Bitki Bazlı Beslenmenin Tehlikeli “Yan Etkileri”
Kilo verme ve sağlıklı kiloyu koruma söz konusu olduğunda bitki bazlı beslenme en iyi çözümlerden biri olarak kabul edilir. Ayrıca, birçok kişi için bitki bazlı beslenme sağlıklı yaşamanın yoludur.
Haber Merkezi / Son yıllarda bitki bazlı beslenmenin popülaritesi artarken, birçok kişi geleneksel omnivor beslenmeden bitki kaynaklı gıdalardan oluşan beslenmeye geçiş yapmış durumda.
Bitki bazlı beslenmeyi savunanlar sıklıkla, daha düşük kronik hastalık riski, kilo kontrolü ve gelişmiş sindirim dahil olmak üzere çok sayıda sağlık yararından söz ederler.
Bununla birlikte, herhangi bir beslenme yaklaşımı gibi, bitki bazlı beslenmenin de farkında olunması gereken potansiyel tehlikeleri ve yan etkileri vardır.
Önemli bir beslenme değişikliği düşünülürken bilinçli seçimler yapmak ve beslenme ihtiyaçlarının karşılandığından emin olmak önemlidir. Bu makalede, bitki bazlı beslenmenin dezavantajlarını ve bunlardan nasıl kaçınabileceğinizi anlatacağız.
İyi dengelenmiş bitki bazlı bir beslenme geniş bir yelpazede besin maddeleri sağlarken, bazı temel besin maddeleri hayvansal kaynaklı gıdalarda daha fazla bulunur. Bitki bazlı beslenme B12 vitamini, demir, çinko, kalsiyum ve omega-3 yağ asitleri gibi besin eksikliklerine yol açabilir.
Bu nedenle öyle bir beslenme planı yapılmalı ki tüm bu besinler de alınabilmeli. Benzer şekilde, omega-3 yağ asitleri, özellikle de DHA olarak bilinen formu, beyin sağlığı için gereklidir ve balıklarda yaygın olarak bulunur.
Keten tohumu ve ceviz gibi bitki bazlı omega-3 kaynakları, vücudun DHA’ya dönüştürebileceği bir öncü olan ALA’yı sağlar, ancak dönüşüm oranları genellikle verimsizdir. Bu, doğru şekilde ele alınmazsa potansiyel olarak bilişsel sorunlara ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bitki bazlı gıdalar lif miktarını önemli ölçüde artırabilir, bu da gaza ve şişkinliğe neden olabilir. Böyle bir durumda, lif açısından zengin gıdaları yavaş yavaş beslenmeye dahil etmek ve sıvı alımını korumak önemlidir. Bu, gaz ve şişkinlik rahatsızlığını azaltmaya yardımcı olabilir.
Kuruyemişler, soya veya glütensiz tahıllar gibi bitki bazlı bazı gıdalar alerjiye veya hassasiyete yol açabilirler. Riski azaltmak için beslenmeye çeşitlilik getirmek önemlidir.
Bununla birlikte, bitki bazlı beslenmenin kilo vermede etkili olduğu düşünülmektedir. Ancak birçokları için ani kilo alımı yan etkilerden biridir. Çok fazla doymuş bitki bazlı gıda maddesi veya yüksek kalorili bitki bazlı atıştırmalıklar tüketmek kilo alımına neden olabilir. Bunu önlemek için tüketilen miktara dikkat edilmesi gerekir.
Brokoli ve lahana gibi turpgiller, aşırı tüketildiğinde tiroid fonksiyonunu bozabilecek bileşikler içerir. Bu sebzeleri pişmiş olarak tüketmek, etkilerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Bitki bazlı bir beslenmeye geçmek, özellikle de aniden yapılırsa, sindirim rahatsızlığına yol açabilir.
Meyvelerden, sebzelerden ve tam tahıllardan artan lif alımı, bağırsak yeni beslenme düzenine uyum sağlarken gaza, şişkinliğe ve bağırsak alışkanlıklarında değişikliklere neden olabilir. Kademeli geçişler ve fermente gıdaların dahil edilmesi bu geçişi kolaylaştırmaya yardımcı olabilir.