Yeni bir teori, milyarlarca yıl önce yıldızlararası geçiş yapan devasa bir nesnenin Güneş Sistemi’nden geçerken gezegenlerin yörüngelerini değiştirmiş olabileceğini öne sürüyor.
Haber Merkezi / Bu şaşırtıcı teori, Güneş Sistemi’nin nasıl şekillendiğine dair düşüncelerimizi yeniden şekillendiriyor.
Güneş Sistemi, varoluş yolculuğuna yaklaşık 4,6 milyar yıl önce, yoğun, dönen bir gaz ve toz bulutundan çıkarak başladı. Gezegenler bu dönen gaz bulutunun içinde oluştu ve dairesel, eş düzlemli yörüngelerde hizalandı. Ancak bu pastoral resim, özellikle Jüpiter ve Neptün gibi dış gezegenlerin yörüngelerindeki bazı kafa karıştırıcı düzensizlikleri hesaba katmıyor.
Bilim insanları, bu düzensizliği açıklamak için gezegenler arasındaki kütle çekim etkileşiminin gezegenlerin konumlarını değiştirdiği “gezegen göçü” teorisine güvendiler. Ancak bu teori bile temel soruları cevapsız bırakıyor. Gaz devlerinin yörüngeleri neden hafifçe eksantrik görünüyor? Neden sadece gezegensel dinamiklerin ötesinde bir bozulmayı ima edecek kadar eğikler?
Yeni teori, henüz hakem denetiminden geçmemiş olsa da, ilgi çekici bir olasılığı ortaya koyuyor: Jüpiter’in kütlesinin 50 katı kadar olan yıldızlararası geçiş yapan bir nesne, milyarlarca yıl önce güneş sisteminden geçmiş olabilir. Güneş’e 20 astronomik birim (AU) mesafeden geçen böylesine büyük bir cisim, gezegenleri kütleçekimsel olarak bugün gözlemlediğimiz yörüngelere itmiş olabilir.
Bilim insanları, gelişmiş bilgisayar simülasyonları kullanarak bu karşılaşmanın gerçekleşme olasılığının 100’de 1 olduğunu hesapladılar. Bu düşük bir ihtimal gibi görünse de, astronominin geniş zaman ölçeğinde, ciddi olarak değerlendirilmesi gereken bir olasılıktır.
Böyle bir bozulmaya ne tür bir nesne neden olmuş olabilir? Kendi yıldız sisteminin dışına fırlatılmış bir gaz devi olabilir. Ayrıca, yıldızlararası daha büyük bir yapının parçası da olabilir. Her şeye rağmen, böyle büyük bir nesnenin etkisi derin olurdu, gezegenlerin yörüngelerini değiştirir ve güneş sisteminin yapılandırmasında kalıcı iz bırakırdı.
Bu yıldızlararası geçiş yapan büyük nesne teorisi geçerliyse, teori, yıldız sistemleri hakkında uzun süredir kabul gören varsayımlara meydan okuyor. Ayrıca yeni sorular da ortaya çıkarıyor: Kaç yıldız sistemi benzer karşılaşmaların izlerini taşıyor olabilir? Bunun gibi nesneler sadece yörüngeleri değil, yeni oluşan sistemlerdeki yaşam koşullarını da etkileyebilir mi?