New York Times’tan Çarpıcı Türkiye Analizi

The New York Times gazetesi, Türkiye’de uzun ve ağır çalışma saatleri, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve kötüleşen ekonomi, artan enflasyonla maaşları eriyen doktorların daha iyi seçenekler arayışına girdiğini belirterek doktor göçünü inceledi.

New York Times İstanbul büro şefi Carlotta Gall imzalı haberde, doktorların Türkiye’den gitmeye yönelmesinin, “iktidardaki 18 yılında evrensel sağlık hizmetini genişleterek itibarını güçlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için üzücü bir gösterge olduğu” belirtildi.

Haberde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık alanındaki adımlarının imza başarılarından biri olduğu, çok sayıda destekçisi için yalnızca bu sebebin dahi, desteğini sürdürmesine katkı sağladığı belirtildi. Öte yandan pandeminin etkisinin yanı sıra, yükselen enflasyonla birlikte sağlık sisteminin bağlı olduğu profesyonellerin gözardı edildiği belirtildi.

T24’ün aktardığına göre haber şöyle devam etti: “Doktorlar, ezici iş yükü, giderek azalan karşılık, Erdoğan yönetimi altında mesleğe yönelik azalan saygı ve giderek artan şiddet olaylarından şikâyetçi.”

Türk Tabipleri Birliği’ne göre, 1400’den fazla Türk doktor, bu yıl yurt dışında çalışmak için görevinden ayrıldı. Son on yılda bu sayı 4 bin oldu.

Haber için konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi’nde kamu sağlığı profesörü Bülent Kılıç “Bu yaşananlar, uzun zamandır biriken meselelerin bir sonucu. Son 20 yılda reform adı altında ciddi değişiklikler yapıldı ve pandemideki ağır iş yükü bardağı taşıran son damla oldu” dedi.

Haber şöyle devam etti:

“Uzun bir süre için Erdoğan’ın tanıttığı değişiklikler meyvesini vermişti. Türkiye, tıp fakültelerinin ve sağlık çalışanlarının kalitesiyle övünüyordu ve son yıllarda binlerce uluslararası hastaya hizmet veren bir özel sağlık sektörü geliştirdi”

Sistemin doktorları yükün altında ve yetersiz maaşla bıraktığı belirtildi ve şöyle aktarıldı: “Gelirlerinin ve statülerinin erimesi, çok sayıda doktor için dayanılmaz hâle geldi.”

Haber için konuşan Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, doktorların Türkiye’den gidişinin tek sebebinin eriyen maaşlar olmadığını söyledi. Fincancı “AKP iktidarının başlangıcından bu yana yıllar içinde mesleğin değersizleştirilmesi” dedi.

Fincancı, tüm hastanelerin erişime açılmasının yükü artırdığını aynı zamanda sağlık hizmetinde özelleştirme politikası ve performans ödemeleri sisteminin nitelikten ziyade niceliğe odaklanılmasına sebep olduğunu söyledi.

Fincancı, “Bazıları şart olmayan çok fazla randevu alındı ve çok fazla ameliyat yapıldı. Hastalarda başta mutluydu fakat bu sistem sürdürülebilir değildi. Hastaneler fiyatlarını artırmaya ve randevu sürelerini kısaltmaya başladılar ve bu durum da her açıdan gerilim yarattı” dedi.

Paylaşın

‘Türkiye Dolarizasyon Etkisine Maruz Kalacak’ Uyarısı

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Latin Amerika ve gelişmekte olan Avrupa ülkelerindeki bankaların gelişmekte olan ülkeler arasında dolarizasyon etkilerine en yoğun maruz kalacak bankalar olacaklarına dikkat çekti.

Moody’s, dün yayımladığı raporda ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faizleri artırmasının büyük ihtimalle gelişmekte olan piyasalara sermaye akışını yavaşlatarak bu ülkelerin para birimlerinin ve ekonomik büyümelerinin zayıflamasına yol açağını ve muhtemelen dolarizasyonun fazla olduğu bankalarda kredi risklerini tetikleyeceğini belirtti.

Reuters’ın aktardığına göre; Moody’s analistleri, “Bilançolarında büyük miktarda yabancı para kredileri ve mevduatları olan bankalar yerel para birimlerinde sert değer kaybı durumunda sorunlu kredilerde artış yaşanması, kârlılık ve likiditelerinde baskı oluşması ihtimaliyle karşı karşıyalar” diye belirtti.

Raporda yer alan tahminlere göre, yüksek enflasyonla ve kurdaki değer kaybıyla mücadele eden Türkiye’de de döviz mevduatın toplam mevduata oranının 2022 sonuna kadar yüzde 65’e yükselmesi bekleniyor. Türkiye’de döviz mevduatı 2020’nin sonunda yüzde 47, geçen yıl yüzde 63 seviyesindeydi.

Türkiye üç ülkeden biri

Avrupa’da, Türkiye, Azerbaycan ve Belarus en fazla dolarizasyonun olduğu üç ülke konumunda. Moody’s, “Kur riskine karşı koruma altında olmayan yabancı para kredilerinin ödenmesi gittikçe zorlaşıyor ve mevduat sahipleri fonlarını çekmeye eğimli hale geliyor. Merkez bankalarının, bankaların dolar zararlarını kapatmak için yeterli rezervlerinin olmaması durumunda kriz döneminde yüksek dolarizasyon aynı zamanda finansal istikrara karşı tehdit oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Dolarizasyonun nedenleri nelerdir?

Dolarizasyonun ortaya çıkmasında iki temel unsuru vardır.

  • Birincisi makroekonomik istikrarsızlık ve ekonomik birimlerin istikrarsızlığa karşı yabancı para birimine yönelerek korunma istekleridir.
  • İkinci temel unsur ise piyasa eksiklikleri ve düzenleyicideki aksaklıklardır.

Dolarizasyon yükselmesinin altında birçok neden yatabilir. Ancak en birincil neden ekonomiye ve yerel paraya karşı güven kaybıdır. Diğer etkenler arasında yüksek enflasyon, negatif reel faiz, paranın dış değerinin hızla düşmesi…

Dolarizasyonun yükselmesi halinde belli başlı ekonomik sıkıntılar baş gösterir. Bunlardan bazıları şöyle:

  • Ülkenin ekonomik şoklara karşı kırılganlığı artar.
  • Ödeme yeteneğine yönelik riskler nedeniyle finansal kesimlerde kırılganlık artar.
  • Gelirinin önemli kısmı ulusal para cinsinden olan kamunun yabancı para cinsinden borçları nedeniyle borçluluğun sürdürülebirliği konusunda sıkıntı yaşanır.
  • Döviz kurununun fiyatlara etkisi yüksek olur.
  • Dolarizasyon, firmaların bilançolarında kur uyumsuzluklarına neden olarak kırılganlığın artmasına yol açabilmektedir.
Paylaşın

Davutoğlu’ndan ‘Milletvekili Pazarlığı’ İddialarına Yanıt

İktidar kanadından yöneltilen ‘pazarlığa tutuştular’ iddialarına da yanıt veren GP Lideri Davutoğlu, “Öne sürüldüğü gibi ‘milletvekili paylaşımı’ veya ‘cumhurbaşkanlığı adaylığı’ gibi konular ima yoluyla bile gündeme gelmedi. Esas hedef ilkeler temelinde işlevsel bir ittifak arayışı. Bu söylentilere kulak asılmamalı” dedi.

Muhalefetin ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’e geçiş çalışmaları kamuoyuna duyuru aşamasına ulaştı. Altı parti genel başkanının 12 Şubat’ta son halini vereceği düzenlemeye ilişkin Gelecek Partisi Genel Başkanı eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Karar gazetesine konuştu.

Davutoğlu, çalışmaların daha da ileri taşınarak, ortak siyasetin yapılandırılması ve seçim sonrasında atılacak adımların belirlenmesi için somut zemin inşa edilmesinin gerekli olduğunu kaydetti.

İktidar kanadından yöneltilen ‘pazarlığa tutuştular’ iddialarına da yanıt veren Davutoğlu “Öne sürüldüğü gibi ‘milletvekili paylaşımı’ veya ‘cumhurbaşkanlığı adaylığı’ gibi konular ima yoluyla bile gündeme gelmedi. Esas hedef ilkeler temelinde işlevsel bir ittifak arayışı. Bu söylentilere kulak asılmamalı” vurgusu yaptı. Gelecek Partisi lideri, geçiş sürecinin planlanması için güçlendirilmiş bir ittifak mekanizmasına ihtiyaç olduğunu da belirtti.

Cumhuriyet gazetesinde Selda Güneysu imzalı haberde, Davutoğlu’nun ‘eşit sayıda milletvekili’ talebi olduğu ileri sürülmüştü.

Davutoğlu, altı muhalefet partisi arasında sürdürülen ve kamuoyuna ilan aşamasına gelen ‘parlamenter sisteme geçiş’ konulu çalışmaların daha da ileriye taşınarak ortak siyasetin yapılandırılması ve seçim sonrasında atılacak adımların belirlenmesi için somut bir zemin inşa edilmesinin gerekli olduğunu açıkladı.

Davutoğlu, şimdiden seçim sonrasının geçiş süreci aşamasını planlamak için güçlendirilmiş bir ittifak mekanizmasına ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek “Türkiye’de partili sistemin ortaya çıktığı günden bu yana ne kadar siyasi damar varsa hepsinin bir masada buluşarak geleceğin inşasına omuz vermeleri gerekiyor” diye konuştu.

Temel ilkeler ve ortak mekanizmalar çerçevesinde faaliyet gösteren bir ittifak işleyişi konusunda diğer muhalefet parti liderleri ile istişarelerde bulunduğunu belirten Davutoğlu, taraflar arasında karşılıklı bir güven ve saygı ilişkisinin hakim olduğunu ve çalışmaların uyum içerisinde devam ettiğini söyledi.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmalarını tamamlayan CHP, İYİ Parti, Saadet, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin genel başkanları Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine bir araya gelecek. Liderler, ortak metni kamuoyuna açıklamadan önce 12 Şubat günü çalışma yemeğinde buluşacak.

Paylaşın

‘Asgari Geçim Haddi’ 12 Bin Liraya Dayandı

Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türkiye Kamu-Sen), ocak 2022 fiyatlarıyla yaptığı araştırmada, çalışan bir kişinin yoksulluk sınırı 5 bin 584 lira, dört kişilik ailenin asgari geçim haddi ise 11 bin 898 lira olarak hesaplandı.

Türkiye Kamu-Sen’den yapılan açıklamaya göre, konfederasyonun Ar-Ge Merkezince TÜİK’in ocak 2022 fiyatlarıyla hazırlanan Asgari Geçim Endeksi’nde, çalışan bir kişinin açlık sınırı 4 bin 433 lira, yoksulluk sınırı ise 5 bin 584 lira olarak belirlendi.

Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi 11 bin 898 lira, ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 4 bin 240 lira oldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, çalışanların cebine yansıyan enflasyonun açıklanan enflasyondan daha fazla olduğunu bildirerek, şu ifadeleri kullandı:

“Daha ilk aydan 6 ay için yapılan maaş zammını aşan ve yıllık zam oranının tamamına yaklaşan bir enflasyonla karşı karşıyayız. Son bir ayda dört kişilik ailenin aylık zorunlu harcaması 1525 lira artmıştır. Geçen her an kamu çalışanlarının aleyhine işlemekte, maaşlar enflasyon karşısında erimektedir.

Yüksek enflasyon döneminde ortaya çıkan mağduriyeti gidermek adına, mahsuplaşma için 6 ay beklenmeden, her ay ortaya çıkan farkın maaşlara yansıtılması ve üzerine refah payı ilave edilerek kamu çalışanlarının enflasyona ezdirilmeyeceği sözünün hayata geçirilmesi gerekiyor.”

Paylaşın

HDP’den İhraç Edilince MHP’ye Katıldı

Mardin’in Artuklu ilçesinde yerel seçimlerde HDP’den meclis üyesi seçilen Mehmet Carti’nin, HDP tarafından ‘parti ilke ve prensiplerine uymadığı gerekçesiyle’ ihraç edildikten sonra MHP’ye katıldığı ortaya çıktı.

31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde Mardin’in Artuklu İlçesi’nde HDP’den meclis üyesi seçilen Mehmet Carti, 2020 yılının eylül ayında HDP tarafından ihraç edildi.

Medyasocope‘tan Ferit Aslan’ın haberine göre HDP’nin o dönemki yazılı açıklamasında, Carti’nin seçildiği günden ihraç edildiği güne kadar meclis toplantılarına düzenli katılma konusunda eksik davrandığı, sorumluluğunu yerine getiremediği, kendisi ile görüşülmesine rağmen tutumunda ısrarcı olduğu belirtildi.

Açıklamada, Artuklu’ya bağlı Ortaköy Mahallesi’nde yaşanan DEDAŞ protestoları ile birlikte Carti’nin halkın yanında durup çözüm endeksli bir duruş göstermediği belirtilerek, “Mehmet Carti’nin partimizin ilke prensiplerini esas almayan ve halkımızın kendisine verdiği sorumluluğu yerine getirmeyen davranışlarından dolayı partimiz ile olan tüm ilişiği kesilmiştir” denildi.

Mehmet Carti, HDP’den ihraç edilince iki ay kadar bağımsız meclis üyeliğini sürdürdü, ardından MHP’ye katıldı. Carti’nin MHP’ye geçmesi ile Artuklu Belediye Meclisi’nde MHP’nin de bir üyesi olmuş oldu.

Mehmet Carti, Ortaköy’de yaşanan DEDAŞ protestosu sırasında Arap olduğu için HDP’li bazı meclis üyelerinin kendisine yönelik ırkçı söylemlerde bulunduğunu ve HDP’nin bu meclis üyeleri ile ilgili bir işlem yapmadığını ileri sürdü.

Carti, “HDP’nin Kürtleri temsil etmediğini gördüm. Onlar benim parti ile ilişiğimi kesmeseydi ben oradan ayrılacaktım. Başka partilere başvurum olmadı. MHP’ye, devlete en yakın siyaset yapan kurum olarak gördüğüm için oraya katıldım. Benim meclis üyeliğimden istifa etmem için baskı yaptılar. İstifa etseydim yedekteki HDP’li yerime gelecekti. O gelmesin diye istifa etmedim” diye konuştu.

Paylaşın

Uzmanlardan Çocuklar İçin ‘Enerji İçeceği’ Uyarısı

İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmaya göre, çoğunluğu ergen gençler olmak üzere çocukların üçte biri, haftada en az bir enerji içeceği tüketiyor. Araştırma, bazı çocukların ise enerji içeceklerini neredeyse günlük tükettiğini gösteriyor.

BMJ Open dergisinde yayımlanan araştırmada uzmanlar çok fazla enerji içeceği tüketen çocuklarda baş ağrısı ve uyku problemleri olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Öte yandan çocukların yüksek enerji içeceği tüketimleri, eğitim hayatlarında başarısız olmalarıyla da ilişkilendiriliyor.

Yüksek kafein, şeker ve daha başka uyarıcılar da içeren enerji içeceklerin, İngiltere’de faaliyet gösteren pek çok markette 16 yaşından küçüklere satışı yasak. 250 mililitrelik bir enerji içeceği, neredeyse duble espresso kadar kafein içeriyor.

İngiliz hükümeti halihazırda tavsiye ve uyarı etiketlerinin bazıları için caydırıcı olmadığı gerekçesiyle yakın zaman içerisinde çocuklara enerji içeceği satışını yasaklayacağını duyurmuştu.

İngiltere Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı tarafından yaptırılan en son çalışma, Birleşik Krallık’taki binlerce çocuğun yanı sıra ABD ve Kanada da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından gençlerin enerji içeceği tüketimine ilişkin verileri analiz etti. Araştırmada Türkiye’ye ait veri yer almadı.

Araştırmada önce çıkan sonuçlardan bazıları şöyle:

  • Dünyadaki çocukların yaklaşık yarısı ve Birleşik Krallık’taki çocukların üçte biri en az haftada bir kez bu içecekleri tüketiyor
  • Erkek çocuklar, kız çocuklarına göre daha fazla tüketiyor
  • Yoksulluk ile enerji içeceği tüketimi arasında bağ var
  • Haftada beş veya daha fazla olan tüketim, daha zayıf zihinsel ve fiziksel sağlık ile daha kötü okul performansı ile bağlantılı

Bu araştırmayı yürüten York Üniversitesi’nden Claire Khouja, “Araştırmamız, bu içeceklerin düzenli tüketimi ile çocukların genel sağlığı üzerindeki zararlı etkileri arasındaki bağlantılara dair tutarlı kanıtlar ortaya çıkardı” dedi.

Khouja, bulguların çocuklara enerji içeceklerinin satışını yasaklayan hükümet politikalarına destek sunduğunu söyledi ve şöyle devam etti:

“Araştırmamıza göre enerji içeceklerinin içeriği hakkında daha fazla bilgi sahibi olan çocuklar, bu içecekleri daha az tüketiyor. Bu yüzden eğitim kampanyaları ve ambalajlardaki bilgilendirici uyarıların tüketimi azaltabileceği sonucu ortaya çıkıyor.”

  • Enerji içecekleri hepatit riskini artırıyor
  • Enerji içecekleri kalbe zararlı mı?

Geçtiğimiz yıl British Medical Journal (BMJ) dergisinde yayımlanan bir makaleyi kaleme alan tıp uzmanları, çok fazla enerji içeceği içen bir gençte kalp yetmezliği sorunu ortaya çıkmasını işaret ederek bu içeceklerin tehlikeleri konusunda uyarıda bulunmuştu.

21 yaşındaki bir üniversite öğrencisi, iki yıl boyunca her gün 500 ml enerji içeceği içmesinin ardından 58 gün hastanede yatmıştı. Enerji içecekleri ve içerikleri, dünya çapındaki düzenleyici otoriteler tarafından güvenli kabul ediliyor.

İngiliz Meşrubat Derneği (BSDA) Başkanı Gavin Partington, üyelerinin 16 yaş altı için enerji içecekleri pazarlamadığı ve tanıtmadığı gibi bu yaş gruplarını örneklemediğini de ifade etti.

Partington, “Ayrıca, enerji içeceklerinde ‘çocuklar için önerilmez’ yazan bir uyarı notu var. Enerji içeceklerinin sorumlu satışını desteklemeye kararlıyız” dedi.

  • Hangi içecekte ne kadar kafein var?
  • 500 ml enerji içeceği – 160 mg kafein
  • 250 ml enerji içeceği – 80 mg kafein
  • Bir fincan filtre kahve – 90 mg
  • Duble espresso – 60 mg
  • Bir fincan siyah çay – 50 mg
  • Standart bir kutu kola – 40 mg
  • 50 gr’lık bir çikolatada – 25 mg

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanından Dikkat Çeken ‘Bildiri’

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) 11 büyükşehir belediye başkanı ortak bir bildiri yayımlayarak “Belediyelerimiz üzerindeki yük taşınabilir olmaktan çıkmıştır” dedi ve hükümeti yerel yönetimlere destek vermeye çağırdı.

Bildiride 11 belediyenin vatandaşa sundukları hizmetleri aksatmama konusunda, çok ciddi mücadeleler verdiği belirtilerek şöyle denildi:

“Hükümet yetkililerini Türkiye’deki bu ekonomik zorluklar sırasında, yerel yönetimleri desteklemeye davet ediyoruz. Mazot, elektrik, doğal gaz, un vesaire gibi maliyetlerin etkisiyle, tüm Türkiye’deki belediyeler, hizmetleri devam ettirme noktasında oldukça zorlanmaktadır. Kentlerimiz için hayati öneme sahip hizmetlerle ilgili ihaleler dahi yapılamayacak noktaya gelmiştir.

Bu durum, ihalelere katılan firmaları da zora düşürmektedir. Bu kapsamda, merkezi hükümetten beklentimiz ve talebimiz; yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve hayati öneme sahip konularda sübvansiyon desteği verilmesidir.

Örneğin; toplu ulaşımda, KDV ve ÖTV istisnası getirilmelidir. Artan enerji maliyetlerini, özellikle raylı sistemler, elektrik ve su gibi giderlerini düşürecek bazı vergi indirimlerine gidilmelidir. Bu ve benzeri seçeneklerin düşünülmesi, Türkiye’deki bütün yerel yönetimler için önemli olacaktır.”

‘Teftişten çekinmiyoruz’

Açıklamada hiçbir belediyenin teftişten çekinmediği belirtilerek “Hiçbir belediyemiz, usulüne uygun her türlü teftiş ve denetime tabi olmaktan asla rahatsızlık duymaz. Ama yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere de karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız” ifadelerine yer verildi.

Paylaşın

Ukrayna-Rusya Gerilimi Gıda Fiyatlarını Olumsuz Etkileyecek

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ukrayna-Rusya gerilimi başta ekmek olmak üzere gıda fiyatlarını olumsuz etkileyeceğini söyledi.

Bayraktar, Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilimin ithalatta sorunlara neden olması sebebiyle başta ekmek olmak üzere Türkiye’deki gıda fiyatlarını olumsuz etkileyeceği konusunda uyarıda bulundu.

Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Bayraktar, “Bu yıl tarımsal üretimdeki sorunlar giderilemezse çok daha yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalabiliriz” ifadesini kullandı.

Bayraktar’ın açıklamasından satır başları şöyle:

Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 111 oranında arttı. Üreticilerimize verilen mazot desteği bu artış karşısında yetersiz kaldı. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik tarifesine yüzde 94,8’lik zam çiftçilerimizin artan maliyetlerini daha da artırdı.

Bu buhran, özellikle stratejik ürünlerde ithalata bağımlı olmanın ülkemize verdiği zararları göstermesi bakımından önemlidir. Özellikle yerli üreticimiz bu bağımlılıktan en fazla olumsuz etkilenen kesim olmaktadır.

TZOB olarak sürekli ithalata dayanan tedarik politikasına her zaman karşı olduk, yerli üretimi artırmanın önemini ıslarla vurguladık. Dünyada gıda ile ilgili yaşanan gelişmeler ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. İhtiyacımız olan buğday ve arpayı rahatlıkla verilecek desteklerle ülkemizde üretebiliriz.

Paylaşın

Kırmızı Biberli Tavuklu Risotto, Malzemeleri, Hazırlanışı

Kırmızı Biberli Tavuklu Risotto, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 60 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • kırmızı biber
  • su bardağı tavuk suyu
  • 1/2 bardak beyaz şarap
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • kırmızı soğan, ince doğranmış
  • 2 su bardağı arborio pirinci
  • adet tavuk göğsü, lokma büyüklüğünde doğranmış
  • 1/2 su bardağı rendelenmiş parmesan peyniri
  • 2 yemek kaşığı doğranmış taze otlar (maydanoz, kekik, biberiye)

Hazırlanışı;

  • Kırmızı biberleri her tarafı kararana kadar ızgara yapın, biraz soğumaya bırakın ve ardından kabuğunu, çekirdeklerini ve zarını çıkarın, ince ince doğrayın,
  • Tavuk suyu ve şarabı bir tencereye koyun ve kaynatın ve ardından hafifçe kaynamaya bırakın,
  • Tereyağı ve sıvı yağı bir tencerede ısıtıp soğanı hafifçe kavurun,
  • Pirinci ekleyin ve bir dakika kadar karıştırın,
  • Bir kepçe tavuk suyu ekleyin ve suyu çekene kadar karıştırın,
  • Başka bir kepçe daha ekleyin, pirinç yumuşayana kadar bu şekilde pişirmeye devam edin, yaklaşık 20 dakika,
  • Biber, tavuk, parmesan ve otları risotto ile karıştırın ve bir iki dakika daha pişirin,
  • Tuz ve taze çekilmiş karabiber ile tatlandırın,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Füme Tavuk Salatası, Malzemeleri, Hazırlanışı

Füme Tavuk Salatası, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 45 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 1/2 lahana
  • 4 adet taze soğan, ince dilimlenmiş
  • 1 su bardağı bezelye filizi, kesilmiş
  • ½ su bardağı kavrulmuş ve tuzlanmış fıstık
  • 1 su bardağı kişniş yaprağı
  • 300 gr. füme tavuk göğsü
  • ¼ bardak pirinç sirkesi
  • 1 misket limonunun suyu
  • 2 çay kaşığı şeker
  • 3 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı susam
  • Tuz ve taze çekilmiş karabiber

Hazırlanışı;

  • Lahananın çekirdeğini çıkarın ve atın, yapraklarını ince ince doğrayın
  • Büyük bir kaseye veya tabağa koyun
  • Taze soğan, bezelye filizi, fıstık ve kişniş yapraklarını ekleyin ve birleştirmek için karıştırın,
  • Tavuğu küçük parçalara ayırın ve lahana salatası ile karıştırın,
  • Pirinç sirkesi, limon suyu, şeker, yağ ve susamı bir kasede birleştirin ve iyice karıştırın
  • Sosu tuz ve karabiberle tatlandırın
  • Sosu salatanın üzerine gezdirin ve servis yapmadan önce karıştırın,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın