevrelerinin sağanak yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların Balıkesir’in batı kesimlerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor. İç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis bekleniyor.

Hava sıcaklığı ülkemiz genelinde 1 ila 3 derece artacağı tahmin edilirken, rüzgarın ise genellikle güney ve güneybatı, güneydoğu kesimleri ile Akdeniz kıyılarında kuzeyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette eseceği tahmin ediliyor.

Bölgelerimizde hava durumu ise şöyle;

Marmara ve Ege Bölgesi

Marmara Bölgesi’nin parçalı ve çok bulutlu, Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Kırklareli ve Balıkesir çevrelerinin aralıklı sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların Balıkesir’in batı kesimlerinde yerel olmak üzere kuvvetli olması beklenirken, Ege Bölgesi’nin parçalı ve çok bulutlu, Güney Ege kıyılarının sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis bekleniyor.

Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesi

Akdeniz Bölgesi’nin parçalı ve çok bulutlu, Antalya’nın doğu ilçeleri ile Mersin’in batı kesimlerinin sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis beklenirken, İç Anadolu Bölgesi’nin parçalı ve az bulutlu, batısının yer yer çok bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis bekleniyor.

Karadeniz Bölgesi

Batı Karadeniz’in parçalı bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis beklenirken, Orta ve Doğu Karadeniz’in parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis bekleniyor.

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Doğu Anadolu Bölgesi’nin az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde bölge genelinde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis beklenirken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde bölgenin doğu kesimlerinde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis bekleniyor.

Paylaşın

Kovid 19 Salgını En Az Bir Yıl Daha Sürer

Yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını, 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildi. Ocak 2022’de, Birleşik Krallık’ta ilk Kovid 19 vakalarının doğrulanmasından bu yana iki yıl geçti. 

YouGov verileri, Britanyalıların yüzde 41’inin Birleşik Krallık’ta pandeminin etkili bir şekilde sona ermesinden en az bir yıl daha geçeceğini düşündüğünü gösteriyor – buna bir ila iki yıl arasında olacağını düşünenlerin yüzde 20’si ve iki yıldan fazla olduğunu düşünenlerin yüzde 21’i dahil.

“Asla bitmeyecek” diyenler

Britanyalıların üçte biri (yüzde 33) Birleşik Krallık’ta Kovid 19 pandemisinin asla etkili bir şekilde bitmeyeceğini düşünürken, sadece yüzde 4’ü pandeminin etkili bir şekilde bittiğini düşünüyor.

Yaşlı Britanyalıların, Kovid 19’un gelecekte endemik olacağını düşünme olasılıkları gençlerden çok daha fazla – 65 yaş üstülerin yüzde 40’ı, Birleşik Krallık’ta pandeminin asla etkili bir şekilde sona ermeyeceğini söylüyor, bu oran 18 ila 24 yaşındakilerin yüzde 24’ü.

Omicron varyantının farkı

Kovid 19’un yüksek oranda bulaşıcı Omicron varyantı, bu Aralık ayında Birleşik Krallık’ı taradı ve rekor sayıda vakaya yol açtı ve YouGov anketi, İngiliz halkının yarısından fazlasının yeni varyant hakkında endişeli olduğunu ortaya koyuyor.

Omicron varyantı, hayatlarının pandemiden önceki haline döndüğünü düşünen daha az Britanyalıya yol açtı. 1-2 Aralık’ta Britanyalıların beşte biri (yüzde 20) hayatlarının normale döndüğünü hissettiklerini söyledi – şimdi bu rakam sekizde bir (yüzde 12).

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Açlık Sınırı 4 bin 13 TL’ye Yükseldi

Türk-İş’in araştırmasına göre Aralık’ta 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 13 TL’ye, yoksulluk sınırı da 13 bin 72 TL’ye yükseldi. Yılbaşından bu yana açlık sınırı 1361 TL, yoksulluk sınırı da 4 bin 434 TL arttı.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş) ‘geçim şartlarını’ ortaya koymak için her ay düzenli olarak yaptığı ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’na göre yaşam maliyetleri Aralık’ta da yükselmeye devam etti.

Türk-İş’in araştırmasına göre;

  • Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 4 bin 13 TL’ye,
  • Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 13 bin 72 TL’ye,
  • Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 4 bin 926 TL’ye yükseldi.

Kasım’da açlık sınırı 3 bin 191 TL, yoksulluk sınırı 10 bin 395 TL, bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de 3 bin 902 TL’ydi. Yılbaşından bu yana açlık sınırı 1361 TL, yoksulluk sınırı da 4 bin 434 TL arttı.

Sadece mutfak masrafı bir ayda 822 lira arttı

Türk-İş araştırmasında dört kişilik bir ailenin gıda harcamasının (mutfak masrafı) 2 bin 677 TL’yi bulduğunu, sadece Aralık’taki fiyat artışının 822 TL olduğunu belirtti.

“Ücretli çalışanın mutfağında ve aile bütçesinde -deyim yerindeyse- bu ay deprem yaşanmıştır” diyen Türk-İş araştırmasında şu bilgileri paylaştı:

“Ortaya çıkan yoksulluğun giderilmesi için ek bir ödemenin yapılması ve sosyal tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Yıllık artış mutfak harcamasında 1.423 TL ve toplam harcama olarak 4.636 TL’dir. Zorunlu ihtiyaçlar için geçen yıla göre yapılması gereken ek harcama tutarı kadar hane halkı gelirinde artış sağlanamadığı durumda aradaki fark daha fazla yoksullaşmadır. Ücretli çalışanların borçlanarak aradaki farkı ötelemeye çalışması da çözüm değildir. Ücretli çalışanların kullandığı ihtiyaç kredisi ile kredi kartı borcunun faizi çok yüksektir.”

Türk-İş “mutfak enflasyonu”ndaki değişimi şöyle verdi:

  • Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre rekor bir artışla yüzde 25,75 oranında gerçekleşti.
  • Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı ise yüzde 54,96 oldu.
  • Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 23,72 olarak hesaplandı.

Dolar düştü, fiyatlar düşmedi

Artan yaşam maliyetleri karşısında Türk-İş şu yorumu yaptı:

“Son aylarda döviz kurunda görülen yükselme ve buna bağlı olarak maliyetlerdeki artış gerekçesiyle birçok temel mal ve hizmet fiyatları yükseldi. Ancak TL’den dövize yönelişi engellemek için uygulanmaya başlanan ve ‘kur korumalı mevduat’ olarak adlandırılan tedbirlerle, döviz kuru önemli ölçüde geriletilmiş olmasına rağmen etiketler değişmedi. Artan fiyatlar aynı kaldı. Aralık 2021 itibariyle gıda fiyatlarındaki artış yüzde 25,75 olarak hesaplandı. Böylece, ücretli çalışanların ve emeklilerinin geçim şartları daha da ağırlaştı.

Araştırmada asgari ücretteki zam konusuna da değinen Türk-İş “Ücretli çalışanların gelirleri fiyat artışına yetişmedi, mevcut gelirlerin satın alma gücü daha da geriledi. Her geçen gün yoksullaşma arttı. İşçi ve ailesinin önemli ve çoğu zaman tek geliri olan asgari ücret bu süreçte aylık net 2 bin 825 TL’den 4 bin 253 TL’ye yükseldi. Asgari ücretteki aylık net 1.427 TL ve yüzde 50 oranındaki artış, bu ay gerçekleşen fiyatların gölgesinde kaldı” dedi.

Paylaşın

Hüseyin Yurttaş Kimdir? Hayatı, Eserleri

2 Kasım 1946 yılında İzmir’in Foça İlçesi’ne bağlı Kozbeyli Köyü’nde dünyaya gelen Hüseyin Yurttaş, ilkokulu köyünde, ortaokulu Menemen’de bitirdikten sonra, parasız yatılı olarak okuduğu Edirne Erkek İlköğretmen Okulu’ndan 1964 yılında mezun olmuştur. Van (Özalp), Amasya (Gümüşhacıköy), İzmir (Ödemiş, Foça) illerine bağlı köylerde on yıl çalıştıktan sonra İzmir’e atanmış ve İzmir merkezinde öğretmenlik yapmıştır.

Haber Merkezi / Bir süre Halk Eğitimi Merkezi’nde müdür yardımcılığı yaptıktan sonra (1979) Hüseyin Yurttaş öğretmenliğe dönmüştür. 1983 yılında öğretmenlikten ayrılarak yayıncılık ve dağıtımcılık işiyle uğraşmaya başlamış, sonradan Atatürk Kitaplığı adını alacak Bornova Belediye Kitaplığı ve Okumaevi’ni kurmuş ve yönetmiş, 1994’te emekli olmuştur.

İlk şiiri Keşan’da Önder Gazetesi’nde (03.01.1973) yayınlanan Hüseyin Yurttaş, arkadaşlarıyla birlikte İzmir’de Dönemeç adlı edebiyat dergisini çıkarmıştır. Anı, anekdot ve düşüncelerini içeren denemeler yazdığı Cumartesi Sohbeti adlı köşesiyle, 1995-2001 yılları arasında Yeni Asır gazetesinde yer almıştır. 2003’te yayımlanmaya başlayan Ünlem dergisinin çıkışına ve yayımına katkıda bulunmuştur.

Hüseyin Yurttaş, yazma serüveninin başlarından itibaren şiir dışındaki alanlara da ilgi göstermiştir. Deneme, anı, günce, öykü, oyun ve roman yazmıştır. Demokrat İzmir gazetesinin yayın yönetmeni olduğu yıllarda Attila İlhan’ın düzyazılarının iyi olduğu söylemesi onu yüreklendirmiştir. Öğretmenliği sırasında çocuk edebiyatında tanık olduğu eksikleri giderme düşüncesiyle 1975’te çocuklar için roman ve öyküler yazmaya başlamıştır.

Hüseyin Yurttaş, TÖMER’in 1997 yılında düzenlediği ankette en başarılı on çocuk yazarı arasına girerek ödül almıştır. Nevzat Üstün Şiir Başarı Ödülü (1980), Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü (mansiyon) (1982), Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü (1992), Yunus Nadi Yayınlanmamış Şiir Ödülü (1993), Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü (1994), Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü (2012), Çankaya Belediyesi Şiir Ödülü (1992), Damar dergisi İlkbahar Ödülleri Çocuk Şiiri Birinciliği ödüleri almıştır.

Yurttaş, Türkiye Öğretmenler Sendikası ve TÖBDER gibi meslek örgütleri ve Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN Yazarlar Birliği (Türkiye) üyesidir. Edebiyatçılar Derneği’nin kuruluşuna katılmış ve bu derneği İzmir’de örgütlemiştir. 1989’da İzmir’in Aliağa ilçesi Çakmaklı köyüne termik santral kurulacağını öğrenince İzmir’deki çevrecilerin harekete geçmesini sağlamış ve İzmir-Aliağa arasında kurulan insan zinciri eylemlerinde en öndeki isimlerden biri olmuştur.

2016 yılında düzenlenen 21. TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’na onur yazarı seçilen Hüseyin Yurttaş halen İzmir’de yaşamakta ve yazın faaliyetlerine devam etmektedir. Toplumcu gerçekçi sanat anlayışını benimseyen bir sanatçı olan Hüseyin Yurttaş, Attila İlhan ve yer yer Yılmaz Gruda şiirinin söyleyiş ve kurgu özelliklerinden etkilenmiştir. 1960 sonrasının ikinci kuşak şairleri arasında toplumcu tavrıyla dikkat çeken üretken bir isimdir.

Eserlerinde şehir ve ilçelerden de bahseden yazar, her şeyin hızla tükenerek değiştiği bir dönemde tarihe fotoğraflar bırakmak gibi bir amacı olduğunu söylemektedir. Ona göre şiirde, romanda ve öyküde ismi geçen yerler sadece mekân değil aynı zamanda saklanması gereken görüntülerdir.

Hüseyin Yurttaş’ın şiirinde doğduğu ve yaşadığı yerlerin izleri belirgindir. Kendi ifadesiyle onlar “şairin dünya tanıklıkları”dır. Şiiri “İnsanı, insanın hallerini, dünyayı ve dünyanın hallerini olabildiğince geniş açıdan görmek ve göstermek sorumluluğuyla doğmuş en arı sözlerden oluşan bütün” olarak tanımlayan şair, insanımızın yüzyılların ötesinden taşıdığı birikimi özümseyerek bu toprakların kendinde bıraktığı izi şiirlerine taşır. Şairin amacı, şiirin sağlam dizelerle, çağrışımı bol imgelerle, dilin zenginliklerini yansıtacak zengin bir edebi değer olarak var olmasıdır. Akılda kalıcılık bu şiirin en önemli niteliklerinden biridir.

Hüseyin Yurttaş’ın romanları da çağın yansımalarını barındırır. Saklı Kimlik romanında başka bir kimlikle sürdürdüğü kırk üç yıllık ikinci yaşam diliminin ardından dönüp geldiği topraklarda geçmişinin izlerini arayan kahraman, ömrüne tuttuğu aynada yalnız kendisini görmez. Çevresindeki insanlar, türlü yaşam kesitleri ve çağın tozu dumanı, sislerin ardından görünüp yiterler.

GDO Ülkesi, küresel değişimin hikâyesidir: Isınan dünya, eriyen buzullar, deniz sularının yükselmesi, kuraklık, çölleşme, seller, fırtınalar, genetikteki masum gelişmeler ve bunların saptırılıp kötüye kullanılması… Genleriyle oynanan bitkiler, hayvanlar ve insanlar… Ortaya çıkan yeni türler. Kendi halindeki bir tarım ülkesinin, GDO’lar (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) nedeniyle “GDO Ülkesi”ne dönüşmesi.

Çift atla sürülen araba anlamına gelen Karaço’da ise bir dönemin tarihine ışık tutan yazar, Kuvayı Milliye saflarına katılan, siperlerde cesurca direnen Fakı adlı kahramanın yaşadıkları üzerinden hem geçmişin iyi bilinmeyen bazı olaylarını aydınlığa kavuşturur hem de yaşanmış olayları düşlerle harmanlayan özgün bir çalışma ortaya koyar.

Robotlar Ülkesi, Yaz Arkadaşları Serisinin üç kitabı Karaçalı Çetesinin İzinde, Mağaradaki İskelet ve Farta Kartalı’yla Mucizeler Çiftliği gençlik romanlarıdır. Hüseyin Yurttaş’ın öykülerinin temel niteliklerinden biri, içtenliği, sıcaklığı ve doğallığıyla, yaşamın içindeki insanı ya da insanın içindeki yaşamı anlatmaktır.

Geçmişten bugüne sürekli azalan insani değerler ve değişen değer yargıları, öykü kişilerinin sevgi sarmalı içinde, çarpıcı renklere bürünerek okura yansır. İlk öykü kitabı Ömrün Issız Günleri’nde bütün sıcaklığı ve doğallığıyla insanı anlatırken, Buğulu Camların Ardı’nda sevinçle hüzün arasındaki gelgitlerin, cinsel arayışlarla psikolojik savruluşların yansımalarından söz açar. Aşk İzleri’nde yaşadıklarımızdan geriye kalan ve özel tarihimizde yer etmiş aşkları işler.

Çok sayıda çocuk ve gençlik kitabına imza atmış olan Hüseyin Yurttaş, 1960’lı yıllarda küçümsenen bir alan olan çocuk edebiyatındaki yetersizliği gidermek için çocuk kitapları yazmaya başlar. Çocuklar için yazmanın ayrı bir keyfi olduğunu düşünen Yurttaş, orada çocukluğunun saflığına, içtenliğine, yalınlığına ve düş yoğunluğuna çekilir. Tutkuyla bağlandığı doğa, hayvanlar bu kitaplarda dile gelir. Düşleri salıvermenin güzelliğini bu kitaplarda yaşayan yazar, çocuklar için yazmanın onlarla oynamak gibi bir şey olduğunu düşünmektedir. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Hüseyin Peker Kimdir? Hayatı, Eserleri

29 Mayıs 1946 yılında İzmir’de dünyaya gelen Hüseyin Peker, Tınaztepe İlkokulu, Tilkilik Ortaokulu ve İzmir Atatürk Lisesi mezunu. İki yıl Ege Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde Fizik-Kimya bölümünde okudu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Yüksek Okulundan mezun oldu.

Haber Merkezi / 1966’ya kadar Varlık ve Yelken dergilerinde desenler çizdi. Yaşar Nabi Nayır Varlık dergisinin birkaç sayısında Peker’in resimlerini kapak olarak kullandı. Resim sergileri açtı. 1971 ve 1990 yılları arasında İzmir’de Yapı Kredi Bankasının Çankaya ve Armutlu şubelerinde banka müdürü olarak çalıştı. Buradan emekli oldu. İki çocuk babası. İzmir’de yaşamını sürdürmekte.

1965 yılında 4 sayı Seda adlı bir dergi çıkardı. İlk şiiri 1966 yılında Soyut’ta yayımlandı. İlk öyküsü de yine 1966 yılında Yordam dergisinde yayımlandı. Papirüs, Somut, Oluşum, Şiir Sanatı, Sanat Olayı, Varlık, Adam Sanat, Yaşasın Edebiyat, Yeni Biçem ve Şiir- lik dergilerinde şiirleri, öyküleri ve yazıları yayımlandı.

Demokrat İzmir gazetesinin Attilâ İlhan’ın yönettiği sanat sayfasında da ürün yayımlattı. Varoluşçuluk akımına yakın durdu. İkinci Yeni şairlerinin izinden gitti. 1960 kuşağı şairleri arasında anılmakta. Ayrıca Akatalpa, Şiiri Özlüyorum, Varlık, Yasakmeyve gibi dergilerde şiirleri yayımlandı ve yayımlanmaya devam ediyor.

1997 yılında İnsan Arkadaşınındır adlı şiir kitabı ile Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülünü, 2000 yılında Yer Bezinden Bir Köle adlı dosyası ile Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülünü, 2001 yılında Ses Salkımları adlı kitabı ile Orhon M. Arıburnu Şiir Ödülünü, 2007 yılında Tek Vuruş adlı kitabı ile Behçet Necatigil Şiir Ödülünü ve 2019 yılında Hasır Lokantası adlı öykü dosyası ile Senur Sezer Emek-Direniş Şiir ve Öykü Ödülünü aldı.

Şiirlerinde imge yoğunluktadır. Düz anlatımlardan kaçar, sıradışı bir şiir kurgusu oluşturur. Son öykü dosyası Hasır Lokantası Manos Kitap tarafından basıldı. Hasır Lokantası, geleneksel hikâyeciliğin ötesinde modern öyküye yaslanmakta. Öykülerdeki sadelik dikkat çekici. Bugünün insanının sesini yansıtmakta. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın