Bakırhan’dan Bahçeli’ye “YPG” Yanıtı: Temsilcisi Biz Değiliz

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısının YPG’yi kapsayıp kapsamadığına ilişkin, “Çağrının nereyi, ne kadar kapsadığının muhatabı bizler değiliz. SDG’nin temsilcileri de biz değiliz” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti’nde yer alan Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Emek Partisi (EMEP) temsilcileriyle Meclis’te bir araya geldi. EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, milletvekilleri Sevda Karaca ve İskender Bayhan, DEM Parti heyetini karşıladı.
Basına kapalı görüşmenin ardından açıklama yapan Seyit Aslan, şu ifadeleri kullandı: “İmralı’dan yapılan çağrının demokratikleşme adına önemli olduğunu düşünüyoruz. Partimiz geçmişten bu güne Kürt sorununun savaş sarmalından çıkarılmasını hep söyledi. Bu zeminin daha demokratik olarak tartışılması açısından İmralı’daki tecritin kaldırılması, operasyonların durdurulması, belediye başkanlarının yeniden göreve başlaması Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından önemli olacaktır.
Bütün bu süreçlerin demokratik bir zeminde tartışılması için herkesin üzerine düşen görevi ve sorumlulukları acilen yerine getirmesi gerekir. Yapılan çağrının askıda durması sürecin başka nedenlerle başka sonuçlar doğurması hem Türkiye halkları açısından hem Ortadoğu halkları açısından hem Türkiye’nin demokrasi güçleri açısından kabul edilebilir değildir. Bu sürecin demokratik yollarla çözülmesi bizim için esastır.”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise, şu ifadeleri kullandı: “Verimli, önemli bir görüşme yaptık. Süreç başlarken şeffaf olacağımızı, yapılan görüşmeleri tartışmaları zaman sınırına takılmadan toplumun bütün dinamikleriyle açık bir şekilde paylaşacağımızı, toplumdan hiçbir şeyi kaçırmadan bilgileri aktaracağımızı belirtmiştik. Her iki İmralı’daki görüşmeden sonra siyasi parti ve toplumun bütün dinamiklerini bilgilendirdik. Son katıldığımız görüşme çok tarihi bir görüşmeydi.
50 yıl önce Ankara’da kurulan silahlı örgütün kendisini feshetmesi kararı o görüşmede çıktı. Çok önemliydi. Sayın Öcalan, Türkiye’nin şiddet ve çatışmalardan uzaklaşarak demokratik bir zeminde diyalogla meselelerin çözülmesini çağrı metninde dile getirdi. Bu süreçteki gelişmeleri, görüşmeleri açık, şeffaf bir şekilde aktararak bu sürece ilişkin katkılarını almaya çalışacağız. Çağrı, Türkiye’deki 85 milyon insana, demokrasi güçlerine, hepimize yapılmış bir çağrıdır. Bu çağrı bir starttır. Bu çağrının karşılık bulması için de güç birliğine ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum.”
“Çağrının nereyi, ne kadar kapsadığının muhatabı bizler değiliz”
Abdullah Öcalan’ın çağrısının YPG’yi kapsayıp kapsamadığına ilişkin sorulan soruya Bakırhan, şu yanıtı verdi: “Önümüzde Türkiye’nin enerjisini yutan, can kayıplarına sebebiyet veren Kürt meselesinin şiddetsiz, silahsız tartışıldığı bir süreçte buraya odaklanmak gerekiyor. Çağrının nereyi, ne kadar kapsadığının muhatabı bizler değiliz. SDG’nin temsilcileri de biz değiliz. Çağrı demokrasi diyor, barış diyor. Muhataplarına sormak daha doğrudur. Sayın Öcalan mektubu gitmişti, o mektuba yanıtlar da verilmişti. O mektupta yazanı ve gelen cevabı görmediğimiz için çağrıya ne dedikleri, nereyi, ne kadar kapsadığını şimdi belirtmek bizim işimiz olmadığını söylemek istiyorum.”
Devlet Bahçeli ne dedi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı ve örgütün yaptığı ateşkes açıklamasına ilişkin bir yazılı açıklama yayımladı. Bahçeli, MHP’nin sosyal medya hesabından yayınlanan yazılı basın açıklamasında, “terörsüz Türkiye” hedefini vurgulayarak “On yıllardır milletimizin başına musallat olan kanlı musibetin nihayet sonu görünmüştür. Sosyal, siyasal, ekonomik, güvenlik, toplumsal maliyeti ile birlikte insani ve vicdani kayıp ve mağduriyetleri yüksek seviyelere tırmanan silahlı şiddet ve ihanet dönemi kapanmak üzeredir” ifadelerini kullandı.
“Terörle demokrasi, silahla siyaset, kaosla huzur, bölünmeyle birlik ve beraberlik arasında güvenli bir liman, ara bir istasyon yoktur” diyen Bahçeli süreçte “herhangi bir yol kazasının yaşanmaması, yanlış anlamaların tezahür etmemesi, hassasiyet yönü ziyadesiyle fazla olan iyimser gelişmelerin sekteye uğramaması/uğratılmaması konusunda son derece dikkat, sorumluluk, özen ve uyanıklık gerektiğini” belirtti.
“DEM Parti’nin sağduyulu, soğukkanlı, sıcak mesajlarının yanı sıra tutarlı ve istikrarlı adımlarını muhafaza gayreti sonucunda Türkiye partisi olmasının önü de açılacaktır” diyen Bahçeli, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının “PKK terör örgütüyle birlikte bütün uzantı ve grupları açıkça bağladığını” savundu.
Bahçeli, “YPG’nin ve buna benzer terörist oluşumların anılan çağrıdan muaf ve istisna olduklarını iddia etmeleri, çatlak ses çıkaranların bu mesnetsiz görüşü bir plan dahilinde paylaşmaları örgütsel ve kurucu önderliğin doğasıyla tamamıyla çelişkilidir” diye yazdı.
“Terör örgütünü kuran feshini istemiştir” diyen MHP lideri “Bunun dışında zamana oynamak, ortamı bulandırmak, süregelen pozitif gündemi tahrip ve tahrik edici nitelikte top çevirmek, siyasi ve hukuki düzenleme taleplerini yoğunlaştırmak aymazlıktır” diye yazdı. PKK’nın ve iltisaklı gruplarınn “derhal ve ön şartsız silah bırakması ve silahlarını Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim etmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Ateşkes açıklamasının doğru, dengeli ve isabetli bir açıklama olmadığını” ifade etti.
Bahçeli “Çünkü ateşkes rejiminden bahsetmek için eşit ve egemen güçlerin karşılıklı münasebet ve mücadelesine sahne olan ahlaki, mantiki, meşru ve hukuki bir ortamın varlığı asla yoktur. Bunun tam tersine olacak şekilde, yapılacak her teklif, söylenecek her söz tek taraflı bir oyalanmadır ve beyhudedir” ifadelerini kullandı. PKK’nın 27 Şubat çağrısına müzahir hareket edip hiçbir şart ileri sürmeksizin silahla yollarını ayırmalı ve örgütsel varlığını sona erdirmesi gerektiğini yazan Bahçeli bunun dışında hiçbir tasarruf, tahayyül ve tehir çabasının “masum ve makul kabul edilmeyeceğinin” altını çizdi.
İmralı’dan gelen çağrıya PKK’yla birlikte diğer uzantı ve iltisak halindeki örgütlerin riayet ve bağlılığı mecburi olduğunu belirten MHP lideri “Terörsüz Türkiye amacı derhal gerçekleşmeli, terör hayatımızdan sökülüp atılmalıdır. Aksi halde elinde kanunsuz silah taşıyan kim olursa olsun bedelini en ağır şekilde ödeyecektir” ifadelerini kullandı.
DEM Parti heyeti CHP’yi ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nde yer alan Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, daha sonra Özgür Özel ile CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Heyeti, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Örgütlemeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin karşıladı.
Basına kapalı görüşmenin ardından açıklama yapan Hatimoğulları, “Bugün oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Hem Türkiye’deki gelişmeleri ve Suriye’de Alevilere yönelik gerçekleşen katliamları ve bunlara yönelik nasıl önlemler alınabileceğine yönelik değerlendirmelerimiz oldu. Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla ilgili kendilerini bilgilendirdik.
Ve bizlerin özellikle bahsini ettiğimiz gündemlerle ilgili, özellikle de Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu çağrıyla ilgili bilgilendirme ve birlikte değerlendirme mahiyetinde bugün itibariyle bir dizi görüşmeler başlatmış olduk. Sabah EMEP’i ziyaret etti. Bugün CHP’yi ziyaret ettik. Bu görüşmelerimiz devam edecek. Barış sürecinin hiçbir şekilde heba edilmemesi çok önemli. Bu anlamıyla devlete ve muhalefete çok önemli görev düşmektedir. Bugün bizleri Kürt sorununun çözümüyle ilgili demokratikleşme paketi hakkında bilgilendirdiler” dedi.
Hatimoğulları, sözlerine şöyle devam etti: “Bu çağrının akabinde bu sürecin yasal ve hukuki bir zemine kavuşması için kimi ortamların hazırlanması çok kıymetli ve önemli olacaktır. Sayın Özgür Özel ve heyetiyle bunları da istişare ettik. Parlamentonun bu süreçte üstleneceği rolün toplumsal barışa ne kadar büyük bir katkı sunacağının bir kez daha altını çiziyorum.
Çatışmasızlık sürecinin özellikle altını çizmek isterim. Fesih sürecinin gerçekleşmesinin zeminin güçlü bir şekilde hazırlanması gerekiyor. Çatışmasızlık sürecinin başlaması önemli. Bundan sonra parlamento zemininde atılacak adımın önemi… Yani bu süreçte bir yasallık sürecinin başlaması çok önemli. Barış sürecinin hiçbir şekilde heba edilmemesi çok önemli. Bu anlamıyla devlete ve muhalefete çok önemli görev düşmektedir. Bugün bizleri Kürt sorununun çözümüyle ilgili demokratikleşme paketi hakkında bilgilendirdiler.”