Bilal Kayabay Kimdir? Hayatı, Eserleri
7 Eylül 1947 yılında Adana’nın Tufanbeyli ilçesinin Şar Köyünde dünyaya gelen Bilal Kayabay, Artvin’in Aşağı Maden köyünden halk şairi Kabakçıoğlu’nun torunudur. Çerkes kökenli olan ailesi Kafkasya’dan 1864’da Türkiye’ye göç etti, değişik illerde yaşadıktan sonra Adana’ya yerleşti.
Haber Merkezi / İlkokulu Şar Köyü İlkokulunda, ortaokulu Saimbeyli-Feke Ortaokullarında okudu. Ankara Atatürk Akşam Lisesinden sonra, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü ve Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinde öğrenim gördü. Öğrencilik yıllarında değişik işlerde ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalıştı. 2 Ocak 1980’de silahlı saldırıya uğradı, ağır yaralandı. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliğinden 1996’da emekli oldu ve İstanbul’a yerleşti. Türkiye Yazarlar Sendikası ve Dil Derneği üyesidir.
Bilal Kayabay’ın ilk şiiri İnsanlar Sence, Öğretmen Dünyası dergisinin Kasım 1987 sayısında yayınlandı. Daha sonraki eserleri Damar, İnsancıl, Türk Dili, ABC, İzlek ve Yaba Öykü dergilerinde yayınlanan Kayabay, halk şiirinden faydalanarak ironi dolu, coşkulu ve fikrî ağırlıklı şiirler yazdı. Sözcükleri altalta sıralayıp bir sözcük koridoru açarak yoğun bir şiir kümesi oluşturmada da çok başarılıdır. Şiirlerinde hece vezni ile yazdı; aşk, hasret, acı, vb.konuları işledi. Kayabay’ın beşi yayımlanmış, biri yayına hazır altı şiir kitabı vardır.
“Ben kendi mavimdeyim”
yelin suyla öpüştüğü
zamanlara saklıyorum
kendimi
bir damladan
denizlere varana
sular hep değişirken
bengiledim yelimi
şimdi okyanustayım
unutsun göller beni
her yakamoz
bir gülücük
bebek yanaklarından
ben uçuk mavimdeyim
“Yasaklıyım büyümeye”
gelmelerin
avcumda sarı bir yirmibeşlik
çocukluk ağzımda kınalı şeker
yabanıl dudaklar kalır hediye
yanar su içmem üstüne
gitmelerin
oyunlarda yitirmem ki paramı
çocukluğumun gönlünde cehennem
samanıl yangınlar kalır geriye
yanar su serpmem üstüne
dün çocuktum
bugün ozan
yasaklıyım büyümeye
“Yüreğini dört aç sevdam”
beni sevmek
en çok
sana yakıştı
sırtlan sizsiliğinde sokulur
sevgilere
korkular
yüreğini dört aç sevdam
gönlümün tan vaktidir
gözlerimdeki yangın
üç sesli bir kuş konar
kirpiklerine
gizil sevdaları diler
yeraltı sularına benzeyen aşkın
soluğun
soluğumda baharlar
soluğun
toroslar’dan esen poyraz gibidir
dağlı çiçekleri taşır
içime
seni sevmek
en çok
bana yakışır
yüreğini dört aç sevdam
“Eytişim”
Mırnavlara çıkmalıyım bir gece
Gönül koyup gitmemeli mart ayı
Uğramayabilir bize bir daha
Bu yolculuk karayerde…
Nah biter
Ben uğrarım kedilerin ayına
Hangi dalda bir gül açsa kırmızı
Suboyu yazıyabanda
Düğün kurmuş kelebekler türküsü
Güzel dönüşüm/dür çirkin dünyaya