CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ‘Roman Buluşması’nda yaptığı konuşmada, “Adımız ‘halk partisi.’ Yani halkın partisi. Yani sizlerin partisi. Yani kimsesizlerin kimsesizliğini ortadan kaldıracak olan parti. * Beraber çalışmamız gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bizim partimiz aynı zamanda sizin partiniz olmak zorundadır. O nedenle beraber mücadele etmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, konuşmasında, “Eğer biz yüz yıl içerisinde Roman kardeşlerimizin sorununu çözememişse hepimizin oturup düşünmesi lazım. Kendi haklarımıza sahip çıkmanız lazım. Hukukun size verdiği hakları seslendirmeniz lazım. Bu kardeşiniz sizin sesinizi sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya duyuracak. Hiç kimse bu cumhuriyette kendisini kimsesiz hissetmeyecek. Türkiye coğrafyasına yayılmış olan Romanların ötekileştirildiğini görüyoruz. İyi eğitim almadıklarını görüyoruz.” dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Yeteri kadar sizlerle beraber olmadık. Yeteri kadar sorunlarınızı dinlemedik. Bu roman kardeşlerim ile beş ya da altıncı buluşmam. Benim kadar Romanlar ile beraber olan ikinci bir siyasi lider yoktur” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da Romanlar ile bir araya geldi. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen programa CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı Ertan Aksoy da katıldı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şu ifadeleri kullandı;
“Eğer biz, bir yüzyıl içinde Roman kardeşlerimizin sorunlarını çözememişsek ve çözülmemişse ve bunun bir numaralı sorumlusu da siyaset kurumuysa hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ben de düşüneceğim, siz de düşüneceksiniz. Kendi haklarınıza sahip çıkmanız lazım. Anayasanın, hukukun size verdiği hakları seslendirmeniz lazım.
Yeteri kadar seslendiremiyorsunuz, biliyorum. Seslendirseniz duyuramıyorsunuz, bunu da biliyorum. Ama bir şeyden emin olmanızı isterim: Bu kardeşiniz sizin sesinizi sadece Türkiye’ye değil, gerekirse bütün dünyaya duyuracak. Bu konuda emin olmanızı isterim.
“Romanların haklarının verilmediği görüyoruz”
Cumhuriyeti kurarken, ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir’ demişiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önümüze koyduğu hedef bu. Hiç kimse bu cumhuriyette kendisini kimsesiz hissetmeyecek. Ama rakamlar bize farklı bir şey söylüyor. Türkiye coğrafyasına yayılmış olan Romanların haklarının verilmediği görüyoruz. Ötekileştirildiğini görüyoruz.
Dikkate alınmadıklarını görüyoruz. İyi eğitim almadıklarını görüyoruz. O zaman bu sorunun çözülmesi lazım. Hepinizin şunu çok iyi bilmesini isterim: Adımız ‘halk partisi.’ Yani halkın partisi. Yani sizlerin partisi. Yani kimsesizlerin kimsesizliğini ortadan kaldıracak olan parti.
Beraber çalışmamız gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bizim partimiz aynı zamanda sizin partiniz olmak zorundadır. O nedenle beraber mücadele etmek zorundayız. Eğer bu mücadeleyi birlikte yapabilirsek, parlamentoda, parlamento dışında da sizin sorunlarınızı dillendiririz.
Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda, okula giden bütün Roman çocuklara burs vereceğiz. Ama tek şartımız var: Okula devam ettiği sürece burs hiç kesilmeyecek, okulu bırakırsa kesilecek.
Onun bütün eğitim masraflarını karşılayacağız. Böylece aile çocuğunun sürekli okula gitmesini isteyecek. Göreceksiniz, nasıl diğer ailelerin çocukları okuyorsa sizinkiler de okuyacak. Özellikle müzik konusundaki üstün yeteneklerinden faydalanacağız.
Hiçbir ailenin, Türkiye coğrafyasının neresinde yaşarsa yaşasın, asgari ücretin altında gelirinin olmasını istemiyoruz. Bunun güvencesini Aile Destekleri Sigortası’nı vererek düzelteceğiz. Her birimizin, toplumda huzur içinde yaşamamız için en azından ortalama bir gelire sahip olmamız, yaşadığımız kentin sokaklarında özgürce, huzur içinde dolaşmamız gerekir. Her evde mutlaka bir sigortalı olacak.
Bunu sadece söylemde bırakmamak gerekiyor. İster belediye, ister merkezi hükümet eleman alırken önce sigortası olmayan hanelerden bir kişiyi sigortalı olarak alacak. O zaman evlerde huzur, bereket olacak. Bu ödemeyi yaparken kadının banka hesabına para yüklenecek. Kişinin onurunu koruyacağız, yoksulluğunu teşhir etmeyeceğiz. Bunu yapmak kanunlara aykırı mı? Lütuf mu?
“Gücünüzü ve sesinizi birleştirmeniz lazım”
Sosyal devlet dediğimiz bir kavram var. Sosyal devlet vatandaşı ezmeyen devlet demektir. Devlet size bu yardımı yapmak zorundadır, sizler de bunu isteme hakkına sahipsiniz. Bu hak anayasal bir hak. Toplumun değişik kesimlerinde gördüğüm bir farklı tabloyu sizin aranızda da görüyorum. Ayrışıyorsunuz. Kamplara bölünüyorsunuz. Birleşmeniz lazım. Beraber olmanız lazım.
Birlikten kuvvet doğar. Gücünüzü ve sesinizi birleştirmeniz lazım. Birlik olursanız gücünüz daha yüksek olur, sesiniz daha yüksek çıkar ve Ankara’daki beyler de duymuş olur. Duymuyorlar, görmüyorlar. ‘Ne olacak, verdik 2 kilo makarna, mesele bitti. Gel bize oy ver’ diyorlar.
Bu iş 2 kilo makarna işi değildir. Bu iş, devletin sizi sürekli koruma altına alması işidir. Ta ki size sigortalı bir iş buluncaya kadar. O zaman olur bu iş. Yeteri kadar sizlerle beraber olmadık. Yeteri kadar sorunlarınıza eğilmedik. Yeteri kadar sorunlarınızı dillendirmedik.
Ama bu benim Roman kardeşlerimle 5’inci veya 6’ncı buluşmam. Dolayısıyla CHP’nin genel başkanı kadar Romanlarla beraber olan ikinci bir siyasi lider de yoktur. Eğer bir hakkı teslim edeceksek herkesin hakkını teslim etmeliyiz. Ötekileştirme var. Bunu da kırmamız lazım. Ne demek ötekileştirme? Yeri geliyor, ‘Hepimiz Adem ve Havva’dan doğduk’ diyoruz. Yeri geliyor, ‘Sen Romansın, senin çocuğun benim okuluma gelmesin’ diyoruz. Olmaz. Bunları da kırıp atacağız.