Ispanaklı Tavuklu Feta Galette, Malzemeleri, Hazırlanışı

Ispanaklı Tavuklu Feta Galette, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 45 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 4 adet börek yufkası
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 büyük kırmızı soğan, halka halka doğranmış
  • 300 gr ıspanak, yıkanmış ve sert sapları atılmış
  • 300 gr. tavuk göğsü
  • 150 gr beyaz peynir, ufalanmış
  • ½ su bardağı taze rendelenmiş parmesan peyniri
  • ¼ su bardağı çam fıstığı
  • 1 yumurta sarısı, hafifçe karıştırılmış

Hazırlanışı;

  • Fırını 200 derecede ısıtın,
  • Yağı büyük bir tavada ısıtın ve soğan halkalarını birkaç dakika pişirin, bir kenara koyun ve ardından ıspanağı tavaya ekleyin ve tamamen soluncaya kadar pişirin, soğumaya bırakın,
  • Büyük bir tepsiye börek yufkalarını uçtan uca yerleştirin,
  • Kenarlarını kenarlık yapacak şekilde katlayın,
  • Hamurun üzerini soğan ve ardından ıspanakla kaplayın,
  • Tavuk göğsünü ince ince dilimleyin ve ıspanakların üzerine üst üste gelecek şekilde yerleştirin,
  • Beyaz peynir, parmesan ve çam fıstığı serpin,
  • Hamurun kenarlarına yumurta sarısı sürün ve kabarıp altın rengi alana kadar 15 dakika pişirin,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Pesto Soslu Tavuklu Fettucine, Malzemeleri, Hazırlanışı

Pesto Soslu Tavuklu Fettucine, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 60 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 1/2 su bardağı ceviz, hafif kavrulmuş
  • Büyük bir avuç roka yaprağı
  • 1 büyük diş sarımsak, ezilmiş
  • 1/3 su bardağı rendelenmiş parmesan peyniri
  • 1/3 su bardağı sızma zeytinyağı
  • Tuz
  • 400 gr taze fettuccine
  • 300 gr. tavuk göğsü
  • Servis için rendelenmiş parmesan

Hazırlanışı;

  • Pesto sosu için ceviz, roka, sarımsak ve parmesan peynirini bir mutfak robotunun kasesine koyun ve kaba bir macun haline getirin,
  • Robot çalışırken, yağı yavaş bir akışla ekleyin,
  • Tuzla gerektiği kadar tatlandırın,
  • Büyük bir tencerede tuzlu su kaynatın ve fettucini paketteki talimatlara göre yumuşayana kadar pişirin,
  • Aynı zamanda tavuğu lokma büyüklüğünde doğrayın,
  • Fettuciniyi iyice süzün ve ardından tavuk ve pesto sosun çoğunu atın,
  • Pesto sosu ve ekstra parmesan peyniri ile servis yapın,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Hindistan Cevizi Kremalı Tavuk, Malzemeleri, Hazırlanışı

Hindistan Cevizi Kremalı Tavuk, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 45 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 25 gr tereyağı
  • 1 soğan, ince doğranmış
  • 2 diş sarımsak, ezilmiş ve doğranmış
  • 1,5 çay kaşığı öğütülmüş zerdeçal
  • 1,5 çay kaşığı öğütülmüş kimyon
  • 1 çay kaşığı taze rendelenmiş hindistan cevizi
  • 2 çay kaşığı esmer şeker
  • 3 yemek kaşığı domates salçası
  • 600 gr tavuk but filetosu, derisi alınmış, lokma büyüklüğünde doğranmış
  • 400 gr hindistan cevizi kreması
  • 1 çay kaşığı tuz
  • Limon
  • 2 çay kaşığı soya sosu

Hazırlanışı;

  • Tereyağını büyük bir tavada kısık ateşte eritin, soğan ve sarımsağı yumuşayana kadar hafifçe pişirin
  • Tavuğu plastik bir torbaya koyun ve hindistan cevizi, zerdeçal, kimyon ve tuzu ekleyin, tavuğu kaplamak için ovalatın,
  • Tavayı orta dereceye yükseltin ve tavuğu ekleyin, ara sıra çevirerek 5 dakika pişirin
  • Domates salçasını ekleyip karıştırın
  • Hindistan cevizi kremasını, esmer şekeri ve soya sosunu dökün, tavuk iyice pişip sos koyulaşana kadar 20 dakika pişirin
  • Servis yapmadan önce limonu sıkın,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ı Siyaseten Yenmemiz Lazım

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığı konusunda açıklama yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Erdoğan bunun arkasına sığınarak, kendisine mağduriyet yaratmaya çalışıyor. Bizden de bir sürü arkadaş, ‘vay efendim Erdoğan iki dönem oldu, bir daha olmayacak. Anayasaya aykırı falan filan’ Ben de biliyorum.” dedi.

Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Ama ortada anayasayı uygulayacak kim? Nereye başvuracaksın? Siz Anayasa Mahkemesi’ni askıya almışsınız, anayasayı askıya almışsınız, anayasanın emredici hükümlerini uygulamıyorsunuz, AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz. Yeri geldiğinde ‘AİHM kararlarına uymuyorum, saygı da duymuyorum’ diye açıklama yapıyor. Şimdi böyle bir kişiyi siyaseten yenmemiz lazım. Sandığı koyacağız, milletin takdirine sunacağız.” ifadelerini kullandı.

CHP’den ayrılarak AK Parti’ye geçen Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’ın “CHP’de namazı A4 kağıtları üstünde kılıyordum” sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Siyasette kulvar değiştirebilirsiniz, bunu bir noktaya kadar anlayışla karşılayabilirim ama yalan söylemek, gerçekleri saptırmak asla doğru değildir. Doğruları söylemek lazım. Seccademiz var, oturur namazını kılarsın kimse bir şey demez ki” dedi.

Muhalefet partilerinin liderlerinin hafta sonu yapacağı buluşmaya da değinen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Toplantıyı cumartesi günü Ankara’da Çankaya’da yapacağız. Bir yuvarlak masanın etrafında oturacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin kamuoyuna duyurulması lazım. Oturup, karar alacağız. 6 lideri de buluşturan demokrasi talebidir, yapılan harcamaların hesabının vatandaşa verilmesidir. Diğer partilerin de taleplerini de liderler açıklarlar. Ben de açıklamaları takip ederim. Bugünden bir şey söylemem doğru değil.”

Millet İttifakı’nda kriz mi var?” sorusunu da yanıtlayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Havuz medyası alır bunları işler, kriz çıktı der. Hepimiz insanın oturur konuşuruz. Bunu krize, kavgaya dönüştürmek… Böyle bir şey hiç olmadı. ‘Kriz oldu, gerginlik oldu’ bunların hiçbiri doğru değil” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV5 canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan kısımlar şöyle;

Erdoğan’ın adaylığı

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ‘ben uymam’ diyorsun. Anayasada açık hüküm var. Sırf  AHİM kararlarına uyalım diye Anayasa değiştirildi. En üst mahkeme orası. Kendi dönemlerinde oldu bu. Demokratikleşmenin, AB’ye uyumun gereği olarak ifade edildi.

Anayasa Mahkemesi’nin kararını en alttaki mahkeme uygulamıyor. Böyle bir tablo içerisinde Erdoğan’ın bir daha cumhurbaşkanı mı olacak, bir daha olmayacak mı? falan filan bu tartışmalar entelektüel düzeyde yapılabilir, hukuk düzeyinde yapılabilir ama bugün Türkiye’nin yaşadığı siyaset zemininde bu tartışmalar sadece Erdoğan’a yarar.

Erdoğan yine çıkıp meydanlara diyecek ki, ‘Bak cumhurbaşkanı olacağım yine karşıma 367 garabeti çıkardılar, cumhurbaşkanlığıma engel oluyorlar’ diyecek. Adım gibi biliyorum. Bu tartışmayı biraz da onun için yapıyor. O nedenle dedim, ‘kardeşim getir sandığı seçimi yapalım’. Niye korkuyorsun?

İstanbul seçimlerinde bir zarfın içine 4 tane oy pusulası koyuyorsunuz. Yüksek Seçim Kurulu ne dedi? 4 oy pusulasından birisi doğru değil, diğer 3’ü doğrudur. Diğer 3’ünün neden doğru olmadığına karar vermiyorsun? Bir adam sahtekarlık yapıp zarfa koyduysa tamamını iptal edersin. Etmediler, niçin? Erdoğan’dan talimat aldıkları için.

Türkiye’de hukuk yok, Türkiye’de hukuk askıya alınmış vaziyette. Türkiye’de anayasa var, şeklen var ama uygulanabilir bir anayasa maalesef yok. Biz niye diyoruz ki, ‘cumhuriyetin ikinci yüz yılında cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız’. Çünkü demokrasi olmadığı için. Bunu dillendiriyoruz.

Erdoğan bunun arkasına sığınarak, kendisine mağduriyet yaratmaya çalışıyor. Bizden de bir sürü arkadaş, ‘vay efendim Erdoğan iki dönem oldu, bir daha olmayacak. Anayasaya aykırı falan filan’ Ben de biliyorum.

Ama ortada anayasayı uygulayacak kim? Nereye başvuracaksın? Siz Anayasa Mahkemesi’ni askıya almışsınız, anayasayı askıya almışsınız, anayasanın emredici hükümlerini uygulamıyorsunuz, AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz.

Yeri geldiğinde ‘AİHM kararlarına uymuyorum, saygı da duymuyorum’ diye açıklama yapıyor. Şimdi böyle bir kişiyi siyaseten yenmemiz lazım. Sandığı koyacağız, milletin takdirine sunacağız.

Devlet Bahçeli’ye yanıt

Bahçeli’nin şöyle bir özlemi var: CHP’nin kendisini hedef almasını istiyor. Biz oradan kaçınıyoruz, ciddiye almıyoruz. Bahçeli’yi ciddiye almıyoruz, o da Saray’dan talimat alıyor. Sayın Bahçeli de biliyor ki Anayasa değişmeden Erdoğan bir daha cumhurbaşkanı adayı olamaz. ‘Biz bunu değiştireceğiz’ diyor.

Değiştirsinler, güçleri yetiyorsa getirsinler parlamentoya  değiştirmekle ilgili önergeyi sunsunlar. Hatta önergeyi MHP bile hazırlayabilir. Ak Parti’ye jest olsun diye ‘Senin önergeni ben hazırlayacağım, ben vereceğim. Tekrar cumhurbaşkanı adayı olabilirsin diyebilir.

Millet İttifakı genişleyecek mi?

Toplantıyı cumartesi günü Ankara’da Çankaya’da yapacağız. Bir yuvarlak masanın etrafında oturacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin kamuoyuna duyurulması lazım. Oturup, karar alacağız. 6 lideri de buluşturan demokrasi talebidir, yapılan harcamaların hesabının vatandaşa verilmesidir. Diğer partilerin de taleplerini de liderler açıklarlar. Ben de açıklamaları takip ederim.

Bugünden bir şey söylemem doğru değil. Türkiye’de elektrik zamları var. Doğal olarak bu da tartışılabilir. İkinci adım ne olmalı? Bunlar konuşulabilir. Sorunsuz hiçbir alanımız yok. Sorunlar çözüleceğine daha da derinleşiyor. Bugün de söyledim mutfaklarda yangın var diyorduk, artık her odada yangın var. İnsanlar artık televizyon ışığında oturmaya başladılar. Bu tablo karşısında bizim sessiz kalmamız mümkün değil.

Bir araya geldiğimizde ekonomi de konuşuluyor.Ben sağ duyunun egemen olacağını düşünüyorum. Türkiye’nin yaşadığı bütün sorunların demokratik yollarla çözülebileceğini düşünüyorum. Bütün imkanlar var ama yönetemiyorlar.

İyi bir yönetimi Türkiye hak ediyor. İlk kez 6 genel başkan fotoğraf vereceğiz. Bu fotoğrafta son derece önemli bir fotoğraf. Çünkü; o fotoğrafta demokrasiyi isteyen liderler bir arada olacak.

Millet İttifakı’nda kriz iddiası

Havuz medyası alır bunları işler, kriz çıktı der. Hepimiz insanın oturur konuşuruz. Bunu krize, kavgaya dönüştürmek… Böyle bir şey hiç olmadı. ‘Kriz oldu, gerginlik oldu’ bunların hiçbiri doğru değil.”

Paylaşın

Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası’na Veda Etti

Ziraat Türkiye Kupası son 16 turunda Fenerbahçe ile Kayserispor, Şükrü Saraçoğlu’nda karşılaştı. 90+3’üncü dakikada Ramazan Civelek’in attığı gole Kayserispor’a 1-0 mağlup olan Fenerbahçe, kupaya veda etti.

Haber Merkezi / Fenerbahçeli taraftarlar, maçın son düdüğüyle beraber başkan Ali Koç aleyhinde tezahüratlarda bulundu. Karşılaşmanın tamamlanmasının ardından toplu şekilde “Ali Koç istifa” şeklinde tezahüratlarda bulunan taraftarlar, Kayserisporlu futbolcuları ise alkışladı.

Karşılaşmadan dakikalar;

20. dakikada Ferdi Kadıoğlu’nun pasıyla sol kanatta topla buluşan Osayi Samuel’in rakiplerini geçerek ceza sahası içine girip çaprazdan vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Bilal Bayazit’ta kaldı. 39. dakikada ceza sahası dışından Carlos Mane’nin vuruşunda meşin yuvarlak kalenin üzerinden farklı şekilde dışarıya gitti.

40. dakikada ceza sahası dışı sağ tarafından Mert Hakan Yandaş’ın ortasında ceza sahası içinde iyi yükselen Mergim Berisha’nın kafa vuruşunda meşin yuvarlak kalenin üzerinden dışarıya çıktı. 57. dakikada sol kanattan Ferdi Kadıoğlu’nun ortasında ceza sahası içinde Mergim Berisha’nın kafa vuruşunda meşin yuvarlak kalenin sağından dışarıya gitti.

67. dakikada Fenerbahçe’nin tüm hatlarıyla baskı kurduğu anda Mert Hakan’ın derinlemesine pası sonrası ceza alanı sağ çaprazından Rossi ortasını yaptı, arka direkte iyi yükselen Berisha’nın kafa vuruşunda top az farkla üstten dışarı çıktı.

90+4. dakikada Ramazan Civelek Kayserispor’u öne geçiren golü kaydediyor. Ceza sahası dışı hafif sol çaprazda kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen Ramazan Civelek sert vuruyor. Baraja çarpan top kaleciyi yanıltıyor ve ağlara gidiyor.

Stat: Şükrü Saraçoğlu

Hakemler: Arda Kardeşler, Mehmet Kısal, Hakan Yemişken

Fenerbahçe: Berke Özer, Nazım Sangare (Diego Rossi dk. 66), Attila Szalai, Kim Min-jae, Ferdi Kadıoğlu, Mert Hakan Yandaş, Miguel Crespo, Ozan Tufan (Dimitrios Pelkas dk. 49), Osayi Samuel, Enner Valencia (Serdar Dursun dk. 66), Mergim Berisha

Kayserispor: Bilal Bayazit, Onur Bulut, Mert Çetin, Uğur Demirok, Lionel Carole, Abdulkadir Parmak (Joseph Attamah dk. 46), İbrahim Akdağ (Ramazan Civelek dk. 85), Carlos Mane (Hosseini dk. 46), Emrah Başsan, Bertolacci (Oliver Kemen dk. 73), Mustafa Pektemek (Miguel Cardoso dk. 46)

Gol: Ramazan Civelek (dk. 90+4) (Kayserispor)

Kırmızı kart: Uğur Demirok (dk. 45+3) (Kayserispor)

Paylaşın

Erdoğan’dan Sedef Kabaş’a 250 Bin TL’lik Tazminat Davası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, televizyon programında kendisine hakaret ettiği iddiasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’a ve televizyon kanalının bağlı olduğu şirket adına Yönetim Kurulu Başkanı Fırat Sakar hakkında 250 bin liralık manevi tazminat davası açtı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  avukatı Ahmet Özel tarafından İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde, Sedef Kabaş’ın canlı yayında Cumhurbaşkanı’na yönelik hakaret ve iftira içeren ifadeleri olduğu belirtildi.

Dilekçede, “Davalının müvekkili hedef alan ağır, tahammül edilmesi imkânsız, hakaret ve ithamları içerir birtakım ifadeler ile ‘müvekkili kamuoyu önünde toplumun yapısını bozan ayrıştırıcı, zarar veren bir kişi’ konumunda tutup bunu çıkmış olduğu televizyon programında geniş kitlelere duyuracak şekilde yapmak suretiyle müvekkilin aşağılanmasına, toplum önünde küçük düşürülmesine ve yıpratılmasına sebep olmuştur. Fırat Sakar da Basın Kanunu’nun 13’üncü maddesi gereğince hukuki olarak sorumludur” denildi.

“Her ne kadar demokratik toplumun bir gereksinimi olan ifade özgürlüğü kanunlarla teminat altına alınmış olsa da müvekkilimin kişilik hakkını zedeleyen bahse konu televizyon programındaki ifadeler özgürlüğünün sınırları aşmaktadır” denilen dilekçede, 250 bin TL’lik manevi tazminatın programın yayınlandığı tarih olan 14 Ocak’tan itibaren yasal faiziyle ödenmesine hükmedilmesi istendi. Mahkeme, davalı tarafa cevap dilekçesi hazırlamaları için iki hafta süre verilmesi ile davalıların sosyo ekonomik durumunun tespiti için kolluk birimlerine yazı yazılmasına karar verdi.

Ne olmuştu?

Sedef Kabaş 14 Ocak’taTELE 1’de yayımlanan televizyon programında Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle 22 Ocak’ta gece yarısı polis baskınıyla evinde gözaltına alınmıştı. Kabaş’ın hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında tutuklu yargılanmasına karar verilmişti. Suçlamaları geri çeviren Kabaş savcılıktaki ifadesinde “Sözün orjinali bir atasözüdür, hatta sözün orjinalini de değiştirerek sarf ettim, bundan da anlaşılacağı üzere hakaret etme gibi bir kastım yoktur” demişti.

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısı 110 Binin Üzerinde

Kovid 19’da son 24 saatte 111 bin 096 yeni vaka tespit edilirken, 241 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Aşılar tam olmalı, büyükler kendini korumalıdır.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 452 bin 363 test yapılırken, 111 bin 096 yeni vaka tespit edildi. 241 kişi hayatını kaybederken, 82 bin 168 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan uyarı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Dün İstanbul’da yaptığımız incelemeler, yoğun bakımda tedavi gören hastaların %90’ının 60 yaş üzerinde, yaklaşık %88’inin aşısız veya aşısı eksik kişiler olduğunu göstermiştir. BU İKİ BİLGİ tüm illerimizde hepimiz için UYARICIDIR. Aşılar tam olmalı, büyükler kendini korumalıdır.

Bakanlığın açıkladığı 7 Şubat Pazartesi gününe ait verilere göre, 96 bin 514 vaka tespit edilmiş, 236 kişi yaşamını yitirmişti. Dün, 432 bin 131 test yapılmış ve 83 bin 274 kişi iyileşmişti.

Paylaşın

Erdoğan’ın 3. Kez Aday Olmasına Muhalefet ‘Siyaseten’ Karşı Çıkmayacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday gösterilemeyeceği yönündeki iddialar yeniden gündeme taşındı. CHP’liler ve İYİ Partililer, geçmişte cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yaşanan “367 tartışması”nın benzerinin yaşanarak, Erdoğan’ın yeni bir “mağduriyet alanı” yaratacağı gerekçesiyle böyle bir tartışmaya girmeyeceklerini ifade ediyorlar.

Erdoğan’ın 3. Kez cumhurbaşkanı adayı olamayacağı yönünde tartışma başlatıldı. BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın hazırladığı haberde, muhalefet ve iktidar kanadından kurmayların bu konudaki görüşlerine yer verildi. AKP’liler muhalefeti ‘mızıkçılıkla’ suçlarken; muhalefet kanadında Erdoğan’ın bu yönde bir ‘mağduriyet alanı’ sağlayacağı düşünüldüğü için bu tartışmalara girmek istenmiyor.

2014’te parlamenter sistem ve 2018 yılında ise “başkanlık sistemi”ne göre halk oyuyla cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın, üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı yönünde yeniden tartışma başlatıldı. Bazı siyasiler ve hukukçular, Anayasa’da bir kişinin “iki kezden fazla cumhurbaşkanı seçilemeyeceği” hükmünü gerekçe göstererek Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını savunurken, iktidar kanadı ve ittifak ortağı MHP, başkanlık sistemine veya Türkiye’deki ismiyle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine” göre 2018’de ilk kez cumhurbaşkanı seçildiği için Erdoğan’ın bir sonraki seçimde aday olmasının önünde bir engel olmadığı görüşünde.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında Erdoğan’ın üçüncü dönem adaylığına karşı bir tutum içinde olmayacakları mesajını vererek, “Net, aday olmak istiyorsa buyursun gelsin” sözleriyle bu konudaki tartışmayı bir kez daha gündeme getirdi.

“Yasal düzenleme için çalışırız”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin Kızılcahamam kampında 2023 seçimlerinde adaylarının Erdoğan olduğunu belirtirken, “Bir defa bu iddianın yasal ve anayasal hiçbir temeli, hiçbir nesnel gerçekliği yoktur. Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır. Ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını belirten hukukçulara da tepki gösterip, “En az üç dönem seçilebilmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemenin yapılmasına var gücümüzle çalışır, bunu da başarırız” dedi.

Ancak Bahçeli’nin dile getirdiği “yasal değişikliğin” bu dönem yaşama geçmesi son derece zor. Çünkü bu konuda bir anayasa değişikliği gerekiyor ve AKP ile MHP’nin parlamentodaki sandalye sayısı bunun için yeterli değil.

Bahçeli’nin bu sözleri, “2023 seçimlerinden sonra anayasa değişikliğini yapacak çoğunlukla iktidar” hedefinin yansıması olarak değerlendiriliyor ve seçimlerden önce yaşama geçmesine de ihtimal verilmiyor.

“İkinci adaylık söz konusu”

TBMM Başkanı Mustafa Şentop da Erdoğan’ın adaylığı konusunda hukuki bir tartışma olmadığını, yeni sisteme göre ikinci kez adaylığının söz konusu olacağını belirterek, “İkinci kez adaylık söz konusu. Bu konuyla ilgili Anayasa Komisyonu, Genel Kurul’da yapılan çalışmalarda tartışılmamış bir konu. Hukuki boyutuyla ilgili olarak bir akademik çalışmayı ben yayınlayacağım. Ama konuyla ilgili hiçbir hukuki sorun olmadığını, yapılan tartışmaların bilgi eksikliğinden kaynaklandığını söyleyebilirim” açıklaması yaptı.

Muhalefet ise hukuken Erdoğan’ın durumunu “tartışmalı” bulmakla beraber “siyaseten” bu konuda yeni bir tartışma içine girmek istemiyor. Gerek CHP kurmayları, gerekse ittifak ortağı İYİ Parti, geçmişte cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yaşanan “367 tartışması”nın benzerinin yaşanarak, Erdoğan’ın yeni bir “mağduriyet alanı” yaratacağı gerekçesiyle, böyle bir tartışmaya girmeyeceklerini ifade ediyorlar.

Kılıçdaroğlu’nun, adaylığı ile ilgili “Erdoğan’ın adaylığı için özel bir tartışma yapmayacağız. Tartışmalar artık geride kalmalı. Aday olmak istiyorsa buyursun gelsin. Başkaları tartışırsa ona bir şey diyemeyiz, en azından biz yapmayacağız. Sonbaharda seçim olabilir; soğukkanlılıkla sandığı bekleyeceğiz” sözleri de bu tutumunun yansıması olarak değerlendiriliyor.

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamada ise,”Yapay bir tartışma ortamı açtılar. Sanki Erdoğan çok güçlüymüş ve önü kesilmeye çalışılıyormuş havasını vermeye çalışıyorlar. Yapay ve beyhude bir gündem” diye konuştu.

“Muhalefet mızıkçılık peşinde”

AKP’ye göre ise başkanlık sistemine geçilmesine ilişkin anayasa değişikliği sürecinde, muhalefet de Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı konusuna itiraz etmedi. AKP Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre Erdoğan’ın iki kez aday olabileceğinin düzenlendiğini belirterek şu görüşleri dile getirdi:

“Bu konuda en ufak tereddüt bulunmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Gerek Anayasa Komisyonunda gerekse Meclis Genel Kurulu’nda bu konuyla ilgili yapılan müzakerelerde muhalefetin en ufak itirazı da söz konusu olmamıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde iki kez cumhurbaşkanlığı yapılabileceğine ilişkin hüküm açıktır. Yapılan kamuoyu yoklamalarında sayın Cumhurbaşkanımızın ikinci kez aday olması durumunda ipi göğüsleyeceğini gören muhalefet partileri şimdi mızıkçılık peşinde koşmakta ve centilmenlikten uzak açıklamalarda bulunmaktadır ama hukuken en ufak tereddüt olmadığı da apaçık ortadadır.”

Anayasa ne diyor?

Anayasa’nın 101. maddesi “bir kimsenin en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebileceğini” hükme bağlıyor. Ancak Anayasa’nın “TBMM ve cumhurbaşkanı seçiminin yenilenmesi”ne ilişkin 116. maddesi bu duruma bir istisna getiriyor.

2017’deki anayasa değişikliği ile getirilen bu istisnaya göre, “cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde” cumhurbaşkanının üçüncü kez aday olması ve seçilmesi halinde de 5 yıl boyunca görevini sürdürmesi olanaklı.

Tartışmanın nedeni?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında yapılan seçimlerle Abdullah Gül’den sonra, doğrudan halk oylamasıyla cumhurbaşkanı seçildi. 2017’de yapılan Anayasa değişikliği sonrasında Erdoğan, 24 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine göre seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.

Ancak Erdoğan’ın yeni sistemde adaylık durumunun ne olacağının, yani “birinci dönem için mi, ikinci dönem için mi seçildiği”ne dair bir geçici maddenin anayasada yer almaması, hukuki tartışmanın temelini oluşturuyor.

Bazı hukukçular, Erdoğan’ın ilk kez seçildiği 2014 yılında yürürlükte olan anayasaya göre “bir kişinin ikinci kezden fazla cumhurbaşkanı seçilemeyeceği” hükmünün yer aldığını, ikinci dönemini de 2018 seçimlerinde kullandığını savunarak, 116. maddedeki istisna dışında yeniden aday olamayacağını savunuyor.

Erdoğan’ın parlamenter sisteme göre ilk kez 2014’te cumhurbaşkanı seçildiğini savunan iktidar bloğu ise 2023 veya daha önceki seçimlerde yeniden aday olmasının önünde bir engel bulunmadığını, ikinci döneminde 116. maddeye göre parlamentonun seçim kararı alması halinde 2028’den sonra da aday olabileceğini savunuyor.

Ancak Erdoğan’ın adaylığına ilişkin tartışmalarla ilgili nihai kararı, adaylığına itiraz olması halinde Yüksek Seçim Kurulu verecek.

Paylaşın

Saruhan Oluç: Türkiye Sefalet Endeksinde Birinci Sırada

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında ekonomik sorunlara değinerek, “Sefalet endeksi diye bir şey var. Enflasyon ve işsizlik oranlarından oluyor. Son verilere göre ki bunlar TÜİK’in hormonlu makyajlı ve çarpıtılmış verileridir. Bu verilere rağmen sefalet endeksinde Türkiye birinci sıradadır.” dedi.

Haber Merkezi / Saruhan Oluç, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “Türkiye’nin sefalet endeksi, yani işsizlik oranı ve enflasyon oranın toplamından oluşan sefalet endeksi nasıl yükselmiş. Görüyorsunuz dimi? Durum bu. İşçiler ve emekçiler buna karşı mücadele ediyorlar. Bu sefalet endeksi Türkiye’deki adaletsizlik endeksidir. Bu endeks cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin endeksidir. ‘Verin yetkiyi her şeyi halledeyim’ endeksidir. Böyle yükseldi sefalet ülkede. Seflaet endeksine karşı, onun yarattığı ortama karşı içiler ve emekçiler haklı bir şekilde mücadele ediyor. ” ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasında, yüksek gelen faturalara da değinen Saruhan Oluç, “Felaket elektrik faturalarının durumunu herkes görüyor. Bunun bu hale geleceğini biz söyledik. Siz bir kanun teklifi getirdiniz kademeli soygun diyelim buna. Kademeli limit artışı dediniz. Kademeli soygun 150 KW saat dediğinizde itiraz ettik. Yapmayın dedik. Dinlemediniz. Çıkardınız 150 KW saati. Aradan bir hafta geçti cumhurbaşkanı açıklama yapmak zorunda kaldı. 210 KW saate çıkartıyoruz dediniz. O da olamaz, yanlış dedik dinlemediniz. Şimdi ne oldu? Fatura yığıldı.” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında konuştu. Saruhan Oluç, şunları söyledi:

“Bugün sağlık emekçileri ve hekimler; hakları, mesleki değerleri ve çalışma şartlarının düzeltilmesi için, sağlık hakkı ve toplum sağlığı için eylemdeler, grevdeler. Onlarla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Omuz omuzayız, yan yanayız. Özellikle pandemi koşullarında inanılmaz bir fedakarlıkla çalışan çok sayıda sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini bir kez daha hatırlatalım.

“Sağlık emekçilerinin ve hekimlerin yanındayız”

O koşullarda çalışan ve toplum sağlığının gerçekleşmesi için emek veren sağlık çalışanlarının ve hekimlerin hakları verilmedi. Hatta bu konuda bir kanun teklifi geldi. Üzerinde bütün muhalefet partileriyle anlaşılmış olmasına rağmen son anda kanun teklifi iktidar tarafından geri çekildi. O kanun teklifi yasalaşmadı. Bu koşullarda çalışıyor sağlık emekçileri ve hekimler. 2021 yılında 9 bin hekim görevinden istifa etmiş, 3 bin hekim emekliye ayrılmış. Sağlık alanında alarm zilleri çalıyor. Sağlık emekçilerinin ve hekimlerin çalışma koşullarını insanca hale getirmek büyük önem taşıyor. O nedenle bugün onlar eylemdeler. Dayanışmadayız. Mutlaka haklarının teslim edilmesi gerekiyor.

“İktidar, politikalarıyla emekçinin yaşayamaz hale gelmesine neden oldu”

Ama sadece sağlık emekçileri değil bugün eylemde olan, Türkiye’nin dört bir yanında emekçiler ve işçiler de eylemde. Kuryeler, kargo emekçileri, otomotiv ve tekstil alanında çalışanlar, liman işçileri ve son olarak kamyoncular ve tırcılar eyleme geçti. Neden, çünkü bu iktidar ekonomi politikalarıyla işçinin, emekçinin, ücretli çalışanın, emeklinin yaşayamaz hale gelmesine neden oldu. Esas neden bu. Bu nedenle işçiler ve emekçiler de haklarını almak için eyleme çıktılar. Son derece zor koşullarda çalıştıklarını ve yaşadıklarını biliyoruz. Çalışma koşullarına baktığımızda bir taraftan sefalet ücretleri, öbür taraftan tazminat almadan çalışmak, mobbing ile karşı karşıya kalmak, sendikalaşma karşısında işten çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kalmak, her türlü sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalışmaya devam etmek, hafta sonları dahil olmak üzere günde 16-17 saat çalışmak… Bu koşullar insanlık dışı koşullar. Buna karşı emekçiler her yerde protestolarını sürdürüyorlar. Haklarını almak için mücadele ediyorlar. İnsanca çalışmak ve yaşamak istiyorlar.

“Emekçilerle dayanışma içindeyiz, mücadelelerinin içindeyiz”

Bu emekçilerle dayanışma içindeyiz. Bu dayanışmamız, en başından beri vardır. Onların mücadelesinin içindeyiz. Onlarla birlikteyiz, onlarla yan yanayız. Bunu çok net bir şekilde her zaman vurguladık. Asla emekçilerin, işçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin hakça, insanca yaşama taleplerinin karşısında olmadık. Her zaman yanında olduk. Her zaman o taleplerle ilgili sürdürülen mücadelenin yanında olduk. Bunu yapıyoruz diye iktidara yakın bazın basın yayın organları bize suçlamada bulunuyor dünden beri, provokasyon yapıyormuş HDP. Ne provokasyonu! HDP, emekçilerin ve işçilerin haklı mücadelelerinin yanında. Biz onlarla dayanışma içindeyiz diyoruz, dayanışma diyoruz. Meşru demokratik protesto hakkını kullanıyor insanlar diyoruz.

“Provokasyon yapan HDP değil, Yeni Şafak ve Sabah’tır”

Provokatörlerden bahsedeceksek, provokatörler o yayın organlarının içinde odaklanmış olanlardır. O zihniyetle yayın yapanlardır. Provokatör Yeni Şafak’tır, Sabah’tır. Onların yayın anlayışıdır provokasyona yol açan. Neden rahatsız oldu Sabah grubu? Erzurum, Ağrı, Kars, Erzincan, Iğdır, Bayburt ve Ardahan kentlerindeki elektrik dağıtım şirketi Sabah grubundan olduğu için mi? İnsanlar “soygun yapıyorsunuz elektrik faturalarıyla” dedikleri için mi rahatsız mı oldunuz? İnsanlar ayağınıza bastılar onun için mi rahatsız oldunuz? HDP hiçbir provokasyonun yanında değildir. Tekrar söylüyorum, meşru demokratik protesto hakkının yanındadır. İnsanların inanılmaz ölçülerde gelen elektrik faturalarındaki itirazlarını dile getirmelerini son derece meşru bir hak olarak görür. Bunun da yanındadır.

“Türkiye sefalet endeksinde dünyada birinci sırada”

İşçiler ve emekçiler eylemlerini sürdürüyor. Hangi koşullarda peki? Bakın sefalet endeksi diye bir şey var, enflasyon ve işsizlik oranlarından oluyor. Son verilere göre -ki bunlar TÜİK’in makyajlı ve çarpıtılmış verileridir- sefalet endeksinde Türkiye birinci sıradadır. İkinci sırada Arjantin var sefalet endeksinde. Türkiye’nin sefalet endeksi, yani işsizlik oranı ve enflasyon oranın toplamından oluşan sefalet endeksi nasıl yükselmiş görüyorsunuz değil mi? Durum bu. İşçiler ve emekçiler buna karşı mücadele ediyorlar. Bu sefalet endeksi Türkiye’deki adaletsizliğin endeksidir. Bu endeks Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin endeksidir. “Verin yetkiyi her şeyi halledeyim” endeksidir. Böyle yükseldi sefalet ülkede. Sefalet endeksine karşı, onun yarattığı ortama karşı işçiler ve emekçiler haklı bir şekilde mücadele ediyor.

“35 milyon kişi Türkiye’de bireysel kredi kullanarak yaşıyor”

Sadece sefalet endeksi mi? BDDK, yeni açıkladı. Bu ülke halkları, hayatını borçla sürdüren bir toplum haline gelmiş vaziyette. Geri döndürülemez borçlar dolayısıyla icralık olan dosya sayısı inanılmaz artış gösteriyor. Takibe düşen kredi oranı arttıkça artıyor. BDDK açıkladı; tüketici kredileri 2 milyar 318 milyon artmış, 776 milyar 652 milyon TL olmuş. Bunların içinde ihtiyaç kredisi %60’ı oluşturuyor. İhtiyaç kredisi özellikle altını çiziyoruz. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları %2.3 oranında artmış, 210 milyar 681 milyona çıkmış. İnsanlar krediyle, borçla yaşıyor. Bankacılıkta takipteki alacak miktarı 160 milyar 950 milyon liraya çıkmış. 35 milyon kişi Türkiye’de bireysel kredi kullanarak yaşıyor, borçla yaşıyor insanlar. İcra dosyaları 4 Şubat verilerine göre 23 milyon artmış. Bir önceki yıla göre icra dosyalarının artış oranı %27,5. Neden icra dosyaları artıyor? Neden bu kadar çok insan mahkemelik oluyor? Ne yapıyor iktidar, bu kadar çok insan borçlu bir şekilde yaşamaya devam ediyor sorusunun çözümünü bulmak yerine yeni icra müdürlükleri açıyor. Kadroları ve birimleri tesis ediyor. Böyle bir durumda yaşıyor insanlar. Buna itiraz ediyorlar. Buna karşı protesto haklarını kullanıyorlar.

“Vatandaş faiz-enflasyon zırva teziyle ülkeyi kimin bu hale getirdiğini biliyor” 

Geçen gün Sayın Numan Kurtulmuş demiş ki, “Vatandaş biliyor sorunlar var, evet biz de biliyoruz. Muhalefet sadece bilmiyor”. Çok şükür ilan ettiniz bu sorunların olduğunu ama bir de demiş ki “Vatandaş biliyor ki Erdoğan çözer.” Neyi çözer? Ne bozuldu? Kim bozuldu? Yapmayın. Faizi durduk yere zırva bir tez ileri sürüp %19’dan %14’e düşürerek doları fırlatan kimdir? Muhalefet mi yaptı bunu? Şu anda bastırılmış haliyle dolar 13.60’larda dalgalanıyor. Bunu kim bu hale getirdi? Enflasyon TÜİK’in sahte verileriyle %49’a çıkmış durumda. Bun kim yaptı, muhalefet mi yaptı? Bunu kimin yaptığını vatandaş biliyor. Ülkenin ekonomisini yanlış politikayla, o faiz-enflasyon zırva teziyle çok kısa sürede bu hale getirmiş olanın kim olduğunu vatandaş biliyor. Çözümün oradan geleceğini düşünmüyor vatandaş. Bunu göreceksiniz.

“Kademeli elektrik soygununa itiraz ettik, dinlemediniz”

Laf dinlemiyorsunuz. Felaket elektrik faturalarının durumunu herkes görüyor. Bunun bu hale geleceğini biz söyledik. Siz bir kanun teklifi getirdiniz, kademeli soygun diyelim buna. Kademeli limit artışı dediniz. 150 KW saat dediğinizde itiraz ettik, yapmayın dedik ama dinlemediniz. Çıkardınız 150 KW saati. Aradan bir hafta geçti Cumhurbaşkanı açıklama yapmak zorunda kaldı. 210 KW saate çıkartıyoruz dediniz. O da olamaz, yanlış dedik dinlemediniz. Şimdi ne oldu? Fatura yığıldı.

“Vatandaş meşru ve demokratik bir şekilde muhalefet ediyor, sokaklara dökülüyor”

Geçen Aralık’ta 250 lira olan fatura aynı harcamayla Şubat ayında 417 lira olmuş. 300 liralık fatura 530 lira olmuş aynı harcamayla. Durum bu. Bu durumu gördünüz ya Sayın İbrahim Kalın da “Elektrik faturalarında yeni adımlar hazırlıyoruz” dedi. Öyle mi? Neden rahatsız oldunuz? Saray’a gelen elektrik faturalarından mı? Sayın Kalın bir açıklayın, Saray’ın son iki aylık elektrik faturasının durumu nedir. Aralık, Ocak ve Şubat’ta ne kadar fatura geldi açıklayın. Demek ki siz bile rahatsız oldunuz. Sıkılmasanız o elektrik faturasını Saray’ın bahçesinde yakacaksınız. O hale geldiniz. Ama siz bunu görmeden vatandaş gördü ve buna karşı muhalefet ediyor ve sokağa dökülüyor. Çok meşru ve demokratik bir haktır yapılanlar.

“Elektrik şirketlerinin neredeyse hepsi yandaş firmalar”

Isparta meselesini yaşadık. Bunun bu hale geleceğini söyledik. İlla kar yağması gerekmez. Bakın elektrik üretiminin %80’i özel şirketlerde. Bunun yanlış bir politika olduğunu anlattık ama size anlatamadık. Çünkü o elektrik şirketlerinin neredeyse hepsi, o üretimi yapanların neredeyse hepsi sizin yandaş firmalarınız. Hepsi. İçinde olmayan yoktur. Yatırım yapmıyor bu elektrik şirketleri dedik, burada aylarca anlattık. DEDAŞ üzerinden anlattık. DEDAŞ hiçbir yerde yatırım yapmadığı için insanları kötü koşullarda bırakıyor dedik. Urfa, Hakkari, Şırnak, Van’da anlattık. Her tarafta anlattık. Isparta’da işte bu yaşandı. Bir felaket oldu. Kar yağdı, Cengiz Holding yatırım yapmadığı için bu felaketin yaşanmasına neden oldu. Peki, sadece Cengiz Holding mi kabahatli? Değil. İstanbul’a kar yağdığında Kuzey Marmara Otoyolu’nun ne hale geldiğini gördük. Havaalanının ne hale geldiğini de görük. Sadece o değil. Başka bir sorun daha var. Bu şirketlerin denetimi yok. İktidar denetlemiyor. Bu elektrik üreten ve tamamını dağıtan özel şirketlerin aslında sözleşmelerinde yazdıklarını yapıp yapmadıklarını bu iktidar denetlemiyor. Neden, çünkü kendisine yandaş olan şirketler bunlar.

“Elektrik şirketlerine milyonlarca lira teşvik yağacak”

Bu yetmediği gibi o şirketlere nasıl teşvikler verilecek. Elektrik faturaları ne hale gelmiş, sokağa dökülmüş insanlar ama 2022 bütçesinde ne kararlar alındı hatırlatayım ben size. Elektrik şirketlerine YEKTEM üzerinden, aslında yenilenebilir enerji üzerinde olması gerekir ama öyle değil, bu elektrik şirketlerine milyonlar, milyarlar yağacak. Neden, alım garantili santraller var. İşte onun için. Elektrik faturasını halk ödeyemeyecek, o faturayı ödeyebilmek için esnaf bankadan kredi almak zorunda kalacak neredeyse ama bu elektrik şirketlerine krizi büyütsünler diye teşvik yağacak. O alım garantili santrallere milyonlarca lira dolar üzerinden teşvik yağacak. Durum bu. İşte bu yaşananlar üzerine esas itibariyle halk tepkisini gösteriyor ve göstermeye devam edecektir. Bu iktidarın politikası asla emekçinin, emeklinin, işçinin, dar gelirlinin, orta sınıfın yararına değildir. Sadece kendi yandaşlarına ve kendi yandaşlarıyla ulaşabildikleri insanlara yarar sağlayan ekonomi politikalarını sürdürmektedirler.

“İhaleye fesat karıştırmaktan ceza verilen AKP’li başkanlar görev başında”

Ekonomiyle, elektrik faturalarıyla, zamlarla, doğalgazla ilgili konuşuyoruz da gözümüzden kaçıyor sanmayın. Bakın Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Şırnak Uludere Belediye Başkanı Adalet ve Kalkınma Partili Sait Ürek ve Hilal Belediye Başkanı Cevher Benek hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan 3 yıldan 4 yıla kadar değişen sürelerle hapis cezası verdi. Ne yaptı bu belediye başkanları, koşa koşa kimin yanına gittiler? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanına gittiler. Cezaları aldıktan sonra birlikte fotoğraf çektirdiler. Biliyorsunuz Süleyman Soylu’nun oldukça zengin bir fotoğraf albümü var. Hala görevlerinin başında bu belediye başkanları. Ceza almışlar neden görev başındalar? Hem de ihaleye fesat karıştırmaktan.

“Eşbaşkanlarımızın yerine hüküm olmamasına rağmen kayyım atandı”

Bizim belediyelerimize elinizde bir tek belge yokken; ihaleye fesat karıştırmak, haksız ve usulsüz harcama yapmak gibi konularda elinizde bir ek belge yokken belediye eşbaşkanlarımızın yerine kayyım atadınız. Bir kısmı hapiste. Ortada bir hüküm yok, mahkeme kararı yok. Bu nedenle herhangi bir yargılama yok. Bazıları hakkında iddianame dahi hazırlanmamış, ev hapsinde tutuluyorlar, hüküm yok. Kayyım atanmış. Ama iki Adalet ve Kalkınma Partili belediye başkanı hakkında hüküm var. Birlikte fotoğraf çekiliyor ve görevlerinin başında kalmaya devam ediyorlar. Böyle oluyor. Biz söylüyorduk, mesele hukuk değil. İçişleri Bakanı önce hüküm sonra hukuk diyordu. Önce hüküm al görevden uzaklaştır sonra hukuk. Olursa olur olmazsa olmaz. İşte bunun bir örneği daha karşımıza çıkmış vaziyette. Bu meseleyi de takip etmeye devam edeceğiz. “

Paylaşın

Her Yıl Ortalama 20 Milyon Ton Plastik Atık, Sulara Bırakılıyor

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), plastik atıkların okyanusların her köşesine ulaştığını belirterek, mikroskobik boyuttaki tek hücreli planktonların en küçüğünden, en büyük balinalara kadar denizdeki canlılarda artık plastik atık görüldüğü uyarısında bulundu.

Plastik atıklarla ilgili mücadelenin artırılmasını isteyen WWF, plastik atıklarla ilgili acilen uluslararası bir sözleşme hazırlanması çağrısında bulundu.

Küçük plastik atıkların gezegenin en uzak ve bakir bölgelerine bile sızdığı uyarısı yapılan WWF raporunda, Arktik Okyanusu’ndan, okyanusların en derin bölgesi Mariana Çukuru’ndaki balıklara kadar her yerde plastik görüldüğü aklarıldı.

Bu konuda şu ana kadar uluslararası bağlayıcı bir sözleşme olmamasının yarattığı sıkıntıya değinilen WWF raporunda, bu ay Nairobi’de BM tarafından düzenlenecek çevre toplantısında ilk kez küresel atıklarla ilgili sözleşmenin hazırlanması konusunda bir adım atılacağı hatırlatıldı.

WWF raporunda, denizlerdeki plastik atıkların kontrolü ve kirliliğinin denizlerdeki ekolojik sisteme ve okyanuslardaki biyolojik çeşitliliğe verdiği zararla ilgili 2 binden fazla bilimsel makaleye yer verildi.

“Her yıl 19 ila 23 milyon ton plastik atık sulara bırakılıyor”

WWF raporuna göre, her yıl 19 ila 23 milyon ton plastik atık dünya sularına bırakılıyor. Rapor, tek kullanımlık plastiklerin, denizlerdeki kirliliğin yüzde 60’ını oluşturduğunu ortaya koydu. 2021 yılında 555 balık türünde yapılan araştırmada bunlardan 386 türün içinde plastik atık görüldü.

AB, plastik çatal bıçak takımı ve pipet kullanımını yasakladı

Avrupa Birliği’nin (AB) Çevre, Okyanuslar ve Balıkçılıktan Sorumlu Komiseri Virginijus Sinkevicius, geçen hafta yaptığı açıklamada okyanuslardaki plastik kirliliğinin küresel bir krize dönüştüğünü belirterek, okyanuslarda biyolojik çeşitliliğin korunması için küresel anlaşma çağrısında bulundu.

Sinkevicius, Covid-19 ile mücadelenin son 2 yıldır okyanusların temizliğini olumsuz etkilediğini kaydederek, “Bu yıl okyanus ve biyolojik çeşitlilik yılı olmalıdır. Plastik atıkları kontrol altında tutmak hayati önem taşımaktadır ve bunu en iyi yapmanın yolu küresel eylemdir.” dedi.

Sinkevicius, geçen yıl 27 AB ülkesinin plastik çatal bıçak takımı ve pipet kullanımını yasakladığını hatırlatarak, bu yasağın dünya genelinde yayılmasının, denizlerdeki plastik kirliliğiyle mücadelede önemine dikkati çekti.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın