CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan Faturalarla İlgili Bir Çağrı Daha

Daha önce yaptığı açıklama ile elektrik zamlarının geri alınması çağrısı yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından konuyla ilgili yeni bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, açıklamasında, “Bu hatadan ivedilikle dönülsün. Dönülmez ise diğer adımları da atacağım!” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek elektrik zamlarının geri alınmasını, geri alınmazsa elektrik faturasını ödemeyeceği çıkışını yapmıştı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından konuyla ilgili yeni bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in açıklamalarını alıntılayarak, “Bu konuda uyarımı aylar önce yapmıştım. Bu konuyla ilgili ilk adımımdır. Bu hatadan ivedilikle dönülsün. Dönülmez ise diğer adımları da atacağım!” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, daha önce yayımladığı videoda şu ifadeleri kullanmıştı; “Bu akşam uzun zamandır dile getirdiğim saraya fon oluştur diye defalarca çağrı yaptığım Karakış şartları ve elektrik faturalarıyla ilgili bazı ivedi çözümleri sizlerle paylaşacağım.

Çok zor zamanlardan geçtiğinizi pekala biliyorum. Sevgili yurttaşlarım durumun buraya gelmemesi için bu vurdumduymazlara aylarca seslendim. Bu saraylılar temel bir insan hakkı olan haysiyet hakkını ve insana yaraşır bir yaşam hakkını sizlere tanımıyor.

Saraylılar zengin hayatın tadını çıkarırken milyonlarca insan dayanılmaz bir şekilde artan yoksulluk ve geçim sıkıntısına tahammül etmek zorunda bırakılıyor. Aylardır bugünlerin kapıda olduğunu her fırsatta söyledim. Her fırsatta kara kış çağrısı yaptım. Adım adım ne yapılması gerektiğini anlattım. Dinlemediler dinlemediler. Geldik fırtınanın gözüne.

Öncelikle neden bunlar başımıza geliyor. Onu bir netleştirmek istiyorum. Sonra da acil önlemleri kanamayı durduracak adımları açıklayacağım. Tüm bu durumların kökeninde aynı hikaye yatıyor. Elektrik özelleştirmelerine de bakacak olursanız çok tanıdık isimleri orada da görürsünüz. 5’li çeteyi oraya da soktu Erdoğan. O çete ne yaptı, soydu süpürdü. Bu soygun biraz uzun hikaye. Ama çok isterlerse onu da anlatırız.

Soru şu: Ne yapılıyor bu paralarla. Son videomda on binlerce trollden bahsettim. Finanse edilen yandaş medyadan bahsettim. Eğitim vakfı yapılı maskeli parelel yapılardan bahsettim. Saraylı hayatından bahsettim. İşte bu paralar sizin cebinizden ödeniyor sevgili halkım.

Eskiden de öyleydi ama şimdi tek bir farkla. Elinizdekini avucunuzdakini artık çok hızlı bir şekilde almak zorundalar. Bundan dolayı bu kadar agresif bir biçimde üstünüze geliyorlar. Kasa ekside. Erdoğan 31 Aralık’ta imzaladığı zamları geri çekinceye kadar ben hiçbir elektrik faturamı ödemeyeceğim.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Rusya’nın İki Seçeneği Var

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Brüksel’deki NATO karargahında yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Stoltenberg, Rusya’nın Ukrayna sınırında 100 binden fazla asker ve ağır silah sistemleri bulundurmasını ayrıca Belarus’taki askeri mevcudiyetini yakından takip ettiklerini belirtti, “Bunlar Avrupa’nın güvenliği için tehlikeli zamanlar. Rus kuvvetlerinin sayısı artıyor, olası bir saldırı için uyarı süresi ise azalıyor” dedi.

NATO’nun Rusya’ya tehdit olmadığını ama anlaşmazlıklara siyasi çözüm bulunması isteklerinin yanında en kötüsüne de hazırlıklı olmaları gerektiğini ifade etti.

“NATO, ana ilkelerden taviz vermeyecek”

Stoltenberg, Rusya’nın gerginliği düşürmesi için diplomasiyi çalıştırdıklarını dile getirerek şöyle devam etti:

“Bu sabah Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a mektup göndererek sorunlara diplomatik yol bulunması amacıyla NATO-Rusya Konseyinde bir dizi toplantıyla diyaloğumuzu devam ettirmek üzere Rusya’ya davetimi yineledim. Rusya’nın endişelerini dinlemeye hazırız. Aynı zamanda hepimizin altına imza attığı Avrupa güvenliğinin temel ilkelerini koruma ve güçlendirme yollarını tartışmaya da hazırız.”

Rusya’ya tatbikatlar ve nükleer politikalarla ilgili karşılıklı brifingler, askeri faaliyetlerde şeffaflığı artırma, riskleri düşürme yollarını, özellikle nükleer varlıklar ve füzeler dahil silahların kontrolü konusunda ciddi bir diyalog önerdiklerini hatırlatan Stoltenberg, “Ancak NATO, ana ilkelerden taviz vermeyecektir. Bu da her ülkenin kendi yolunu seçme, NATO’nun müttefikleri koruma ve savunma kabiliyetidir” diye konuştu.

Avrupa’nın doğusuna ek birlikler

Stoltenberg ayrıca NATO savunma bakanlarının gelecek hafta Brüksel’de yapacakları toplantıda ittifakın güneydoğu kanadında ilave muharip birlikler konuşlandırılması ihtimalini değerlendireceklerini söyledi.

Stoltenberg, “Rusya’nın artan saldırganlığı NATO’nun daha az değil, daha fazla mevcudiyetine sebep olacaktır” ifadesini kullandı.

Rusya’nın saldırgan tavır sergilemesi halinde ağır bedel ödeyeceğini yineleyen Stoltenberg, “Rusya’nın iki seçeneği var. Ya diplomatik çözümü seçecekler, ki biz oturup konuşmaya hazırız ya da çatışmayı seçmeleri halinde ağır bir bedel ödeyecekler” dedi.

Stoltenberg, Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uygulanacağını, Avrupa’nın doğusunda NATO mevcudiyetinin artırılacağını vurguladı.

Johnson: Çok tehlikeli bir durum

AA’nın aktardığına göre İngiltere Başbakanı Boris Johnson da “Bugün Genel Sekreter ile NATO’yu kuzeyden güneye savunmak için birlikler, uçaklar ve gemiler göndererek ortak güvenliğimizi daha da güçlendirmek için bir destek paketi üzerinde anlaştım” diye konuştu.

Johnson, “Rusya’nın Avrupa’nın güvenliğine yönelttiği tehdide karşı güçlü caydırıcılık ve sabırlı diplomasinin birleştirilmesi halinde çıkış yolu bulunabileceğini ancak çok tehlikeli bir durumdan geçildiğini” belirtti.

Bir soru üzerine “Dürüst olmak gerekirse, (Rusya’da) henüz bir karar alındığını düşünmüyorum. Ancak bu, çok yakında feci bir şeyin gerçekleşmesinin imkansız olduğu anlamına da gelmez” yorumunu yaptı.

Boris Johnson, Almanya’yı Kuzey Akım konusunda daha katı bir tavır takındığı için tebrik ettiğini söyledi ve Avrupa’nın on yıllardır karşılaştığı en büyük güvenlik krizinin çözülmesi gerektiğini ifade etti.

İngiltere Başbakanı, olası insani krizle mücadele için hazırlık yaptıklarını ve NATO’nun doğu kanadını güçlendirdiklerini belirterek “Hazırlanıyoruz. Askeri hazırlıklar yapıyoruz. Ekonomik yaptırımlara hazırlanıyoruz ama aynı zamanda konuşmaya da hazırız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Beşiktaş, Ziraat Türkiye Kupası’nda Çeyrek Finalde

Ziraat Türkiye Kupası Son 16 Turu’nda Beşiktaş evinde Göztepe ile karşılaştı. Normal süresi ve uzatma bölümü 0-0 biten maçta Göztepe’ye penaltılarda 3-1 üstünlük kuran Beşiktaş, çeyrek finale yükseldi.

Haber Merkezi / Ziraat Türkiye Kupası’nda çeyrek finale yükselen diğer takımlar ise, Gaziantep FK, Fatih Karagümrük, Kayserispor, Sivasspor, Antalyaspor, Trabzonspor ve Alanyaspor oldu.

Karşılaşmadan dakikalar;

7. dakikada Josef’in savunma arkasına attığı topta Oğuzhan bekletmeden ortasını yaptı, Cyle Larin dokunamadı. Larin, dokunamadığı topta yerde kaldı ve penaltı bekledi. VAR sistemini dinleyen Yasin Kol, “Devam” dedi. 12. dakikada Göztepe’de Obinna’nın ceza sahası dışından vuruşunu Ersin yatarak kurtardı.

22. dakikada Pjanic, savunmadan rakip yarı alana harika bir tek top attı. Ceza sahasına giren Larin içeriye çevirmek istedi, savunmadan seken topta Josef’in vuruşu auta çıktı. 29. dakikada ani gelişen Göztepe atağında sol çaprazdan topla ceza alanına giren Halil’in sert şutunda, kaleci Ersin meşin yuvarlağı kornere çeldi.

37. dakikada Josef de Souza’nın pasıyla ceza sahası içi sağ tarafında topla buluşan Rachid Ghezzal’ın çaprazdan vuruşunda meşin yuvarlak uzak direğin yanından dışarı gitti. 51. dakikada Pjanic’in pasıyla sol çaprazda topla buluşan Ghezzal’in şutunda meşin yuvarlak yandan auta gitti.

60. dakikada Beşiktaş Ghezzal’la gole yaklaştı. Ndiaye’nin orta alanda kaptırdığı top sonrasında sağ kanattan Kerem bindirdi. Ceza sahası dışındaki Atiba’yı gördü. Atiba içerideki Ghezzal’a attı. Ghezzal’ın şutu ise az farkla yandan dışarı çıktı. 62. dakikada Alex Teixeira’nın pasıyla ceza sahası içerisinde topla buluşan Ghezzal’ın vuruşu, direğin yanından auta çıktı.

71. dakikada sağ kanatta topla buluşan Rachid Ghezzal’ın son çizgiye inip rakiplerini geçerek yaptığı vuruşta kaleci İrfan Can Eğribayat meşin yuvarlağı kornere çeldi. 78. dakikada Michy Batshuayi’nin pasında rakibe de çarpan topu ceza sahası içi sağında alan Rachid Ghezzal’ın çaprazdan vuruşunda meşin yuvarlak uzak direğin yanından dışarıya gitti.

88. dakikada Göztepe’nin kullandığı serbest atışta kafalardan seken topu ceza alanı içinde önünde bulan Ndiaye’nin sert şutunda, kaleci Ersin meşin yuvarlağı kornere tokatladı. 102. dakikada Göztepe, Beşiktaş yarı alanında kaptırdığı top sonrasında kalesinde atak gördü. Güven Yalçın’ın ara pasında topla buluşan Larin’in şutu kaleciden döndü. Dönen topu Atınç kornere attı.

110. dakikada Batshuayi’nin yerden pasında ceza sahası içinde topla buluşan Pjanic’in şutunda, meşin yuvarlak savunmaya çarparak kornere çıktı. 117. dakikada Rachid Ghezzal’ın ceza sahası dışı sağ tarafından ortasında ceza sahası içinde Vida’nın kafa vuruşuna meşin yuvarlak kalenin üzerinden dışarıya gitti.

Müsabakanın uzatma bölümü de 0-0 tamamlandı ve tur atlayacak ekibin belirlenmesi için penaltı atışlarına geçildi. Seri penaltı atışlarında Beşiktaş’ta Batshuayi, Atiba ve Vida vuruşları gole çevirdi. Siyah-beyazlı ekipte ilk atışı kullanan Pjanic ise gol bulamadı. Göztepe’de ise sadece Wilker Angel penaltı atışından gol bulurken; Di Santo, Berkan Emir ve Lourency atışları değerlendiremedi.

Stat: Vodafone Park

Hakemler: Yasin Kol, Murat Ergin Gözütok, Mustafa Savranlar

Beşiktaş: Ersin Destanoğlu, Kerem Kalafat (Serdar Saatçı dk. 95), Vida, Montero (Welinton dk. 72), Rıdvan Yılmaz, Miralem Pjanic, Rachid Ghezzal, Josef de Souza (Atiba dk. 46), Oğuzhan Özyakup (Güven Yalçın dk. 80), Alex Teixeira (Michy Batshuayi dk. 73), Cyle Larin

Göztepe: İrfan Can Eğribayat, Dino Arslanagic, Atınç Nukan, Kahraman Demirtaş (Wilker Angel dk. 98), Kerim Alıcı, Obinna, Aytaç Kara (Soner Aydoğdu dk. 84), Moubandje (Berkan Emir dk. 106), Halil Akbunar (Lourency dk. 98), David Tijanic (Franco Di Santo dk. 66), Cherif Ndiaye (Makana Baku dk. 106)

Paylaşın

Karamollaoğlu İktidara Sert Sözlerle Yüklendi: En Büyük Fırsatçı…

Haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan SP Lideri Karamollaoğlu, iktidara yüklenerek, “Bilinmelidir ki bu ülkedeki en büyük fırsatçı maalesef bugünkü iktidarın kendisidir” ifadelerini kullandı.

Haber Kaos / Karamollaoğlu, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmenin devamında, “İktidar 2053 değil, 2022 yılı Türkiye’sini düzeltmeye çalışmalıdır. Hedefler hep uzaklaşıyor. Ya mübarekler, bir de gelin 2022 deyin! Bunu telaffuz edemiyorlar. Türkiye’yi maalesef adeta kobay gibi kullanıyorlar, yani deneme tahtası gibi” dedi.

SP Lideri Karamollaoğlu, “Krizle mücadele etmesi gerekenler hâlâ krizi değil, algıyı değiştirebilmek için çaba sarf ediyorlar. Problemin en büyüğü de burada. Problemi çözmeye değil, algıyı değiştirmek için “O kadar da kötü değiliz.” dedirtmek için bir çabanın içindeler” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun haftalık basın toplantısında yaptığı konuşma, partisinin resmi sosyal medya hesabından paylaşıldı. Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Krizle mücadele etmesi gerekenler hâlâ krizi değil, algıyı değiştirebilmek için çaba sarf ediyorlar. Problemin en büyüğü de burada. Problemi çözmeye değil, algıyı değiştirmek için “O kadar da kötü değiliz.” dedirtmek için bir çabanın içindeler. Onun için Isparta’nın faturasını valiye, enflasyonun faturasını da TÜİK’e yükleyerek bu işin altından kimse kalkamaz!

Fırıncılara ekmek zamlarını yasaklayarak bugünkü ekonomideki bozukluğu değiştirmek veya zamların önünü kesmek kesinlikle mümkün değil. Siz elektriğe üç ayda %150 zam yapacaksınız, üretim maliyetlerini üç ayda üç katına çıkaracaksınız; sonra çıkıp fırıncıyı, pazarcıyı, marketçiyi “fırsatçı” olarak suçlayacaksınız! Bu kabul edilemez.”

“Güya 6 ay sonra bu ekonomik modelin başarısını görecekmişiz”

“Bilinmelidir ki bu ülkedeki en büyük fırsatçı maalesef bugünkü iktidarın kendisidir. İktidar 2053 değil, 2022 yılı Türkiye’sini düzeltmeye çalışmalıdır. Hedefler hep uzaklaşıyor. Ya mübarekler, bir de gelin 2022 deyin! Bunu telaffuz edemiyorlar. Türkiye’yi maalesef adeta kobay gibi kullanıyorlar, yani deneme tahtası gibi.

Bulunla da meseleler düzelmez. Güya 6 ay sonra bu ekonomik modelin başarısını görecekmişiz, enflasyon düşecekmiş; 4 ay geçti, düşen enflasyon olmadı ama vatandaşın alım gücü düştü. Düşen enflasyon değil; insanların gözündeki maalesef umut ışığı oldu. Bu da hepimizi üzüyor.”

Paylaşın

YSK’dan ‘Erdoğan Aday Olabilir Mi?’ Sorusuna Dikkat Çeken Yanıt

2014’te ‘parlamenter sistem’ ve 2018 yılında ise ‘başkanlık sistemi’ne göre halk oyuyla cumhurbaşkanı seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olmayacağı tartışmaları sürüyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop da Erdoğan’ın adaylığına ilişkin tartışmalar hakkında “Cumhurbaşkanı’nın üçüncü kez değil, ikinci kez adaylığı söz konusu. Bu konu hukuki bir konu, hukuki bir tartışma yapmak lazım. Bunu gündeme getiren arkadaşlar, milletvekilleri, boylarını aşan sularda yüzüyorlar. Bu, hukukçuların yapacağı bir tartışma” ifadesini kullanmıştı.

Ancak Yüksek Seçim Kurulu’nun bir yurttaşa verdiği yanıt, hızlıca gündeme yerleşti.

Cumhuriyet’ten Deniz Ogan’ın haberine göre, bir yurttaş, CİMER (T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) aracılığıyla Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) Erdoğan’ın adaylığı hakkında başvuruda bulundu.

‘Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili adaylık şartları ve yeterlilik’ konulu başvuruda; “Sayın Erdoğan nasıl aday olabilir? Erken seçim olacaksa en geç normal seçimden ne kadar önce TBMM’nin seçim kararı alması gerekir?

Sayın Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili süreci basından takip ediyorum. HKP mahkeme süreci devam ediyor. Size iletilen diploma aslı ile ilgili gerçeği görmeden işlem yaptığı Noterler Birliği tarafından kusurlu bulunmuştur.

İleride ülkenin yurt dışı ve yurt içi tüm kararlarına imza atacak ve ciddi yaptırımlar ile vatana geri dönülemez kaosa yol açacak. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Ekstra neler talep edebilirsiniz?

Anayasa ilgili maddeleri gereğince, yukarıdaki konu ve sorular ile ilgili vatandaşlık görevi kapsamında gerekli cevapları tarafıma cevaplanmasını saygılarımla arz ederim” ifadeleri kullanıldı.

Dikkat çeken yanıt

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ise konuyla ilgili yurttaşın başvurusuna cevap verdi ve Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nu işaret etti.

6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun ‘Seçim dönemi, seçim döneminin başlangıcı ve seçimlerin tamamlanması’ başlıklı 3. maddesinde “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” ifadeleri yer alıyor.

Paylaşın

Kovid 19’da Son Veriler Açıklandı: Günlük Vaka Sayısı 100 Bine Dayandı

Kovid 19’da son 24 saatte 98 bin 602 yeni vaka tespit edilirken, 264 kişi hayatını kaybetti. Verileri yorumlayan Bakan Koca, “Artık hatırlatma dozu da gerekli olduğu halde! Daha fazla risk almayalım.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin olarak yeni verileri yayınladı. Açıklanan verilere göre, son 24 saatte, 450 bin 044 test yapılırken, 98 bin 602 yeni vaka tespit edildi. 264 kişi hayatını kaybederken, 87 bin 932 kişi sağlığına kavuştu.

Bakan Koca’dan uyarı

Güncel verilerle ilgili değerlendirmesini sosyal medya hesabından paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadeleri kullandı; Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Siirt, Bingöl, Muş, Gaziantep, Mardin, Şırnak, Bitlis, Ağrı, Iğdır, Erzurum, Bayburt, Elazığ, Gümüşhane, Aksaray illerimizde ikinci doz oranları halen düşük. Artık hatırlatma dozu da gerekli olduğu halde! Daha fazla risk almayalım.

Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en çok aşılamanın gerçekleştirildiği Osmaniye’yi, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa takip etti. Bakanlığın tablosuna göre Türkiye’de en az aşılamanın gerçekleştirildiği Şanlıurfa’yı sırasıyla Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ takip etti.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervi Eksi 50,2 Milyar Dolar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 4 Şubat itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 4 milyar 80 milyon dolar artışla 75 milyar 716 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervleri, 28 Ocak’ta 71 milyar 636 milyon dolar seviyesindeydi.

Haber Merkezi / Böylece net uluslararası rezervler 4 Şubat itibarıyla bir önceki haftaya göre 5.8 milyar dolar artışla 16.33 milyar dolara yükseldi. TCMB’nin net uluslararası rezervleri üç hafta önce gerilediği yaklaşık 20 yılın en düşük seviyesi olan 7.55 milyar dolara kıyasla keskin şekilde toparlanmış oldu.

Artışta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yapılan yaklaşık 5 milyar dolarlık swap anlaşmasının yarısının geçen hafta cuma günü TCMB hesaplarına geçmesi etkili oldu. İhracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 25’inin TCMB’ye satışı gibi yeni adımlar da rezerv artışında etkili.

Swap hariç net rezerv eksi 50,2 milyar dolar

Bu gelişme swap hariç net rezervlere de yansıdı. Bir önceki hafta eksi 54,1 milyar dolar olan swap hariç net rezerv rakamı 4 Şubat haftasında eksi 50,2 milyar dolar oldu. Net rezervler aralık ayında TCMB’nin satış tarafında döviz piyasasına doğrudan müdahalesini takiben 21.17 milyar dolardan düşüşe geçmişti. 7.55 milyar dolara kadar gerileyen rezervler üç haftadır toparlanma kaydediyor.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener: 2001 Krizinden Daha Vahim Bir Tablo

Partisinin Kalkınma Kongresi’nde konuşan İYİ Parti Lideri Akşener, “Tüm bu olumsuz tablonun temelleri Ak Parti iktidarının daha ilk yıllarından itibaren atıldı. Ve bugün ülkemizde, 2001 krizinden daha vahim bir tablo oluştu” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Kalkınma Kongresi’nde yaptığı konuşmada, ekonomik duruma ve etkilerine değindi.

Türkiye’nin ekonomik istikrarsızlığı daha fazla taşıyamayacağını belirten Akşener, “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin tetiklediği ve tarihe, “Erdoğan Krizi” olarak geçecek olan bu devlet krizini, Türkiye daha fazla taşıyamaz” dedi.

İyi Parti Lideri Akşener, ekonomik duruma dair şunları söyledi:

“Berbat politikalar, kötü beklenti yönetimi ve içine hapsedildiğimiz, kur-enflasyon sarmalı içerisinde maalesef bugün ülkemiz dünyada en yüksek enflasyona sahip beş ülkeden biri oldu.

Sadece son 4 ay içerisinde, Türk Lirası değerinin yarısını kaybetti. Değersizleşen Türk Lirası, dış ticaret açığımızı son 10 yılın en yüksek seviyesine çıkardı. Ticaret haddimiz, tarihimizin en düşük seviyesine indi. Artık aynı miktarda mal ithal etmek için daha fazla ihracat yapmak zorunda kalıyoruz.

Bu ekonomik kriz ortamında Merkez Bankası o kadar itibarsızlaştırıldı ki politika faiziyle, piyasa faizleri arasındaki bağ tamamen koptu.

Hatta, Hazine ve Maliye Bakanı yurtdışındaki yatırımcılarla yapacağı toplantılara Merkez Bankası yetkililerini dahil bile etmedi.

Planlama ve risk analizi kavramlarına düşman bu yönetim anlayışı nedeniyle sanayicilerimiz günlerce elektriksiz ve doğalgazsız kaldı.

“Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı”

Uygulanan akıl dışı politikalarla özel sektör, istihdam sağlayamaz oldu. Kayıt dışı istihdam artarken arkadaşların yaptıkları zamla böbürlendiği asgari ücret daha birinci ayın sonunda, açlık sınırının altında kaldı.

Bugün maalesef karşımızda asgari ücrette eşitlenen bir Türkiye var, istikrarsız ve geleceği belirsiz bir Türkiye var, yoksulluğa ve eşitsizliğe hapsedilen bir Türkiye var.

Bugün maalesef karşımızda Isparta’da kara kışta, 4 gün boyunca adeta donmaya terkedilen insanlarımız, ikinci bir kira haline gelen elektrik ve doğalgaz faturalarıyla, adeta haraca bağlanan iflasın eşiğindeki esnaflarımız, yağmurda çamurda, ekmek kuyruklarına mahkum edilen bir büyük millet var…

“2003-2020 arasında büyüme düştü”

İçerisinde bulunduğumuz bu ekonomik enkazın tek sebebi, yalnızca son dönemde izlenen politikalar da değil.

2003-2020 arasındaki dönemde yani Ak Parti’nin devri iktidarında küresel likidite bolluğuna ve düşük faiz ortamına rağmen Türkiye maalesef, dikkate değer bir büyüme hikâyesi yazamadı.

Mesela 1981-2002 arasında ülkemiz diğer gelişmekte olan ülkelere göre, yılda ortalama yüzde 2,1 daha fazla büyürken, bu fark 2003-2020 arasında, yüzde 1’in altına indi.

Tüm bu olumsuz tablonun temelleri Ak Parti iktidarının daha ilk yıllarından itibaren atıldı. Ve bugün ülkemizde, 2001 krizinden daha vahim bir tablo oluştu.”

Paylaşın

DİSK-AR, TÜİK’i Yalanladı: Gerçek İşsiz Sayısı 8 Milyon 365 Bin

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Aralık 2021’de geniş tanımlı işsiz sayısının bir önceki aya göre 314 bin arttığını, geniş tanımlı işsizlik oranının ise yüzde 22,6 olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Aralık 2021’e ilişkin işgücü istatistiklerini açıklamasının ardından DİSK-AR’ın İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu da yayımlandı.

Rapora göre geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22,6, gerçek işsiz sayısı 8 milyon 365 bin oldu. DİSK-AR, dar tanımlı genç işsizliğinin yüzde 20,8, dar tanımlı genç kadın işsizliğinin yüzde 26,1, geniş tanımlı kadın işsizliğinin de yüzde 29,6 olduğunu açıkladı.

TÜİK’e göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 11,2, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 22,6 seviyesinde gerçekleşti.

TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2021 Aralık ayında bir önceki aya göre 2 bin kişi artarak 3 milyon 794 bin kişi oldu.

DİSK-AR tarafından hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Aralık 2021’de 8 milyon 365 bin kişi olarak gerçekleşti.

Raporda, cinsiyete göre işsizlik oranlarında kadın işsizliğinin tüm işsizlik türlerinde en yüksek kategori olarak görülmeye devam ettiği vurgulandı.

Erkek işsizliği 159 bin azaldı

Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 9,9 iken kadınlarda yüzde 13,8’e yükseldi. Son 1 yılda kadın işsizliği 164 bin artarken, erkek işsizliği 159 bin azaldı.

Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) ise erkeklerde yüzde 18, kadınlarda ise yaklaşık yüzde 30 oldu. Geniş tanımlı kadın işsizliği ile geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark ise 10,8 puan.

İŞKUR verilerine göre kayıtlı işsiz sayısı Aralık 2020 ve Aralık 2021 arası bir yıllık dönemde 2 milyon 959 binden 3 milyon 171 bine yükselerek 212 bin kişi arttı. TÜİK’e göre ise son bir yılda dar tanımlı işsiz sayısı bu dönemler arası 159 bin azaldı. Böylece iki veri arasındaki işsizlik sayısı farkı 371 bin oldu.

DİSK-AR buna dair “Ancak TÜİK yıllık işsizlik verilerinde bu eğilim yer almadı. TÜİK’in yıllık işsizlik verilerinin salgın dönemindeki işten çıkarma yasağı nedeniyle karşılaştırılabilir olmadığını ve yıllık karşılaştırmada ciddi sorunlar olduğunu düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

FT’den Erdoğan ve Türkiye Analizi: İmamoğlu Ve Yavaş Detayı

İngiltere merkezli uluslararası ekonomi gazetesi Financial Times’ın deneyimli isimlerinden David Gardner, son dönemde Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve siyaset ile ilgili dikkat çekici bir makale kaleme aldı.

Makalede, “Tarih, sonunda Erdoğan’ın kapısını çalabilir” başlığı kullanılırken, “Erdoğan, daha önce hiç olmadığı kadar gücünün hiç sınırı yokmuş gibi davranıyor fakat aynı zamanda son 20 yıldır olmadığı kadar da kırılgan gözüküyor. Yıllık enflasyon yüzde 50’ye yakın arttığında ki bu Erdoğan döneminin en yüksek seviyesi, TÜİK başkanını kovdu. Artan gıda ve enerji fiyatları, anketlerde AKP’ye desteği düşürüyor” yorumu yapıldı.

Parlamenter sistem yerine Rusya’dakine benzer bir başkanlık sistemi getiren Erdoğan hakkında Gardner, “Tek adam rejimi onun hatalar yapmasına sebep oldu. AKP’nin bütün kurucu ortaklarıyla arası bozuldu ve ciddi ekonomi uzmanlarını uzaklaştırdı” dedi. Ekim ayında aralarında ABD’nin de olduğu 10 batılı diplomatı istenmeyen adam ilan etmekle tehdit eden Erdoğan’ın bu tehdidini geri çektiğini yazan Financial Times yazarı, “Fakat yıkıntı halindeki ekonomi politikasından vazgeçmedi. Merkez Bankası’nı faiz indirimine zorladı ve TL’nin dolar karşısında geçen yıl yüzde 44 değer kaybetmesine ve enflasyona sebebiyet verdi” yorumunu yaptı.

Makalede, “Erdoğan’ın refah, eğitim ve sağlık alanlarında yaptıklarını sağlayan ekonomik büyüme ucuz kredi, tüketim ve dizginsiz inşaatta bağlıydı. Bu durum pandemiden çok önce yok oldu. Bu kriz, muhalefetin kalbinde sonunda Erdoğan’ı yenme ve parlamenter demokrasiyi getirme umudunu artırıyor” yorumu yer aldı.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş

AKP için modern zamanların en başarılı iktidar partisi yorumu yapılırken, “Erdoğan, AKP yönetimini içini boşalttı. Temel ilkeleri terk edildi” denildi. Makalede, “Burada sorulması gereken soru, muhalefetin uygun bir adayın arkasında birleşebilecek olması ve Erdoğan’ın itiraz edemeyeceği bir seçim dalgası yaratması olacak” yorumu yapıldı.

Makale, “2019 yılında AKP yerel seçimlerde Türkiye’deki büyük şehirleri kaybetti. Erdoğan, seçimi yeniden yaptı. CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu iki seçimde de kazandı. Mansur Yavaş da Ankara’yı kazandı. Şimdi ikisi de anketlerde Erdoğan’ın önünde” yorumuyla devam etti.

Financial Times’ta yayınlanan analizde, “Muhalefetin Erdoğan’ı yenme konusundaki güveni artıyor. Yakında bunu nasıl yapacaklarını anlatacaklar” denildi.

Paylaşın