Partisinin İzmir 4’üncü Olağan İl Kongresi’nde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Bu ülkeyi bu hale getiren AKP-MHP iktidarının tam da bu dönemde bunları yapması kendi koltukların sağlama alması içindir. Biz bu yola asla izin vermeyeceğiz, onları iktidardan biz indireceğiz, biz düşüreceğiz” dedi.
Haber Merkezi / Yapılan fahiş zamlara da değinen Buldan, “Halkın çarşısını pazarını yangın yerine çeviren bir iktidarla karşı karşıyayız. AKP-MHP iktidarını bu ülkeden göndermek bizim boynumuzun borcudur. Tarihin en büyük elektrik zamlarıyla Türkiye’yi karanlığa sürüklediler. Yapılan zamlar açıkça soygundur.” ifadelerini kullandı.
Pervin Buldan, konuşmasında, 6 muhalefet partisinin görüşmesine partisinin davet edilmemesini de değinerek, “İnsanların emeğini, alınterini sömüren bir iktidar var. Bunların karşısında da güçlü bir muhalefete ihtiyaç var. Dün 6 parti genel başkanı bir toplantı yaptı. Sosyal medyada 2Toplantıda neden HDP yok?2 denildi. Bizi tanımayanları biz hiç tanımıyoruz. Bizi yok sayanları yeri geldiğinde biz de yok saymayanları iyi biliriz.” dedi.
Buldan, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “6 partiden birini ayırın diğerlerinin oy toplamı HDP’nin yarısı etmez. O yüzden biz kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Yolumuz üçüncü yoldur. Bu yola bir gün herkes muhtaç olacak. Biz öyle kolay lokma değiliz. Demirtaş’ın dediği gibi: Biz demirden leblebiyiz ağzınıza alırsanız dişleriniz kırılır.” ifadelerini kullandı.
“Demokrasi ittifakı bir mücadele ortaklığıdır. Bizler umudu yeniden inşa ediyoruz. Türkiye’nin krizden çıkışı da bu ittifaka bağlıdır.” ifadelerini kullanan Buldan’ın partisinin İzmir 4’üncü Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşma şöyle;
“Merhaba, halklar bahçesi İzmir’in güzel insanları, hakikat ve barışın, barış mücadelesinin onurlu yoldaşları, Deniz Poyraz’ın güzel arkadaşları. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. İzmir’den Türkiye’nin dört bir yanına ışıklar saçan güzel kadınlar, geleceğimizin umudu sevgili gençler, hepinizi partim adına sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sevgili halkımız kıymetli misafirler, kongremize gelen değerli konuklar, sevgili kadınlar, sevgili gençler, İzmir 4. Olağan Kongremizi bugün gerçekleştiriyoruz. İki yıllık dönemde bu zorlu görevi üstlenen ve başarı ile bu görevi tamamlayan yönetime, il eş başkanlarına ve bütün arkadaşlarıma emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Yeni göreve seçilecek arkadaşlarıma yine bu zorlu süreçte, bizimle beraber yol yürüyecekleri için şimdiden teşekkür ediyor, yolları açık olsun diyorum.
“Sizlerle her gün büyüyor, güçleniyoruz”
İzmir’e her geldiğimde sizlerin büyük umuduyla karşılaşıyorum, sizlerin yüreğindeki cesaret, gözlerinizdeki parıltıyı görüyorum. İzmir halklar bahçesi bir kent. Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Çerkez’i, Laz’ıyla, Pomak’ıyla tüm inanç ve kimlikleriyle Türkiye mücadele tarihinin en önemli kentlerinden biridir. Onun için burada olmaktan büyük bir onur duyuyorum, mutluluk duyuyorum. İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız. Biz sizlerle güçlüyüz, gün geçtikçe daha da büyüyor ve güçleniyoruz. HDP’nin gerçek sahipleri sizlersiniz. Bugün HDP’yi HDP yapan, HDP’yi var eden, HDP’yi büyüten ve güçlendiren siz değerli halkımıza, hepinize tekrardan selam olsun.
“HDP, meydanlarda, sokaklarda, işçilerin, kadınların, gençlerin yanındadır”
HDP için “mecalleri kalmadı” diyenler, “HDP artık bir kongre bile yapamayacak duruma gelmiştir” diyenler, “HDP’yi artık sokaklarda, meydanlarda göremeyeceksiniz” diyenler gelin bu bu salona bakın. Mecalimiz var mı yok mu görsünler. Bu salona baksın HDP’nin mecali var mı yok mu görsünler. Sadece kongrelerimiz değil elbette, meydanlarda, sokaklarda, işçilerin, kadınların, gençlerin yanında duran bir HDP gerçekliği var. Sadece kongrelerde değil, 8 Mart’larda, 21 Mart’larda, Newroz’larda alanlara baksınlar. HDP var mı yok mu işte orada görecekler.
“HDP her gün büyümeye devam ediyor, onlar siyaseten tükeniyorlar”
Gümbür gümbür geliyoruz, demokrasiyi isteyenler, barışı haykıranlar, özgürlüğü isteyenler, Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyenler yani HDP’liler geliyor. Asıl onların mecalleri kalmadı, tükendiler, çöplüğe gidecekler haberleri olsun. Onlar siyaseten çökerken, HDP her gün büyümeye devam ediyor, onlar siyaseten tükeniyorlar. HDP her gün güçlenmeye ve büyümeye devam ediyor. HDP’ye karşı kumpas peşinde olanlar bilsin ki kumpasları asla tutmayacak. İki tane kumpas davası açtılar. Biri Kobanî Kumpas Davası, bir diğeri HDP Kapatma Davası. İkisi de ellerinde patladı, çöktü. Her ikisinde de ortaya koyacak bir delil bulamadılar, bulamıyorlar. Bu kumpas davalarını kurarlarken demokratik siyaseti engelleyebileceklerini sandılar. Bu kumpas davalarını ortaya koyarken HDP’yi bitireceklerini zannettiler.
“Demokratik siyaseti ortadan kaldırmaya gücünüz yetmeyecek”
İntikam amaçlı olan her iki davada ortaya koyacak gerçek deliller olmadığı için onlar bitti ve tükendi. Onlara bir kez daha başaramayacaksınız, başaramayacaksınız, başaramayacaksınız diyoruz. Demokratik siyaseti ortadan kaldırmaya gücünüz yetmeyecek. Bizlerin siyaset yapmasını, HDP’nin Türkiye siyaseti ve tarihinde var olmasını asla engelleyemeyeceksiniz. HDP’siz bir Türkiye siyaset ve parlamentoyu amaçladığınızı iyi biliyoruz ama bunu başaramayacaksınız, çünkü halklarımız asla buna izin vermeyecek. Biz barış ve demokrasi dedikçe bizi kumpaslarla oyalamanın tek bir amacı var. Bu bizimle baş edemediklerinden dolayıdır. Biz her saldırı ve hukuksuzluk, haksızlık karşısında daha da büyüdük, güçlendik. Büyümeye ve güçlenmeye devam edeceğiz. HDP’siz Türkiye ve siyaset tutmadı, tutmayacak. Bunu bir kez daha onlara gösterdik ve göstermeye devam edeceğiz.
“Özgürce bir arada yaşama fikriyatını ortaya koyan tek parti HDP’dir”
Akıllarında sadece HDP var, çarpıyorlar, bölüyorlar, topluyorlar sonuç sürekli fiyasko çıkıyor. İstedikleri kadar toplasınlar, çarpsınlar, bölsünler HDP’yi asla kapatamayacaklar. HDP aynı zamanda bu ülkenin geleceğine yön verme gücüne sahip olmak, söz ve karar sahibi olmak demektir. Değişimin temel anahtarı sizlersiniz. Sizin örgütlü gücünüz, mücadelemiz, dik duruşunuz, direnişimizdir. Kürt’üyle, Alevi’siyle, Êzidî’siyle, Laz’ıyla Çerkez’iyle bu ülkede tüm dillerin, kimliklerin, inançların, hakların özgürce bir arada yaşama fikriyatını ortaya koyan tek parti HDP’dir. Bu böyle olmaya da devam edecektir. Bunu yaptığımız için bu kadar saldırı altındayız.
“Deniz Poyraz Kürt halkının ve bütün Türkiye halklarının yüreğinde yaşıyor”
Deniz Poyraz arkadaşımızı katlettiler. İzmir’de Türkiye’nin üçüncü büyük ilinde Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin il başkanlığında yoldaşımızı Deniz Poyraz’ı katlettiler. Katlettikten sonra özellikle bu cinayeti örtbas etmeye çalışan bir anlayışın olduğunu çok iyi biliyoruz. Deniz Poyraz’ı kimin katlettiğini, arkasında örgütlü gücü çok iyi biliyoruz. Bir katil tek başına bir katil değildir, arkasında organize bir güç vardır. Biz bu planın, örgütlerin, gücün kimler olduğunu biliyoruz. Biz bunu Çorum’dan Maraş’tan Sivas’tan Roboskî’den Gazi’den Ankara Garı’ndan Suruç’tan ve buralarda işlenen katliamlardan çok iyi biliyoruz. Bu salondaki bu coşku ve birliktelik Deniz Poyraz’ın katledilmesine verilen en büyük yanıttır. Deniz Poyraz ölmedi, milyonlar oldu, sel oldu. İzmir’in bütün sokaklarına yayıldı. Buradan bütün Türkiye’ye bütün dünyaya yayıldı. Deniz Poyraz’ı öldürdüğünüz sanıyorsunuz ama Deniz Poyraz Kürt halkının ve bütün Türkiye halklarının yüreğinde yaşamaya devam edecek.
“Duruşmayı il il kaçırabilirsiniz ama hakikatin açığa çıkmasını engelleyemeyeceksiniz”
Deniz Poyraz cinayetini örtbas etmeye ve yargılamayı Kayseri’ye taşıma isteklerinin olduğunu biliyoruz. Bu duruşmayı il il kaçırabilirsiniz ama hakikatin açığa çıkmasını asla engelleyemeyeceksiniz. Türkiye halkları başta kadınlar olmak üzere bu katliamı yapanların peşini bırakmayacak, hakikatin ortaya çıkmaması için bu mücadele devam edecek ve hakikat mutlaka ortaya çıkacaktır. Sevgili Deniz’e sözümüzdür, sana verdiğimiz söz mutlaka yerine gelecek. Senin umut ettiğin, arzuladığın, yarım kalan barış umudun bu ülkede mutlaka hayata geçecek. 84 milyon insanın özellikle AKP-MHP iktidarının yarattığı kara bir kışı geçirdiğini biliyoruz. Ülkenin kaynaklarına çöken talan düzeni, yaşamı her gün daha da zorlaştırıyor. Halkın cebini, sofrasını, çarşısını, pazarını, marketini yangın yerine çeviren bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidar toplumun üzerine çöken siyasi bir afet, felakettir. AKP-MHP iktidarını bu ülkeden göndermek bizim boynumuzun borcudur.
“AKP ve MHP iktidarını biz indireceğiz, biz düşüreceğiz”
Bugün tarihin en yüksek elektrik zamları ile Türkiye’yi Edirne’den Hakkari’ye kadar karanlığın içine sürüklediler. Türkiye bütün tarihi boyunca en büyük zam, yoksulluk ve yolsuzluklarla karşı karşıya kaldığı bir dönemi yaşıyor. Bunların zihniyetleri karanlık olduğu için bu karanlık ortamları yaratmaya devam ediyorlar. Yapılan zamlar açıkça bir soygundur. Evlere gelen yüksek faturalar haraç ve soygun faturasıdır. Bunlar için halkın hiçbir önemi yoktur, varsa yoksa Saray’dır, 5’li çetedir, yandaşlarıdır. Halk açıkta mı karanlıkta mı, yoksullukla mı uğraşıyor, zamlarla mı pençeleşiyor umurlarında değil. Bütün bunlar için milyonlarca genç işsiz. Artık Türkiye’de yaşamak istemiyorlar, başka ülkelerde yaşamak için Türkiye’yi terk ediyorlar. Bu ülkeyi bu hale getiren AKP-MHP iktidarının tam da bu dönemde bunları yapması kendi koltukların sağlama alması içindir. Biz bu yola asla izin vermeyeceğiz, onları iktidardan biz indireceğiz, biz düşüreceğiz.
“Türkiye halkları ne AKP’ye ne MHP’ye mecbur da değil mahkum da değil”
Utanmadan, sıkılmadan bu yaşanan ekonomik krizi düzelteceklerini söylüyorlar. Zannedersiniz ki muhalefette onlar, iktidarda olan başkaları. Bütün bu çoklu krizlerin müsebbibi sizsiniz, ülkeyi talan ettiniz, çalıp çırptınız, ülkenin bütün kaynaklarını çıkarlarınız için harcadınız. Ülkenin bütün kaynaklarını savaşlara harcadınız. İşte bütün bunların faturası zamlar ile birlikte Türkiye halklarına geri dönüyor ama Türkiye halkları ne AKP’ye ne MHP’ye mecbur da değil mahkum da değil.
“İktidar ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor”
Önce zam yapıyorlar, arkasından yaptıkları zamları bir iki puan düşürüp sanki yeni bir şey yapıyormuş, ucuzluk yapıyormuş gibi halka yalan söylemeye devam ediyorlar. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Biz sizin bu yalanlarınızın farkındayız, halkımızın karnı bu yalanlarınıza tok. Artık aldatılacak bir Türkiye halkı karşınızda yok. Bugüne kadar hiçbir sorun çözemeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu ülkede Kürt sorunu var, Alevi sorunu, kadınların sorunu var, yoksulluk sorunu var, açlık sorunu var. İşte bu sorunlar orta yerde duruyorken “çözdük” diyen bir zihniyetin yalanlarını dinleyecek tek bir insan yok. Bu sorunlar çözülmeden Türkiye krizlerden asla çıkamaz. Bu sorunları yok sayan iktidarın ekonomik sorunları çözeceğiz demesinin hiçbir anlamı, kıymeti yok. Bu ülkede seller, depremler, felaketler, Pandemi oldu ve onlar halkı bu sorunlarla baş başa bıraktılar. Sel olan Karadeniz’e gidip halkın kafasına çay paketi attılar, yangın olan yere çıkıp yangını HDP’nin çıkardığın iddia ettiler. Deprem oluyor, depremden bile HDP’yi sorumlu tutan bir anlayış ile karşı karşıyayız. Biz mücadelemizi ve direnişimizi asla ve asla onların siyasetine göre belirlemiyoruz, bir yerde sel, yangın, deprem olsa HDP oradadır, orada olmaya devam edecektir.
“İnsanları mağdur ediyorlar, karda kışta elektriksiz bırakmaya devam ediyorlar”
Şimdi kara bir kış var. Türkiye’nin birçok yerinde yağan kardan dolayı büyük mağduriyetler yaşadılar. Isparta’da insanlar 4 gün elektriksiz kaldı, insanlar soğuktan donmaya mecbur bırakıldılar. Başka bir yerde tweet atan bir öğrencinin, halktan birinin kapısına onlarca polisi göndermeyi bilenler, kardan kapalı olan yolları, Isparta başta olmak üzere birçok yerde insanları mağdur etmeye, elektriksiz bırakmaya devam ediyorlar. Güçlerini sadece yargıdan ve medyadan alan AKP iktidarının gücünün yettiği tek bir yer olarak gördüğü HDP ve Kürtler, size öyle bir ders verecek ki bir daha başınızı bile kaldıramayacaksınız.
“AİHM kararlarını tanımak zorundasınız”
AİHM kararlarını tanımayan, demokrasiyi, hukuku ayaklar altına alan bir iktidar var karşımızda. Adaletsizliklerin her gün çoğaldığı ve buna hizmet eden bir iktidar var karşımızda. Cezaevlerinde rehin olarak tutulan Selahattin Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın, İdris Baluken’in Gültan Kışanak’ın, Sebahat Tuncel’in, Ayla Akat Ata’nın 5 yıldır suçsuz bir şekilde cezaevlerinde tutulduğunu herkes biliyor. Bu insanların hiçbir suçunun olmadığını dünya alem biliyor. AİHM işinize gelince başvurduğunuz ama işinize gelmeyince tanımadığınız bir mekanizma değildir. AİHM’nin dokunulmazlıklar konusunda ihlal kararı verdiği karar önemli bir karardır. Bunu dikkate alınıp uygulanması gereken bir karar olarak görüyoruz. Sizin keyfinize göre uygulanmayacak bir karar değildir. AİHM kararını tanımak zorundasınız, Selahattin Demirtaş’ı da Figen Yüksekdağ’ı da İdris Baluken’i de Aysel Tuğluk’u da serbest bırakmak zorundasınız. Bunun lamı cimi yok, bu ciddi bir iştir. Türkiye bu kararları uygulamadığı için kaybeden bir ülke durumuna geldi. Buna da AKP-MHP iktidarı öncülük yapıyor.
“Ülkeyi bir tecrit ülkesi haline getirdiler”
Sadece bununla sınırlı kalmıyorlar. Halkın iradesini tanımayan, belediyelerimize kayyım atayan, Kürtlerin iradesini tanımayan, seçimlerde demokratik siyaset kanallarını ve insanların özgürce oy kullanmalarını engelleyen, seçeni cezalandıran ve cezaevine atan bir iktidar var. Yarın sandıklar kurulsun o belediyelerin hepsini tek tek sizden almazsak namerdiz. Ülkeyi İmralı’da Sayın Öcalan şahsında uygulanan tecritle ile bir tecrit ülkesi haline getirdiler. Tecrit artık Türkiye’nin her yerinde yaygınlaştı, yaygınlaşmaya devam ediyor.
“Bizi yok sayanları zamanı geldiğinde biz de yok saymasını iyi biliriz”
İnsanları evlerine hapsetmeye çalışan, insanların alın terini, emeğini sömüren, işçinin, emekçinin, üreticinin emeğini yok sayan bir iktidar var karşımızda. Bunların karşısında onları yenebilecek güçlü bir muhalefete de ihtiyaç var. Dün 6 siyasi partinin genel başkanları bir araya geldiler. Bu toplantıdan sonra sosyal medyada kıyamet koptu. Niye bu 6’lının içinde HDP yok diye soranlar oldu. Sevgili halkımız sizi tanımayanları biz hiç tanımıyoruz, bu da böyle bilinsin. Bizi yok sayanları zamanı geldiğinde biz de yok saymasını iyi biliriz. O 6 siyasi partinin birini ayırın, diğerlerinin oy toplamı HDP’nin yarısı bile etmez.
“Bizim yolumuz 3’üncü yoldur”
Bunun için hiç oralı olmamıza gerek yok. Bunun için biz kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Yolumuz 3’üncü yoldur, 3’üncü yol. Bu 3’üncü yola bir gün herkes muhtaç olacak, bir gün herkes mecbur olacak. Bir gün herkes bizimle görüşmek için yanımıza gelecek, randevu isteyecek. Bundan hiç kimsenin kuşkusu ve şüphesi olmasın. Biz öyle kolay lokma değiliz. Biz sevgili Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi “demirden leblebiyiz, ağzınıza alırsanız dişleriniz kırılır.” Elbette ki biz demokratik bir muhalefeti, bir mücadele ortaklığını büyütmeye kararlıyız. Bu kararlığımız, cesaretimiz, irademiz her daim olacaktır. Demokrasi ittifakı dediğimiz bu yol mücadele ortaklığıdır. Bu güç birliği hem tarihsel hem de toplumsal bir ihtiyaçtır. Bu umudu yeniden inşa ediyoruz. Hepimize hayırlı olsun.
“Çıkış yolu demokrasi ittifakında buluşmaktır”
Türkiye’nin bu çoklu krizlerden çıkış yolu demokrasi ittifakında buluşmaktır. Bu birliktelik tüm Türkiye halkları, Türk’ün, Kürt’ün, Alevi’nin, Laz’ın, Çerkez’in bir arada yaşaması için elzemdir. Bütün bu birlikteliklerin sonunda Türkiye’nin bir barış ve huzur ortamına, özgürlüklere, adalete ve hakikate ulaşabileceği yarınları hep birlikte kuracağımıza bir kez daha söz veriyoruz. Yeter ki cesaretli, kararlı olalım ama aynı zamanda HDP’li olalım, HDP’de kalalım. Ahmet Kaya’nın dediği gibi umut sizdedir, yarınlar sizdedir. Umut HDP’dedir, kadınlardadır, gençlerdedir, tüm haklarımızdadır. Türkiye haklarındandır. Hepinizi sevgiyle selamlıyor, yolumuz açık olsun diyorum.”