Puha Smoothie, Malzemeleri, Hazırlanışı

Puha Smoothie, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 30 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 3 küçük puha bitkisi
  • 250 ml şekersiz badem sütü
  • 1 muz
  • 1 su bardağı dondurulmuş çilek
  • 2 yemek kaşığı doğal yoğurt

Hazırlanışı;

  • Tüm malzemeleri bir karıştırıcıya yerleştirin,
  • Tüm malzemeler birbirine karışana kadar karıştırın,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Almanya’da Enflasyon Son 29 Yılın Zirvesinde

Almanya’da Federal İstatistik Dairesi, Aralık 2021’e ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, geçen Aralık’ta tüketici fiyatları 2020 yılının Aralık ayına kıyasla yüzde 5,3 arttı. Bu, neredeyse son 30 yılın en yüksek enflasyon değeri olarak kayıtlara geçti.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Almanya’da bir önceki en yüksek enflasyon, Batı ve Doğu Almanya’nın yeniden birleşmesi sonrasında Doğu Almanya’da gıda fiyatlarındaki artış sonucu yüzde 5,8 ile Haziran 1992’de kaydedilmişti.

Yıllık ortalama enflasyon 3,1

Federal İstatistik Dairesi verileri, Almanya’da 2021’de enflasyonun yıllık ortalamasının ise yüzde 3,1 olduğunu ortaya koydu. Bu da 1993 yılından beri kaydedilen en yüksek değer oldu. Almanya’da 2020 yılında ortalama enflasyon yüzde 0,5 olarak kayıtlara geçmişti.

Önceki aylarda olduğu gibi Aralık’ta da özellikle enerji fiyatları ciddi şekilde arttı. Enerji fiyatlarındaki artış yüzde 18,3 olarak açıklandı. Gıda fiyatları yıllık bazda yüzde 6, ev kiraları dâhil hizmet fiyatlarıysa yüzde 3,1 arttı.

Tüketici fiyatları, Aralık’ta bir önceki aya kıyasla ise yüzde 0,5 artış gösterdi. Federal İstatistik Dairesi, detaylı verileri 19 Ocak’ta yayımlayacak. Almanya’da Kasım ayında enflasyonun yıllık bazda yüzde 5,2 olduğu açıklanmıştı.

Fiyatlar neden artıyor?

Almanya’da hayat pahalılığındaki artışın en önemli sebeplerinden biri enerji fiyatlarının yükselmesi olarak görülüyor. Pandemide katma değer vergisinin geçici olarak azaltılmasına yönelik uygulamanın son bulması da fiyat artışlarında rol oynadı. Pandemi kaynaklı tedarik sıkıntıları ve kıtlıklar da tüketicinin cebini etkileyen faktörler arasında yer aldı.

Ayrıca Almanya’da Ocak 2021’de yürürlüğe giren ve ton başına 25 euro ödeme yapılmasını öngören karbondioksit fiyatlandırma sistemi de tüketici fiyatlarını etkiledi. Bu yılın başında bu vergi, ton başına 30 euroya yükseltildi.

2022 öngörüsü

Ekonomistler, Almanya’da enflasyon oranlarının düşmesinin zaman alabileceği görüşünde. Enflasyonun 2022’de yüzde 3 seviyesinin üzerinde seyretmesi bekleniyor. Kiel ve ifo enstitülerindeki araştırmacılar, katma değer vergisindeki uygulamanın etkisinin 2022’ye yansımayacak olmasına karşın üretim maliyetlerinin artmasına neden olan tedarik zinciri sorunlarının kalıcı olduğuna dikkat çekiyor.

Enerji fiyatlarındaki artışın da enflasyonu bir süre daha yüksek seviyelerde tutmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Leibniz Ekonomik Araştırma Enstitüsü, “Gaz tedarikçileriyle yapılan uzun vadeli kontratlar nedeniyle doğal gaz fiyatlarındaki ciddi artışın 2022’nin başına kadar tüketiciye ulaşmaması muhtemel” açıklamasında bulundu.

Paylaşın

Eski HDP Milletvekili Abdullah Zeydan Hakkında Tahliye Kararı

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 26. Dönem Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tahliye kararı çıktı. Zeydan, 62 aydır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunmaktaydı.

Haber Merkezi / Tahliye kararına ilişkin BBC Türkçe’ye konuşan avukatı Mahsuni Karaman, Zeydan’ın bugün akşam saatlerinde tahliye edilmesini beklediklerini söyledi. Zeydan’ın yargılama için Edirne Cezaevi’nden Elazığ’a getirildiğini söyleyen Karaman, tahliye işleminin de Elazığ’dan yapılacağını ifade etti.

Zeydan hakkında “örgüte yardım etmek” suçlamasından 5 yıl ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamasından da 1 yıl 15 gün hapis cezası verilmişti. Zeydan, HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile birlikte Kasım 2016’dan beri Edirne Cezaevi’nde bulunuyordu.

Avukat Karaman, “Zeydan’ın cezaevinde geçirdiği sürenin göz önüne alınarak tahliye kararının verildiğini ve hatta aldığı cezanın infazınının da neredeyse gerçekleştirildiğini” söyledi.

Bundan sonraki süreç hakkında da bilgi veren Karaman, infaz kararının bozulması için Yargıtay’da temyize gideceklerini belirtti ve şöyle konuştu: Yargıtay, esasa ilişkin bir inceleme yapmış değil. Temyize gideceğiz. Verilen ceza haksız bir ceza. Örgüte isteyerek yardım etmek gibi bir suçlama yapılmışsa bile biz Yargıtay’ın bu adli hatayı da düzelteceğini umuyoruz.

Ne olmuştu?

Zeydan, HDP eş genel başkanları ve milletvekillerine yönelik 4 Kasım 2016’da yapılan eş zamanlı operasyonlarda 12 kişiyle birlikte gözaltına alınıp, sonrasında ise tutuklandı.

Zeydan, ‘Örgüt propagandası’, ‘suçu ve suçluyu övmek’, ‘kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek’ ve ‘örgüte üye olmakla’ suçlandı. Hazırlanan iddianamede Zeydan’ın 20 yıla kadar hapsi istendi.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada heyet, eyleme katıldığı için Zeydan’a ‘örgüte yardım’dan 5 yıl, “PKK sizi tükürüğünde boğar” sözleri nedeniyle de ‘örgüt propagandası yapmak’tan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. Toplamda 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Söz konusu cezayı Yargıtay 16. Ceza Dairesi 26 Mayıs 2021’de bozdu ve Zeydan yeniden yargılanmaya başladı.

Abdullah Zeydan hakkında

13 Mart 1972 Yüksekova doğumlu. Babası Mustafa Zeydan eski AK Parti milletvekiliydi. Uluslararası Amerikan Üniversitesi Mimarlık Fakültesini bitirdi. Mimar, şantiye şefi, müteahhit olarak çalıştı. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde kardeşi Rüstem Zeydan AK Parti’den, kendisi ise HDP’den milletvekili seçildi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Mülakatta Elenenlere Başvuru Çağrısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KPSS yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından sosyal medya hesabından sözlü mülakat nedeniyle mağduriyet yaşayan gençler için paylaşımda bulundu.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, KPSS’de yüksek puan alıp, sözlü mülakatta elenen gençleri hukuksal destek almaları için ‘torpileson.com’ isimli siteye üye olmaya çağırdı.

Kılıçdaroğlu paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Bu torpil işinin peşini bırakmayacağımı söylemiştim. KPSS’de yüksek puan alıp, sözlüde elenen gençlerimizi, bizden hukuksal destek almak üzere, bu siteye başvurmaya davet ediyorum”

‘torpileson.com’ isimli siteye giriş yaptığınıza şu ifadelerle karşılanırsınız;

“Geleceğini Çalanlara Sessiz Kalma!”

Yıllardır hazırladıkları torpil listeleriyle, haksız mülakatlar ile geleceğini çaldılar. Sen okul sıralarında dirsek çürütürken, onlar senin emeklerini yok saydılar.

Senin ve binlerce arkadaşının mağduriyetine son vermek, yaşanan bu adaletsizlik ve haksızlık karşısında sana destek olmak için biz buradayız!

Hakkını yiyenlerden yargı önünde hesap soracak; torpile, kayırmacılığa son vereceğiz. Kamuya şeffaflığı getireceğiz.

Cumhuriyet Halk Partisi gelecek, bu düzen bitecek!

‘torpileson.com’a erişmek için TIKLAYIN

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısı 70 Sınırında

Kovid 19’da son 24 saatte 68 bin 413 yeni vaka tespit edilirken, 156 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Tedbirlerin önemi fazlasıyla artmış durumda.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 418 bin 823 test yapılırken, 68 bin 413 yeni vaka tespit edildi. 156 kişi hayatını kaybederken, 25 bin 502 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan uyarı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Kapalı, havalandırması kısıtlı ortamlarda, maske kullanılmayan restoran ve kafeteryalarda uzun süre kalınmamalı. Katılımın fazla olduğu toplantılar, ev içi kalabalık ve uzun süreli buluşmalar, eğlence mekânları bulaşmayı artırmaktadır. Tedbirlerin önemi fazlasıyla artmış durumda.

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Bartın takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Paylaşın

HDP’den Dikkat Çeken ‘Seçim Önergesi’ Çağrısı

HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, “Ekonomik kriz, yönetememe sorununun sonucu olduğu için iktidarın istifa etmesi ve erken seçime gitmesi gerekiyor. Muhalefetin bu konuda bu ortak önerge ile tavrını ortaya koyması gerekiyor. Bu konuda üzerimize düşeni yapacağımızı söylemiştik.” dedi.

Haber Merkezi / Günay, “Türkiye’de yönetememe krizinin sonucu olarak ekonomik kriz can yakıyor. Türkiye yeni yıla zamlarla girdi. Asgari ücrete yüzde 50 zam yaptık diye övünenler elektriğe bir gecede yüzde 50-127 arasında zam yaptı. Doğalgaza, akaryakıta yaptıkları zamlarla asgari ücrete yapılan zammı anlamsızlaştırdılar. Türkiye halklarını açlıkla, sefaletle ve yoksullukla yüz yüze bıraktılar.” ifadelerini kullandı.

Ebur Günay, “Kendileri saraylarda ışıltılar içinde yaşamaya devam ederken, Türkiye halklarına karanlık bir gelecek, ödenemeyen faturalar, zam dolu bir gelecek bıraktılar. TMMOB’u verilerine göre temel ihtiyaç fatura bedelleri 997 TL, Ankara’da ise 1025 TL. Bu birçok şeyi ifade ediyor. Bu yoksulun, işçinin cebine, sofrasına yansıması ve açlıkla yüz yüze kalmasını ifade ediyor.” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ebru Günay, partinin genel merkezinde düzenlenen haftalık basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Günay’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Kadın özgürlük mücadelesinin önemli temsilcileri ve öncülerini yitirişimizin yıl dönümündeyiz. Sakine Cansız, Leyla Şaylemez, Pakize Nayır, Sêvê Demir, Fatma Uyar, ve Fidan Doğan’ın katledilişlerinin yıl dönümündeyiz. Bir kez daha yürüttükleri kadın mücadelesi ve anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Katledilişlerinin yıl dönümünde her birini minnetle anıyoruz. Bizlere büyük bir direniş mirası bıraktılar ama maalesef bütün kadın cinayetlerinde olduğu gibi dosyaları cezasızlıkla yüz yüze bırakıldı, failler korundu. Ama bizler her bir fail ortaya çıkıncaya, her bir kadın cinayeti aydınlatılıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizin bir kez daha sözünü veriyoruz.

“Partimize saldıranlar eğitilmiş ve azmettirilmiş kişiler”

Bizler yeni yıla partimize yönelik saldırılarla girdik. Deniz Poyraz Davasının görüldüğü günden bir gün önce Bahçelievler ilçe binamıza bir saldırı gerçekleştirildi. Bir kez daha fail korundu ve daha sonra serbest bırakıldı. Partimize yönelik yapılan bütün saldırılarda saldırganlar eğitilmiş, azmettirilmiş saldırganlardır. Biz hiçbir saldırıyı tekil, serserinin tekinin saldırısı olarak asla kabul etmiyoruz, bütün saldırılar örgütlü, planlanmış ve taammüden hazırlanmış saldırılardır. Partimize yönelik düşmanlık politikaları, yapılan saldırılar ve iktidarın sürekli partimizi hedef göstermesi partimizi hedef haline getiriyor. Bu saldırılar azmettirici olarak iktidarı ve ortağını gösteriyor. Bir tweet attığı için insanları günlerce gözaltına alınan yargı, partimize silahla girenlere ve arkadaşlarımızı katletme girişimine rağmen herhangi bir etkin soruşturma yürütmeden, arkalarındaki gizli güçleri ortaya çıkarmadan onları serbest bırakıyor. Bu yargının da failleri koruduğu ve cezasızlık politikası uygulandığının göstergesi.

“Partimize yönelik saldırılardaki karanlık güçleri tanıyoruz”

Bizler Deniz Poyraz dosyasında da katilin ne kadar profesyonel ve eğitilmiş olduğunu duruşma salonundaki aymazlığı, pişkinliği ve soğukkanlılığı ile gördük. Her bir saldırı örgütlüdür, partimizi güçlendirerek o katillerin arkasındaki karanlık güçleri açığa çıkaracağız. Bizler o karanlık güçleri tanıyoruz, Hrant Dink cinayetinden tanıyoruz, Hatun Tuğluk’un cenazesine yönelik saldırılardan tanıyoruz. Bizler onlara karşı mücadele etmeye, kirli yüzlerini her yerde Türkiye toplumuna anlatmaya devam edeceğiz. HDP geleneği direnişten gücünü alır, asla korkularla yılmaz ve geri atmaz, mücadele etmeye ve dimdik ayakta durmaya devam eder.

“Nefret dilinden başka söyleyecek sözü olmayanlar çareyi HDP’ye saldırmakta buluyor”

İktidarın küçük ortağı bir kez daha partimizi hedef gösterdi. Bir kez daha sağa sola talimatlar buyurdu. Türkiye’deki sorunlarına dair Türkiye toplumunun yaşadığı sorunlara dair söyleyecek tek bir sözü olmayanlar partimize saldırıyor. Sorunlara çözüm önerisi olmayanlar, halkın taleplerine kulak tıkayanlar, çözümü olmayanlar partimize saldırmaya çalışıyor. HDP sizin geliştirmeye çalıştığınız faşizminiz önündeki en büyük engeldir. HDP bu topraklarda direniş ve hakikattir, demokrasinin teminatı, kadınların ve gençlerin teminatıdır. İşçinin, yoksulun geleceğidir. Bu nedenledir ki HDP ayakta ve siz HDP’den korkuyorsunuz. HDP hakikatleri yüzünüze söylemeye devam edecek. HDP’nin haykırdığı hakikatler Türkiye toplumunda karşılık buluyor. Halkımız cevabını size sandıkta verecektir. Bunun korkusuyla partimize saldırıyorlar, gittiklerinin ve gideceklerinin farkındalar. Türkiye toplumuna söyleyecek sözü olmayanlar, nefret dilinden başka söyleyecek sözü olmayanlar, çareyi HDP’ye saldırmakta, HDP kapatılsın demekte buluyorlar. Bu yüzden HDP her gün büyüyerek bugüne geldi. Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizler gücümüzü hakikatten, bize miras kalan direnişten alıyoruz. Biz bu mirası asla yere bırakmayacağız. Bu ülkeye barış, kardeşlik ve demokrasi gelene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizler HDP olarak sizlerin korkulu rüyanız olmaya devam edeceğiz, sizlerin önünde engel olmaya devam edeceğiz. Bunu bu ülkenin haklarına sözümüz olarak yineleyelim.

“Cezaevleri ölüm evlerine dönmesin”

Türkiye’nin kangrenleşmiş sorunları devam ediyor. Cezaevleri, Türkiye’nin aynası olarak can yakıcı biçimde çözüm bekliyor. Önceki gün grup toplantımıza çocukları cezaevinde olan anneler Türkiye’nin dört bir tarafından gelip taleplerini dile getirdiler. Cezaevlerinin ölüm evlerine dönmesinden kaynaklı kaygılarına çözüm bulmanın muhatabını arayıp durdular ama Adalet Bakanı ve iktidar anneleri dinleme gereği bile duymadılar. Ama anneler buna rağmen STK’larla ve siyasi partilerle görüştüler. Bu ülkenin vicdanı olan kesimlerle görüştüler ve seslerini duyurdular. Anneler çocuklarının infazlarının ertelenmesini istemiyor, hasta çocuklarının tahliye edilmesini, cezaevlerinin ölüm evlerine dönüşmesini istemiyor. Bu konuda bir açıklama dahi yapmayan Adalet Bakanı kaygılı anneleri dinlemedi, anneleri polisin şiddeti ile karşı karşıya bıraktı. Bu aynı zamanda sorunlara yaklaşımın göstergesiydi. Ama cezaevlerinde yaşananlar ve annelerin haykırışları bir hakikat ve iktidarı rahatsız etmeye devam edecek.

“Ekonomik kriz yönetememe sorununun sonucudur, iktidar istifa etmelidir”

Bütün bunlar yaşanırken Türkiye’de yönetememe krizinin sonucu olarak ekonomik kriz can yakıyor. Türkiye yeni yıla zamlarla girdi. Asgari ücrete yüzde 50 zam yaptık diye övünenler elektriğe bir gecede  yüzde 50-127 arasında zam yaptı. Doğalgaza, akaryakıta yaptıkları zamlarla asgari ücrete yapılan zammı anlamsızlaştırdılar. Türkiye halklarını açlıkla, sefaletle ve yoksullukla yüz yüze bıraktılar. Kendileri saraylarda ışıltılar içinde yaşamaya devam ederken, Türkiye halklarına karanlık bir gelecek, ödenemeyen faturalar, zam dolu bir gelecek bıraktılar. TMMOB’u verilerine göre temel ihtiyaç fatura bedelleri 997 TL, Ankara’da ise 1025 TL. Bu bir çok şeyi ifade ediyor. Bu yoksulun, işçinin cebine, sofrasına yansıması ve açlıkla yüz yüze kalmasını ifade ediyor. Bu konuda çözüm önerilerimizi defalarca ifade etmiştik, bir kez daha ifade edelim. Temel ihtiyaç faturalarının hane başına düşen ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz karşılanması, en düşük emekli maaşının asgari ücret sınırına getirilmesi, öğrenci burslarına zam yapılması gibi temel, toplumu rahatlatacak ihtiyaçlar söz konusu. Ekonomik kriz, yönetememe sorununun sonucu olduğu için iktidarın istifa etmesi ve erken seçime gitmesi gerekiyor. Muhalefetin bu konuda bu ortak önerge ile tavrını ortaya koyması gerekiyor. Bu konuda üzerimize düşeni yapacağımızı söylemiştik.

“Türkiye içeride ve dışarıda savaş politikalarına son versin”

Bizler HDP olarak Türkiye’nin içerde ve dışarda bir savaş hükümetine dönüştüğünü, buradan beslenerek güç yaratmaya çalıştığını bir çok kez ifade ettik. Bu politikalara karşı bulunduğumuz her zeminde tavır aldık. Barış siyasetinden yana tavrımızı ortaya koyduk. Hükümetin meclise getirildiği savaş tezkerelerine hayır dedik. Kuzeydoğru Suriye’de işlenen savaş suçlarını yüksek sesle ifade ettik. Bu konudaki en çarpıcı gelişme James Jeffrey’in yaptığı itiraftı. 20019 yılında Türkiye’nin Girê Spî ve Serakaniye’de düzenlediği askeri operasyonlarda Türkiye ile birlikte hareket eden silahlı grupların savaş suçu işlediğini itiraf etti. Bunu defalarca söylemiştik. Türkiye dış politika siyaseti ile savaş suçu işliyor, halklar lehine sonuçlar yaratmıyor. Bunun NATO üyesi bir ülkenin yetkilisi tarafından itiraf edilmesi önemlidir, hakikati dile getiriyor. Türkiye yöneticilerine sesleniyoruz; Kuzeydoğu Suriye halklarına karşı savaşa son verin ve Kuzeydoğu Suriye halklarının taleplerine kulak verin, barışçıl bir politika yürütün. Aksi halde yürüteceğiniz politika çetelere, IŞİD’e, ÖSO’ya yarayacak, kadınlar, gençler ve çocuklar için ölüm ve gözyaşından başka bir şey ifade etmiyor.”

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Net Rezervleri 8,3 Milyar Dolara Geriledi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt rezervleri 31 Aralık haftasında sınırlı bir değişim kaydetti. 10 Aralık haftasında 21,2 milyar dolar, önceki hafta da 8,6 milyar dolar olan net rezervler ise 8,3 milyar dolara geriledi.

Haber Merkezi / TCMB verilerine göre brüt rezervler 31 Aralık haftasında 111 milyar 52 milyon dolara yükseldi. Bir önceki hafta bu rakam 110 milyar 926 milyon dolardı. Swaplar hariç tutulduğunda ise net rezervlerin eksi 56,4 milyar dolara kadar düştüğü izlendi. Bir önceki hafta bu rakam eksi 55,7 milyar dolardı.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Hakkında İddianame Hazırlandığı İddialarına Yanıt

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında iddianame hazırlandığı iddialarına ilişkin, “Hukukçu olarak güzel espri olur bunlar. Bu esprileri her gün görüyoruz, yaşıyoruz, takip ediyoruz. Gerekli işlemleri yapıyoruz” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi / MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM grup toplantısında İBB’deki terör soruşturması ile ilgili yaptığı “İddialar doğru çıkarsa İBB Başkanı’nın bir saniye o koltukta durmaması gerekir” açıklamasıyla ilgili olarak da İmamoğlu, “Bizim gündemimizde değil. Hiç gündemimizde değil. Açıkçası sözlerini de muhatap almıyorum” dedi.

İçişleri Bakanlığı, İBB’de çalışan yüzlerce personelin “terör örgütleri ile iltisaklı veya irtibatlı olduğu yönündeki ihbar ve tespitler üzerine” özel teftiş başlatıldığını duyurmuştu. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ da katıldığı bir canlı yayında, İmamoğlu için iddianame hazırlandığını iddia etmişti.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Başakşehir Veri Laboratuvarı’nın açılışında gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, açıklamasında özetle şu ifadeleri kullandı:

Belediyeler Birliği, tarihin en utanç verici dönemini yaşatıyor. Yani Belediyeler Birliği İstanbul’a Türkiye’deki tüm Cumhuriyet Halk Partili belediyelere tarihinin en utanç verici dönemini yaşatıyor.

Yüzde 50 bütçesini sağlayan Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yüzde 3-5 oranında bile katkı sunmadan.

Başındaki belediye başkanı kendi iline sağladığı faydaların listesini çıkarsın yayınlasın. Utanç verici.

Daha ileri gideyim. Sayın başkanı ben Gaziantep’te ziyaret ettim. İBB, Belediyeler Birliği’nin en üst seviyede bütçesini sağlayan belediyedir.

İstanbul’a gelip muhtelif bazı ilçelerde görüntü vereceğine önce gelsin, Belediyeler Birliği başkanı olarak cesaretle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı ziyaret etsin. Bu Türkiye’deki yerel yönetimin ne kadar tahakküm altında olduğunun bir göstergesidir.

Kendisini sorgulaması gerektiğini düşünüyorum. Belediyeler Birliği konusunda CHP’nin  attığı adım değerlidir, tarihidir. Çok kötü işler yapıyorlar, utanç verici bir dönem.

İddianame iddiası. Hukukçu olarak güzel espri olur bunlar. Bu esprileri her gün görüyoruz, yaşıyoruz, takip ediyoruz. Gerekli işlemleri yapıyoruz.

Devletin her kademesindeki insanları, müfettişleri, valileri, vali yardımcılarını, adına kim derseniz deyin, bakanları, herkes görevini layıkıyla yapsın. Biz de layıkıyla yapalım.

Bizi soruşturmaya, daha doğrusu incelemeye gelmişlerdir. Başımızın üstüne yerleri var. Müfettişler her zaman bizi teftiş etsinler, denetlesinler, incelesinler. Zaten incelemeliler. Bizim de burada hiçbir sıkıntımız yok.

Onları en iyi şekilde ağırlıyoruz. Yeter ki herkes görevini saygın kamu ahlakı düzeni içerisinde yapsınlar. Bizim kapımız ardına kadar açık. Yazışmalar yapıyoruz.

Bizim yazdığımız yazıların ciddiyetinde yazıları diğer kurumlardan da bekliyoruz. Şu anda bizim gündemimiz bu.

Bir de işte böyle gençliğe, teknoloji merkezi açmak. Ne yazık ki ülkenin yoksulluğuyla mücadelede Türkiye’nin en büyük ekmek fabrikasını açmak üzereyiz. Yüzde 90-95 seviyelerine geldi. Mart ayında açacağız. Bizim gündemimiz bu.

“Bizimle ilgisi yok”

Gazetecilerin “Fırıncılar biraz kızacak” demesi üzerine de “Fırıncıların kızacağı yer; Türkiye’de enflasyonu yüzde 36 açıklayan ama gerçek enflasyonun yüzde 60’da olduğu, üretici fiyatlarının ise yüzde 85-90’lar seviyesinde olduğu ekonomiyi yönetenler, hükümet. Bizimle ilgisi yok” karşılığını verdi.

Paylaşın

Süper Lig’de 20. Haftanın Hakemleri Açıklandı

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Süper Lig’de 20. Hafta karşılaşmalarını yönetecek hakemleri açıkladı. Buna göre, ligin zirvesini ilgilendiren Trabzonspor – Yeni Malatyaspor  maçında Fırat Aydınus düdük çalacak.

Haber Merkezi / Yine ligde üst sıraları ilgilendiren Galatasaray  – Giresunspor karşılaşmasını Arda Kardeşler, Çaykur Rizespor – Beşiktaş maçını Alper Ulusoy, Fenerbahçe  – Adana Demirspor karşılaşmasını ise Halil Umut Meler yönetecek.

İşte Süper Lig’de 20. haftanın maçlarını yönetecek hakemler:

7 Ocak Cuma

20:00 Trabzonspor – Yeni Malatyaspor (Fırat Aydınus)

8 Ocak Cumartesi

13:30 Gaziantep FK – Fatih Karagümrük (Zorbay Küçük)

16:00 Alanyaspor – Başakşehir FK (Mustafa Kürşad Filiz)

16:00 Kasımpaşa – Hatayspor (Sarper Barış Saka)

19:00 Galatasaray  – Giresunspor (Arda Kardeşler)

9 Ocak Pazar

13:30 Konyaspor – Demir Grup Sivasspor (Cüneyt Çakır)

16:00 Göztepe – Antalyaspor (Hüseyin Göçek)

16:00 Kayserispor – Altay (Yaşar Kemal Uğurlu)

19:00 Çaykur Rizespor – Beşiktaş (Alper Ulusoy)

10 Ocak Pazartesi

20:00 Fenerbahçe  – Adana Demirspor (Halil Umut Meler)

Paylaşın

CHP, Elektrik Zammını Yargıya Taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından kademeli fiyat uygulaması kararı ile birlikte yılbaşında yapılan zamların yürürlüğünün durdurulması istemiyle Danıştay’a başvurdu.

Haber Merkezi / CHP’li Akın, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun yılbaşında aldığı fahiş zamla ilgili Danıştay’da açtığı dava konusunda CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. CHP’li Akın, şunları dile getirdi:

“AK Parti iktidarının elektrik faturalarındaki zam kurnazlığını yargıya taşıdık. Cumhuriyet tarihinin en büyük elektrik zammına dönüşen, EPDK kararının iptal edilmesi ve yürütmesinin hemen durdurulması talebiyle Danıştay’da dava açtık. Yeni yılın ilk gününde, bütün vatandaşlarımızı mağdur eden, hayat pahalılığı karşısında yalnız bırakan, büyük oranda elektriğe yapılan hukuksuz zamlara, Türk yargısının hukuksal zeminde izin vermeyeceğine inanıyorum”

Elektrikten doğalgaza, akaryakıttan köprü geçiş ücretlerine, harçlardan vergilere kadar, her şeye zam yapıldığını kaydeden CHP’li Akın; “Hayat pahalılığı ile vatandaşımız yoksullaştırılıyor, mağdur ediliyor ve ezdiriliyor. Vatandaşın, pazar fileleri boş. Tencereleri boş. Cüzdanları boş! Kaybeden vatandaşımız. Kazanan, saray ve eşrafıdır! İktidar vatandaşımızın bu sıkıntılarına rağmen ne yapıyor? Zam yapıyor! Vatandaşın mali yükünün azaltılması gerekçesiyle Meclis’ten geçirilen kanunla, ‘kademeli tarife’ adı altında elektrikte tarihin en büyük zammını yaptılar” değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu yasa teklifinin TBMM’de görüşülürken halkın kürsüsünde defalarca uyarıda bulunduklarını söyleyen CHP’li Akın; şöyle devam etti:

“Kademeli tarife, sosyal tarife olmalı dedik. ‘Elektrik insan hakkıdır, ulaşılabilir ve insani yaşam koşullarında ödenebilir bir ücreti olmalıdır’ diye uyardık! Kanun çıktı. Peki EPDK ne yaptı? Yılın son kurul toplantısında karar alarak kademeli tarifeyi “kademeli zamma” hatta “kademeli zulme” dönüştürdü. AK Parti iktidarının, yanlış ekonomik politikaları ve yanlış enerji politikaları yüzünden her geçen gün artan hayat pahalılığı, EPDK kurul kararıyla elektrik faturalarına yeni bir yük olarak vatandaşımızın sırtına yüklendi.”

“Eskiden elektrik çarpardı, şimdi AK Parti bu zamlarla vatandaşı çarpıyor”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, elektrik faturalarına yüzde 127’ye kadar varan fahiş zammın asla kabul edilemez olduğunu dile getirdi. CHP’li Akın; şunları dile getirdi:

“Bu zam; vicdani değildir, insani değildir, hukuki değildir. Kademeli zam olarak hayata geçirilen tarifede dört kişilik bir ailenin asgari tüketimi olan 230 kilovatsaat yerine 150 kilovatsaatin ilk kademe olarak belirlenmesi de ne bilimseldir ne de insanidir. EPDK kademeli tarifeyi getirmiş ve ilk kademeye de yüzde 52 oranında zam yapmıştır. Bu yetmemiş ikinci kademeye yani 150 kilovatsaatin üstündeki tüketime de yüzde 127 zam yapmıştır.Yani AK Parti iktidarı elektrik faturalarıyla vatandaşımızı adeta çarpmıştır. Eskiden elektrik çarpardı, şimdi AK Parti bu zamlarla vatandaşı çarpıyor.”

Aralık ayında asgari tüketim olan 230 kilovatsaatin faturası 210 lirayken, şimdi kademeli zamla 370 liraya çıktığına dikkat çeken CHP’li Akın, şunları söyledi:

“Enerji Bakanı Fatih Bey, ‘Az tüketen az bedel ödeyecek’ dedi. Bu bir aldatmacadır. İktidar doğruyu söylemiyor. İktidarın doğruyu söylemediğini bundan iki hafta sonra yüksek faturalarla çarpılan vatandaşlarımız da görecek. Enerji Bakanı’nın dile getirdiği ‘az tüket az öde’ söylemi tam bir aldatmacadır. Asgari tüketim olan 230 kilovatsaatin 75 kilovatsaat düşürülmesi durumunda bile aboneler daha fazla fatura ödeyecekler. Tüketiciler bu fahiş zamdan kaçamayacaklar. Vatandaşı rahatlatması gereken kademeli tarife, zam aracına dönüştürülmüş ve amacından tamamen saptırılmıştır. İşte biz bu haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği yargıya taşıdık. Ticarethane ve sanayi elektrik tarifelerine yapılan fahiş zamlar da hayat pahalılığı olarak vatandaşlarımıza çarşıda, pazarda, markette alışveriş yaparken geri dönecek. Yani AK Parti vatandaşlarımıza katmerli bir hayat pahalılığını reva görüyor.”

“AK Parti iktidarı asla doğru söylemiyor”

Zamların derhal geri çekilmesi ve enerji faturalarında indirim yapılması gerektiğini söyleyen CHP’li Akın, “Elektrikte kademeli tarife en az 230 kilovatsaatten başlatılmalı, sosyal tarife olmalıdır. Ayrıca doğalgazda da planladıkları kademeli tarife mevzuatı bir sosyal tarife olmalı, zam aracı olarak kullanılmamalıdır. Elektrik ve doğalgazdaki yüzde 18 KDV oranı yüzde 1’e indirilmelidir. Doğalgazdan alınan ÖTV kaldırılmalıdır. Fedakârlık yaptığını iddia eden AK Parti iktidarı asla doğru söylemiyor. Fedakârlığı yapan bu fahiş zamları göğüslemek zorunda bırakılan vatandaşımızın ta kendisidir” diye konuştu.

Paylaşın