Beşiktaş Başkanı Çebi’den Galatasaray’a Dikkat Çeken Gönderme
TFF Olağan Seçimli Genel Kurulu sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, “Yine bir oyuncu kuralı getirilmiş. Mavi kartı olan oyuncu, yerli statüsünde oynayabilecekmiş. Bu kural bir tek kulübe yarıyor. Bir şey herkese yaramıyorsa bunu yapamazsınız. Bu taraf olmak, birine destek olmak anlamına gelir. Beyaz sayfa diyoruz. Dakika bir karşımıza lekeli sayfa çıkıyor” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “Ben federasyon başkanlığına aday olmadım. Hiçbir zaman aday olmak istemedim. Başka adayların olması ve benimsememiz halinde destek olabileceğimizi ifade ettik. Sanki ben 3-5 aydır federasyon başkanlığına hazırlanıyormuşum gibi hava oluşmuş, bunun için itiş kakış olmuş. Böyle bir şey yok. Beşiktaş dururken benim federasyonla işim olmaz. Aday olmam istendi ama aday olmadım. Başka aday çıksaydı onu desteklemeyi tercih ederdik. TFF başkanı beyaz sayfa açmak istiyorsa o sayfayı kirleten biz olmayacağız.”
Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Ankara’da düzenlenen Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı’nda delegelere hitaben bir konuşma yaptı. Ahmet Nur Çebi’nin konuşması şöyle:
“Huzursuz bir süreç yaşanmıştır. Kısa da olsa bu süreci paylaşmak istiyorum. Temennilerimi de yeni başkanımıza ve yeni yönetime arz etmek istiyorum.
Geçen sezon Beşiktaş’ın uğradığı sıkıntıları sizlerle paylaşma ihtiyacımız var. Bunlardan bir tanesi, Alanyaspor maçında Yasin Kol hakemimiz skandal denebilecek kararlara imza attı. Bunlar görmezden gelindi. İki hafta sonra yeniden görev verildi.
Ankaragücü maçında futbolcumuz Josef de Souza bir holigana müdahale etti. Takım arkadaşlarını ve hakemi korudu. Tam bu nedenle ceza kesildi. Bu haksızlığı ortadan kaldırmak hiç kimsenin aklına gelmedi ve gereği yapılmadı.
Demir Grup Sivasspor – Galatasaray maçında ofsayt pozisyonunun VAR kayıtları açıklanırken futbolcumuz Nkoudou ve Beşiktaş konuya neden dahil edildi? Bir daha da VAR kayıtlarını açıklama cesareti gösterilemedi.
Deprem felaketi sonucu ligden çekilen takımlar konusunda Kulübümüzün isteği ve UEFA’nın tavsiye kararı olan yaklaşıma “Akıllara zarar” ve “Mantık dışı” dediniz. 9 Şubat günü Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç ile birlikte sayın başkanımız basının karşısın çıkıp “İki metot var, bunlardan birini” seçeceğiz diye neden konuştu? Bugün akıllara zarar UEFA tavsiye kararı o gün seçeneklerden biri olarak neden basına sunuldu? Kulüpler Birliği’nde bu konuyla ilgili yapılacak olan çalışma, talepler ve görüşler sorulurken birçok kulübe telefonla aranarak baskı yapıldı.
TFF Başkanı ayrıca “Öyle bir karar alsaydık bile sonunda şampiyon başka bir takım olurdu” dedi. Bu da maalesef talihsiz bir açıklamaydı. “Eğer aradaki puan farkı 5 olsaydı nasıl bir açıklama yapardınız?” diye benim kamuoyu önünde yaptığım açıklamaya bir cevap henüz gelmedi.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü deplasmanda rakiplerinden iki maç daha fazla oynamış. Neden bu hiç önemsenmedi? Bunun için yaptığımız teklifler neden değerlendirilmedi?
Ayrıca benim ve Kulübümüzün yöneticilerinin yaptığı hakaret içermeyen açıklamalara sürekli ceza kesildi. Neden bu yola tenezzül edildi, bunu bilemiyorum. Bir cezam tahkimde kaldırıldı, aynı ceza ile ilgili iki ve üçüncü tahkimlerde aynı kararlar onandı. Eşit olmayan, birbiri içerisinde, uyum içerisinde olmayan, tahkimin verdiği kararlar söz konusuydu. Şimdi bir baktım, birincisinde bir başka takım var, onun yöneticileriyle hep beraber affediliyoruz. İkincisinde tek başınayım ve üçüncüsünde ceza almaya devam ediyoruz.
Sayın başkanımız, biz depremle ilgili maç yaparken yanımızda olmadınız. Ama şampiyon takımla ilgili orada bir saatten fazla vakit harcadınız. Helali hoş olsun ama biz de sizi beklerdik.
2028-2032 adaylık başvurusu UEFA’ya teslim edilirken dünyanın en güzel stadyumu olan Beşiktaş’ın stadı dosyada yer almadı.
Örneğin futbolcu Icardi’nin “Bir utanç, bir skandal, yılın soygunu” sözleri hakaret kabul edilmedi ama Beşiktaşımızın, benim ve yöneticilerimin ağızlarından çıkan her kelime hakaret kabul edilerek cezalar yağdırıldı.
Teknik Direktör Jesus’un “Bu ligin sportif gerçekliği yok, maçlar sahada kazanılmıyor” sözleri para cezasıyla geçiştirildi. Ama benim yaptığım her türlü konuşmaya sürekli olarak ceza kesildi.
Özellikle söylemek istediğim şu: Bütün sezon boyunca her takım, hakemlerle ilgili serzenişte bulundu, şikayette bulundu, kabaca söyleyeyim herkes ağladı. Fakat sonuç itibarıyla hakemlerle ilgili bir değişiklik söz konusuydu. Birçoğu gitti, yenileri geldi. Ama bu tekrar tekrar yeniden sıfırlandı ve geri getirildi hakemler. O gün itiraz eden yöneticilerimizin, başkanlarımızın hiçbir şekilde ağızlarını açmamaları da manidardır.
Özellikle şunu belirtmek istiyorum. Az evvel sayın başkanımızın burada ifade ettiği prensiplerden bir tanesi, adalet ve eşitlik maalesef Beşiktaş için geçerli olmamıştır. Bu da bizde güvensizlik yaratmıştır. Beşiktaş Jimnastik Kulübü umursanmayacak bir kulüp değildir sayın başkanım. Ama biz bunun kızgınlıkla söylendiğini kabul ettik. Ama bununla ilgili bundan sonra söylemek istediğim şu: Beşiktaş Jimnastik Kulübü kendisine yapılacak olan haksızlıklara karşı sessiz kalmamaya devam edecektir. Temenni ediyorum ki yeni bir yönetim geliyor. Allah yardımcınız olsun kolay bir iş değil, bunu içtenlikle söylüyorum. Çalıştığınızı ve emek verdiğinizi her yerde söylüyorum. Ancak Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün uğradığı haksızlıklar devam ettiği takdirde maalesef istemeyerek de olsa biz bunlara tavır koymak zorundayız.
Ne ilginçtir ki kamuoyunda söylemler var… Federasyon ile uğraşmayın, federasyonla uğraşırsanız hakemler sizi doğrar. Ben Türk hakemlerinin bu kadar kötüleşebileceklerini ummak bile istemiyorum. Yeni sezon başladığında bunların hepsini beraber yaşayacağız. Umuyorum ki bu tür şeylerle karşılaşmayız.
Özellikle belirtmek istiyorum, sistemde bir hata var. Siz Türk futbolunu yönetmek için buraya talip olabilirsiniz. Genel Kurul Üyelerine sormak istiyorum. Yönetim seçilirken kurullarında burada seçilmesinde fayda yok mu? TFF yönetiminin seçmiş olduğu tahkim ile disiplin kurullarıyla beraber çalışması sizce doğru mu?
Ben buradan bir şey önermek istiyorum sayın başkanım, önünüzde dört yıl var. Allah gerçekten yardımcınız olsun. Bizler Türk futboluna hizmet etmeye devam edeceğiz. Sizler gibi bizler de bu yolda başımızı koyduk. Acaba olabilir mi, makamınıza geçtiğinizde kurullarınızı atamak yerine burada tüm kulüplerin üyelerinin oylarıyla Riva’da sandık koyup, aday olanların listesini asıp, onların ne kadar oy alanlarına bakıp çok oy alanlarına görev vermeyi düşünür müsünüz
Bir kulüp çıkıyor diyor ki; şimdiki MHK başkanı devam ederse bu iş olmaz. Bunlar doğru şeyler değil. Federasyonlar ve yönetimleri, hakemlerin kötü idare ettikleri durum ve ahvallerde çözümü MHK’yi değiştirmeyi, başkanı değiştirmeyi bir formül olarak görmüşlerdir. Rica ediyorum sayın başkanım. MHK Başkanını değiştirerek bir şey çözülmüyor. Ben o gün de söyledim. Hakemlerimizin artık değişmesi lazım. Bu insanların bu kardeşlerimizin geçmişte yönettiği maçlardan dolayı her kulüp ile sorunları var. Birini atadığınız zaman öteki çıkıp “Niye onu oraya atadınız?” diyor. Bu arkadaşlarımız da feragat etsinler. 85 milyonluk bir ülkeyiz. Onların yerine 20 tane 30 tane hakem çıkaramıyor muyuz? Aynı hakemler geliyorlar, aynı hakemler gidiyorlar bizlerde serzeniş bitmiyor. Bütün kulüp başkanları susmadan her maçın sonunda beyanat veriyor. Bunu kökten çözmek, lütfen sayın başkanım bu sizin döneminize nasip olsun. Çözün bunu, dibinden ve kökünden çözün. Ne kadar huzurlu olduğunu ve ne kadar rahat çalıştığınızı o zaman göreceksiniz. Bu bir cesaret işidir. Yapın ve geçin o tarafa. Kurullarınız lütfen size bağlı olmasın, bizler seçelim. Burada futbol ailesine, buradaki samimi havanın daha fazla değiştirmemek adına daha uzun konuşmak istemiyorum. Herkese teşekkür ediyor ve başkan ve yönetimine başarılar diliyorum.”
Ahmet Nur Çebi, daha sonra Ankara’da TFF Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı’nı takip eden basın mensuplarıyla bir araya geldi. Çebi, basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“Beşiktaş’a yapılan haksızlıkları genel kurulda lugatımızı yumuşatarak ifade etmeye çalıştım. Yeni yönetime ve başkana bir mesaj vermeye çalıştık. Eşitlik ve adalet anlamında eksikler olduğunu, bunların kendi politikalarına güvensizlik oluşturduğunu belirttik. Bu tutumun devam etmesi halinde tavrımızı değiştirmeyeceğimizi anlatmaya çalıştık.
Bakan ve vekillerin önünde anlaşılır ve net bir mesaj verdiğimi düşünüyorum. Federasyonla iyi geçinmezsek hakemler bizi doğrar şeklindeki anlayışa inanmak istemiyorum. Öyle bir şey olursa biz de daha da sertleşiriz. Kimse Beşiktaş’ın önünü kapatacak bir tutum içinde olmamalı.
Bütün kulüp başkanları hakemlerden şikayet etti. Sonuç olarak hakemler gittikten sonra geri geldiklerinde muhalefet etmeyenlerin şimdi konuşmaya hakları olmadığını söylemiştim.
Ligi bitirtmeyiz diyorlardı. Lig bitti. Demek ki lig istediğimiz gibi bitmezse ligi bitirtmeyiz diyorlarmış onu şimdi anladık.
TFF, MHK’yı değiştirerek ayakta kalma formülünden vazgeçsin. Suçlu MHK değil, onları oraya getirenlerdir. Kurullar bağımsız olarak seçilmeliler. TFF başkanından rica ediyorum. Kurullara aday olmak isteyenler çıksınlar biz de oy verelim. Kazananlar futbola hizmet etsin. Bağımlı kişilerle bağımsız federasyon yönetim kurulu düşünülemez. Huzurlu çalışacaksak huzurun parçası olacağız. Tercih huzursuzluk olursa onu da yapmayı beceririz.
Biz diğer kulüplere de haksızlık yapıldığında karşısında dururuz. Geçen sezon ligi bitirtmeyiz diyenler şimdi Lale Orta gitsin diyorlar. Her defasında federasyona bir şey mi yaptırmak zorundasınız. Çıkıp bileğinizin hakkıyla kupa almak bu kadar mı zor? Belki bileğinizin hakkıyla kupa alıyorsunuz ama bu konuşmalar insanların kafasında soru işareti yaratıyor. Buna dikkat etmek lazım.
Federasyon başkanının Beşiktaş kamuoyunda bir algısı var. Bu algı doğru değilse bunu düzeltmesi gereken federasyon başkanıdır. Bu algı doğruysa mücadele etmeye devam edeceğiz. İşin özü bu.
Yine bir oyuncu kuralı getirilmiş. Mavi kartı olan oyuncu, yerli statüsünde oynayabilecekmiş. Bu kural bir tek kulübe yarıyor. Bir şey herkese yaramıyorsa bunu yapamazsınız. Bu taraf olmak, birine destek olmak anlamına gelir. Beyaz sayfa diyoruz. Dakika bir karşımıza lekeli sayfa çıkıyor.
Ben federasyon başkanlığına aday olmadım. Hiçbir zaman aday olmak istemedim. Başka adayların olması ve benimsememiz halinde destek olabileceğimizi ifade ettik. Sanki ben 3-5 aydır federasyon başkanlığına hazırlanıyormuşum gibi hava oluşmuş, bunun için itiş kakış olmuş. Böyle bir şey yok. Beşiktaş dururken benim federasyonla işim olmaz. Aday olmam istendi ama aday olmadım. Başka aday çıksaydı onu desteklemeyi tercih ederdik. TFF başkanı beyaz sayfa açmak istiyorsa o sayfayı kirleten biz olmayacağız.”